11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 16 Ocak 1974 ürkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanağı TTlusal Bağımsızlılc Savaşıdır. Bunun içindir ki, «yeni» devletin kuruluşunda kan ve alınteri Terenler, zamanı gelince, «sivil» arkadaşlarıyle beıızeşerek. «üniforma»larıru çıkarmışlardır. Mustafa Kemal Paşa'dan başlayarak pek çok «asker» bir yandan ulusal direncin gerektirdiği örgütleşmeyi biçimlendirirken, bir yandan da yeni bir devleti adım adım kurmanın gereklerini yerine getıriyorlardı. Daha önceki savaşlardan aldıkları nam ve şan, gösterdikleri dirayet ve direnç, kazandıkları başanlar onlan kahramanlar katma yöneltiyordu. Kısa sürede Turk toplumunda yarattıkları gtiven duygusu ve kıırduldarı otoritenin kökeninde bu özellikler yatmaktadır. T Ölaylar ve görüşler hğın pek de geçerli bir «llâh olmadığını ortaya koymaktadır. Son Söz Tarihin 1970 Eylülünde kendisiyle yapılan bir konuşmada üzerinde durduğu bazı konularda İsnıet İnönü'nün olgun kişiliğinin düşündürücü jönlerini görmek mümkündür. Ölümünden sonra yeniden yayımlanan bu konuşmasında (Milliyet, 26 Aralık 1973, s. 5) onun kişiliğinin bazı örgülerini buluyoruz: • « .. Az okuyorum şimdi. Üç dört saatten fazla vakit bulamıyorum» diyen İnönü, öğrenme ve yenilenme mekanizmasmı dile getirmektedir. Frsnsızca. Almanca. İngilizce dergileri izleyen tnönü yurda olduğu kadar evren sorunlanna da ilgili bir devlet adamıydı. • Çocuklann yetiştirilmesi ve bir mücadele sdamının gücünü nereden aldığını belirten şu cümleleri de çok ilginçrir: «Çocuklann yetiştirilmesi bana işlerimin en güç ve zahmetlisi geldi.» «... Bilhassa mücadele içinde bulunan adamm bütün kuvveti eşine bağhdır.» Mutlu bir aile babasının bu sıcaklık dolu düşünceleri başarıların gerisindeki desteği beürliyor. • İnönü'nün hikmet do!u son bir gözlemı d<" yönetimin öncmli bir ilkesini dile getiriyor: lînsanlar, re.mi vazife arkadaşı olsun. özel hayat arkadaşı olsun, insan muamelesi görmekten en buyük zevki alırlar.» Cumhuriyet'in ilk 50 yılıvle «kahramanlar çağı» da sona ermiştir. Şimdi olduğu eibj bundan boyle r"e vurt yöneticileri savaş alanlarından, başan madalyalarıyle süslü bir geçmi^ten degil, karr.uoyunun tercihlerinı yansıtan genel seçimlerden ^elecekler. Lider özelliklerj ta^ıysn. yurt sorunlanna çafdaş çözüra volları öneren, halka inanan ve halkı kendine inandıran evlâtlarma ııîus kaderini teslim edecek. İsmet İnönU'nün ölümüyîe «kahramanîar çağı» serıde kalıyor. Atatürk'le birlikte açtıkları bir dönem. zaman içinde uzaklaşıp vaklaştıkları ülkü arkada^lanyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım yüzyıllık geçmi$ine damgasını vuruyor. Son söz tarihindir elbette. Kahramanlarm Sonuncusu Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL verememistir. ödün vermenin iktidarda kalma>a yetmediğini gosteren 1950 seçimleri, bu defa da «haşin» ve «acımasız» bir muhalefet modelinı İnönü'nün kişıliğine bağlamakta gecikmemiştir. yaş ve kosul aramamaksa, ikincisl de yaşamı bir sanat haline getirmektir. Böylece, karşıt dönüşümler uzuı. bir yaşama ustalıkla sığdırılabilmiş, daha da önemlisi, birbirleriyle bağdaştırılmıstır. Askerlikten sivilliğe. iktidardan muhalefete, Milli Şef'likten ortanın soluna.. geçiş gibisine önemlt aönüşümler İsmet înönünde hiç bir kopukluk meydana getirmediği gibi, bir yama görüntüsü clp almamışhr. Bunun içindir ki İnönil, yeni kuşaklarla diyalog kurabilmeyi başarmış, zamana a; ak uydurabilmiştir. Yaşamı bir sanat haline gptirmekte ise, sağlıklı olmanın yasalanna uyarlıgı kadar, sporu, oyunu, müziği, okumsyı ve eğlenmeyi hayatın vazgeçümez öğeleri arasına koyması da etkili görünmektedir. 3) İsmet Inönü'nün «cemiyetimize mahsus bir hastalık» saydığı haksız yere suçlandırılma ve ölçüsüz kötülenme karşısında gösterdiği sabır ve direnç Peygamber Eyup'u geride bırakrr.ıştır, denebilir. Hakaretlerin, suçlamaların ve iuiralann en inanılmazlannı süküratle göğüslemesini bilmış, siyasl muanzlarının akıl a!maz kötUlemeleri karşısında soğukkanlılığım koruniustur. G?rçı bu tutumunda kendine ve yakınlarına şüveninin büyük payı vardır. Muarızlanmn iktidar dönemleri bile. öne sürülen ıddiaların hiç birine haklılık kazandıramamıştır. o:ümünden sonra ulusça anısınn gosterilen denn saygı, toplumumuza özgü saydıgı bir hasta Kime Niyet, Kime Kısmet? ugün MSP'ne oy veren fakır fıkara Müslüman takımı. bır zaman önce AP'yi desteklerd. APnm Kudamanları da abdestsiz namaz kılar, oruçsuz iftar sofrasına olurur, her lâfın baçmda ve sonunda Allan ır. adım tekrar ederek sofu seçmen kitlesini kandırmak içnı ellerınden geleni artların3 koymazlardı Şimdi MSP, CHP ile ortaklığa girişince AP ıyot gıbi açıkta kaldı. Şeyh Sadi'nin bir hikâyesine göre bir sofu ayakkablsımn altına çivi çakıyormuş, bunu gören bir zerıgiır Madem bunca marifetlisin, gel benim kıratımı nalla, dıye ssiunun eteğine yapışmış. Ve sofu nallamış kıratı. Şimdi MSP'niıı sofusu AP'nin kıratını nallamıs görünüyor. Ar.ıa bu MSP öyle bir partı kı. bır yanı mağnpta, bir ys.ni maşrıkta Zeagin noldingçıden mahalle mescıdinin yoksul mümınine dek bir velpazeye oturrouş. bu partının içinde ne var, n^ yok kimse bilmiyor. Şimdılık bılinen nedir? Bilinen şudur: MSP'nüı üst ve orta kadrolan zatsn belirli bır eğitim planıyle yetışmış ve yetıştirılmiştır. Imam Hatip Okuıları mezunlarının devlet kadrolarında görev.'endırıımesi yeni birşey değil. Bugün çoğu MSP önden, aana dün AP' nin yönetim kesiminde önemli yerlerde bulunuyorau. Yakasına AP rozeti takan Planlama Teşkilâtı eskı Müsteşsırı makbul oluyor; sonra aynı kişi MSP rozetim yakasına iliştirdi diye tehlikeli mi sayıhyorV Kendisini devletin sözde sahibi sayan ve sür?kli bıçimde CIA ile ışbirliğı yapan bazı kafalar vaı Bun.arın kılavuzlugunda Türkiye bu hale düşmüş, bu noKtsva geımiştir. Bunlar, dün ulusal petrol polıtikasını savunanlan «komünist» diye kovalayıp, bugün devleti rnilyaılarca dolar zarara sokan ve yabancı somürüsune daiıa aa açan politikanın devlet içindeki takipçileridir. Bumar eidıp güçlü gördükleri kişilerin kulaklarına fısıldarlar Toplumda sosyal uyanış, ekonomik uyaruşı aştı, O u kontrol altına alınmalı. Pekf ne yapmalı? Anayasa'yı degistirmeli, özgürlükleri kısıtlamal', Hükümetin yetkilerini artırmalı, kanun gücunde kararname olanağı sağlanmalı, olağanüstü mahkemeler kurulmalı, vargı kuvvetinin bir bölümü, üniversite ve radyo gıbi bağımsız kurumlar siyasi iktidara bağlanmalı. Danı^tayın gorev alanı daraltılmalı... Iste bu kafayla Anayasa iki kez değiştirilmiştir. Hesap ' Sağcı Demire! seçimleri gümbür gümbür kazanıp siyasi iktidara geçecek ve bu kafayla ortaklaşa Türkıyeyi yonetecek. Bövlece sosval uyanış kiMtlanacak. Türkiye'nin alacakaranlığında dışa bagımlı ekonomi sürdürulecek, sermaye sınıfı biraz daha palazlanacak, çıkar çevreleri devlet mekanizmasmı da arkalsnna aldıklarından durumlarını halkın zararına pekleştjrecekler... Şimdi hesaplar tersıne mi çıkıyor? Bu sefer aynı kafalar yeni numaralar peşinde çırpınıyorlar. Devletin içinde bunca sorumsuzlukla ış çevirebılen birtakım çevrelerın bulunması doğrusu acıdır. Bu kafa değil mi yıllardan beri dinı polıtikaya âlet ederek seçim sandığında seçmen avına çıkan? Hükümet kenmme ve genel müdürlüklere dek meşhur «Takunyalıları» yerlestiren Demire] değil miydı? [Manbul Tıcaret Odasınm başına Necmettin Erbakan'ı cetıren kımdi? Din propagandası AP'ye hizmet ettigince iyi de. MSP'ye hizmet ettiğince mi kötü? Hiç kuşkusuz Türkiye bir hızlı değişimi yaşıyor; Dünya da öyle... 1971 yılında ll'lere tahammül edemiyenler, şimdi ellerini şakaklanna koyup cfüşünüyorlar: Acaba Atilla Karaosmanoğlu'nu ve arkadaşlarını devirmeseydik daha mı iyi olurdu? DCşün düşün, çoktur işin! Bu dünya Sultan Şüleyman'a kalmamış diye bir lâf vardır halk arasında, Sultan Süleyman'a kalmıyan dünyayı blr gıdımlık akhyle. Süleyman Demirel'e fuzulen işgal ettirmek lsteyen kafaya bu devletin yönetlmind'e itibar edenlere sasarım! B Anadolu'ya geçerek Mustafa Kemal Pasa'nın yanında yer aldıgînda Miralay Ismet Bey, kendisini bekJeyen görev ve sorumluluklara hazırlıklıydı. Bu görev ve sorumluluk hazırhğı, savaş kadar banş için de geçerliydi. Yemen cephesinden dönünce «Balkan Savaşı nedeniyle Bulgarlarla yapılan barış görüsmelerine askeri danışnıan olarak» katılmıştı. Böylece, «savaş» ve «bar:ş» cephelerinden geçerek kahramanlar katındaki «îkinci Adam» koltuguna oturan Ismet Paşa, tarihin ve Atatürk'ün kendisine verdiği soyadı ile İsmet İnönü, Cumhuriyet'in ilk 50 yılına çeşitli görev ve nitelikieriyle eşlik etti. îsmet İnönü'nün talihi de, talihsizliği de «İkinci Adam» değerlendlrmesinde görülebilir. Devlet Başkanlığmm ilk yıllanndaki «karşı» görünüş, «Ebedî Şef»in denge kefesine yerleştıTilen «Millî Şef»lik, uzunca bir süre geri planda kalışın talihsiz tepkileri olmuştur. Açık sözlu fcir danışman, güvenilir bir uygulayıcı ve takipçi olarak tsmet İnönü; tarihin kendisine çizdiği «:kincil» rol" başanyle yürütmüş, 2. Cumhurbaşkanı olmanın getirdiği ilk yanılgılardan sonra, • Atatürk'ü de içeren «Devletoimizin titiz takipçiliğinde yamlgılarırun kefaretini fazlasiyle ödeyen bir «sahipük» özelliği kazanmıştır. Ne var kı, halka ve köye yönelik atılımlara destek olan, Türkiye'nin çağdaşlaşması yolunda tutarlı politikalan inatla yürüten İsmet İnönü. çok partili dönemde «iktidar» olarak başanlı bir örnek Üç Niteliği Son günlerine kadar devlete adanan ve yüksek düzeyde sorumluluklarla çevreli uzun bir yasamın olumlu olduğu kadar olumsuz birikimlerinin de bu!unnıası doğaldır. «Aile Başkanı» ç:zgis:nder. «Devlet Eaşkanı» doruğuna kadar uzanan bu sorumluiuklar zincirin.de İsmet İnönü, özellikle üç niteliği ile dikkati çekmelidir: 1) Oyunun kuralına itina ile uyarlık, kendi kelimesiyle «meşruiyetçilik» Devlet yönetiminde onun çıkış noktası sayılabilir. lyi bir satranç o< uncusu olnıak niteliğini her davranışında gosteren İnönü, «yasal» sıfatmı hakkiyle kazannr.ştir. rCurallar çerçevesi içinde ustalıkla yürüttüğü ycnetiın sanatmda, bunun içindir ki, basarıları kadar yenilgileri de «Paşasal» olmuştur. Yenmeye olriuğu kadar yenılgiye de dovmamış gorünmesi, bir «hırs» hah olmak yerine, «classe» bir oyuncu o!mak niteliğine bağlanmalıdır. 2) inönU'nün 90 yıllık yaşam öyküsünün büyük sırrı, kendini yenilemesini bilmesinde aranmalıdır. Bu sırrın ilk dayanağı, öğrenmeye KÜBlLAY'DAN YEŞİL GECE'YL. OKTAY AKBAL Evet Hayır PARLAK VAATLER ve GERÇEK «H alka açık şirketler» konusu, birkaç yıldır, zaman za man büyük gürültü ve reklâmlarla kamuojoına sunulmakta. bu çeşit fririşimlprin, hem birikrr.iş paralan değerlendirerek sanıp.en.ıe çekicı ıcariar saglayacağı, hem de yeni yatırım kaynakları oluşturarak kalkınmanuzı çabuklaştıracağı öne sürülmektedır. Konunun her ortaya çıkarılışında tartışmalar açılmış, yararları ve zararları üzerinde durulmaya çallşılmıştır. Ancak itıraf etmek gerekır ki. kamuoyunu oluşturma görevı taşıyanlar. ıştn yararlarına fazlasiyle ağırlık verirlerken, tehlikeli yanlarını, > a nı zararlannı açıklayanlann görüşlerini, olabildiği kadar yumuşatarak, saklayarak halka sunmuşlardır. Oteki bir çok konuda olageldığı gıbi... Buna rağmen halkımız, umut ışıgı saçan propagandaları, parlak vaadlerle dolu süslü reklâın ları kuşkuyla karşılamış ve çagnlara fazla iltifat etmemiştir. Bu, hak.li kaygıların dogal bir sonucudur. Bu gıiolerde de, an büyük vaâlerle îklâmlİTÎa, halkın ofrikmiş parasma, özellikle yurt dışındaki işçilerimizin tasarruflarına çagrıda bulunulmaktadır. Belki ağır bir ifade olacaktır ama, gerçegi tam olarak yansıtan şekliyle, hal kımızın ve işçilerin dişlerlnden tırnaklarından artırdıkları üç beş kuruşa da göz dikilmiştır. il Gece» bilirsiniz Reşat Nuri Güntekin'iı. en güzel romanlarından biridir. Anlatırlar, Mustaıa Kemaı bir gün çok beğendiği bir romancı olan Güntekm'e «Bana yobazlığı eleştiren bir roman yaz» demiş, «Yeşh Gece» bcı dilegin ürünüymüş... Ne denli doğrudur bilmem, Güntekin böyle bir dileğe mi uydu, yoksa kendiliğinden mi giri.şt. bu işe? Ikisi de olabilir, Güntekin geriliğin, çağdışı düzer.ın, ka fanın düşmanı bir yazar. Ta «Çalıkuşunndan başlar bu niteliği. Devrimci Türkiye'nin yazandır o. Atatürk Üevriminin bir öncüsü. bir savunucusudur öğretmen olarak, eğitımcı o . larak, milletvekili olerak, aydın olarak, en başta roman yazarı olarak... Devlet Tiyatroları «YeşU Gecenyi oyun olarak oynamak istemiş. Genç bir oyun yaıarına, Tuncer Cücenoğluna yaptırmış bu işi. BiUr misiniz bilmem, Cücenoğlu'nun geçen yıl Ankara'da oynanan, sonra bir biçimine getirılip kaldırılan «Öğretmen» ojununun yazarı olduğunu... Bu yüzden Eğıtim Bakanlığındaki görevinden nerdeyse alınıp, başka bir görevle Anadolu'nun bir kentine gönderilmek istendiğini, sonra uyanan tatsız tepkilerden çekınilerek bu kararın bozulduğunu .. Şimdi öğrendiniz, Cücenoğlu devrimci bir oyun yazarı. Kğitım Bakanlığımn birtakım yerlerinde oturan tutucu kaiaıarın hoşlanamayacagı bir aydın . CUcenoflu ftazırlamış Yeşil Gece'yi. Iki bölümluk bir oyun yapmış. Türkiye Cumhuriyeti'nin ellinci yılı dolayısıyle sahnelenecekmiş. Devlet Tiyatroiarının dramaturgu olan bir bayan okumuş, beğenmiş, olumlü bir rapor vermiş Edebı Kurula. İlk oviMilar arasi|jj|,aiırırm»g|YeşiÇ^pece», derken sonraya erteleuffiij: Bı: de ne^gorsün^Jekleyenler, daha sonraki oyunlar' arasmda da yok trÇeşii GWe». Derken yazarına bir yazıyle durum açıklanmış: Devlet Tıyatroları uygun görmemiş böyle bir oyunu sahneye koymayı. Oysa 14 Ekim seçiminden hemen sonra Devlet Tiyatroları yöneticileri «Yeşil Gece.yi hemen sahnelemek istemişlenniş. Ecevıt Başbakan oluyor, tutucu davranmak yanlış bir iş olur diye! Sonra bakmışlar kı yine sağcüar ortakhğı kuruldu kurulacak, vazgeçmişler yeniden! Bilmem bugünlerde >ane havada bir değişme var, bakarsınız Ecevit hükümeti »curar Devlet Tiyatrosu devrimci, ilerici görünmek gereğini duyar. •Yeşil Gece» sahnelenir. Günler doğurgandır, olaylar da öyıedir, bekleyelim. Bu arada Istanbul Şehir Tiyatroları «Kubilay» oyununu sahneye koydu Harbiye bolümünde. Bizim Şehir Tiyatrosu «Kubilay» gıbi yobazlığı en sert, en acımasız, en gerçekçi bir açıd'an gosteren oyunu halka sunmaktan çekinmemiş. Fuat Işhan'ın yazıp sahneye koyduğu «Kubilay» ilginç bir denemedir. Bir tarih yaprağını canlanmış görüyoruz karşımızda. 24 yaşındaki bir öğretmenin kısacık yaşammdan parçalar; düşünceleri, ülkücülüğü bir yanda, çağdışı tarikatlerin batıl inancı içinde, yabancı emellere araç olan yobazlar bir yanda. 1930'da genç Cumhuriyet yedi yasındadır,. Emperyalist devletler savaş yenilgisinin acısını saltanat, hilâfet, şeriat düşleri görenlerle, çıkarları bozulanları kışkırtmakta aramaktadır. Derviş Mehmet ve arkadaşları Menemen'e böyle bir ruh haü içinde ve cüretle gelmişlerdır. Kubilav olayını hepiniz bilirsiniz. «Kubilay Bey temiz kanı ile Cumhuriyetin canhlığını tazelemis ve kuvvetlendirmiş» tir. Kitaplarda, an.ma günlerinde hatırlanan bu olayı sahnede, hem de kalabalık, güçlü bir sanatçı kadrosuyla seyretmek, olayların içinde yaşamak gibi oluyor. Oyunun yönetici ve yazarı Işhan, «Bizim yaptığımız, yapmak istediğjmiz, bütün bu gerçekleri kafamızda harman etmek o insancıl. o ülkücü, o sınır tanımaz Atatürk sevd'alıst öğretraenin hayatından bir tiyatro olayı yaratmaya çahşmak...» diyor. Gerçekten de «Kubilay» oyununu bütün. lise, ortaokul, hatta yüksek okul öğrencilerinin görmesi gereklidir, yaraTİıdır. özellikle «Istiklâl Savaşı yalr.ız Yunanhlara karşı yapıldı, Ingilizlere karşı değıl» gibi savların büyük bir bilimsel buluşmuş gibi ortaya atıldığı bu günlerde... Evet, bir yanda «Kubilay» oynanır, yobazlann sözde Tanrı adına, gerçekte ulus, yurt düşmanları yararına giriştikleri çırkin isler, kanlı olaylar sergilenir, sericiliğin, çağdışına düşmenin kötülüğü belirtilir. Öte vancfan Reşat Nuri'nin «Yeşil Gece» oyunu Devlet Tiyatrosu sahnesinde oynanmaz. Hem de beğenildiği, kabul edildiği halde.. «Yeşil Gece» oyununu okudum. Hiç de din duygularını incitir bır yanı yok. Geri kafahhğı, yobazlığı, din adına girişilen kötü, yanlış, Çİrkin isleri yermek, gözler önüne sermek din düşmanlığı değildir, halkın duygularını incitmek i<e hiç değildir. «Kubilay» oyununda gerçek dindarların softalara, yobazlara nasıl karşı çıkmaya çahstığı da gösteriliyor. Yanlış mı? Değil, her zaman gerçek müslümanlar toplumu yücelten, ilerleten, ulusun yurdun bağımsızlığım öneren davranışların yanında olmuşlardır. Öyleyse Devlet Tiyatrosu «Yeşil Gece.yl sahnelemekten nıye çekinir? «Yeşil Gece»nin baş kifisinin, medrese eğitimlnrfen geçtikten 'onra öğretmen okulunu da bitiren Şahin Beyin şu sözlerini günümüzün birtakım kişilerinin. yetkilllerinın, özellikle çağdışı anlayışları, tutuculuklan, gericilikleri sahneye çıkarmaktan korkanların dikkatle okumalan yararlı olacaktır: «Genç bir insanın mutlaka bir şeylere ınanması gerekıyor. Yoksa sonsuz bir boşluktaymış gibi hissediyor İnsan kendini.» SANAYİLEŞMEDE, HALKIN BİRİKTİRDİĞİ PARALAR ELBETTE BİR POTANSİYELDİR. AMA, DİŞTEN TIRNAKTAN ARTTIRILAN BU BİRİKİMİN KULLANILIŞI HALKIN ALEYHİNE OLMAMALI Halil TUNC yük. pahalı reklümlar deriniigine ıncclendiğı /amnn gorulecek tır kı, halkın tasarruflarına çag rıdı bulunanlar, toplayacakları parayı nerecfe kullanacaklarını, yatırımın verimülik he?aplarının yapılıp yapılmadığını, ne kadar sürede çalışmaya başlayabıleceğini ve ne laman kâra geçebileceklerinı söylememektedirler. Yıne ısrarla gizlenen, halk tasarruflarıyle kurulan «ir ketlerin yönetim ve denetıminde halkın söz sahibi olup olmayacağıdır. Bu sorulann cevapları arsnd i | ı zan«pn, VEFAT Merhum Mustafa ve Zeynep Türkkan'ın oğlu. Abidin Türkkanın agabeyi, merhum Fatma Aliyenin dayısı. Tuba ve Doğan'ın amcaları, İsmail Akgül'Un büyük dayıları. Kaneli ve Reşat'ın büyük amcaları, Eliya Türkkan'ın sevgili büyük kayınpederi, Selamettin TÜRKKAN Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 16 Ocak Çarşamba günü öğle namazmdan sonra Kocamustafapaşada Sümbül Efendi Camiinden alınarak Edırnekapı Şehitliginde toprağa verilecektir. AtLESİ NOT: Çelenk gönderilmemesi arzu edenlerin Turk Eğıtlm Vaktma bağışta bulunmalan rica olunur. Reklâmcıhk: • "369 «Halka açık şirket. için halkın vereceği para, aslında, halkı. kuruluşlann biünen anlamda ortagı yapmamakta; sadece, birikmiş paraların bir çeşit uzun vadeli kredi halinde beîirli kişiler tarafından kullanılmasını sağlamaktadır. Teşkil edilecek kuruluşlann yönetimi, denetimi tamamen ımtiyazlı his se senetleııne sahip bır avuç Bu çağnlarm ardındaki eerkişinin elinde olacak; asıl büBütün bunları ortaya koydtıkçeğı aramadan önce, bir noktayük sermayeyi koymuş buluyı açıkhğa kavuşturmak yararlı nan halk i^ter istemez işin uza tan sonra, «o halde ne yapılmaolacaktır. ğında kalacaktır. Bunun çeşit lı?» sorusu. haklı olarak, cevap bekleyecektir. Politik hayatımızda «karma li örnekleri geçtiğimiz dönemde Kalkınmayı gerçeklestirecek, ekonomi» anlayışının egemen ol görülmüştür. gıderek büyük bır tehlıke halinı duğu ve bütün kapıları özel sekBu çeşit sirketlerin yaygır. alan ışsizliğın önlenmesıni sağtöre açmakta «özel» bir çaba lasması halinde, halkın par;.M layacak yol, sanayileşmeden geç sarfeden politikacılar tarafından zarar etmekte olan, iflâsın e?i mektedır. Halkımızın tasarrufladevletin ekonomide geri plana rı da gerçekten sanayileşmede ğindeki birtakım kurulusları itildiği dönemlerde, sermaye biri kurtarmak için de kullanılnıa yararlanılacak büyük bir potankıminin eksikliği, eerçek bir saya kalkışılacaktır. Büyük rek sıyel olarak ortada durmaktadır. nayileşmeye yönelmemizi engelfaydalanmak lâmlarla halkın parası top'a Bu potansıyelden lemiştir. Bu yüzden, sermaye binacak ve yılların emeğiyle sağ elbette amaçtır. Ama bu, halkırlkiminın sağlanması amacıyla aşırı kârlar, haksız kazançlar lanan tasarruflar belki de ma miza zarar vermeden, onun belki de yıllar boyu dijinden tırnahoşgörü ile karşılanmış, hatta ceraya sürüklenecektir. davlet eliyle zenginler yaratılŞirketler kurulus hazırlıklan ması geçerli bir yol sayılmıştır. içinde bulundukları süre kar Yıllar boyu süren bu anlayışın dağıtmayacak ve bu durum ha! yarattığı tepki artık önüne geBİ.VGÜL ÖZCAN kın sabrını tüketeceğindcn, h!?çilmez bir durum alınca da. ye(Aktas) ve se senetlerinin fiyatlanyle oyni yöntemler aranmaya başlanHATATİ ÖZCAN namak kolaylaşacaktır. O>umış ve bu defa halkın tasarrufKızları DEFNE'nin nun bir başka yöntemi de, şirları bir çekicilik merkezi haline doğumunu müjdelfr. ketin başlangıçta zarar etme«i gelivermiştir. ve bu nedenle ucuzlayacak olan Yurdumuzda sermaye birikimi13/1/1974 hisse senetlerinin belirli çevnin olmayışı ve yatırım bankacı reler tarafından satın alınması lığımızın yeterli kaynaklara sadır. Imtiyazlı hisse senetlerıne hip bulunmayışı yüzünden, küsahip olanlar öbür hisselerin çük halk tasarruflannı degersatılıp ahnmasıncTa söz sahibi lendirerek, bunları gerekli yatıbulunacaklarından bunu koiayrımlara yöneltmek, işçi harekelıkla yapabileceklerdir. tinin de Ötedenberi savundugu Şirketleri kuranlar, ayrıca görüşler arasında yer almaktakendi adlanna da başka yatırım dır. Işçiler, gerçek sanayileşme lara sahip olduklarından, halk yi sağlayacak, dolayısıyle istıhparasıyle kurulan yatırımını üdam olanaklannı arttıracak (çün (Cumhuriyet: 360) retimi, kendi malları olan fabkü, gerçek sanayileşmeye yönelrikalara çok ucuz fiyatlarla satmiş her yatınm, aynl zamanda büyük bir çalışma alanı demektırabilecekler, bunun sonucuntir), her girişimi desteklemekda halk şirketi zarar eo"erken. VEFAT tedirler. kendi fabrikalarının kârı artacaktır. Emekli Jandarma YarbaNe var ki bugün yapılmak isyı Ali Rıza Barlas'ın eşi, Metenen, olumlu sanayie yönelmiş lâhat Alptekin. Samahat An yatırımları gerçekleştirmek içiıı Batı'da da örnekleri görüldügü kut, Çiftehavuzlar Kız SaÇağımız demokrasisi, klasik gibi halkın tasarruflannın bir nat Okulu Müdıresi Sabaaraya getirilmesi değil de ban demokrasi anlayışını çoktan ahat Feray, Nebahat Kunt, şarak, ekonomik demokrasi ve kalarımızın ticarete yönelmiş Olgunlaşma Enstitüsü öğretsınaî demokrasi aşamasına girkredilerinin büyük faizlerinden meni Neclâ Barlas'ın annemiş bulunmaktadır. Bugün. ekurtularak, halktan, daha diişük leri, Avukat Şükrü Alpterişmeyi hedef olarak aldığırmz faizlerle kredi almaktır. Üstelik kin. Avukat Azmi Ankut, çağdaş demokrasinin sembolj buna karşı, halka en ufak bir Doktor Sezai Feray ve Orgaranti de verilmemektedir. olarak gösterilen Batılı ülkeman Mühendisi Süheyl lerde, yönetim belirli kişi ve Gazetelerde yayınlanan büKunt'un kayınvaldeleri, Fev ziye ve Hayriye Taflan'ın kardesi, Bedriye, Suna. Atıllâ ve Köksal Alptekin, Nurgül ve Orhan Çetin, Tülây ve Alp Menemencioğlu, Bengi ve Taşkut Adanır, Üsküdar mutasarrıfı mPrhum Ma^uk Paşa ve merhume Çiğdem ve Macit Yalkm, Didar hanımın kerimesi, Edirne Süvari Kumandanı merhum Demir Feray ve Sema Kunt Akil Paşa mahtumu, merhum Solim Beyin eşi, merhum Füruun anneanneleri: zan M. Sezer. merhum Celâl ve merhum Ali beylerin hemşireleri, bay Adnan Sander'in yen.gesi, İffet Gungör ve ElREMZİYE BARLAS d'ebran Turek'in sevgili halası, HANIMEFENDt Birikim Eksikliği gından artırıp bırıktırdıgi para maceraya surüklenmeden yapılmalıdır. Bunun ıçın her şeyden önce, «Sermaye Piyasasinın Tanzımı» hakkındaki kanunun çıkarılması gerekir. Kanunda özellikle halka açık ve en az 1 mılyon lıra sermaye ile kurulan anonim ortakhkların denetlenmesi konusu çok cıddi bir şekılde ele alınmalı ve bu görev devlete verilmelidir. Ayrıca bu çeşit ortaklıkların kurulması belirli koşullara çevrelerln elinden kitlelere ceç baflanmalı, şirketin yapacağı yamektedır «Isç'.nın yonetlme Ka tırım alanı daha önceden saptatılması» olarak adlancfınlan bu nıp gerekli ön hazırlıklar da yetydntem, Batı ülkelermde hızla kili devlet kuruluşlan tarafından yaygınlaşmaktadır. onaylanmış olmalıdır. Yurdumuzda ise, yönetime ka Yine bu çeşıt gırışımlerin devtılma hakkı, birikmiş paralan letin öncülüğünde yapılması olaile yatırımı gerçekleştirenlerden nakları ciddi bir şekilde araştırıl bile esırgenmek istenmektedır. malıdjr. Yönetim, belirli bir çsvrenin Unutulmamalıdır ki, halka açık elinde ve ımtiyazında sayılmakşirketler, herşeyden önce imtita; halkın, kendi parasıyle ku yazlı hisse senetlerinin önlenmeracagı sirketlerin yönetimini de sı. sıkı bir denetım sağlayacak bu çevreye teslim etmesı beklen hükümlerın getirilmesi, şirketin mektedir. bütün hissedarlarının yönetim ve Halka açık sirketlerin yararla denetime katılması, halkın ko rından söz edenler, ortaya bır yacağı sermayenın garanti altıde şart koymuşlar, bu çeşit na ahnması koşullarmın gerçeksirketlerin, «hür teşebbüsun isım leşmesıyle gelişebiür. • * yapmış ve başanlı mütesebbis lerinin kontrol ve yönetiminde» olmasmı ıstemişlerdır. Bu ıstek, halka açık sirketlerin belirlı kisılenn kontrolüne alınmak amacı taşıdığını ve gidışin, uygulamada kartel ve tröst kurulması suretiyle, ekonomimızi tam anlamıyla bu çevrenın kontrolüne sokacagını göstermsktedır. İNÖNU NÜN HATIRALARI (I.Cilt 1884 I9I8) •**:*>*, Ne Yapmalı? İSMET PAŞAYLA IOYIL (4BuhranhYıI I96II964) Yazan:METİN TOKER Fiatı:20Lira Genel dağıtım BATEŞ KİTAP Yönetim Anlayısı VEFAT Füruzide Hanımefendi Mevlâ rahmet eyleye. ELDEBRAN TÜREK Hakkın rahmetine kavuşmuftur. Aziz naşı 16.1.1974 Çarşamba gunü (BUGÜN) öğle namazını müteakip Üsküdar Yeni Camiden alınarak Karacaahmet'te aile makberesıne tevdi edilecektir. 15.1.1974 Salı günü vefat etmiştir. Cenazesi 17.1.1974 Per şembe günü (YARIN) öğle namazını müteakip Osmanağa Camiinden kaldırılarak Karacaahmet mezarhğına defnedilecektir. A t L E S t (Cumhuriyet: ... ) HER KÎTAPÇIDA BULUKUR Isteme adresi = Cağaioğiu Halkevi Sok. No: 3 9 4 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle