12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 16 Ocak 1974 UM Z0£ <>AMı BPjrtNMfi APAMAKILLI dYlEMESİ, isPAMYOL Dj y x Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN 114 Ben de, şuna bak... Iyi. Kârüyız... Öbür takım da geldi. Fakat epey kayıplan vardı. Dört beş kişi eksikti herhalde. Iki de yarahmız var, dedi heyecanü bir ses. Tüü, yazık. Çok kaldınız canım, ne gereğl vardı bu kadar? Yürüyün, koğuşturabilirler. Geceıun içinde uzun süre yol aldıiar. Molla Mahmud'un kolu gittikçe daba çok ağrımaya başladı. Kaldıramaz oldu. Dirseğın biraz üstünde yaralanmıştı. «Bu kolda bır uğursuzluk var, diye düşündü. Daha önce de bu kolum yaralanmıştı. Uff...» Eğüip baktı, kolunda kapkara bır leke görünüyordu. «TUtun bassak şuna?» Haceli!. He, buyur. Biraz tütün çıkar hele. Ne olacak, sıgara içmek vasak? Koluma koyacağım. Yaram var. Oyle mi, nerende? Kolumda. önemli değil ama acımağa başladı. Haceli atıru o tarafa geçirdî, eğilıp baktı; Huü çok kanamış be. Niye söylemezsin? Bir avuç tütün uzattı: Kendin koyabilır misin? Koyanm, ver. Sıyınp sol eliyle bastırdı. Daha çok ağrımaya başladı. Dişini sıktı, «Vay vay vay... Dürzü gâvuru hakladım emme o da beni yaraladı.» Kasabadan iki saat filân uzaklaşmışlardı. Bir dereve girdıler. Ortalık hâlâ karaniıktı. Birisi bağırdı: Çeteler birleşsıin! Durmak yook! Hem yürüyün, hem arkadaşlannızı arayın. Gürültu etmeden, sessiz . Herkes birbirini aramaya başladı: Memeet! Şardağlı Ismayııl! Dereköylü Hüseyiın, Receep! Bilâl, Mahmuut! Burdayım, burda. Gelın şöyle. Obürleri nerde? Kâzım Ha celıi... Gürültü etmeyin, daha yavaş! Az mola versek yavu, yarahlar var. Olmaz! Tütün basın. yürüyün! Tepeyi çıktılar. Bir düzlük başladı. Gündoğuya doğru yol alıyorlardı. Biraz sonra ufukta bir ağartı başladı. Ibrahim bey Molla Mahmut'la yan yana at sürüyorlardı. Omuzlannda ıkişer mavzer taşıyorlardı. Nasılsın Molla, hiç sesin çıkmıyor? lyiyim ağa. Kolum ağrıyor biraz. Ne oldu? A a, yaralı mısm sen? He. Niye söylemiyorsun be, ağır mı? Degil. Düşman nöbetçisiyle boğuştuk, tüfegini elınden alayım derken süngünün ucu battı. îbrahim bey atı yavaşlattı: Uu, çok kanamış be oğlum. Niye söylemiyorsun? Dur... Kâzım yardım et. Kolunu sıyırdılar, tekrar tütün basıp in bir mendille sardılar. Sağ kolu dirseğe kadar kan lçindeydı. Kanlar kurumuş kapkara olmuştu. Gene aynı kol mu bu? He. Gülmeye çalıştı. Karayagız yüzü biraz ısır gibi oldu. Sabahleyin bır su başında mola verdiler. Herkes yorgundu, kimisi oturdu, kimisi toprağa uzandı. Çete başlan tekmıl getirsinleer! Hayvanlara torba takın. Yarım saat buradayız! Oy anam oy oy oy .. dedı. Haceli. Hep kemiklerim sızlıyor. Şükret. Bizim kayıbımız yok. Biraz sonra îbrahim bey geldi: Üç kayıp, yedi yaralı var, dedi. Yaralının biri agır. Kasığından kurşun yemiş. Vah yazık. Ne olacak şırr.oi? Yakın bir köye bırakacaklar. Hüsnü bey «varınca tioktor gönderirim» dedi. Çıkınları açtılar, peynir eıîmek yediler. Yunan askerlerinden aldıklan mavzerlere balc tılar. Hele Mahmud'unki gıizel bir fılıntaydı. yeniydi hem de. Hadi işin i$. Anan seni kadir gecesinde dogurmuş. Molla Mahmut gülümsedl. Gâvurun elinden nasıl aldığını anlattı. Keşke ben gitseydira o gâvura. Neysa bana bu da yeter. Biraz sonra «toplaan, at biin!» dıye bagırdılar. Toplanın şöyle! Hüsnü bey karşılarına geçtı Atmın gümüş koşumlan yeni doğan guneştb parlıyor. du. Kardaşlaar! diye bağırdı. AUah hepinizden razı olsun. Iyi başardık. Üç arkadaşımız kayıp. Belki şehit olduıar, belki varalı olarak bir müslüman evine sığındılar. Ayrıea yaralı arkadaşlarımız var. Onlar da gazi oldu. (DEVAMI VAR) MOSKOVA, AZERBAYCAN NOTLARI fbrahim OLGUN Ust üste iki kez "En çok üretim,, sağlayanın heykelini dikiyorlar 11 Eylül Salı gunü kutlama törenine Sovyetler Evi önündeki Lenin'in beykeline Iklil (onlar böyle diyorlar) konmakla başlandı. Sonra 26'lann anısına saygı duruşu yapıidı. Onlara da iklil (1) konuldu. Bu 26'lar, Azerbaycan'da ilk Sovyetlermiş. îngilizler bunlann yirmi altıstnı da kurşuna dizmişler. Şimdi onlar adına görkemli anıtlar yapılmış. Bulundukları yere mermerden. granitten heykeller dikilmiş, havuzlar, fiskiyeler, parklar kurulmuş. Daha sonra edebiyat müzest gezildi. önce Akademi Başkanı Rusça bir konuşma yaptı. Sonra rrüzenin Nesimi ile ilgili bölümü gezildi. Burada Nesimi'nin çeşitli sanatçılar tarafmdan yapılmış hayall resimleri, öldürülrae sahnelerini canlandıran tablolar, aynca onun etkisinde kalan, izinden giden şairlerinkiler sırayla yer alıjor. Bu müzede Azerbaycan edebiyatının başlangıçtan itibaren folklor ürünleri, çeşitli cisimler üzerinde motifleri, usta ressamlann halılara işlenmiş resimleri, sıra sıra yerleştirilmiş. Ondan sonra klasik döneme geçiliyor. Nizami'den başlayarak şairlerin heykelleri, resim'.eri, yazma ve basılı yapıtları yerleştirilmiş. Burada, başta Türkiye'den de tanıdıklanm olmak uzere, bütün dostlarım yakın bir ilgi gösteriyorlar... Bilgin ve edebiyat tarihçisi Hamit Araslı, bu müzenin kurucusu olarak, Azeri edebiyat yapıtları Üzerinde geniş bilgi verdi. Buradan XII. yüzyıldan kalma Şirvanşahlar Sarayına gittik. Orada benden, belgesel sinema için Nesimi üzerine kısa bir konuşma istediler. Ses aldıiar, film çektiler. Saraydan sonra muzeyi gezdik. Müzede çalışan Azerbaycanlı, yüksek öğrenim görmüş bir görevli bayan, şekiller, grafikler, maketler üzerinde aynntıh bilgi verdi. 1920'den bu yana yapılan içler üzerinde özellikle durdu. Sözü rejünin iyiliklerine getirip minnet ve şüic ranlannı belirttikten sonra bitirebildi. Burada kim her hangi bır topluluk karşısında konuşma yaparsa, sözü hemen hemen ajTiı biçimde bıtiriyor. Buna daha pek çok yerlerde tanık olcium. Öğle yemeği aralığından sonra. Nesimi'nin önceden heykelinin dikümesi kararlaştınlan ve bunun içm gerekli hazırlıkların yapıldığı yere temel atma töreni için gidildi. Her yana resimler, flâmalar asılmış, çevre çiçeklerle bezenmiş. Caddelerde ve tören yerinde, hatta binaların bal konlarmda, büyük bir kalabalık var. Güvenlik görevlileri kalabalığı bir düzene koymak için çalışı yorlardı. Sonra kentin ileri gelen görevlileri, partililer, ilk konusmaları yaptılar. Arkadan Sov yetler Birliğinin öbür cumhuriyetlerinden gelen delegelerden bırkaç kişi konuşturuldu. En sonra da Sovyetler Birliği dışmdan gelen delegelerden bir iki kişiye sdz verildi. Akşam saat 20'de Azerbaycan sanatçılarından Kara Karayef'in bestelediği Seven Beauty balesıne çağrılıydık. Burası Ankaradaki opera binası büyüklüğünde. Azerbaycan'da bale ve opera gı'oi sahne sanatlarının çok ileri olduğunu yıllarca önce duymuştum. Burada bu gerçeğe bir kez daha tanık oldum. Dekor, sahne, orkestra her şey çok güzeldı, denilebilir. efi sabah Biümler Akademisıne gittik. Bin kışilık konferans salonu tüm doluydu... Bütün akademi mensupları, yazarlar, hocaiar, sanatçılar oradaydı. Kürsüde üç sıra halinde konuklar çeşitli üniversitelerden gelen bılginler bulunuyordu. Oturduğum yer Akademi Başkanının hemen solundaydı. Başkan. bana zaman zaman çeşitli konularda bilgi veriyordu. Benim solumda da burada çok saygı gören Şamama Hanım oturuyorau. Bu şişman, mavı gözlü hanımı herkes ayrı ayrı bana tanıtmaktan sanki ayrı bir haz duyuyordu. Çevremde ona özel bir ılgi gösterildiği belliydi. «Emek Kahramanı» diyorlardı. Benim bu sözden bir şey anlamadığımı görünce, anlatmaya başladılar. Efendim, bu hanım önceleri Kolhoz Başkanıymış. Onun kol hozu, iki kez en çok pamuk üretimi yapan kolhoz olmuş. Böylece kendisi de emek kahramanı payesine erişmiş. İki kez bu payeyt alan kahramanın heykell dlkilirmiş. Bu Şamama Hanımın da Fuzulî şehrinde heykeli varmış. Şimdi kendisi, Moskova'daki parlamentoda Azerbaycan'ı temsil ediyormuş. Sonra sokaklarda daha az önemli madalyonlu emek kahramanlanna rastladım. Akademi Başkanı; buradaki açışı Türkçe olarak yaptı. Güvenli, irimizden haberimiz yokmuş. rahat bir konuşması vardı. TopBu tarz burada tüm aydınlaluluğu kendine bağlayabilecek söz nn bir konuyu ele alışta buileri kolayca bulabiliyordu. Sözle dukları bir yöntem... Gene tabii ri arasında «Biz bir yandan bu en sonunda büyuklere teşekkür bağlıhk rada yüksek tekniğimizle petrol edildi; partiye, rejime borularını gökyüzüne çıkarırken, tekrarlandı. Onlann kendi yaşam ilgilendiren bir yandan da her yerde şairle larmı, tutumlarım rimizin, fikir adamlarımızm hey konularda diyecek hiç bir sözüm kellerini yükselteceğiz» diyordu. yok. Bütün bunlar, kendilerinin Nesimî'yi kendi anlayışına göre bileceği şey... Ben burada sadece öyle bir biçimde betimliyordu ki, gözlemlerimi olduğu gibi vermeğe şaşmamak elden gelmez. Meğer çalışıyorum. bizim, panteist, hurufi, lirik şaOrada Nesimî'nin hümanistliğinden, insan sevgisinden, lirik ve sürükleyici gücünden, yüreklilığinden, yaşamı önemsemeyen bır kahraman olduğundan söz ettım. Benden sonra birkaç kişi daha konuştu ve tören sona erdi. Y ARI N : CANLI TARİH (1) Asıl anlamı tac olan bu sörcük. çelenk yerine kullamüyor. Dİ$İ BOND TİFFANY JONES OHUH, SOC'S.CMOP ^.y iSkSl • BİC 6 E N C X • OATMAK 1OV4 B U N U i e MALKOÇOĞLU yazan ve çizen: Ayhan BAŞOGLU 5ÜPHELİ ZAFER GARTH BfB OTEJ. ODASIMDA (JVUV5A fcr/iUlN (SABT W. CSOZLERINt/lZTEK MOCMTITLaN HALIOMtGÖBı CV y u C E T A M E J . WAL<1MIKJ KİRALIK Emek İnşaat ve Işletme A.Ş. İstanbul Bölgesi İşletme Müdürlüğünden \ İşletmemize ait Beyoglu, îstiklâl Cad. No: 120/42 ve 3 No. lu iki teşhir vitrini (dükkân) ihale suretiyle kiraya verilecektir. Taliplerin en geç 28.1.1974 gunü saat 16.00'ya kadar ljletmeye müracaat ederek îartnameyi ünzalamaları gerekmektedir. EMEK tNŞAAT VE İŞLETME A.Ş. İSTANBUL BÖLGESİ MÜDÜRLÜĞÜ (Basın: 10/63) 345 \ \ \ İLAN Üsküdar Sulh Hukuk Hakimliğinden: 973 / 1248 1 Mehmet Şükrü Uluann varisleri: Üsküdar Hacı Hesna Hatun mahallesi, Servilik sokak, hane 15 Faik Sururi Tuncer vekili tarafından Üsküdar Sulh H. Hakimliğinın 972/296 sayılı dosyası ıle açılmış olan, 1. şuyu davasında davalılar meyanında bulunmanızdan dolayı adresiniz ve varislerinizin adreslerı tesbit edîlmediğinden, kayyum tayini talep edilmekle, 17/1/1974 günü saat 10.15'te mahkemede hazır bulunmanız veya bır vekil göndermeniz, aksi halde sizleri temsil etmek ve husuemete mezun kılınmak üzere kayyum tayin edileceği ilân olunur. 7/12/1973 : 1ı4) 350 t ) İLANEN TEBLİGAT İstanbul 6 nci Icra Memurluğundan Dosya No: / ALACAKLT: Güven T.A. Sigorta Şirketı vekili Avukat Zişan Doğueri. BORÇLU : Ayşe Semiha Ortaç Yeşilköy Irfaniy» caddesı No: l'de. Kıymet takdir raporu tarihi: 18.8.1973 İcra îflâs Kanununun 102 maddesine tevfikan ıpotekll gayrimenkulün kıymet takdiri sırasında nazu nulurmayan borçlu Ayşe Semiha Ortaç'ın işbu ılânın ne?n tarıhırjden itibaren adı geçen kanunun 103. maddesi gereğince kanunı süreye 30 gün ilâvesiyle 33 gün içinne k:ymet .akaın tutanağını tetkik ve bir diyeceğl varsa daıremize baş vurması ilânen tebliğ olunur. (Basın: 103İ1) 354 KİRALIK îşletmemize ait Eminönü otopsrk sahasmın Ragıp Gümüş pala Caddesine bakan cephe duvarı üzerindeki ve diğer kısımlardaki reklâm yerleri kiraya verilecektir. Taliplerin 28.11974 tarihine kadar îşletmemize müracaat ederek ıhale dosyasım okumaları, kabul ettiklerine dair imzalamaları ve geçici teminatlarını yatırmaları gerekmektedir. İhale 29.1.1974 tarihinde saat 14.00'de İşletme Satınalma Komisyonunca yapüacaktır. EMEK İNŞAAT VE İŞLETME A.Ş. ISTANBLX BÖLGESİ MÜDÜRLÜĞÜ C Basın: 10264) 348
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle