27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«SaUbinin asariadıfınu baskaları sopa Ue kovalar.» zellikle son 56 yıldan beri ögretmenin topIum içindeki itibarımn zedelendi|i, toplumun ve resmi makamlann öğretmene karşı tumlannm, belirgin bir biçimde dcğiştiği dikti çekmektedir. Saldınya uğrayan, görevinden uzaklaştırı3, görev yerleri değiştirilen, tutuklanan, gozal'.a alınan ve çeçiüi cezalara (adli ve inzjbati) rptırılan öğretmenlerle ilgili haberlerde bir tış.göze çarpmaktadır. Bunlardan basına yanna olanası bulamamış oianlann da varlığından z edilebilir. Avrıca, resmî makamlarca sürdüIdüğü söylenen öğretmen kıyımı, öğretmenleyapılan açık ve dolaylı baskılar parlamento. gündem dışı konuşmalara, sözlü ve yanlı solara. Meclis soruşturma ve araştırma önergerine konu olmuş ve olmaktadır. Bunlar. topiuun ve resmi makamlann öğretmene karşı tumlarınıîa bir değişikligin açık belirtileridir. îiîileı* tarafından bu konuda verilen cevaplar rakamlar, tarihimizin hiç bir döneminde bgtmenitı bugünkü kadar horlanıp itibarının zelenır.edi*ini ortaya koyabilecek bir nitelik tanaktadır. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunu etkiıen bu tedirginlifc hali, birçok kimseler ve kuluçlar tarafından değişik biçimlerde dile ge•ilm:ş ve yorumlanmıştır. Bunlann çoğundı ı tfurumun sebebi olarak kişileri görmek eğilii. genellikle, ağtr basmaktadır. Bunlara göre, bep sanılan müdür, mufetüs. mülî cğitim miiirü, şube müdürü, genel müdür ve bakan gibi şilerden biri ya da bitkaçı değiştirîldiğl takrde her şeyin riüzelivereceği inancı oldukça ıvgındır. Bu şeküde düsünme, bizce, sebep liuç ilişkîlerini dikkate alraamak olur. Şurası lutulmamahdır ki, bu kişileri sebep değil, soıçturlar. Bunlar belli bir zihniyetin ürünüdilrr. Öğretmenlerin içinde bulundugu durumdan ı kişileri değil, buniara vüeut veren yönetici rasal gücü ve bu gücün rahip olduğu temel PTÜŞÜ sorumlu tutmak gerekir. Seben gibi Rotıen bu kişiler, yönetici siyasal güce ters düsğii anda, onlann yerlerini başkalarının dolducağmdan şüphe edilmemelidir. Biz, ögretmen bugünkü durumunu, bir bakıma, öğretmen yazgısı gibi kabul etmekteyiz. Konuyu bu ıdan tartısmak ve açıklamak istiyoruz. I » Olaylar ve göröşler Öğretmen ve Iktidarlar İhsan ÖGÜS Gazi E. Enstitüsü üğr. Üyesi 6*ür. öğretmen bîr yanHan körpe dimağları hiçimlendirirken bir yandan da, dolaylı ve dolaysız şekilde, yetişkinleri etkileyebilme olanağına sahiptir. Öğretmenin görevlerinin bu özelliği dolaymyle, iktidarlar kendi amaçlan için ondan îaydalanmaktan geri kalmamışlardır. Bunun doğal sonucu olarak, iktidarların öğretmene karşı tutumlan, yapmak istediklerl şeyler gerçekleşmeden öoce ve sonra. farklı olmaktadır. Görevi bitmiş sayılan öğretmen, bir bakıma, tahtmdan indirilmeİtte ve eski saygınlığını yavaş yavaş yitirmektedir. Bu değişmeyen sonucu hemen hemen bütün toplumlarda görmek mümkündür. A. B. Devletleri üe S.S.C. Birliği ve dünkü Na/i Almanyası arasmda, öğretmenin toplum içindeki yeri ve itiban bakımından bir karşılaştırma yapacak olur?ak, bir düzen değişikliğirin topluma ' benimsetilmesinin söz konosu olmarfığı A.BX>.' nde öğretmenin durumunun diğerlerindekinden daha düşük oldugu görülecektir, Bu sonuç. ötretmenin toplumdaki yeri ve itiban ile iktidarların kendi açısından öğretmene duyduğu gereksinme oranı arasında, kesin sayılabilecek bir ilişkinin varlığını ima etmektedir ire müdürlerinin hukukuna sahip old'uklarının ve Milli Eğitim müdürleri ile denk tutulduklarının kanunla saptanriığını vine bu dönemde görmekteyiz. (439 sayıh Kanun) 10 12 yıl gibi kısa bir süre içinde, tasarlanmış olan bütün devrimler gerçekleştirilmi? ve topluma benimsetilmiştir. öğretmenin okul duvarları dışına taşan tarihi misyonu artık bitmiş sayılabilir. Buna paralel olarak öğretmenin toplum içindeki itibarında bir değişiklik, bir cKişme başlamıştır. Öğretmen okullannın sayılarmda bir azaltma yapıldıeinı da bu dönemde görmekteyiz. Eğitim tarihinde e«l cörülmemiş bir atılım sayılabilecek Köy Enstitüleri hareketin* rağmen, öğretmenin itibar kaybı bu dönemde devam etmektedir. Bu arada patlak veren II. Dünya Savaşının bu konud'aki olumsuz etküeri de hesaba katılabiîir. II. Dünya Savaşı'nın bitiminde tek partili dönemden, çok partili bir döneme geçilmiş ve Demokrat Parti kurulmuştur. Öbür birçok vaatler yanmda tlkokul öfretmenliğinden üniversite profesörlüğüne gîden yolu açacafını üan eden bn partinin sempatizanlannm ön safında ihmal edümişliğin küskünlüğü içinde bulunan öğretoıenlerin görülmesi doğaldır. 1946 seçimlerinde yine iktidarda kalmakla beraber CHP büyük ölçüde oy kaybına uğramıştır. Bu durum CHP'yi uyarır. Seçim bölgelerinde yaptırmı; olduğu incelemeler, yeni partinin umulmadık bir başan sağlamasında öğretmenlerin önemli bir etken olduğunu ortaya kor. CHP. çeşitli sebeplerle ihmal etmiş olduğu bu zümreyi yeniden kazanabilmek için 194* yılında bir intibak kanunu çıkarır. Ivedilikle ve art niyetle çıkartılmış olan bu kanun, ancak küçük bir zümreyi tatmin eder, öbür öğretmenler arasında yeni huzursuzluklara aebep olur. Böylece bu kanun umulanı sağlamaz. 1950 yılmda iktidara gelen DP. 1946'da sakla. mayı başardığı gerçek yüzünü ortaya kor. Bu parti 27 yüdır yapılmış olanlan inkâr ederek Ue başlamışür. İnkâr edüen bir dönemde gerçekleştirilmiî olan devrimlere emeği geçen ve bunların savunuculuğunu yapan öğretmerJere bu yeni iktidarm itibar etmediğini, öğretmenlerin de bu iktidara yüz çevirenlerin ön safında yer aldıklanm görmekteyiz. DP iktidan, kendisine jiiz çeviren bu etkili zümreyi kayoetmemek için onu kazan ma yolları arar. CHP'nin daha önce çıkarmış olduğu intibak kanununun sebep olduğu huzursuzluklan gidermek gibi bir bahane ile DP. 1954 yılmda. seçimlerden önce yeni bir intibak kanunu çıkanr. Gerçek tutumu belli olmuş bir iktidara yüz çeviren öğretmenlerin küskünlüğünü bu kanun da gideremiyecektir. Temsil ettiği temel görüş itibariyle DP. öğretmen dışında kalan şahıs ve zümrelere kredi tanımaktadır Bu sebepten öğretmenin itibar kaybı 27 Mayıs Devrimine değin sürer. 2Î Mayıs Devrimi ile getirilmek istenilen yeni düzenin topluma benimsetilmesinde ve DP döneminde kaybedilmiş olanların eski yerlerini almasında yine öğretmene ihtiyaç duyulduğunu görmekteyiz. Bu sebepten 27 Mayıs günlerinde ve onu izleyen yıllarda öğretmenin yeniden itibar kazandığı görülı'Jr. Bu durum, DP'nin ad değiş. tirmiş bir uzantısı olan AP'nin iktidan devraldı. ğı 1965 yılma kadar sürer. NATO'ya Girelim on yıllarda iç politika sözlüğümüz yeni deyimler kazandı. Bunlardan bıri «devreye gimıek»tir. Bir dıs politika ömeğiyle bu deyimi açıklıyalımBili.vorsunuz A^rupa'da Karşılıklı ve Dengeli Kuvvet Indirimi konusunda sürekli bir çaba var. Kökeni geçmiş yıllara dayanan bu çaba. bir konferansla amaca yönelıyor. Bir yanda NATO ülkeleri. bir vanda Varşova Psktı ülkeleri. Orta Avrupa'da karşı karşıya gelmiş güçlerden indinmler ve kısıtlamaiar yapmak istiyorlar. Konferans Türkiye için çok önemli karsrlara doğru yol alıyor. Ama Türkiye bu konferan?a ancak bes eünde bir gözlemd olarak katılabiliyor. Soru: Bn'yie bir konferansa beş günde bir gözlemci olarak fcatılabilrrek ne demektir? Cevap: Devre d:?ına düşmek demektir. Bilivorum içinizden bazı kişiler şimdi Canım b:2 NATO'da ne zaman devreye girdik ki? diye bir soruyla can sıkabilirler Hattâ Norveç. Danimarka gibi kanattaki ülkelerin aynı sırayla toplantıyı iziediğini ileri sürebilirler Türkiyp'de KATO'yu eleştirmek âdeta bir suçtur. Buna rağmerı «NATOMan fikmalıytt» fikri ülkemizde epey ilçi görmüstü. tşte o sıralar NATO konusunda yetkili bir kişimiz: Türkiye için sorun. NATO'dan çıkmak değfl; NATO'ya girmektir. NATO'ya hiç bir zaman giremedik ki çıkalım?» demişti. Gerçekten NATO'nun vetkili kurullarında hiç bir laman sözümüz geçcrli olmamıştır. Savunma taktik ve stratejilen hep tepeden inmeyle çunulmuştur bize., Başlangıçta NATO'da Topyekün Mukabele Stratejisi vardı. Sonra Esaek Makabele Stratejisi benimsendi. Bu kararlar bizden uzakta alındı. NATO üveleri arasmda: 1 En asır yiikii taşıyan bizdik. 2 En aür rizikoyu yüklenen bizdik, 3 En sözü gecmiyen bizdik. Yarım milyonlulc ordu besliyorduk ortak savunma İçin. ama bu ordu NATO standartlarından aşağıda bulunuyordu. Jeopolitik batnmdan en tehlikel! bölgede. savaşin ilk kadcmesinde yer alıyorduk. Buna karşılık. müttefiklerimize lâf anlat3mıyorduk. NATO örgütünün kilit noktalarmda bizden bir kişi yoktu. Simdi «Yeni NATO Yasası» çabalarında devre dışındayız. Geçen hafta Kopenhag'U toplanan NATO Bakanlar Konseyi bu işi önemsemeyip Daimi Komisyona havale etmistir. Oysa NATO içinde komisyona havale edilen iş, NATO dıfinda biçimlenmektedir. Avrupa'da Karşılıklı ve Dengeli Kuvvet îndirimi Konferansı. NATO'ya îaten yeni biçim verecek. Eğer Orta Avrupa'da silâhlar kısıtlanır, kuvvetler azaltılırsa. yük NATO'nun kanatlanna biraz daha binecektir. OrtadoSu barut fıçısı haline geldiğine ve NATO'nun d'a Ortadoğu petrollerine ihtiyacı bulunduguna eore Türkiye, bölgesel açıdan olaylann birind derecede önemli ülkesi niteligini kazanaeaktır. Eşnek Mukabele Stratejisiyle zaten tehlikenin agzma sürülen ülkemiz. durumu ağırlaştıran yeni geli«!meler karşısmda hazırlıklı mıdır? Bu konularda bizden çok daha hafif yükümlülükler altında buluran ülkeler daha uyanık davranmaktadırlar. Küçücuk tzlanda, karasulan konusunda tngütere ile sürtüşmeye girince millt çıkarlarını korumak yolunda cesur yönelislere geçehiHyor. Ve: NATO üyesi lngiltere benim çıkarlarımt ciSnemeye devam ederse, NATO'dan çıkar. ülkemdeki NATO üssünü de kapatınm, dlyebillyor. Çagımız dünya dengeleri içinde, küçük devletler. büyük devlet çıkarlan arasında kenoîlerlne manevra alanı yaratarak, uluslararssı ilişkilerde söz «ahibi olabiliyorlar. Akdeniz'deki küçücük Malta bile, bunu dünyaya Kösterdi. Ama, bu yetenegi gösterebilen ülkelerin siyas! iktidarlanna bakmak çerekir. Türkiye'de bugün AP • CGP iktidan etkindlr. Bu ortaklıgın dünya görüşü, tutum ve davranıs yetenegi belli. Bu iktidann NATO konusunda yönelişleri de belli... Evet; biliyoruc ki bugün Türkiye'de hiçbir siyasl parti, ya da iktidara aday güç, «Millt çıkarlar gerektiğinde NATO'dan çıkanm» demiyor, diyemiyor, diyemeı. Türkiye tzlanda tfegüdir. Ama barl bir liyasl parti. ya da iktidara aday bir ortak güç ortaya çıksa da: NATO'ya «irelim, dese! Bir kapı ya açık durmah, ya kapalı. Bizimki en kötü sü: Ne açık, ne kapalı. NATO'da devre dışındayu ve NATO'da ahnacak her tflr karan basından yüklenmeye kavilliyız. Bu mu Atatürkçü dış politikaT S Hayal Kırıklığı AP iktidan döneminde öğretmenin durumu, DP dönemindekinden farklı değildir. Bu iktidar da DP'nin temel görüşünü temsil etmekte ve onun dayandığı güçlere dayanmaktadır. Bu sebepten öğretmen bu dönemde de yine itibar kaybına uğ ramış ve bu durum 12 Mart 1971 tarihine kadar sürmüstür. 12 Mart Muht'ırasını öğretmen yeni bir dönemin müjdecisi gibi görmüş ve onu coşku ile karcılamıştır. Fakat bu coşku uzun sürmemiştir. Öğretmen, 12 Mart sonrası dönemde gerçek bir hayal kırıklığına uğramış, itibar yönünden öncekt durumunu arar hale gelmiştir denilebilir. Bu sonucun, olaylara konulan yanlı; teşhis ve buna dayanan bir uygulamadan mı, yoksa öğretmenin kendine verilmiş olan görevlere uygun ve kendini mutlu saydığı günlerdeki şekllde hareket ettnek istemesinden mi ileri geldiğini kesinUkle söylemek şimdıliV oldukça güç görünmek. tedir. Öğretmene verilmis. olan görevler, birçoklannın zannettiği gibi. öğrencîlerine &BC öğret» mekten ibaret değildir. Öğretmenin görevlerinden bir kısmını onun görevlerinin tümü gibi gör menin, bu sebepten öğretmenlerden birçoğunu görevleri dışına taşmış saymanın bugünkü sonucun ortaya çıkmasında payı bulunabilir. Han. gi nedenlerin bugünkü durumun ortaya çıkmasında etkili olduğunu kesmlikle bilemiyoruz. Kesinlikle bildiğimiz sey. toplumumuzun öğretmen kesiminde bir huzursuzluk vardır ve öğretmen'uı itiban, şimdiye kadar benzeri görülroemiş bir jekilde, zedelenmiştir. Gözden geçirdiğimiz elli yülık dönemde, öğretme itibanndaki dalgalanmalara bakarak. ne zaman ve hangi şartlar altında, öğretmenin yeniden itibar kazanacağını kesürmek güç olmasa gerektir. Aklı başmda iktidarlar etkili öğretmen potan siyelinden yararlanmayı bilmelidirler. Yüceltici Dönem ve Sonu Başka toplumlarda Bğretmen itibarmda görülen dalgalanmaları, son elü yıllık dönemde kendi toplumumuzda da görmek mümkündür. Cumhuriyetle birlikte tarihimizde yepyeni bir sayfa açılmıştır. Bu dönemde topluma yeni bir görüş ve anlayış kazandırılacaktır. Çağdışı kurumlar yıkılacak ve yerlerine yenileri konulacaktır. Bunun için devrfmlerin birbirierinl izlemesi gerekmektedir. Devrimlerin gerçekleştirilmesi, topluma yeni bir görüç ve anlayış kazandırılması işirde ögTetmenden mut'.aka yararlanılacaktır. Dünyada esine az rastlanır bir hızla devrimler gerçekleştirilirken öğretmenden geniş ölçüde yararlamlmış olduğunu görmekteyiz. Bu dönemde, görevlerini okulun dört duvart Ile «ınırh gören öğretmen, görevini eksik yapmış kabul edilmektedir. öğretmeni ve öğretmenliği yüceltici sözlerin söyler.diği, öğretmenlere birtakım ayrıcalıklann tanındığı dönem, bu dönemdir. Törenlerde ve protokolda Sğretmenlerin da Karşılaştırmah eğitim, bir toplumda öğreten itibarının, yönetici siyasal gucün sahip olıgu temel görüse göre değtştiğinl, bu görüşün phıma benimsetilmesinde öSretmene olan eeksinme oranında dalgalandığmı şöstermekter. Bazı devrimler yapmak, bir düzen değisikH getirmek amacı Ue yönetimi ele almıs olan tidarlar, öğretmeni etküi bir ajan olarak görekte ve ondan kendl amaçlan için faydalanaktadırlar. Bir ülkenin aydınlan arasmda öğtmenin önemli bir yeri vardır. Bir ülkede avnlann çogunluğunun gidemedikferi. giremedik: ri yerlerde öğretmenle karşılaşmak mümkün )ÜZEN )EĞİŞİYOR! )KTAY AKBAL | Evet Hayır '*• "i iderayak birbiri ardına yasalar çıkanlıyor. Hani bir söz vardır, yangından mal kaçırırcasuıa, öyle işte... Yangm, yailaşan seçimler mi, başka bir şey mi? büfcmam orasmı 'alnız AP CGP orteklıgının, özel s^rmaye teinsilciterinin estegiyle kurdukları iktidar «tnkılâp Kanunlarum uygulayıo, .nayBsa"nın istedi« reformlan cıkannakta bUyük. an» çolc üyük bir başan gösteriyor! Köyleri, ilçeleri dolaşsp seçım ıropagandasına hemencecik girişmelt varken iktidar milletveilîeri Meclis'te yasa onaylıyorlar! Mademü tefonn gerek;ymiş, al sana reiorm, mademki devrim yasalan uygulanaakmış, buyrun uygulama... Üniversita «ayarlandı», iktidar saaüne gcre oyıe guzeı yarlandı ki... Bu ülke kimin sırtmda duruyor, para saiıipsrinin! Öyleyse herşey onlann dileğine aygun cln.all. Siz da özünüz geçsin mi istiyorsunuz, para kazanın zengin olun. Bu ılkede demokras: var, yurttaş sayısı kadar ö?el teşebbüsçü ar! Yollar eskimez yürümekle, kafa bozuimaa çalışrnakla, alış. sen de kazan! Ternbel tembel oturup Kitap okursan, îüsünürsen kötü kötü, hem başın derde girer hem yerinda ;ayarsm, «özel girişimci» yurttaş seni bırakiT gerilerde. Denokrasi var demokrasi! Hem de relormcu bu demokrasil jzgürlükçü demokrasinin istediğj refonnlar da gerçekleştiriiyor işte. Geleceğimiz, daha doğrusu para sahiplerinin kırlc nilyon özel girişimcinin geleceği güvence altına almmalu Mınmah ki rahat para kazanabilelim! Güvenlik mahlcemeleri kimin için? Sızin için, Dizler için. furttaşm huzurunu kim bozarsa, kafasına birtakırr. Kuşkuları üm aokarsa bir an önce cezasmı bulstın dre... Ürfversit» öğenimi parah oldu. Neydi o on binlerce ^enç fakülte kapıla.".r;da sabahlayacak. «okumak istiyoruz» diye gösteriler vapa:ak, öğrenimsiz kalmayı ayıp saydıgı için türlü işiere Kalkı;acak, camı çerçeveyj indirecek, toplumun huzurunu bozaoak! Bakar ki cebinâe parası yok, yüda o fakülteye ödeyeces bılmem kaç bin lirası yok, vaz geçer bu sevdadan. bilir haöcum, îider başının çaresine bakar. ya da daha lise siralarında, daba doğrusu ilkokuldayken yolunu çizer, gereksiz biı şişme olmaa üniversite kapılarında... Sonra, toprak re*ornru da yapıldı. O kadar istiyorsunuz alın toprak reformu. dediler. oyları verdiler. DP milletvskilleri bile «sol» bıauyor baksamza, riahn ne yapsın özel sektörcü iktidar poütüucüarı? Haftada beş gün televizyon programı! Miymun öyküsü, kaçakçı doktonın iç sızlatan drarru, uzaydaki akü almaz serüvenler, Bay Toker'in «sakallı Marx» konusmaıan, sonra dünyanın dört bir bucağında yapılan maçlann am aruna sızlere gösterilmes:, adı saru bilinmeyen şarkıcuartıan iç bayıltan şartalar, hele o en gUzeli. Çelişkiler Ülkesi... Yetmiyor mu televizyon reformu? Bir maç bileti almaK için saatlerce kuyruklarda bekliyordunuz, alın bir TV seyredersiniz halta bes gece ağız açık hayran hayran... «Bu düzen değisecektir» derdi CHP'li üeevıt. Oldu işte, değişti düzen! Daha mı iyi oldu dersiniz? Yainız düzenin değişmesi, kötüye de olsa bir umuttur yine de. Demek düzen degişebiUrmiş! Geriye doğru degişti, bir gün de olumluya doğru değişir, kimse de bir şey diyemez. Anayasa Anayasa diye diye 1961'de üç politikacı asılmışU. Ardından dttzem değiştirmek istediği için iki emekli albay da ası.dı. Birkaç yıl geçti aynı nedenle başkaları da bu cezaya çarpunldı. Düzenin değişmesini istemek vimi zaman çok tehlikeh oıabüiyor. Düzen nasıl değisecek, önce Anayasa değişir, sonra toplumun düzen:... 12 ilart'ta muhtıra veren güçler Anayasa düzenınin kurulmfisını istiyorlardı. O günlenn İKtıdan Anayasa düzenini kuramıyordu, ille de değiştirmek istiyordu. Cezasını buldu, iktidardan düştü, ayıplandı, suçlandı. Sonra bir de na gordük uygulanması istenen Anayasa düzeni kökünden ortadan kalktı. Biçimli bir tutumla yapıldı DC iş, önce Anayasa değiştirildi, sonra da toplumun düzeni biçim, anlam değiştirdi, ağırük değiştirdl Halk çoğunluğunun jbranna çalışılmasıydı o Anayasa'nın dılegi, amacı, varlıjc nedenı. Anlam kaydırması yapüarak, toplumun tutucu güglerinın özledıg: bir düzen yaratıhverdi. Herşey para sahiplerinin yaranna oıacaktı, •parayı veren düdüfü çalardı», öyleyse sorun yoktu Yine de hoşnutsuzlar, yine de dileklerinin. ısteklennın sonu gelmiyor: Kredi kısıtlanması önlenmeli, iş sahipleri rahatça çalışabilmeli, herşey onların yararına olmau... Seçimlerde de yurttaş onlann istediği düzeni kendi istcdigi düzen sanarak oyladı mı tamamdır! Güvenlis Mahkernelen. topras ve üniversite reform yasalan, onlara oenzer dbha başku yasalar da çıkanUp uygulanır, bu topraiüar üsiünae taro b> huzur kurulur. Kim bozarsa bu sessizliği, Kim «bu düzen yanhştır» derse verirsin cezasını, olur biter. Buna ne derler bilir misiniz? Bakkal hesabına dayanarak ış törmeK, utusu yönetmek derler. Temeldeki sorunlar degişmeden; Türk halkının büyük çoğunluğunun acıları haiiüetılrreden ne gerçek huzur kurulur, ne olumlu bir iş yapılır. Yasatar olumıu olmalı. yapıa, halk çoğunluğundan yana oiınah... Yoksa bavada kalırlar. bugün olmazsa yann değiştirilirler. Ama ne acılar. ne üzüntüler, ne büyük zaman kaybı panasına.. P GELİŞEN PAKTAS PAMÜKTiCARETvıSANAYi A.Ş.ABANA 7 1 4 4 4 İĞLE TÜRKİYE* DE AYM ARSAOA KURUtJU VE HALEN ÇALIŞAN EN BÜYÜK İPÜK TESlSLERİNE SAHİPTİR MAYIS 1973 AY*I İHRACATI i972Yuc«osu SABİT KIYMETLER 1972 KARI TAMAMEN MRACATA DDNOK PAKTAŞ PAMUKTİCARETTCSANJWİ ıc HAMiUNE ve IYILOA ÎTB EOiLECEK g% . O tasarruf sahiplenne hcmet gayesiyte 313.00a000 TL. YATKIM İÇİN TE$VK BELGESi ALMHŞ. MONTAJA BAŞLAMIŞTİR. : lft240000 TL. 1.160.000 $ : 2fî4.000000 TL l 19a00Q000TL : 2a48a000TL VEFAT Boğaziçi Üniversitesi öğretim eörevlisi ve Gala» tasaray Lisesi Edebiyat ugretmeni, vazar TAHİR ALANGU bir kalp krlzl sonucu 19.6.1973 gunü vefat etml?tlr. Aziz nâşı 20.6.1973 Çarşamba günü (tıngün) Ikbıdi luunazmdan sonra Şişli Camiinden alınarak Zindrlikuyu mezarbjına deînedilecektir. Annesi : Klmüe Alanga Eşl : Mesude Almnfu Kardeşi: Kerim Alaagv Kalan : Basak ve Şadan 15 FAİZLİ TAHVİLLERİ 5101 ve ig.no LiRAUK KUMftLB IALME TURKiYE i$ BANKAS1 ^ nin Beyoğlu.GalataNfeniCami. AnkaraMerkez veAdana Mertez Şübeterinda YAPI ve KREDi BANKASI A.Ş.nin Adana Merkez Şubesi vasrtasiyte bütün şubeterinde. OSMANLI BANKASI A.$.nh Karaköy.YenlCami, Beyoğlu. Ankara Merkez, izmir Merkez. Adana Merkez. Bursa ve Gaziantep şubck* ncte I Cumhurlyet 4789 TEŞEKKÜR üzun bir süreden beri devam eden rahatsızUğımın teşhis ve tedavisinde büyük yarâınüann) görâügüm S.S.K. Istanbul Hastahanesi Bevliye servisl mtitehassslan sayın, TahvHfetetoriile itfa b^toltoHnin hr yd 20 Hmtkrmndmn Hibarm hangi banka şub«Urind« ayrıca ilan «dU«c«ktir. BU6ÜN SATIŞA ARZEDİLMİŞTİR DR. ORHAN MORDALGA DR. BURHANETTİN GÜMAN DR.ZİYA GÜNEY İle asistan Dr. Gürcan Veziroğlu ve Dr. Metin sonsuz tesekkUrlerimi üetmeyi bir borç sayanm. Aslaner'e Şfikrıa KETENCt Curnlıuriyet • 478( Cumhuriyet: 4785 Ege Üniversitesi Rektöriüğünden Elektrik; Makina Yüksek Mühendisleri ile İnşaat Yüksek Mühendisleri veya Mühendisleri Alınacaktır RektBrlügCmüz Yapı ve Fen Islerl Oalresinde 637 sayılı Kanun» tabl olarak çalıştmlmak üıere 3, 5 6, 1. 8 ve 9. dereceierde bos bulunan kadrolara S) 7.1973 günö aaat lO.UÜ'da rapılacak sınavla yeterl lcariar eleman alınacaktır tstekHlertn serbesi »eya resml hlzmet cfururalarını bellrtîr birer dilekçe ile 26 6J973 gunfl taat l?J0O*ya kadar «Kge Üniversitesi Rektörlüğü Bornova* adredne mflracaatlan duyurulur. (Basın: 17219) 4766 TCDD Işletmesi Merkez AlımveSatım Komisyon Reisliğinden 1 Zonguldaktan Samsun limanına 50000 ton, Mersin Hmanına 40000 ton ve Ereglidsn Haydarpaşa limanına 33000 ton, Izmir limanına 40000 ton maden kömürünün denizyolu ile nakli işl kapalı zarf usulU üe eksiltmeye konulmuştur. 2 Her timana nakiedilecek mfktar ayn bir eksfltme mevzuudur. Eksiltme Ankara'da Genel Müdürlük binasmdakl Makina ve lkmâl Grubu Başkanlığmda toplanacak komisyonumuzca 2.7.1973 Pazartesi günü saat 15.00'de Mman sırasma çöre yapılacağından tekliflerin en geç bu aaate kadar verilnris veja pelmis ohnası şartlar. 3 Sartnameler Ankara'da Genel Mudürîük binasmdaM Merkea veznesinden. îstanbul'da Sirkecl veznesinden 50, lira karsılı&mda temin edilir. 4 Teklif zarflan üzerine teklifin hsngi lse ait olduğu yazılacaktır. 5 TCDD thaieyi yapıp vapmamakta veya fasmen yaprnakta ve tercih ettigi talibe yapmakta tamamen (Basın: 17397) 4765 BALIKESİR BELEDİYE BAŞKANL1ĞMDA1S Belediyemiz Fen Işlerinde kullanılmak Uzeıe ıtaırnlu olan 3 adet 4 M3Jük damperli kamyonun beherim 1*JAC«.JL TL üra muhammen bedel üzerinden 2490 sayılı Kanurmr, Sl'ıncj ınaddesine istinaden kapalı zarf ile ihalesi yapılacakhr. Geçici teminatı 26.55000 TL. olup ihalesi 2.7J973 tarihinde Pazartesı günü saat 16'da Encümen huzururıds ^D*cakHr Ihaleye katılmak ısteyenlerın teklil mektupıarını ıhale saatinden bir saat evvel üncümene makbuz nıuka^ul »erilmesini. t>ostadaki vaki eecikmeler nazan dikKa'e aııtımavacaktır Şartnamesi mesai saatleri dahilinde FMI îşleri Müaürlügünde görülebilir veya temin edilebilecegj tlân oı'inuı. (Basın: 1744) 4767 KARTAL, ASLtYE 2 NCt HÜKtK HAKİMLlĞtNDEN tLAN 972/837 Kartal Asliye 2 nci Hukuk Mahkemesınin 4/12/1972 tarıh ve 972/1038 sayUı kararı ile Elyağutu olan soyadım Sabur olarak düzeltilmiştir ilân olunur. Davaeı Dursun Elyağutu (Sabur) (BF^'Ü: 4370 4776) ÎLAN İST. 3. STJLH HTJKUK HAKİMLİĞÎNDEN 1973/93 ves. Fatih Hasan Halıle Mah. Vatandaş Sokak No: 18/2 de ikâmet eden Ahmet Selâmi Şenel hacır allına alınarak 24/5/973 T.de annesi Hayriye Şenel'in vekayeti altma konulmuştur İlân olunur. 29/ 5/1973. (P^'n: 4387 4771)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle