Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nükleer endüstri üçüncü dünyada yayılıyor «The Gnardian» gazetesi niik leer endüstrinin Üçıincti Dunya'da giderek yayıldığmı ve bazı Üçfincu Dünya ülkelerinin nükleer silâh yapabüecek güce eriştiğini belirtjyor ve bu darumun dünya barısı açınndan arzettiği tehlikeye işaret edlyor. Yazmın uzun bir öretinl oknri&nnuza sunuyonız: Nükleer endustrinin Üçüncü Dunya ülkelerinde giderek yavılmaa, dünya barışı bakımındjn duşundürücü bır sorun niteliğıni almıştır. Nitekım sorunun ciddıyelini k^v ramış gorunen Washmgton, Israil ile Mısır nükleer silâh imâl etmeyeceklerine dair kesin taah hüt vermedikleri takdirde, bu ülkelerde nükleer reaktör kunna tasansmdan vazgeçebileceğini bc hrtmiştir. ABD Hükümeti bu karannı açıkladığı sırada Londra'da çok il gınç başka bir açıklama yapılıyor du: Güney Afrika, pek yakında nükleer silâh yapabüecek duruma gelecekti. rail'in aksine nükleer silâhların yayılmasını yasaklayan anlaşmayı imzalamıştır. Halen İran ile Fraıua arasında yapılan anlaşmaya göre, Fransızİar tran'da 1000 megavatlık dört tane nükleer reaktör kuracaklardır. Öte yandan Birleşık Amerıka da, îran'da iki tane nükleer reaktör kurmayı taahhüt etmiştir. Böylece İran 1980 yılmda ilk nükleer reaktörünü işletmeye baş layaeaktır. mamıstır. Şu noktayı da belirtmek gerekir kı Hindistan Hükümeti plutonjum, ve uranyum > te sıslermi sadece enerji üretimi amacı ile kurmamıştır. Aslında Hindistan nükleer sanayunı kolaylıkla askeri endüstrıye donüstürebilir ve nükleer silâh imil edebilir. olan Hindistan, dış yardırnı kesil se bıle kendı nukleer silâhlannı ımâl edebilecek güçtedir. Uzman lara gore, Hindistan yakın bir ge lecekte 400 ılâ 600 megavatlık nuk ıeer reaktör irnal edebileceK düze\e gelecektir. Ayrıca bu ülke. zengin nükleer kaynaklara sahıptir. Gerçi uran yum yataklan vasatın üzerınde değıldir; ama ülkede dünyanın en zengin Thorıum yataklan (nükleer yakıtın üretiminde kullamlan başka bır madde1 mevcuttur. Bovlcce. Hindistan, tran'dan sla cağı petrole karşıbk bu ülkcve Thorıum satmayı kabul edebilir Bu oluşum da, nükleer silâh endustrisinin İran'a da yayılmasına volacar. Ve Güney Afrika Ya Güney Afrika? Bu ülke yılda 12 bin ton ham uranyumu işleyebilecek kapasitede dev bir tesis kurmuştur Güney Afrıka'nın hedefi «Uranyum23» ımal etmektir ki bu raadde hidrojen bombasının yapımında kullanılan en önemli unsurdur. Sonuç olarak 3. dünya ülkelerl Sovypf Rusya. Birlejık Amerika, İngıltere ve Fran^a gıbi nükleer ülkelerin yardımı ile hızla kendi nukleer endüstrilerini kurmava yönelmektedırler. Bu gelişimin dunya bansı bakımından arzetti ğı tehlike ıse apaçık ortadadır. Öldürücü Hindistan ürettiğı plutonyum ile çok gelişmemiş. fakat gene de ol dürücü olan nükleer silâhlar yapa bilir. Birleşik Amerika, İran'ın nükleer silâh yapımına yöneldiğı ni sezinler sezinlemez, bu ülkeye yardımı keserek, boyle bir oluşumu engelleyebilir. Fakat gelış raiş bir nükleer endüstriye sahip Çelişki Bu arada ABD'nin turumımda bır çelişki olduğuna da işaret et mek gerekir. Zira Washington, Israil ve Mısır'a kısıtlama koyması na rağmen, tran'a yaptığı nükleer yardımı hiç bir sarta bağlı tutma mıştır. O>sa İran, Mısır ile İs Hindistan Hindistan ise, nükleer sanayi ka nusunda îran'dan çok daha ileri bir aşamadadır. Yeni Delhi Hukü meti nükleer silâhların yayılmasını yasaklayan anlaşmayı imrala Atama mı, sürgün mü? Genel Müdür îsmail Cem, üç gazeted fle yaptıgı sohbet toplanüsmı banda aldırır ve «Kurumda hnzur var. derken, Anadolu Ajansının teleksleri Genel Müdüre karşı oldukları için surülen TRT'cılerle ilgili 25 kişilik bir atama listesi yayımladL Sinekli Bakkal'ın yayına gırecek kalitede olmadığını ileri sürüp yayın fonnlamu imzalamayan program müdürü Kenan Değer Antalya radyosu müdürlüğüne atanmış, yerine, iki yıldır obnayan İzmir televizyonunun müdürlüğünü yapan Yılmaz Teküıonay getirilmişti. Ama Tekinonay, nihayet âletleri Umamlanıp, kasımda yayına bajlayabilecek hale gelen İzmir stüdyolannı iş yapmadan bırakmak istemiyor ve tayine itiraz ediyordu. Antalya'ya yolcu edüenlerden birisi de, Ankara Radyosu program müdür yardımcı» Yümaz Toktu. Ajans listenin tamamını açıklamadı ama geri kalanlar içinde tayini gürültü koparacak kımse de yoktu. TRTden bir yetkili, aslında asıl olay olacak 16 kişilik bir listenin îsmail Cem'in Japonya'dan donuşunden sonra açıklanacağını, Cumhuriyet muhabirinin ku lağma fısıldadı. Bu listenin başında Istanbul Televizyonu Müdurü Alpaslan Ömer ve Program Müdürü Meral Savcı vardı. Kültür Yayınlan Müdürü Erol Aksoy, Eğitim Yayınlan Müdürü Ertan Somunkrran, Denetim Müdürü (Ki Sinekli Bakkai'a «Olmaz» demişti) Özdemir Ince, FotoFılm Müdürü Kaya Sur, Montaj Mudurü Sadık Berker'in de listede olduğu soylendi. Haftadan Seçmeler Televizyonda, alaturka bir hafta. Pazartesi ve sab pünleri, arka arkaya iki Türk mıiziği korosu programı var. Çarşamba günü Beyaz Kelebekler de alaturka söylejecek. Aynı gün Seçil Heper'in konseri \ar. Perşembe günü bu defa halk müriği korosunu ızlereceksiniz. Cuma günü Özay Gönlüm türküler okuyacak. Cumartesi günü Hafta Sonu'nun konuk sanatçısı Zeki Çetin de alaturkacı. Aynı gece Fecri Ebcioğlu'nun Biz Bıze'sinde gö rünüs gene alaturka. Nesrin Sipahi de var. Pazar günü Telespor'da N'uri Sesijüzelden türküler dinlerken, baftanın ilk re son Türk hafif müziğı sanatçısı Esin Afsırdan iki melodi izleme fırsatı bnlacaksınız. Pazar gtcesi, televizyonlarunızda ikinci kez Mevlid naklen yayını yer alıyor. Sul tanahmet Camiindeki Kadir Gecesi meviidi, Arsen Lüpeo'in bu haftaJık, cumartesi günü 17.30'a nakletmeaine sebep oldn. TV VE RADYO TejevizyonBasın rekabeti günlük basının kendini yenilemesi için uygun bir ortam yarattı truriltere'nin rüksek rlrajU pazetelerinden «The Times» da. televizyon ve gazetenin rekabeti üzerine bir makale vayımlandı. Soz konusu rekabetin günlük basın için «kendini yenilemede nygnn bir OT tam varattığı» düşnncesimn işlendiği vazıyı özetleyerek su nui nnız: • Son vırmı n l içinde veni bir rekabet başladı. Kıtle haberleşme araçlarında teknoloiık venıl:klerin uvgulanması da rekabeti artıran başlıca etken oldu. 1930'larda başlayan ve 195tnerden sonra iyice geiişen televizyon, güniük gazetenin karşısına çıktı. I ğlendiricılığı bir vana, hazırlanan programlarla kısa sürede ve kişıyi pek yormadan olaylar hak kmda bilgi vermek, eğitmek ve kültürel yayın yapmak. gazetenin karşısına ciddi bir sorunu çıkardı Gazeteler televızvonla rekabet etmek ıçın. kendilerıni yenllemek zorunda kaldılar. Yapılan araştırrnalar, televizyon seyırcisı savısmın ülkelere gbre değışmekte olduğunu göster mıştır. örneğin Almanya'da televi7>'on seyircisı savısı azalırken, gazete okuyucusu savısı artmaktadır. Buna karşı Amenka ve Ja ponya'da tele\azyonun müşterisi gün geçtikçe çoğalmaktadır. Bunun nedeni sahahtan başlayan yaj'imn bütün sun sürmesl ve çeşitli programlara yer verümesidir. Avrupa'da ıse programlar, Yeni Dünya'ya oranla kısıtlı ve yetersizdi. Bu durum, Avrupa'nm değişık ülkeleruide gazctelerın ti rajlarında hıssedılir oranda bir artışla sonuçlanmıştır. Televizyon gıbı, basm da bir sanayıdır kuşkusuz ve ıkısının de bir maliyeti vaıdır. Son zamanlarda görulen fıyat artışlan bu iki dalı da etkılemıçt'r Gazeteler yüksek enflasyonun etkısıne da>anamamışlar ve Batının hemen bütün merkezlennde fıvatlannı artırmak zorunda kalmışlardır. örnegin Fransa'da fivatlar vüzde 26 oranında yükselırken, gazete flyatlan yüzde 100 artmıştır. Televizyon ıse, reklâm fiyatlannı artırarak, sorunu çözümlemeye çahşmıştır. Televizyon seyretmenin çeklclli|ı. programlann renklıhği ve zenginlıgi yanında malıyetlenn pazeteler aleyhme artması, aslında iki kıtle haberleşıne aracı arasındakı rekabeti ılgınç bır noktaya getirmiştır Ve gazetenin ken dını yenıleme zorunluluğu bu nok tada ortaya çıkmaktadır. Gazeteler genellikle bazı mall grupların elinde bulunmaktadır. Kışılere ait bulunan gazeteler de vardır. Bunlar belirli siyasal egil.mleri tercıh etmektedirler ve gazeteler de o yönde haber ve yo rumlar yayımlamaktadirlar özel kışılenn egemenlıgındeta gazetelerin 0derek Bzalması. başka bir depmle gazete mulkıvetmın dagıl ması, aslında gazeteler için büyuk bır şanstır. Rekabette gazetenin varanna işleyen bır dığer önemli nokta, gazete içi denetımm bastaya ve personel vönetimıne vönelmesi ve boylelıkle muhabırlere genış bır özgürlük sağlanmasıdır. Gazetenin pıinlük vbnetımı ister ısteme7 gazete ıçı sorunlann çözümlenmesme ağırlık verirken, muhabirler vurt içinde ve dışında izledıklerı haberlen ozgürce gazetelerine yansıtabilmektedirler. Gunlük basının rekabetten galıp çıkabılmesı ıçın. büyük malî külletlere kolayca katlanamıyaca ğına eore çazetecmin bağımsızlığını koruması ve verilen haberler ve röportajlaTİa pfta alanını genişletmesi eerekmektedır.» Yeniden organizasyon Genel Müdür Îsmail Cem'in hazırlattığı, Televizyomjn yenl kuruluş şeması, TRT Yönetim Kurulunda ele alınmıyor. Cem"in teklifi bürokrasiyi arthran kademeleri azaltma yönünde. Televizyon ve program müdürlükleri kaldınlıyor. Bölüm Müdürleri, TV Başkanlığı Program Müdür yardımcılığı kanalı ila doğrudan başkana bağlanacaklar. Yümaz Dağdeviren, TV başkanlığmda kalacak. Kurulacak üç yardımcıhğa da Tarcan Gonenç (Program), Coşkun Aslan (Teknik), Zeki Yardımcı (tdarl) getirilecek. Yeni şemada, mevcutlara ilâveten bir de Maga zin Müdürlüğü kuruluyor. Güneş Tecelli'nin yöneteceği bu bölüme Tele Spor Hafta Sonu ve Uğur Dündar'ın program lan bağlanacak. • TRT TELEVİZYONUNUN YAYIXDAN ÇIKARDlGl UMUT FİLMINDE YÖNETMEN VE BA5 OYUNCU YILMAZ GÜNEY, DİGER BAŞ OYUNCULARDAN TUNCEL KURTIZ İLE FILMİN BİR SAHNESİNDE... • Hafta Sonu değişiyor Geçen yıl, radyodan âni bir emirle televiryon» alman T » Hafta Sonu yöneticilığine getirılen Serpil Akıllıoğlu, söz verilen teknik ve eleraan yardımlannın bugünku şartlarda imkânsız olduğunun bıldırılmesi üzerine programdan vazgeçmeğe ka rar verdi. Hafta Sonu yayınlan giderek tamamen yabancı kaynaklı fümlere dönüşecek. Aiıllıoğlu bu dönüşü tamamladıktan sonra Hafta Sonu'ndan ayrılıp ba$ka programlar hazırlayacak. Çarşamba akşamı Refik Er dnran'ın basını taşlaması, tkinci Basta ovunu yayınlanacağından, bu hafta programda, iki film var. Pazartesi gecesi George Cukor'un unutulmaz filmlerinden Boşan manın Bedeli gösterilecek. Basrollerde iki büyük sanatçı. Katherine Hepburn ve John Barrymore var. Duygusal yönleri ağır basan bir melodram. Ama cumartesinin filmi, ondan on kat daha duvçusa!. Nefis bir müzik Te içli bir aşk hikâyesi, bir zamanlar sinema salonlarında ağlattıklarını bu kez ekran başında mendile muhtaç edecek. George Sydney'in meşhur Kırık Hayat (Eddie Duchin Story/uıda başrolleri Tyrone Power ve Kim Novak oynuyorlar. • Uğur Dündar'm sevilen programı îşte Hayat salı günü. Dündar ve kamerası bu kez. gölleri, denizleri. hanlan, kervansaraylan dolaşıyor. Yasemin Kumral"ın, Farnk Nafiz'den bestelediği Han Du varlan ile birlikte. • Beljeseller içinde, cuma gü nü Gökkusaği'nda ilgınç bt>lümler \ar. Aynı gün 20. Yüzyıl Dosvasında Okinava'da Tayfun ve Gecenin T\'"sinde Amerika görülmesi gerekli yapıtlar. Cumartesi günü Jac ques Yves Cbusteau'nun Ses siz Dünvası bu kez, Deniz Kaplumbağalarının raeraklı yaşamlarıru dile getiriyor. YILMAZ GÜNEY VE TRT Mahmut T. ÖNGÖREN Yıîmaz Güney «inemamızda tek basma önemh Dir çıkış yapmış olan oır füm yaratıcısıdır. Fılmlennin ünü ve değerı yurt dışındakı su.trra otonteleri tarafından da kabul edılmıştır. Kendisı yurt dışına ç.ksmadıgı ıçin mı otoriteler gelip oııu Türkıye'de a yaret ederltr. Yurt içinde de Yılmaz Güney'ı gerus halk jıgınlan benimsemişîır. Çünkü Güne> köyden gelmıştır ve halkının çektıği sıkmtıyı ve »«arabı hem iyi bilmektedır, hem de ıyı yansıtmaktadır. /ıra Güney'in basansındakı en önemli faktörlerden birini de kökenini unutmamasında ararnak gerekir. Güney böylece kendi sınıfının bilin'aa? sahıp çütmış ve ancak bu bilince aayanarak sinemamızda hıç kımsenin ele alamayacagı konulara yönelmiştır ve yönelnıektetir. Işte bu nedenle de Yılmaz Güneyın TUrk slneması içinde diğer fılmcüeriınize kıyasla çok daha ayrı bir yeri, ama bu arada da çok daha ayrı sorunları vardır. Işte bu Krunlardan birini TRT içinde bir kez daha göniyoruz. TRT, Y;!maz Güney'in en önemli fılml olarak kabul edilen «L'mut»u Ek:m ayında vayimlamayı uygun gormüş ve programına alnuştır. Hatti filmden önce Güneyle bir karşılıklı konuşma da yapılacaktır. Pöylece Ankara Televizyonunun denerne vayunlan içinde yer aoar Güney'in filmlerinden ve kendısıyle yapılmış olan karşılıklı korıuçmalardan sonra TRT ilk kez Güney'e yönelme ka. ran içındır. Pu karann TRT Program Dergisfnde açıklanmasma zaman buluramamıştır ama, Kurumun fılm seçuru üe ügall personeli Güney'in filminin gbstenleceğini sağda solda gururla söylemekten kaçınmfimışlar, hattâ durumu bu ilgılilerden resmen oğrenen C»üney',n şırketındeki elemanlar da hem «Umut»un yeni bır kopyasını ç karmak İçin gırişime geçmişler, hem de Güney'le yapılacak karşılıklı konuşmanın hazırlığına başlamışlardır. T11T, Gi ı ejrle ilgili film ve karşılıklı konuşma karannı resmen açıklaırava fırsat bulamadan, Adana'daki olay meydana gelır ve Yılmaz G'ıney bır «sanüu olarak tutuklanır. Bazı çevrelerce Yılmaz Güney kesınhkle bır canavar olarak gpstenlmeye çalışılır. Psk çok Krnîe birdenbıre iş bırlıği yapmış gıbi Güney'in aieyhınde bır hava yır&tmak üzere fa&liyete gırişir. TRTnin v ı m w Gürieyie İlgili tutumu bu kadarla kalmayacaktır. Cün^y'ır son fılmi «Arkadaş«ın muzığının ana temını, filmın baş cLncularından Melike Demırağ sozlu olarak okumuştu. Bunu haber alan TRT Televızyonu'nun «TeleSpor» adlı programınaakı ;e v 5a;ıler bır Pazar gunu Melike üemırağ'la önce bır karşılıklı konuşma yapmaya, arkasından da şarkının Iıîrmnı göstermeye kaıar vtrdiler Kısa bır süre sonra Adainadakı olay patlak vermce. bu kez de «TeleSpor. ılçılılerı «Şımdı bır karşıuklı konuşma ile fılmafn soz edersek, yargıyı etkılemiş olmaktan suçlanabilınz. Eğer rpdece sıradan bir şarkı gıbi gelirse, alıp yayımlayalım. Yoksa fılraaen ve Yılmaz Güney'den soz edeme;iz» deyıp kesip attılar. Televizyonda yayımlanacak bir çarkınm ve arada bir Ud kes geçecek olan «Yıhnaz Güney. adının yargıyı etkilemesinden korkanlar acaba yalnız «TeleSporcular> mıdır? Hayır. sırada TRT Televuyonu'iıun furn seçicileri de vardır. 12 Mart baskı dönemi sırasında da gorevde bulunan ve o günlerde uygun davranışlanyle amirlerırun bir haylı övgüsünü de toplamış bulunen ou film seçicilerinden baZiiarı da. 4 yıl içinde en berbat verli ve vabancı filmleri mılyonlarca seyırciye sunmayı bır başarı olarak sayarken, kendılerme sozlü ve yazılı olarak yapılan tüm ayarılara karşın, Güney'ın fılmler'm boykot etmişlerdı. Adana olayından sonra da, Ekım 1974 .'çınde yayınlanması plânlanan «Umut»u ve Güney'le yapılacak karşılıklı konuşmayı yaymdan çıkarmak onlar ıçın zor olmamıştır. Gerçi bu konuda TRT bir açıklama vapmadı. Herhalde yapmaya ca gerek gormez, Çünkü Güney'le ilgili yayuun yapılacagı res^nen açıklanmamıştı. Fakat anlaşılıyor kı film seçıciler de yargıyı «ttalemekten korkuyorlar. TRT Türk yargı organını bu denli zayıf mı buhnaktadır ki yetkilılerin Y;lmaz Güney'in filmleri ve filminin müziğı ile kolayca etkılenetTg:n.' sanmaktadır? Sanatçının kışilıgı ve özel yasamı başkadır. yapıt;arının yeri bambaşkadır. Şımdı mahkemelik olan ve henüz «sanık» durumunda bulunan dığer Turk sanatçılarının a1lanndan da TRT yayınlannda artık soz edilmeyecek, onların vapıtlarına TRT yayuılarmda artık yer verilmeyeck mıdirV TRT sanat ve sanatç.larla ilgili bir başka ters tutum ıçıne mi gınyor? Dizilerde değişmeler Kaptan Kirk ve arkadaslan Türk seyircîlerine vada ettiler. Uzay Yolu bıttı. TRT'nin elinde şu anda uç ayrı Uz a y serısı ile ılgılı teklifler var. Bunlardan biri seçilıp yayına konacak. 5 ekımde baslaması gereken Kovboy dızısi Bonanza, filmlennin zamanında TRT'ye teslim edümemesı yüzunden ekim so nuna kaldı. Karanhktaki Adam'dan 8 haftalık stok kaldı. Bu stokların gene eskiden olduğu gıbi Hafta Sonu içinde eritilmesı duşünülüyor. Kaçak'ın bitıp bitmemesı konusunda hâlâ kesın karar yok. Bikanlar kadar devamını da isteyenler var. Elde daha bir yıllık stok var. Pazartesi sporu Pazar gecelerinin spor programlan nihayet pazartes! gün3ne alındı. Gelecek haftsdan itibaren Halit Kıvanç ve Güngdr Sayari'nın sunacaklan TV programı 45 dakıka sürecek Pazar eecelen yetışen maç filır.lerı verildıkten sonra, pazartesi günu, haftanın maçları en önemli bölümlerı ile kısaca verilecek ve ılgırç o'aşları üzerınde tartışmalar yapılacak. Bölüm Müduru Kemal Denız, futbol dışı spor olaylarına da büyuk önem verıleceğını soyledı. Amatör spcrları ötretici yayınlar yapıîacak. Sporla ilgili kuçük yanşmalar yapılacak. Dij kayoaklı ha ber ve magazin fılmleri de verilecek. TECELLÎ: «TELE SPOR PROGRAMININ AMACI FUTBOL DIŞ1NDAKÎ SPORLARI SEVDİRMEK» Televizyonun en ilgi çeken prog ramlarmdan biri Tele Spor. Ismaıl Cem Genel Müdür olduğu za man alelacele ve toplama bir kad ro ile yayına başlayan program, bütün güçlükiere rağmen her haf ta seyirci sayısmı arttınyor. Tele Sporu, yayına başladığı günden berı Güneş Tecelli yönetı yor. Tecelli 1938 Lefkoşe doğumlu. Ankara Koleji'nde okuduğu yıllarda atletızm yapmağa basladı ve milli formayı giydı. Hukuk Fa kültesine devam ederken gazeteci lik mesleğıne spor yazarlığı ile atıldı. Daha sonra siyasi muhabırlik yapmağa bdîladı. 1966 yılında TRT'ye s:yasî muhabır olarak girdi, sonra spora döndü. Ya yına başladığı gunden beri Televizyonun spor saatınde sunuculuk yaptı. BBC'de altı aylık bir TV kursu gorup döndükten sonra da TeleSpor'u yonetmeğe başiadu Tecelli, Cumhuriyet'in sorularını cevaplandırdı. SORU TeleSpor ekibinde kimler rar? CEVAP Ben, Bulent Varol. Iskender Salgırlı, Adil Ors, Adıl Daldal yapım ve yönetimle uğraşıyoruz. Nezıh Danyal grafıkleri mizi yapıyor. Erbıl Kıvış buro işle rimızı yonetıyor. Neclâ Erol adh bır yeni arkadaşımu var. Tansu Polatkan da sunucu olarak pazar gunleri bizimle oluyor. SORU Bu kadro yeterii mi? CEVAP Yeterii olur mu? Süre bakımından TV'nin asağı vuka rı bır günlük yayınına eşıt yayın yapıyoruz. Bir gunlük yayını aslında butun TV ekibi yapıyor, bizde ise, sadece bu gördükleriniz. îskender"in de son günlerde Eurovision Şarkı Yarışması çalış maları dolayısiyle bizim buralara hiç uğrayamadığını söylersem he le. SORU Kadro olarak acil ihtiyaçlannız neler?. Ne zaman genişleyebilir? CEVAP YetkUUer 1975'ten ön ce hiç bır şey ümit etmememızi söyledüer. Bu sebeple elde mevcutlarla yetinmek zorundayız. Acil olarak, spor spikerine, program yapımcısına ve magazin gazetecisıne ıhtıyacımız var oysa. SORU Ta teknik imkânsızlıklar?. CEVAP Onu hiç şormayın. Elimız kolumuz bağlı. Öyle Batı ülkelerinın modern televizyon âletlerinden vazgeçtik, En büyük sıkıntımızı soylesem inamnazsınız. Telefon. Evet, spor ve maga zin ile bu kadar içıçe programı yöneten servisin telefonu yok. TRT'nm santralına bir hat bağlan mış. Butün kunım sırada. Ne sız dışarıyı, ne dışardakiler sızi anya bılıyor. Bu yuzden meydana gelen gecikmeler ve aksamalar yüzunden acıklı durumlara düştüğü muz oluyor. SORU TeleSpor programlaruıı kendi görüş açınızdan elestirebUir misiniz? CEVAP Bır defa aktüaliteyi, öz.ellıkle magazin açısmdan iyi iz leyemıyoruz. Sonra sporda çok yüzeyde kalıyor, derinliğme, seyırciye faydalı olacak çalısmalara giremiyoruz. Bunlarm sebebi ele man ve teçhızat yokluğu. SORU Yayınlarınız göriinüs ltibarı ile hep aynı. Maç, bir iki röportaj bir iki sarkı ve hatta perabe panter.. Bu biraz moootonluğa sebep olmuyor nra? CEVAP Oluyor tabii. Bunu önlemek için, dört hafta da bir TeleSpor'a küçük de olsa yeni şey ler eklemeğe çalışıyoruz. Yoksa 40 hafta seyirciyi aynı ilgi ile ek ran önunde tutmamız imkânsızlaşır. Şimdi konuk takdimci sistemini benimsedik. Bu renk kaüyor. Yılbaşında, Pembe Panter'in y an ına çizgi romanların sevimli kahramanı Temel Reis eklenecek. Her hafta küçük hicivler, parodilerle eğlence unsurunu arthraca* ğız. Elemanlanmız artbkça mono tonluk tehlikesi daha da kalkacak. Sonra Avrupa Yayın Birliği ile bir temasımız oldu. Tahmin edi yonım aralık ayında bütün televızyonlar her hafta birbirlerine ül kelerindeki en iyi spor olaylarını verecekler. Bu gorüntuleri TeleSpor'a alacağız. Sonra gene EBU' nun organize edeceği bütün Avrupa Televizyonlarının katılacağı Ayın Golü yanşması, sporseverlerm en güzel goüeri izlemelerini sağlayacak. SORU Spor politikaau var mı? CEVAP Amacunız futbol dışındaki sporları halka tanıtmak ve sevdirmek. Bu sebeple her haf ta, mutlak bir başka sporu, aktualiteye göre naklen yayınlayaca ğız. Tele Spor olarak kendimiz, basketbolde olduğu gibı atletızm, boks, güreş, eskrim gibi dallarda müsabakalar düzenleyeceğiz, Bu amacıırıza ulaşacağımızı sanıyorum. Bir örnek vereyım Beşiktaş Şekerspor basketbol maçını nak len verırken, Beşiktaş Galata saray futbol maçına ddnmek zo runda kalınca telefonlarımız çaldı ve pek çok seyirci «Niçin bas ketbolü kestiniz» diye bize sıtem etti. SORU Ya eleştiriler? CEVAP Bütün eleştirileri dik kate alıyoruz. Ama bizim için 6nemli olan «okaktaki adamın eleştirileri. Onların telefonlarını, mektuplarmı özellikle değerlendiriyoruz. Onların istediklerini yap mağa çalışıyoruz. SORU Sokaktaki adamın her istediğini değerlendiriyor musunuz? CEVAP Belirli ölçülerle tabii.. Yoksa bütün program dolmuş müzigi çalmamız gerekebilir. Ben onlartn isteğini yaparken, baska şevlerin de en guzel örnek lerini vererek, ilgilerini çekmek gerektiği fikrindeyim. tstediklerini vermez^eniz, program itici olur, sizin vermek istediklerinizi de seyretmezler. SORU Sizi özen eleştiriler olmuvor mu? CEVAP Çok... Özellikle de şu... Biz erken saatlerde yavm yapıyoruz. Bu da genç sanatçılara yönelmemizi kolaylajtırıyor. TV ekranına kimler çıkıyor? «Hafta Sonu» programında, karatenm sosyolojik temelltrmi aydınlatması ıçın bır büım adamı (!) çıkarüdı TV ekranına Bu kışı Hacettepe Sosyolojı Bölümü Başkanı Prof. Nihat Nirun'du. Ve bu isım, son aylardaki dikkath baa gazete oyuyucularının yabancısı değildi. Nirun, 12 Mart sonrasıntn bilinen havası içinde DU Tarıh ve Coğrafya Fakültesinden Hacettepeye doçent olarak transfer edılmi} ve hemen şimdiki Kültür Müsteşan Doç. Bozkurt Guvenç'ın yenne, Sosyolojı Bölümü Başkanlığına getırılmışti. N'ırun'un işe başlar başlamaz kendisine verilen cesaretle yaptığı ilk iş, genel bir •temizlık> oldu. Bölümden uzakkşurılanlar veya uzaklaşmak zorunda bırakılanlar arasında çu isimlere de rastlanıyordu: ProL Cavit Orhan Tütengü, Prof. Cevat Geray (Ecevit Hukumetinin İmar ve İskân Bakanlığı Müsteşan), Doç Bozkurt Güvenç (Ecevit Hukumetinin Kültür Müsteşarıt. Doç. Yüksel Ersoy, Doç. Özer Ozankaya, Doç. Ahmet Taner Kışlalı. Dr Birsen Gökçe. Elkin Besim, Oya Baydar, Yıimaz Esmer. Taner Arnaz, vb.. Yeni bölüm başkanının ikinci isi de Hacettepe'dekı koır.andolarm liderini asistan yapmak oldu. Bu yaptıklarınm mükâfatı olarak, Nihat Nirun, doçentliğinden sonra tek bir kıtap yazmadığı halde, Ecevit Hükümetinın ilk kurulduğu günlerde Hacettepe Üniversitesi Senatosu tarafından profesor japıldı. Daha sonra bu olay basında çeşitli, elestirılere sebep oldu ve Nirun'a «12 Mart Profesörü» adı takıldı. Arkasmdan da Prof Mümtaz Soysal ile Doç. Ahmet Taner Kışlalı, Nihat Nirun'un profesörlüğünün iptali için D •nıştay'da dava açtılar. Nirun daha sonra dava sahiplerinden birisini Hacettepe Üniversıtesinin korıdorlarında dövmeye teşebbüs ettı. Ankara'da Karate Okulu adı altrnda komando kurslanmn açıldığı dedikoduları dolaşır ve Spor Bakanı Muslihittin Yılmazmete ve Genel Müdür îsmail Hakkı Güngör tedbir düsünürken, karateyi anlatmak üzere televizyona davet edilen Nihat Ninm'un kimlığı buydu. Şimdi cevap verilmesi gerekli iki soru vardı. TRT, Nirun'u bıleıek mı davet eünişti? Yoksa kim olduğu sorulup araştırılmadan herkes televizyon ekranlarına çıkanlabilıyor muydu?> Cukurova Televizyon vericis? acıldı BIR ZAMANLAR GENÇ MİLLÎ ATLETİZM TAKIMI KAPTANLIĞI YAPAN GÜNEŞ TECELLİ, «TELESPOB OLARAK, FTTTBOLA MERAKLI D5GÎLİZ» DİYOR. Yeni başlayan, teşvife muhtaç bir kişiyı, gecenin en güzel saatinde ekrana çıkaramazsmız. Biz çıkara biliriz de. Gençleri teşvik için eli mizden geleni yapıyoruz. Ama bunun karşılığı para üe ekrana adam çıkardığımız, ya da sevgilile rimizin reklamlannı yaptığımız ithamları oluyor. Peki, kim destekleyecek gençleri? SORU Futbol naklen yayınlanniza itiraz cden kulüpler var? CEVAP Beden Terbiyesi ile anlaşrnamız var. Üç büyüklerın birbirleri ile maçlannı bu yıl da vereceğiz. Bunun dışuıda, seyirci nin futbol zevkini Avrupa'dan se çilen en güzel filmlerle tatmine çalışacağız. Her hafta bir lig ma çmı vermek için yaptığımız çaba larda Futbol Federasyonu bize yar dımcı olmadı. Maç günlerinin, ya da saatlerinin değiştirilmesi tekHf lerimiz kabul edilmedi. Sonra dedığim gıbi, biz de futbola meraklı değiliz. Bu ulkede başka sporlar da yapılıyor. Üzerine eğilinirsc futboldan çok sevilir. 30 kilovata çıkanlan Çukur» va Televizyon vencisinin açılışı hafta içinde Davudi tepesınde yapılmıştır. Cukurova Televizyon vericisinin 30 kilovata çıkanlması uzenne Kıbns'ın guney kesimi, Adana, îçel, Kahramanmaraş, Hatay ve Gaziantep, Adana vericisinın programlarını seyretTie olanagına kavusmuşlardır. Bu arada Kıbrıs'ta Girne dağlan üzerindekı Kantara TV istasyonu hafta icin.de sürekli olarak Türk bayrağı yayınîamış, muzık vavını vapmıştır. Bu ko nuda TRT ekıbi ve yerli teknisyenlerın surdurdüÇü çalışmalardan olumlu sonuç alınmış tır.