Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öğünülecek Bir Gelişme ürkîsin dokuzuneu Genel Kurul toplantısı Ankara'da son* erdi. Bu toplar.tı, basınria ve dolayısiyle Türk kamu efkârında, sanıyorum ki, gereken ügiyle izlendi. Bu ilgi, ıer geçen yıl, daha da artacaktır. Çünkü Türkiye; problemleri çok çelişkill olsa da, gelişen bir ülkedir. Bu gelişmede sanayiin yeri bürüktür. Bu sanayilesmede: altyapı kollan ile jeraber. horizontal ve vertikal (ufkişakuli) îedigimiz diğer bütün sanayi kollarımn gelisne hızı, sanayie ancak 40 yıldan beri el atmış Jİr ülke olarak memleketimiz içîn, küçümsertemeyecek kadar önemlidir. Ama sanayi ounca ve genişleyince, elbetteki, işçi de olacakÎT ve çoğalacaktır. Kaldı kl Türkiye, îççî hareketlerini korurueu ve teşkilâtlandırıcı olan bir mevzuat teneline, yanl kanunlar manzumesine maliktir. îunu görmemek veya inkar etmek, gerçeklere Söz yummak olur. Dünyada çağdaş işçi sınıımn ve dünya işçi harekeflerfnin tarihini dikcate alarak, Türklye'nin îs Hukukunu karşraştırdığımız zaman, bazı ülkelerde, ancak 100 nlda, hatta daha uzun bir zaman içinde, hem fe büyük ıztıraplar ve nlce gözyaslan ile canlar pahasına elde edilen haklar karşısmda, 'ürk Iş Hukukunun fütuhatını ve getirdiği lakları, övünerek değerlerdirmemek kabil leğüdir. Bu neticeyl .yabanei bir ülkede ve Doğu ülkeleri ile ilgili bir Enstitü salonunda, orulan bazı torulara karsı hasbihal şeklinde zaha çahsırken, Türk isçi «ınıfının bu kazanç. an hesabına jurur duyduğumu liade etmeiyirn. T Olaylar vc görüşler TEMELDEKÎ YANLIŞLIK! Şevket Süreyya AYDEMİR Iemlşlerdir kl, bugün Türkiye, bu ^landa vardığı aşamalarla, pekala övünebiür... fistü Pelitika gütmeyl amaç bilir...» l»te, temeldeki yan'uşlık bu noktsdadır. Ve bu nokta üstündeki didişmeler, 9. Genel Kurulun, hemen bütün günlerini yemiştir. Bu temel yanlışlık ise, Türklş'in kendl tüzüğünü, demek ki ve lüzum görürse, gereken kurulu da toplayıp kararım alınca, partiler üstü politikadan. partiler sırasında bir siyasî faaüyete seçebileceğine yer verilmiş olmasmdadır. Nitekitn 1971 Ocak aymdan beri, Türklşe dahil. evvelâ dört, sonra 12 sendika, bu kayda dayanarak, Türkîş'i, bir Sosyal Demotrat Parti faaliystine çekmek çabasındadırlar. Bu hareketin, hem lehinde, hem aleyhinda olanlann, hepsl de yetişkin, olgun, derreli ve milliyetçi görünen önderlerdir. Son Genel Kurulda, bu mücadeleyi yüriitmüş ve kaybetmis olanlar da böyledir. Gerçi davalannı Türklş ir:nde kaybetmişlerdir. Ama bunun dışında Sosyal Demokrat Partileşme yolu, elbette ki açıktır. Hem de, «endika üyeİeri olarak ve kalarak... TüzükteM «Partiler üstü» olmak veya bir kurul çağırıp bu «iyasetten aynlmak kayd*ı is», niçin yersizdir ve yanlıştır? Şunun için ki: Sendikalar, ikMsad! mücadfle organlandır. Siyasî örgütler degildirler. Siyas! mücadele organlan, demokratik nizamda, meseH Türklye'de, legal, yani kanun yolu ile kurulmu? partilerdir. Gerçl her iktisadî mücadele, aslmtfa aiyaıt etkileri olan mücadeledir. Ama sendika »iyasilesirse, mutlaka parçalanır. Çünkü ikti»adl mücadelede. meselâ yeni 1» Hukuku haklan almak mücad'elesi, 1? saatlert, i$ yevmiyeleri, grevler, «osyal yardım, kooperatifler, ta«arruf hareketleri ve benzerl alanlarda. bütün sendika işçilerinin. sekli ve «ınırları belli bir dilek ve tfava birligi vardır. Ama sendika «iyasete yönelip partilesince, bu gbrüş ve dava birligi kaybolur. Çünkü sendikacılar, »endikaeı olarak aynı menfaat istiraki İçinde birliktir. Ama i» slyasete dökülünce, bu birlik kaybolur. Çünkü, sivaset ve parti, yalnıı »endlka davalanm değil, ic ve dış, bütün memleket ve dünya meselelerinl kapsar. Bunlar üzerind» Ise, görüs, eğilim. taktik v« rtratejik birlik sağlanması imkinsızdır. «Siyas! Adam». Sendikada iktisadl mücadelesi* ni ve birliğini yürütecektir. Partide ise siyasi mücadeîesini. Eğer ülkede, işçi hukukunu savunan bir parti, meselâ bir Sosyal Demokrat Parti varsa, oyları ile, elbette ki onu besleyecek veya dilediği partiye oy verecektir. Sosyal Demokrat Partinin ayırıcı vasfı İse, isçilerin isteklerini, Parlamentoda dile getirmektir. Ama ayr.i zamanda saflarına, bütün sosyal hak ve hürriyet taraftarlarını da toplar. tlerici, layik, halkçı ve demokratik bir parti oluşturur. Nitekim bugun Batı ve Kuzey Avrupa tamamen, Sosyal Demokrat Partılerin ellerindedir. Bunların hâkim olduklan ülkelerde aşırılıklann yerleşememesini, bu psrtiler. kendi demokratik yap'.larının üstünlüğü olarak sayarlar. Şu halde Türklş'ln son kurul toplantısına gelince? Temel yanlışhk, bu Federasyonun Tüzüğüne, icabmda partileşebilirmis hissini veren bir kayıt koymasıdır. Sosyai Demokrat hareketi de, buna dayanarak, Federasyonu bu siyasi nlatforma çekmek istemiştir. Halbuki bunların •'•:isine de lüzum yoktu. Sunun için ki, bu kayıt, bir kısım üyeleri ikide bir, böyle mücadelelere sürükler. Hatta onlar davayı kazanıp, Federasyon siyasete kayarsa. belki de Federasyon parçalanır. Sonra su da var: Bir Sosyal Demokrat Parti kurmak ve tabiatiyle onun kapılarını, Batıda olduğu gibi açık tutmak için, Federasyondan İ7in ve karar almak, hakikaten lüzumsuzdur. Hepsi de iyi yetişmiş, olgun, memieket fever, tecrübeli insanlar görünen öncüler. partilerini pekalâ kurarak, Parlamento çatısı altıncfa. siyasî faaliyetlerini sürdurürler. Hem bunda çok isabet de vardır. Çünkü Parlamentoda, hepsi de aynl cinsten o!an diğer partilerin yanında, Batı anlamında ilerici bir siyasi kudret, demokrasimizin, bir dayanağı olabilir. Çünkü Sosyal Demokrat Partiler, geçen asırdan beri yapılan hesapsız saldınlara rağmen görülmüştür ki, bazı hayatiyet unsvrrlan taşırlar. Bunlar, tekâmüleü (evrlmcl> yahut reformcu partiler olarak, Birincl ve Ikinci DOnya Harplerinden sonra da, özellikle Batı ve Kuzey Avrupa'da, dünyanm yenl şartlanna ayak uydurabildiler. Bu suretle, reformcu devletler ve siyasetçiler, SosyalDemokrasiyi, hem ihtilâlci tosyalizme, hem faşizme karşı Snleyicl ve direnid rejim olarak kabul ederler. Sosyal Demokrasinin değisen dünya sartlanna karşı kendini yenileme gücünü de ayrıca belirtirler. Gerçek olan şudur K, Mecliste, yapısı ltibariyle reformcu, demokratik nlzam İçinde Parlamentocu, toplumun bütün Uericl ungurlannt tçık, aydın, sosyal haklan ve hürrlyetleri, demmgojl tekerlemelert lle değll de, yapısının icabı olan çağdas hamlelerle koruyacak bir partinin yeri, simdl açıktır. Böyle bir parti, Türkiye cendikacılıgmın benlmsediği, Anayasacı, reformcu, milliyetçi ve memleketçi hareket. lerle de desteklenince. bundan toplum gelismemiz, ancak fayda görür. Ve çok fayda görür... Haftanin raporu 1926da... BİZİM SOSYAL DEMOKRASİDEN BtLE ÜRKIN İŞÇİLERİMİZİN GEREKİRSE GENEL GREV GtBt BİR SİLAH1 KULLANABİLECEKLERİNt DÜŞÜNMEK NE HAYÂL GENİŞLİĞl. SADUN TANJU endik'in ötesinde, emekli öğretmen Sertf Tekben'in evinden karşıki adalara bakıyorduk. O canım doğal güzelliğı bozup düzletip tersane yapıyorlarmış. Tersane başım üstüne de, bula bula doğanın bu özenli köşesini mi bulmuilarî Doğayı bozmadan sanayileşme olmaz mı imiş? Biz herşeyi kendimiz tecrübe ederek öğreniyoruz. Sanayileşmenin sıtmalı döneminde Batı, çok şeyin olduğu gibi doğanın da canına okudu. Bugün, denizi, havayı, etrafı kirletmiyelim, doğal güzellikleri bozmadan fabrikalarunjzı kürup ijletelim diyerek, günah çıkarünağa çahsıyorlar. Pekl, biz bari «anayilesmede geç kalışımızıa bu tek kazancııu elimizden kaçırmassk ya! Temelde Aksaklık Var! Çünkü başfca Elkelerde, en ax 100 yıllık ;etin mücacteleler hesabına, kısmen veya tanamen ancak kaıanılabilen bu Is Hukukunun lizde müeyyideli, olarak, ancak 10 yıllık bir ieçmişi vardjr. Gerçl ilk îş Kanunu, 19371938 ahşma devresinde çıkarılmıştır. Ama bu karnnun müeyyjdesi. yani dayanaklan ve uyguama nitelikleri yoktu diyebiliriz. Bir de şunu ıçıklayayım: Bir 1? Kanunu T ı n n r m n haırlanma direktifi, gerçi daha 1924'te verilmisir. İlk hazırlık çalışmalarını yürütme Işi, dejsrli ve aydın insan, rahmetü Profesör Yusuf ^kçoraya emrolunmustu. Ama şu oldu ki, bu asarı tamamlanamadı. Yasama organına <a f îetirilemedi. ÇünkO o zaman, işçi deyince, ;anlı sınıf kavgalannı anlayan ve Türkiye'de ınıf yoktur görüsüne baglanan, bir görüs güçüydü. 1925 yılına kadar Istanbul'da çahşan v« ççiler taraiından kunılan «Türkiye Amele >ali Cemiyeti» nln hazırladıjı ilkel bir «Is Canunu» metnl üe, îçisleri Bakanhgınca iyi carıılanmamıştı. Sendikalar Kanununa gelinee? O da ancak MS'da çıkartlabildi. Ama bu kanunun da müıvyidesl, yani hukukl Jcra dayanağı ve değeri •oktu. Hulasa bizde çağdaş anlamda 1$ Hukuiumın, ancak 1960'tan «onra baslayan, 10 yıllık )ir geçmisl vardır. Ama 1960'tan sonra bu mev:uat, e kadar hızlı bir tempo ile birbirlerini lz Bu hukuk düzeni, elbette tamdır ve artık yapacak bir şey yoktur diyemeyiz. Kanunlann, gerak tamamlanmasında, gerek uygulamasında, gerekse ve önemli bir konu olarak, her sendikanın yaptığı Toplu Sözleşmenin o sendlka mensuplarına sağladıgı haklarla. diğer sendikalann getirdiği haklar arasındaki büyük farklılık bahsinde, yapılacak, düzenlenecek, tamamlanacak daha pek çok şeyler vardır. Bundan başka, Türk isçi hareketinin, Türk1? ve DİSK (Devrimci İşçi Sendikalan) gibi ikiye ayrılraış olması, bir zaaftır. 12 Mart'tan önceki devrede, biitün sendikaların Türklş teskilâtında birleşmesine ve Toplu Sözleştnelerin, i? yerleri yerine ij kollan tarafından düzenlenmesino DÎSK'in karşı çıkışı, sanıyorum ki, işçl hareketinde büyük bir hata ve tariht bir fır»at kaybı olmuştur. Eğer bu birleşme yürüfeydl, hareket bugün daha güçlü olacakh. Ve toplu «özleşmeler, bugün bin taneye varan sendikalar, yahut onlann bazı birüklerl yerine, 21 i» kolunca yürütülecektl. Ama simdi benlm burada ijaret etmek lstediğim, Türktş'in, son 9. Genel Kurul toplantısını baştan sona işgal eden ve sonunda, SosT»1 Demokrat hareketçfler tarafından dava kaybedilince, herhalde bazı kırgınlıklar yaratmak istidadında göriılen ju «Partiler üstü» »iyasettfn ayrılmak veya aynlmamak mücad'elesidir. Bu noktada hemen şunu belirteyim: Bu mücadele aslında, her ikl tarafi da içine alan bir Temel Yanlışlığa dayanmaktadır. Evet, bir temel yanlı?Iık! O kadar ki, hatta hunun, Genel Kurul toplantısına getirilmesi ve toplantının tamamını l?gal etmest bile yersizdir, lüzumsuzdur. Sendikacıhk gelenegine de aykındır. Bakın bu temel yanlışlık nerede? TCrkîş, çalıjma esas ve hedeflerini 24 llked'e toplar. Tüzüğünün 2. bendinde ise şu madde vardır: «Türkîş; îcr» ve YSnrtlm Kurulu ile, Türklş'e bagh tejekküllerin, yetkili birer temsilcilerinin i?tlraki lle meydana gelecek kurulun ortak kararı olmadıkça, siyasî partilere ve onlara bağlı teşekküllere kar^ı mutlak bağımsızlığını korumayı, Partiler P Bir Adada Gibi.. Ne gezer.. Sanki bir adada yaşıyoruz, dünya fle tlişiginrfz yok. başkalarımn tecrübeleri bize gerekmez, biz kendl âlemimizde kendi tecrübelerimizi yaratmakla meşgulüz.. Akşit Göktürk'ün ADA'sı geliyor aklıma. Ingüiz edebiyatında ada konulu romanlar üzerinda bir inceleme yaparîcen. edebiyattaki düşsel adalann dışa kapanıklığmı belirliyor yazar. Bu kapanıklık. adadaki örnek düzenin bozulmaması, dışardan gelecek bozccu etkilerin kontrol altına ahnmalan içindir. Peki bizimki niçln? Oysa biz, çağdas uygarlığın yaratılıjında katlanılan bütün acılan yeniden yaşamadan da çağımıza ulasabiliriz. Ama tek şartı var, dışa kapanıklıkla olmaz bu iş. Öylesine aça. caksın gözlerini ve öylesine anlamaya çalışacaksın olup bitenleri ki, yirminci asnn ortasında ıssız bir ada gibi kalmayasın. Havaya Çizilen Dünya Arif Damar, «Nasıl da eğretiymis yasamımBi / Nasıl hiç elimiı ermenıis, gttcümiiz yetmemiî / Nasıl nasıl biiyümemişiz / Ağarmıj yalnız taçımız sakalımız» derken bu ıssızlığı, bilinçsizliğı, bos yalnızlığı çok güzel anlaUyor. İnsanı dertîendiren de budur. însanlık ne çekiyorsa büyümemij kocabebekierden çekiyor. Bunlar büyümeic için saçm sakalın ağarmasraın yetmediğini bilemiyorlar. Büyümek İçin baska türlü bir yasam, başka türlü bir tutum gerek. Füruzan, gençlerle dolu bir salonda geçen gün hikâye üzerine bir konuşma yapıyordu. Yaşadığı çağ ve içinde bulunduğu toplumla illşkilerini sağlam tutmayanların iyi hikâye yazabileceklerine inanmıyorum gibi birşeyler söyledl. Haklıydı. Füruzan, havaya çizilen dünyanın çabuk. buharlaşıvereceğini biliyordu. Toplum ve çağ ile sağlam ilişkiler ancak akılla kurulurdu ve akıllı olmak sadece sanat için değil yaşamm bütün çabaları için gerekli idi. İkili Çalışma: O halde lsçl vatandas. sendtkada sendikacı, yani «Iktisadi Adam» olacaktır. Siyasette ise HERKES yERİNİ ALIYOR DKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma Etkili ve Güç Silâh Köy Aydın ve Köy YARDIMSEVERLEHİN AKLINA. KÖYE YARDIM HtÇ OELMİYOR. Yazmak, anlatmak, hel« tdcrar yazmak neya yarar, fimdiye dek yazılanlar ne scnuç sağladı ki dü sünceleriyle boğuluyorum. «Bu «aiırlık sıkıyor beni, bu körlük yı kıyor beni. Ben köyün öğretmeniyim, anlaym beni» demek geliyor içimden. Fakat kulağımda bir ses, bir funltı: <Sen sorumtuz kisisra.. sen kimsin ki böyle önemli islere karışıyomın?» diyor.. Ve Cumhuriyetin 2. sayfasmda Sayın Prof C. Orhan Tütengil KÖY ÖGRETMENİ'nden bahsediyor». Okuyorum, bir daha okuyonım «acaba ben miyim o» dıys basımı kasıntıyla kaldu'iyorum ki, «ağdaki PENCERE'den sayın İlhaa Selçuk soruyor: Aydın kime derler? Sayın Selçuk'un espri saymaması dileğiyle cevap vereceğim: 7 yıl dır komşu sütununuzda ve îç Batı Anadolu dtğlarında Aydın aradık, bulamadık. Sonunda bir arkadaşımız bize «öyle yazdı: «O sizin aradığınız Güney Egede bir | e hirdir» dedi. Sayın Selçuk «Aydın»ı föyle tanımlıyor: Okullar bitirmek, birçok hünerler öğrenmek, yabana diller bilmek yetmiyor aydın olmak için. Sistemli bir biçimde düşTnmek, yorumlamak, yurt ve dünya olayları karşısında (asırmamak, zararlıyı, yararlıdan ayı. rabilmek gerekliymiî.. Demek ki aydın olmak, yalnızca kravat tak tnak degilmif. Kafaya fötr fapka giymek değümiş.. Masalann ardına çalımh, çaiıırdı kurulmak değilmıs. Geçen günlerde sayın Cumhur başkanım.zla kimı Bakanlaruntzm bile katıldıklan Yardım Sevenler Derneğinin bir toplanüsının baberlerini dinledik radyolanmızda. Ne güzel fey yardım severlik, ne büyük haslet.. Yardımseverlik insan olmanın gereği ise, yardım, mutlaka yardım, aydın oimanın da gefeğidir. Ama yardım cepten çıkan paranın kerameti değil, kafalardan çıkan bilginin olus turduğu yapıtlar, sosyal, kültü. rel ve ekonomik gelifinüer olma lıdır. Sözü buraya getirmiskeo ilgili derneğe bir teklifim var: Yıllar dır bu sütunlarda tartıstığımız bir Malhca köyü kalkınması öyküsü var. Mallıca'nın ve çevresinin baş lıca gelir kaynağı hayvancıhk. Süt bol, fakat işlenraiyor. Bir ufak süt işleme fabrikası (peynirhane) yapılıp, j'apılamıvacagı etüd edil sin ve bu yolda öncülük yapüsm. Burada önerdiğimiz yardım konu Kalkınması ve Mallıca • Arsiv, kısaca: tşlemli Jüğıtlar, andaç, mektup, ödül v.b, gibi belgelerin saklandığı korundugu Rakamlann ortaya koydugu yerdir. itibariyle belki da sayın dernegi Bizde arşivin öneml tüm anlailgilendirmez. Olmaz öyle tey. Ma bu umutsua tablonun ötesinde, dem ki yardım teverlikür, biza okullarda çağ dısı kalmış, b:i=>.i, miyle ele alınmamıştır. ötedenbetutum, anlayı? sürdürülmekte, ri kimi kuruluşlann yönetmelikböyle bir yardım gerekli. leri veya buynıklariyle söz edilDaha nice derneklerimiz, kuru endüstri ve teknoloji için önemi mişse de çok ke yeterli olaznaz luşlanmız vardır ki ne adlannı ni yitirmi» bir yıgın klasik, fan mıştlr. biÛriz, ne de yapüanni™ Önüm» tazi bilgilerle zaman, enerji, paKamu kesiml içinde bu organı deki gazete tayfalan arastndaki ra ve genç insan kaynagı heder temsil eden belli bir örgüt hebir bülten kapağının arkasında, edilmektedir. Okullarda Rözcie nüz yoktur. yabancı bir düşünürüa şu sözleri eğitim gören, okula devam imKitaplar için kitaplıklar, eski gözüme ili;iyor: «Köy kalkınma kânı bulduklan için mutlu sayı tarihsel kimi resim ve eşyalar labilecek öğrencilerin de süreksı, her seviyedekı sorumluluk ve için müzeler vardır. yetki sahibi kimselerin göstere li bir doymazlık ve yetmezlik Müzele günün koşullarma ve cekleri anlayıs ve isi destekleme İçinde olduklan bellidlr. Haber anlamına r uygun olarak gelişmek derecesine göre gelialr ve basarı leşme, okul dışı ögretim araç ve te ise de gereğince değildir. yöntemlert lle, okul dı?ı jgrelır^ Arşivle ilgili konuların tümU tım, okulu gerlde bırakrmş neHaaa demek ki Sayın Oktay Ak rede ise bugünkü şekillerl ile olumlu yasasal sorumluluk içinbal'm aynı gün ve sayfadaki «O okulu gereksiz mertebesine di de denilemez. örneğin: Sinema fılmleri, plak.. da ölmek mi dersin. baslıkh yazı sürmüştür. Okumakta olan tglarında anlattığt gibi: «Vuslatın rencilerse, üniversitede tıkanık İlk usa gelenlerdir. Bunlar için ba^Va alem.. sen bir ömre bedel lıktan dolayı, yanna güven'siz, ileri bir adım atıUnanustn*. Busin» ya da «Sevil de sevme» v.b. kendini bir amaca, bir üliüye nu sağlayan koruyan kendi kugazeller çekmekle olmazmıj bu yöneltmeye karşı isteksiz ve he rumlarıdir.. Herhangi bir yangın, su basmaİS.. Her seviyedeki sorumluluk yecansızdır. Öğrencilerde veya ve yetki sahipleri anlayıs görme genç kuşakta ulusal kurumlara sı, sel olayı gibi zararlarda bu liymişler, ijleri deateklemeliymis karşı bir olumsuz duygu Oluş değerli yapıtlar özel ktşilere İÜ5kin yapılar, gereksenmeyi karIer.. maya başlamıştır. şılayamadığından veya zaman'a Köylümüz bunun özlemi içinde Sosyal ve ekonomik problem çeşitü eliere geçtiğinden ve sodir. Büyük Cumhuriyetimizin ba ri 50. yıhnda, geçmiş, kaybolmuş ler, halk yıgınlanndan tasarak rumluluk ta söz konusu olmadıyüların aorümluluğu duyulsun. henüz sorumluluk almamış öğ ğından yok olmaktadir. Ellerinde film, plâk v.b. gereç Şapkamızı çıkarıp önümüze koya renci çevrelerine de yansımaya hm ve bir iyice düşünelim. Cum başlamıştır. Problemleıe karşl olanlara çağnda bulunulup bunhnriyet; flkrl hür, vicdanı hür ne duşünme ve durum alrr.alcta, ların toplanmasma başlanıbnahsillor isten diyen alamıza lâ>ik yönetictain veya yönetim kururo dır. Kolaylık gösterildiği anda lannın güçsüzlüğünü. ortaokul sorun kalmıyacaktır. Bu olanakolalım. 50. yılda elan köy kalkın masında büyük aeyler yapüsma ve lıse çağ kuşağı dahl gönrıeye lar zor olmadığmdan her geçen dıysa, dileriz ki en yetkiliden en ?e huysuzlanmaya basiamıştır. gün yitimdir... Bu yapıldıkta ve öngörülen yetkisizine ksdar gerçelderden Bu durum, bir an için, blr bilinç lenrr.e olarak İyi bir işaret ka kuruluşa bu arşiv örgütü bağlannasibimizi aiahm. bul edilse bile, genç kuşagın bü dıkta ve bu toplanan değerli belBasri GÜVEN yüdüğü maddî ve manevî beslen çeler aşağı yukan bir hazine niteligini taşıyacagından arananlaröğretmen / MURATL1 digi ortamda övünülecek, güve ca yararlanacaktır. nilecek önder, rehber, örnek ve Tekirdag Dolayısiyle bu işler için yönetdeğer bulamamalan, eğitimin en önemli motifi olan ulusal onr.r, melik hazırlanacak ve buna göulusal heyecan duygulnnndan re hareket edilecektir. Eğitimin Bu gırışmeyi simdidea vanaonlan rtıahrum etmektedir ki, bu durum gelecek için küçüm yalım. Neresindeyiz? fienmeyecek tehiikedir. Turgut YÜCEL TTLÜSÜN GELECtfitNDE KUŞKTJLAR DUYMAK İSTEMİYORDZ. irkaç yıl önceyi hatırlay»lım. Istenbulda Demlıel lktidtu rına kaıjı gösteriler oluyordu. Üniversiteli gençler yiirüyüjler yapıyor, 61 An«vasası'm uvgulamaktîm kaçman, o An&yasa'nın tam tersine davranıjlara gırişen AP ikiidan devriroci gençler tarafından proteşto ediliyordu. Bir süre sonra bji^biliriçli yjgınlarî önlemenin yolu Bulurdu. Bilinçsiz yiğmt»n onlanh lârîisına çıtarraaktı çare! ^opalarla. hatta silâh» larla donatarak, iktidar güçlerinin yardımını da sağlayarak... B KÖYLÜ KALKINMA ÖZLEMİ İÇİNDE ÇAĞ DIŞI KALMIŞ BİR EĞİTİM SİSTEMİ HAL SÜRDÜRÜLÜYOR ARŞİV KOXUSU İLGİ BEKLİYOR ü .s tx. Arşivin önemi Bilinmeli BU KONTJDA YASASAL RÜMLULÜK GEREK^ SO Kanlı Parar olayı, kim tarafından isleidiği bilınmeyen, inlasılmayan cinayetler... 12 Marta kadar böylece sürüp gittl. GençHk eylemleri başka tnlamlara büründü Genc baktı kı, karsısındaki guçler bu dilden anlamıyor, ters yollara saptı, sopaya kaısı sopa, silâha kar^ı silâh kulıanmak vamlgısına, duştü. Eokalc çarpışmalan giderek ba^ka eylemleıe dönüstü, iş çığrından çıktı. Daha sonra olanlar: beDifiiz biliyorsıınua. Şimdl hepsl unutuldu mu? Sanmam, belıekterd* oıaylmr canlı daha. O günlerin sorumlu kişileri yaşıyorıar. aran:ızdalar. Bir soruşturma bile açılmadı AP iktidarının çeşitü sorurolulan için! O günlerde iş başında bulunan yüksek görevlıler kanlı otayları daha baslangıçtayken bastırmak, «uçlulan yakalamak lorundaydılar. Taraf tutmayacaklardı ner şevden bnca Demirel iktidarının savunucusu olmayacalclanh. Mademkl AP bu Anayasa'yı betenmiyor, değiştirilmesini istijror, öyleyge bırakalım olaylar daha büyUsün, gençlik tam bir kargaşa içine dilşsün, Demirel'e karsı olanlar yanltş yollara sapsm, suçlu sayılsın, ayıplansın! Herkes görsün, arüasın ki, bu Anayasa bize göre değildir. Değiştirmek gereklidir. Sol düşüncelt orgiitler, kışiler ezilmelidir ki, bu ülkede egemen olan ki?iler, güçler rahat etsln, fohuc alsın, ls görsün!.. Evet 12 Mart öncesi ls başında bulunanlar, büyük olaylara sahne olan büyük kentlerin sorumlu yöneticileri Türkiye'yl bir çıkmaza sokan bu tutumlanmn hpsabını vermediler, veremediler, kendilerine soraa da çıkmadı. Sözde yan tutmu. yorlardı, görevlerini yapıyorlardı. O günlerde sorsalar, «Bi« ne AP'liyiz. ne ÇHP'li, ns MHP11, ne TÎPlıyiz. deTİerdi. bıt hükümetin görevlileriyij. Tam bir tarafsızlık içtndeyiz.» Oys» taraisız degillerdi, hep biliyorduk Demirel'tn AP'sinden vana oldukîannı, ilk fırsatta içlerindeki duyguyu ortaya dökeceklerini, o safta yer alacaklanru. lste simdi gorüyoruz gerçeğl. Hep bilinen frerçefi. Istanbul Valisi, Savcısı, eski Emniyet Müdürü bugün AP üyesıdir; yarm da karşııruza AP'nia biıer senatörü, milletvekili, AP iktidarının belki de birer bakanı olarak çıkacaklardır. Demek hiç de görünmel: istediklerl gibi degillermiş! Hepsi uygulamak, uymalc zorunda olduklan 61 Anayasasım küsük düşürmek, kötü göstermek, yanlış ve «lüks» saydırmak istiyorlarmış! Bile bile göz yumulmuş o günlerin aşın sağcı ve sol. cu eylemlerine! Sag AP'den yana, col tamarniyle karşısında. öyle>se sol daha büyük çıkmazlara Uilmeli, kıskırtıcı kişiler sokarak içlerine, gereksiz hoşgörü gösterueri yaparak!. Şimdi gerçekler ortaya çıkıyor, Istanbnl'u 12 Mart öncesinae yöneten üç önemli kişiyi birden AP adayı omrai kareımızaa görünce anlamaya başlıyoruz bazı şey leri... Zaman geçince bazı olaylar daha iyi anlaşmı. Her çağda böyle olmustur. İş işten geçtikten sonra... Türkîje'de bugün kemalist devrimciler yenik düşrnüs durumdadır. çağdaş sorunlara eğilmek isteyen kafalar lcınlmıştır, bir demokrasirte dengeyi sağlayaa «sol» cephe ortadan kalknu«tır. uygar bir toplumun insanı olmamızı asğlayacak Anayasamız tanınmaz duruma geürılmiştir. Sayın Demirel'in Başbakanken yapamadığı isler, o muhtırayla suçlanarak düşürüldüğü bir dönemde yerine getirilmiştir. Bütün bunlar en büyük bir ustalıkla, beceriyle, kurnazlıkla gerçekleştirilmiştir. Simdi neıkes açıkç» yerini alıyor ötedenberi tuttuğu, desteklediği siyasal partinin sanannda'.. Belki de o günlerdeki tutumlanmn ödülü olarak!. Böyle olmasa hiç değilse içlerinden bir tanesi CHP'ye girmeye kalkışırdı! Yok öyle bir $ey ille AP, Ule AP!.. Bakaüm 12 Mart öncesinin sorumlularmdan daha kaç kışiyi AP adayı olarak karşımızda bulacağız Neler «ördük. neler göreceğiz? Bekleyelim, görelim... Sendikacılanmızın Ankaradaki toplantıda, bazı haklan HMinraak için «gerekirse genel greve gideriz» demeleri, beni, akhn olusması üzerinde düşünmeğa zorluyor. Kitaplan, kitap yazanlan, çağm düşünce ve duygusuno hem yajayan ku»aklara hem de geleceklere sunanları birer «akjl yapıa» olarak seviyor ve en büyük »aygıya hak kazanmış görüyorum. Henüz ciddl sayüabilecek önemli bir denemeden geçmemiş sendikacılanmızın genel grev hakkında nasıl bir fikre sahip olduklannı bilemiyorum. Ama bu yakmlarda yayımlanmış ilginç bir kitap, Ingilterede 1926 Genel Grevi'nin hikâyesini belli bir açıdan çok iyi anlatıyor. Genel bir grev, ifçinin elindeki en etkili silâhtır. Kolay değil, ülkenin bütün fireti. mini durduruyorsunuz. Kurulu düzene, egemen sınıflara ve iktidara karsı .ağırbğınızı ortaya koyuyflrsunuz. Bunun büyük ve kesin bir çatısma oldufunu biliyorsünuz'. Yeriecek yeya yenileceksiniz. ÜretimJ ver çalışma hayatmı durdünınca, bu kavganın topmm'daki yansımalannı gögüsllmesnıl de bileceksiniz. 1926'da Baldwin, msden işçileri etrafmda kenetlenip güçlü bir örgüt haline gelen ve iktidan sallayan genel grevi 9 günde çözmesini. çökertmesini bilmişti. Hem de nasıl? Hareketi, ülkenin demokratik dflzenlne karsı girisümiı bir kızıl oyun, bir ihtilâl teşebbüsu göstererek, J. H. Thomaı gibi sendika liderlerinin dizlerinin bağmı çözerek.. Hayali Geniş Bir Milletiz Sair Kemal özer; «Kavga mı ediyorlar bilsinler / Niçln ettiklerini ve kiminle» dizeleriyle ayaklan iere bastırıyor. Ayaklar yere basmalı ve kullanılması çok zor sil&hlar çekilmeden önce ve çekildikten sonra neler olabileceği İyi bilinmeli. Bizim sosyal demokrasiden bile ürken işçi örgütlerimlzin genel grev gibi bir silâhı kullanabileceklerinl düsünmek ne hayal genişliğı!. TURK TIRI IVIACAR SALAIVII APIKOGLU KARDESLERİN KAYSERİll SUCUK FABRİKASI TARAFINDAN #100 DANAMALAK ETİ VE KOYUN KUYRUGUNDAN I İMAL EDİLEN TÜRK TİPİ I MACAR SALAMLARINI GÖNÜL RAHATLlBl İLE YİYEBİÜRSİNİZ Taşra siparişieri için „ „ „ TELC: Sadi BAYDAR Artvln Defterdarlığı MiUi Emlâk Müdürü •••••••••••••••••••••••< > » • • • • » • • • •• • • • •• » • İETT İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN TEŞEKKÜR Eşim Cahide Kunduracıoğlu'nun Bakırköy S.S.K. Dogumevinde yapılan arrıelıyatında başîa Hastane Bafbekımı saytn Naci Buçuhotra olmak uzere ihtimamiannı esirgemeyen ve am*Uyatırjda Ustün bir oaşan göst» ren Operatör Dr. Rraatı Göksel Dr. Sevda Gurlü, hemşire S. Kanel, serv.s hemşjresl S. Yavuz, G Ak^ çakır ve servis pers'4ie!îne, arayıp soran, ziyaret eden, akraba ve dostlarunıza teşekkürlerimi sunanm. Esi: A. KUNDURACIOOtü Cumhuriyet: 4482 İmtihanla Bayan Daktilo Almacaktır 1 18 yışinı tVmal etmis Daktilo Kursunu Bitirmlş, Ortackul, Lise ve Sekreterlik Okulu mezunlan arasından 18 Hatiran 1973 tarihtnde yapılacak yazılı ve sözlü İmtihanla Personel Kanunu gerejinc» aylık verilmek suretiyle bayan daktilo alınacaktır. ] tsteklflerin 18 Razlran 1973 Cumartesl günfl caat 12.00* ya kadar tsletmelerimiz özlük tşlerl ve Sicil Müdürlügüne, N&fus Cfizdam, Diploma ve bir adet vesiValık fotoSrafla müracaatlan. (Basm: 16912) 4464 Okuma istegi, bilınçien^ ve • BANCO Dİ ROMA İLK AVRUPA BANKASlt artFtn rüfusla beraDeı bugi'mkü plâr>;^ma ve yöneütn gücürü aOLARAK CHİCAGO'DA ŞUBE AÇTI sarak r.üyümektedir. Buglln ılfco^Uj ve öğretmerı vctersizüğinBanco âi Roma Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Dr. Danüo • den ilkögretim dı?ı kalmış bir Ciulli, 5 milyon dolar baslangıç sermayesi bu bankanm Chicago ^ mıiyon öğrenci vardıı. Geıes şubesini 2 mayıs 1973 günü resmen »çmıştır. Açüıs töreninde ÎUi • kapisite yetersızligı gerekse nois Eyaleti Valisi Bay Walter. Belediye Baçkanı Bay Daley. Baş J ekonomia ve toplumsal kcşullar rahip Cody, Italya'nın Washington Büyükelçisi Bay Ortona, Devlet A d'.liHyısı ile ilkolruldan sonra ve Federal Hükümet ileri gelenleri ile mali çe\Telerden birçok • ysk.aşiı' 500.000 çocuk <m«»îuniakimseler hazır bulunmuşlardır. nn •/. BO'ı) ortaoKula devam edeBankanın dış şubeleriyle ilişküerÜTİ yöneten Av. Mario Baru • memeîctedir. Useienn, «nstıtü ne de Dr. Danüo Ciulli'ye refakat etmekteydi. ^ri. yıida verdiğl mezun sarısı Banco di Roma öasen dsha evvel San Francisco'daki şube70 bJni seçtigi halde üniversitesiyle Birleşik Amerikanm batısmda ?e New York*daki mümesIer bunun ancak Vt 5<V60 ow.n 40 sillik bürosıı ile de doğustında faaliyetini sürdürmekteydi. Bu bin cnannda ofrenci alabi'rt,. defa Chicago'da açtığı yeni şubesi ile çalışma alanı bütün orta • giıe pfire, dzellikle amac yükbatı Amerika'yı kapsayan ilk Avrupa bankası olmuştur. ^ sek Cfjeöme öğrenci hazırMrr.^k olan Jfeîerden, tamamlanımrnıs Bu şube gerek Amerika Birleşik DevIeÜeri içinde, gerekse • bütünlenmemlş ekonomiK gücu dışmda bütün bankacılık işlemlerini yapmağa yetkili kıhnmış ^ rnfsîek kişiliği oluşmamış oğre olmakla her yönden hir Amerikan bankasiyle ölçülebilir durumda • trn durjmlan lle her fu J>4.' bulunmaktadır. Bundan başka malî guruplara katılma gibi iş J bir. ik ögrend rtütlesl am".çsi7 lemleri de yapmakiadır. Böylelikle ilgüiler arasında daha yakın ^ yorısiiz olarak topıuma Satılrrwlç ve çabuk temas oîanaklarını sağlar. • tadir. Liseye alıp mezımıvetlpri Dr. Ciulli «Banco di Roma 'Chicagoinun hizmete girmesi, ban • ile ün'versiteye devama naıc verkamızın şimdiye kadar eriştiği en parlak amaçlarından birini teş J difmiK. takat Oniversiteire K a kil etmektedir. Personelimizin Banco di Roma yönetiminin bütün + ttil etnıedi&imlz öğrenci say;s,ı 810 vıiCi 250 Mne ulaçnriştp. • isteklerine cevap verecek seviyede olduğuna inancım vardır» de • J îlk Te on 8 eğretimde oiı sımfa * miştir. ortınam» 7080; W öğretmsas 8ü •••••••••••••»»••••••••••••••••••••»•••»••• r öğrenci düvnektedir. • (Kamera: 1001) 4463 NAIY.LISUCUKİSTANBUL TLF: CL 1i 3 İ (llâncılık: 2511) 44c ISTAJSBUL JAJSDARM SATINALMA KOMİSYÜ1S BAŞKA1SLIĞ11SDA1S Jandarma Bîrlikleri flıtiyaeı Jçin (400) ton Nrbafl Margarlr yagı kapalı zarf usulüyle satın almacaktır. Tamamının tahmüıi bedeli (3.100 000) llradır Geçlct temlnatı 006.7501 liradıt. Tamamı bir istekliye ihale edilebilecegl gibL I W esit parti halinda f O t er tonluk iki istekliye verilebilir f?00) toZO nunun tahmini bedel (Ii50.000t lira olup geçid teminatı (B0250» llradır. • Evsaf ve sartnamesi tstanbul, Ankara J Sat Al. Kom. Bsk hklariyle lzmir Ege J. Dz. Bölge K lığında görülebilir Eksiltmesi Zt Haziran 1973 Cuma günü saat ll.ÜU'de Sirked/ Demirkapi'daki Komisyon blnasınds yspılacaktır. Teklil mektuplannın OıaJe saatlnden bir saai evvel verilmest mecburidir. Her türlü gecikmeler kabul edilmet. (Basm: 16151) 446