Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 29 Mart 1973 & nkara'nın ldrll havası, mevsime göre mağarasından başını uzatan, bir ejderha sanki. Kış baslarken çıkıyor ortaya; geçiriyor pen;elerini, dişlerini Ankaralılarm clğerlerine; baıar güneşinin ilk sıcaklığiyle lnine çeklliyor. Jzunca bir yaz uykusundan sonra, açıyor gözerini: Daha hırslı, daha güçlü, daha insafsız, daıa bir kara yürekle. yine çullanıyor. Olaylar ve görîişler «Komisyona Havale» «Yetkililer, sorumlular ne yaparlar bu konuîa?» diyecek olsanız, arhk neredeyse demirbaşa «ayıtlı «açıklamalar», bilginize sunuluyor: «Efen5im, filân Sayın Bakanm başkp.nlığmda, filânca Bakanlıklar ve fişmekânca knrumların temsilcilerinden oluşmuş komisyonlar incelemelerini süriürüyorlar.» Komisyonlar konuyu tnceleye durnınlar (duruyorlar da), Ankara"nın havası. her pl katmerleşen bir klr, zehir büeşimine dönüşüyor. Eskiden, «İsviçre havasını andınrs diye bvünürken, şimdi, katran katran kokmasmdan, ılın yazısı gibi yapışmasından dövunüyoruz. Takside sigara içerken pencereyi açmak isteyen bir tarudığa, babacan şoför şöyle çıkışmış: fiGüzel güzel gidiyorduk sigara dumanı içinde; dışandaki şu pis havayı arabanın içine sokmaıın alemi var mıydı?» Gülüşmeler. «Güleriz ağlanacak halimize» gibilerden. Kimileri de maske almış bu klrli havaya karşı. Eczanelerde satılıyonnuş; dışandan getirtilnüş ilâç gibi. Ikinci Dünya Savaşı yıllannda Londra resimleri geliyor gözler önüne: Herkesiu boynunda bir maske kutusu asılı; zebirli gaz saldınsına karşı korunmak için. Kirli hava maskelerinin pahalı oluşları bir yana, işe yarayıp yaramadıkları da belli değil. Hem, dar gelirliler, kalabalık aileler nasıl edinecek bunlan? Gerçekten olumlu sonuç veriyorsa, maskeleri Deyletin yapması, yeterince çoğaltması, halka parasız ya da çok ucuza dağıtması lyl olacak. Devlet, verem savaşı, sıtma savaşı açmıyor mu? Deprem görmüş. su baskınına uğramış köylere, kentlere, bölgelere yardıma kojmuyoT mu? Duman ve kirli hava baskınına uğramis Ankaralılar; deprem, dğerlerinde. Ne var kl, bu kişisel «pasif korunma» tedbirleriyle kesin çözüm bulma olanagı da pek yok. Asıl gereken, Devletin, planlı, köklü, etkili ve sürekü tedbirleri bir an Snce ahp uygnlaması. Yanhş bir şehirteşme tutumunun, dengesia yerleşmenin, bir XIX. yüzyıl tipi sanayilesme süre "Özür Değil, Iş Gerek! Seha L. MERAY cini andırır başıboşluğun, kaçmılmaz acılı tirünleri bunlar. Ankara'nın «su derdi» de, aynı tutumun ya da öngörüsüzlüğün bir başka sonucu. Konuluyor da, konuldukları yerde bırakılıp unutuluyor, sanınm. Bir öğrensek «helva yapmasını». Bu konuyu, aıtık, «alışılmış», «katlanılan», • üzerinde yalnız lâf edilen» bir sorun olmaktan bir an önce kurtarmak zorundayız. «Nasıl geldik bu duruma?» incelemeleri, başka kentlerimiz için, sanayileşme sürednin baslannda, tedbirler bulmak ve almak bakımınd'an önemli ve değerli. Ankara için, öncelik, «Nasıl çıkabüeceğiz bu durumdan?» sorusunda. «Şu tedbir mi, bu tedbir mi?» tartışmalan yılan hikâyesine dönerse, sorunu içinden daha da güç çıkılır niteliğe büründürmekten öteye, olumlu ne sonuç elde edebiliriz? «Uzun süreli tedbirlerle çözüm aramak», şüphesiz, çok iyl bir yaklaşım. «Kısa süreli, geçici tedbirler, gerçekten olumlu ve etkill, kalıcı sonuçlar verecek uzun »üreli tedbirleri gölgelendirebilir» görüşü de, saygıya değer. Peki, uzun süreH tedbirler aramak, birtakım başka tedbirleri hemen uygulamağa engel mi? Kaldı ki, artık ne olduklan belli uzun süreli tedbirler de hemen başlatılabilir. Almanların bir sözü .var: «En uzun yolculuk da ilk adımla başlar». Atalım şu «ilk adımı» artık. Ahnacak herhangi bir tedbir, hiçblr tedbir almamaktan iyi değil mi? Tedbirler tartışmasmda, «Biliyoruz tedbirleri; ama çok pahalı» diven yetkililer, sorumlular da oluyor. «Pahalıymış» tedbirler! tnsan yaşamı böylesine «ucuz» sayıhrsa, elbette «pahalı» görünür tedbirler. Başka blrçok konuda olduğu gibi, yurttasa değer vermeği değer biçmeği değü secim döoemleri dışinda da ögrenebilsek, pek «pahalı» sayılmaz olur böyle tedbirler. lanacak; birkaç aya kadar yaza kavuşacağız. «Su derdi» ne oiur bilinmeî ama, yetkililer, sorumlular, hava kirliliği için, «Çok şükür, bu sorun artık görünmez oldu» diyebilecekler. Bı? «yetkisizler» de, bir süre, unutacağız bu konuyu. Ekime doğru «seçim sathı maili» başlayacak. Nutuklar, nutuklar, nutuklar... Vaatler, vaatler, vaatler... Müjdeler müjdeler müjdeler.. Kim dert edinir o günlerde henüz ortava tam çıkmamı; bir «gelecek avlar sorununu?» Pol'tikacılar ilgilenme zorunluluğunu duysalar, ilgilenir görünseler bile, bol keseden bir Ankara kışı armağar. ederler ki bizlere, Ulud'ag bir yana. Chamonix, St. Moritz kıskanır! Oysa, önümüzdeki bahar ve vaz aylarında, kirli havayla •savas kor.usunda, gerçekten olumlu «bir şeyler» vapılmazsa, gelecek kıs, geçmette olan kışı aratır. Şimdi Ankara'ya Bzgü ve Ankaralılantı ciğerlerine saldıran bu «insan vapısı âfet», yarın, «anavilesme hızımızla orantılı olarak, baska kentlerimize de bulasabilir Öngörmekte gecikirsek, tedbirleri vaktinde alamazsak. planlamaî'i beceremezsek, uygulamavı savsaklarsak. Simdiden, Türkiye'nin cok vönlü çevre sorunları arasında, hava kirienmesini vurt caDiniı önlerne tedbirlerini kararlastınp daha 6 a * önemllsi uyeulamamız. iş isten fjfietikten sonra boşuna vakmıp dövünmemek için. olumlu tek yol görünmekte. Bunca sakıncası, zaran. korkusu yanında, Ankara'mn klrli havası. sanayilesmemlze kosut olarak. ileride sorunlan ve bunlann çözümlerini bulmakta bir uvan bir yardımcı da olabilir. isteı Inan... N Amerika Keşfedilmedi mi? Böyle de olsa, Amerika'yı yeni baştan keşfetme gereği varmış gibi davranmıyor muyuz? Bu sorunu, başka ülkelerin nasü ele aldıklan aynntılarıyle biliniyor artık. Bir zamanlar, dumansis kanşımı Smog'lanyle ünlü bir çok kent, bugün, neredeyse, «sayfiye» yeri; «dumanlı kent» Pittsburg, halkının da elbirliğiyle, günlükgüneşlik; jillar önce, günün her saati geceleşebilen, kirli havası yüzünden yüzlerce insamn öldügU Londra. çoktandır, dumandan annmış; Ankara'nınkine benzer bir konumu, benzer sorunlan olan Stuttgart, alınan ve uygulanan tedbirlerle, bağlarmı, bahçelerini kurtarmış insanlannı da. «Ankara havası», kıslan, bir «sohbet» konusu oldu. Rer yılın alışılmış «haftalan» arasına, bir de «Kirli Havayla Savaş Haftası» katıldı. Peki, geriye kalan ellibir hafta boyunca ne yapar yetkililer, sorumlular? Sonbaharla kışm 2025 haftası süresince nasıl, nerede nefes alabilecek Ankaralüar? «Havadan, sudan konuşmak». Ankaralılar için, eski mâsum anlamını nicedir yitirmiş; günlük yaşamın en önemli sorunlan bunlar. Yine de haksızlık etmeyelim: Henüz elle tutulur neler yapıldığı belli olmasa da, yetkililer, sorumlular, zaman zaman, «aydınlatıyorlar» kamuoyunu; bilgimizi arttınyorlar. Havanın neden kirlendigini, kaç tür hava kirliliği oldugunu, kirli havada yüzde olarak nelerin bulunduğunu, başka ülkelerin ne gibi çahşmalar yaptıklannı, hangi tedbirleri aldıklannı Jules Verne'in günlük yaşam dışı serüven öyküleri gibi anlatıyorlar. Açık ya da kapalı oturumlarda, «bilimsel» ya da «bilimsi» bildiriler, görüşler ortaya konuluyor. Gereken Ne? Ikinci Dünya Sava;ı içinde, Amerikan havacılarımn kantininde, su sözler, herkesin görebileceği bir yerde asılı dururmuş: «özür degil, iş gerek!» Gerçekten de, neleri neden yapamaö"ığımızdan çok, rıeleri nasıl yaptığımız, her şeye ragmen neler başarabildiğimiz Snemli. Hele, bugün Ankara'da, yann yurdumuzun birçok başka yerinde, çacuklanmızin geleceğine, ulusal gücümüzün sağltğına elkovmağa kalkışan. endüstri toplumunun bu ucube yaratığı, inşaf bilmez böyle bir canavarla savaş söz konusu olunca... Nereye assak bu sözleri? Yaz Uykusu Bastırırsa... Korkulacak olan şu: Kış sona ermek flcere Ankara'da. Birkaç hafta sonra bahar tomnrcuk SORUMLULUK DUYGUSU OKTAY AKBAL Evet Hayır D idi'den al haberi! N» de olsa yabancı göz, kendl alanında deneylerden geçmiş bir kişi. Birkaç ay oldu aramıza geleli. anlamış anlayacağını. Futbolcu deyip geçmeyin, nice aydın geçinenimizden daha sağlam biçimde koymuş teşhisi: «Sizin sporcularınız iyi. güzel, yetenekli, ama sorumluluk duygusundan yoksun...» diyor. Yalnız Didi mi böyle söyleyen? Yoo! Hepimiz sabahtan akjama dek aynı şeyleri söyleriz, kendimize, birbirimize... «Bizde sorumluluk duygusu yok. sorum nedir bilmiyoruz» der dururuz. Sonra her birimiz kendi işimiıde, kendi alanımıza sorumsuzluğun en göze batan ömeklerini veririz! Niye? Çünkü hep başkalarmdan bekleriz sorumluluk duygusunu, kimsede görmeyince böyle bir seyin gereksiz olduğuna inanınz. Boş vermek, aldırmamak, kaytarmak, açıkgözlük etmek, fırsatı kaçırmamak, beleşe konmak, çalısmadan geçlnmek, az emekle çok kazanmak... Budur erek budur varılması gereken amaç. Budur başarı kazanmış bir adam sayılmak!. Gustave Le Bon «Sorumluluk duygusunun olmadığı yerde anarşi vardır» der. Anarşi türlü tÜTİüdür. Bizde her türlüsü var anarşinin! Karışıklık, içinden çıkılmazlık, boş yete zaman harcama, yerinde sayma! Kim nedir, nerdedir, nedan niçin oradadır, bunlan bilememe! Sorumluluk duygusunun bulunmadığı ortamla. nn. toplumlarm anarşi içinde oldugunu söyleyen gelmeli bugünkü halimize bakmalıydı! Yalnız futbol alanmda mı bu? Zaten sorumluluk duygusu öyle bir şeydir ki, bir toplumda ya her yandadır. ya hiç bir yanda. Bir işçimiz gidiyor yabancı tiİkeye bir işte çalışıyor. Zamanuıda iş başı yaparak, zamanmda. yerinde haklannı kullanarak öteki lşçilerp örnek sayılacak bir olgunluğa ulaşıyor kısa zamanda. Oysa kendi köyünde kasabasında iken o da herkes gibiydi. sorumsuz, üfrisiz her işi kolaymdan alan. yorulmadan kazanmak. hem de hak. kında çoğunu elde etmek isteyen biri. Demek sorumluluk duygusunun en küçük işte bile kendini duyurduğu bir topluma girince o çarkın akışına kendimizi kaptırınca biz de sorumluluk nedir bilen bir insan oluveriyonız. Özümüzde var bu duygu da ondan... Ancak derinlere gömülmüş, bakmışız sağa sola h^rkes yalnız kendi bencilliğinin emrinde. hizmetinde, kimse birbirini umursamıyor. Böyle bir durumda tek bir kişi bilmis sorurnluluğu ne olur, bilmemiş ne olur. Sorumluluk duygusu butün topluma yavgm olmalıdır. tlkin toplumu yönetenler duymalıdır bunu. Cumhurbaşkanmdan E=«b?kanma, Bakanından milletvekiline, genel müdüründen en küçük memuruna dek.. Bir devlet adamı herhangi bir konuda konuştu mu, bir söz verdi mi, çu şöyledir dedi mi. toplum bilmeli ki o kişi sözürün sorumluluğunu bilir, davranışlannm sornrr.luluğunu taşır. Öyleyse toplumun güvenine lâyık biridir o. Başta böyle kisiler bulununca bireyler de kendilerine düşen görevleri sorumluluk nedir bilen kişiler olarak eksiksiz yerine getirirler. Ama bir dediği, bir davranışı bir öncekinin tam tersi olan Dolitik^cılann cirit attıeı bir toDİumda sorumluluk duygusu yitip gider gözlerden. Koskoca adamlar sözlerinin, davramşUrmm soromunu taşımazlar«!a ben ne yaoayım; bana mı düşer sorumluluk duygusunu ayakta tutmak der, sokaktaki insan. Didi'nin yargısı doğrudur. «Sorumluluk duygusu yok» bizde. Bir düşünelim, yaşantımızı. çevremizdekileri, özel deneylerimizi .. Bulabilirseniz bulun sorumluluk sahibi. sorum nedir bilen birini! Herkes. hepimiz. hepiniz orman yasalarma uyarak başıboş, birbirimizden uzak. kopmuş, umutsuzca sağa sola saldınp çıkarlar sağlamaya çalışmıyor muyuz? Ürkerek korkarak, sorumluluk yüklerini sırtımızdan atmanın yollannı aramıyor muiTJZ? Sorumiuluktan kscıo saklanacak birer köşe aramıyor muvuz? Son aylarm iç politika olaylarını bir düşünün: şu ünlü politikacılanmızm, sayın liderlerimizin davranışlarının, sözlerinin belirli bir zaman fçinde nasıl değiştiğini, birbirini tutmsdı&mı. çeliskiden çelişkiye düştüfünü hatırlaytn yeter. En büyük TOrumkıluklan taşımaları gerekenler bu duyguyu ağır ve gereksiz bir yük sayarlarsa futbolcu gençler ne yapsm bay Didi? Sorumluluk duygusunu yalnız sporcularda aramamalı. Bir toplumun tümünde yaratmalı, yaşatmalı o duyguyu. Gücünüz varsa.. onut üretimi ve genel olarak inşaat endüstrisinin çalışma yöntem ve şekillerinde sağlanacak tasarruf Delki de Türkiye'nin en önemll sorunlanndan biridir. Kaynhklarımızın çok önemli bir kısmı bannmaya harcandığı halde, ve Üçüncü Beş Yıllık Planda yatırımların %50' den fazlasının inşaata harcanacagı belli olduğu halde inşaat maliyetlerini ucuzlatma, inşaat kalitesini düzeltme konusunda ciddî tedbirler alınnuş degildir. Gerçekten de Üçüncü Beş Yülık Plânda 281 milyon lira olarak öngörülen yatınmlarm 154 milyarlık kısmı inşaata harcanacaktır. Üçüncü Beş Yıllık Planın 123. tablosunda sektörler itibariyle inşaat harcamalan şöyle gösterilmiştir: KONUT VE INŞAAT ENDÜSTRİSİ K İNŞAAT ALANINDA İNANILMAYACAK İSRAF İÇİNDEYİZ. BUNA HAKKIMIZ YOKTUR. KAYNAKLARIMIZ, İNŞAAT TEMEL MALZEMESİNE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YÖNELMELİDİR. Arslan Başer KAFAOĞLU tane Iskenderun Demir Çelik Tesisi'nin bedellne bu tasarruf nasıl sağlanır? önce insaatın temel mallan olan çimento ve demirde esaslı tasarruf sağlanarak. Bugün TUrkiye'deM kadar demir ve çimento israfı hiç bir Ulkede demiyelim ama, rasyonel hiç bir tnşaat Payı Yttzde 57,07 39^5 42^S 64,35 62,78 85,82 16,51 60,45 78,45 Insaat Üretimi Milyon L i n 18.833 34.422 10.141 26.128 2^23 37.760 10.720 2.418 10.190 153.923 475 Tcnm Madencilik tmalfit Enerji Ulastınna Turizm Konut Egitfan Sağhk Diğer Yatınm Hedetl Milyon Lira 33.000 16300 87.700 24.0M 40.600 4.500 44.000 14.000 4.000 13.000 281.100 Bu tablonun incelenmesinden anlaşılacağı gibi özellikle Ulaştırma, Egitim, Konut, Turizm ve Sağlık alanlarında inşaat hemen hemen yatınmm bütün ağırlıgını taşımaktadır. Böyle olunca bu alanda yapılaotk standartlaşmaları, emek, malzeme ve para tasarrufu Türk ekonomisinin en önemli sorunlanndan biridır. Buna rağmen inşaat sanayiinde yer, malzeme, emek ve para israfı sınırsızdır Konutlardan devlet yapılarına, okullardan, banka binalarına, tktısadi Devlet Kuruluşlan'ndan hastahanelere binalanmızda ve her türlü yol, köprü. ltman, havaalanları inşaatlarında rasyonellik şöyle dursun makuı ölçüler ve standartlar elden kaçmıştır Lüks ve Genişlik Düşkünlüğü önce konutlardan başlayalım. Ev yapıp satan bir firmanın sahibi olan arkadaşım geçenlerde dert yanıyordu«165 metre karelik evler yapiyoruz kimse beğenmiyor. lllâ 18f 221 metre karelik istiyorlar.» Oysa ömeğin tsveçte en konforhı geniş evler 115 metre karedir. Bu büyüklükteki konutlarda toplam konııtlann vüzde biri lu bile bulmaz. Konutlann çpgu 6080 metre karelıktıı. Bizde ise sosyp. konutlarin alanı bir kez 90 metre kare olarak ilân edilince «bu kadar evde ne yapılır?» dive kıvamet koprnuştu Evlerimizin fçinde bu ?enl3İ15e rağmen bir rahatlık, Avrupa'dakine benz«r bir huzur ve ferahlık yoktur. Bunun nedeni sadece halkımızın, daha doğrusu kentlerin yüksek gelir sahibinin zevkteri ve üstün lüks duypusu defi'dir. Elbette gelir daeilımındald aşınhklann bu anormallikte payi vardır. Pakat tek neden bu değildir. tnşaatlarda kullanılan mal zemenin vetersızli&ı favdalı alan lan azaltmakta. bina proielendirilmesinde ver israfı ile btivük lük ve genişlikler aşın şekilde artmaktadır. Proielendirmede rasyonellik bir eğitim ve imar '"ntrom knnusudur Bu konuya ilerde deftinecejHz, ama inşaat malzemesinde endüstriyel ve yapısal maliyette önemli adımlar ptmak zorundavız. milli ekonomide yapümaz. Demirin çeşıtli şekıllerde takviye olarak kuvvetlendlrildigi tesisler kurularak, bu temel ve stratejik ürünün kullammında son derece esaslı tasarruüar saglanabilir. Bu tasarruf bize gelen ve doğruluğu işletme bılânçolan ve rantabilite hesaplan onaylanmış 1ddialara göre, "A 30'dan V» 85'e kadar yükselebiUr. Demir kıthğı çekerken. bir çok devlet insaaV lannı (örneğin karayollannı) sürdürmek için öael şekilde imâl edilmiş demir ithâl ederken, böylesine demir israfına hayret e t memek mürnkün değtldir. Gerek Devlet Plânlarna Teşkilâtı, gerekse Bayındırlık, îmar ve tskân ve Sanayi Bakanlıgı işe el atıp en kısa zamanda demir standartlan m ve insaatta kullanüacak en uy gun demir malzemesinl tesbit etmek zorundadır. Demir gibi stratejik bir maddenin kullanılmasında para ve kaynak tam yapılan tasarruf dışında da önemli bir malzeme tasarrufu yapıldığı unutulmamalıdır. Betonarme mamullerinde ve inşaatlarda demir kullanılışmrla sağlanacak ilerlemiş teknikler, demir yanında başka bir temel mal olan çimentoda önenali tasarruf sağlayacaktır. Ancak çimento konusunda da ara$tırmalar yapılıp esaslı tasarruflar sağ lanabilir. Kaldı ki çimento yine teknolojtsi gereği rasyonel şekilde kurulmus bulunan tesislerde üretilmektedir. Diğer bir temel mal olmasa da, temel inşaat malzemesi de tuğla ve kiremittir. Bu lki temel inşaat malı Üretimi de, esefle söyliyelim ki, rasttantıya blrakılmıştır. Tuğlalarımız teknik nitelikleri itibariyle son derece fhmâlci, dafınık ve standartlam uveun olmayan çekilde Uretilmektedir. Bütünüvle temel inşaat mallanna etkili bir şekilde el atma zamflnı çoktan gelmisrir Ashnda I. Beş Yıllık Plan'da bu konular bölüm başlıklan «lcüsünde de olsa ele alınmıştı Beklenirdi ki II ve III. Plan dönemlerinde konuya stratejik olarak etkili yaktaşımlar yapılsm Oysa Çimento ve bir<« da kireç konusunds kaydedilen gelişmelerle kahndı Çimento dn stılan adımlar da bilinçsiî bir öretim artışı maUvrtinden ileri gitmedi. tnsaat endüstrisinde hiç mi esaslı gelişme olmadı' Süph<»s1z bu sanayide gelişmeier de oldu. Ama bu geHşmeler konut alanmda evlerin İç tesisat konusunda kaydedfldi. Bunlar gerek kalite ve gerekse hacim olarak, asla küçümsenecek gelişmeler degildir. Ama bunlar itbalâtı azaltmakla insaatta maliyet düsürücü değil, maliyet arttıncı yönde olmuştur. Elbette bu endüstri ler de katma değer yaratıp, iş alanı yaratıp ekonomiye yarar sağlamıştır Ama gönül temel tnsaat sorunlannın planlı ve temelden ele almmasım istiyor Bu isteğe karşılık bir de bakıyorsunua İnşaat kesimi III. Beş Yıllık Planda hemen hemen hiç ele alınmamıs. 1972 ve 1973 programlanmn uygulanması tçin yayunlanan teşvik gören sanayi dallartnı gösteren listede ise demir ve çimentoda tasarruf sağlayan endüstri ve uğraşı dallarma hemen hiç değinilmemiştir. Bu konu sadece inşaatta kolaylığı ve ucuzlugu sağlayan bir unsur olarak ele alınnuş. esaslı demir ve çimento tasarrufu getiren temel inşaat mal lannda tasarruf sağlayan projelerle örneğin bir «Kireç Söndürme ve torbalama tesisiı bir hizada tutulmuştur. Kireç söndür me ve torbalama tesisleri de elbette yararlıdır. ama bu yarar fle demlr ve çimento da tasarruf sağlayan bir projenin yararlan ve ekonomik Ustünlükleri karsılpstınlamar Devlet nlânmdaki dengesizüklprin bir Blçekle kUçüitülmüsu Inşant pol1Hkami7n da yansımıstır tnşaatın ans malremesi olan çimento. demlr ve tuğiada her şeyi raslantıya bırakmaz Bu raslantıya karsılik nisbeten kolay tnsaat malian CSıhhî malzeme. kireç v b > sana yii ivl bir gelisrne içindedlr Plân lamamızda temel mallara yöne) me zorundavız Onlan Bn plâna almak zamanı ıreltp Kecmistir rmıtmamalıvız ki. havvancilık «Meyve suvundan» madeneiHk «Oto montaimdan» (nsaat demiri «Duvar kâğıdindan» Bnce eeiir Kaynaklanmız tnsaat tfmel ma! zemesine Bnemlt btr 8çflde vönpl melidlr Bu vftnelmevi basanrsak daha aa demir. tuftla ve çtmen toyla daha kullanısh evler, devlet binalan. okullar. kötırOleT vollar vapabiliriz însaat alanında bu denli israfa hakkırruz yoktur. Hakkımız yok asamm üstünde bir belge var. 8 mart tarihinl taşıyor. Belgenin başında su yazıyı okuyorum: Milli Etitim Bakanlığı Müdürler Komisyonn Sayın Komisyon üyeleri bu aym başında toplanmışlar. Bir karar almışlar. Müdürler Komisyonu 23 kişiden mey dana geliyor. Içlerinden bir kişi toplantıda bulunamamış, ötekiler «oy birligiyle» bir karar almışlar. Milli Eğitim Bakanı Sabahattin özbek de «uygundur» diye karan imza etmis. Nedir bu karar? Kısaca anlatahm: Malatya Ataturk Ortaokulu Türkçe öğretmeni Kemsl Kulangıç Sıkıyönetimce tutuklanmış, altı buçuk ay tutuklu kalmış, yargılanmış, mahkemeee suçsuz göriilerek beraat etmis, salıverilmiş Ne var ki, bütün bunlar sürerken öğretmen Kırlangıç 6435 sayılı kanuna göre Bakanlık emrine alınmış. Hal böyle olunca öğretmen Kırlangıç, devletin yüksek mahkemesi Danıştay'a başvurmuş, Bakanlığın kararının haksız oldugunu ileri sürerek yürütmeyi durdurma karan istemiş. Yüksek Mahkeme dosyan tncelemiş. yasalara bakmış ve öğretmeni haklı bularak yürütmeyi durdurmus. Malatya Atatürk Ortaokulu Türkçe ögretmeni, Danıstay'dan karar aldığına göre, bu kararın uvgulanması gerekmez mi? Eğer devletin mahkemeleri uygulanması lüzumsuz kararlar veriyorlarsa, ne o mahkeme gereklidir, ne de o mahkemenin yargıçlan... Bunca masraf, bunca maaş, bunca emek neden? Koskoca yargıçlar bir karar verdiler mi, uygulanacaktır elbet... Değil mi? Öğretmen Kırlangıç bu mantıkla yurCtmeyi durdurma karannın uyeulanacaSını ve eörevlne tekrar başlıvacağını umut ederken, MilH Egitim BakanlıSı Müdürler Komisyonu toplanmış, yazımızın başında sözünü ettiğimiz karara varmış. Bu karar nedir? Sunuyorum: «Gereti düsünüldü: 1) Komisvonnmnzun 7 Araiık l<m tarihll karanyle ve 6435 sayılı kannnun 1. Maddesine eöre Bakanlık Emrine alınan Kemal Kırlangic'ın bn tslemden dolayı Bakanlıfiımıı alevhine acmıs oldniv idari dava doiavıslvle Dani9tav 5. Dairesinden vürütmenin dnrdnmlması karannı *1> dıfı anlasılmasına hinaen bn kararın nvrntanması bakıtnından 7 Aralık 1972 tarihli tasarrnfnnnuınn kaldınlması »nretivle adı recenin esto rfirrvine tsvinine .. 2) Ancak adı fecen hakkında vapıian ceıat kovnstnrmanın nitcllfi öfretmcnlik hahıtnından Hriiinin e5revine devamıns mkıncalı kıldıii cihrtle dnmmnna nvtun 857 «ayılı kannna rBre »rörevine basladıSi tsrihte gSrevden nzaklastınlma<nna oybirtitivle karar verildij» Gördügılnüz eibl: Mill! Egitim Bakanlığı Müdflrler Komisyonu, Danıştayın karannı uyeulayıp ögretmenl eörevine tade ederken, görevine başladıîı saatte de eörevtnden uzaklaştınyor. Hem Mahkemenin karannı vertne eettrmis eörünüvor, hem de getirmivor Kanuna karsı. mahkeme karanna karşı. yirmi öç kisiltk kurulun bövie btr teat bulma*ı ve MilH Eğitim Bakanının bu karan tm7alaması M11H F51ttm tsle> rimizln nasıl vSnetildigini eö«tprlr bir beleedlr. Gerçekten de Malatva Î11 Millt ESİMm MCdürlüeünün AtarUrk Ortaokulu Mıidürlügfme verdiSI emirle ögretmen Kemal Kırlanpç tlk önpe enreve baslatılmıs, hemen ardından görevlne son vertlmlstir. tnanılmayacak btr »ey ama. 1973 Türkiyeslnde olagelmis. viîriîrlüŞe Itnnmuj . Artık btzim bu konuda sSyliyeceğimis tSf yoktur. Cumhuriyet Devletinln Yüksek Mahkemesi blı karar verir, buna karşılık Devletin M. E Bakanlığının Müdürlel Kurulu böyle davranırsa sonuç ne olurj Erbabı düsünsün sorunun cevabınıl VEFAT Zeynep Tezel'in eşl; Sıdıka Tezel, Tayyar Tezel, Mediha Tezel ve Nermin Tanju*nun babaian; Edibe Tezel ve Sadun Tanju'nun kayuıpederleıi: Meral, Lâle, Seval ve Ali'nin dedeleri; Seven Bulut Tezel. Toker ve Oral aileterinln büytlgu. Istiklâl Savaşı Gazilerinden, Recep TEZEL 27 Mart Salı gecesi vefat etmiştir. Cenazesi 29 Mart Perşembe günü fbugün) öğle namazından sonra Kadıköy Osmanağa Camiinden alınarak Karacaahmet kabristanında ebed) tstirahatgahına tevdl edilecektir. Tanrı rahmet eylesin. EŞİ VE ÇOCÜKLARI r : Cumhuriyet 2030 TESEKKÜR Sevgüi kızımızın doğumunu dost ve akrabalara sevinçle Ş müjdeler ve başanlı bir doğumla evlfldımızs blze kazandıran hfizik hekhn, vefalı dost oneratör Jinekolog Dr. Yokluğuna hiçbir zaman alişamavacagımız eşsiz insan Sayın FfifK BflGflNfl İle ebe Yüksel TUrkoğlu. nemşlre Ayten Yanlı ve hastabakıcı Nerünan Topinç'e ve özel Sağlık Hastanesinls diğer bütün personeline minnet ve teşekkürlerimizi sunarız. 4DNAN SUVARÎ VE EŞt Cumhuriyet 2023 AFİF ERDEMİR', aramızdan aynlışının 40. günü olan 31 Mart 1973 Cumartesi günü Teşvikive Camii Şeritinde ikindi namazını müteakip merhumun aziz ruhu için tannımış ve değerli duahan H. Âdem Erim'in iştirakivle kıymetli mevlithanlar H Eşret Akhisarlı, H Fevzi Mısir. H Sırrı Avvazoğlu. H Amir Ateş. H Mehmet Sovsal. H Mustafa Ileazh, H. Yusuf Gebzeli. H. Yusuf Armafian, H. Burhan Gürel ve H. Enver Balcı tarafından Kur'anı Kerim ve Mevlidi Şerif okunacaktır. Akrabalanmıza, dostlanmıza, ve din kardeşlerimize duyururuz. AİLESİ Cumhuriyet 3023 TEK KİŞİLİK SAUNA Hastanelere Salonlara Evlere VAPOZONE Cildiyecilere Güzellik Uzmanlanna 2 ADET İNDOLA SAÇ KURUTMA MAKİNASI Kuaförlere sahibinden satılıktır. Telefon: 52 09 19 Cumhuriyet 2026 DOKTOR ARANIYOR 657 sayıb kanuna tatn olarak lşletmemlzde tstlhdam edlV tnek üzere en a» b vü tecrübe eörmüs mütensssıs ve praü» ven doktoı alınaeaktır MUtehassıs beklmlere neı ay aytıklan dısında 3000. TU pratisven heklmlere de 2300. Hr» tasmlnat Sdeoecek ve tkftmetlertne tenvlı ve teshin edilmiş otrer «ojmao tahsls oJooacaknr Görev almak tsteyenlerln kısa naJ terournelertyle DtrHkt«ı tsağıdakı adresimize mUracaatlan rtca OIUDUT İstanbul Ticaret Odası'ndan 5590 Sayıü Udalar Kanunu yıllık aldatın 31 Mart 1973 akşamına kadar ödenmesinı ftmlrdlr Sayın Uyelertmizin */» 50 zamlı tanslle ver bırakmamak Uzere vıllık aidatlanm Mart ayı sonuna Kadar ödemelerlni önemle hatırlatıra. (Basın: 12754/2015) ETİBANK ERGANİ BAKIR İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ MADEN (Basın: 12730/2016) Devrlmd tşçi Sendikalan Konfederasyonu (DtSK) ts Genel MerkezJ 29 Mart 1973 tarihlnden ttibaren tnsaat malzemesi endüstrisinâf plınaeak tedbirler nedense ilgililerce el uzatmaya değer bir konu olarak hiç bir zaman ele alınmamıştır. Oysa ÜçüncO Beş Yıllık Planda inşaat maliyetlerinde 6megin yüzde on bir tasarruf 15 miivar kazandıracaktır. Onbes milyar Uç tane Keban barajı maliyeti demektlr. Dört İnşa^t Malzemesi Derdi BARBAROS BULVARI, ULU^5 HAN 64/4, Beşiktaş adresine taşınrmştır. Duyurulur. Cumhuriyet 2024