Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 7 Mart 1973 öplumlar, yaşayan bireyler gibi canlıdırlar. Belü kişilikleri ve sorunlan vardır. Nasıı problemsiz insan düşünülemezse problemsiz toplum da olmaz. Fakat bu problemlerin sertliği ve sayısı azaltılarak sağlıkh bir toplum yaratılabilir. T ve göfüşler Ne zaman toplumda yaşayanHrın bir kısmı «Ne fena şey bu olanlar, niçuı Dir şey yapmıyorlar, bunlan halletmek ıçin» cuye konuşmaya başlarlarsa, orada toplumasl problem vardır. Genellikle. «bir kısım insan grubu üzerinde arzu edilmeyen tarzda etki vapan bir durum mevcutsa, toplumun üyelennden bir kısmı da bu durum hakkında birlikte hareket ila bir şeyler yapılması ihtiyacım duymaya başlamışlarsa» toplumsal bir problem (dert) ortaya çıkmış demektir. Sosyopsikolojik çalışmaların ışığında belirlemeye çalışılan bu tarife göre Türk toplumundaki toplumsa' problemlerin neler olduğunu bulup çıkarmak da zor olmayacaktır. Bia burada örnek olarak bazılarmı göstermekle yeüneceğiz. Ülkemizdeki mevcut bozuk düzenin milyonJarca insanı çoğumuzun lstemediği yönde etkileyerek yarattığı issizlik toplumsal bir problemdir. Gizli işsizhk, beyaz yaka suçu (White colar criminslirv) rüşvet, devlet eliyle adam zengin etme, deviet işlerindekl suiistimaller bazj kollardaki yabancı sermaye sömürüsü, eğitimde ve S3ğı:kta fırsat eşitliğinin olmayışı, topraktaki büyük dengeEizlik, cehalet, yoksulluk, köyden şehre akın, gecekondu sorunu, anarşistler sorunu, alkolizm, varlıklıyı gittikçe daha varhklı, yoksulu daha yoksul yapan mevcut kalkmma düzeni kuvvetliyi koruyan, zayıfı ve kimsesizi ^zen ıdari düzen v.s. yine millet olarak DÜvük çoğunluğumuzun istemediği ve hailedilmesı ihtiyacım duyduğumuz toplumsal problem!erimizdir. SORUNLAR BÜYÜYOR Mustafa ÜSTÜNDAĞ CHP Genel Sekreter Yardımcısı nün yanlışuğı da açıkür. Problemler hakkında konuşulmaz da, halkın haberdar oîması önlenirse o problemlerin daha büyüyerek ortaya çıkmayacağım kim temin edebilır. Ülkemızdeki adaletsizliklerden, yoksulluktan, ışsmikten. eğitimdekl ve sağlık düzenindeki tırsat eşitsizliğinden, rüşvetten, sömürü ve vurgurüardan söz edilmemesi bu sorunlan vözroez aksine, çok daha büyümüş olarak karsımıza çıkanr. c «Toplumun tüm bireyseri toplumsal problemlerin çözülmesini arzu ederler» görüşü de yanlıştır. Çünkü; gerçekte o proolemin stirüp gitmesinde yaran olanlaı, cnun çözülmesini istemeyeceklerdir. ç «Toplumsal problemler kendi haline bırakılırsa onlar gelisirler ve zaman içinde kendilerini çözerler» diye, problemlerin kendi kendilerini çözeceklerini beklemek. ^erçekçi ve etkili bir görüş değildir. Zamanınoa gerekli ted. birler ahnmazsa problemler çok daha ciddı olarak ortaya çıkabilirler. d «Mevcut toplumsal Kurumiarda değişiklikler yapılmaksızın toplumsal problemler çözülebilir» görüşünün yanlışlığı da açıklığa kavuşmuştur. Toplumsal probîemlerin gerçekçi olarak çözümiine gitmek, ancak mevcut kurumlann ve onların uygulamalanndakl değışikliklerle mümkündür. dirler. «Bana dokunmayan yılan bln yasasınit ielsefesini takip ederler, ama sırası aelince o yüan ilgisiz kâlanlara da dokunacaktıı Hassasiyet: Bazılarının insanî duygulannm verdiği hassasiyetle gerçek problemlerin roevcut kunımların ve onların fonksiyonlannm bir ürünü olduğu esasına dikkat etmeksizin problemin görünen acıklı kısmı ile ilgilenerek bir çare arama çabası içine girdikleri görülür. Mevzii olarak yoksul. lara, düşkünlere yardur.cı olma çabasına girme teşebbüsleri gibi. GerçekJeri saptırraa: Toplumsal problemlerin devamından yarar temin edenler ve bunlann doğurduğu buhranlı dönemler içinde yetkfler elde edenler, dikkatleri gerçek durumlardan başka yöne saptırma cabası içine girerler. Genellikle bu tipler toplumsal problemleri gerçekçi olarak dile getiren kişileri ya da teşekkülleri, her fırsatta iftira bombardımanı altında tutarak, problemlerin daha süregen (müzmin) hale gelmesine sebep olurlar. Amaçlan problemlerin tedavisi değil. bulanık ortamda yararlarmı bir sure daha sürdürebdmektir. Bilimsel tavir: Soruna bilimsel açıdan yaklaşanlar, problemli lnsanlar için geniş sempati duymalanna rağmen, sempati duymanın problemlerin hallinde yeterli etken olmadığının farkında olarak bu sempatinin bilgi ve ehliyetle, olaylann iç yüzüne nüfuzla, birleşmesi esasına inanmışlardır. Bilimsel yontemi benimsiyen bilim adamlan, politikacılar, yöneticiler ve öbürleri toplumsal problemler karşısında; problemin ne olduğunu, problemle il güiolan olayları, probleme kanşmış olan değer yargüarını, çözümü için mümkün olan seçeneklerin (alternatiflerin) neler olduğunu, büyük kitlenin yararma uygun olarak istenilen sonucu yaratacak tutumun ne olacağun araştırırlar. sorunlann çözümiinde seçtikleri yolu uygulamadaki işleyiş derecelerine göre sürekli olarak değerlendirerek geliştirirler ve değiştirirler. Sapka Waterloo savaşı başlarken, fcurmaylanndan biri Napoleon'a sormuş: Ne düşünüyorsunuz? împarator : Ne düşündüğümü sapkamm tarkettiğini bllsem, çapkamı yakarun, diye cevap vermiş. Waterloo'da yenildi Napoleon. Demek ki, tasanlarmı şapkasuıdan Rizlemest bü İşe yaramadı. Esasen kafaya çok vakın olmasına rağmen bir şapka insanın düşüncesini bilemez. Napoıeon'un gapkmnniT) bu alanda bir ayncaiığı yoktur. Eninde sonunâa elll santimlik bir bez parçası. Hangi biçimi verirsen ver, akıi veremezsin bez parçasına... Buna karşılık ınsanm fikirlerini bilmese oe niteliğini yansıtabilır şapka... Közselişi. Atatürk fesı ath şa;kayı giydi O yıllarda bir aniamı vardı bu davranışın. Şapka giymemek için sokağa çıfcnayacak kadar Dağnaz kisller yaşıyordu ülkemizde. Bir adam düşünün kı, Dası açık gezmemek için kendisini hapse mahkum edecek kadar yobazdır. tşte böyle durumlarda şapka özel bir önem sazanır. Ne var ki, aradan zaman geçince yobazlar, şapkavs da kendileriııe özgü bii biçim verdiler Kasketın öperinı arkaya. ya da vana çevlrerek giydiler. Garip Dir adam taşımaya başladı kasket... Hem bağnazların başlığl oldu. hem komünistlerin lsareti sayıldı. hem de köyltioen rağbet gördü. Bıçkmlar, uçarılar da kaskeü oenimsedlıer Bu arada piyasadan kalkan başlıklar da ouniıdı değiu Külâh bunlann arasındadır Zamammızda külâha peK itibar edihniyor. Yalnız bazı açıkgözler Ali'nia külâhıru Veli'ye. Veli'ninkini Ali'ye giydümekle meşgul... Aü ile Veli' den başka külâh giyen zamane toplumunda vok elbi . Bıı de gtindüz külâhlı, gecö silâhlılar var ki. sözü meclisünizden dısan... Kalpaâa gelince... Millî Kurtuluş Savaşımızın bu güzel anısı soSuklar İçin yalnız kalpak degü, biçilıniş kaftandı. Ne var kl gunümüzde Millî Kurtulus Savaşına moda deytmle Dir «alerjı» var. Kalpağından mintanına. tarihinden destanına sadar Milli Mücadele'nin her şeyine karşı bir ürKeklik duyuyoruz. . Neden?. Oysa Batı'da kalpak modası aldı yürüdü Vızon, astra : kan, koyun, keçi, natta öküz derisinden kalpaklan giyen giyene... Bizde ise kalpak giyene kötü gözle btünüyor. .Tuhaf insaniarız vesselâm, nice hayvaru baştâcı ederiz de. h&yvan postunu başına şapka yapana hoş gözle bakmavız • Toplum larda böyle garip tabiatlars rastlanır : Ama bu garip tabiatımız vüzünden başınıiza Btyecek bir şev bulmak da zorlaşıyor. Bere giyene softa diye bakana. h Kasket giyene solcu.. Kalpak giyen ihtilâlci . * Takke giyen yobaz. Geriye kala kala fötr şapka kalıyor. O da kullanışh değil. Yağmurdan bozulur pahalıdır. Diraz da ağıı ve oturaklı bir hal verir insana... Daha çok ponfikacıiar eıyer fötr şapkayı. Zaten zamammızda kimsenin , Utifat ettiğJ yok, gereksiz giyim eşyası eibi görünüyor fötr »apRa . Giyenler az, adını duyuraniar az. Bu alanda en tneşnur sapka Demirel'in şapkası. CumhuTbaşkanheı seçimleri nedeniyle Süleyman bey: Cumhurbaşkanı adayı kafamın içinde. tutumuna girince. btitün gözler Demirel'in gene şapkasına çevrtldi: Acaba bihyor mu? diye. Oysa bilemezdi şapkası Uemirerin düşüridüeiicü. Napoleon'un şapkası Dile Waterloo'da kuftıandanın ne düşündügünü bilmiyordu. Ve öyle sanıyorum Kl, Süleyman beyin düsürıdüğü ttum. hurbaşkam adaymı artık ne şapkası öğrenecek ne de bizler... Şimdi içinizden bazıian: Birader sen de amma uğraştın şu Demirel'in sapk%sıyla.. diye düşünebüir. ' Ne yapalım vam. kundurasıyla mı uğıaşaum? Bilirsimz dost basa bakar. düşman ayağa Ciddi Reform Ülkemizde toplumsal problemler artmakta ve büyümektedir. Bunahm diye adlandırdığımız durumlar; çözümü için zamanında gerekli tedbirlerin alınmadığı toplumsal problemlerin meydana getirdilderi yeni daha ciddi problemli durumlardır. Toplumsal sorunlann tedavisi, gelişi güzel geçici tedbirlerle yapılamaz. Devletin yönetiminde sorumluluk alanlar, kendi görüşlerinden farklı olan fîkirlerin tüm karşısma geçer, dogmatiznıin burgaa içine düşerek memleket için yapmakta olduklan büyük hatalan başkalarına iftiralar atarak örtbas etmeye kalkışırlarsa. problemleri daha da büyütürler ve bir gün altmda kalmaya mahkum olurlar. Toplumsal problemin tedavisinde en emin yol bilimsel yöntemdir. Bu yöntem, farklı düşüncelerin daha hakiki olabilme ihtimaüni hesaba katarak uygulamada getirdiği sonuçlara göre değerlendirmeler yaparak kapılarını gelişmeye ve değişikliğe açık tutar. Problemleri kişilerde değil, o kişileri oluşturan, kültür örüntüsünü meydana getiren toplumsal kurumlann esldmiş ve yanlış işleyen yapılannda aramak gerekir. Problemlerin gerçek halli, belli bir bütünluk içinde toplumsal kurumiarda ve bunlann ilişkilerinde yapılacak gerçekçi reformlarla olabilir. 1961 Anayasasmın öngördüğü reformların zamanında yapılmayışı nedeniyle, toplumsal kurumlann arasmdaki ilişkilerin ortaya çıkardığı bo suk düzen, büyük halk kitlelerinin aleyhine işlemiştir. Bu durum halen devam etmektedir. Ülkemizde süratle gelisen toplumsal problemlerin yarattığı tehlikeleri görerek ciddi reformlar isteyenlerin, yapmacık reform gösterileriyle ikna edilebilmeleri kampanyası sürdürüluyor günümüzde. İçinde bulunduğumuz bozuk düzenin Anayasamızın öngördüğü biçimde değiştirilmesi görüşünü, memleketin altını üstüne getirme olarak anlayan dar zihniyetin, memleket yönetiminde soz sahibi olması gerçeği hepimizi derinden etkilemesi gereken, belki de en ciddi toplumsal problemlerimizden birini gostermektedir. Yanlış Görüşler a «Toplumsal problemler tabiî ve kaçınılmaz» diyen göriişün yanlışlığını sosval bılimciler ortaya koymaktadırlar. Bir dereceye kadar tabii âfetlerin doğurduğu toplurnsıu sorunlar hariç, genellikle toplumsal problemleri insanlar yaratmaktadır ve bunlar insanlann kontrolü altındadır. Gerekli düzeltmeler yapılarak bu sorunlar ortadan kaldırılabilir. En azmdaa derecesi azaltılabilir. b •Toplumsal problemler. üzerinde konuşulduğu için meydana çıkmaktadır» göriişü Bireylerin Tutumları îlgisizlik: Genellikle lnsanlar kendi yararlarına dokunmayan problemlere karşı ilgisiz* ORADA DÜR! OKTAY AKBAL Evet Hayır İŞTE BATI, IŞTE BlZ! ondra'da bulunan eskl bir gazeteci arkadaştan, düşündürücü bir mektup aldım. Mektupta yazılanlann önemli bır bölümü, ülkemizin başlıca sıkmtılanndan biri olan sanat ve fikir özgürlUğüne degindiği için, burada söz konusu etmeK istiyorum. Londra'da birkaç yıldır bulunan arkadaşım, aklı başında bir Türk gazetecisidir Orta yaşı aşrr.ıştır. îlk gençlik yıiları ile, ilk; gazetecilik heyecanlarının, artık, aşmmaya yüz tuttuğu bir çağcır bu! Son otuz yılda. ülkemiz, birbiri ile çelişkilı ama, hep sil taştan ve yeniden baslar gibi görünen olaylann içinde çalkalanıp durduğu ıçin orta yaşh insanlarımızda bile bir kanıksama, bir duraksama var. Bu gevşeme, kimi insanlanmızı bır nemelâzımcıhğa kaaar sürüklemek tedir. Ama, Londra'daM gazeteci arkadaşım, hâlâ. heyecanını yitirmeırıis olacak ki, şörle baslıyor mektubuna: «Sen bir tiyatro yazan olduğun için, son günlerde gittlgim Öyatrolarda, piyes seyrederken hep seni düçündüm. Simdi DU satırlarımla, sana düşünceleriml iletirken, bir çeşit dostça hesaplaşmaya da giriceğtm seninle. önce, seyrettiğim tarihî bir piyesi anlatayım Konusu şuGeçenlerde ölen eskı tngiliz Kralı Sekizincı Kdvard'ın aşsı ugruna Ingiliz tahtuıdan çekilmesi olayını ele alıyor. Kraliyet aiiesi, o günlerm Başbakanı. bel lı başlı politikacılar. sarayla iliş kisi olanlar, Kral, Kralıçe vesaıre, hepsi tarihi kişiiikleri tçincıe, kıyafetleri ve makyajlan da tıpatıp kendüerine oer.zetilerek, sahnede boy gösteriyorlar. Açıkça, rahatça, bu tahUan çekil meyi tartışıyorlar Yalın bir eleş tiri, alay, tarihin gerçek vüzü, hepsi var bu piyeste. Halk buyruk. Konuyu biidiklen b&lde! Ama, oyun gerçeği araştırdıgı ve rahatça tartışma olanaf? verdiği için büyük ilgı görüyor. Buna karşılık, ne tıükümetten, ne de halktan niçbir alevhte tepki gelmiyor. Ne yasaklRma, ne tiyatro basma! L i | | | r a c l a dur». Bu sözü kendisine söylemeliydi! Gerçi ol• l l l d u g u yerde duruyor ya, o başka. Gazetecilere demiş bu "*™sözü. Etmişse etmiş olur, gitmisse gitmis olur, gelmişse? O zaman da gelmiş olacak! Cumhurbaşkarüiu kim seçer? TBMM. Seçmişse seçmiş olur. Ne var bunda saşacak? Çimdi sen orada dur. Benden daha çok söz isteme... AP Genel Baskanının kafasındaki Cumnurbaşkam adayırun kimliğini öğTenmeden Başkan seçimi yapuacak neırieyse. Bilmece, bulmaca, araştırmaca gibi bir şey bu. KafamdaM aday... Her kafada neler neler var. Bay Demirel'in kafasında belki de kendi adaylığı vardı, klm bilebilir. Niye olmasın? Onu bunu seçtirmeye çalışacagına kendi seçilır olur biterdı. Günler geçti «kafa»daki ad kafamn içinde kaldı. gömUldü. sılindi gitti. Üçbes güne kadar TBMM Türkiye Cumhuriyetinin yeni Başkanını seçecek. Ortada tek aday var görunUrde, eski Genelkurmay Başkanı Org. GUrler. «Kafadaki aday» yok. sa o mu? O olmasa da AP'nin oylarınt alınca «o« Oıacak ister istemez. Kafada olsun, olmasın Gürler Başkan seçilince ne olacak? Bay Demirel'e göre TBMM'nce Başkan seçilmis olacak, ne var bunda? «Sen orada dur». Durmayıp da ne yapacağız? Sen de durmayıp da ne edeceksin Bay Demirel? 12 Mart'ta nasıl durdunsa, ya da yerinde duramadan çıkıp gittınse bu Kez de aynı yolu tutacaksın. Dayanacak yerin yok. Anayasa. demokrasi, hürriyet düzeni dersin ikide bir. îşine gelince Anayasa demokrasi, hürriyet .. Yalnız senin için, sizin için Partınizl iktidara getirmek, bakan, başbakan olmak için. Anayasa'yı alt üst ettir, tamnmaz hale koydur, Giivenlik Mahkemeleri, on beş günlük gözaltına alma süreleri tanı, 1961 Anayasasını istedigin, özlediğin biçüne sok. Sonra bir duvann dibine sıkışıp kaluıca Anayasa, demokrasi, hürriyet diye başla seslenmeye... Anayasa ya vardır, ya yoktur. Varsa var olurl Sen istediğin zaman «var» olmaz! Tümüyle vardır. Bütün maadeleriyle uygularur, uyguianacaksa. Ikıüç bin politika adan^nın, birkaç bin çıkarcının yaranm sağlamak için degiıdir Anayasa, tüm ulus içindir. Son güne kadar «Eaşkan aday kalamda« der mi demokraside bir parti başkanı, nem de çogunluk partisinin lideri? Demek koskoca ulus bir tek adamın kafasındaki adayın açıklanmasmı bekleyecek son eüne aek?.. «Ben kitaplarda yazılı kaidelerden bahsediyorum. Neden kitaplardaki yazılı kaideleri hatırlatıyorsun derseniz ihtiyaç duydugum için» diyor Bay Demirel. O kitaplara kıyuırken, o tür kıtaplan sa\unanların başı derde girerken, pergek demokrasinin kurallarına uygım davranüması istenırken nerdeydi AP Genel Başkanı, AP milletvekilleri?.. Nerde olacaK? Anayasa'nın en önemli maddelerini değiştirmek telâşında!.. Bir süre sonra iktidara geleceklerine, bu yurdu «diktnsız gül bahçesi halınde yönetecelderine güvenli olarak «yann»ı hazırlamak özleminde... Orada dur!.. Dur, seyret! Meclislerde çogunlulttasmdır, iktidar olamazsın. Istediğin kişiyi Başkan sectirmek gücüne sahip olduğunu sanırsın, yapamazsuı. îktidar da üeğ'liz, muhalefet de degiliz... Nesin öylej'se? Neyin savunucusun, neyin koruyucusu, neyin Meyicisi? Hiçbir şeyin... Bii takım güncel çıkarlaruı, sandıktan çıkma oyunlarının, halk. kandırma, oyalama taktiklerinin... Orada durup bakarsın... Bakarsınız hepuıiz Ama dilleri. nizden düşmez «demokrasi, hürriyet, özgürlük, Anayasal haklar» sözleri... Başkaları için değil. kullanılmak ıçin dtğil, yararlanmak için degil... Aldatmak. kandırmak, oyaiamak için yalnız... Yalnız kendi iktidarmızı ayakta tutmak sağlamak, sürdürmek için... Özgürlük varsa hepimiz içm olnıalı Anayasa varsa ikide bir bozulmadan, degiştirilmeaen nygulanmaU. Demokrasi varsa tüm koşullanyle yaşatılmalı... Bay Deır.ııel'e, Bay Feyzioglu'na, Bay Bozbeyli'ye, bu bay'lann Diıikı yüz kişilik takunına göre degü... Orada durursunuz şimdi. Yerinizde sayarsımz htrkes de yerinde sayıyor sanırsınız. Oysa yer yürüyor dünva dönüyor. Bir sizsiniz oracıkta donup kalan, olduğu noktada çakılıp du BİZ, ÖZGÜRLÜKLERİN KAYNAĞI SAYDIĞIMIZ DEMOKRASİNİN, ÖZGÜRLÜĞÜN ANCAK BİÇİMİNDE BATI İLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ. BUNU DA, GERİLERDEN İZLEYEREK... Recep BİLGİNER Londradaki arkadaşunın önerdi. ği konuda Yani Atatürkün evlenip boşanması konusunda, kl bu Atatürk'ü tek çizgi biçhninde göstermek yerine, gerçekten yaşa yan bir varhk göstermeye yarar bir piyes yazüsa ne olur? önce, Atatürk düşmanlan, kimbilir neralere kadar çekip götürürler bunu Atatürk'ün aleyhinde bir belge diye. Hoş Atatürkçü geçinenlerin çoğu bÜe, hazmedemez ler ya böyle bir şeyi. Önce bazı çevreler, bazı çevrelerden önce kanunlar, kanunlardan önce, kanunlan uygulayan idarecüer, ida recüerden önce onları baskı altında tutan politikacılar, onlardan önce de politikacüarın bağlı olduk lan gruplar, yani yukandan aşağı ya, aşağıdan yukanya, basamak basamak engellemeler çıkar. Biz, henüz sanatı tanımlamış değiliz ki, sanatın gerektirdiği tam özgürlüğü yaşayabileUm. Biz özgürlüklerin kaynağı saydığımız demokrasinin, özgürlüğün Batı ile ancak biçıminde iş birliği yapıyoruz, Bunu da daha çok gerilerden izliyoruz, hem de bütünü Ue, bütün gerekleri ile değil, bazı bölümleri Ue. Oysa demokrasi bir bütündür. Şu yani alımp bu yani bıraküırsa, noksan parçalı bir ma kineye benzer. Şimdi, yine Londradaki arkadaşm yolladığı mektuba dönelim. Arkadaşım, daha da ileri giderek diyor ki: «Şimdi sana iki mUzücalden söz edecegim. Biri Hazretl tsa, öteki Allah'ın kelâmı. Bir yerden bulup, Allamn kelâmmı nasıl müzikleştirmişler, dinlemeni isterim. Pekl ama, sen niçin, Hazreti Muhammedin hayatını yani Onun, savaşçılığı, insanhğa ettiği hizmetleri, hayata nasıl başlayıp, ilk önce nasü evlendlğt filân ele alıp oyunlaştırmıyorsun? Artık Batı dünyası, bu tttr konulara el atıyor, tartışıyor, yargılıyor, çağımıza göre bir sonuca vanyor. Yezarlar, flkir adamlan. kendi yaşamlannı aşan, ileriye doğru uzanmış sorunlara çözüm anyorlar. Peki biz, bizim yazarlar...» Burada kesiyonım mektubu. îşte Batı, işte biz gibi bir yargıja varmadan. Bizim ülkemizin yazarlan, kendilerini ve çevrelerini saran ülke sorunlanyle o kadar iç içe ki, bu konulara, henüz sıra gelmiyor. Sıra gelince de, çeşitli engellerin sakıncası beliriyor karşımızda. Kaldı ki, cevremizde çok katı ve çok acı gerçek biçiminde dolaşan bu sorunlan, gereğl gibi ele alamıyoruz. Bir kısir döngü bizim sanat adamımmn içinde bulunduğu durum. Once kendi sorunlanrraz mı, yoksa dünya sorunlan mı? Ya da iklsıni birleştirmek mi? Ama, unutmamalı kl, her i e j bir ikllm meselesidir. Bu yüzden, Batıda olanlarla biz de olması imkânsız olanlar biz!, adına Batı dedigimiz dUşUnce sis temtnden ayınyor. Biz, hep olmak istediğimizi, olaroamanm acısını çekmişizdir. Yoksa, Batılı yazarlar gibi, Türk yazarlan va sanat adamlan da, dünyaya açılan bu tür fiklr pencerelerinden bakmak lsterler olaylara. Bütün evreni, bütün insanlık sorunlannı kucaklarcasına. düşünce sisteminln özünde. fikrin ve sanatın gırdigı yerde suç söz konusu olmaz Bu evrende düjünınek ve düşiüıdüklerim söyıemek, lnsajun, insanlık görevidir Yani düşünınek ve dUşündüğünü söyıemek issan kavramının içmdedır Londra'daki dostum oakiı Ol kemiz yazarlarmın ve sanat Edamlannın ileri yıuara uzanacak ileri fconulan işlemesi öne ( rısine, kim îffttiimaz Ben de, ona bir başka acı gerçeğl yazayım. Türkiye'da, Devlet memuru oımayan, lşçı sigortalanna da kayıth bulunmayan birçok sanat adamı var. Bunlann yanna güvenleri yok. Bir güvene bağıanınaxar< da olanaksız. Örneğin. bazı tiyatro ya. zarı arkadaşlar yeni bir sigorta sistemi olan BağKur'a girme s istediler. Olmadı. İçlerinden biri, lşportacılar yani seyyar esnal derneğine gırdı de, öyle «Jdılar Bag Kur'a Yani, isportacı esnafı kadar. devletin güvenliği sağlamadığı, daha açık ^ıııııııııuııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııımıııııınıııııııııımmi'£ çası, klasman dış) bıraktığı sanat adamından TUrklye'de daha başka ne beklenroeli Aslında, çoğu yazar ve sanatçılarımız, reuclze yaratırcasma, bem de Batı ile rahatça boy ölçüşecek cserler, verdüer venyorlar | İLÂN | Sen ya da başkası söz gelimi niçin, Atatürk'ün evlenmesini ve boşanmasmı konu edinen bir piyes yazmıyorsunuz? Üstelik bizde bu konuyu, ayrıntıları ile pek çok kimse bllmez. Böyle bir piyes yazarsan, ileri kuşaklara kahr, ya ni eserin senden sonra da yaşar.» Frenlerimiz sıkışmış.. Londradan, Türkiyede bir dosta mektup yazarken, gök yüzünden dünyayı seyredercesine, rahat, kuş kusuz, çekinmeden böyle bir uya rıda bulunmak ne güzel şey. Bunu ben de, öteki yazar arkadaşlarım da, sık sık, kendi iç dünyamızda. kendi kendimize yapıyoruz dur. İleri doğru bir önemli atılım yapabilme umudu Ue. Ama biz, içinde bulunduğumuz koşullardan ötürü, frenleri sıkışmış bir otomo bil eibiyiz Dilediğimiz yolda, dilediğimiz ya da sanatın gerektırdiği hızla yol alamayu. ran. Türkiye Elehtrik Kurumımdan 24.000 Adet Sokak Aydınlatma Lâmbası Satınalmacaktır. 1 Kurumumuz köy elektrifikasyonu işlerinde kullanılmak üzere 20 000 sdet ağaç direk tipi ve 4000 adet demir direk tipi olmak üzere 24.000 adet sokak aydmlatma îambası, kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle, şartnameleri gereğinco ve bedeli Türk parası karsılığmda ödenmek üzere satınahnacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler: a) TEK Köy Elektrifikasyonu FinansmanMaîzeme ve tdart Işler Dairesl Başkanhğı «Ziya Gökalp Cad. No: 14/4 Yenişehir/ ANKARA» ü) TEK 12. BÖLGB MÜDÜRLÜGÜ cMiüet Caddesi No: 324/1 Tookapı/ÎSTANBUL» c) TSK 4. BÖLGE MüDÜRLÜĞO «1391 Sokak No: 1 Alsancak/İZMÎR» adreslerinden 50. TL. karsılığmda temin edilebilir. 3 Bu konudaki yeterlik belgesi ile ilgili müracaatlar şartnameye uyjran olarak en geç 14J.1973 gtinü saat 17.00'ye kadar, «Ziya Gökalp Cad. No: 14/1 Ankara» adresindeki TEK Köy Elektrifikasyonu FinansmsnMaüeme ve tdarl tşler Dairesi Başfcanhih Muhaberat Servisine yapılmıs olacaktır. 4 Tekiifler en geç 6.4.1973 günü saat 14.00'e kadar 3. maddpde adresi beürtilen Muhaberat Servisine verilmiş olacaktır. Geciken tekiifler nazan itibare alınmıyacaktır. 5 Kurumumuz 2490 sayıh kanuna tabi değildir. (Basuu A. 6364 • 12116/1436) Londra'daki sevgılı arkadaşım ?imdilerde bir türlü rayına oturtamadığımız deraokrasinin. fzünde var olan likır ve sanat AzgürlUgü de, kavgan Bir alanSuç değil, fnsanlık aadır. Hangi çızgiae duracalr ^ = görevi bilemeylz. 5 Bu evrende tnsanın. her şeyi Ha bir şey daha var: Büyult düşünmesi. düşündüpü her şeyi çoğunlugumuzla, simdı biz, son E söyleyip yazabilmesi bır sanat yılm en ünlü alaturka şarkıla Ş cserinin koşullan içinde ortaya rndan birtnin «O agacın altını S dökmesi suç deği.' Bu suç sözşimdi anıyor musunT» mısraın E cüğünü kuUanmakla yanlış bir oakl soruya cevap aramakla uğ E E anlatıma girdım Çünkü Batı raşıyoruz. E S E E S E E ŞŞ S = E = S E E = 1 BATMAN Raflnerisinden Fabrfkamıza 24.000 ton fueloü, ş: şartnamesi esaslanna göre naklettirilecektir. E 2 Bu nakllyeye ait sartnameler Fabrikamız Ticaret ŞefllE ğinden. ANKARA'da Türkiye Çimento Sanayii T.A.Ş. Ge= nel MüdürltiSü Ticaret Müdürlüğünden bedelsiz olarak ^ temin edilebilir. E 3 Tekliflerin şartnamedekl esaslar dahilinde en geç 105. E 1973 Cumartesi günü saat 11.00'e kadar Fabrikamıza tev= di edilmesi lâzımdır. E 4 Yukanda kayıtlı tarih ve saatten sonra verilen tekiifler ile postada vâki olabilecek geclkmeler nazan itibare alrnE maz. E 5 Pabrikamız 2490 sayıh kanuna tâbl olmadıgından Uıaleyl E yapıp yapmamakta. kısmen veya tamamen dilediğine E yapmakta serbesttlr. = E (Basın: 12093/1439) = ^ = | Türkiye Öğretmenler Bankası | | T.A.Ş. Idare Meclisi Reisliğinden | Bankamız 1972 faaliyet yılı Adi Genel Kurul Toplantısı = Esas Mukavelenamemızın 28. maddesi gereğince 23 Mart 1973 = Cuma günü saat (11.00) de Ankara Yenişehir Necatibey Cadde E si No. 112 de Türk Standartları Bnstitüsü salonunda yapıla caktır E; Toplantıda ortaklar blzzat hazır bulunabjlecekleri gibi, Ban = kamız Esas Mukavele'namesinin 37 maddesi gereğince kendi = lerini bir vekü ile de temsil ettirebillrler. E Nama yazılı hisse senedine sahip ortaklar toplantı günün E den bir hafta önce bizzat veya bilvekale Banka Merkezine mü = racaat ederek Girme Kartı alacaklardır. Hamiline yazılı hlsse senedi sahibi Genel Kurula katıla = bilmek için hamill bulunduklan hisse senetlerinl veya tllyedj = bulunduklarına o"air belgeyi, toplantı gününden bir hafta ön E ce Banka Merkezine veya Şubelerimize tevdi ederek hisse se E netlerinin sayı ve rey miktarlannı gösterir glrme kartı alır E lar. Şubelerimlzden alınan eirme kartlan geçici olup, toplan E tı EÜnünden evvel Banka Merkezine müracaatla degistirilme S si şarttır. Hamiline yazılı hisse senedi sahibi ortakların Genel E Kurulda kendilerini vekille temüil ettirmek tstemeleri halin E de, hisse senedinin veya lilyedlik. belgesintn vekâletname ile E birlikte Banka Merkezine veya Şubelerimize toplantı günün E den bir hafta önce teslim ederek girm» kartının vekillerl ta E rafından alınması lâzımdır. E Birden fazla şahıs tarafından Uste halinde müştereken bir E şahsa verilen vekâletnamenin noterlikçe tan^im edilmiş olma E Bankamız 1972 faaliyet yılı bilâpço, kfir ve larar hesabı ile ldare Mecltsl ve Murakıp raporlan 8 Mart 1973 tarihinden ttibaren Bankamız Merkezinde ve Şubelerimizde ortaklanmızın incelemelerine sunulacaktır. Sayın ortaklann bllgi edinmelerinl, belirli gün ve saatte toplantıya teşTiflerl rlea olunur. GÜNDEM: " • • İLÂN FUEL OtL NAKLt Türkiye Çimento Sanayii T.A.Ş. Aşkale Fabrikası Müdürlüğünden si zorunludur. < E E E E E = E E E = E E E E E E 1 1972 yılı Idare Meclisi ve Genel Kurul Murakıplarının raporlannın okunması. • ' . 2 1972 yılı bilânçosunun, kâr ve zarar hesaplannm tasdiki Ue îdare Meclisi Aıalan ve Genel Kurul Murakıplannın ibra edümelert. ' 3 1972 yılı kSnnm tfagıtım sekllnin kara'ra baglanması. 4 1969 yılı kânndan Fevkalâde thtiyata aynlan tneblâfır Ana Sözleşmemizin 85 ve 86'ncı maddelerl uyannca Baskaca Ihtiyat Akeası olarak kBhnlünün ttnrnra haglanması •••»•••••»•••••••»•••••»••»•»••»»•••••••••• • ANKARA TİCARET ODASI ARAŞTIRMA MÜKÂFAT İLÂM Ankara Ticaret Odası, Cumhuriyerin 50. Yıld3nümünü kutlama çalışmalarına iştirak gayesiyle «Türklye'de Ticaretin Gelişmesini Engelleyen Faktörler» konulu bir tktisadi araştırma müsabakası düzenlemiştir. 1 Araştırma kapsamı içinde iç ve dış ticaretin gelişmesinl engelleyen faktörler ele ahnacaktır. 2 Araştırma metinlert Odamıza daktflo edllmiş ve yedi nüsha olarak en geç Ağustos 1973 sonuna kadar teslim edilecektir. 3 Müsabıklar, eserlerlnde mCstear Isim kullanacaklar: aynca kapalı bir zarf içlnde gerçek tsimlerini. adreslerinl bir fotografla birlikte ha) tercümelerini blldireceklerdlr. 4 JUri'nin lncelemesl sonunda tesbit olunaeak Blrindye Birlnci Mansiyon îklnd Mansiyon mükâfat tevzl edilecektir. 20.000, TL. 10.000, TL. 6JOO0, T L , ^ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııuıııuıııııııııııııııî: (Basın, A • 620 12122) 1430 HAVA KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFINDAN BİLDİRİLMİŞTİR Vakfımızın 3. olağan Genel Kurul toplantısr 23 Mart 1973 Cuma srtlnü saat 14 de Mithatpaşa CaöÖesi numftra 12 de bulunan Bankalar Birliği toplantı salonunda asağıdaki ^ündeme göre vapılacaktır. Sayın Uyelerimizir) toplantıva katılmalan rica olunur. . Hava Kpvvetlerini fîBc'fndirm* VaMı V5netim Knruln NOT : Çogunluk olmadıgı takdirdp Oenel Kunılıımuz 31 Mart 1973 tarihinde aynı yerde aynı gündfeme göre toplanacaktır. G Ü N D E M : 1 Açılış ve Başkanlık Divanj seçimi. 2 Faaliyet ve denetci raporlannır olnınması, 3 Raporun müzakeresi 4 Yönetim Kurulu ve denetçilertn ibrası, 5 TUzük tadilStının eörü'Olmesi, 6 Yönetim Kunılumın seçimi 7 Denetçilerte seçimi. 8 Başkanlık Dlvanı sunuşlan. 9 Dilek ve temennfler. (Cumhuriyet 1451) R E S I M Lİ TÜRK EDEBtYATl TARİHİ (Destanlar Devrinden Zamanımıza NtHAD SAMİ BANARL1 Kadar) Aranan ve beklenen bu büyük esertn 6. cı fasikülü 12.50 ra fiyatla BakanHğırmz yayınevlertnde satışa arzedilmlştir. Her fasikUIU 80 sayfa olan bu eserin fasikullerine eyrıca renkli kuşe resimler ilâve edilmektedir. ödemeli ve pullu satışımız yoktur. Devlet Kitaplan Müdürlüğü Sultanahmet • tstanbul Top. Satıs Tel: 22 38 03 • • 5 Eserlerin yayın yetkisi Odamıza alt olaeaktır. (Basın 12035) 1434 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• (Basın: 11800/1431)