10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 8 Ağustos 1973 endimizi yeterince tanıtamama, milletin yazgısı olduğu £ibi, herhalde, Almanya'da çalısan vatandaşlarımıza hlzmet için Alman Çalışma Bakanhğmın (Federal Hükümet) kararıyle kurulan Türkdanıs Teşkilâtının da kötü yazgısı olacağa benziyor. Bugünrîen dahi habersiz, lleriyi göremeyen ve ne yazık ki saym pek az olmayan poiitikaçılar, birbirleriyle didişip, çamur atraa ile uğra»ırken, Almanya'ya gerek kanuni gerek kanun«uz yoliard'an gelen BİR MtLYON vatandaşımizın hizmetini, büyük bir çaba ve ülkücü bir anlayışla görmeye çahşan «Türkdanış Teşküatı» nı, er. çirkin üslupta beyanlarla, iftiralarla kötülemeye çahşıyorlar. Yılların yorgunluğunu gidermek için geldiJttmiz vatanımızda, son günlerde basında görülen bevan ve yazıları, üzülerek okuyup; Türkdanış Teskilâhnın gerçek kimliğinln açıkîanma«ı zorunluğuna inanarak, bu yaziyı kaleme alıyoruz. Federal Almanya, sayıları arttıkça, problemlerinin de o oranda artacağım tesblt ederek. y»bancı işçilerin bu ülkedeki çalışma ve yaşama donemlerir.de, problemlerinin çözümüncfe yardımcı olmalan arnacjyle ve Bonn Hükümetinin lcararıyle, toplum içlnde sosyal yardım yapma görevini üzerine alan teşekküller. kiliseler. sendikalan vazifelendinniştir. K Olaylar ve gprüşler Türkdamşı Tanıyor musunuz? Targan KUZUCUOfiLU Türkd&nış'ta görevll Awo Nedir? Sayılan bir milyon clvarında lulunsn vatandaşlarımızın ve yedi yüz bin kadar Yugoslav'ın, Almanya*nın sosyal ve iş hayatır.a intibaklannın çabuklasması ve bu intibak süresinde karsılastıkları zorluklar.n yenilmesi için «Arbeiterwohlfahrt» adh sosyal kurulus, Federal Hükümetçe vazifelerıdirilmiştir. Kısaltılmış şekll AWO olan bu teşkilâtın kısa bir tamtımını yapmak, Türkdanış'ın daha iyl tanınmasm» faydalı olacağı düşüncesiyle, ilginçtir. AWO, Birinci Dünya Savaşında yer.ilen, işgal altına alınan Alman împaratorluğunda. açlıkla, yokluk ve lssizlikle karsı karsıya kalan milyonlarca ln«ana yardımeı olmak üzere 1918 yılında kurulmustur. AWO teşkilâtmda bir araya gelen, her şeyln devletten beklenmesinin imkânsız olduğunıı, vatandasların da birblrlerine ve dolayısıyle tfevlete yardımcı olmalanna inanmıs kimseler, açlıkla, sefaletle, yokluk ve tssizlikle mücadele etmek kararını taşıyan insarılar olarak, hür ve bajhmsız bir demokratik birlik kurmus oldular. Alman Parlamentosuna seçilen ilk kadın milletv*killerinden Bayan Marie Juchacz, bu kuruluşta en büyük payı olan bir kimse olarak, AWO'nun çalışmalannm Alman Devletince resmen tanınmasını ve kendisine devletçe vazife verllmesini temin etmiştir. Devletin gösterdiğt güven ve destek, devlet hlzmetlerine katılıs çalışmalan genişletme olanağını nağlamıştır. Bu teskilâtfa, on blr.lerce lrsan fahrl olarak hiç blr Cikar gözetmed'en vazife görmektedir. 300000' den fazla kayıüı üye. her ay ır.untazaman ödedikleri ödentiler.e (aidatlarla'», teşkilâta olan bağlilıklarını »östermektedirler. 1933 yüında, lamanm bütün demokratik teşkilâtlanmn akıbetine uğrayan AWO, faaliyetten menedilmist.ir. 19*5 yılında, tıpkı ilk kuruluş yıllannria olduğu gibi. açiık ve yokluk ila savaşmak üzere yeniden faaüyete geçmiştir. Binlerce üyesinin, demokrasiye inançlan nedeniyle yok edilmiş olması, ikinci kunıiuşa hemen hemen hiç etki etmemiş ve sonuçlan, Birind Dünya Savasmm sonuçlanndan çok daha fed olan îkinci Dünya Savaşmın geride bıraktıfı yaralan sarmak iç:n, yine eski güçte bir araya ge> llnip birleşilmiştir. Sava? sonunda yanmış, yıkılmış VB harap bir halde bulunan şeh:rlerd?>i miiyonlarca insan açhkla karçı karşı>aydı. Yiizbinlerce Alman. Avrupa'nın dört bir yanında kayıplara kanşmıçtı. Milyonlarca göçmen, evsiz barksız, çrplak bir ha'de Almanya'mn batı böl(resine sığmmıstı. Komünist ülkeler yüzbinlert* «avas esirini geri göndernnek îstemiyorlardı. Yokluk. açlık ve sefaletle dolu kara günler geçtikten sonra. moriern bir sanayi ülkesi olmaya başlayan Almanya'da, modern sanayinin getird!gi bircok problemler çörilm i?temeye bakıyordu. AWO bu problemlerle uğraşmanın öneminl ilk gören sosjal bîr kunıluş olarak, çalışma alanır.ı genişletmenin ihtiyacmı duydu ve gereğlni yaptı. Bütün 1leri sanayi tllkelerinde görülea, bu demeklere özgil meseleler sunlardı: (T) Çocuklar yetişip hayata atılınca, ebsveynlerinin yanmdan aynlıp. başka şehirlerde yuva kurmaktadırlar. (î) Yaşlılar, emekll maaflan aldıklarmdan, çocuklanndan ayn, ba£ımsız bir hay»t «ürmeyl tercih etmektedirler. G) Çalı$an kadın, evlenip çocuk sahfM olduktan sonra da, çalışmaya devam etmekte; bu da, anne ve çocukJar için yeni problemler dojurmaktadır. (î) Ailede hemen hemen bütün fertler çalı$tığından, hastalanan ve bakıma muhtaç bir kim•enin hastanelere sevki gerekmektedir. (5) Gençler, meslek eğitünlerini ail»lerinin uzaklannda yapmalc rorunda kaldıklarmda, kendileri ve aileleri için maddî ve manevi zorhıklara maruz kalıyorlar. Kısaca tesbit edilen bu meselelerin. insanc» demokratik bir anlayış içersinde çözümü ve «sanayi ülkesi insam»na. yardımcı olabilmek için, sayı'.an devamlı artan şu tesisleri kurmak, AWO* nun, başarısına ve önemine tanıkhk eder. 5 klin:k, 18 sanatoryum (romatiama, kalp, böbrek, kan, tüberküloz hastalan için), 32 çalışan kadınlar için >urt, 57 adet ögrenim ve meslek eğitimi yapanlar için yurt, 28 adet dinlenmeye muhtaç anneler için «dinlenme yurdu», 108 tane Çocuklar, yaşlılar ve aüeler için yurt. 9 tane ruhen ve bedenen geri kalmış çocuklann yetiştirilm» müessesesi, 115 tane çocuklannın yamnda yaşayamayan veya bu imkândan yoksun olan ^aşhlar İçin yurt, sayısız çocuk bahçesi, ihtiyarlar içta yü.^lerce dinlenme ve toplantı lokalleri ile, 2 adet hemsire ve hastabakıcı okulu, i tane çocuk mürebbiyesi okulu, 9 tane sosyal sahalarda çalışan personelin yetiştirildiği okullar. >nak imklnmı TermektedlT. Türk resmî makam lanyle, bir protokol çerçevesinde, ortaklaşa işbirliği tespit edilmisM de, maalesef durum vataodaşın lehlnde gelljememiştir. Bir milyon vatandaşımıza gece ve gündüı, hianetin kutsallığına inanarak çalışan TUrkdanı$ görevîilerinin çahşmalarına gehnce: 1 Vatandaşlarımıza: Yabancılar Dairesl, Polis İş ve îşçi Bulma Kurumu, Çocuk Parası Sandıgı, Sosyal Sigortalar ve bütün resmi ve idari makamlarda yardımcı olmak, 2 Ücret, hastahk sigortası. kaza ilgortaR, vergi mevzuatı. mesken konusunda meslek eğitimi hususlannda aydınlatıcı bilgi vermek, yardım etmek, 3 Işveren, sigorta ve idarl ve resml bütün Alman makamlarma karşı vatandaşı temsü etmek, 4 Hastanelerde, Ceza ve Tevkif Evlerind^ bulunan vatandaslanmızı sosyal koruma altma almak, 5 Çocukiarın okul öncesi ve okul çağmda ve genç işçilerin meslek öğrenimi devrelerinde, yardımcı olmak, dinlenme. oyun yerleri sağlamak, 6 Türkdanış Genel Merkezlnce kurdurulan ve desteklenen, sayıları 100'ü aşkın Türk îşçi Dernekleriyle birlikte çalışmak. 7 Bölgeierindeki Türk çalışma ataşeleri ile işbirliği yapır.ak. Bu çalışmaların ve bürolann yanı sıra, AWO, serbest zamanlarını bir arada gsçirebilecekleri lokalleri kurup vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştur. Yeni bir ülke vabancı bir hayatla karşılaşan vatandaşlarımızın, en büyük lorluklarmdan birisi, ülkenin dilini bilmemeleridir. Bu konuda da, açtığı kurslarla Türkdarus birçok vatandaşım:za, dil ögreniml olanağı saglamıştır. Okuyucu Mektuplar Sendika seçme özgürlüğü 1 Üzücü Durum Dofumdan ölüme kadar bütün günlük ya. ?antı ihtiyaçlarında, dil ve mevzuat bilgileriyıe vatandaşlarımM», en faydalı olan bu Türkdanış Teşkilâtı'nı Almanya'mn 61 sehrinde 85 memleket ve insanını candan seven elemanıyle, hiz. meti vatandaşlarıraızın ayağına götürmus olarak görmektejrt». Biz hariç, ötekl bütün yabancı Ulke temsilcilikleri, Federal Hükümetin kurdurdugu, yabancılara yardımcı kuruluşlarla gayet başarılı bir işbirliği içersinde çalışırlarken. ne yazık ki, zaran vatandaşlarımıza olan, sakat bir görüs ve anlayışla Türkdanış Teşkilâtı ve Türk temsilcilikleri arasında işbirliği hemen hemen hiç yoktur. Son olarak, şu hususu da TUrkdanış'ı yanlış tanıyıp, tanıtmaya çalışanlara sunmak isteriz: Türkdanıs Teşkilâtına alınan her görevli, Türk Büyükelçiliğince yapılan araştırma sonu. cunda ve Elçiliğin tasvibiyle bu görsvine başlayabiür. Kuruluş ve Görevi İkinci Dünya Savaşının sona erdiği 1945 yılından 1953 yılına kadar, herkese bir iş yeri bulma imkânı sağlanmıçtır. 1951 yılında meselâ, işsizlerin sayısı iki milyonu buluyordu. 1955 yılında ise. Federal Almanya'ya yabancı akmı. nın basladığım görüyoruz. 30 haziran 1962'de 15.300 Turk işçlsinin buJundugu sıralarda, Federal Hükümet ileriyj görerek, AWO'yu TürK lşçüerinin yardımı konusunda görevlendinniştir. Devletin verdiği bu görevi yapabümek için, AWO'nun bünyesinde «Türkdanıs Teşkilâtı» ku rulmuştur. Tükdanış Teşkilâtmm bütçeüinin Tederal Hükümet eyalet hükümetleri ve AWO' nun arasında, eşit bir şekilde temini, Türkdanı? Teşkilâtını her yönden kontrol altında tut Bizler, Izmit DUovasında kurulu Nasa» Fabrikaıında ç»lışan işçileriz. Fabrikamız isletmeye açıldıktan fonra, Genel Mücnjriımüz Sayın Şinasi Çelikkol tüm isçileri yemekhaneye topladı. Sendikalaşma özgürlüğümüzle ilgili olumlu bir konufma j'aptı. saat 14'te fabrîkada hazır bnBiz işçiler de aramızda ekiplunmalan yine ilân ediliyor. ler kurarak, bu iş kolur.da kuHâkim, tespit için fabrikaya rulu bütün sendikaları araştırgeldiğinde, sahtekarhk yapandık. İşçıden yana çahşaa ve ların etekleri tutuşmustur. işçilerin insanca çalışma ve Durmadan ağababalarm» teleyaşama müeadelesinde etkin fon, telgraflar yağdırmaktadırbir çalışma yapan Madenlş lar. Ayrıca o gün Kocaeli VaSendıkası'nı beğendik. 325 işçiden 283 kişisi Madenlş Sen li Muavinl resmî arabasıyla fabrikaya geüvor. Bir de gördıkası'na üye oldu. Bir de bakdük ki, sendikal özgürlüklertık ki, Türklş'e bağlı Otomoden bahsecfen ve mahkemenin billş Sendikası, Melallş Sentespit yapılacağı kararını ünidikası ve ismir.i yeni duydutelere asan Genel Müdürümüz, ğumuz Tek Metlş Sendikası hâkimin tespit yapmasına mailân yapmışlardır. Doğrusu şani olmuştur. Hâkim de «Zabışırdık. Çünkü bu sendikalann ta kuvvetlerim olmadıâı için. üyeleri yoktur. Bir de ne götespit yaptıramadım» diye bir relim : Bölçe Çalışma Müdürü zabıt tutarak fabrikadan ayrılişe giriş fişlerini tespit ettimıştır. ğinde 333 kişinin Tek Metîş Senciikası'nın. 272 kişinin OtoŞimdl «oruyoruz: mobillş Sendikası'nın üyesi Bu oasıl lstirt olduğu meydana çıkıyor. Uolayısıyle Tek Metlş SendikaSaygılanmızla. sı'na yetki veriliyor. Bölge N'ot: llgililer» her tn açık Çalışma ilüdürlüğü'ne gittık. hüviyetimizi bildirmeye hazı«Bu sendikaların üyesi yoktur. rız. Bu kayıtlar sahtedir» dedik. Bölge Çahşma Müdürü «Bea NASAŞ'ta çalısan 283 işçi anlamam, kimin üyesi çoksa, fişlere bakıp kararımı veri^K rim» dedi. Sendikamız Maden^^ İş Sendikası, işin peşinl bırak . . * • • macfı. Hiç birimiz Tek Metta T V C l l e f Sendikası'nm Cyesl olm«dığı Hollanda'da ŞtiR OKUMAK YAŞAMAKTIR OKTAY AKBAL' Evet Hayır Endüstri Kesimine Bilgi Transferi Bilgi Patiaması on elli yıldır bilün ve teknoloji ile illşkisi olan klşıler ve kuruluşlar tten di alanlanndaki yayınların boiluğu karşısında bir takım sorunlarla karşılaşmaktadırlar. ö> rellikle İkinci Dünya Savası'ndan sonra gizliligi olan araştırma sonuçlarının, teknik raporlaruı ortaya çıkmasından ötürü cbilgi patiaması» ile karşı kar> şıya. kalınnuştır. İkinci Düny» Savasından bu yana, teknik yayınlarda sayf» itibariyle •,'• 10 oranında bir artış gözlenmektedir. Bu, 8 yıldan az bir siire içinde teknik literatürün bır misli artacagma isarettir. 19. yüzyılda bilimsel ve teknik dergilerin sayısı 100 kadardı. 1850 lerde 1000> ve 1970'lerde 100.000'e yükseldi bu sayı. Eğer artış bu tempoyla sürerse 20. yüzyılm sonunda milyona varan bir sayıya eriseceğiz demekür. Durum böyle olunca, artık bir bilim adamının veya araştıncının eskiden olduğu gibi konleranslar, seminerler, ya da öbür bi'.im adamlan ile yaymladıkları makalelerin ayn baskılannı defiştokuş etme yöntemleriyle kendi alanlanndaki gelismeleri izlemeleri oîanağı ortadan kalkıyor. Kaldı ki bir bilün adamı, ya da mühendis kendi uzmanlık alanında çalışırken, yalnız kendi konusuyle ilgili kaynakiar» başvurmakla yetinmemektcdir. İş Sendikası'nın üyesi görünmektedir. Hatta Istanbul Genel Merkezi mensuplan da üye gösterilmiştir. öğrendik ki. para karşılığı işyerinden liste alınmış ve hepsinin kayıtlan Tek Metlş Sendikası' na yapılmıştır. Bunun üzerine Madenlş Sendikası, Gebze İ3 Mahkemesi'ne müracaat ederek, işyerinde tespit istenıiştir. Mahkeme de bu konuyu karara bafilayarak, kararını işyerine teblij erfiyor. Genel Müdür Şinasi Bey, Mahkemenin bu tebligatını tüm işyerlerine Uân ediyor, ayrıca bütün işçilerin 29/6/1973 günü bİT HolUnd» TV sinde, 3 ti» maralı kanal 22 Temmvız akşamı gece prosramlannın en önemll iaatinde «Bir Saat Türkiye» adı ile bir prosram yavmlanch. BUtün Türkler m» rak ve ...»evinçle bekledik hu programı. Hepimiz Hollândalı dostlanmızı uyardık. lst« Türkiyeyi tanımayanlar tçin nefis bir fırsattı bu. Beklenen saat geldi; prograra «kranda gösterildi v« bitü. Sonra kendi kendlmize ıor» duk: 1 Bu kadar acemicc ve anlamsıı bir programı kira hazırlamıştırT 2 Program bir gaye, btr hedef taşıyor muydu? Bir ejlence programı mı ldiT Yok sa blr propagar.da fırsatım mı değe rlen diriyordu T Program, aceral eller ve ka falar tarafından bir «ilkokul müsameresi» ne döndürülmüs tür. Bu bakımdan ne eğlence nlteliği tasımış, ne de bir propaganda fırsattıu. d«£erlen direbümiştlr. Kısacası yazık olmuştur ele geçen bu fırsata. BuradaM tşçl kardeşlerimlzin çocuklan ekranda çok uzun blr süre görünmöşlerdir. Birisl bitirmiş, öteki bas lamıstır. Klmisi de ezberlediğl manzumeyi unutmuştur. Ne gerek vardı bu kadar uzun uzun çocuk agızlan kamera önüne çıkartmaya. Sonra siz hiç (fesli) efeler gör • dünüı mü Türklye'deî Biı Hollânda TV'sinde »eyretiik. Türk spiker hanımr «on z«manlarda çok «sükse» yaptığını söylediği Murat Çobanoğlu adında birisini tanıttı. Bir saz ekibi göründfl ekranda. Üzerlerlne «efe» kıyafetl giymiş, başlann» klmisi «fes» (evet FES) kimisi de «kalpak» oturtmuş blr «ar ekibl idi bu. Üstelik bunlar Atatürk'ün bfistünden tonra ekranrfa belirdiler. B ir çiir antoloiisini kanstırmak bir dost toplantısın» gitmek gibi... Sanki bir kokteyl partideyiz, sıkışık, elde lçki kadehleri. bir o yana, bir bu yana. Üçbeş sözcük biriyle, Vısa bir gülüşme ba^kasıyle, derken unuttugunu landığin biri. Aç herhangl bir yerinden oku: «Şu garip yeryüzündt «nla«ılmaz ömrümüz». Gidiver eskilere, geçmij günlere... Şiirlerle yaşadım ben. öyküler, romanlar daha sonrı gelir. Dizeler verdi yaşamın anlamını. Belki de gerçektekinden ayn, değlşik bir yajamı öğrettl bana. Yaşam şiirlerle öğrenilrr.ez. Ben öSrenmeye rfeSil duymaya kalktım yaşamı. Duydum da, ?iirlerdeki anlamıyle duydum. Çok güzel, çok essiz benzersiz, bir kez tadılan bir içkl gibi... Şiirler yaşama bağlar insanı. . . B:r balkondayım. Günef çeklldl demta. «Doğdu bir renk akşamı» demişti o fair. Her akşam «yn bir renk sunar bize. Içimizin rengi vıırur doğaya. Herkes kendince görür çevre^ini, ağaçlarm yeşili sana göre, bana göre başkadır. Yeşillikler lçinde bir balkon. Carfdeye hem yakm hem uzak, denize de, lnsanlara da... Ben öyle yerleri «eviyorum, insanlara elle dokunulacak kadar yakın olmalıyım, istedigimde seslerinl duyabnmelîyim, ama gene de uzakta, gene de dışarda, ger>e ds kendi evrenimde, kimse bana el uzatmasın, seslenmesin, ne geçmisten ne gelecekten. Bozmasın içinde yaşadığım anı... AŞustos aksamt iniyor. Şarkifiyle geçiyor bir çocuk. Islıgıyle baçka birl. Ne kadar çîir antolojisi varsa çıkardım. Burada hepsi yok, orda burda kaldı kitaplarım. öksüz çocuklar gibi boyrıu bükük şimdi onlar... Kimse el sürmez, okumaz, «çmaz bile kapağını. Tozlar içinde durup dururlar kitaphklarda. Yalnız bana verenler gizlerini, yalnız bende bulanlar anlamlannı... Benim el yszılanmı. çizgilerlmt taşırlar hâlâ... llhami Soysal'ın «20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi».. Gençlerden. en genclerden başlamış. ne iyi etmiş. Refik Durbaş d'aha 29 yasında. Ama ondan da genç sairler var birçok... Sairlerin sonu pelmez, uzar gider bu zincir. Hiç bir îaman bitmez. Çiir bitmez de ondan. öyle büyük şairler gelir ki bazen, her şeyi yazarlar, yazdıklarına inandırırlar, dersin kl tamam şiirin kuyusuna inildl, tüketildi suyu. Derken bir genç çıkar. sözcükleri öyle bir dizer ki. öyle yeni sözcükler bulur ki, öyle değişik anlamlar yaratır ki. değişir şür. Yeni baştan başlar. Durbas da şiirimize yeni bir tad getirenlerden. Sözcuk dizimi. bir deîişik duyarhkla: «kimse »ramaz beni ve ben «aklanamam / sabah pencereyi açtım mı şehir başlar / birer birer ışıklanm söndürür evlerin / sehvet afişleriyle doldurur gökyüzür.ü / profilden resimlerimi çizer han duvarlarına / siirimi perçinler ve soluğumu tazeler»... Ece Ayhan üzüluyor «Ama yok r.e olur aglama boyle ama yok / şunun surasında tramvaysız çocuk olmak turunç olmak / Kantocu Peruz sahiden yasadı mı patron?.. Tramvaysız çocuk olunurmuş demek! Bilemezdik bunu. Şimdıki çocuklar bilmezler bir tramvayın bir zamanlar kendıleri gibi çocuk olan bizlerin dünyasına katkısını!.. Sonra başka şairler. ordan burtîan okudugum fiirler. dizeler... Çogu ezberımde, dilimin ucunda. bellegmde, bir başlayınca ardını getırdıslerim yaşamamda yer alanlar. İz bırakanlar... Herkes ?air midir? Şairdir. Kimi bir yıl, kimi bir ay. kimi daha az, daha çok. Herkesin. her okuvan, yazan, duyan, anlayan. Ben de lise vıllarının sairivdim. Bir yerlerde durur o «iir diye yaztlıklanm. «O müsvedde defteri» diye baçlayanı. «O sokaklar. diye biteni... Birkaçı da yayımlandı, başka baska adlarla. Dergilere gönderir, yanıt beklerdim. «Iyı. derlerdı. Sonra kendim anlacftm onların çok. ama çok kotu şeyler olduğunu. Çiirle ileisiz çeyler... Şiir yazmak essil bir şey olmalı. İyi şür yazmak, şair olmak şair olduğuna inandırmak. Bu da çok tatlı bir duygudur. Ama nice nice kişiler var. hatta ün bile yapmış. ama şair olamamış! Bunu, yalnu Olduklan anlarda duyup üzülürler, ama belli etmezler. Şiiri sevmek. şiir okumay, sevmek. şlır yazmak kadar güzel duygular verir insana. İnsanı. gerçek insan eder Bu yüzden severim ar.toloiilerl. Sık sık açanm, ordan burdan ok'urum, ezberimde olanlan bile: «Bir gece hsberBiz bize gel / Merdivenler gıcırdamasm / öyle yorgunum kl hiç sorma / Sen halimden anlarsın» mı Külebı'mn. «Ben bir hayal atının sırtmda / Ve anam mahzun ölünceyedek» Im Dranas'm, daha nice nice dizelerini çaSdaş şairlerimizin... Karanlık çöktü çökecek. Ezberimden okuyorum dizeleri •rtık... Yüz kez. bin kez okuduğum, okuracağım şiirler, benimîe yaçavan. ıon gıiniime dek... S «BİLGİ», ÜRETİLDİĞİ KURULUŞLARDA BİRÎKİP KALDIĞI, VE, PRATİK SONUÇLARA DÖNÜŞTÜRÜLMEDİĞİ ZAMAN, TOPLUM İÇİN HİÇBÎR DEĞER TAŞIMAZ. K. BURİAN TÜBİTAK Dokumantasyon Merkezl Müdürü yınlann arhşı ters orantılıdır. Btt durumda araştırnMcının vak ti daha bir değerlenmektedir. Araştırma açısından bu böyle. <îeleltm bir de teknoloji ve bu teknolojiyi uygulayan «ndustrinin bilgi ihtiyacına: Endüstrici, bir işletmevi blr firmayı yöneten Jdşi (bu ister bir zenaat, ister bin endüstri, istersa hizmet Teren bir kuruhış olsun) bilgiye n"î denli ihtiyacı olduğunu. bilginin onun için ne denli finem taşıdığını geneTiikle farkında değildlr. Yenilikçi Endüstri Endüstrici için Bnemli olan tek şey kısa vadede fabrikasının kannı ölçebilmektir, bu kâr olabilir. Eğer lşletme az kâr ediyor ya da zarara doğru gidiyorsa, maliyeti düşürecek tedbirler almaya girişir, rekabetten yakmır, vergilerden yakuıır yönetmeliklerden yakuıır. TÜRK HAVA YOLLARIA.O.'DAN Ortakhğımız ihtiyacı olarak 2500.000 adet kolonyalı mendil satın alınacaktır. Muhammen bedel 750.000, TL'Ar. Geçici teminat 22500, TL. dir. Kapalı zarfl» tekllf mektupları 23 Ağusto» 1978 Perşembe günü saat 15.00'e kadar Gümüîsuyu Caddesi Dersan Han No. 90 daki Ortakhgımıı Malzeme Müdürlüğüne verilecektir. Şartnameler aynı adresten temin olunur. Ortaklığımız 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. EKMEK İHALESİ 1. ÜnitemU senelik takribi ihtiyacı 35.000 Kg. Ekmek Kıpalı Zarf usulü ile ihale edilecektir. 2. lhaleye iştirak etmek isteyenlerin tekltf mektuplarını ihaleden bir saat evvel Ünitemizdeki Satınalma Komisyonunda bulundurmalan şarttır. 3. îdar! ve ev«af sartnameleri ünitemizde gSrüleblİir, ve temin edllebüir. 4. Fazla bilgi almak İsteyenlerin Satınalma Komisy> nuna basvurmalan. 5. thale gün ve saati: 18/8/1973: Saat: 15.00 6. İhale yeri: S.S.K Bakırköy Dojumevi ve Dispan«erı Satınalma Komisvontı Başkanlıgı 1 ö örneğin bir mikrobiyoloji uzmanı alalım, ihtisas dalı enzım analizleri olsun, bu uzman birçok bilim dallarinda yapılan *r raştırmalara eğilmek zorundadır, bügisini tamamlanıak için. Kimya, fizik. matematık, t:p bunların sadece birkaç tanesidir. Bütün bu sayılan nedenler, üretiien bilimsel ve teknik bilgi leri bir kontrol altına altnaya ve enformasyon akımmı en etkın biçimlerde gerçekleştirebüecek yöntemleri aramaya zorladı dünyayı. Enformasyon vs dökümantasyonun bir ihtisas dalı olarak artık üniversite programlarında yer almasmın ve bir meslek dalı olarak tanmmasınm nedenı işte budur. Bugün artıic Bilgi transferı Araştırma vs Geliştirme faailyetlerinin ayrılmaz b;r parçası olarak görülrnekıodir. Araştırma ve Geliştirme ile ilgili kışi ve kuruluşlar ya da endüstnyel kuruluşlar Amer.ka'yı yeniden keşfetmemek için Araştırma ve Gehştırmeye verdikleri önem kadar bılg; transferine de ağırlık vermek durumundadırlar. Araştırmacı açısmdan şu klasik örneği vermeden geçemeyeceğim: 30 dil biiea bir kimyacı, kendi konusundaki yayınlan izlemek amaciyle Ocak a>mın birinci günü okumaya başlarsa saatte 4 makale hesabıyle hattada '".0 saat okursa, ayni yılm Aralık ayır.ın son günü bu kimyacı kendi dalındaki literatürün ancak onda birini okumuş olur. Sonuç? Bu araştırmacı ne yayınların hepsini izleyebıldi. NP de esas işlevi olan bilimsel ve teknolojik araştırma görevini fiilen yerine getirebildi. O zaman ya araştırmacınm aradığı bilginin kendi dışında bir kişi ya da kuruluş tarafmdan taranarak paketlenmiş bir biçimde ona ulaştınlması yolunu seçmek; ya da. araştmcıy: on binlerce belge arasında yolunu bulmaya terkedip laboratuannda geçirmesi gereken değerli saatlerini çalmak arasında bir tercih v?"ma zorundayiz. Kaldı Ö vapılan Istatistlksel Incelemelere eöre bilimsel ve tek nik yayınlann. dolayısıvle bilglnin bu denli hızlı artışma karşın diinya bilim«el ve teknik hv»n göcü oranı jjitgtde rtüsmpktedtr. Yani btı çesit insan gücü İle y& Baıın: 206008321 Hatay Valiliğinden BAYINDIRLIK BAKANLlCl YAPI tŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Hatar Serinyol Trafik Kontrol îstasromı Elektrik •• Su baglantısı işinin vapımı 2490 sayılı kanun hükümlerine göre kapalı «arf usulö ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Isin keşif bedeü 53.500. TL.'dir. 3 Eksiltme Hatay Bavmriırlık MCdürlügtl binasında toplsnacalc Bavındırlık MüdUrlUSu thale Komtsvonu taraflndan 22.3.1973 Persembe günü saat 11'de vapılacaktır. * Ek'ilfme sartnamesi ve diğer evrak Bayındrrük Müdürlügünde eörülebilir. 5 Eksiltmeve frirebilmek icin lsteklilerln: a> 3925. Liralık geçici teminatı. b> 1973 vılına ait Ticaret veva Sanayll Belgeslni. c) Müracaat dilekcelerivle birlikte vereceklen Teknik personel beyannamesini Bayındırlık Bakanlıgından almıs olduklan muteahhitlik kamesinl v«yı kesif bedeli kadar tesisat işi yaptıklanna dalr 1? bitirme belsesini fbraz suretiyle Bavındırlık MüdUrlügflnden alacaklan ek«iltmeye eirme belgesini teklif mektuplan İle birlikte «arfs kovmalan lftzımdır. 6 tstekliler teklif mektuBlannj 22.R.1973 Carsamba RÜnu saat 10.00'a kadar makbuz karşıh&mda İhale Komisyonu BcskanlıSına vereceklerdir. 7 tstlrsk Belgesl atmak için lsteklilerln dllekçelerinl 1RR1973 Cumartesi günü mesai «aatt «onuns kadar Hatay Valiliği ve Bayındırlık MüdUrlüjHl kavıttanns tnUka! «ttirmeleti eerekir 8 Teigrafia muracaatlar ve postada vaM gecikmeler kabul priilm«>z. 9 Kevfiyet HSn oiunur. Basın: 199616318 Bu endüstrici yumurta kapıya gelince yalanmaya baslayacagı yerde eger kendinl yenileme konusunda kafasınj yorsa ve şu sorulan kendine sorsaydı yepyeni is olanaklan İle karşılasmış olurdu: • Işletmeml yeniden düzenl». mek için nasıl bir yatınm yapayım? Kalifiye personele mi, mala mı, yoksa makinay» mı yatınm vapmalıyım? • Tek bir mamul mü üretmeli, yoksa imal&tımda çejitlemeye mi gitmeliyim? • Ürünlerde üretim »üreçî»rlnde, pazarlama yöntemlerinde Wr geliştirme yapmam terekll mi? • Işletmenin çeşitli hüsmet bölümlerinde bir yenilik yapmam «erekir mi? Endüstri eğer «yenilikçi» olmanın bilincine varmışsa, kolay kolay sırtı yere gelmez. Yenilik çi olmak sadece teknoloji alanında yenilikçi olmak değildir, bir fabrikanın yönetimindekl muhasebesine, lşletmenln içinden, ambanna kadar her kapının ardmda yenilikçi düsünceye bir gereksinme vardır. Bir endüstri nasıl yaşar ve büyür? Bir işletme, bir maklnayı, bir parçayı bir malı ya da bir hizmeti piyasanm talebina göre üre ten bir organik varlıktır. Bu organik varlığm sağlık göstergesi ise satış hacmindeki artıştır. Satış hacmi, işletmenln Uretiminin çeşidi, bu ürünlerin tüketim olanaklannın çeşitliliği, bu Urün lerin dağıtıldığı pazar sayısı İle kısıtlannuştır. Bu işletme rakipleri arasındaki verinl sasiam tutmak lstlyorsa önce kendinl tyi tanıtmak, lşletme içindeki İster İnsan gflcü lster makina olsun olanaklannı bllmek, Jnsacası durumunu anallz etmek zonındadır. Bundan başka, bîr lşletm» hem şimdlH hem de gelecektekl müşterilerînl iyi tanımak « v rundadır. «îTiçIn benlnı malımı alıyorlar, gelecekteki ihtlyaçlan ne olacak, herhangi blr yenfllk g««nnezsem ürettiğim mala yin« benden almakta devam e4erler mi?» sorulan işletraecinin ka fasını sürekli kurcalamalıdır. Yukarda anlatmaya çalışılan düşünce biçimi, «yeniukçi» kafaya sahlp bir işletmecinin tablosunu çizer. Kendi kendine sor duğu sorulann cevabını bulmak. durumunu analiz etme gereksinmesini duymak o işletmeyi «bilgi» pesinde koşmaya zorlayacaktır. Şu halde, endüstrinin enformasyona ihtiyacı, en as araştıncımnkl kadar vaz geçilme» bir ihtiyaçtır. MAAŞ FARKLARI.: Personel Kanunu'nun tatbikatiyle bilumum memur ve emekliierin alacaklı duruma geldikleri herkesin malumudur. Bu alacak kanuna müstenittir ve hatta sabık bir Başbakanm sözüm senettir şeklindeki beyanlan ile bu alacaklanmız daha da kuvvet kazanmıştır. Bu kadar kuvveüi delillere rağmen borçlu borcunu vermentelrt» idet* direnmekta ve hatta alacaklı ile alay edercesine şunlar alır, şunlar almaz şeklinde indî ve tuUrsıa kararlarla bizleri rezüi rüsva etmektedlr. O alacaklı ki bir günden bir güne borcunu isteyip borçluyu sıkboğaz etmemiştir. Bu hususlar evvelce çok münakaşa ve münazara konusu olduğundan bunlar üzerinde daha fazla durmayı lüzumsuz ve fuzulî addediyorum, sayın Maliye Bakanımızın aşağıda zikredecegim hususlan aydmlığa ka\uşturması en büyük dileğimizdjr. • Emekliierin her törlü ilişlgini kesip Emekli Sandığma memur esktsi olarak devretmenize göre 9 aylılc alacak ilişiğinin hangi sebebe dayanarak kesilmediğinin ve bu hususta son günlerde alınan yerinde karann durdurulmasının sebebi nedir? • Bir memur veya erneklinln Devletten alacağını alabilmesl için illâ da felâkrt geçirmesl veya hasta olması mı lâ Ne yapmalı? Bir ülkenln araştırma, eğitlın veya bilim merkezlerinde üretiien bilgi, o ülkenta değerli bir doğal kaynagıdır; ancak. yer altındaki cevher işletilmediğl sürece nasıl ölçülebilir bir değer nitellğini kazanamazsa, bilgi de üretildiği kuruluşlarda birikip kaldıgı ve pratik sonuçlara dönüştürülmediği zaman toplum ıçin hiçbir değer taşımaz. Öte vandan. endüstriyel gelişmelerin yüzde 9O'ı dıs kaynakardan edinilen ollginln pratik sonuçlar verecek biçimde uygulanması ile saglanmaktadır. Şu halde. önce vurt İçindeki Kizli kalmış bilgi potansivelini (yazılı kaynaklar beyin gücü. beceri) su vüzüne çıkaracak ted birleri almalı daha sonra bu bilgi kaynaklannı icoordlne edecek. duplikasyonu önleyerek lşletecek örgütknmelere gidilme11 ve en önemlisi vurt vüzeyine yayılmış bu bilgi ootansiyelini endüstrinin büei iht'vacma cevap verecek bir biçimde harekete geçirmelidtr. g 0 o g ğ g § S.S.K. Bakırköy Dogumevi ve Dispanser; Satınalma Komisyonu başkanlıgı Banş Manço'ya yezık oldu. Deve ve hendek şarkısını tiy lerken kameralar ç31 ortasınnm. da bir tek deveyi Te aynı • Sayın parlamenteTİerimla çöldo kuyu başında bir «bebu farklan toptan bir kalemde devt» yi gSsteriyorlardı. Biz aldıklanna göre, bu muhterem Türkler ds demek kl jrurduzevat zelzele felâketine mi, su muz bSyl* lmiı dly» düjünbaskınına mı uğradı? Senelerdük. dir bu düğüm çözülmedi tatHümeyra"y« da yazık edH* mlnkâr bir açıklama bekliyomiş. Tarihsel harabeler ar«ruz. smda kl görüntülerinl ıctHflseyln Hakarar mi fotoğraflarla cömertçe h»r Namazgâh 389 Sok No. 85 camışlardı. Kendisinl tanıyan ÎZMtR lar Czüldüler. Tanımıyarl»ra fotoğraflar hiçbir »ey v«p. tnedi. Sonra « îstanbul fotogrıfı Cerrahpaşa lanT Kim çekml? bunlant Kim yönetmlş bu fllmi? lı* Göz Kliniği tanbul, lnşa halindekl «asraa kBprü» İle Boğazlçi lokant»ve uyarılar lanndan blrisindekl bir tek masada içinde İki balık duGazetenizin 20 Nlsan 1973 ran bir «tabak» olmuş. Üstetarihli nüshasında «Cerrahpa lik çok kStfl fotolrtflarla. îsşa Göz Kliniğinde Hastalardan tanbul bu rau? (Belki de bu!) Fazla Para Alınıyor» başhklı Programm «namusu» BU Şeyazı, ve yine Cumhuriyet Ga»ay ile Bmel Sayın kurtarmıs zetesi'nin 15 Mayıı 1973 BÜSlardır. Ama bu da tüm prohasında «öğrenciler Kitap Ogramı kurtarmaya yetmemlşkuyamıyor> başlıklı yazılan tir. FSsun önal aAndaki şarbizzat anlatılanlan yaşayanlar olarak üzüntüyle okuduk. Do kıeının, o agır, demode garkılannı uzun nzun »eyirciy» ğal olarak yöneticilerimiz için vermege ne gerek vardı ae»> bir uyan olması gereken haba? berleriniz ve yerinde tetkiklerinizin Fakültemiz içinde oîlgüllerl uy«rmak lsterlz. lumlu etkisini bekliyorduk. Yabancı TVIerde milyonlarca kişinin ieyTettigl bSyle ftrsat Uyanlannızm peşisıra dllar ele Rüç geçer. TCrkiye'd» ğer günlük gazetelerde de ayböyle blr fllmi batı 61çülerinı konuda daha değişik haberne göre hazırlıyabilecek yeler yayımlandı. Buna rağmen tenekli sanatçılar ve uzmanyöneticilerimiz kulaklannı tılar vardır. Onlardan yarar* kamaya devam ettiler. lanmayı bllmek bir görev İse, Ismi yolsuzluk ve skandaüabunu istemek de her Türk'ün ra karışan 6gretim üyelerinhakkıdır. Biz, bu mektubuden bir p> fe«ör. halen «ynı muzla bu hakkımızı kullan* göreve hiç blr »ey olraamış mak istiyor ve Turizm Ba» gibi devam etmektedir. kanlığı sorumlulannı açıklaYeni öğrenim dönemlnde m» yapmağa dâvet ediyomz. aynı ' rof. tekrar 85rend karBSyle bir program nedeh sı?ına çıkanlacaktır. «Blr Saat Türkiye» vl vermek Kötü bir Brnek olma«yla yerine «Bîr SaaM Nasıl Dolöîrend çevresinl de huzursuz duralım» aeemlHJI fle hanri eden bu ögretim üyesinin davlanmıs ve buna Hm. hanri rarıslsnm şlddTetle kınıvoruz. «orumhı olanaV vermiştlr? Üç bin mevcutlu Fakültemiz BRvle bfr «nkokiıi musame* öSreneilerl adma, bir kere daresi» için kaç para harcanha sesimizi duyurmanm rica mıştır? ederiz. ve stıjyer Bir Okurunu* doktoriardan bir grnp) (Rotterdam) Basın: 19178/6317
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle