24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kea adasının konukları Yunanlstan'da seçlm yaklastıkça, Cuntacüarın tasfiyesi de bajlıyor. 1967 nisan darbesinin düzen leyicilerinden ve 19T3 darbesi sonucu Devlet Başkanlığına geçen Yorgo Papadopulos ile dört arkadaşı «yeniden bazı tertiplere giriştikleri» gerekçesiyle tutuklana rak Atina'nın 130 Km. kadar güne yinde Kea Adasına sürülmüşlerdir. 1973 darbesini düzenliyen ve Kıbrıs'ta 15 teramuz darbesini ha zırlayan eski askerî polis şefi Dimitrios Yuannides de tutuklannıış tır. Bir süreden beri öğrenciler Cuntacıların cezalandırılmalan için gösteriler yapmakta idiler. fa kat Karamanlis her nedense tasfiyeye yanaşmıyordu. îkinci Cunta Başkanı Gizikis'in hâlâ Devlet Baskanı olduğun» btJurak Cunta ile Karamanlis arasındaki ilişkiler süphe uyandırıyordu. Oğrenci göa terileri ve soldan gelen baskı al tında Karamanlis eski Cunta liderlerinden bazılannı tutuklamıj ve sürgün etmişse de durum ay dmlanmış değildir. Bu arada te çim kampanyası da hızlanmıştır. Kendi partisi için kampanyaya gi rıştiğinden, Mavros Dışisleri Bakanlığından istifa etmiş, Andreas Papsndreu da on binlerce kişinin katıldığı ilk açık hava toplantısını yaparak Karamanlis'i eleştirmiştir. Seçime Karamanlis'in orta nın sağı partisinden sola doğru komünistlere kadar beş parti giriyor. Kıbrıs meselesi yarın görüşülüyor Yarınki pazarlesi günü Kıbrıs konusu B. M. Genel Kurulunda görüşülecektir. Rauf Denktaş, hak lı olarak. Kıbrıs'ı sadece Makarios'un temsil edemiyeceğini, ileri sürmüş ise de, Makarios daha önce Genel Kurul Başkanı Buteflika tarafından Kıbrıs Cumhurbaşkanı olarak Genel Kurula tak dim edildiğinden ve Genel Kuru la katılan ülkelerin hemen hemen tümü tarafından böyle tanmdığın •an Adayı temsil ebnesi engellene mez. Sadece Türk toplumu liderliğine de Siyasi Komisyonda ken di görüsünü açıklamak hakkı tanmmıştır. Bu arada Rumlar yar dım konusunda Amerikan Kongre since verilen karardan da şımara rak, Türk mevzilerine saldınya gecmişler ve silâhli çatışma olmuştur. Rauf Denktaş, Yunanis tan'm Kıbns'a asker yolladığını iddia etmişse de, Averof bu id diayı yalanlamıstır. Öte yandan tutsaklann karşılıklı olarak geri verilmesi devam ediyor. Denktas ise, tngiîiz üslerine sığınan 810 bin kadar Türkün serbest bırakıl masını sağlamak için Londra'ya girmiş ve îngütere Dısişleri Baka nı Callaghan ile görüşmüs ise de, îngilizler, bu son:nun Denktaş ile Klerides arasında yapılmakta olan görüşmelerde ele alınmasmı ileri sürmüşlerdir. Baştan savma bir ccvap. Genel Kurui^a !?« tarafsızların felsefesini beürten bir karar verilmesi olağandır. Avrupa komünist partileri toplantısı Komünist partilerinin etrafında toplanmıs olduğunu belirtmek için Sovyetler Bir1 i gi zaman zaman Komünist Partileri toplantılan düzenler. Bir zamanlar böyle idi, fakat nele Stalın öldükten sonra Moskova'nın yörilngesinden yavaş yavaş aynldılar, hele Çin a3"rı bir yörünge kurmak çabasına girişti, Arnavutluk başkal dırdı, Romanya dış politikasında bağımsızllğa kaydı. 1967 yılında Prag'da bir Komünist Par tileri topiantısı yapılmış, fakat ertesi yıl, Çekoslovakya istilâva uğravınca. Komünist Cephe Birliği büsbütün bozulmuştu. Ital yan Komüni=t Partisi de buna karşı çıktı. Şimdi, Batı Doğu deîantı içinde komünist davanısması daha da gevşemesın diye Moskova Avrupalı Komünist Partfierinin yeni bir toplantısı için çaba harcamış ve geçen hafta Varsova'da 28 Avrupa Komünist Partisinin temsilcileri toplanmıştır. Arnavutluk, Hollanda ve Izlanda Komünist Partileri katılmamışlardır. Yugoslavya, başka Komü nist Partilerinin (Çin) kınanmasina siriilmemek ve iç işleri ne karışılmamak, Romanya da eşitlik haklarının tanınması ko şullanvle konferansa katılacak larını bildirmisleriir Unutulmamalıdır ki, İktidara geçmeve hazırlanan Italya Komünist Par tisi gibi partiler Moskova'ya fsz la yakın görünmekten de kaçınıyorlar. Hazırlık için bir top lantı daha vanılacak ve Avru pa Komünist Partileri Konferan sı aralık veya ocakta toplanacaktır. AMERİKA'DA SEÇİM Türklye"ye yardım konusunda Başkan Ford iie çatıştıktan sonra Kongre, 5 kasımda yapılacak seçim için toplantılarına ara vermiştir. Temsilciler Meclisinin tüm üyeleri (4351, Senatonun üçte biri f33» ve 35 vali seçime girecektir. Geçen hafta seçim kampanyası başlamış ve 5 kasıma kadar gittikçe artan hızla devam edecektir. Bugün Temsilciler Meclisinde 241 Demokrat, 192 Cumhuriyetçi ve 2 sandalye de boş vardır. Senatoda Demokratların sayısı 57, Cumhuriyetçilerin 43'tür. Watergate skandali ve ondan sonra da Başkan Ford' un Nixon'ı aifetmesi yüzünden, Derr.okratlar daha sanslı olarak seçime girmektedirler. Bugün her iki Mecüste de çoğunlukları vardır ve seçim sonunda bu çoğunlukların daha da artması beklenir, fakat her iki Mecliste de Demokratlar üçte iki çofunluğu sağlarlarsa, iki partili sisem sarsümış olacak, her vetosu geri çevrilebileceğinden Başkan, veto yetkisini kullanamayacaktır. Ford seçim kampanyasına çıkmış ve dolaştığı yerlerde, halkı da bu durumda uyarmaya, Amerika'da demokrasinin iki partili sistemin devamına bağlı oldugunu anlatmaya çalışıyor. 7 *a • • ARAPLAR YİNE ZİRVEDE Arap ülkeleri Rabat'ta blr kez daha toplanıyorlar. Daha önceki zirve toplantısı Cezayir'de yapılmış, fakat o zirveye Ürdün katılmamıştı. Bu kez Rabat rirvesine Ürdün de katılmıştır. Her zaman olduğu gibi eirveden önce Dışişleri Ba kanlan toplanmış ve zirve İçin gündemi hazırlamışlardır. En önemlt mesele, blr kaç gün son ra BM Genel Kurulunda başla y»cak olan Filistin meselesinde ortaklaşa bir tutum ve davranış üzerinde anlaşmaya varmaktır. Filistinlileri, Fiüstin Kurtuluş Cephesinin temsil ett:ği Cezayir zirvesinde kabul edilmişti. Fakat Kral Hüseyin, bunu kabul etmemiş ve geçen temmuzda Sedat ile Hüseyin, Ürdün'deki Filistinlileri, Fili>=tın örgütünün temsil etmediği üzerinde bir anlaşnnaya varmışlarsa da, sonra Sedat bur.dan caymış ve Cezayir'de kabul edilen görüse dönmüştü. BM Genel Kurulunda Filistin Kurtuluş Cephesi temsilcisine konuşma hakkının tanınması, orgütü güçlendirmiştir. Sovyetler de örgüîü desteklemektedirler. Rabat'ta da başka bir kara ra varılamaz, fakat Ürdündeki Filistiniüeri de Kurtuluş Cephe?i tem=il ederse Kral Hüseyin'e temsil erfecek sadece ülkesınde azınhkta olan Berbe riler kalıyor. Ürdün nüfusunun çoğunluğu Filistinlidir. gunun ardmdan Prof. DT. Ahmet Şükrü ESMER I Tavukçu'nun patronu Ismail de Wılson gibi düşünüvor Tavukçu'nun patronu Hemşinli îsmaıl de Harold Wüson gibi düşunüyor. Daha doğrusu, «Koalisyon po litikası bir aldatmacadır» diyen Ingiliz Işçi Partisi lideri ve Başbakan. Wiison, Tavukçu' nun patronu İsmail gibi düşü nüyor. Harold Wilson'u billrsiniz «ma, Tavukçunun patronu Hemşinli îsmaill tanımazsınu her halde.. Tanıtalım: tsmail, Ankara'nın Sakary» caddesi adı verilen Bahkçüar Çarşısında yıkımdan kurtular», üçüncü sınıf lokantalardan birinin patronu.. Eskiden Orhan Velilerin, Cahit Sıtkılann aksamları ziyaret ettikleri bir meyhane.. Şimdi gene eski »alrlerden ressamlardan hayatta kalanlarla, arada bir Turan Gürveş, Deniz Baykal, Ahmet Yücekök gibi CHP'nin beyln takımından simalar da ugruyor. Güneş ve Baykal en son, Af Kanununun beşinci maddesinin oylamasından örvce birer kadeh lçmışler ve uğursuz geldi diye, bir daha uğramaz olmuşlar. Biz gene Tavukçu Lokantaıının sahibi îsmail'e dönelim. Adı Tavukçu ama, lokantada tavuk bulunduğunu sanmayın, tabelâsı da yoktur aslında. Ankara'nm en eski tavukçu dükkânlannın ortasında bulunduğu için, öyle cTemişler. İsmail, Tavukçu'yu, Çamlı Hemşinden iki ortakla birlikte lsletiyor.. Aralarında anlaşma yapmıçlar, üç ortak her yıl sırayla dükkânın sorumlusu oluyor.. Ismail'in üç ayı kaldı isi dlJer ortağa devretmesine. Ondan sonra iki yıl, lokanta üzerinde hiçbir söz hakkı olmayacak.. Bu iş ortaklıkla yürümüyor ağabey diyor, tıpkı bizim koalisyonlar gibi. Şu duvarı boj'ayalım diyorsun, öbürü itiraz ediyor.. Kırık camı değiştirsek diyoruz, ortakların iznini almadan yürümüyor. Servis de bozuldu tsmail, $u Nazmi'ye bir kavun ısmarladık, iki saattir getirecek... Ne yaparsın ağabey, çurada üç aylık patronluğumuz kalrfı.. Garsonlar, durumu bildikleri için işi sermeye başladılar. T;pkı devlet çarkı gibi.. Bir hükümet sapsağlam oturamadıkça, devlet çarkı da işlemez. îsmail, polltikayla yakından ilgilidir. Rizeli olmasına rağmen hükümetin çay politikasının devlet Hazlnesine her yıl milyarları bulan yük bindirdiğini bilir. Buğday fiyatlarındarv, Kıbrıs'taki federasyon tezinin uygulama ölçüsüne kadar her seyi tartıjır masanıza gelip. Şimdi, garsonlar benim ka lıcı o'.duğumu bilseler, ates gibi o'urlar.. Çünkü bilirler ki, Ismaü'in kafası kızdı mı, vurur kıçlanna tekmeyi ve giyer önlüğü, garsonluk da yapar, ahçılık da.. îsmail rfe sermlş dükkândaki işleri.. Ama, sıkmtısmın büyüğü hükümet sorunu. Koalisyon yürümez, ağabey... Bunlar ayn havadan çalan partiler. Nasıl bir araya gelecekler Biz üç ortak da, aynı köydeniz. Aynı kemençeyi çalar, aynı hamsiyi yeriz. Gel gör kl, üçümüz bir arada olduk mu, şu ufacık dükkânı bile çeviremlyoruz. Ankara Ankara . „•. Ankara Ankara •# • Ankara Anka DEMİREL'IN YAKIN ÇEVRESİ VE ERGENEKON'UN GAYRETLERİ Demirerm ;,akın çevresi bir süredir değişmiş bulunuyor. Bürçe görüşmelerınde AP'nin, özeHikle ekonomik konularda yeni sesi olarak konuşan ve özel sektörürı şampiyonluğunu yapan Yümaz Ergenekon, Günız sokağındaki evin başlıca gediklilerinden biri ş'.mdi. Eşi Zemzem Ergenekon da Nazmiye Demırel ile yakın bir arkadaşlık kurdu. Yılmaz Ergenekon'un kongjenin sessiz kulisçisi olduğu da soyleniyor. Eski bakanlardaa Orhan Alp ile hayli çahştı ama. çok başanlı bir kulisçi olduguna ınanmıyor AP'liler. Çünkü ku lisçıliğinin başlıca amacı, Bitlis Senatorü Kâmran Inan'ın yıldızını söndürmekti. Kâmran İnan. kongre oylanyla Yönetim Kurulu seçiminde ikinci sırayı tutunca. Izmir'den Demirel kontenjanından parlamen toya gıren Yılmaz Ergenekon' un ke>fı iyice kaçtı. Orhan Alp ise hayatından çok memnun, Yönetim Kurulu seçiminde Demirel listesini kazandırmak için yorgunluğu boşa gitmiş değıl. MUSEVİ BUĞDAY DEĞİS TOKUSU Sovyetlerle Amerika bir konuda anlaşmaya varmışlardır. Kong renin Sovyetler Birliği'nın «en ziyade müsaadeye mazhar ülke» sta tüsünü tanıması iki ülke arastnda ticaretin genişlemesini engelliyor du. Kongre bu starünün tanınma sını, Musevilerin Rusya'dan serbest göç etmelerine bağlamış, Sov yetler de bunun iç meseleleri ol duğunu ileri sürerek göçü kolaylaştırmıyorlardı. Buna rağmen Nix on yönetiminde Sovyetler ihtiyaç ları olan buğdayı Amerikadan sa tın alıyorlardı. 1972 yıluıda 17 mü yon ton buğday alaraJc, Amerika'da buğday darlığı bile yarattılar. Bu yıl da 3 buçuk milyon ton buğday almaya kalkınca, Başkan Ford, saüşı engelledt Bunun üzerine Amerika Maliye Bakanı William Simon Moskova'ya gıde rek Sovyetlerle ticaret ve buğday satışı üzerinde görüşmeler yapıldı ve bu arada Musevilerin göç etmeleri meselesi üzerinde de anlaşmaya vanldu Kongrenin «en riyade müsaadeye mazhar ülke» statüsünü tanıması karşılığmda Sovyetler de göç için uyguladıklan kayıtlan yumusatmaya razı olmuşlardır. Kongre, Sovyetler İçin istenilen statüyü kabul edeceği gibi, Sovyetler Amerika'dan hemen 2 mil yon 200 bin ton buğday alabilecek lerdir. Böylece Sovyetlerden yılda 60 bin Musevi göç edebilecek tir. Yani bir Musevi buğday değiş tokuşu olmuştur. Göç kayıt larınrn yumuşamasından sadece Museviler değil, başkalan da yararlanacaktır. Vaktiyle Rusya'ya göç edip de orada yerleşen Almanlar da geri dönmek istiyorlar. Aynca Baltık ülkeleri halkmdan da göç etmek istiyenler vardır. AP'nin «Orhan Birgit» i arasmda «AP'nin Orhan Birgitsi diye anılan İsmet Sezgin'in kongre konuşmasını Genel Başkanm yüzünü buruşturarak dinlediği söyleniyor. Sezgin'in «Biz vitrindik» sözünden Demırel hıç hoşlanmamış, İsmet Sezgin'in adı geçince hâlâ yüzünü buruşturduğu ve Isparta ile Aydm'm arasında soğuk rüzgârlar estiği AP'liler arasında ba?lıca konulardan biri olarak konuşuluyor. ÇAĞLAYANGÎL En çok oyu almıs SEZGİN AP'nin Birgıfi AP Kongresinde listenin kırmızısı ve yeşili Adalet Partisi Büyük Kongresinin son günü. seçimler yaklaşırken kulıs adamakılh kızışmıştı... Paravan listeler elden ele dolaşmaya başladı... Fakat iki ana lı»t« meydanlarda yoktu.. Bu listeler, delegeler üzerinde tartışmaya. degiştirmeye, çizik yapmaya, kalem oynatmaya vakit bulamasınlar diye son anda dağıtıldı.. Fakat bir «Yeşil liste» aöylentisi iyıce yayılmıştı. Kimsenin, sayılan dordU bulan «paravan listeler»e aldıns ettiği yoktu.. Herkes harıl hanl «yeşil liste» aramaktaydı... Bu sırada, muzip bir gazetecl, bir delegeye sokulup kulagın» jöyle Iısüdadı: Sizde acaba kırmızı liste VBr mı? Delege şaşırdı: Yok gardaş.. Ben yegilinl aramaktaydım... Kırmızısı da mı sıkmış? Valla, asü liste o imla, dlyorlar... Delege ftrtına gibi uzaklaştı .. «Yeşil liste» arama faalıyetı, bir anda «Kırmızı liste» arama (aaliyetine dönüştü... ÜÜâeyin... Yeşil liste? Bırak y*şil listeyi.. Sen asıl kırmızı listeyi bulmaya bak .. asıl liste o... Deme... Yahu nerde bu kırmızı liste?.. Şinasi, ver oğlum şu larmıB listeyi bir bakaLım... Valla bende yok... Atma oğlum... Sende varmış... Çıkar şunu!.. Koca salonda, hayatî kırmın liste avı kıyasıya devam ederken, yeşil liste meydana çıkU.. Ana ü»t«, tl başkanları Ustesi bu idi... Ama delegeler kclay kolay inanamadılar, bir zaman daha «kırmızı liste»yi aradılar .. Ve bunda bi «gomonistlik» vaa, diyerek yeşil listeii zaria koyup sandığa attılar. Yeni bayraklar mı? Kongre sonrası hikâyeler yoğunlaştı. Orhan Oguz'u Genel Başkan adaylıgına Çanakkale milletvekili Murat Bayrak'ın yönelttiğini anlatıyorlar. İstanbul' da bir evde 50 kişilik bir grubun onünde verilmiş bu karar. Böylece, Orhan Oğuz'un Domirel'e karşı açtıgı bayragın asıl başkalannın elinde olduğu gösteriliyor ve ekleniyor «Yeni bayrakiar açılabilir.» Çağlayangü ve «ekose etekli levrek» Kaialan kurcalıyan kişilerden biri de eski Dısişleri Bakam ve Demirel'in yakın dostu Ihsan Sabri Çağlayangil'e verilen oyların gerilemesini «ekose etekli levrek» hikâyesine bağlıyanlar var.. Yalova'daki villasında verdiği bir yemeğin, AP'nin seçim yenilgisinde rol oynadığını söyliyen koyu partililer, Çağlıyangil'in Senato Grup Başkanlıgma da seçilmiyecegini öne silrüyorlar. AP'de yaylacılar grubunun çogu senatör olduğu için Çağlıyan gil'e az şans veriliyor. Genel Idare Kuruluna onun cv sıradan girebilen Bursa Senatörü, eski Dışişteri Bakanı thsan Sabri Çağlavangil'i telefonla aradık Kendisini kutladıktan sonra sorduk: Kâmran İnan, Genel îdare Kuruluna ikinci S'.raaa, Nahit Menteşe'den sonra en fazla oy'u alarak gtrmiş. Buna ne dersiniz? Çağlayangü Ktnırli bir le yanıtladı: Hayır.. yanılıyorsunuı.. Menteşe'den sonra en fazla oy'u tnan almış değildir. Kim aldı. beyefendiî Ben aldım. ÇUnkil ben tek Usteden adaylığımı koydum. tl Başkanları listesinden. Kâmran üç lis tede d« yer alıyordu... Bütün hstelerdeki oylar toplanınca, ikinci büyük oy'u almış gibi görünüyor.. Aslında, sadece bir tek listede görünmem noktai nazarından. en fazla oy'u ben aldım. Peki. Kâmran Bey'in Genel Îdare Kuruluna einşine ne dersiniz? Ben Dısişleri Bakanlığı ederken. Kâmran Bey maiyetimde bir memurdu. Benim üzerimde gayretli bir arkadas intibaı uyandınnıştı. İyı olur inşaüahl AP'NİN YENİ YAPISININ MALİYETİ AP yeni yapıya kavuşacak diyorlardı Büyük Kongreden önce. Biz de merak ediyorduk AP' nin yeni yapısı neye malolacak diye.. Kongrede öğrendik. Bır kısım Genel îdare Kurulu üyesiyle 5 milyon liraya malolmus.. Hesap raporunda AP Genel Merkezi için yeni bir bina masrafı olarak bes milyon lira aynlmiî.. Yapmın ilk masrafı karşılığında da 2 milyon 800 bin lira harcanmıs.. Bir portre Ali Elverdi Ali Elverdi Pasa, Adalet Partisine girerken Demirel'i göklere çıkardı. AP'yi överek. memleketin kalkınmasında hizmeti dokunan bir parti olarak niteledi. Oysa Gezmiş, Aslan ve İnan m idam kararmı veren mahkemenin başkanı olarak. bu kararın gerekçesini imzalıyan Elverdi, Demirel'i ve AP iktidarmı yerin dibine batırmıştı Gerek çeli kararın 10 ve 11. sayfalannda bir dönem söyle niteleniyordu: <26 milyonluk biraderler yol suzluğunun güh ışığına çıkması yolundaki çabaların bal talanması, engellenmesi yolunda ayak oyunlan... Sınıf çelişkileri. sosyal ada let ilkelerini zedeleyici intiba ve kanaati yaratan Şelefyan ortaklıkları, Gomel zey tinyağı skandali... Kitlesel öfkeyi tahrik eden emeksiz kazanç, vurgun ve devlet eliyle fert zengin etme politikası?» Kim bu 26 milyon kredi alan kardeşler dersiniz? Bugün Elverdi'nin övdüğü ve emrine girdiği Demirel'ler olmaz mı? ÜNİVERSİTELİ BİR PAŞA Bu yıl üniversite gınavlannı kazanıp hem de istediği fakülteye girenler arasında bir de general var. 12 Mart'tan sonra emekli olan subaylardan, eski Genelkurmay Plan ve Harekât Dairesi Başkanı Celil Gürkan daha önce, A. Ü. Hukuk Fakültesi öğrencisiyken 12 Mart'tan sonra çeşitli nedenlerle bu hakkını kaybetmişti. Celil Paşa, Hukuk Fakültesine girmek istiyordu.. Yeterli puanı, hatta daha fazlasını kazandı. Ve isteğine ulaştı; şimdi okulun açılmasını bekliyor CHP kulisınde kabine Jisteleri mi dolaşıyor? Hükümeti tekrar Ecevit kurarsa kimlerin bakan olacağı az çok belliymis. Hatta bazı listeler hazırlanıp Ecevit'e »unulmuş. Bu arada kabinenin CHP* li kanadını oluşturan iki rakip grup adına ayn ayn listeler düzenlediği, Ecevit'in bunlardan bir uzlasma yapacağı anlatümakta, Elbette liste sözleri çıkınca kulis de hızlanıyor. Grupta sevilmeyen bazı bakanların bu defa görev almaması için çabalar var. Ulaştırma Bakanı Fer da Güley, Devlet Bakanı Orhan Eyüpoğlu ve Gençlik ve Spor Bakanı Müslihittin Yılmaz Mete nin tepki gören bakanlar arasında yer alacaklan belirüliyor. Bu arada halen bakan olmıyan fakat «bakan olacak. diye adı geçen bazı CHPTiler için de rakipleri tarafından yıpratma kampanyası başlstüdı. Yeni kabinede yer almıyacafına kesinlikle inanılan Gençlik ve Spor Bakanı Müslihittin Ydmaz Mete'nin yerine yakıştırılan Çetin Yılmaz, ju sırada bazı CHP'lilerin boy hedefi halinde. Çetin Yılmaz'ın kabineye girmemesi için hem onun aleyhinde söylentiler yaratılıyor, hem de onun getirilmesi söz ko nusu olan Gençlik ve Spor Bakanlığı için başka Isimler ortaya atıhyor. DZUTI sözün kısan Halk Partisi kulisi kaynıyor. AVRUPA DA YARALARINI SARIYOR Amerika Sovyetlerle detantı (yumuşama) canlandırmaya çalışırken, Avrupa da enflâsyon ve petrol fiyatlannda artışın açtığı yaralan sarmak çabasındadır. Dört büyük Avrupa devleti arasmda en ağır yaralananlar ve en çok yarduna muhtaç olanlar Ingiltere ve Italyadır. Ortakpazann Maliye Bakanlan toplanarak, Araplardan alınacak 3 milyar dolar borçla Ortakpazar üyeleri için bir yardım fonunun kurulmasma karar vermişlerdir. Fed. Almanya Başbakanı Schmidt, bunun 24 yıldan beri Avrupaiılar tarafıiKiaıı verilen en önemli ve en anlamlı karar olduğunu söylemiştir. Fondan ilk önce iflâs halinde olan Italya yararlanacakür. Öte yandan şeker darüğını gidermek için de Ortakpazar Tanm Bakanlan, Ingiltere'ye ucuz şeker verilmesine karar vennişlerdir. Bu karara hayli tartışmadan sonra ve îngilterenin Avustralyadan jeker satın almak tehdidini Ueri sür mesi üzerine vanlmıştır. Böyle bir işlem Ortakpazann tanm anlayışına aykın düşecekti. Nasıl ki, Italya'nın birkaç gün önce gümrük tarifelerine zam yapması, Ortakpazar düzenine aykın düşmüştür. Ortakpazar, petrol fiyatlan ve endüstriyel lşbirliği konusunda da Araplarla temasa geçmiştir. Fakat ayni zamanda her ülke petroie olan ihtiyacını kendi aidığı tedbirlerle de fcısıtlamalt çabasınriadır. Orneğin Ped. Almanya enerji kaynağı olarak kömür, tabiî gaz ve nükleer güçten de yararlanmak için plan hazırlamıştır. VEDAT DALOKAY BUNUN ADI NEDİR PEKİ ? Perşembe günü Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay, Başbakan Bülent Ecevit'le bir görüşme yaptı. Görüşmeden çıkarken gazetecüere, Ankara'da yaygın olan barsak enfeksiyonunun. «el vibrator» denilen koleranm çok zayıf bir başka türü olduğunu söyledi. Dalokay'ın verdiği bilgiye göre, Mamak halfcının su aldıgı kuyulara kanalizasyondan sızmalar olmuş ve bulaşıcı hastalık özellikle Ankara'nın gecekondu semtlerinde ortaya çıkmıştı. Haberi duyan gazeteciler hemen bürolanna koştular. öyle ya, zayıf bir türil de olsa ortalıkta «kolera» dolaşıyordu. Gazeteciler bürolanna koşarken, Başbakanlığa Ecevitle görüşmek üzere Saglık ve Sosyal Yardım Bakam Selâhattin Cizrelioglu geliyordu. Bakan da Basbakarda bir görüşme yaptı ve çıkarken o da gazetecilere bir demeç verdi... Ankara'da görtilen hastalık kolera değildi... Gazeteciler şaşkma dönrnüşlerdi. Acaba hastalık ne olablllrdi? Akla gelen Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitusü'ne başvurarak yaygın mikrobun türii hakkuıda bilgi almakü. Öyle de yapıldı. Ancak Enstitunün blr bayan yetküisi, bu konuda hiçbir bilgi veremeyeceğini bunun ancak Sağlık Bakanlığı Saglık tşleri Genel Müdürlüğünden sorulabileceğinı bildirdi. Hastalığın ne olduğunu öğrenmek isteyen gazeteciler Saglık îşleri Genel Müdürlüğünü aradılar. Genel Müdürlükten bir yetkili kişi çıktı karşılanna, kolera hakkında bilgi almak lstediklerini söylediler. Yetkili, birden sinirlendi bu işe «Nereden çtkanyorsunu» bu lâfları» diye feryat etmeğe başladı... «Aman efendim bunu biz değil Sayın Belediye Başkanı söyledi. biz de size soruyoruz» deyince de, «Belediye Başkanı hastalığı nasıl teşhis edermiş kı, Belediye Başkanının böyle bir yetkisi mi varmış? Belediyenin bu konuda ne ihtisası varmış» diye bağırmaya devam etti... Sonuçta herkes birbirine sordu? Ankara'da bulasıcı bir barsak hastalığı var ama bunun adı nedir? DİPLOMATİK BAGAJ... Haluk Bayülken Cento Genel Sekreteri olacak.. 12 Mart döneminin Dısi^leri Bakanı Haluk Bayülken'in nereye gideceği merak konusuydu. Her diplomat gibi onun da gönlünde büyük postlar yatıyordu. Birleşmiş Milletlerden, Londra'dan söz ediliyordu. Ama bir gün Pekin lâfı çıktı ortaya, Bayülken, Turan Güneş'e •thtisasım dısında bir merkez Pekin» dedi ve Birleşmiş Milletlerdeki uzmanlığını hatırlattı. Güneş ise, Birleşmiş Milletlerdeki Osman Olcay'dan çok memnun olduğunu söyledi. Şimdi Bayülken'in CENTO Genel Sekreteri olacağı söyleniyor ve eski bakan CENTO'yu da uzmanlığına yarajır bir görev kabul ediyor. Paris'te bala/ı sona eriyor... İsmail Erez, Kasımın flçünde Türkiye'den Paris'e tasınıyor. Böylece Fikret Bereket'in çok uzun süren maslahatgüzarhğı da sona eriyor. Türk Fransız ili$kilerinin gerginleşmesi Bereket çiftine Paris gibi bir mer kezde neredeyse iki yıl maslahateüzarlık olanağı verdi. An kara Caddesinde. vaktiyle Marie Antuanet'in de Rezdifi guzel bahçede. bir mücevher kutusuna benzeyen elçilikte tatlı bir balayı vajadılar. Erez'in büyükclçiliSi ile balayı da sona eriyor simdi. AFRİKAL! DİPLOMATLAR MEMNUN AMA Devlet Bakanı tsmatl Hakkı Birler'in Cezayir'in Bağımnzlık Bayramma gidişi başkenttcki Arap diplomatlan araşında çok olumlu karşılandı. Özellikle Afrikalı diplomatlar Ecevit hükümetinin Üçüncü Dünii;şkiierinden çok memy , ü e nun görünüyorlar. Haluk BAYÜLKEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle