18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 CUMHURIYET 4 Kasım 1974 MAJW», ÎÎKıYıNİ frfNEMEKri.Vt frfepü... 6ıJı ^AuLAMt^, ^tı'Sî/ ARÎIK... ONA OLM/J/Sİ/rrİ/ ONA VüZ V/tMcYcN ABDULCANBAZ DAĞLAR KRALI Yazan: Edmond About Çeviren: AN Sirmen Tükenen Servet: PETROL n: $evki ıo Yoo siz bana komplo hazırladınız galiba. Şimdi de haydut hikâyesi çıktı başımıza. Ne haydudu. Ben böj'le şeylere inanmıyorum. Butun gazeteler bunların kökunün kurutulduğunu yazıyor. Hem bana baksanıza siz. Ben îrjgılizim, Ingilız anladınız mı? Hele bıri saçımın telıne dokunsun da görün bakalım neler oluyor... Mary Ann annest kadar emln değildi. Koluma daha çok yaslandı ve gerçekten ölüm tehlikesi içinde olup olmadığımızı sordu. ölum mı yok canım. ama soygun mu dlye sorarsamz, or>a bir diyeceğım yok. Umurumda bile değil, dedi Bayan Simons bütun ustümdekileri aisınlar, yeter ki bana vivecek bir şeyler versinler. Daha sonra aniadım ki, zavallı kadm pek ender gorünen ve halk dilinde, karnın zil çalması denen biz bilgmlerin i<e «boulimie» adını verdiğimiz bir hastalığa duçarmış. Bir kez acıktı mı bir tabak fasulya için butun servetjni verebilirmiş. Dımitri ile Mary Ann daha fazla kaybedecek vaktimü olmadığını anlamışlardı. Her ikisi de kadının ıkı yanına geçip kollarından tutarak biraz cince tırmandığımız keçi yolutva doğru sürüklemeye başladılar. Ufarak rahip de bir şeyler mırıldsnarak pejleri sıra gidiyordu. Ne yalan sovleyeyım, catfaloz Ingılizi arkadan itmek için içlmden dayanılmaz bir istek duyuvordum ki, birden keskin bir ıslık sesiyle olduğumuz yerde donduk kaldık. Çevreme bakındım. Yolun iki yanındaki çalılıklar aralandı. Her öbekten üç . dort tufek namlusu uzanıyordu. Birden bir ses Rumca haykırcfı: Oldugunuz yere oturun. Bu sözu iki etmedim. Zaten gördüklerim üzerine bacaklarım vücudumu guç taşır olmujtu. Ajax, Agammemnon ve kam kaynayan Asil'in de aynı durumda olsalardı bize yapılan önerıyi geri çevirmeyeceklerini duşünerek «utuyordum kendimi. Tüfeklerin namluları üzerimize doğru eğildiler. Onların nerdeyse başımıza değecek kadar uzun olduklanm hissediyordum. Korkunun görü?ümü bulandırtfıgını samyorsanız aldanıyorsunuz. înanın hiçbir zaman YunanIılann tüfeklerinın uzunluğunu içinde bulunduğum umutsuz durumdaki kadar iyi hissetmemiştim. Biraz sonra, bütün haydutlar bize çevrilmis silâhlanyla keçi yolunun üstünde etrafımızı sarmışlardı. Şeytanlarla haydutlar arasındaki tek fark şeytanlann sanıldıgından daha az kara, haydutların ise sanıldığından da çamurlu olmalandır. Bizı çember içine alan dört hayta öylesine pisti ki, paramı onlara cımbızla uzatmak duygusu uyandı içimde. Biraz çaba harcayınca, takkelerinin bir zamanlar kırmızı oldugunu anlamak mümkündü, ama elbiseleri üst üste on su dahi yıkansalar ilk renlclerine kavusamazlardı. Krallığın bütün kayalan etek liklerinin rengini kaybetmesine katkıda bulunmuştu. Celcetleri ise daha önce kaldıklan bütün araziden birer nümune taşımaktaydı. Elleri ytizleri hatta bıyıklan ayaklannın altındaki toprak gibi kırmızımtırak bir grilıkteydi. Her hayvan bulundugu yere göre renk ahr. Grönland tilkileri beyaz olur, arslanlar ise çöl rengi, keklik tarlalann tonundadır. Yunan haydutlan da gezdikleri toprak yollann rengine bürünmüşlerdi. Bizi rutsak eden küçük grubun şefl dış g8rünüşüyle diğer arkadaşlanndan farklı degildi. Bununla birlikte belki de eli, yüzü ve elbiseleri arkadaşlanndan biraz daha tozluydu. Üzerimize doğru egildi ve bizi öyle yakından suzdu ki. bir an bıyıklarının suratıma değdiği ni duydum. Avuıı yutmadan önce koklayan bir kaplana benziyordu. Merakını giderdıkten sonra Dimitri'ye dönüp kükredi. Ceplerini boşalt bakalım! Dimitri adamın bir sözünü üd etmedi, çakısını, tütün kesesini ve hemen hemen onaltı frank değerinde olan üç Meksika kuruşunu ayaklannın dibine atıverdi. Haydut delikanlıya kuskuyla bakıyordu. Hepsi bu kadar mı? Evet kardeşim. Sen hızmetkâr mısın? Evet kardeşim. Bir kuruşu geri al, kente beş parasız dönemezsin. Dımitri hemen yüreklenip, pazarhğa koyuldu. Hiç degilse iki kuru? bıraksan. Aşagıda iki atım var. Daha bu sabah kiraladım onlan. Ban günlük kirayı ödeyeyinı. Ahır sahibi Zimmermann'a paranı bizim aldığımızı soylersın. Ya yine de atların Ucretini isterse? O zaman ona, atlannı geri alabıldiği için kendini mutlu sayması gerektigini söyle. O at almachğımzı bılir. Hayvanlan dağ başında ne yapacaksınız? Çok uzattın kes! O yanındaki sınk kim? Dimitri'den önce atılıp cevap verdim. Üstündekilerle sizi zengin edemeyecek yoksul bir Alman bilgini, Çok güzel Rumca konuşuyorsun. Sökül bakalım paraları! Yolun ortasına yirml frankımı, tütün Jtesemi, tabakamı ve mendilimi attım. Büyük sorgucum hayretle sordu: Bu ne? Mendil. Ne için taşıyorsun yarunda? Burnumu silmek için. Neden bana yalan söyleyip yoksulum diyorsun. Yalnızca lordlar burunlannı mendile silerler. Şu sırtındaki kutuyu çıkar. Aç bakalım, içinde ne var? Kutuda birkaç bitki, bir kitap, bir bıçak, bir paket arsenik hemen hemen bosalmış bir matara ile sabahki yemek artıklanndan başka bir şey yoktu. Ylyecekleri görünce Bayan Simons'un gözleri parladı. Kutum el degiştirmeden önce. onlan tngiliz kadına vermek cesaretini gösterdim. Kadm, verdiklerimi büyük zevkle kabul etti ve derhal ekmekle eti yutmaya koyuldu. Bu oburluk haydutlan saşırttı. (DEVAMI VAR) Rezervlerin üçte ikisi <4 7 Kızkardeş,, diye nitelenen şirketlerin kontrolünde Petrolün belli bir vatanı ya da bağımlı olduğu iklim koçulları yoktur. Sibirya'nın buı larla kaplı bölgelerinde olduğu gibi kızgın guneş altında kavrulan çollerde de vardır. Kuveyt'te sondaj cihazlarından birıni eldivensiz eliyle kullanmak istiyen bir işçinin elleri ya'dayapmSk lsüyen.^fcinMt el İeri ise kulfSRımaK istlniği " cihaza yapışıp kalır. Her şeyden önce çok zahmetli bir iştir petrol üretimi işı. Bu alanda çahşanların ujradıkları sakatlıklar, işin zorluğu hakkında yeteri kadar fikir verebilir. Zah metli iştir ama kazançlı da bir ijtir aynı zamanda. Bu nedenle bütün zorluklara ve tehlikelere rağmen, insanlar bu kazançlı ça lışma alanına ko;up dururlar. mek zorunda kalırlar. Denlz dl bi petrol sontfajlarmın masrafl da büyüktür. Bir tek kuyu açabilmek ve üretime geçebilmek için milyonlar harcanır Ancak petrol, kendisine yapılan masrafları karşılıksız bırakan bir ürün değildir. Her zah metin karşılığını fazlasıyla verir. Uğrunda katlanılan zahff aslıca nedeni de bu bu dev şirketler bırbirleriyle mücadele yerıne işbirliğine gıtmışler ve ayru bölgede uyumlu şokilde calışma jolunu seçmışlerdı Bu kadar büyük çıkarların so3 konusu olduğu bir alanda yapılması kolay bir şey değildi yaptıklan. Oysa dev şirketler çıkarları arasında bir uyum sağlamayı başaracak ve Arap ülkelerinde arka arkaya uretıme baslıyacaklardı. Orneğin bugün Suudî Arabıstan'da Texaco bir bolgede Exxon bır dığer bolgede üretim laahyeti içinde degillerdir. Tam tersine bütün büyük şirketler tarafından kurulan Aramco konsorsiyumu bu faaliyetleri yürütmektedir. Bu konsorsıyuma dahil olan şirketler daha sonra hisselen oranında kân alırlar. Dünya devletleri Daha önce sondaj, tiretlm, taşıma ve pazarlama faalıyetlerinm petrol şirketlerinın kendılerl tarafından yürütuldügü beürtılmışn. Bu faalıyetler nedenıyls bu>ük petrol şirketleri ıster istemez ulusal sınırları aşar ve uluslararası bır politıka ulemek zorunda kalırlar. Robert Engler, «Petrol polıtıkası» ad'.ı kıtabmda, bu özellikleri yüzündendir ki, petrol şirketlerinın birer dünya devleti sayılabdeceklerinı ileri sürmüştür. Bu dev petrol şirketleri denia aşirı ülkelerde faahyet göstermeyi tercih ederler. Bunun da ne denleri vardır. Örneğin Amerika'da Teksas eyal^tinde petrolün varılinin üı*t!mi 1.25 dolara mal olur. Sondaj içm yapılan harcamalar da eklenince bu maliyet daha da yükselır. Oysa Suudi Arabistan'da maliyet çok daha düşüktür. Ortalama oiarak Suu di Arabistan'da petrolün varilı 12 sente (180 kuruşa) mal olmak tadır. Kumorfcurier Urafından çekilen dünyanın en bıi.vük petrol sondaj platformu •GraythorpeI>, iı»ş» edildiği tezgâhlardan 334 kilometre uzakta bulunan Kuiey Deıuziqdeki hiı petcol alanma Mİ4£Pvolculuğa bajlıyor. Kuzey DeıHzinde, "t#rröî sonda^tannda kullanılan bu tip soodaj platformlannın »»yısı her geçen gün artmaktadır. o Ulkelerın kanunları İçinde hareket ederler. Ürettikleri petrolU ise kendi pazarlama sistemlerine göre diledikleri ülkelere gönderir ve satışa çıkarırlar. «Yedi kızkardeş»in bir başka özelligi daha vardır. Bunlar petrol sanayiinin her dalında faalıyet gösterirler. Görevleri sadece ham petrolü üretmekle bitmez. Sondaj, bulunan petrolün çıkarılması, bir yerden dıgerine taşınması, ratinerilerde tasfiye edilmesi ve dagıtımı hep bu sirketler tarafından yapılır. Zaman zaman kendi aralannda işbirliğine de gider bu dev şırketler. Bu yüzyılın başlarında Arap ülkelerinin petrol bakımından zenginlikleri anlasıldıgında, «Yedi Kızkardeş» ve petrol dünyası Buıtün petrol dünyasma, petrol sanayi çevrelerinde kendilerınden .Yedi kızkarde$> diye bahsedilen yedi dev şirket egemen bulunmaktadır. Bunlar büyüklükleri sırasıyla Exjcon, Texaco, MobU, Standart ol California, Gulf, Royal Dutch Shell ve British Petroleum şirketleri dir.. Bu dev şirket ler dünyanın bilinen petrol rezervlerinden üçte ikisi üzerinde üretim haklarına sahiptirler. Bunları bilinen şirket türleriyle kanştırmak da dogru olmaz. Bunlar birer devlettir. Kendilerıne göre çalısma jöntemleri, politikaları. uluslararası ilişkileri vardır. Bu yedi şirketten ilk beşi Amerikan sirketidir. Ancak gerçekte diğer ikisi gibi bunların da artık milliyetleri kalmamıştır. Uluslararası şirketlerdir bunlar. Petrol ürettikleri ülkelere vergi öder, Mücadeleden işbirliğine Denizlerde bile var Petrol denızlerde de bulunur. Denjz dibi petrol araştırma larında çah^anlar ise daha da buyuk güçlüklerle karşı karşıyadırlar. Hayatlan her an teh like îçindedir. Petrol çıkarmak İçin kurulan platformlar bazan azgın dalgalara kapılıp sürüklenir. Kış aylannda ise bu pet rol platformlarında çalışanlar akıl almaz güçlüklere goğus ger Y A R I N: PETROL, DÜNYAYI DEĞİŞTÎRDÎ MALKOCOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOGLU BANYA LUKA'NIN TOPLARI DİŞİ BOND T A KV I M 4 KASLM PAZARTESt Guneş 6.33 1.30 öğle 11.57 655 Ikindi 14 43 9.40 Akşam 17.02 12.00 Yatsı 18.34 1.33 îmsak 4.49 11.46 TİFFANY JONES <ni lıutor vt «tıdnn'n K»<l( CMltl Mrıtın lt»lmı, Hr tojıfnll mriaiMfllr. tanlt ıli.'. n •«*• « U M I I I ıc* «ın tır icnt IIIMMZ, cnızt ıHlrını ıı»ttm*ı2 fcrıMt l«r, uı liDİırnııı MTHsınz. VEFATLAR İÇİN Tel 472006 İSLÂM CENAZE I$LERİ MT. lılftı nuMldif ıılttMft ıır ıı»u iztn jın ıcı, r«'i i<v, yırt lıiKtıı jvU I M N ıMIİ IMılır. U*H k(r uılııtt tart (Cen Ajans: ... / 8622) îlânen Tebligat ADALAR SILH HLKCK HAKlMLİĞt.NDEN Dosya No: 974/101 Esas 1 Maryanti Cakson Cum huriyet Cad. No. 47/6 Okay Apt. İstanbul 2 Aleksandros (,alas As lanağzı Sokak No: 19 Büyükada Mahkememizır, 16/8/1974 ta rihli, 974/101 esas. 974/87 sayılı kararı ile. murisınuî Yor go Çalas'm vasiyetinin yenne getirilmesine karar verilmiştir. Yoklugunuzda vertlen bu karar ilânen tebllğ olunur. (Basın: 8379) 8632 Dl PATRON B\Zt oe HIRP4I.AOI yı auıoP SUSTUBAAANI 'e • yı' SACUVOB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle