24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Hrind Dünya Savasına önalan dönemi ergin çaflannda ya?amı« olanlar anımsıyacaklardın Avrupa kaynamaktadır. Nazi Almanya'sında HÎTLER, Faşıst Italya'da MUSSOLİNt, Komünist Rusya'da STALÎN ve Falanjist îspanya'da da FRANCO, Avrupanın ve dolaylı olarak dünyanın, zâten pek de yerinde olmayan dirliğini büsbütün kaçıracak çabaJar, olup bittüer ve girişımler peşındedirler. Bıri: «Almanya'ıun bin yıllık kaderini yapacağım!» hevesinde, öteki: «Akdeniz'i Mare Nostrum / Bizim Deniz'e dönüştüreceğim!> hayalinde, bir diğeri: «Üçüncü Entemasyonal bayrağı altmda Dünya Komünist Ihtilâlini gerçekleştirme» karannda, sonuncusu da: «Demokratik yaşam düzenini otoriter ve totaliter rejime kurban etme» çabasında... îjte bu sıralarda, iyi hatırlarım, Birlesik Amerika'nm 8nde gelen gazetelerinden biri, Avrupanın durumunu yerinde incelemek ve so nucunu da bir yazı dizisi halinde yayımlamak üzere muhabirlerinden birini Avrupa'ya göndermişti. Belli başlı Avrupa başkentlerini ziyaret eden ve en üst kademedeki devlet adamları ve liderlerle görüşmeler yapan bu gazeteci, kamuoyunun Ugi ile beklediği yazı serisinin ilkini, gerçekten özgün bir gazetecilik buluşu Ue, gazetenin ilk sayfasında kamuoyuna şu başlık altmda sunmuştu: «FRANCONUN DUL KARISI, ÖLÜM DÖŞEĞtNDE BULUNAN STALİN'E, MUSSOLİNf'NİN CENAZE TÖRENİNE KATILMAK ÜZERE ROMA'YA GtDEN HİTLER ÎN BtR SUİKASTE KURBAN GİTTİĞt haberini verinceye kadar dunya huzur yüzu göremez! . ... Görüldüğu gibi zeki gazeteci, gerçekten zarif bir kelime oyunu ile. bunalımdan bunalıma düşen dünyanın dirliğe kavuşabilmesini, bencü, muhteris ve ekspansiyonist 'genişleme taraflısıı rutumları ile bu bunalımlara neden olan dört diktatör liderin, çeşitli şekülerde sahneden çekilmelen şartına getinp bağlamak istemişti. însanca yaşama bakımından .en az kusurlu. siyasal rejim olarak tanımlanan 'DemokrasOnin, Türk toplum hayatında, bütün yol ve yontemi ile gerçekten ve ne zaman uygulanmıya başladığını, hangi dönemlerde zaafa. hattâ kesintilere uğradığmı ve kimlerin, ya da hangi olayların buna etken olduğunu saptamak kolay değil. Çünkü, her olumlu girişımde. en az katkısı olanlann en çok konuştuğu, belki çarpıcı değıl ama bılinçli şekilde en çok katkıda bulunanların da en az seslerıni duyurabildikleri bir ülkedir Türkiyemiz; ve çünkü, 1946'da çok partili hayata girişimizi izleyen 1946 1973 sonu arasındaki donemde. demokrasi hayatımız, gereğinden çok ınişli, çıkışlı ve zaman zaman da kesinüli bir patern çizmiştir. Türk demokrasisinde siyasal partilerimize, halka ve aydınlara düşen görevler nelerdir ? Bir îktidarın Anatomısı Emekli General Celil GÜRKAN Bir gazeteci Ecevit'in CHPMSP ortaklığına son verme kararı zamanlama yönünden tartışma götürürse de haksız değildır dinamiğin etkisi ile «durumdan görev çıkarma zorunlugunda bırakılan> en üst kademedeki dört Komutanın ımzaladıgı 12 Mart Muhtıra sı; 24 saat içinde «Partüerüstü ve tarafsız» oluveren bir kışmın başkanlığmda inandıncı (!) bir Hükümet kurulması ve Anayasal reformları yapma görevinın, aynı muhtıra ile suçlanan bir Parlamentoya verilmesi: iç güvenlik konusunda «Balyoz harekâtı»na, yasama >ılanında «Liıks Anayasa» budamasına girişmeyi hıkmeti hükümet sayan bir Başbaksnın. ülkedeki sosyal gelişme. ekonomı'nin boyutlannı aşıyor diye endışeye kapılıp müeyyide uygulamayı tek çıkar yol goren. Sosyo ekonomik konularda son derece sınırlı gorüşe sahip bir Genelkunnay Bsskanına gıin aşırı gıdip hükümet ıcraatı hakkında rapor verdıği ve direktif aidığı *sui gen'ils» bir hükümet: bir kulağı Dankert'lı Avrupa konseyinde, öteki kulağı Sıkıyönetım Savcılarında ürkek hüküme'ler.. kendini cidden nâzik ve tehlikeli bir seçimle karşı karşıya bırakması: Cumhurbaşkanı seçimınde Parlamentonun özgür ıradesıne saygı gostermek ya da göstermemek!.. yaratılan bunalımlı ko&ullaıa rağmen Parlamentonun. Cumhurbaşkanı seçimınde irade özgürlüğünü kullanabilmesi ve nihayet Türk halkının, her türlü telkin, çaba ve vaadlere aldırmıyarak. 14 ekim 1973'te siyasal tercihını, çoğunlukla «Demokratik sol> bjr Partı üzerınde gösterebilmesi... Bııraya kadar özetlemeye çahştığımız olaylar. Parlamenter Demokrasimizin, yerine göre aktifine kaydedilecek olumlu ve güven verici gelişmeler olduğu kadar. haklar ve sorumluluklar> rejimi olan bir siyasal sistemin bizdeki biçimsel uygulamasınm kusurluluğunu ve yetersizliğini gösteren belirtilerdir de. Demokrasi liderler rejimidir Demokrasimizin çizdiği grafik Örneğin. gölgeli bir 1946 genel seçimi: 1950 seçimleri ile sarsıntısız bir iktidar değişikliği; iktidarm bası ve layik Cumhuriyet Hükümerinin Başbakanının. Meclis kürsüsünde: «Yüksek hey'etiniz her şeye ka dırdir; isterseniz Hilâfeti bile getirebilirsinizl. şeklinde konuşabılmesı; Vatan Cepheleri, Anayasa dışı «Soruşturma Komısyonlaıı., bazılarının «olay., bazılarının da «isyan», ya da «ayaklanma» olarak nıteledıkleri 27 Mayıs Devrimi; Kurucu Meclis; Demokratik bir Anayasanın halk oyu ile kabulü. Bağımsız yargı denetimi altmda 1961, 1965, 1969 Genel Seçimleri; Sosyalist bir Partinin kuruluşu ve Parlamentoya girişi; bir iktidarın, sandıktan oy çoğunluğu ile çıktığı gerekçesi ile. Anayasal reformları yapmama özgürlüğüne sahip olduğunu sanan sakat anlayışın:n ülkerie ekonomik ve sosyal çalkantılara yol açması; 12 Mart oncesi Sağlı. Sol'lu şiddet olayları ve taraflı önleme tedbirleri.. Türk SUâhlı Kuvvetleri İçhizmct Kanunundaki •Cumhuriyeti koru mak ve kollamak> hükmüne dayanarak kendi iddialannca «durumdan gorev çıkaran., ancak gerçekte devrimci güçlerin oluşturduğu Ve 12 Mart muhtırası Ve Cumhurbaşkanı seçimi Cumhuriyetin en güçlü güvencesi Türk Silâhh Kuvvetlerınin başı olan bir asker kişınin. Mart 1973te Cumhurbaşkanı adayı olmak için üniformasmı çıkarma kararı vermesi Ue Silâhlı Kuvvetlerin, kendi Bilimin bir türlü yenemediği hastalık: Göğüs kanseri Göğüs kanserinin kalıtımsal olup olmadığı henüz bilinmiyor. Göğüs kanserine yolaçan kromozomların kuşaktan kuşağa geçtiğine iiişkin de bir bul gu yok. Doktorlar bugün bu hastalık hakkında hâlâ çok az şey biliyor. Unufulmamalıdır Demokrasj, sade ve sözlük anlamiyle Halk Yöneîımıdır ama avru zamanda da Lıderler Rejimidir. Yukanda çizmeve çalıştığımız genel tablo da açıkça gösteriyor kı Türkiye. henüz durmuş. oturmuş ve denge bulmuş bır demokratık reiımm geleneklerıne. alışfcanlıklarına. tioşgörüsüne ve, en önemlısı. moral kıırumlarına tümü ile sahip bır ülke değildır. Bınaenaleyh. başta sivasal partüenmızın lıderlerı olmak üzere, aydınlarımıza ve halkımıza düşen önemlı görevler vardır. Özellikle sivasal partılenn yönetıcı kadrolannda dorukta görev almış ve partıye vön verme sorumluluğunu vüklenmiş olanlar, mensup bulundukları panının ılkelen, programlan ve tüzüklerı ne olursa olsun. her türlü soz. eylem, karar ve davranışlarında DÜRÜST, TUTARLI. HALKA DONÜK. MEMLEKETÇI, AKILCI. SORUMLULUĞUNU MUDRİK VE GERCEKÇI OLMAK ve boyle KALMAK zorundadırlar. Katı tutkular. duvgusallık ön vargı. ülke ve dünya kosullarınrian habersızlık, klşlsel çıkarrılık. yalnız liderı değıl, ona lıder diye güvenen toplulukları da daıma çıkmaza gotürur ve sonunda da pahalı faturalan memleket ödeme zorunda kalır. ÇOK partili demokratik hayatımızın, ınışlı, çıkışlı ve zaman, zaman ua kesıntilı akışını, elbette aynı dönem ıçmde. ırıli. ufaklı, omürlü. ömürsüz siyasal kadroların (partilenn) başında «Lider» olarak gorev ve sonımluluk vüklenmiş kışilerden soyutlıyarak değerlendırme olanağı yoktur. DüşüneUm bır kez: Bir yanda, 23 yıllık tek parti rejiminden sonra çok partili hayatta. iktidarm bası bır İNÖNU'nün iktidar anlayışı ve uygulamasınm, ote yanda da. muhalefetin liderlen olarak, gene ayni CHP'den, çeşit!. duygusal etkenlerle yüklü balde kopup ayrılmış bir BAYAR • MENDERES ikılisının muhalefet anlayışi ve uvgulamasımn 194B50 doneminı doğrudan dogruya ve birinci derecede etk'lememis oldtıgu iddıa edılebılir mi' Ajmı kışıler ıçm. aynı şeyi, DU Kez rollerı degışmiş olarak görev aldıkları 1950 1960 donemı bakımından da rahatlıkla soylıyebılınz. 19«J'tan sonra. 27 Mayıs Devrimci fcadrosu da dahıl olmak üzere, İNONÜ'ler. GÜMÜŞPALA'lar, ALtCAN'lar. BÖLÜKBAŞriar. DİNÇER ler. TİTlKES'ler AYBAR'lar. ERBAKAN'lar ve. 12 Martı izleyen dönemde ise. Harp Okulundan çıkmış olmalarından ve omuzlarındakı vnidız sayısırdan baska, dünya pörüşu. devlet vönetımı, demokratık rejım anlayışı. sosvoekonomık bılinç, hatta sanınm ATATÜRKÇULÜK kavramı bakımından kolay. kolay ortak yönlen bulunmayan dört komutanın desteğınde Hükümet Başkanlığı yapan. takat parrı liderı hüvıyetler. olmavar ERtM'ler. MELEN'ler, TALUIar va nihayet INÖNÜ'den sonra CHP liderliğim ele alan ECEVÎT'ler, parti liderlen. ya da Hükümet Başkanlan olarak, Türk demokrasısınin parlamasında, golgelenmesınde. askıya alınmasında. va da kopmasında. verine ve kışısıne göre baş sorumluluğu, ya da şeref payını taşıyan kımseier olmuşlardır. İnöniiler... Gümüşpala'lan... ABD'deherıç kadından birinin göğüs kanserine yakalandığı öne sürülüyor (DIŞ HABERLER SERVİSİ) «TIME» dergislnin son sayısında, goğus kanserımn beiirtilerı, teşhisi, hastalar üzerindekı psıkolojik ve sosyal etkıleriyle ilgili bir yazı yer almıştır. Okurlarımıza özetle sunuyoruz: «Goğüs kanseri yeni keşfedilmiş bir hastalık değildır. Eski Mısırhların papirüs kayıtlan, o zamanlarda bile goğuslerde yumru ve şişkinliklerin bulunduğunu gostermektedır. Her geçen gun kansere yakalanan kacfmların oranlannda ar tış görulmektedir. Amerika'da 4 0 4 4 ya? arasındakı kadınlann ölüm nedenleri arasında baş köşeyi bu kanser turü teşkıl etmektedir. Her ya«ta her onbeş kadından biri de ABÖ'de bu hastalığa yakalanmaKtaaır. !974 yılı sona ermeden 90 bın Amerıkan kadıııı kendisinde kanser bulunduğunu öğrenecek, bunlarln dışında 33 bın Amerikan kadını ise kansercfen oleceklerdir. Son zamanlarda büyük kentlerde gideretc yaygınlaşan beslenme yöntemleri ve gıda rejimi, go güs kanserine neden olabilmektedir. 14 Ekim seçimleri sonrası 14 ekim genel seçimleri, şu gerçeklerl saptama olanağını vermiştır; 0 Türk seçmeni, içten ve dıştan harcanan çabalara ve yapılan telkınlere ıağmen, bir kısını olçü kavramından yoksun siya.i muarızJarınca «ulkeyı Sovvet uycfusu (ıalıne getırmeye kararlı bır komünist» olarak gölgelenmek istenen bır lıdere, ECEVIT'e ve onun «halkla bütünleşerek hakça ve ınsanca bır düzen» sloganına daha çok guvendığını ve umut bağladığım oyu ile gostermıştır. • öteki siyasal kadrolann sorumlu yönetıcılerın!n, bu gerçeğı kabule hazırlıklı ve daha fenası lsteklı oimadıkları gun ısığına çıkmıştır • Tath çıkarlar ve sömürü döneminin sürüp gideceğine gore şartiandınlmış çoğu sermaye sahıplerinln ve onlara hlzmet sunan. tıcaret, endüstn, tanm, basın ve, esefle ılân edelım, oğretım ve üst kademe bürokrası alanında bazı mücahitlerının, vaadediien «hakça düzcn»ın, k«ndi menfaatlerıni «nâhakça> kısıtlıyacağı endışesiyle, uygulayabıleceklerl çok zengin ve çeşitli «perde arkası tertipler» envanteıine ve bunların finansmanı için de yeterince comert duygulara sahip bulunduklan anlaşümıştır. V*»'«SWHML»*' t~i**Â t \ : Göğüs kanseri yeni kesfedilmiş bir hastalık defildir. Eski Mısırlılann papirüs kayıtlan, o zamanlarda bile göğfolerde ymnra ve si«.lifclerin bulunduğunu göstermektedir. Her kadının föğsünde kanserli bir ur gelişehilir. Ancak menepoz devrtsine giren ve bu devrtdekl sıkuıtüann uzun sürdüğü kadınlann. 4550 yaslanndakı kadınlarda hastalığa yakaJanma olastlığı dataa hüyük... Ancak hayvani yağ oranı yüksek yiyeceklenn neden ve nasıl kanserli hücreleri oluşturduğu ise. bugün için hâlâ bir sırdır. bulunan kanserli urlan inkâr etmeğe yönelmektedar. Eski bir iotomodel ve manken olan bir hasta, goğsünde kanserli bir ur teşlıis edildiğinde ve kendısıne bır operasyonun gerekliligi anlatılmak istendiğinde. doktora karji çıkmakta ve göğsunde bir ur bu lunduğu fikrinı dü^ünmekten vazgeçtiğinde, göğsündeki urun da yok olacağım ıddia etmektedır. Eski fotomodel, göğsünün alınma sına ise, güzelliğinin boztıiacagı ve erkekler tarafından artık oeğenilmeyeceği korkusu içinde, kesinükle karşıdır. Onceki yıllarda Amerikalı kadınlar göğüslerinde bir anormallik hjssettikleri zaman, korku ve diğer nedenlerle en erken bir yıl sonra doktora başvurmaktaydılar. Amerikan Kanser Derneği' nın açtığı geniş kampanyalar sonucu bugün artık. bu süre kısaimıştır. Ortalama olarak, kendisinde kanser belirtisi bulan bır kadın, en geç 2,5 ay içinde doktora başvurmaktadır. dan çok sonra olur. 28 günlük mensturasyon siklüsünde (regl döneminde) kadın göğsü, her gün değişim gösterir. Bu degişimler ise çoğu kez, normalın dışmdakı gelişmeleri beraberınde getırilebilir. Genç kadınlann bır çoğunda kistler ve içinde sıvı oulunan küçıik kesecikler oluşmak tadır. Göğuste ana maddesı yag olan kitlelere de sık sık rastlanır. Yine Amerikan Kanser Dernegi' nın yaptığı bir açıklama. göğuste göriilen urlardan »o R58O'inin kan serlı olmadığını ortaya çıkartmıştır. Doktorlar. göğüsteki urların kanserli olmadıklarmı, muayene sonucu kolaylıkla saptayabilmektedirler. Bu konudaki yazılı belgeler uyarınca, muayene sırasında ağnyan ur, habis değildir. Vı ne muayene sırasmda urun yerinde sabit durmayıp, doktorun parmakları altmda yer değiştırebilmesi, kanser olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Ancak, her durumda kesin sonuç alınamaya bilir. örneğin ur çok ktiçük olabilir veya bir çok hücrenin ve arkasma yerleştiği için hareketli karakterde olduğu halde, dokunulduğunda hareketi olanaksızdır. Bu hallerde, kesin sonuç alabilmek için biyopsi gereklidir. «Kokteyl pazarlık» Buna rağmen, çokça zorluk, sabır, hoşgörü ve Sdün, belki biraz verılen söze güven duygusu ve bır miktar da kamuoyu baskısı ile oluşan bir «kokteyl pazarlık» sonucu bilinen koalisyon hukümeti kurulabılmıştir. Artık Türkiye'de demokratik sol bır CHP ile teokratik sağ bır MSP arasında, çekiştirmeye dırenme gücü (cerre mukavemet gucü) ancak zamanla ortaya çıkacak köşebentlerle tutturulan bir hükümet vardır. Ama şu soru da herkesın aklına takılıp kalraıştır: Acaba bu Koalisyonun ömrü. protokolü kadar olsun uzun olabilecek mi? CHP MSP Ortak Hükümetinin neleri yaptığı, neleri yapamadığı açıkça ortadadır. Gizll, kapaklı ydnleri olmuşsa, kanımızca bunlar da, ya açık sözlıl ve tutarlı bir polıtikacı olduğu görülen ECEVtT'ın beyanları, ya da ortağının tevıl yollu ıkrarları ile gün ışığına çıkmıştır. Bu o*önemin göze çarpan ve üzulerek hatırlanacak yönlerinden biri de, uygarca sabır ve hoşgörü ile kurulan ve sürdurülen koalisyon arenasında, iktidar ortağı MSP'nin hırslı bir gladyatör edâsı ile, dış görünüşte «ahlâk ve manevıyat«a götüren. ama geıçekte toplumu, büyük ATATÜKK'ün himmetı Ue yakamızı zor kurtardığımız «Şenat» cenderesine bira* daha yaklaştıran birtakım sözde hükümet ya da bakanlık Icraatı Ue, ATATÜRK Cumhurlyetınin bınbır emekle meydana sjetirilmiş degerlerini (eser, kurum, lnanç, yöntem, gelenek, sistem... olarak) yoketmek, hiç değılse yaralamak çabası içinde bulunmu; olmasıdır. Binaenaleyh, ErbakaD'ın., hangi hüviyetı İle olursa olsun, lnsa bır süre önce bır yabancı dergıye verdıği demeçte, «Şerıat hükümlerimn yürürlukte olduğu bır Türkıye'nın pekâlâ duşünülebileceğinı» açıkça söylemesine ve hükümet kanadı olarak «kısa etekh», «kesık bilekli> ve «şerıat dileklı» bır icraat özlemını getirmesine bakınca, ECEVÎT'in, CHP • MSP ortaklığına,. koşulların ağırlığına rağmen son vermesinde bu karar zamanlama yönünden tartışma gotürebilir pek de haksız olmadığını teslim etmek gerekir kanısındayız. Soranlar olacaktır: önceden belli değil miydi bunun böyle olacağı?. Ama unutmamak lâzımdır ki, 12 Mart Muhtırası ile başlayan ve demokratik parlamenter hayat tarzını kabul etmiş ve Erimsel ampütasyondan önceki 1961 Anayasasına gönül vermlş Türk ulusunun yaşamına ters düşen bır «Ara rejim»den, demokratik rejım aleyhtarlarının eline yeni bır koz vermeden, özgürlükçü demokratik parlamenter rejime sarsıntısız geçebılmek için, seçim sonrası parlamento aritmetığinın gösterdlği zor koşullara rağmen, bir hükümetin demokratik kurallarla kurulmasına zorunluk vardı. Dğradığı oy kaybımn ezikliği içinde: «Hiçbır koalısyona girmeyeceğiz; muhalefette kalacağız» dıyen bir ikmcı partı: ülke sathına yayılmış binlerce din adamından ve imamdan oluşan âdeta bir «İmamlar Enfrastrüktür«u meydana getirecek, gelecekteki seçim şansını bu ait yapı üzerıne oturtabilmek ıçın, sağ, sol, renkJi renksiz, ama iktidar olan her ortakhğa talıp, teokratik düzen özlemlisı bir uçüncü parti; Türkiye'nln en âcil sorunlarından biri, belki de birincısi olan Toprak Reformunda, büyük arazi sahıplerinın yanında yer alarak ülke gerçeklerine eğik düşen, devlet yönetiminde cioTdi sorumluluk alıp almama kararını, bir ısme bağlayacak kadar duygusal davranan, demokratik sol karşısında bile müsamahasız, sağ koalisyonun ısrarlı savunucusu ve nihayet eski isimlere ve hatıralara gereğinden fazla bağlı bır dördüncü partı; sonuncu olarak da, çoğu sorunlara katı bir Mc Carthy'cilik perspektifinden bakmavı ısrarla benimsemış, parlamentodaki oy sayısı itibariyle, hükümet kurma konusunda «olrr.asa da olur» pozisyonunda küçük bir beşincı parti... Işte böylesine karmasık ve çelışkilı bir politik konjonktür içindedir ki, oy merdiveninin 226. basamağına çıkılabilmış, CHPMSP ortaklığı kurulmuş ve ECEVtT de bu ortaklığın başı olma fedakârlığını yüklenmiştir. Bu hükümetin aktifine kaycfedılecek bir hayü icraat olmuştur. Bunu yadsımamak gerekir. Ama, bir süreden beri bu koaliskonun, artık misyonunun tamamlanmıs olduğunu ve tarihıo tarafsız yargısına terkedilmesi zamanının gelcfiğini gösteren siyasal gelış melerin giderek daha ağır basmaya başladığını da görmemezlikten gelmeye olanak yoktu Nitekim, 18 eylüldekı ıstifası ile ECEVtT, hükümet kanadı olarak bazı tutum ve icraatı ile ülke sorunlarının oluşturduğu sert akıntılı bir nehirden ekonomik, sosyal ve politik huzur yakasına geçme çabasındakl bir iktidarın boynuna takılmış bir değırmen taşından fark=ız hale gelen oır koalisyon ortagmdan sıyrılraa kararı vermlş ve »ası suya bırakmıştır. Taşınmazhgına ragmen. belki gene de su vüzünde kalabilir bu d'eğirmen taşı ve, koşullar elverince de eünün birtnde bir baska iktidar ortağının bovnuna takılabtlir: bunu zaman ?S«t»recektir; ama kanımızca dibe batması çok riaha muh'pmpldir Hayvansal yağlar Hayvansal yağlann tüketiminin artması da. kansere jrakalanma olasılığını arttırmaktadjr. Amerika Birlesik Devletleri'nde yapılan araştırmalar, zenginler ve ıyi bes lenenler arasında bu hastahğın yoksuilara oranla daha çok gorüidüğünü ortaya çıkarmıştır. Hayvanî yağlann geleneksel olarak en az tüketildiği Japonya, göğüs kanseri sıralamasında 39 ülke arasında son yıllara kadar en altta yer almaktaydı. Ancak orada da göriilen Battlılaşma eğilimleri, ve geleneksel balık pirinç yiyeceklerinin oir yana bırakılarak, Japon mutfağında et ve yağlann giderek popüler olması, oradaki kansere yakalanma sayısını da arttırmaktadır. Amerika'ya göç eden Japon kachnlarında. Japonya'da yaşayanlara oranla daha çok kanser görüldüğu de, yukandaki iddiayı kamtlayan diğer bir örnektir. Doğum kontrol hapı Ancak doktorlar, göğüse vurulan anı darbelerin ve genç kadınlann kuilandıklan doğuın kontrol haplarının. kansere sebep olmadjgmı kesinlikle söyleye bilmektedirler. Goğüs kanserleri bazen doktor muayenesi sırasında, ancak çogu kez kadınlann eşleri ya da sevgilileri tarafından ortaya çıkarılmaktadır. Göğüsteki ufak tümörler, herhangi bir ağn ve sızı vermedikleri için, bunların saptanması çoğunlukla ya tesadüfen olmakta, ya da urlar saptanabilecek duruma geldiklerinde tedavıleri büyük güçlükler göstermektedır. Doktorlar göfus kanserinin ağn ve sızı beürtileriyle başlamış olmasmı arztılamaktadırlar. O tak tirde bu urlan henüz başlangıçta saptayabilmek ve tedavismi bulabilmek mümkün olurdu. Psıkolojik nedenler de, kadınlann bir bölümünü, göğüslerinde Bivopsi Biyopsi urun kanserli olduğunu ortaya çıkarttığı takdirde, yapılacak tek şey, vakit geçirmeden hastanın ameliyat edilmesidir. Ancak bu ameliyatın kapsamı: Yalnız urun mu alınacağı, etrafının mı temizleneceği, yoksa göğüsün tümünün mü alınmasının gerekliligi, uzmanlar arasında tartışma konusudur ve bugün açıkhğa kavusamamıştır. Ote yandan bazı doktorlar ise, ameliyatın gereksizliğini savunmaktadırlar. Toronto'lu doktor Vera Peters, kanserin türünün onemli olduğunu, metastas yapan türden bir kanserli urun alınmasınm bir yarar sağlamayacağını, metastas yapmas'acak bir urun ise kanserli bile olsa, radioterapi tedavisiyle büyümesinin durdurulabiieceğini ve sonuç olarak nastanın yaşamını tehdit etmeyeceği için alınmasmı da gerekmediğini öne sürmektedir. Hırslı bir gladyatör Göğüsteki ur Göğüsteki urun farkedilmesi, çogu kez hastalığın başlangıcın Sıçnyor tstatiptiklerin <o!ecek» diye gösterdıklen bu 33 bın kadın, goğüs kanserinden ölmeyeceklerdır. Onlardakı kanser, vucudun dığer bölümlerıne atlamış olacaktır. Mudahale edilmeyen goğüs ksnserleri, kısa sure içinde, akciğer, karaciğer ve beyme sıçramaktadır. Her kadının gcğ.=ünde kanserii bir ur gelişebilir. Ancak menepoz devresıne erken giren ve bu devredekı sıkıntılann uzun sürduğu karfınlann, 4550 yasındaki kadınların, hiç çocuğu olrr.amış ve otuz yaşın: geçtiği halde hiç çocuk doğurmam:5, aşırı derecede şi?man hammların yanı sıra, annesiııde ve kız Karde?ır>de bu türden bir liastahğın göruldüğü kadınların goğus kanserine yakaianrr.aları olaslıığ:. dlğerlerine oranla daha fazladır. Ancak bu, yukandaki n'teliklere uygun ner kadın goğjs küTi'Prme jakalanacak demek değıla"ir. Ote yandar., bu hastahğın kalıtımsai olduğu da henüz kanıtlanmamıçtır. Goğüs kanserine necien olan kromozomlann kuşaktan kuşağa gevtiğine değin bir bul?u yoktur. Ancak hastalık, aıle bire;.iert aras'.nda sık s;k rastl?.nt;:a eğılımı göstermek tedir. ömeğin aılesınm geçmiçinde gcğus kar>scrii bir ferdi bulunan bırinın, bulunmayana oranla bu Kan^cre yakalanma olasıhğı ıki kere daha fazladır. Uzun yıllardır sürdürülen incelemeîere rağnen, buçCn hâlâ doKtorîar goğüs kan«eri konı.^unda çok az »ey bilmektedırler. BATI AVRUPA'DA BUNALIM YOĞUNLAŞIYOR: ıoo BtN YUGOSLAV İŞÇÎ, YURTLARINA GERÎ DÖNDÜ • Batı Avrupa'da çalış makta olan Türk işçileri dahil diğer yabancı işçilerin de kit le halinde yurtlarına dönmek zorunda kalmaları olasılığı gün geçtikçe büyü yor. (DIŞ HABERLER SERVİSİ) BELGRAD Dünyayı saran ekonomik buhranuı yoksul uİKeler üzerindeki jıkıcı etkileri somut biçımde behrmeye başlsîr.ıştır. Belgrad'da açıklandığma göre, son 8 ay içinde sanayileşmiş Kuzey Avrupa ülkelerinde çalışmak ta olan 100 bin Yugoslav isçısi, bu ülkelerdeki iktisadî bunalımdan ötürii ışlerin: kaybederek yurtlarına donmek zorunda «almışlardır. Halen Kuzey Avrupa ülkelerinde 1 milyona yakm Yugoslav ışçisi çalışmaktadır. Bunlann ' ı 6O'ı Batı Almanya'da bulunmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde gıderek artan işsizlik ve bir çok işyerınin üretimi düşürmesi nedenleri ile, yabancı iscilere duyulan gereksinme büyük ölçüde [ azalmıştır. Gözleıroilere göre. Batı AvruGüney Avrupa'nın yoksul ül ' kelerı, sanayileşmiş ülkeiere ı§ . çı göndererek hem içteki işsizli1 ğm baskısım hafınetmekte, nem '. de, döviz rezervlerinı arttırma olanağına kavuşmaktadırlar. ı Erimsel ampütasyon Büyük bunalımlar j Nedenler Bu işçilerin şımdi yurtlanna ; dönmelen. büyük ekonomik ve sosyal bunalımlara yol açabilecektır. Örneğin Yugoslavya'da, halen j issızlik oranı co 9 dolaylarında ( olup memlekette 400 binden faz1 la işsız vardır. Sanayileşmış Kuzeyde çalışmakta olan 1 milyon Yugoslav işçısinin kitle halinde yurda donmeleri, kuşkusuz önemli sosyal ve ekonomik bunalımlara yolaçacak bır olgudur. Beyin gücü sürüyor Belgrad'da çıkan «Ekonomsko Politika» dergisinin belirttiğine göre, vasuTı işçilerle teknik adam lar Batı Avrupa'da hâlâ iş bulabilmektedir. İslerini kaybedenlerin büyük bir çoğunluğu vasu*sız, genç işçilerdir. Böylece yoksul ülkelerden, sanayileşmiş iilkelere «beyin göçünün» devam ettıği ortaya çıkmaktadır. Bu ülkeler kalkınmak için lh'.iyaç duyduklan beyinlerı Batıya kaptırmakta. buna karşıhk dısarda çalışan vasıfsız işçilerinin gerı donmeleri ile büyük bir işsizlık ve ekonomik bunalım tehlike sı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Taşı suya bırakma GÖÇ MÜ BAŞLIYOR? Belirtilere ıröre, Batı Avrupa'da ekonomik bunalım devam edecek ve önümiizdeki avlarda daha birçok yabancı isçi yurtları na dönmek zorunda kalacaklardır Sanavilesmis ülkelerde bir türlü önlenemeyen enfıasyona karşı alınaıı kısıtlayıcı tedbirlerin işsizuği gün geçtikçe yaygınlastırdığı belirtiUyor. pa'da çalışan diğer yabancı ışci lenn de (Türk, Yunanlı, Por'ekizh, Ispanyol...) Yugoslav ışçilerinin karşıiastıklan güçlüklerle karşılaşmalan ve kitle halinde yurtlanna dönmek zorunda kaimalan bPKİormektedir. Orneğm îtaiyan yetkililerin bıldirdiklerine gore, bu yıl. onbınlerce Italyan işçisi çalıştıklan Kuzey ülkelennden yurtlanna donmek zorunda kalmışlardır. mek zorunda kalacaktır. Sanayileşmiş ülkelerde bır türlü onienemeyen enllâsyon, enerjı sıkıntısı ve işsizlikten otürü alınan kısıtlayıcı tedbirler en çok bu ülkelerdeki yabancı işçileri etkılemekte ve bunlar islerini kaybederek jijrtiarına dönmek zorun da kalmaktadırlar. Devam edecek Belirtilere göre, ekonomik bunalım devam edecek ve önümuzdekı aylarda daha oırçok yabancı işçı, Kuzey'den yurtlanna don YARIN: Hüzün verici çelişki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle