Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 19 Mayıs 1973 Istanbul'da urhan Selçuk'un çizgilerinden Genco Erkal'm oyununa atlayan Gözlüklü Sami, 1910 mütareke Istanbul'unun bir yanını somutlaştırır. Şişli'de yasayan bir i$birlikçi ailesi. Evleri, yabancı subaylara açıktır. Durumlannı, srünlerini ve yannlaımı «İşgal güçleri» ne bağlarlar. Öyle geV.T ki onlara, hiç gîtmeyeceklerdir işgaîciler. Kendi dünyalarını, halkın dışında kurmuslardır. Gündelik işlerini yürütürler: Emneryalizm, her ülkede gelişecek böyle bir besi yeri bulur: Karsılıklı beslenirler. Istanbul işbirlikçileri va sömürgeciler. En tatiı yaşama yo!u. mütarekenin alaca karanlığmdan geçer. Süriip gitse ne lyi... Şişli'de bir başka evde, bir baska sdam oturmaktadır. Adı Mustafa Kemal'dir. Gözlüklü Sami'nin böyle bir adamın yaşadıgından haberi bile yoktur ve böyle bir adamın mütareke Istanbul'tma bakıs açısından. Şişli'deki Mustafa Kemal Mayıs 1919'da şöyle demektedir: «îstanbul, karanlık sisler içinde bo*ulmuştur. Oradaki zekâlar, oradaki vicrîanlar bir vandan doğrudan doğruya düşman baskısı. öte yandan dolaylı voldan düsman aldatmasıyle bunalTnış ve bunaltılmış bir halde idi.» Evet, GözlükKl Sami, gündelik çıkarları içinde işhirlikçiîigin tatlı yaşantısındavdı ve bir insanın, bir onurlu yurtseverin Istanbul'a ve kendilerine nasıl baktığının aynmında bile değildi. İş'.er böyle gidecek sanıyordu, işler böyle .«ntsin istiyordu. Hayır. işler böyle gidemezdi. Isler böyle gitmeyecekti. Gözlüklü Sami'nln mütareke konagının üç adım ilerisinde, bir yurtsever. hem Gözlüklü Sami'leri hem de onlann arkalanndaki evrersçl kukla ipini görüyordu. Mayıs ayı, bir gül bahçesi olabilir Şişlili mütareke severlerine, Mustafa Kemal için ise bir başkaldın ayıdır. Arkadaşları sorarlar: Ne yapalım? Yürekli olunui... Bunu burada nasıl yapabiliriz? Mustafa Kemal Bandırma vapunına binmek tlzeredir. Der ki: Burada yapamazsınu. I 1 Olaylar ve görüşler 19 MAYIS'TAKİ SAVAŞÇI Ceyhun Atuf KANSU Tarihsel açıdan, İtanbul mütarekeyi secer, Anadolu ise. ulusal kurtuluş savaşını. 24.4.1921 günü «Hâkimiyeti Milliye» ye verdiği demeçte, Mustafa Kemal şöyle der: «Herhalde hareket noktası Istanbul'un dısında idi.» Gözlüklü Sami Beyin bu hareket noktasmdan haberi bile yok*ur ve 16 Mayıs 1919 aksamı mütarekeyi, emperyalizmin övüldüğü bir şölende kutlar. kan gülünü bilir. Ve Ödemiş'te «K'Jvayl Mirire» kurulmuştur. Yürekli olunuz demiştl, Istanbul'dan çıkarken arkadaşlarına. İzmir'den ve Ödemiş'ten iki kurşun gelmiştir Havza'ya: Anadolu yüreklidir. Evet, Şişli'deki Osmanlı Paşa'dan, Havza'da. bir Anadoln savasçısı doğmuştur. Dönüşüm açıktır. Kurtuluş İsfanbul'un dışından gelerektir. Anadolu'dan. Haîktan ve çarşırian. O 7sman. bunları. GozHiklü Sami've anlatsalardı. güler geçerdi. Havza nerp=i? Kim bu 0 tek jnsan Emperyalizm süçlüdür. Öyle ise? Ondan yana olmanın eünüdür. Bir Havza evinde, Anadolu urbasmı giymiş Mustafa Kemal ise, yüreğinin tellerini tüm Anadolu'ya gerer: Halktan ve bağımsızlıktan yana olacağız. Ulusal kurtuluş savaşı başlamıştır. Bir tek adamla! Gözlüklü Sami'ler kalabahktır. Ama Havza onurludur: Ardı Anadolu dağlan, önü buğdav tarlalarıdır. özeürlük ve emek, Mustafa Kemal'in ayırdettiği tarihsel halk gücünü besler. Söylev'de, Havza günlerinden gelen bir coskulu ses daha vardır: «Bagımsızlık amacmın elde edilmesine değin tüm ulusla birlikte, kendini verircesine çalışacağıma kutsal bildigim seyler adına andiçîim. Artık benim için Anadolu'dan hiç bir yere gitmemek kesindir.» Evet her şey on gün on beş gün içinde oluşur: Mustafa Kemal bir Anadolu yurttaşıdır ve gerçekten tam bsŞımsızhk elde edilinceye değin. Havza'daki adına bağh kalır Anadolu'nun kurtuluş savaşçısı ve Anadolu devrimcisi olur. Kurtuluş volunu. mütareke Istanbul'unun işgalci şrjçierinden geçireniere yaman bir ders ve, mütareke ile. kurulu düzeni eşleştiren işbirlikçilere onurım ve yurtseverligin karşıhgı. Bir noktadan. mütareke işbirlikçileri bunlan anlıyorlarsa, anladılarsa elbette, bu dersin. bu karşılığın bir anlamı var. Ama eerçek yurtseverin Şişli'deki işbirlikçilerle catîştıgı yer. onurla onursıızlugun, tutsakla bağımsızlıSın ve halkla Gözlüklü Sami'lerin çatıştığı yerdir. Onursuzlutu Vc n="'ri."i ^or.rr)ior;> \ıırtseverin söyleyebileceği, yapabileceŞi bir şey yoktur. Avrupa Konseyi onsey'in dilimizdeki karşılığı şura.dır. Şura, bir anlamda meclis demek. Daha çok öğüt veren, yol gösteren kurul niteliğini taşiyan meclislere konsey deniyor. Avrupa Konseyi, üyelere tavsiyelerde bulunur. Ancak konsey üyeliğina yakışmayan bir tutumu benimseyen devletler de üyelikten çıkarılır. Kitekim Yunanistan A\rupa Konseyinden atılmıştır. Bu* karar önemlidir. Çünkü Batılı kültüründe Avrupa uygarlığınm beşiği sayılır Yunanistan... Grek mitolojisi, sanatı, okullarda aşılanır Batıh insana,. EflatunTa, Sokratla, Aristo'yla haşır neşir bir eğitimden geçen A\Tupa!ı, Yunanistan'a bile kıymıstır. Bu da Avrupa Konseyi'ni meydana getiren ilkelere ne denli ör.em verildiğini gösterir. Ne var ki Avrupa Konseyi de birdenbire bu duruma gelivermedi. İkinci Dünya Savaşından bu yana yavaş yavaş Reüşti. Rüşte erdi. 19 Mart 1948 yıhnda Fransa, tngiltere. Belçika. Holİanda ve Lüksemburg. «Brüksel Antlaşması»nı imzaladılar. Bu Avrupa Konseyi'nin çekirdeği oldu. 5 Mayi5 1949'da Londm'da yukarıdaki beş devletle birlikfe Danimarka, İrlanda, İtalya, İsveç, Norveç, A\"rupa Konseyi statüsünde buluştular. Daha sonra üye devletlerin sayısı arttı. Yeni sözleşmelerle Avrupa Konseyi'nin kapsamı genişletildi. Öylesine ki, bugün Konsey'e üye bazı devletlerin vatandaşları, kişi olarak Avrupa Konseyine başyurabilir. Türkiye Türk vatandaşları için bu yetkiyi kabul etmemiştir. Avrupa Konseyinin hukuk kapsamı gittikçe genişlerken. gücü de yoğunlaşmıçtır. İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa, Amerikan güdümü altmdaydı; ekonomik Bİanda yetersizdi, Batı blokunun egemeni Washington'un eğilimleri çerçevesinde bir tutum almak zorundaydı. Aradan geçen siirede Avrupa ekonomisi Batı bloku içinde söz sahibî oldu. Bu oluşumun yanısıra Avrupa ülkelerinde sol fikirlerin güçlenmesi ve sosyal demokratlann çoğu ülkede siyast iktidarı ele geçirmesi, önemli değişikliklere yol açtı. Avrupa Konseyi, çoğu sosyal demokrat hükümete sahip üye ülkelerin gücfinü taşımaya başladı. Öncelikle Iskandinav demokrasilerindeki yeni iktidarlan düşünürsek, Avrupa Konseyi yapısmdaki yeni eğilimleri anlayabiliriz. İşte Türkiye bu örgüt içinde bir takun zorluklar karşınndadır. Türkiye, îklnd Dünya Savaşından bu yana, Bata blokundaü yerinl çeşitli antlaşmalarla almıştır. Bu anlasmalan ikiye ayırabiliriz. Bir dizi ikili anlaşmayla Türkiye, Amerika ile ilişkilerini bağlarken, bir yandan da Avrupa kesiminde o zamanlar önemi bugünkü kadar belirgin olmayan bazı anlaşmalara imza atıyordu. Uzun süre Türkiye'nin Batıyla ilgisini düşünenlerin aklına Amerika'dan gayn birşey gelmedi. Washingtonna imzalanan 1947 Anlaşması, Amerikan propagandasmı Türkiye sımrlan içinde yaymayı ve yayimlamayı yetkililere yüklüyordu. Avrupanuı etkisi, bir süre ancak Amerikan etkisi çerçevesinde kaldı. Avrupa bagımsız bir ekonomik güç niteliğine ertşip Türkiye'de etkinleşince, Türk siyast yaşami belkl de hazarlıksız biçimde yeni sorunlar karşısında kaldL Şimdı ülkemiz ne politik alanda Avrupa slyasî forumuna girmeye hazırdır. ne de ekonomik alanda Avrupa Ekonomik Topluluğuna katılmaya... îç koşulların yetersizliği, Avrupa koşullanmn istemlen karşısmda büsbütün ortaya çıkmaktadır. Avrupalı'ya sol kitaplan yasaklamak gerektiğlrü anlatmaya çalışan politikacjlanmız hem biraz zorluk çekiyorlar, hem dp müşkül durumda kalıyorlar. Oysa esklden böyle bip dertleri yoktu. AvrupadaM soleuya, solculuğun ns kötü birşey olduğunu anlatmak kolay mı? K Genç Devrimci Tek «renr ve dirl kalan halkın tarihidir. Mu?tafa Kemal de bunun için, halk tarihir.in toprn£':m. Anadolu'jTi seçer. 38 yaşmdadır ve, Anadolu'nun Mayıs ağaeında bir daha. bir daha gençleşir. 19 Mayıs'ı gençliğe armağan etmesinir.. nedeni. kendi vaşantısından ve Anado'.u halk tarihinin derinliŞinden eelirt Kendisi, nasıl yp.şlı Istanbul'dan. Anadolu'ya bir genç devrimci olarak çıktıysa, ve nasıl. Anadolu halk tarihinin Mayıs aŞaçlan ?ihi yapraklandıgı bir onur yaylas:na vardıysa. öylece, kendi yaşantısından. kendi deneylerinden ve kendi tarihsel genclifine. yüreğindeki andı ve onuru bırakır: Anadolu'ya sençlik aşısi vuran bir devrimci olarak. tarihirniz* bıraktıgı bu bildiri çok anlamhdır: Her şevin «bitti» sanıldığında, bağımsızlık ağacı. gençliğin onurlu ve namuslu dallarıyle, ynrt ve halk tarihinin topraklarında yeşeriverir. h••••'•••• ; Anadolu'da Gozlükli' Sami, işsal subaylariyle, mandayı, îngiliz koruyuculugunu kutlaya dursun, o gün, Mustafa Kemal Pasa. Anadolu'ya doğru yola çıkmıştır. Her şey 16 Mayıs 25 Mayıs 1919 günleri arasında, on gün içinde gelişir. Şişli'deki Paşa'dan, Havza'daki devrimci dogmuştur. 25 Mav.s 1913 eünü Mustafa Kemal Hav7a'dadır. Gözlüklü Sami Havza'yı hiç bilmez. Hele. Havza"dan, bu küçük iç Karadeniz kasabasından bir direniş, bir kurtuluş devrîminin dogacağını aklının ucuna bile getirmez. Havza. Mahmur, Çakal ve Hacı dağlan ardmda. bir ıs<;ız Anadolu ka?abasıdır ve, sessiz, durgıın köylü halkıyle, gündelik ilkel çarşısıyle... Kim bilebilir, kim düşünebilir? Gözlüklü Sami, Izmir'de 15 Mayıs 1919 günü. bir gazetecinin Hasan Tahsin'in bagımsızlık sevgisini ölümle ödediginden de habersizdir. Havza'daki Mustafa Kemal İse, hem Gözlüklü Sami'yi, hem Hasan Tahsin'den gelen Havza Andı 10 Haziran 1919 da. Mustafa Kemal kendi andını. bir bildiriyle. ulusuna, Anadolu halkına bildirir: «Ulusal bagımsızlıgımız uğrunda tüm varlıgımla ve ulusla birlikte sonuna kadar calışacağıma kutsal bildigim şeyler adına söz veririm.» r!0n. it Mavıs 1919 günü için, Türk 19 MAYIS'I KUTLARKEN.. OKTAY AKBAL Evet Hayır Demokratik Oluşum ve Gençlik emokratik oima özlemlnl çeken ve bu yolda ortaya ça balar kovan toulumlann be):rgin bir özelliği demokratık oiuşum süreci içinde toplumun penç kesimine olumlu oîanaklar sağlamasıdır Böy>e toplumlar demokratik düzenin ram ve eksiksiz uygulanabilmesı için eenç lerin demokratik mekanizma içinde önemli bir yeri oldugunu kabul etmeKtedir Demokratik ılumm ve gençısr konusu Irlanda'n.n Kıllarnv kentinde topıanan Avnıpa Genç lik örgütünün 8 Gerel Kuruiuıda önemJ tanışmalara konu olmuştur. Avrupalı genç kendi ülkesinde kendisme «anınan siyasal özsnirlülderi veterli tulmamakta ve toplum yönetiminde daha büyiiiî sorumluluklar istemektedir. C.H.P. Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit, Genel Kurula gönder<U?l cok anlamlı mesajda Avrupa'da eençlerin demokrasınin gerçekkşmesiı^e oynavabileceklPrt önemli röle dikkat'en cekmiş ve gençlerin bu amaçla ortaya kovabilec*Kleri katk'lar gü7«;l bir biçimde ortaya kovmııstur D •• ^özlerimizi kapayıp herkesten ayrı ve dünyatfan uzak I I fcyaşadığımızı düşünemeyiz. Ülkemizi bir sınır içine " a l ı p dünya ile ilgisiz yaşayamayız. 1leri ve uygar bir ulus olarak çağdaş uygarlık alanı ortasında yaşayacağız.» Bu kadar açık söylüyordu Mustafa Kemal Paşa.. Bugünün MacCarthy'cileri duysunlar da sıkılsmlar biraz! Türkiye' yi dünyadan koparmak çabaları sonuç vermez. Almanya'da bir gazeterfe yazılar çıkmış, bir dergide resimler basılmış, bir film gösterilmek istenmiş. Büyük bir çaba harcayıp önleyin, yırtın sayfaları, sokmayın yurda o dergiyi, gazeteyi! Burası bir adacık mı okyanuslarln ortasında? Çağdaş uygarlık dışı rnıyız biz? Türkiye'de demokrasiyi yaşatmak istediklerlnden bahseden politikacılar nasıl bir demokrasi özlüyorlar? Yalnız kendilerine, kendi görüşlerindeki kimselere göre bir özgürlük anlayısına dayalı bir demokrasi. Avrupa Konseyi'nde Türkiye konusunda gorüşmeler yapılıyor. 1leri geri cavlar var ortaya atılan, bir film var gösterilmek istenen. Bizim APTi CGP1İ temsilciler ne yapıp edip «usturmak istiyorlar böyle konuşanları. Alışmıs bizim bazı çerbetçiler kendilerine karşı çıkanları «solcular, komünistler» diye susturmaya... Ama bu tutum her zaman yararlı olmuyor, hatta çıkmaza girlyor işte. .^ j , ^ ^ ^ ,Bu çeşît suçlandırmalara karşı Holİanda Milletvekill Danlcert ne demiş bakın: «Insan hafclaflkOBusundaüyebir ülkenin asgari ölçülere bağh kalmasını isüyoruz. Türkiye de Avrupa Konseyi içincfe kalraalıdır. Bu ölçülerin sağlanmasına İşte bu nedenle çabalıyoruz. Ama Türkiye'de bazı değişiklikler beklememiz normaldir. Oysa Türk parlamenterlerl konuşmalannda saldınlarını özellikle bana yönelttiler. Beni komürist olarak suçladılar. Ben, komünistlerin girmesi yasak olan Holİanda Krallık Ulusal Güvenlik Kurulunun başkanıyım. Gizü savunma dosyalanm bile görebüirim. Bu bakımdan beni komünist diye suçlamak gülünç ve saçmadır.» Onu susturursun, bunu susturursun, ama Batının liberal düşünceli aydınlannı susturamazsın! Böylesin, şöylesin sen ö"emekle sinmezler onlar. Adam kalkar yanıtı veriverir. Ne sanıyorlar yani? Dünyanm gözünden gizlenmek olanagı var mıdır? AP, CGP'nin kraldan çok kralcı temsilcileri Avrupa Konseyi'nin gerçek özgürlüklerin savunucusu kişiîerini de aynı sindirme yöntemleriyle korkutacaklarını umuyorlarsa yanılırlar. Böyle sözler, böyle davranışlar, özellikle kendi kafalarında biçimlendirdikleri bir «demokrasi» adına muhaliflerini «komünist, aşırı solcu. anarşistlerin yardımcısı» diye lekelemeye kalkmak, içinden çıkılmaz «gulünç ve saçma» bir durumda bırakır kendilerini... «tlerl ve uygar bir ulus olarak çağdaş uygarlılt alanı ortasında yaşayacağız» demiş Mustafa Kemal Atatürk. Hem de 1922 yılırda!.. CGP Genel Başkanı'nın doğduğu yıl bu! Aradan elli bir yıl geçmiş, Atatürk'ün bu sözleri söylediği günden bu yana kuşaklar yetişmiş. o yıl dağaıılar Türkiye'r.in yazgısınrfa söz sahibi olmuş, profesör, milletvekill, bakan, başbakan olmuş. Ama 1922'de Mustafa Kemal Paşa'nın verdiği dersi anlayamamı? çoğu, hem de profesör, doktor diye geçinenleri!^ Bugün 19 Mayıs, Mustafa Kemal Paşa'r.ın Samsun'a çıktığı gün. Bir tarih dönemeci, Türk ulusunun yazgısında yeni bir yaprağın açılışı. Böyle bir günde Cumhunyet kuşagının, benim kuşağımdan bazı politika liderlerının Avrupa Konseyi'ndeki yabancı temsilciler önünde böyle bir duruma düştükîerini yazmak acıdır acı... 27 Ekim 1922'de zafen kutlamak için Bursa'ya gelen Istanbullu öğretnıenlere Mustafa Kemal' İn verdiği öğütler bugün her zamankmden daha çok geçerlidir: «Bugünün çocuklannı yetiştirınız. Onları ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden bekliyorum... Asıl kurtuluş, sosyal yapıdaki hastalığı buirr.ak ve iyileştirme yollannı ararr.akla elde edilir. Ve ancak bilimsel yol tutulursa sağlık geı^ çekleşebilir... Bir ulusu ulus yapan, ilerleten ve gelıştiren güçler vardır: Düşünce güçleri, sosyal güçler. Düşünceler anlamsız faydasız, akla sığmaz saçmalarla dolu olursa, o düşünceler hastalıkiıdır. Bir de sosyal yaşayış, akıldan mantıktan uzak, faydasız, zararlı birtakım görenek ve geleneklerle dopdolu olursa yaşama sayılamaz. llerleyemez, gelişemez, inmeliler gibi yerde bocalar kalır.» Atatürk"ün yanm yüzyıl önceki sözleri bugün de rehberinıizdir. Bir türlü gerçekleştiremedik onun verdiği öğütleri. Aşmak şöyle dursun yetişemcdik bile onun çızjjısine, onun uvgarlık anlayısına... 1922'de doğmuş bir kişı, okumuş okuc:"iş profesör olmuş, ortanın solunun baş savunuculuğunu yapmış yıllarca, MendesFrance'ıa düşüncelerini bile savunmuş açıkca, üniversite gençliğlnin zorbalığa, dikta heveslilerlne baş kaldırmasında ilk öncülük görevinl de yapmış bir zamanlar... Ama sonra bakmış politikada çıkar yol bilimden yana görünüp bilimi unutmak, ilericilik taslayıp gerıcileri ti.imak, nabza göre şerbet vermeyin diyerek ün yapıp en baş Mrbetçi kesilmek, önüne gelene, karşısma her çıkana kızıl bcya atmamn en sağlam tartıçma yolu olduğuna lnanmak, bunu hem lçerde hem dışarda alabildigine kullanmak!.. Sonra da bir Dankert karşısında «saçma ve gülünç» bir kişl dulumuna düşmekl. 19 Mayıs Bayramını kuüa.îığımız bugün yapılacak en Bnemli ış, Atatürk'ün elll yıl önceki söylevlerinı bulup tir kez daha okumaktır. Atatürkçü iseniz önce Atatürk'ün dedıiclerine uyunuı, kendi kafanıza göre bir Atatürkçülük uydurmayınız. Elli yıl önceden size sesîeniyor ey politikacılar, cfünyanın gözünden saklanmanın mümkün olduğunu sananlar, gerçekleri aydınlığa çıkartmaktan çekinenler: «Gözlerimizt kapayıp herkesten ayn ve dünyadan uzak yaşadığımm düşünemeyiz. Uikemizl bir ıınır içine alıp dünya ile İlgisiz yaşayamayız.» GENÇLİĞİNE SORUMLULUK TAMMAK İSTEMEYEN HÜKÜMETLER, ONDAN SORUMLU OLMASINI DA İSTEYEMEZLER, İSTEMEMELİLER. Av. Engin ÜNSAL ken bir yaşta bilinçlenmeve başlamaktadır. Bu erken bilinçlenme Onlarda yapısal deSişiklik lsteme düşüncesini olusturmakt» ve genç adam erken bir va?ta ülkesini sosyal adalet doğnıltusunda değlştirecek, sosyal adaletl sağlayacak yapısal değişikliği Isteme durumuna gelmektedir. Bunun dogal bir sonucu gençler arasında politika yapma isteğinin vazaecilmez bir Istek olarak oluştuğu gfjrülmektedir. Bugiln rukandakTbilfilerin ışıgı altında eenç adam politika yapmakta. politika ile uğraşmakta ve toplum içinde yapısal degişiküğîn gercekleştirllmes! ugruna mücadele vermektedir. Bu yeni akım Avrupa'nın tüm Ulkelerine yayılmıştır ve demokrasiden yana olan hiç bir Avrupa hükümetı bu akımı durdurmak ya da periletmek için hiç bir çaba harcamamakta ve aksina bu akımı güçlendirmek İçin pençlerine olanca trüeü ile yardımlarda bulunmaktadır. Genç!ere serbestçe örffütlenme olanağı tanımakta. onlann örgütlerine parasal yardımlar yapmakta ve ülke çapmda bir gençlik hareketi olu?turulmak istenmektedir. Avnıpa'daki bu gelismeler karşısında aynı Avrupa. topluluğun bir üyesi olan. bu toplulugun resml öntütlerinde ömefin Avrupa Konseyinde temsil eriilen Türkiye'nin durumu gençlik komısunda nedir? güdümüne bırakılmıştır. Avnıpa Konseyinin liye ülkeleri kendi ülkelerinde ulusal nitelik t%şıyan gençlik örgütlerine büyük ölçüde maddî yardım sağlar, onlara hareket etme özgürlüğü ^arur ve onlann hükümet müdahalelerinden bagımsız olmalarına özel bir dikkat gösterirken bizde ise bunun tam aksi yolda gelişmeler görülmekte ve hükümet ulusal olma niteligini kazanmış tek genclik örgütü olan Tiir kiye Milli Gençlik TesMltitın.ı 1964 yılından beri tüm paYasal yardımı keserek. bu örgj)tfin uluslararası gençlik çalışmalanna katılmasını engelleyerek Türk gençliğine Avrupa Ülkelerinde gençlere tanman haklan ve yardımlan tanımaktan ısrarla kaçmmıştır. TMGT gençlik konulannda Avrupa Konseyine darusmanlık yapan ve onun bir orEanı durumunda olan Avrupa Gençlik Konseyinin CCENYO ve Dünya Gençlik Teskilâtının (WAY) bir üvesidir. TMGT bu örgütlerin degil tODİantılanna ka hlmak, bunlara olan fidenti (aldat) borçlarını bile ödeyemiyecek durumlara itilmek istenmek tedir. Türk gençliğini yurt dısmda temsil etmek durumunda olan TMGT'nin bu durumu Tiirk Hükümetinin imzalamış bulunduğu Avrupa însan Haklan Konvansiyonunun 10 ve 11. maddelerine açık biçimde ters düşmekte ve hükümet'erimiz bu yoldaki uluslararası yükümlülüklerini ye rine getirmemektedir. Gençlik Politikada Avrupalı (jençler e»itlm, 1$ ojanakları. Avnıpa eüvenliği, Doğu Batı ilişkileri konularında kendi görüslerini belirtmek ve bu konularda Daz somut ka rarlar alınmasını sağıamak ama cı ile yönetimde \e siyasal mekanizma içinrie sorumln''iklar ıstemektedirler Bu konuda önerdiklen en somut konuıardan birisi 18 y&sındaki sençlere oy hakkı verilmesi İJP ilgilidir Bazı Ulkeler bunun önemini kavramı$ ve bu konuda hazı tarihî kararlar bile almışludır. ^rrıegin trlanda. trlarıda Dı?1çleri Bakanı Or. Fnzjen.'d''n fenel Kurulda yaptıfı acıklamaya go T e Irlanda'da uzun tartısmalar dan sonra 18 y.ısıns bitirmis sençlere oy hakkı verilme^ini ka bul ettiklerini ve eençle'in b'.ı sıvasal sorumluıuju coktan hak etmis oldukİBnnı bi'dirmistlr Avrupalı gençler demokratik toplum hayatına katılma yolunda haklar elde etmektedirler. Bu yoldan toplumun yapısmda, düşüntişünde önemli gelişmelerin obcagı beklenmektedir. örneğin gençlerin toplum tçindeki sınıflar arası boşluklann giderilmesine katkıları olacağı. bir Avnıpa kiiltürünün doğacagı umulmaktadır Genç adam kendi toplumunda sosyal girişimlere erken bir vaşta başlsımakta ve toplum sorunlan karşısında er İkinci konu ise ülkemizde demokratik oluşuma gençlerin kat kısını sağlamak konusudur. Yukarıda da belirttigimia gibi Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasmda bu konudaki egilim gençlere mutlaka siyasal sorumluluK verilmesi yolundadır. Gençlerinl demokratik ve toplumsal oluşum devresine sokmak isteme}en hükümetler gençlerden ve onlann topluma vereceklerinden cekinen hükümetlerdir. Dinamik bir çağda yaşıyoruz. Bunun doğal sonucu olarak gençler erken bir çağda toplum ve onun sorunlan ile ilgilenmekte ve gör düğü aksaklıklann giderilmesi için mutlaka siyasal sorumluluk istemektedir. Cezaî ehüyeti 18 yaşında başlayan, bu yaşta askeKONGRE re alman ve kendisinden bu yaşta devlete karsı başka yükümlüDemeğitnizin yıllık genel kurul 4 raallyat, h«m> T» murtkıp ' lükler beklenen eenç adama, bü toplantısı 30.5.1973 Çarşaraba «0raporlannm muzakeretl va yasta oy hakkı tan^mamak hj,ç , nü saat HOO'de Kasımpaja Tall , lbralan. . „ bir şekilde izah edilita&L;''."• İ.",ŞŞÇ f5»..""23 ;^§Tcf Altınok kıraat5 ]630 u y ı l ı kantma g b a tOzOk tafllll, "' " "••'" " ' • Gençliğine sorumluluk tanı "hanesinae yapıiâcaiı sayın üyelerimlze duyurulur. • Or«anl«riB Kctml. mak istemeven hükümetler onÇankırı Orta Büjdüı ROTÜ T Ttkllf. tenennller r* kapanıf dan sonımlu olmasmı da isteyeCamtıurtyet 3723 Kalkıadunı mez. îsterse. haksızlık etmiş oYönetim Korulu lur. Güdümlü gençlik yaratmak G 0 N D E M t KAYTP Çebeka T* İ.E.T.T. isteği demokratik olma özlemi 1 Yoklama pasomu ka*ftMtüzn* Hükümsüsdür* ni taşiyan hükümetlerin politikft. 2 AçfllJ İNCİ EKEN ' sı asla olmamalıdır. Comhurlyrt 3724 8 Saygı duruju Sorumluluk ACI BİR ÖLUM Merhum Rıfat Esen ve Fatma Esenin oglu, merhum Mehroet Rıfat Esen ve Edibe Yonsel'in kardeşl, Süreyya Esenin «evgili esl, Rıfat ve Hasan Esen'in babalan, Nüket ve Iffet'in kayınpederlerl, Cezbedar ve Hasan Halil Erduman'ın damatları, Nafia Bergman va Emine Telci'nin enişteleri, Bezmen, Edin ve Teld Ailelerinin kardeş çocuğu, Ekrem ve Kâmile Tezcan ile Lütfü ve Nermln Boduroğlu'nun dünürü, Mensucat Santral T.A.Ş. Yönetim Kunılu üyesi Sayın Acı Kaybımız Merhum Alaeddin Bey ile Merhume Fehiroe Hanımın kerimeleri, Rahmetli Avni Zeren'in eşi, Ali Ytiksel Zeren'in sevçili annesi, Göksel Zeren'in babaannesi, Pervin Mutlu'nun manevî annesi, Sevim Âşlroğlu'nun yeneesi, Pekman, Orhan, Tetik, înhan ve Gürkan ailelerinin ablalan Sâlihatı Nisvandan Bizde Durum Konuyu ikl ayn açıdan ele almakta yarar vardır. Bunlardan ilki gençlerin örgütlenme olanaklan lkincisl İse gençlerin demokraslnin oluşmasına katkıda bulunabilme olanaklandır. Ülkemizde gençlerin örgütlenebilme olanaklan son çıkanlan 1630 sayılı Demekler Yasası ile geniş oranda kısıtlanmış ve giderek gençlerin örgütlenebilmeleri hükümetlerin denetimine ve ALİ RIFAT ESEN anl bir kalp sektesl tonucu Hakkın rahmetlne kavuşmuştuf. . Cenaîesi bugün (Cumartesi) öğle namazını müteakıp Şişli Camilnden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığındakl aile kabrinde toprağa verilecektir. A İ L I S İ N o t : Merhumun İsteği fizerlne çelenk gSnderilmemesl rica olunur. Çelenk gönderznek lsteyenler beöTellni Türk Eğitim Vakfına yatırabljirler. (Fulraar: 893/3731) EMİNE NEStBE ZEREN Rakkın rahmetlne kavuşmuştur. Merhumenin cenazesi 19 Mayıs Cumartesi günü Beşiktaş Spor Caddesl 122 NoJu evinden alınarak Beşiktaş Sinan Paşa Camiinde kılınacak öğle namazını takiben Rumelihisan"ndakl aile kabristanında toprağa verilecektir. AHah gani gani rahmet MEVLtT Merhum HABİB EDÎP TÖREHAN ın temiz ve azız ruhuna ithaf erfilmek üzere 20 Mayıs 19T3 yarınki Pazar günü Sişlı Camiinde öğle namazını müteakıp şetırimizin tanınmıs hafızlan tarafından Kur'anı Kerim ve Mevlit okutulacağından, arzu eden dost ve ahbap ile bilcümle ehli imamn huzurları rics olunur. Cumhuriyet 3721 MEVLİT Kıymetli alle büyüfümüz ZEKİ ALTAN'm (Cumhuriyet 3720) !••••••••«••••««••«•«>••••«•«•••••«•••*••••«••«••••••• • • • • • • • • « • • • • • • • • • • « • • • •• • • • • • • j Sekreter Aranıyor Istanbul'da bulunan büyük bir yabancı şirket tecrübeli umum müdür sekreteri aramaktad:r. Istekli bayanların 40 yaşını geçmemiş olmaları, îngilîzce ve Fransızca dillerini akıcı bir çekilde konuşup yazmalan ve bu dillerde sür'atli ve hatasız daktilo bilmeleri gereklidir. Ücret, yeteneklere göre tayin edilecek olup, dolgundur. Müracaatların îngilizce veya Fransızca düleriyle yazılı olarak ve referanslarla birlikte P. K. 263 Beyoğlu adresine yapılması rica olunur. (Rpktaj: S43) 3697 vefatının 40. gününe tesadüf eden 20 Mayıs Pazar günü (yann) ikinci namazını müteakip Erenköy Galippaşa Camiinde aziz ruhuna ithaf edilmek Uzere loraat edilecek olan mevludu şerife bütün sevenlertn te«rifl rica olunur. NAZAN ECZACIBâŞI MEHMET ALTAN Reklâm: 542 • 3696 ACI BİR OLÜM Şirketimiz Yönetim Kurulu Oyesl ve SAYIN çok laygıdeğer arkadasîmıt ALİ RIFAT ESEN anl bir kalp ltrlzi sonunda vefat etmis bulunmaktadır. Kaybımız v* teessurümüz çok büyöktflr. Tanndan merhuma mağflret ve kederli allegine başsağlıgı dileriz. M ENSCCAX 8 ANTRAL lÖNETtM KURULU adına BAŞKAN BBFtK BBZMBN (î"ulmar: 892/3730) • ÜSKÜDAR AMERİKAN KIZ LtSESİ : İZMİR AMERİKAN KIZ KOLEJİ l TARSUS AMERİKAN KOLEJt Ş Hazırhk sınıfı aday kayıtlarının 25 Mayıs 1973 tarihinde ka• panacağı ilân olunur. ! LİSANS ARANIYOR j KOTA 307 s POZİSYON 84^55.19 P.K. 759 Karaköy • Istanbnt . » • • • • . • « • « • • •*•••««••••«••••«» • • • • •• • • • » • I ( âncıhl ^ .i.«. . . ..~». .«....l L................. ....................................«.....................? 1 1 > T Cumhuriyet 3719