17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 15 Mayıs 1973 < " daha b u l H u k u k yen! Fakültesim. Ama içımde okumaya karsı bltmek tükenmek bilmeyen bir özlem, sonmez bir ateş vardi. Parıs'te okuyan variıklı bir arkadaşım yaz tanlinde Istanbul'a gelmisti. cHadi, kalk P a m ' e gel, doktora yap. Iki yataklı bir odam var. Yataklarm birinde sen yatarsın. Sen sadece yivecek carası sağla, elverir» dıye beni yıireklendırdi. fîki yıl ^onra, ben de Cahit Sıtkı'yı heveslendirip Paris'e çekecektim.) Babamla ağaberlenm. benim gibi dar gelirli bir memur çocugu, için olmavacak gibl görünen, ama bir anda ıçimi alev alev tutuşturan bu tasarımı desteklediler Dar butçelerindten her av ayırmaya razı oldukları kırk sekiz liralık bir geçim parasıvla Parıs'in yolunu tuttum. Bu benim, ailemden, yurdumdan ilk aynlısımdı. Üçüncü mevki kompartımanda, bütün gece, arkada bıraktıklarımt duşunüp, dudaklanmda mınltı halinde acıklı bir türkü, için için ağladım durdum. Gece yariM •tren bir istasyoncfa durdu. Kompartimara. a*ık juratlı, iri yarı bir • iki adam girdi. Pasaportlanmızı istediler. Esyalanmızı yokladilar. Yüzlerinde hiç de dostça olmayan bir sertlık varrfı. Artık yurt topraklarından ayrilmış, Bulgar <ınmna girmiştik. îçimi bir ürküntü kapladı. Yabancı, hem de Türklye'ye diş bileyen bir Glkede, âdeta bir düşman tfivardavdık. Fakülte yıllarında, arkadasların zaman zaman bir yerlerden bulup getlrdikleri Bulgar sigara paketlerinde. kibrit kutulannda çıkan kâğıtlarda. Turk dusmanlıgım kışkırtan cümieler yazılıvdı. Bunları anımsaymca, ürküntülerim bir kat daha arttı. Düsman eline dikmüs gibiydim. A m j , yoklama uzun sürmedl. Tren on dakfka sonra, kampanalar, düdük sesleri arasında yeniden o tekduze, değişmez takırtılarla gecenln karanlıİına dalıp yoluna koyuldu. Korku'mı biraz bajtırmış, uvkuya dalmıştım. Birden oır sar«mtıvla uyandım. Sofya îstasvonu'na gelmistik. Kompartıman bosalıverdi. Tren varım saat bekleveeekti. Tek basıma kompartımanda kaldım. Sfbri, şovls uzaktan yakından görmeyi bile göze alamavacak kadfer tedirglndim. Trenin kalkmasını ve bu dusman ülkeden bir an önce kurtulmayi dilivordura. Yarım saate varmadı, kompartıman Bulear yolcularla doldu. Güleryüzlü kendi halinde insanlardı. Yanıma, orta yash blr rahip oturdu. Herkes beni süzüyormus gibi bir kuşkuya kapıldım önce. Tren kalkır.ca, rahip bana çikolata ikram etti. Konusmaya başladık. Pürüzsüz bir Fransızca konuşuyordu. Türk olduğumu, okumaya glttiğimi ögrendl. Biriki »aat sonra inecekti. Yol boyunca ikl memleket arasındakl ilişkllerden, dıinya sorunlanndan, lnsanlık sorunlanndan, dostluktan konustuk. Birden, düsman korkusu tUinivermij, yerinl stcak, anlatılmaz bir Olaylar ve görüşler DÜŞMAN Vedat GÜNYOL yakinlık, dostluk duvgusu shvermıstı. Rahip, krallık yönetımınin çirkınliklerinden söz ediyor, Bulgaristan'm a*ıl dusmanlannın kendi içınrle, halkı sömuren çıkarcı blr sınıf olrfuğunu sovlu\or; Bulgar halkımp kompartıraandakı sevımll ınsanları go=tererek Turklere dusman olmadığmı, olamayacagını anlatıyor. bız ıkimiz na^ıl anlastıksa, Turk halkının da Bul?ar halkı IİP anlaşabıleceğini, politıkscıların kışkırtması olmazsa dunvanın gülluk guhstanlık olacağını ileri süruyordu Kaldınmlar hıncahmç seyre gelenlerle dolmuştu. Polis ve asker koşeleri tutmuş, hazır bekHyordu. Gelenlenn ço5u da kadındı El'.eri «ğır ışten nasır bağlamış, dudakları bova vuzu gormemis, sıskacık kambur omuzları savasın varı yükünu yüklenmıs Rus kadmları .. Almanlar, ola ki, her birinin ya babasını, ya kocasını, ya kardeşini, ya da oglunu öldürmü;tü Hepsl de, nefret dolu gözlerle, tutsaklann gelecegi yöne bakıyordu. Sonunda kafile gönindü. Generaller en başta vüriiyorlardı. tri, ağır çeneler, onde, dudaklar hoşgörüvle kasılı, biitün davranı«lanyle. kendilerini alteden avaktakımından üstıin olduklanm gostermeve hevp^ivdiler. «Kolanya kokuvorîar, piçkurula.n! dedi kalabalıgın lçinden biri, nefretle.» Kadınlar yumruklannı sıkmava başlamışlardı. Asker ve polıs onlan verlerinde tutmak için var puçlerini harcıvordu. Ansızın kadınlara bir şev oldu. Başlannda kanlı sargı bezleri. koltuk degneklerine abarnnı?, ya da yoldaşlanmn omuzlanna yaslanrnı; gelen sıskası cıkrruş, sakallan uzamış Alman askerlerini gördüler. Askerler başlan önde yürüvorlardı. Sokakta çıt çıkmaz oldu Yalnız yeri sürtlyen postalların ve koltuk değneMerinin sesi duyuluyordu. O sırada yırtık pırtık çizmeler giymiş va^hca bir kadının önündekilerf iteleyip ileri çıktığını, polıslerden birinın omuzuna dokımdufiunu gördüm. «Bırakın, gececem!» dedi kadın. Halinde bir gariplik görmüş olmalı, polis kenara çekildi. Kadın kafileye yanaştı. Paltosunun içinden renkli mendıle sanlı bir şey çıkardı, mendili çozmeye başladı. Bir parga kara ekroek çıkü lçînden. Kadın, bltküıHkten 8yakta sananan blr sskerin cebine sokuşturdu ekmeğı. Birden, dort bir yandan, kadınlar askerlerin yamna koştular Kimi birinin eline bir parça ekmek iliştinyor. kiıni bir baskasına bir cıgara uzatıyordu. Neleri varsa tizerlertnde çıkardılar verdiler. Askerler bizim düşmanlafımız degillerdl artık. Onlar da insandı.» Değişen Şey? yor. Aşağı yukan her on yılda bır toplumun slçortası atıVe slgortalar tamır edilip de ortaıilc avdınıandıgı zaman bir yenı doneme gırildigini BÖJÜVOTHZ 1950 tek partı ıktırjannın sonj oıd'j 196") Mayısmda 27 Mayıs donemıne gı.ıldı. 12 M>rt Muht.ıasıvle kapısı açılan yenı donemın teşlangıcı 1970 Kaz'ranıroakı buyuk ısçı eylemıdir. Bu eylemde emekçı'er seMıKaj heslann kısıtlanmasını protesto etmeyı amaçUnı.sıfiraı H"zıraa 197ü, sendıkal'zm açısından onemlı oır donuru nolctasıdır. Toplumumuzda sendıkacılıgı an'ayahilıriejt Ivm ısçı kesımmdekı ıki buyuk kurulusu ele aımak zeı°kir 1) Türkive Işçı Sendıkalan Konfedprasvcnu (TürkIş), 2) Devrimci Işçı Sendikalan Konfederasyonu (DtSK). Bu ıki konfederasyon arasında fioemli f a r t a r vardır. Turklş Amerikan sendikacılıtı'ruD yöntjmlennj rjenımsemıştir. Amerikan kaynakJan l'urkIş'e r>an»saı vardnrtda bulunmuş, eŞıtım ve oropaganda «uaçıanvle önüerlen e t kılemış, sıyaset dışında ve daha cük ııcrcr pazaılıgma dayanan bır sendıkacılıgı ülkemıze bu kanallaraan ınrac e t mıştır. Amerıkanal goruşte sendıka oartıieruslü polıtıka ızlevecektır; herhangl Dir sıyasî partıyi destoklemıyecelt ve partıler ne nıtehkte olursa ılgüenmtyereKtir. Isçıleri ücret * pazarlıkları çerçevesınde bılınçlena.ıen ama sıvasî bilinçlenme'den uzak tutan bu vontem Turkı^e'ae basan Kazanmıstır. 1%0'ların baslangıcıntia » m * >5o::tıkasını savunan sıyasî fıkırler ve orsutler Turkıve'de vFtarince ?uçıJ degıldüer. Isçı kıtlesi daha çok AP've dönük eğıtımler ıçmdeydı Turklş, sol sıvasi oartilerı rtfsteldeme politıkasına kavdı.ğı gun parçalanabilır, »ücanü vıtirrdı. Ne var kı zaman durmuvor, tcplum eelışıvor 1%0'ların ikıncı yarısında Amerikan sendıkacıl^mc karşı tepkıler voŞurüastı. ışçıja ekonomik bılınç varunda sivası bılinç verılmesımn gcregı ortava çıtanaya basladı Sermaye politikası süden ışçı sendikası olur muyduT Turkîşin çatlaması ve DlSK'ın kurulması öu oiuyarî scrıucur'ur Partilernstü politıkaya pavdos dıyen DtSK. emek polltıkasını benımseyen sıyasi partılen destekleme \ontemini surdurüyordu Avrupa sendikaeılıeı bu nıtelıkteydı. Salt ucret pazarlığı peşınde koşan sendıkalar, ı?çivi uyutmaktan ötede ış yapamazlardı. Siyast lktıdar emekten değil serma\eden yana oldukça i<;çınin yazgısı degısmezdu Emekçı sivasî bıiınce ençtıkçe demokrasi işleyecektl. Nıtekım, Fransa'da lngıltere'rie, özetle Avrupa'da sendlkacılık bu biçimde yürütülüyordu tşçi kesimmde Avrupa sendlkacıhgı egilimlerl geliştikçe sermaveden yana AP ıktidan telâsa düstü ve sendıkal haklan kısıtlamak için 274 ve 275 sayılı Kanunlan değiştirmeye yöneldı Yapılan de»1şiklikler sonueu DtSK ta<:five edilıyor ve Türkİ3 tek basına kalıvordu. Bonun üzerinedir ki, 1518 Haziran 1970'te Istanbul'da büyük bir isçl eylemi patladı, sıkıySnetım ilân edildı 12 Mart'a Türkive'vi sürükleyen nedenlerden belki en aSır basan, AP tktidannm isçi haklarını kısıtlama yolundak» polirikasıdır. Dar boğaza giren ekonomıde, i=çi hakIarım kısıtlayarak feraha çıkma olanaSı aranıvordu. Ne var ki, Anavasa Mahkemesi. AP ıktidarının eetirdiSi degi«ıkliklprı Anavasava avkırı bularak iptal ettl Turkts vapısında i ' e sosval demokrat egılim ba^larh 1170'te Türk" îs Hderlerinden baziları bu volda ilk adımı attılar O zamanlar bir sendika başkanının bıze söyledıklerl, durumu özetlevebilir. Demt'tl ki »endikaeı: E S « yerirade dnrsam, tabandakl isçi sola kavıyor, onlarla blrlikte sota kavsam. s a j kanadın hücnmuna uinıyornm. Bir hareket var. CHP'nin sola kaydığını, AP'nin tkiye ayrıltfıSmı va Avrupa etklsinin Türkive'de gittikçe arttığım da görüyoruz. Bugün Avrupa sendikacılığı genişleyen Ortakpazar İçinde yenl gelfşmelere gebedir Işte Türkîş Genel Kurulu böyle blr dönemde yapılacak. . Bakalım yenl etkileıi Genel Kurul toplantısında görebilecek mlyizT Neden Aydınlara Demck. düşman da insan olabiünniş, lnsanın düşman olduğu gıbi. Pekl. kimdir düsman dediğimiıı tnsan, aslında? Dostun, o «bir baska ben» in tersi deği! m ı ' «Bin dost az. bir düşman çok» divor bir Turk atasözü Chsa. «Bin dıişman az, bir dost çok» demelı, diyebilmeli. Bir dostu, gerçek bir dostu oldu mu ınsanın, bin düsaıana karşı k o vacak eücü bulur kendinde Ama. nerede o dost? Ne kadar da az o dostl Dost büdiklenmizin ihanetleri degil mi. bizi en derin yerimizden vuran. sarsm yerlere calan' «tlle dostun eülü, pı'ilil vareler benf» sörfinO boçuna mı sövlemiç Pir Sultan Abdai o Hızır Paşanın hışmma uğrayan Pir Sultan Abdal' «Benl dostlanma karsi konryım, dUsmanlanmdan korunrnasmı bana bırakın» dive Fransız politika tarihindeki ünlıl bir sözü bilmem hatırlar mısinız? Pransız dilbilimcisi Littr* dö=;manı: «Birlnden nefret eden, ona kötülük yapmak İçin her fırsatı kollavan kinse» dıye tanımlıyor Yerli vabancı aynmı vapinavan, senel bir düsman tanımı bu. Simdi gelin bu tanımı, rnil'ptlerin kendi iç dünvalan açısından ele alahm. Ne g«rüvoruz btitfln dıinvada? Sunu: Nefret edilen, bır avuç avdın: Kd f 'ilük etmek fır^atmı kollayan da Devletliler ol'n'or Bütün «Jünyada, devletliler ki iTrtidardakiler den baska bir şev deSildir aslmda neden aydınlara fLittr^'nin devimivle, npfret ettigi kimselerei kötülük etmek ıcin her fırsatı koliamaktadır? Çünkü. avdın, sözü Te varlıjı eereği. düşünce öagürlüfünun koruvabilmek için, her eaman, bir ölçüde muhalefette kalan, kalması uereken. vani uyaran sagduvu, akıl ve mantılc doSrultusunda u\aran, uvarmavı kendine görev edinen kimsedir de onrtan. tktidardakflerin bövles| uvancılan beslemesi. verine eöre baftnna basma<;ı, basabilmesl eerekmez m i ' Yoksa, ellerindeki gücün, buvruk verme, düzen koyma gücünün rutsağı olmaktan kurtulamazlar hiçbfr raman. Çünkü, Melville'm rledigi gibi «Tek başma kumanda etmek, bir köleliktlr aslmda.» (1) Ant yayını, 1968: Çeviren: T. Agaogln Barış ve İnsan Rahipten içim burkularak, yakının yakını bir dosttan ayrılırmışça'ina içim sızlavarak a^• rıldım. O çun bugun dusunurum. halkiar bırbırinın du«manı olabılir mi, olma«ma imkân var mı dıye. Bernard Sha\v'un dunyada bansı sağlaraak isterseaız. politıkarılan yoK ealn elv^rır halklar birblrlerivle anlaşır, yollu blr >;ozUnü hep hatırlarım. Bu sözün ne d'enlı Rerçegi yan«fttıaını Yevtuçenko'run YASANTIM (1> adh kitabını okurken bır kez daha anlaciım Gene! olarak, dusman devince, akla, savaşılan in^anlar, OTİU ve millet gelır, daha doğrusu yabancı bir rnılletin biitün blreyleri. Yevtııçenko. yurdunun Nazl ordularının i'galine ugradıgı sıralarda Moskova'dan. kuçucük yasta ahnıp, uzak bolgelere göfurülmus Na?i bozgunundan «onra vpniden Mo«kova'ya rfonmü^tür. Dıi^msn venilmis. vurdıı kurtulmustur. Dusman esirleri bır eün Moskova sokaklarınd<» suru sepet h a l k n önünden geçirilır. O güne kadar. düşman korkusuyle uzaklarda kalmıs olan yazar, duşmanı tanımak için can atmaktadır. Duşmanla kar^ı'asmasını «oyle anlatıyor: «1941'de annem beri Moskova'va geri getirdl Orda hayatımda ilk kez duşmanlarımızı görtfüm. îvl hatırlıvor muvum bilmlvorum ama, galıba ylrmi bine yakın Alman tutsagı o gün tek sıra halinde Moskova sokaklanndan geçirilecekti. SAKARYA'LAR PUSAN'LAR OKTAY AKBAL Evet Hayır TARIMSAL ÜRÜN FlYATLARI eçen yazımızda yanlış bir, destekleme aJırru yapüan çay ve tutünden başlayarak destekleme politikasının çıkmazlarına parmai basmıştık. Şimdi de genel olarak destekleme ve tanmsal fiyat polltikasına göz atmak lsteriz. Destekleme ne demektlr? ö n c e bunu görelim. Bir malın pijasada Istek v e sunu (arz ve talep) kanunlariyla gösterilen ve meydana çıkan fiyat düzeyi, o malın malolusuna yetişemez. Yani bir mah üretenler o mala harcadıklan parayı gerl alamazlar. Hatta ele geçen para üretimi sürdürmeye, üratidleri hayatta bırakmaya yetmez. Bu durumlarda ya o Ure> timden vazgeçmek. ya da fiyatla n Uretiml sürdürecek, o malı Uretenleri sürUndürmeyecek bir düzeyde tutmak zorunlu olur. O halde destekleme alımı aslmda ekonomi dısı kalacak bir kesimi, ekonomirıin lçinde tutmak icin başvurulmuş bir yoldur. Külfetli bir voldur. Bu kül feti de haklı gösteren iki noden vardır a) O ürerimln vazgeçilempz oIUTU övle tanmsal ürünler vardır ki ekiminden vazgecılemez. ömp*in tütun, pamuk, bugdav. fındtk eibi Bu alanlarda ka liteH ve yeterH Oretim vapılamavışı. pndıistri ve ıhrncatı sarsabilir b) Üretimle ugrasanlan baska bir Iş bulut) da. o alandan çekme olanaŞı yoktur. Zorunlu olarak. vaptıklan i s ekonomi İçin o kadar yararli olmasa da, destek fivatlan ilp korıınacaklardır Bu sosyal bir zorunluhoktur 6 ir Kunuri Savaşı, bir Sakarya Meydan Muharebesiyle, bir Duplupınarla eç tutulamaz diye yazmıştım geçenlerde. 23 Nısan gunü yapüan bir törende okunan bir manzumede «Sakaryalar, Dumlupınarlar, Pusanlar, Kunurller» diye bir mı* ra vardı, o yüzden... Beklenmedik bir tepki geldi kimi okurlanmdan. Anlıyorum Kore'de sava?mış erlerin. subayların duyarlıklarını, Saygım var hepsine. Türk ordusumın bir parçası olarak kaüldıklan her savaşta Türklüğün onurunu savundular, hem de buyük başarıyla gerçekleştirdiler bu işi. Ölenler, yaralananlar binlerle... Gıttim gördüm de mezarlarmı Pusan'da, gözvaslanmı tutamadıra Türk şehitlerinin mezan başmda. Göz alabildigine «zanan ayyıldızlı mezarlar. Üstlerinde yazılı adlar; Mehmener, Ahmet'ler, Satılmı^"lap vb Döndüğümde yazdun irienimlerimi, duygularımı. BHmem o yanlanmı okudu mu' tafiin hana mektup .yazarak Ü7üntülerinî bildirenler? Sanmam, voksa böylesine acı sözler soylemezlerdi Acılarını en çok duvan, pavlaşmak isteyen, bir günlüğüne Pusan'a gelip de ilk işi Türk şehitlerinin mezannı ıiyaret etmek, onlann anılarmı vaşamak. yaşatmak İsteyen bir yazara bbvlesine yanlış suçlamalar yöneltmezlerdi. Açık konuşmayı severim. Saklavacak bir ?eyim de yok kımspden. Hele okurlanmı en vakın dostUnm «aydığırn için ne geriyorsa kafamdan, yüreeimden apacık yazar sövlerim. Beğensınler beğenmesinler. düsüncelerime katılsınlar kaülmasmlar.. Ama bilsinVr ki açık bir yazur vardır karsılarında, aizli hesabı olma=<n. kafa'inm arka verlerinde bsska düşünceler saklamayan... Fvet. 195ft'de Korp ^^vanna katılmami7i doğru görmeyenlerdenHim ben de Nive' Burada bir kitaD dolusu konusmak gerekir. Arsdan nerd°\sp cevrek vüzvıl e°çti. bir sürü şev unutuldu. A"ik »nk vüzmak brleeİPr vermck. tanık'ar göstermek gereWı Kı=aca ş'inu sövlevevîm, yplntr ben de s îlim Ko*» Savajına V'<ılm=mızı dnŞrıı eörmeyen.. O eünlprde CKP de. înönö de. iniver='te prof«ör1prinin pn '"nlrlıri de. bir kısım vazarlar da 1 Knrp S=>vf>«ın ka«' mp'nızi bir cok vönlerden yanlış, sakıncalı ^nİTnn'.ırdı ÖTne*in bir Annva'a profp=örünün bir demecini ^>tırlıvor\ınr Mecüs Varar> alms'iin Türkirp'vi savasa sokmava Mpndp'ps hiıkumetinin hakkı vnVtur drmiçti. Gercekten de Kore'ye bir tnasv Böndermp Vsrannı Mendpre« Vendi kendin» »1mıs. Meclis'e danışmamıstı bile' Bu bir vönfem yanlısıydı. Sav». sa katılm kablmamak ancak vüce Meclis'in kamnna bağlıvdı Bu yapi'madı. S»nınm sonrsdan bile bu eksiklik düzeltilmedi. B ENFLÂSYON KORKUSU İLE TARIMSAL ÜRÜNLERİN FİYATLARINI ARTTIRMAMAK CİDDİYETLE BAĞDAŞMAYAN BİR İSTİKRAR ANLAYIŞI SAYILSA YERİDİR. Arslan Başer KAFAOĞLU 1 Tanmsal fiyat politlkalarının simdlye kadarkl uygulamasında kuşkusuz e n büyük hata hayvansal ürünlerde yapümıştır. Türk halkının hayvansal besinlerle beslenmesini arttırmanm yolu hayvansal ürünlerin Uretiminin bollaştınlınasıdır. Bu da ürünlere haJdanı veren bir fiyat politikası ile rnümkUn olabilır. Oysa uygulanan fiyat politikası, bu ürünlere konan v e sözde tüketiciyi korumaya yönelmiş narhlarla hayvancüık durmadan geriye itilmektedir. Hayvancılık kesıminde kısır bır gorüşle uyçij lanan narh politikası, üretimi oal talamakta. yeterli et bulunanıaması sonucunu dogurmaktadır. Tüketiciyi korur görünen bu politika, sonunda tüketiciyi yıldan yıla daha zor durumlara düsürmektedir. Akla ve ekonomınm butun kurallarma aykın olarak yürutülen hayvansal urünler politikası sonucu bır çıkmaza girflmiştir. Hayvan artık et ıçm değil, büyük kentlere süt, tereyagı, yumurta gıbı üninler için de yeterll olamamaktadır. Hükümet gerçekçi bir grirüşle et \e öbür hayvansal ürünleri kı> ruma yoluna girmelidir. Do.ıı rezervlenmizin «rttıgı şu sırada damızlık ve tıayvan yemrnde !> nemli adımlar atılarak. işın üre tim cephesi de ele alınmalıdır Döviz, Merkez Bankası bilânçolarmı süslemede değil, çıkmazlara çözüm bulmada kullanılmalıdır. 2 Yurttaşlarımızın beslenme standardını geliştirecek ve ihracatı arttırılarak döviz gelirIerimi7 kabartılacak bir baska konu da sebze ve meyvelerdır. Burada da uvgulanan yöresel narhlar, destekleme alımlan vapılamavışı fecı sonuçlar dogurmaktadır. Bazen çıftçilenn mallan tarlalarda kalmakta bazen de sebze ve meyvenm bir kısım çeşitleri çarşı pazarda bulunamamaktadır. Sebze ve meyvelerde de hükümet ve obür kamu kuruluşlan cıddi bir yaklaşımda bulunmahdırlar. 3 HUkümetin buğday ve genel olarak tahılda uyguladıgı fiyat polıtikasını da anlama olanagı yoktur. Bu fiyat politikası nedenıyle ekım alarüannda tanelı ürünlerin oranı azalmakta ve dışardan yapılan ithalât artmaktadır. Bu ithalât ve duşük fiyat politikasıyle Toprak Mahsullen Ofısı ve dolayısıyle hükümet uretıcıye değil, zahıre tuccarlarına hızmet etmektedır. bu parti politikası diye söz açmadık. Bunun bır anlamı. aslında 195Tden b e n uygulanan halka ve uretıcıye tepkılen bakımından dönuk, ama aslında bunlann 6onuçta aleyhıne ışleyen kalm hath bir fiyat polıtıkasınm varlığıdır. 1957'lerde Menderesle açılan bu politika, karşıtlan tarafından ne kadar elestirilse de degiştırilmemıştir. Hatta Menderes bile 1955'ten sonra fiyat polıtıkasmı, comert davranışlardan bu polıtik çızgıye doğru çekmiştır. Aslmda bu polıtikanın kalın çızgıleri «Malî ımkanlan koüayarak» uygulanan b ı r fiyat arttırma ve ayarlama davranışlandır. «Malî ımkânlar» ise oldukça esnek bır deyımdir, her tarafa çekılebılır. 1957'den bu yana da çoğunca üretıcı aleyhme çalışmıştır. Sonra Türkıve krnknc» bir l u n v l » katıldi hu savaslara. en Vahramanca rar,,san birlikler gönderdi ardı ardma, savısız tehit gazi verA\ Ote ysn^qn öhıir devle*l»r ne vaptllar? Onlar da bizim gibi Birlesmis Milletlerin üvesivdiler. onlar da Birlesmıs Mil'etl»rİT Kore've bir savas BÜcfj votlamak karannı onaylamısl»rdı. Onlar da birim k=d»r komünizmin vavgınlssmasına karsıvdılar.. Ama ne vaotılar' Acm Incplevin Kore »"«stmn olaylannı. fSnrfin tnmlterc V»c Vi«i pSndeHi Fransa. ttglya. Almanya ltse ki^i' Pıj«onMfl1{| n:io«mi« V;"»»lpr p">'"'ı5ının re^irn'eri ka+glo«nj yavımdsdır, gör^imle de gördüm: Türk mezarları Amerika, înmlterfVpn «onra pelir «avı V>»kımmdsn Bir çok devletler bir .«ağlık ekibi. bir takTtn. bir bölük volladılsr savas nlanma. Wzse kocaman bir tueay. hir Be"»ral komutastnda pn >:eçme birlik'er, «>n seçme subavlar enndrdik bu savasa .. O büyüV rfpvletler Vadar yaoamsz mıydık» Sstvasa katılma kontıw Meclis'te eörüsül«eydî belki d» daha Vî'eiiV nir biriikie katılma karan almaraktı. Ama o lamtnın hüküm»fi yapmadı bunu. O binlerce sehit. binierce gari Menderes hükümetinin yanlıs. vasa dısı kararınm kurbanıdırlar. Bu isin siyasal yönü... Bir de askerlik yönü var olaym. Türk Ordusu hanei savasa eirdivse pskerliein gereklerini yerine getirmiştir. En büvük kahramanlığı göstermistir Kore savaşınm pn parlak yaDraklanm Mehmefçik yazmıstır. Türk askerinin destsnlara vakısan üniînü dünvaya vaymıştır. kabul ettirmi^tir Kore Savaşınm sehitleri. gazileri bu ulusıın yureğinde. belleğinde. anılarmda Jir etmişlerdir Bu. bövie Buna kimse bir sey diyemez. Pusan'daki Birlesmis Milletler mezarlığında parsellerin çoğu Türk sehitlerine ayrılmıssa bundan iste. kahramanlık savasçılık, yiğitlik alanında herkpften önde olduğumuzdan... Ama ssvın okurlar, bana mektup yazan arkadaşlar. Kor'avaş Demeğinin üveleri. o »nvaslarda yaralanan eski askerler, sehit düşenlerin yakmlan... Size sesleniyorum. sagduvunuza seslenıyorum, yurtseverlisinize. insanlıSmıza, ulusal duygulannıza sesleniyorurn: TürklüBün ölüm kalım savaşı olan bir Sakarya, 30 Açustos'un tmutulmaz anı'i olan bir Dumlupmar, yedi devlete bo^un egdirdifc'miz bir Canakksle fle bir tutulamaz KunuriHer, Pusan'lar... Ayn avn sevler bunlar Kunuri'de savasrnsk Pusan'da dövüsmek. ba^sn kazanmak. vigi'lik göstermek Türk askerine övüne verir Türk a<;kerinin girdigi her savasta atalarına yakışır davranması bütün ulu<u mutlu kılar. p i c kazandınr. Ama insaf duygıısuna sırf çevrilmeden. akla. sağduyuva tarihe, ulusal bilince ters düsmeden «Kunuri Savası ile Sakarya aynı önemi taşır. denemez. Derseniz. doğru olmaz.. Bu açıklamavı vapmayı borç saydım Bır vszann açık vürekliliğini. içtenliğini ona karjr bir silâh olarak kullanıp ono yaralamak. vurmak isteyenlere bir sey dedigim vok. onlara aldırmıyorum Ama bilmeyerek de olsa incittiğim eski askprlerden hem anlayıs bekliyor, hera de onlan sağduyu, tarih karsı«ında daha tarafsız düsünmeye çağrnyorum. Her Ürün İçin Görüşler Destekleme alımlannda jrudulecek amaçlar da önemlidir. Bılındığı gıbı Türkıye'de olsun dunyada olsun tanmsal polıtıkanın en önemlı amacı yurttaşlan ucuz ve lyı besleme, endustn ıçın gereklı tarımsal urunlerl bol, dengeli ve ucuz sağ lamadır. Buna Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bır amaç daha ekieyebilır: Sanayıleşmenın ger?ktırdiği yatmm Tta.ipn ıthalâtmı finanse edecek bır ıhraç kapasitesı sağlamak. Endüstri ü rünlen yatınm mallanndaki her camalan karsılayacak ihracat gücüne sahip olmadıklanna göre bu büyük rorunluluktur. Şimdi zorunlar ve amaçlar DU olunca, bütünüyle bizim tanmsal fiyat politikamm anlama olanagı bulunamaz. Her ürüne gore ayn a\Ti eleştırilerimiz bu yargımızın ne kadar dogru olduğunu gösterecektir: Malî ımk^nlar, Maliye gelirlerı ve banka duzenuun yaratacağı kredılerle tanımlanablllr. Boylece «Malî imkânlann» statık bünyesı içinde günün ve üretıcı ısteklerinın, ekonomık zorun lulukların meydana çıkardıJı ger çekçı dmamızm arasmda tanmsal politıkamızm fıyatlarla ılgılı da\Tanısı bocalamalar geçırmek 4 Fıvat politikası bakımmtedır. Krediler ve devlet bütçedan belkı de en başarılısı pansı üzerınde degışıklıklerın radıcarda uygulanan poütikadır Çok eleştınlen pancar politikası, ay kal olamıyacağı bır düzendeyu Bunlar, ekım rıntılarda ne kadar hatası da ol ve durumdayız. alanlan planlamasma pıdilmeyiş sa, genel yön olarak dogru bır ile birlıkte, hangı partı gelırse polıtikadır. Doğru politika sayegelsın, 1957'den bu yana süre sinde şeker endüstrınv.z karargelen tarımsal fiyat politikasının lı, memleketteki fiyat düzeyine kaderci keskın ve kalın çızgısıgöre makul bir malıyetle bol ham madde bulmaktadır. Bu politi nı çizmiştır. Son sözü polıtıkacı değil, tutucu banka düzenı ve ka ayrıntılardakı bazı hatalar teknokrasi soylemıstir. EHbette, dUzeltiIerek sürdürülrnelidir. Bu bu durumda, tanmsal fiyat ponun gıbı fındık ve fıstıkta yulitikası ana çizgılerıyle degısmerıitülen fiyat politikası da olumden kalacaktır. suz sonuçlar doğurmamıştır. Bu ürünlerin tarımsal hasıladakı kü«Aman enflâsyona gideriz» teçuk oranlan düşünülürse polıtı raneleri, ba statiklığın savunkadakı malulluk sonuç olarak ması olamaz. 1970 devalüasyoönemsız gorünebılır Ne var ki nundan bu yana fiyatlar kentsel denızde damla bile olsa, dogru üretim ürünlerinde yüzde 80'e seyler insanlan ferahlatır yakm artarken ve burada kimse «enflâsyona gideriz» endişesme 5 Hükümetler gelecekte pakapılmazken, tanmsal destek ko muk ve tiftık fıyatlannda dıkkat nusu ürünlerin fıyatlannın yeli olmalıdır. Pamuk, tiftık, tops rmde sayması cıddıyetle bağbırlıkte düşünülerek ve gedaşmayan bir lstikrar anlayısırek ihracat zorunluluğu, gedir. Bu politıkanm adj «istıkrekse gelışen tekstil endüstrısırar» olamaz, olsa olsa «basıboş nın ıhtiyaçlan gözbnünde bulun bır zayıfı ezme» politikası oladurularak burada en uygun fiyat bılir. Hicbir istikrar polltikasınpolitikası seçilıp uygulanmalıdır, da, ıki yılda para hacmı iki kat artttnlırken, enflâsyona gıtYalnız buraya kadar dıkkat buyrulursa, daima uygulanan po memek için tanmsal destek fiyatları» verinde tutulmaz. lıtıkalardan söz ettık. Şu partı. Bocalamalar ^Okuyucu Mektupları Rüşvet çok, para'yok Bu lnsanlara şasıyorum. acaba farkmda mı GeS'nrr vofcsa görmemezlıkten mı gelıvorlarV Memlettetımızdela r"isvet durumu, Osmanlı împaratorluğu'nun duraklama aevrınaeiü yıyıcilık şeklınden rjek farklı olmasa gerek. Geçenlerde bır Ocakbaşı programı dinledim radyoda. Genellıkle de dınienm ya... Programda bır luşımn ehlıyet alısı ışlenıyor, halka enlıyetın nası) alınacağı yülunda açıklama yapılıvordu güva Okuyucular ıstısnasız bılır B . ruşvet v e m e d e n ehlıyet alan yok. Şans eserl olarak arada blrl almış olabılir ama bunlar tstisnadtr. Galiba ehliyetln parayla saö^cafına dair bUküra ler olsa gerek? Bir ehliyet almafc, kendlm İçin bir özel vasıta aldıgımfia sıkıntı çeönemek utıvorum ama boşuna. Param yok ki, vereyım. N e vspacagımı s a şırdım baııa voJ «österecek yok mu? Bır vatandas olarak ehliyet almada, doktora gıtnıede, bir okula glrnıede. diploma almada, tayüı işlennde, yurda mal sokmaca, ışçi olmada ve sayması lüzumsuz bır çok yerlerde rüsvetin rol oynamasını lstemiyorum. Bizim için yılnnı sayılabilecek bu tür kötü davranışlann önüne geçilmeli, vatandaşlar da. rüşveta yanaşmamalıdır. Baştakl ilgüller bunlan biliyor da göz yumuyorsa çok kötü. Eğer «habenmiz yok» dıyebiliyorlar sa, işte kendilerine haber: Hiç olmazsa bundan sonra rüsvetin önüne geçmek için çalışılması gerefcir tbrahim Akvol Buldak . tlkokul öğretmenl Cihapbeyb KUNXA • Orman Bakanına açık mektup Orman teşkflâtının teknfk bir elemanı olarak ormancılarca malum olan açık bir gorçegi kamuoyunun da s5rgü sahitHSlrjden Istifade ile bilgilerinize arz ediyorura efendim. Bflindigi gibi 1958 tarlhtode kurulan Orman Teknlker Okullan 1969 tarihlnde kapatılmıştır. TCrkive çapmda iki okul lçln bir lmtihan fle cüzî bir rakamm gSsterdJSl 100 kadar Sğrendyi seçip yettstiren bu okullar, Orman Genel MüdürlüSü'nun her türlü tepki v e soğuk muarnelelerln* tabi tutulmus ve bu genç ıfima?lann vükselme olanaklannı •bertaraf etmede ln«afsiı«?a başanlı olunmustur. Me'lekt basın ' kuruluşlan v e teskUâtta ba<nlan feveranlara vine avnı katılıkta kvlaklar tıkanılmıştar. Memleket içerislnde dî|er bütün teknîker okullannın va bir yükse£i açılarak tashihl vapılmıs, ya da bu ögrencüPr li^e sevivesl fistünde addedflerek her türlü imkânlarla memnun edilrnislerdîr. Son iki vilda vurdumurun di»er orta «tarüVe dahll me<=lekt okul öSrencilerlnin (sanat ve ticaret okullan) tleili vüksek okullsrca tanman konfenİanla vüksek tah«il vapma olanaklan saŞlanmaktadır. Bu ara eski orman teknfker okulu 6SrenelIerl ya da mezunlanna vine esfcf katılık, ylne eski sogukluk devam Sunu açıfcça beHrtraek Isterim H. orman teknlkerlertnln CzüldüSti tek nokta: Türldve Cumrıurlvetl'nde sosval adaletin uvetıtanmavisTdır. Fır«at p"HtHÇlnln temfn ertilmpvljld'r. Yoksa, Orman te^MUti p'M tutuprj b!r v8netld kadrovla rtnnatılmıs camlanm. menstıba olmaVtan kaçman zorunlu Vltin bu fntumuna. gynra fpşekkür etmek gereldr. Sayplanmla. Avdın KAHItAMAV Of Orman Bölga Ş e ö R. VEFAT Merhum Y Mühendls Reşit Soruşbay v e merhume Saide Soruçbay'ın kerlmelerl, merhum Ord Prol. Necatı Engezin refikası, Bânu ve Bema'nın sevgili anneleri, Reşat Sorusbay, merhum Atuf Soruşbay'm kardeşlerl, Nemide Çinetçı'cin ablası, Fahrlye Soruşbay'ın Yılmazcan ve Rebii Yetlşin kayınvalidelerl, Reha ve Süha Demlrbağ'm teyzeleri gorümcesi, Şükrü Çlnetçi'nln balrfızı, Humeyra Abaç v e Cem Soruşbay'm Erdoğan halaları, 20 yıl kâfi Sayın Parlamenterlerimizden SAKIP HİÇERTMEZ, çahşan kadmlann 20 yılda emekli olmalan hakkında bır kanun tek lifi yapmıstı. Bu durum "henüz ele almmadl. Yakın bir zamanda ilgılı ko misyonlarda görüşülerek Yüce Meclise getirilmesini ve Cumhuriyetimizin 50'nci yümda biz lere bir cemile olarak kanun laşmasını ümit ediyoruz. Uzun zamandır muhtelif gazetelerde, :çalışan kadın memurlar dertlerini sütunlara aktardılar ve aktarmaktadırlar. Çalışmak mecburiyetinde olan biz kadınların, daire görevi, ev işleri, çocuklarımızla ilgilenme gibi durumlarımız sebebiyle ne kadar yorulup yıprandığımızı takdır edersiniz. Saym parlamenterlerimizden, bizlerin 20 yıl çahşmamızın kâ fi görülerek konnnun ele alınnıasım ve kanunlaşmasını bekliyoruz NERtMAN KARMAN SSK Muhasehe Memuru K ON G R E Sıvas, Hafik. Çımenvenice K5yü Yardımlaşma ve Güzelleştirme Demeğinin vıllık olagan toplantısı 27 5 1973 Pazar eünü saat lfl 10 da Vı»7>rc*"*me sokak No: 3 Aksarav adresinde vapllacaktır Üyelerin bulunması rica olunur. YrtN'TtM KURUll' GÜNDEM: 1 Açılış 2 Kongre Divanı seçimi 3 Tü7(lk Komisyonu seçimi 4 Faahyet raDorunun okun ması ve görü.şü!mesı 5 T>"°ticı raooruntın okup 6 Yönetım Kurulunun ibrası 7 Tüzük de*isiklipinin görtl sühnesi ve tüzügün kabulü 8 Seçim'er 9 Dilekle r 10 Kapenıs. (Cumhuriyet 3574) JİİLİOE ENGEZ 14/5/1973 Pazartesi günü vefat etmiştir. Azlz naa 'ıı 15/5/1973 Salı günC öğle namazını müteakıp Şışli Camnnden alınarak Edırnekapı Şehltliğın dekl ebedî utirahatgâhına tevdl edilecektlr. İ İ L I 8 İ (Cumhuriyet • 3573) ! » « « « * • • • •••••• • • Feyhan ve Tacettin GUzel, KEREM'in dogumunu, akraba ve dostlanna sevirıçle duyururlar. Zeynep KimU 12/5/9Tİ nlş Orhan TÜZÜN Saat 1330 19J0 SamatT» Cad No 400 TEL: Sl 75 « ması (Cumhuriyet 3571) »•••a ••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle