Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHITRİYET 16 Temmuî 1073 S£ niversitelercte tınav yolsuzluğu günün koI I nu=u durumundadır. Ama biz bu konu ü^^ zerinde durmayacağız. Yalnız şu kadann: da kaydedelim ki, bu olayın yankılan belki yıllarca sürecek ve Üniversiteler tarihimizde. izleri gilinemeyecek bir olay olarak, sayfalarda ve anılarda yaşayacaktır. Fakat bugün bu sütunlarda bizlm konumuz baskadır. Konu gerçi yine Üniversite düzeni ile ilgilidir. Ama. biz daha ziysde, hem de Türk Üniversite«inin, en eskl ve temel kurulusu olan bir fakülter.in hikâyesi üzerinde durTnak istivoruz. Bu hikâye, garip, daha doğrusu hazin bir tablo olacaktır. Ve görülecektir kl, ee«r Üniversite buv=a, burada Oİup biten eîitim çabaşı, sadece, bir verinrîîzligin vp inanılma7 bir vakit kaybımn hikâyeşidir. önce bu tabloyu çizelim. Daha sonra da, bu örneSin ekseni çevresinde, daha genel bazı problemlere göz attnaya çalisahm. Olaylar ve göiüşıer ÜNİVERSİTE SORUNU Şevket Süreyya AYDEMİR ö|retiminln VaUterf, sevk ve heyecanı da meydandadır. 12 Mart öncesinde; sistematık olmayan konuşmalar seklinde de ol.=a, hoca • öğrenci arasında, bazı taTtısmamsı şeyler iyi kötfi clabilirdi. 12 Mart sonra«ı tse. zaten yukarıda 5zetledijimiz $eki!de sürüp giden dersleri, dar, soğuk çerçeveler içine almıs ve e£er çöylemek gerekirse. hocalar da nı«kirala«mı?lar#ır. Dersler duı komı?mslar. umumi konferanslar, hele yurt gerçekleri 'e dünya problemleri üçtünde tartıçma ve vaym'nr. artık «ona ermiştir. Kitpplık çalifmaiar;, me'lekl Srgütler, derjhane dıjı araştırrrsalar durmaştur. Ama bunlar öyle durumlardır kî. her«evdBn önce, bir üniversiter.in, üniversite olmak nlteMM ile çelijir. Çünkü üniver«ite, genel bir kü'Hir ü':tünde,ünivprsel, yanl dhant kapsavıeı ögrenim. arajtırma ve tartlîmslann yapıldıfı ve bu hava içinde ihüsariar» eidildigi yr tfemektir. Şimdi. vuksnda c'^'İS'nıiî tablovu, bfraz da kendi taTİhimiHn akı?l İçinde izîeyerek. bszı ü"nıi''Iara varalim... ı n ı yöneltir. Bu nklrlerln lse flolverriter vasfı Kas, SkolaStik, yani donmuş ve tartiFma kabu! etmez doktrin ve inancalar olmamasıdır. Kısacası, düşünce ölgürlüğünün temeli üniveraitelerdir. Üniversitelerde flklr, Skolajtltten, en çağrias cpreyanlara kadar. tıpkı bir laboratuvar cerçekçiliîi ile incelenir. işlenir Bütün bu hava. yetişkenlik ve oleurı'.uk: ancak yıllar. hatta yüjryıllar içinde çeMfir. Yani gelenek dediğİTniz degerler silsilesi. ancaiı zaman içinde olusur. Bizim unlversiten ı/e gellnceî TCrk Ünlverjitesinin büvük raaflanndan blrl, henüz Rslene5înin verlesmemiş olmasıdir. Daha drğrusu. Türk üniversrtesi. henüz gelenegini oluşturacak kadar eski d=gi]rtir Me<;p!â tng'ltere'de üni%'ersite e«kl büvük Pin Okullannın. vahnt Merireselerin. zarr?r lçinde çaŞdas anlamda finlverslt'eînıeleric^r. Oysa Türk Onlver?lteri. e>=îd Medreselrin. raman iclrde j^liserek, burünkü ünirertitPİer haline ffelişi deBlldir. r Arada. zfnrfr ve baŞîaMı koprr.iT<:*ıır T>ü ünmeli ki. hizde Darülfünun sdmı s'an ılk üniversite. ancak liOSMe kııruldu GTCİ 18R3'*» bir DarClfünun te«i«inp te^pVıbüs edildi. Ama bu tPtis tahakknk ettirilemedi. Iklnci Abdülîıamit dSnemind'e de, ei atılan bir Darülfünönun ömrü. arcak Wr haftadan az sürdü. Cemaiettin Efeâni isminde Herlel bir îslîm bilelni ile. Hoca Tahsrfn Efendl ismlnde vine deSerli ve avdın bir Hocanın btı tejebbüülerinln de 6mrü. vine o kadsr o!du On dokuîuncu vüzvılm Ikinc! yarmnda acilan Müikiye. Tıbblve. Hukuk eibi me«l»k okullan, rtiçbir zatran. bir Cniverslte birliBİ ictne alınamadh?ar. tâ Cumhurivet'e kadar Bu hövle «v lunca da, bir Cnirer^ife. rahnt Ziya Gök»lp"in Ö7](>mini cektigi eibi bir Köilive. vücut bularntdt 1930larda re Cumhurivetin Onuneu yıhndan önce, Atatürk'ün, eskl Mesrutiyet Darülfünununu, bir ünivertita halina dönü;türmek yolundaki karar, kanun ve glrişlral ise, neticeleri itibariyle, kendisini memnun bırakmamıştı. Ama o girişimı ve kuruluşu da esas alsak, bizde üniversitenin, ancak 40 yılhk bir geçmişi var demektir. 40 yıl lse, bir müessesede, geleneğin gelismesi, yerleşmesi için yeterli değildir. Daha yukarıda, Ankara Hukuk Fakültesinir. bir yıllık çahsmasınrfan bir tablo çızmıştik Bazı illere serpiştirilmış üniversite ünitelerini izledigimiz zaman. daha düşündürücu «ahnelerle kargılasıyenız. Genel görünüs. genel bir ve*"<msizliktir. Bu bövle olunca da, su hali b« lirtmek. gerçeğe aykırı dü'mez: Biz bugün vannlar icin: ancak yetersiz, harırlıksız, ama dalga dalga büvüyen, bir yarım aydınlar ordusu yetistirivoruz. Bu yarım avdınlara, bu kadarcık olsa dahl yetişme imkânı bulamavan,. vani üniversitelere de eiremeyen ve sayısı her yıl 100n00'i asan bir KCskünler Onfusu'nu da katmahvız.. övle bir vetersiz ve ço*u i?«:z yıgın ki. önce kerıdl nefl»lerine karsı bir asaSılık duvgusu içinde olacaklardır. Sonra da bu kü«ki:nlpr. onlann yeti«me ve faydalı olma'arını bekleven ailelerine. çevrelerine hatta. kenrtilerine gclecek günlerin mutlulııkları için haglanan sevdlklerlne karsı üzgiin ve perisandırlar. Kaldı Vi simdl. memlekette yeti'me ve okuma imkânı. bir de vük'"V öŞretlm de parah olmaV sekline baâlanmıstır. Bu tpmelden vanlıs tecTbir, öy!« ruhi tepkilere vol »çacakiır ki. vflrmki toplum, bunun bpiflini. pahalı ödevebilir. Özetlersek. var.r.ki toplumu, yannki MeclİJİerirrizi ve htiMimetlerimizt cidden sgrr. kansık, ce«tll eeHsküere gebe proWemler bekiemektedir. Dileyelim ki bu problemleri. 8nce onlan cozmek mevkflerinde olanlar. biiHln cepheleri ile idrâk edebiKinler. Bu rjroblemîerin içinde lse. verimsi7 Üniversite. varım ayd:n ve ktiskün. irj*iz okumuslar. en basta trelen meselelerden bîrini teskil edecektlr. Düej'ellm ki: sagduvu. mantık ve gercekleri gibi idrâk kudretl. busünün ve vanmn »«îamlart^a rehher ol«un. Ve bîri. «Yanm Hoc« din yıkar, ama vanm avdın memleket vıfcar» sözlerinin tasıdıgı karanlık kanuniyeHn kucafın» sürüklenmekten kurtarsınlar. Bu nasıl olur mu dlyeceVsinb? Cevabmus iudur: «Çafımif, hem büyük çeliskllerî. hem bOyük Imkftnlan ve çftzüm vollannı birarada jaşaran güçlü ve ileri bir çagdır.» Eger konuya, jrünlük poliMkacılık degil de, blr rfüsürür ve teşkilStci gerçekçiligi 11* e«ürsek. önce teşhis, sonra da çareler. herhalde önumüze serileoektir. Hern de, bir takım aoayal katastroflara sapmadan.. Haftanın raporu Idil'in Elleri ÇIRILÇIPLAK t.VSAN VÜCUTLARINA BENZETİYORUM tDlL'İN ELLERİNÎ. PtYANONUN SİYAH AYNAS1NDA.. BANA SANKt. İDÎLİN ELLERİ GÎBİ SADECE GÜZELLÎK YARATAN DUYGU. VE SEVGÎ YARATAN ELLERÎN KENDÎL& RİNE UZANMASINl BEKLEYEN VE BEKLERKEN AC1 ÇEKEN. KIVRANAN, YAŞAYAN ÖLÜL1£R GÖRÜNÜYOR... Hazin Bir Tablo E!e. Ankara Hukuk Fakülteslni alıyoruz. Vproooğimiz bilgiler. 1972 der» yıll Içirıdir. öerp'im vılı «töyle geçer: Fakülte 5 Kasim'da aeılmıstır. Ama 31 AralıVta tatile pirer. Bu tatil 1 Mart'a kadar ?Crer. 18 Mayıs'ta î«e, vüık tatil baslar. Yanl dcrs yılı bitmistir! Kaltfı ki. arava: cumarte!t'!s". pszarîsr. bavramlar da girer. O ciinler de fakülte fiilen bostur. Ama bir boşluk daha olur: Kaloriferler yanmadıjh içîn, Kurban Bavramından sonra mektep. ayrıea 15 gün tatil edil^iistir (Ocak avında). Dtr'ler 50 dnkikadır. örnegin dördüncü, yani <on smıfta 1 000 kisi kadar kavitlıdir. Ama, 100150 nŞreioi ile geçen deTslerıîe, *mıf dolpıın «ayı'ır. Eu arada. sneak 11 ki«i fle yaoılan dersler de vıırdır. Perslere her zaman rıocalar eelmez. D»rsleri docertler verlrler. Asîstanlar isp. gene"tV!e derslerrte r>ulunmı«7İsr 1 Harıran'da da smavlar haslar. Rimrît «1z: prı çşki ve yerlesmîs savılan Vıir fakültemizH», 137? yılımn verimini. hesab e^<>bilir«iniz. D*VSTI ırecburiyeti voktnr. ÖŞrenciler. elde riolasan bazı notlara ve kitaplara göre. yani > «'inl< vprek. düsünerek rlegil, erberlemeve ralışarak kendilerini «Hukukcu» vetistirirler. Esasen en eenis nüsamahalarla da avnl yıi, üçtfnrii sınıftan rîördünKi sınıfa. ancak yüzde 3rt ka<îsr. vsni ücte birden daha asağı bir terfi sağl'ipbilmiçtir. 7afpn, hncplarin da nŞrPncIlerinden çr>gnrlt'kla. r»ek bir »ey içtemeye hakları vok pib'dir. Cünkü villık caliîma ciinleri mevdandadır. Hocaiann rfp'slerire eeldiklerl eünler de meydandad". Kot rieniler. kitap d»ni1fi sevler ayrıea mevdandadır. Tîihavet. devam oranı treydandsdir. Bu kaptikactı üniversi*» Sadun TANJU Sdil'in elleri piyanonun tuslan Gzerinde bazen yırtıcı Ikus gibi, bazen oksayan seven bir yumuşaklıkla uçu•şup duruyor. Gözlerim pivanonun »iyah bir aynaya benzeyen ktpagında. trfil'in ellerinı oradan »eyreöiyorutn.' Garip bir cyun bu. Idil'in elleri el değil. piyanonun siyah aynasında. tıpkı blr sihirbazm kristal jruvarlagjnda bellren sekiller gibi, an'atımsız, sa?kınlık yarttan, firküntü veren, merakı (camçılavan hareketli eSrünümler.. Çırılçıplak ln«an vücutlarma benzerlyorura Idil'in elleri ni pivanonun siyah aynasında. Bugultt bir beyaılıjt var saydam siyahhk içinde bu küçük vücutlann. Yakla5ip bilyüyorl?.r, sürünerek ıızaklafiyorlar, seviniyorlar, öfkelenlyorlar, bir esinti kadar hafif oluyorlar, fırtmalaşıyorlar. bir köpüklO dalga gıbi birleşip bir ufacık tu damlası gibi dağılıyorlar Gelenek Sorunu Bir üniversitenln temelfnde, elbette kl, öniverüite olmak seleneji yatar. Toplum hayatında vc tarihlnde. üniversite kadar hic bir tesis. e*İMie£e muhtaç deSîldlr. Ve üniverjitede gelenek, vire gelenrksel bir kurulu? olan Ordu'daki rfeienekt^n, daha bnska bir $eydir. Çünkü ordurun celenegi, milletin soydan g*len kabiIiyetTri üzerine, ha?ır, sımrh, tartı?ma kabul etmer re icine aldıSi înnant. daha llk üünden ve ilk adımdan «tandartlajtırmsk mecburivetinde olan bir çckiller ve kurallar düzenidir. ÜniverMtede l«e. vukanda kavdedilen şekfl ve kuralların tamamen ııddi olan bir diiren isler. Üniversite. catısı ıltııu aidıjı genci, daha 11'< finrien, in^nnoîlu'nun caSlar boyu yaratt:8ı fikir ve dejerlerin, islenmefine, tartı?ılmı Sihirli Ayna îdilin plvanosunu. Menuhin'in kemanını, Beethovenin müziîini filân dinlemiyorum artık. Gözltrim piyanonun sihirli aynasmd'a kıpırdanan hayallerde. Bana sankt, kristal bir kürede. dünyanın her yerinde ıstırap çeken, kıvranan. tdil'in elleri gibi sadece güıellik yaratan duygu v« sev<" varatan eüerin kendilerine uzanmasını bekleyen ya$a\ ötüler görünüyor. cumhurbaskanı 6n tirada oturuyor. Bin bes yö« ki»l ml var, ıkı bin ml acabaT Soluk alınmıyor koskoca salonda. Şık, yanık tenll, güıel kad'.nlar, arabalan ve şofÖTİeri dışarda bekleyen «rkekler. kendilerin» sunulan güzelliğin tadını çıkanvorlar. Sıcak olmasın diye. girts vt çıkış kapıları açık bırakılmış; içeriye rfolarkfn kirmızı perdeleri yelken gibi sişiren ıkindı esintİ5İ ile yeşil kıravatlı, beyaz buluzlu, iâcivert etekll minik Cfirenci kızlar klmsey* « * •• dlrmeden mücadele ediyorlar. Kapı perdelerinın uçusmaması lçin gSrevlendirilmişler Yine de, konserin blnncl kısmı bitlnce verilen arada herkea kendinl bahceye atıyor, buzlu lçecekler tatılan büfeye kojuyorlar ARABIN İNTİKAMISAMİM KOCAGÖZ aşı elliden küçük olanlar su sıra, Na|it Beyi anımsayamaılar. Türk tuluat tiyatrosunun bu son temsilcisi, 1939 . 1940 yıllarında, yanılmıyorsam, tiyatrodan kendisini emekll etti. Beyazıt Meydanmda bir piyango frisesi açtı. Biz, 193nerde üniversite sıralanndayken, bu büyük komedyfni Şehradebafi tiyatrolarmda seyretmek olanağını bulduk. Bizim yetişemediğimiz dönemde Cumhuriyetten önce Kel Hasan Efendinin doruğuna ulaştırdığı geleneksel Türk tuluat tiyatrosunun son temsilcisiydi Naşit Bey. O zamanm eskileri, Naşit Beyin, Kel Hasan Efendiden çok üstün olduğunu söylerlerdi. Nasit Bey, «imdi düşünüyorum da, Cumhuriyetimizin ilk on beş ydımn sanat ölcülerimize göre, bizim Şarlo'muzdu. Geleneksel tuluat ölçülerinin üstüne. daîina çıkmış, belli. tasarlanan bir konunun şapçal uşak rollerindcn öteye giderek Shakespeare'i oynamıstır. Elbette işi komiklestirerek. Naşit, Türkiye'nin tiyatro alanında gelmiş geçmis en büyük aktörlerinden, komedyenlerinden biriydi. Onu Shakespeare'in ünlü Otello trajedisinde Yago rolündp görmüstüm. Oyunun adı. Otello değil, «Arabın tntikamı'ydı. Oyun nasıl oynanmıştı? Kurgusunda tuluat olarak neler vardı pek ansıyamıyacağım ama bir sahnesi hiç gözümün önünden gitmez; her fırsatta da anlatmaktan kendimi alamam: Afrikalı, siyahf Venedik hskimi Otello'nun kansı Desdemona'ya karşı kıskançlığmı körükleyen subaylarından Yago Najit Beyen sonunda öfkeden, sinirden sara nöbeti tutup yere yıkılan Otello'nun üzerine bir ayağını, bir elini de kendi beline koyup, şöyle bir iki yakasına bakınır. Salon. kabkahadan yıkılmıştı. Naşit. güya seyircilere kızdı; çıkıştı: «Ne gülüyorsunuz yahu? Trajedi oynuyoruz (!)» diye sSylendi. Millette can kalmadı. Dille, yazıyle tarifî zor. Arabm Intikamı oyununu, hani Otello'yu bilirsiniz; sonunda Otello, kıskançlıktan kansını boğar. Yin» yanılmıyorsam, Nasit Bey, o gece, oyunun sonunda, Otello, karısını öldürünce, «Şu enayinin yaptığına bakın: karı ne kendisine kaldı. ne de baruL.s demişti. Oyunun bütününde gercekten Naşit Beyin ortaya koyduğu bir vurgu vardı: Kıskançlıkla cinayet islemenin anlamsızlığı. Ünlü Shakespeare'in ünlü oyununu, dramını, Naşit, Arabın întikamı adı altında ift« bu hal* koymustu. Diyelim böyle yorutnlamıştı. ULUSLAŞMA VE DİL Yunns N'adi Armatam (19T21912) yansmamııda ikıncilift Dr. Yakut Irmak kazanmıjtı. Oknrlanmua, bu hafts da Dr. T. Irmak'ın ikincilik kazanaa «Clnalasma ve Dil» inceiemeslnİB 3 gün •flrecek bir faetini snnuyonıs: ünUmUxde uluslararası ya> kınlasma ve isbirügi belirgin bir hale gelmis olmakla birlikte, çağımız özünde bir uluslasma çağı sayılabilir. Gercekten de, 20. yüzyıl, dünyanın gidişina ulusal çıkar aynlıklarınm damgasını bastığı ve uluslaşma hareketlerini niteledigi bir dönemdir. GUnumüa dünyası, endüstriles»rek gelişmis uluslann dolaylı v» dolaysız Ustünlüklerl karsısında, az gelişmis uluslann ekonomilc bagunsızlüüaruı kazanma çabasına giriftikleri ve buna paralel olarak da ulusal kisilüclerinl kazandıklan bir sürece sahne olmaktadır. Bu çağdas hareketin, bu uluslaşma sürecinir temel taşlanndan. sürükleyici güçlerinden blrj de dildir. Biz bu çahşmamizda, uluslasma süreci içinde dilin yerini incelemeye ve uluslaşmayla dil arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya çahsacağız. Devletin Kolları îdil bizlm kırımır. Devlet, kolîannda DÜyuttü onö. Hepimlzln hakkı var onda ve o da hakkımızı örfüyor, çok tükür. Demek devlet kollanna aldı mı bir coeu&u, onu toplum» v« insanlıga onur veren blr kata çıkarabillyor. Suna'lar, A.vliiar. Verdaiar. ötekller. olafianüstülüge hep bu ıay«d« eristiler. öyleyse, devletin kollan, müzlğl, resmi, haykell, bilimi nasıl besleyıp büyütüyorsa; elleri de, özgür düşünceyı 8yle sevjp oksamalıdır. Devletın elleri, alıcı ku$ gıbl, kitap yazan, roman yszan, inceleme yapan, den kitabı yazan, cevlriler yapan, (ıkra yazan, gazetecılik yapan, kısacası okuyan yazan düşünen evlâ'lannın omuzuna hısımla konmamahdır. Hiç klmse, bir konser pıyano«unun cilâlı kapajında seyrettiği elierl, bir cezaevlnin kalın duvarları arasına sıkışmı;, ezlyet çeken çıplak aydın vücutlarma benzetmemehdir. Y DİL, BİR ULUSUN TAŞIDIĞI ÖBÜR ÖZELLİKLERE ORANLA, BAĞLILIK İLİŞKÎSİNÎN ÇOK DAHA BELÎRGİN VE SOMUT ÎFADESİDİR. Dr. Yakut IRMAK yük farklilıklar g5steren bir kt* rumdur. Burada tözünü ettijtmiz farkhtıklar, milerln «bzlUğünde, gramer ve «eff»aks kurallarında somutlasan fizik veya forrael ayrılıklardan lbaret değildir. Diller arasındaki ayırım daha derin daha köklü bir temele davanır: Kelimelerin ifade ettigi nesne veya kavramlar, ve bunlann içinde türetlldiîi ve dile getirildiSi baglam toplunv tal bir nitelik tasır. Bütün toplumsal kurumlar gibi, dinamik olan dil. toplumların gelismelerine uvgun olarak sürekli bir olusum ve evrlmlesme içindedir. Bu bakımdan bir dilin tarihsel gelişme süTecl, o dili kullanan toplumların ve bunlann vapısal 6zellikleriiin tarihıel evrimine ııtnca bajlı«ftr. «Ulus», in^an toplumlannm evrimlnde. belli bir assmada ortaya çıkan bir birlfr bicimidlr. Bu aşamada baska dîüerin etM ve denetiminden kurtuian dil. blr vandan ulusal birligin saj}lanma?ırda önpmli bir rol ovnarken. bir vandan d» kendi icin deki evrimini tamamlavarak ?ercek ki?lli8ine kanştr. Bu bakımdan, ulustann olusmasmda büyük rol ovTtay«n ve uhwal eellsmeyle birlikte kendi de olu'an dil. olusai baStatndan avn dflsünüîemeyecek bîr oljrudur. D o lavısiyle. bir dilin tonlumdakl yrini v« ffplismp dinamiMni çîV ziimlevebilmek ictn. damgssım ta'idığı ulu« oleusunu da bir birlik blçimi olaraV Irıtrelemelt vp rözflmlemelr eereMidir. Yukarda da «Hrdîlinjrottz sfM, bîr oluş. en penel anlamıvle. bîrevleri arasmda ortak R7ellikleri temell üzerinde bir bfriik gs!1ştirmiş olan ?eniş bir topluiukhır. Bir ulus içinde birlik bağı rolü oynayan bu ortak özellikler n»lerdlr? Bunlann başlıcalannin. Ülke veya Yurt Birligi, Devlet Birliği, Irk Birligi, Soy Birligi, Gelenek. Tarih, Kültür ve ülkü Din Birligi. Dil Birligi, Karakter, Birligi oldugu İleri «ürülmilştür. Ulusun belirleyid niteligl konusunda İleri türülen bu çesitli ölçütler tek tek ele alınıp çölümlendiginde, bunların her biri ulusun ayn ve belli bir yönünü dile gettrmekle birlikte, hicbirinin uluslann olusma ve tark lılasmalannı tek basina acıklayacak yeterükte olmadıŞı görülür. Aynca bu özelliklerden batılan (ırk birligi gibi) ulusal hirligin kaynafiı olmadıjı eibl gerekll bir öiesi de değildir: öbürlerintn çogu ise, birbirini içeren. birbirtne geri götürülebilecek özellikleri olmalan bir yana, ulus olgusunun nedeni veya temeli degil. büyük ölçüde bu birligin tonucu. ürünü olarak zamanla kazandıgı ortak özelliklerdir. tJlusu, vukarda saydıSımız etmenlerden sadece birine davandırarak acıklamaya çah5»n çeîitli cörîiçler, ulusun. birbirine baSlı çettitli vönlertnden Badece birine agırlık tanımakla yetinmislerdir. 6 Dil • Ulus llişkisi Dil, genel olarak, insanlar arasında, başta bilgi olmak üzere, düşünce, duygu ve heyecan «lısverişini sağlayan bir takım i$aretler ve semboller ve bunlann davandıgı kullanma ve tiireme kurallan sisteminden oluşan bir faaberlesme araodır Dil, lnsanlar arasında uzlasim temeline dayanan bir ilişki olarak tanımı gereği sosyal bir olgudur. Kökenl bakimından so«> yal olan dil. bir kurum olarak, tasıdıgı özelliklerle da sosyaldlr. Gercekten. bilgi, düsüne» ve duygu aktarma sistemi olarak dil. bütün insanhjhn kııllandıgı or»ak bir araç olmakla birlikte, bir tcplnmdan Steklne bü 3 Temmuz 1973 tarihli gazetelerin spor fayfalannda büyük harflerle şu üç sözcük vardı: (ORMANA GERİ DÖN!) Bu sözlerl, Helsinkl'de yapüan uluslararası yanvnalarda, Amerika. 4U0 metre engelli rekortmeni RaJph Mann olimpiyatlann yıldjzı ve rekortmeni Ugandalı Akii Bua'nm srkasından bağırıyordu. Altmış bin kişinin lzlediği 400 metr* er«<lli vanS'Jîda Airikalı zencl arap birim deyişirnizle \kn Bua arkasında bıraktığı Amerika çampiyonuna, ipi göğüslemeden önce, dönüp gülüvermişti. Ralph, bu gülüşü kendisire diyelim beyazlara hakaret saymjş. Kendlsani tutamayıp, BUA'ya, (ORMANA DÖN!) diye bağırmışü. Ola kj vanştaa sonra Akı! Bua, Ralpb Mann'a, (Ormandan geldim!) karîihğını vermiştir» Zenci atletlertn bu öfkesl, Meksik» Olımpiaytlarmda zencüer Amerikalı olsun, Aîrlkalı olsun ıyice ortaya çıkmıştı. Her kazandıklan yanştan sonra, her gectıkleri beyaz adamdan sonra, şeref kUrsüsüne çıkfıklarmda sol vumruklarını navaya kaldınjrorlardı. Gazetelerin yazdığına göre, (Arabın) bu yaptıŞı işi, centilmenliğe sığdıramayan Finliler seyircıler Akii Bua*yı zaferine karşm vuhalamıslar: sporculuğa sığdıramamışlar. Finliler için bu anlayıs doğaldır. Onlarca, tanh boyunca zenci, Afrika sömürüsü nedu bilinmeyebilir. Avrupa'aın dlngiltepesinde. kendj halinde bir ulua... Burada ünlü Amerikalı zenci boksör Joe Luisio bir sözüntl biraz düşümnek gerek: 3936'dan 1946'y» değm vemlmeden dünya ağır siklet sanrpiyonluŞunu elînd» tutan bu ünıü boksör, cazetecilerle bir konuşmasında şöyle demisti: <Ba zenciler. bejazları ancak ringlerdo dövebiliriî; hem nızaml olarak dayatc atarız, hem de resmî olarak. Ring dışında bir zencınin bir beyazı döğmesl. ölümü kabullenmesl olur.» Son haftalarda Londra'da Macar asülı Ingiliz Avrupa Şampiyonu Joe Bugner'e feci bir dayak atan zenci Amerikalı eskı dünya sampiyonu Joe Frazier, «Bu adama acıdım; voksa rinede öldüreb:lirdim...» derciş. Zaten su sıra bakacak oJur«ak ortalıkta pek beyaz boksör de kalmadı; a'Jetizmde de yava? yavas pistlere zenciler el koydular. Olimpiyatlarda hiç klmsenln beklemediği bu derece yapan Akii Bua, yanstan sonra çöyle demişti: «valışırken, kosarken, engelleri asarben; sırtımda, omuzıarnnda nep ta?, kum torbalan teşıdım. Bu taşlan, torbalan, kumlan nrtımdan atınca. tüy gibi uçtumN Bir düşunecek oıursak Avrupalılar Afrlkada, Amerikablar Amerikada, en aı üü vüz yıldan beri zencilere taş, kum tajıttılar Şimdi. «Ormaiıa dön!» aiye bağınyorlar arkalanndaa. Bu yaaayî, ÜÇÜNCÜ DÜNYA, emperyalizm filan detneden bitiriyorum. Okuyucuianmız zaten âriftir.» dinsel olmaVtan çıkmı;, layik ortak yarar temeline dayanan, dunyevî bir nitelik kuanmıstır. Batı'daki bu uluslasm» •Urecinde, dilin ayn ve önemli bir yeri vardır. Dil, bir ulusun tasıdıgı öbür bzelliklere oranla. baglıhk iliskisinin çok daha belirgın ve somut bir İfadesi olmustur. Yukarda OMtlemeye çal)$tıgunn, Ortaçag Birliginin çözülüş ve ulusal devletlerin olusma süreci, aynı amanda Ortaçag Birliginin dıslasmıs ifadesi ve dinsel baglıhk aracı olan Lâtincenin yerini ulusal dillere bırakma süreci olmuştur. Iütincenin eeemenliginin son bulup, ulusal dillerin ttelismesi ve yaygmlaşması, sosyal değişmenin ve geleneksel toplumun çökuşünün en açık ifadesi olmus. ve eski toplumun egemen kategorileri Kilise ve Aristokrasi ve bunlann ideolojik sö?cüleri Ummet döneminden ulut dönemine her geçişte görilldügü K'bi en büvük tepkileri bu alanda göstermişlerdir. Ancak, bugünlril anlamiyle uhv sa 1 blrliklerin gerçeklesmesinl saglayacak nesnel ve öznel kosullann hazırlanması için 18. jrüıyıldaki Endüstri Devriml ve aydınlanma harekef.ni beklemek gerekecektir. 18. yüzyıl aydınlarrması. Ortaçağ kurumlannın her türlO kalın tısmı ortadan kaldırarak. gelistirdiği layik ve ulusal ideoloji ile. başta 1789 Fransu Devrimi olmak üzere, modern anlamda ulusal devletlerin kurulmalanna yol açan ilerlemelen saglarrustır. 19. yüzyıl Romanazm hareketi ise, liberal akım ve uîuslasrr.anm Aydınlanma döneminde saglanan rasyonel temellerini, duygu ve heyecan yönüyle tamamlaıms ve ulusçuluk Pransa'da V. Hujro, tngiltere'de Byron. Almsn ys'da Goethe. Pichte. ttalya'da Manzor.i, ve öbürlerl tarafıncTan duygusal motiflerle yüldenerelc dile getirilmiştir. (•) (*) Omeftn Hngo. Romantizm) «edebiratta UberalJnı» ve cedebıyatts Fransn Devrimi* olarak nHelemistir. Siyasîler Koğuşu • Adana Oysa, meselS Adana Cezaevi'nda, . »u ncak bunaltıct Temmuz günlerinde. alyasller koğuşunda çırçıplak «oyunsan da, bıras hava, blraı terinlık diye kıvranmamak tnürokün. değildir. Vemek l;ın alınan her *ey koğusun tçlr.de heraen bozulmakta vc kokusmaktadır. Blf seyi» mesgul olmak olanagı yoktur. Bir küçücCk radyo, dısanjan f«'<* "biiecek'bir »es rfuymik yasaktır. Cezaevlnln yönetıdJerl, «canım hiç olmazsa..» diye başlayan her ısteğe, çaresızlık gosteren «haklısınıı ama.j» ile cevap vermekte ve lçerdekı hayatı bıraı dayamlır hale getirmek lçin yapılan küçük lsteklen yenne getirememektedlrler. Biraz, Biraz, Biraz... Ee, peki, îdil'e dünya «osyetetlnln en ulaşılmaı salonIınnın kapılannı açan güglü eller, blzlm yazarlanmızm, şatrlerimlzin, çevlri yapan dil bilenlerımlzln kalın duvar* lar arasına hapsedilmis yasamlanna bıraa ••rlnlık, biraz kokmamıs yiyecek. blrat dıs dünya sesi, biraz yumuşaklık ve anlayıt sunmayacak mı? Idil'in elleri, piyanonun tuslan üzerinde baten yırtıeı kus gibi, bazen okşayan leven bir yumuşaklıkla uçuşup duruyor. Idflin ellerinl piyanonun slyah bir aynaya benceyen dlalı kapagında teyrediyorum. Bu eller bana, ıstırap çeken, kivranan, kurtulmak lsteyen ruhlanı». blf ilhlrbaz küretinde beliren lekilleri gibi görünuyor. X. Uluslaşma ve Ulusal Dil Batı'da ulus. beîH «osyo • e k o nomik degişmelerin sonueu olarak beliren ve birevleri arastndoki hp»lılık iliskisinin dinsel clmaktan çıkıp. layik bir Bzellik kazandgı tonlııluk biçimldir. Ortaca? Devletji'n birlestirdigi ken dine veten kücük feodal birimlerin. belli sehirlerin merkezlifirde ortakpazarlara açılrp, baglanmasıvla yeni ekor.omflt blrimler kurulmus ve bu topluluklarda birevTeri biraraya getiren bağ î ı | | | |j = Ş = § ş = = = Ü = I T. C. BAYINDIRLIK BAKANLIGI Karayolları Genel Müdürlüğü 17. Bölge Müdürlüğü Ve Istanbul Mezarlıklar Müdürlüğünden Istanbul Çevre Yohı manzumesiadeD oıarak ZincirUkuyu kavşagı vapımı dolavısıyle Zınctrllkuvu Mezarlıgınm Büyükdere Caddesı taraîından ob tsutı mecarlann yerJen, ZS Temnma 1973 tarüMoi mtttwii'P deSistlrilecekrir. Mezar sahjplert İsterierse ou wruıtec evve! kendi aiîe mezarlıKlanna istanbuı MezarLıüaı MUdürHJ gUnün müvaades) Ue na&edsnillrıer Nakleulı«oek m*> «arlara tarmua boya ne numara vertimısöı Meraı sabu numaraian oot etmeıpn Mezarlann axi natOl gUnien MectaivekCr» Sivrta» Sokak Yaivaç Apartmanı No. 17 Kat i'deta Yol Yapun 3'ncü Grup Sefliginden öğrenebilifltt. teletor Nc: 4T S7 98 tlr. KeyCyet ilân olunur. (Bann: 18418 572fli 1 t ) TEŞEKKÜR î Babam Abbas özdemir'i • beyninden arneliyat ederek Ş sağlığına kavuşturan, Nümu* ne Hastanesi operatörlerinden saym, Op. Dr. YARIN: Türk Toplumımd* Uluslaşma ve Dfl I 2 İ.İ. i !••••••••••••••• •••••••••••••••••mra, Teoman CORMAN'a ve vardımcı^ı Dr. Necati YAVUZ'a ve diger nastane personeline tesekkür eder, şükranlanmı sunanm. Av. Celâl ÖZDEMtR | (Rehber Aians: 233 5721) şynııııııııııiınmmımııiıııi[iııi!iıi!iiııımi!imııi'g BAYINDIRLtK BAKANLIGl YAPIİŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 îsimleri re'air ilgili ciigîleri s'agida yanlı Ijler 527 sayıl: kanun hüVümlert dahîllnde 1974 yılma sari olarak 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince kapalı zarf usulüyle thal» edflmek üzere eksîlrmeye konuImustuT. 1 Ekîiltme. Samstm Kaptanaga Sokak No: 4 de Yapı îsleri 8. Bölge MüdürlflfO thale Komisvonıın^s asa&da belirtilen tarih ve saatlerde yapılacaktır. 3 Eksiltme jartnamesl ve diger «vrak mesal ssatlerinde Tapı îsleri 8. Bolge Müdürlügünde bedelsiz görüiebıiir. 4 Kksiltmeye eirebümek için lüteklilerin: a> AüaSıda belirtilen geçiei teminatlanm, b> 1973 vılı vizeli Tic^ret ve Sanayi Odası belgesin!, c) Kksiltmeye cirebüeceklerin! gösterir veterlik belgesînl, <îsbu yeterirk beleesi müracaat dilekçesine efcH olarak eksiltme »artnamesînde belirtnen ve twolöne göre hazırlsnmi5 bulunan p'ân ve teçhizat. teknik personel. taahhüt bildirisi ve malt dunımıınu eösferir banka referansı ile mall dunım bildiri«ii ve Bayındırlık Bakanlıgmdan almı» oldiıklirı fO grubundin kesif bedeli kadar isin efcîiltmeîine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karneşini Yani t=leri 8. Bölge MüHürlüŞüne ve'erok alacaklardır.» 7arfa kovmalan lâzımdır. 5 îsteklilerin. teküf mektuplan havi rarflanni fhale saatinden bir saat önceslne kadar makbuz fcarsıiıŞmda ihale komi»yontı bafknnltiına vereeeklerdir. 8 Yeterlik belgesinin verilmesi için 27 Temmuz 1973 Cuma günü saat 17.00'den sonra yapılacsk müracaatlarla, telgrafla yapılacak roür;ca«tm vt postada vald geciknıelerin kabul edllmtyecegi ilân olunur. " *~ ~f:' V ^ ~ Cksiltmeye knnulan Is Kesif berfrli Oerlci teminnrı thale tarih ve m»rl 1973 yılı ndeneği Son mnraraat tarihl Ordu GfiSüs Ha«ta!ık!an Hastane tkmali 1^9 75(100 TL 31 Temmıı? 1973 Snat 11.00 1.200 000.1» FL 27 Temnnu? 1973 Cuma gflnfl Saat: 17.00 »•••••••••••••••••••••••••••••••«••••••••a FATİH'DE S A T E J K ARSA Fatih. Slnanaga Mahallesi, Şebnem Sokakta feain. 13 kapı sayılı ve tapuda 554 pafta. 2410 ada. 7 parseıde kayıtU 102.64 M2 vüzaicüınlü arsanın 1/3 payı 24 Teromuı 1973 SaJı güntl saat 14.00'de ipişli. Halâskârgüzı Cbd No: 291, Kat: fl'da pazarlüda satılacaktır. Pazarliga katılmak lsteyer.lertn (BEŞBİN) lir» nakn teminatı en geç satıs eünü saat 13^Ca kaaar »ezneve yatırmalan gereklidir. Bilgi için telefon: 48 D 75 ve «7 03 69. 8 (Cumlıur;yet: 57451 İ | I § I = ğ 5 ğ g = H = İ = ğ § İ B 5 = = = = MENKÜL MALLARIN SATI$ I tTJlNl | ISTANBUL 13 CNCÜ tCR.K | MEMURLUCüNDAN I 973 2114 I Mahcuz olup satılmasına g karar verilen 76.500.00 Hra f kıymetinde 963 modeı M DE y 004 plakalı Bedford kamyon, ğ duvar saatı, buzdolabı. ça W masır makinesl. oda takımı M 4 bünyan, Ispvrta halısı. bü g ro esyası, elektrik süpürge §§ «i. radro ve zikzak iki adet i dikiş makine=:nin I. arttır ş maiı 3071973 «rünü saat g 12.3ft 12.45 arasında PA g TtH Vatanperver Soksk No. = 48'rie vapılaeaktır 1 *i75 kıvmetlerini butma g dıklan takdirde 2 arttırma g ertesi ^ün ayni ver ve saat | | te yapılaı»a»ı ilftn olunur. % (Basm 5123 5742) = I | | | g = H Ş ş = = ğ ş = = I §nnınnınvıtn!iıımtMtnııtınııııtiHimmmiiNmıtınınıni!!iıınıınıııi!iıni!nııiMiıııi!int!ii!iıııi!iıııni!!| İLÂN Devlet Orman Kereste Fabrikası Bafra Müdürlüğünden 1 Fabrikamn depolannda meveut 28 partl hallnd* 1268^88 MS. çam ve 10.632 M3 göknar keresteler açık artürma turatlyle % 50*sl peşln bakiyesi Ilmit dahfli müddetstz banka teminat mektubu karsüığı altı ay vadeil oterak «»nsa çıkanlmısür. 2 Açık »rtfarmasi 18.7.1973 tariblne tesadüf edeo ç«r(amba gunö taat 14JW'de fabrika i»rı» talonundı toplana. c*k komisyon huzurund» vapılacaktiT 8 Taliplilerin mezkuı gflrı ve saatte. mutebet «vralı ve teminat makbuzlarıylc komisyon» muracaatlan Uin olunur. (Basın; 19023 5730) Tokat Turhal Pratik Sanat Ok. Atelyesi 220O.0O0.0O TL. 79 750.00 TL. 31 Temmuz 1973 Saat 15.00 5O0000.00 TL 27 Temmuı 1973 Cuma fün1J Saat: 17.00 (Basm: 19024 6727) ftntmmmtmtmtmnmmnimnnnnnfflimfHiır* •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••m ^ıiıınııııttıııııııııtniHiınıuifuııınnınııtııııınııuıııınmıınınıııımnııınıınniıtnnmnıııııııııııuıiinııııiu