18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 26 Mart 1973" Türkiye ve Din Problemi artın 24 ve 25'inde, Libya'mn Bingazl «.ehrinde bir îslâm Kongresi'nin toplanacağı ve buna, Türkiye'nin de katılacağı haberi, Türk basınında pek ilgi görmedi. Bu ilgisizliği, ikî yönden sebeplendirmek kabildir. Bunun birl şudur kl, kongre, bir din devletleri toplantısı olacak demektir. Tilrkiye ise, Anayasası gereğince, layik bir devlettir. Bu layiklik ilkesini, ne kadar hırpalamış olursak olalım, devletin vasfı yine de layik kalmaktadır. Bunun için, Bingazi'ye gidecek temsilcitniz, eğer devlet adına konuşacaksa, bu temsilcililc, Anayasanın yapısıyle çatışacaktır. Ya da bu temsilci kongrede, ancak bir gözlemci olarak kalacak ve işi, tarih, kültör v e eğitim problemlerine dökerek, devletin siyasî vasfını zedelemeyen yan konular üzerinde konuşacakttr. Kongrenin, flericl basında gerçek ilgl gör» memesinin ikinci sebebi de şu olabiiir: Çaâımi7 din devletleri d'önemini, artık çok arkada bırskmıştır. örneğin Îslâm dinine çok hizmet eden, Islâmın sınırlarını Avrupa ortalanna kadar genişleten, Îslâm hukukunun, Îslâm eğitiminin ve Islârn sanatının, hem uygulayıcıst, hem yayıcısı olarak yüz yıllarca çarpışan eskl Türkiye'nin ana topraklarında kurulan yeni Türkiye bile, Anayasasında kendisinin, bir din. devleti değil, din ve dünya işlerini birbirinden ayıran layik bir devlet oltfuğunu kanunlaştırrtııştır. M Olaylar ve görüşler jnlj bir tabloya g5re v e lhtlyat kaydt fla, dunya nüfusunun dinlert l ö r e dağıhsı löyledlr: Hristiyanlar 1.100.000.000 (BUtün mezhepler dahil) Müslümanlar: 565.000.000 395.000.000 Konfüçyüsçüler t Budistler: 350.000.000 248.000.000 llkel dinler: 95.000.000 Taoistler: 50.000.000 Şintolar: Museviler: 14.000.000 200.000 Eski Îran dinl: Çok basit dinler ve dinsizler : 497.000.000 3.764.000.000 T o p 1a m : Yukarıdaki rakamlar içinde Islâmlann sayısmı doğru kabul etmek mümkundür. Bu toplama, tabiatiyle, Islâmın çeşitli mezhep m e n s u p l a n bir arada dahildir. Îslâm devletlerine seîince? Bunlann başlıcalarının nüfus durumîarı şöyle bir manzara gösterir: Paki?tan ve Bangladeş: 113.000.000 36.000.000 Türkiye: 32.000.000 Mısır: 27.000.000 Îran: 14.000.000 Afganistanı Cezayir: 15.000.000 16.000.000 Fas: 5.000.000 Tunus: 6.0O0.0O0 Suriye: 9.000.000 Irak: 7.500.000 Suudi Arabistanı 2.250.000 Libyat ö b ü r Îslâm ülkeleri de bu seriye eklen melidir. Libya'daki Îslâm devletleri kongresinln gündemi, bu yazınm yazıldığı sırada, henüz bilinmiyordu. Alınan kararlar üzerinde, gerekirse a y n c a durulabilir. Fakat çagımızda, din esasına dayandınlmak lstenen, jeopolitik kaderleri ayn, rejimleri a y n v e aralarında samimi bağıntılar bulunmayan bu dağınık ülkeler için kongrede, nasıl bir müftertk remin bulunabileceği cidden düşündürücödür. Ama, dünya servetinin bir büyük hazinesi olan petrol buşün, büyük bir potansiyelle, başta Libya olmak üzere, bir kaç Müslüman ülkenln elindedir. Ve bu kaynagm geliri, yine başt» Libya olmak fizere, gerek Kuveyt, gerek Suudi Arabistan tarafından, basta îngiltere olmak üzere, yabancı ülkeler bankalarında, faizsiz uyutulmaktadır. Acaba yalnız bu hazir e y i ve her yıl artan petrol gelirlerini, açlığıri, daha şimdiden gırtlağma sarıldığı Îslâm âlemi için, bir kalkınma ve kurtuluş aracı olarak kullanmak kabil olmaz mı? Ve bu kutsal vazifeyi, başta kongrenin ev ve çağın sahibi olarak, Libya ortaya atamaı mı?... Haf tamif raporu NE GÜZEL NE GÜZEL YANİ ÎNANIYORÜZ Kl AKIL MUTLAKA ÇIKIS YOLUNU BULACAKTIR. OLAYLARA EGEMEN OLACAKTIR VE BU UMUTSUZLUK DAĞILACAKTTR. NE GÜZEL, NE GÜZEL DEYİŞÎMİZ BUNDANDIR. İSLAM KONGRESl Şevket Süreyya AYDEMİR Savaşından sonra, o zaman hepsi de ya s5mürge, ya da y a n sömürge olan Îslâm ülkelerine, açtığı kurtuluş savaşı ile nasıl öncü olmuşsa, din v e dünya ilişkilerini aklm v e mantığın nizamına uydurmakla da, öylece, yeni bir öncülük yolu açıyordu. O Birinci Dünya Savaşı ki, Hicaz, Filistin v e Suriye'yi Hıristiyan ordularına karşı savunan Türk askerleri, bu mücadelelerinrfe, dîndas Arap kardeşlerimizden, inanılmayacak kadar kanlı mukabeleler görmüşlerdir (1). dünyanın en büyük, en tehlikeli probleml, dünya nüfusunun, önüne geçilmez artışıdır. Bu artışta özellikle Îslâm ülkelerinin temposu, Çinle birlikte e n önde gelmektedir. Gcrek dünyayı idare edenlerin, gerek Türkiye gibi, öbür lslâm ülkelerini yönetenlerin de, günlük politikacilık oyunlan arasında, hiç meşgul olmadıkları mesele de budur. Oysa, önümuzdeki yıllann, ya da, arkasını göremediğimiz, önümüzdeki j'akın dağların ardından korkunç bir açlık devi. kollannı açmış, üzerimize doğru yürüyor. Bu devin kolları, özellikle Îslâm âleminin üzerine atılacaktır. Çünkü bu adık tehlikesi karşısında, Îslâm aleminden dah* kayıtsız ve teşkilâtsız, ama onun kadar çabuk çoğalan, bir topluluk yoktur. Şimdi de, şu nüfut durumunu görelim. SADUN TANJU ajam boyunca, ta... çocukluktan başlayarak, yıgınla olayın izi issan biüncinin altına yerleşiyor ve onu etkfliyor. Hafta içinde, uzun zamandır görüsemediğim eski bir dostumla buluşunca, tanınmış bir uzmanm psiko analiz seanslarından ne ölçüde faydalandığını anlattı. Çocuğuna karşı tutumunu tamamiyle desiştirmiş ve her ikisi de rahatlamıçlardı. Evvelce günlük bir olay zihnine takıhp onu uykularından ederken, şimdi istediği şeyi kafasından atmayı biliyordu. En güzeli, bir çözüm bulma olanağı kaybolan olaylar karşısında takmabildiği dervişçe tavırdı, artık «Dflnya jıkılacak değil a!> demesini biliyordu. Oysa, eskiden, çözülmemiş, sonuca bağlanmamış, aydmlanmamış her olay karşısında tarifsiz bir mutsuzluk ve karamsarlık duyarmıs, her şeyin sonu geldi sanısma kapılırmış. Bütün bu tortular; içimde, beynimde öyle ağır bir baskı yapardı ki, dayanamazdım, diyordu. Y Açlık Devi Bu genel değinmelerimizden sonra şlmdl de ve bu vesile ile, çağdaş Içlâm âlemine kısaca göz atmak yerinde olacaktır. Îslâm âlemi deyince, halklannın büyük çoğunluğu Islâmlarrfan oluşan ülkelerin tamamını anlıyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonuna, yani 2528 yıl ön' ceye kadar, bu ülkelerin, Türkiye dışında tümü, sömürge, yahut Îran ve Mısır gibi iki ülke de y a n sömüree halinde bulunuyorlardı. Bugün durum değişmiştir. Fakat yine gerçek olan da sudur ki, dünya devletleri içinde Îslâm ülkeleri, sosyal, ekonomik ve politik baktmdan, en karışık problemler içinde yoğurulmaktarfır. Ve bunlann kendl aralarmda halledebilecekleri tneseleler de pek yoktur. ö r n e ğ i n Araplann, yıllardan beri. hafta sonu toplantısı ve sohbetleri haline getlrdikleri Zirv e Toplantılanndan veya btrlesik devletçilik gösterilerinden. bueüpe kadar, ciddi hiçbir sonuç altnmış değildir. Libya'nın başına geçen genç Albay Kaddâfi, şimdi bu tertipler içintfe, hazinesi en dolu, ülkesi en geri v e kendisi en hareketli olan bir Afrikalı devlet baçkanıdır. Bingazi konjjresinin e v sahibi de odur. Halbuki. yalnız Kuveyt ya da Libya'nın, her biri yılda 160 milyon ton tutan petrol Cretiminin, bir aylık geüri ile. bütün Filistin göçmenlerinin refahh bir surette yerleştirilmelerl, İ5 sahibi kılmmalan raümkündü. Birleşik Devletler gösterilerinden ise, ortada bir nişan bile kalmaraıştır. Imzalanan protokollerden başka... Ama blz şimdi, yine şu Îslâm âlemi hakkında bazı bilgiler verelim: Bilindiği gibi. Öyle b!r layik devlet M, onun topraklannda her vatandaş, dinsel lnançlan v e ibadetleri için serbesttir. Hiç kimse, Îslâm, Hıristiyan. Musevi veya Mecusî olduğu için takibedilmez. Ibadet yerleri, herkes v e her din için açıktır. Hatta yeni ibadethaneler, hiç durrnadan inşa edilir. Devlet b u n l a n korur. Yalnız dıkkat etfer ki din, siyasete alet edilmesin. Din adına bid'atlar, hurâfeler, gerçek dinin de benimsemediği, reddettiği «apmalar ve âyinler yapılmasın... Devletin bu koruyuculugu, hele gereği sibl yürütülürse, elbette ki dinin yarannadır. Hatta o kadar da değil. Cumhuriyet Türkiyesi, 3 Mart 1924 tarih v e 430 sayılı Tevhidi Tedrisst (Eğitimin birleştirilmesi) kanunu l l e tnertreseleri kapatırken, yeni kurulması gereken ImamHatip ve llahiyat okullarmın açılmasını kanunlaştırmlştır. Diyanet tslerl Reisliği de, bu arada kanunlaşmıştı. Düşünülmüştü ki, bütün bu müesseseler, çağdaş ilmin, gerçekçi ışığında işleyerek, müminlerin ruhunda, saf bir imanın, öncü güçlerini yetiştirsinler. Kısacası, Türkiye'de reddedilen, din değil, cehaletti. Artık devirlerini doldurmuş olan tarikatlar adına sömürücülUktü. îlkel ihtiraslan, din adına kışkırtmaktı. ö z e t olarak Türkiye, bütün Islâm âlemi içinde, bu yeni çabalan ile, en doğru adımlan atmış oluyordu. Birinci Dünya (slâm Alemi Dünya nüfusu üzerinde en «istemli izlenimleri, Birleşik Milletler Teşkilâtı yapmaktadır. Bu teşkilâtın geçtiğimiz Şubat aymda yayımladıgı 600 sayfalık derlemenin, görebildiğimiz özetlerine göre, şimdi dünyanm nüfusu 3.700.000.000'dur. Ve bu nüfus hızla artmaktadır. 2.000 yıhnda dünya nüfusu 7X100.000.000 olacaktır. En kalabalık nüfusu ile (787.167.000) başta Çin gelmekte, onu 550.000.000 nüfusu ile Hindistan izlemektedlr. Ama Hindistan'da açlık, daha şimdiden baslamıştır. Bangladeş'te ise durum, ümitsiz gîbidir. Bu arada Türkiyenin de nüfusu bu yüz ydın. sonunda 70.000.000'a yaklaşacaktır. Asya kıtasımn rüfusu ise, 3.750.0O0.0O0'u bulacaktır. Fakat ne var ki. daha şimdiden, 17 zengin ülke. 85 yoksul ülkeye, az çok yardımlar yapmaktadır. Ama asıl bu yoksul ülkelerdedir ki, nüfus, patlamalar şeklinde artmaktadır. Ve yabancı yardımlarla bir ülke, daha ne kadar beslenebîlir? îslSm tlemJ ise, hemen tümü ile, ekmeği için başkalanna el açan ülkeler arasındadırlar. Îslâm âleminde, yahut dünyada, acaba ne kadar Müslüman varî Bu soruyu, tfünya nüfusunun dtnlere göre dağıhşını görerek cevaplandıralım. Biraz önceki yıllara ait olmakla beraber, genel nCfus artışı temposuna göre düzenlen Acıyı Ba! Eylemek Derkcn, çair Hasan Hüseyin'in «Acıyı Bal Eyledik. kitain yayınlandı bu günlerde. Acıyı bal eylemek ne demek? Sıkıntılar. kahırlar, kördü^üm olun çözülmezliği belirmis olaylar karşısında acılaşmamak, umutsuzlaşmamak demek. Bir karabasanli dü?t»n uyantşını nplatıyor kitabının başında: «Bakhm . Yatağımdayım Ajnm sızım yaram berem yok Bi<5İadı kuşlar gfbi çırpınmaSa viireğim Ne güzel Ne güzcl.» Sonra, insana intihan düsündürtecek kadar umutuzluk veren dertlerini anlatıyor: •Hapislik issizlik kahır Ve tn«har yalnızlıh . Kahnplikler aldatmacalar Ne çcktimse fcunca vıl Kurtulsun diye onlar . Ne eiizel Ne güzel.» Ba|lı olduğu, canı gibi sevdiği halkınm çaresiz uzaklı&ı. «nlamazlığı bile scılaştırmıyor Hasan Hüsevini: «tstedim H desinler . tste hlrim de sairimiz t«te bizim de seslmfı • îşte blzim de kurtnlnşumıız DemedileT bir tek frün D«mediler bir tek rün . Asaclar anladı beni Kayalar sular yollır . Ama onlar aniamadı Ama onlar iğilmedi jürlerime Ne giizcl Xe Kamçılanmanın Mutluluğu Acılasmamak. bir bomba ifihi her an patlamaya hazır bir ruh tasımamak, insan bevnini bir yeraltı örgütünün sığınaeı olmaktsn kurtarmak. öpüp hssa konulası bir çabadır. Sair Ka=an Hüsevin cssma ve çagın insanma olan sayeısmı acıyı bal eylemekle ortaya koyuyor. Ne güzel, ne güzel!. Amn. her halde. seıyı bal evlempk mistik bir fel^efe deRildir Sair. .Ne yamtlını benl atılamadı1?ır. Stecek değiliz ya.aır lamazsa anlamasmlar» demivor. Yenilmişliğin. başansızliSın sonuçlan sello çatti&ında. iH yoldan birini seçiyor. Ya duvjmlanna Vanılm. •Bitti bn !• diypceksin. ya da aklmla yenileinin nedenlerini nra<;tır8caksın. Yani ya teslim olacaksm yâ kamcılanacaksın. Söyle bitivor Fasan Hüseyin'in siiri: «Kayndan ciksn toprak . Si"tnaz knynyR Doldnrur caddelerl blreün olur ki Arrt'arda «<^siz sessiz yatan aptallık Ru aynalar Kn ayd'nhk . Cilgmca mutluyum kamçılanmaktan . Ne güzel Ne ü U BÜYÜK ÇOĞUNLUK.. OKTAY AKBAL Evet Hayır MALÎ DENGE VERGİSİ aliye Bakanlığı Hesap U«manları Kurulu tarafından, Gelir va Kurumlar Vergisi mükelleflerini vergi kanunlan ve bunlann uygulamalan konusunda, aydrnlatmak amaciyle her yıl Mart ve Nisan aylarında Istanbul Defterdarlığında Danışma Bürosu açılmaktadır. Bu yıl da faaliyette bulunan Danışma Bürosuna başvuran mükelleflerin, Mali Denge Vergisinin uygulamasında tereddüde düştükleri başlıca konular, aşağ ı d a a n a hatlariyle açıklanmış ve daha geniş bir mükellef zümre^iîân îfydınlatılması düşünümıüştür. N iz daha hangi yönde, hangi doğrultuda gideceğimizi bilrairuz. Bu yüzden yerimizde sayıyoruz yıllardır. Hatta herke» ileri doğru yürüdüğü için geriliyoruz yerimizde durmakla da. Ne istiyoruz? Bu »oruyu herkes kendine sormah tek tek. N e istiyorsunuz, neyi özlüyorsunuz yurttaşlar? Hiç bir Sey diyemezsiniz, «sağbğınızı» da diyemezsiniz. Bin bir sıkıntı içinde değil misiniz? Saklanacak durumda değU acılar, ıstıraplar.. Evet, ne istiyoruz, ne bekliyoruz, ne özlüyoruz? Önce bu soruları yamtlamph. Scara da^ hunlan gerçekl^ştirmek iji^ hangi v.önıdaJ, yürümeîî; hangi dogrultuyu seçmeli.Yediden yetmiîe dek herkes bilir, insanoğlunun en önemll istekleri iktisatla ilgilidir. Yani karnını iyi doyurmak, iyi giyinmek iyi bannmak, iyi korunmak, iyi eğlenmek ister. Yarmı güven altmda olmalı. Korkudan, acılardan uzak yaşamalı. llk bunlar özlenir. Geniş yığınlann en basit yaşama koşullanndan yoksun olduğu bir ülkedeyiz. Bir milyondan çok genç insanımız yabancüarın hizmetinde. Bir ekmek, bir aş diye diye, yannını azıcık güvenli kılabllmek için. Çoluk çocuğunu eğitebilmek, yetiştirebilmek için. Kendi yurdunda işsiz, yararsız bir yaratık olarak kalmamak için. Sizler de, durumunuz çok kötü olmasa da, az çok birşeylere ulaşmış, yaşamda bir yerlere varmış bulunsanız da gene bir yığın istekler, özlemler içinde çırpmdığımzt, iki yakanıa bir araya getiremediğinizi söylersiniz soran olursa... Demek bütün sorun, toplumun büyük çogunluğunun yaşama koşullarıru düzeltmekte, iyileştirmekte, daha güzel, daha yararh bir biçime sokmakta. Öyleyse amaç belli. Bunu sanınm kimse yadsıyamaz, havır diyemez, yanlış bulamaz. Ne kalıyor geriye? Hangi yoldan giderek varacağız toplum için mutlu s o nuçlara? Hangi yöne, hangi doğrultuya? Sorun bu.« Yalnız bir şey var gozden kaçan. Herkes istiyor mu, hepimiz özlüyor muyuz toplum çogunluğunun yarannı düşünmeyi, herşeyi ona göre hesaplamayı, uygulamayı. gerçekleştirmeyi. Bunu sanmam. Küçük bir azınlık istemiyor bunu. Kendi çıkan adına istemiyor. Biliyor ki büyük çoğunluğun yaran herşeyde tek ölçü oldu mu o küçücük mutlunun mutlusaı azınlık ortadan kalkar. Evet, bu yüzden herşeye egemen olan bu azınlık ters, yanlıs yollara itiyor toplumu. Yozlaştınyor kafalan. Bulandınyor yürekleri. Içten yıkıyor, çökertiyor. Üç beş bilinçli kişi mi çıktı bu tür gerçekleri duyuran, karşısına geçip acımasız kara çalmalarla onlan o büyük çoğunluğun düşmanı durumuna düşürüyor. O büyük, ama bilinçten yoksun çoğunluk da kendi yararı için başlannı derde sokmayı göze almış o üç beş uyanık kafayı, iyiniyetli aydını, yürekli yazarı, ileriyi gören politikacıyı, içtenlikle düşünen yurttaşı en tehlikeli, en zararlı varlıklar sayıp, etmediğini bırakraıyor onlara. Çelişme deyin, uyutulma deyin, bilinçsizlik deyin.> Hepsi var. Bu yüzden yönümüzü bulamıyoruz. Önümüze düşmüj o kötü niyetlilerin kafalan kanştırma oyunlarınm etkisinden kurtulamıyoruz. Bir o yana, bir bu yana bocala dur yıllar yüı... Toplumca içine düştüğümüz acılann, sıkıntılann, yoksunluklann nedenini bilememek, bulamamak. Vakit geçirmek yanhşlıklar ara sında. Gerçek düşmanını bilmeyiş. Düşünmeyiş, aramayış. Garip bir şey değil mi, hepimiz ne istediğimizi büiyoruz, bildiğimizi sanı yoruz; buna giden yollan seçemiyoruz ama.. Karşımıza çıkmaz, ters, yanlış yollaı çıkanyorlar. Kendi başımıza düşünemediğimizden, iyi, kötü, yararh, zararlı nedir bilemediğimizden. Haydi o çıkmazdan bu çıkmaza!. Bakın Türkiye'nin nerdeyse yüzde ellisi okumasız yazmasız. Cumhuriyetin ellinci yüındayız. Nüfus kırk milyona ulaşmış. Ama bunun on bej milyondan fazlası alfabe nedir bilmiyor. Gel de iyi nedir kötü nedir. anlat! Göster kendi yarannı bulmanın yolunu yöntemmi! Önce bu okumasızlık yazmasızlık. Sonra da yarım okur yazarlsk... Başkasmın sırtmdan geçinme yollannın böylesine kolay v e çekici oluşu... En büyükten en küçüğe dek özel çıkar arama hesaplannm günden güne güçlenişi... Evet, zor iş Türkiye'de büyük çoğunluğun yararına iş yapabilmek, o büyük çoğunluk yaran için yazmak, konuşmak, o büyük çoğunluğu •uyandırmaya, aydmlatmaya girişmek... Nerdeyse vatan hainliği, şu, bu, beterin beterü... Ne gereği vardı böyle şeyler yazmanın öyleyse, mi diyorsunuz. Haklısınız. Ama gören, duyan bir kişiyseniz bunlan siz de yajıyorsunuz içinizde. Yanlış mı? B GELİR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN BEYANNAME İLE BİLDİRECEKLERİ YILLIK GELİR VERGİSİ MATRAHLARI MALÎ DENGE VERGİSİNİN DE MATRAHI OLACAK M. Nezihi SEV durum, vergileme tekniğinin blr zarureti olarak ortaya çıkmaktadır. Gayrimenkul İntikalleri Mali Denge Vergisi Kanunur.un 6 ncı maddesi ile, gayrimenkul intikallennde emlâk alım vergisine esas olan değerler o e vergi mevzuuna alınmış bulunmaktadır. Burada mükellef, gayrirnjşpkulleri ivaz mukabilinde s^tanlardır. Ancak bu şahısların du rumlanna göre degişik itotimaller söz konusu olabiiir. Şöyle ki: Gayrimenkulün ivaz mukabiUnde intikali, ticari bır faali( yete bağlı olarak yapılmakta ise (bilfarz bir inşaatçınm yaptıgı daireleri satması gibi) satış bedeli üzerinden ödenen Mall Denge Verşrisi. bu faali yetten dogan kazanç (matrah) üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden mahsup edilemiye ceği gibi Malî Denge Vergisin den mahsubu da söz konusu olmayacaktır. Zira: Mali Denge Vergisinden mahsuç yapılabilmesi için daha önce kesinti yoluyla bir vergi ödenmis olmalıdır Oysakl saüş bedeli üzerinden nesaplanan Mali Denge Vergisi dogrudan bir ödemeyi gerektirmektedir. Daha önce bu vergiye tâbi tutulan kazanç ve iratlann, beyannameye ithal edilmiş olmal a n icabeder. Şüphesiz beyannameye dahil olan satıs bedeli degil, fakat bu satış s o n u c u n da doğan kâr veya zarardır. Bu nedenlerle mahsubu mümkün olmayan Mali Denge Vergisinin, ticari Kazanon elde e dilmesiyle ilgili bir satış gideri olarak kabulü mümkUn bulunmaktadır. Eğer gayrimenkulün satışın dan doğan kazanç, Gelir Vergisi Kanununun 811 inci maddesi mevzuuna girmekte ise (gayrimenkullerin aiım tarihinden başlayarak 4 yıl içinde satümaIanndan doğan kazançlar), s a tış bedeli üzerinden ödemniş bulunan Malî Denge Vergisi beyan edilecek safi kazancm tesbiticde bir satış gideri olarals nazara alınabilecek ve gelir vergisi matrahı üzerinden besap lanacak Malî Denge Vergisin den aynca mahsubu yapılmaya caktır. GayrimenKulün satısmdan do fan diğer farkJan Uaynmenkul Kıymet Artış Vergisinin mev zuuna girdiği takdirae satış be deli Uzerirıder! ödeneD Mall Uenge Vergisi. ödeneeek Kıymet &rtış vergisinin rnatranınırj tesbıtınde diRkate aiınamıy&cagı gıbi, hesaoıanaD vergiden de mahsup edilemiyecelrtir Diğer bir ifade ile ödenen Malî Denge Vergisi. mükellefin üzerinde kalacaktır. Son olarak şu nususu da 1lâve edelim ki oeyarj edilerj Gelir Vergisi matram üzerin den hesaplanan Malî Uenge Ver gısmin beyanname üzertnden hesaplanan Gelir Vergisinden veya ödenen yıu esas alarak bir sonraki vıl beyannamesındeki gelir vergısinoen mahsubu ds bahis konusu olamaz. Ne Güzel, Ne Güzel Siyasal olaylann er>k yogun ve eok umuteuz gelistiji blr haftanın soonnda palibe Hssan Hüseyin'in, «Ne güzel, ne güzellerine sıgınmaktan baska carfmiz yok. Parlamentcda ovlar kilitlendi. •Ne güzel. ne güzel.» Uratma teklifı de reddedildi. •Ne eüzel, ne güzel.» î? lyice cıkmaza pirdi. '^%: İMzel, ne jfüzel.» • ..*•* a •...." kalmadt. • ' ,, Yanl, inanıyoruz ki. akıl mutlaka çıkış yolunu buiaesktır, olaylara egemen olacaktır ve bu umutsuzluk dağılaeaktır. Ne güzel. ne (fı">TPİ deyijimiz bundan A Maliye Bakanlığı Hesap C a n a m nın hesaplanması nrasında Gelir Vergisi matrahından düşülecektir. B u işlemler netlcesinde bulunacak matraha Vo 3 nisbeti uygu lanmak suretiyle Malî Denge Ver gisi hesaplanacak ve bu vergiden, ikinci 6 aylık döneme ait ücretlerden kesilmiş bulunan Mali Denge Vergisi mahsup edilecek tir. Yukanda, 1200 TL.Iık istisnanm ücretin bürüt tutanndan düşüleceğine işaret edilmişü. Bu ücretlerin beyannameye dahil edilmeleri halinde, (ki bu tak dirde ücretler beyannameye safi miktarları ile dahil edileceklerdir) Gelir Vergisi matrahından ayda 1200 TL. üzerinden hesaplanarak düşülecek miktar, safı gelirden indirilmiş olmaktadır. Difer bir ifade ile, bürüt ücret üzerinden kesinti yoluyle ödenen Mslî Denge Vergisi, net ücretin de dahil bulunduğu gelir (matrah) üzerin den hesaplanan Malî Denge Vergi sinden mahsup edilmektedir. Durum böyle olmakla beraber, kanun hükümleri yönünden tered düdü gerektiren bir husus SÖ2 konusu değildir. Gelir Vergisinin matrahını teşkil eden gelir unsurlan, beyannameye safi rutarları üe alındıklarından ve Mali Denee Vergisinin matrahı da Gelir Vergisi matrahı olduğundan Matrah Bilindiği üzere 30.6.1972 terihinde yürürlüge giren 1598 Sayılı Mali Denge Vergisı Kanunuyla, Tasarruf Bonolannın ihracı ile ilgili 223 ve 930 Sayılı Kanunlar yürürlükten kaldırlımıştır. Bu nedenle. Gelir Veıgisi mükeUeflerinın bu yıl beyanname ile bildirecekleri yıllık Gelir Vergisi matrahlan, Mali Denge Vergisinin de matrahını teşkil edecek ve bu matrah üzerinden °o3 nispetinde hesaplanan vergi, mükelleflerce ödenecektir. (Ancak, Gelir Vergisi matramna gerçek ücretler de dahil bulunmakta ise, Mali Denge Vergisi matrahının tesbiti özellik arzetmektedir. Bu hususa aşağıda aynca temas edılecektir.) Gelir Vergisi matrahının hesaplanmasmda geçmiş yu zararları, sigorta primi, bağıs ve yardımlarla, BagKur girış keseneği ve sigorta primleri gelirin toplammdan düşülmekte ve kalan kısım vergiye matrah olmaktadır. Mali Denge Vergisi matrahı da mükelleflerin yıllık Gelir Vergısi matrahlan üldugundan yukanda sayılan indirimler, Mali Denge Vergisinin matrahının tesbitinde de nazara almmıs olmaktadır. 1.000 lirayı aşmayan matrahlar malî denge verglslnden istisna edilmiş olduğundan, bu miktarlara kadar olan matrah Iar üzerinden mali denge vergisi hesaplanrnayacaktır Matra hın 1.000 TL.yı açması halinde istisna söz konusu olmayacak ve tamamı mali denge vergısıne tâbi tutulacaktır. Her ne kadar Mali Denge Ver gisinin 30.6.1972 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu nedenle ancak bu tarihteu sonra elde edilecek gelirlere (veya diğer bir ifade şekiiyle gelir vergisi matrahının yansına) uygujan ması gerektıği ileri sürülebilirse de, bunda ısabut voktur Zira Mali Denge Vprgisinin matrahı, yukanda da tşaret edildi§i gibi, yıllık geUi vergısi matrahıdır. Ve bu da ancak Mart ayı içinde verilecek freür vergisi beyannamesı ile telli olmak t8dır. Binaenaleyb Snemli olan. gelirin elde edüdiği «aman degil çünkü yıl içind<3 henuz blr matrehtan s ö s edilemez fakat beyan edildigi zamandır. Bu tarihte d e (Mart İ973) Mali Derıge Vertr.si yürürlukte olduğundan, verfrinin hesabında ırelir vereisi matrahının tamamını dikkate almak gerekecektlr. geçim indirimi ve salr adlarla hiçbir indirim ve kesintiye t â bi tutulmadan önceki gayrisafl tutanna uygulanacaktır. Bu istisnalann uygulanmasında, aynı işveren tarafından aynı veya a y n hizmetler içio yapılan muhtelif ücret ödemeleri birleştirilecek ve istisna bu toplama uygulanaoaktır Eğer a y n ayn isverenler tarafından yapılan ücret öde meleri söz konusu ise. bu ücret ödemeleri n.üstaKilen nazara ahnacak ve her bir ücret tediyesine bu istisna haddi a y n a y n tatbik edilecektır Ikramiye ve sair ödemeler de ödendiği ayın ücretlerine dahil edilmek suretiyle vergilendirilecektir. Geliri sadece götürü usulde tesbit edilen ücretten ibaret olan Gelir Vergisi mükellefleri. Mali Den ge Vergisinden musftırlar. Ancak bu ücretin yıllık beyannameye da hil edilmesi gerekirse, Malî Denge Vergisi toplam matrah üzerin. den hesaplanacaktır. Beyannameye dahil gerçek ucretlerin durumuna gelince: 1972 yılının birinci 6 aylık dönemino ait ucretlerin tamamı ile 2'inci G ayl'.k döneme ait olup aylık 1200 TL.'yı aşmayan ücretlerin tamamı. aşan ucretlerin ise her ay için hesaolanan 1200 TL.' sı, Malî Denge Vergisi matrahı Zulüm Artarsa.. Vaktiyle Osman Bölükbaşı'nm kuüandıgı blr halk deyimini ansıyorum. Halk, kendisine rulmedene, «ZulmGn artsm» ıHye bafırırmıs. Kötülük. haksulık, hile, huzursuzluk arttıkça, akıl, bunlardan kurtulma çareleri üzerinde daha fazla durmağa başlar ve iste o zaman eıkıs vollan bulunur. Eski Demokrat PartinİTi ülke^e herkesi «Zulmün artsnn diye bagırtfıŞı eünlerdp. tsmet Pa?^ Bursa'da blr konurma yanmıştı. «S»>cfm mnti.aka yan'lmaiid'r. yoksa dünyamn bütün mosibetleri Jkf'darm ha«ma y!\eacakrır» deyince, bilcümle gazet<>cf!er. Bursalı hir 7onçinin evinde verilen öğle 1 yemeğirr Pasanm basına üşüştük. «Elinizde nasıl bir kuvvet var kl. Iktidann basına dünyanm Raıahmı va|dıracaksuıız?> Paşanın cevabı bilimseîdi: «Bu sornyn herkes hirbirine sorar, sormaSa bajlaymca da o sözünü rtti?iniz knvvet doRarjı Onun için hiç kaygulanmayın, gün yaklaşıyor, 28 Marta iki gün kaldı, ne çare bulacağız, durum karanlık filân d e . meyin. Ne olacak diye rormuyor musunuz her öaünüze gelene? O halde? Ne güzel, ne güzeL Silivri Belediye Başkanlığından Okuyucu Mektupian Sebepler ortada iken ankete ne lüzum var r. Hergünkü tren ve otobüslerln Anadoludan getlrdikleri yolcularla nüfusu durmadan artan şu Istanbulda yaşıyan her vatandaşın, (özel oto sahibi veya yaya) şikâyetçi oldugu konu, trafik sorunu ve bir yerden bir yere istenilen zamanda gitmenin imkânsızlığ^dır. Belediye otobüslerlnin bükanmasında tâli derecede blr yük bir fcısmı, bakım noksanrol oynamaktadlrlar. Işıklı lığı ve ağır şartlar altında işaretler, konulduklan her kullanılma yüzünden yılın noktada faydalı olamamakta, birkaç ayını tamlrde veya (tave hatta bazı yerlerde *ermire intizarda) olarak geçirbest yollan kapatıp geçişe m ı mekte ve bu sebeple sefere nl olduklanndan zararlı bile konan otobüs adedi, hiçbir olmaktadırlar. Haddizatında zaman gerçek ihtiyacı karşıbu işaretler, trafik sisteminl layacak durumda olamadığındüzenlevid (sihlrü birer âlet) dan ihtiyaç sahibi vatandaş, deŞil, düzenlenmiş trafik sisotobüse karşı güvencini devam temini kolaylaştırıp Intlzama ettirememiştir. Bu durum, sokucu tesisler olduğundan (tfolmuşçuluğu) cazip bir mes lstanbul gibi henüz " trafik lek haline getirmiş ve bu sumevzuunda halledilecek pek retle dolmuş duraklarında uçok problemi olan blı şehlrzun kuyruklar vücuda getide beklenen favdayı sağlıyaren İhtiyaç sahipleri beşer kimıyacagı âsikârdır. şilik gruplar halinde nakledil Koskoca bir vilâyet nüfumekle, bu defa da caddeler ve »unu sineslnde banndıran (kıyollar dolmuş arabalannın demli) ilçe Kadıköyün hiçbir kuyrugundan tıkanmaya başyerincfe bir (yaya geçidi) yoklamış, Taksimden Karaköye tur. Asfalta çizllen beyaz çizkadar olan mesafeyi atfım agiler en fazla 15 gün dayanadım dura kalka ancak bir bilmektedir Efendim. gimdi saatte alabllmek gibi anormal bSyle trafik sorununuo en şartlar altmda. otobüs ve dolgöze batan ve daha saymadımuşlarda fuzulen harcanan gımız nice aksaklıklan varbenzin ile mllH servetin bCken (Büyük NSzım Plan Büyük bir kısmı karbondioks't rosu) ankeförlerinin kapı kaşekline dSnüserek heba olup pı dolasıp herke^e sorular «rfr gitmekte ve böylece yüzlerce m a n . bilmem ama. veretni a»araçtan blrden hşkıran (rehir pirinle tedaviye çalışmak e\ü nefes) »olunum «lstemlenbi blr jev oluyor kanaatlmlzmlz üzerindeki ha^is etkisini re.. Havırlısi Tanndan. icra etmekte bulunmaktadır. Haldon Calıhogln Minibüslere gelince. (bir minibüs iki dolmuş yolcısu Emekli TCDD alabtldiSine göre) dolmuşlar Mfifettlşi Bostancı ka<Jar degilse ^e,y lrtanhnl Gazino İnşaat İlânı 1 Belediyemize ait sahü kenannda bulunan bahçe içersine projesi ve şartname!eri gereğince bir gazino binası kapalı zarf eksiltmesi usulü ile inşa ettirilecektir. 2 İşin keşif bedeli 450.000 lira olup geçld temlnatı 21.750. liradır. 3 Ihalesi 17 Nisan 1973 tarihine rastlayan Salı günü saat 15 de Silivri Belediye Encüroeni huzurunda yapılacaktır. 4 Ihaleye istirak etmek için talip olanlann 2490 sayılı kanıınun 31. nci maddesine göre aşağıdaki belgeleri de eklemek suretiyle hazırlayacaklan teklif mektubunu mezkur gün saat 14 de kadar Belediye Baskanlığına vennelerl. a) (Bl gurubu müteahhitlik kamert, b) 400.000. üralık benzerj iş yapıp ve bu miktar işin katl kabulünü yaptırdığına dair belge. c> 1973 yıh Ticaret Odası belgesi. ikamet senedi, En az ihale çunünden üç gün evvel Silivri Belediyesine müracaat ederek yeterlik belgesi almalan. 5 Talipliler bu işe ait dosyayı mesal eün ve saatlerde Silivri Belediyesinde göreblllrler. (Basın: 12749 1928) Kapalı Zarfla Teklif Almak Suretiyle JSaMiye tşleri Yaptırılacaktır. 1 Bu işe ait şartname Müessesemizin Beykoz'daki merkezlnden veya 5. Vakıfhan altındaki trtihat Büromuzdan temin edilebüir. 2 Kapalı zarfla verilecek teklifler 19.4.1973 günü saat n.Offye kadar Müessesemizin Beykoz'daki Merkezine verilmi» olmalıdır. 3 Müessesemiz bu ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledlgine yapmakta serbesttir. İLÂN Belediyemjz tarafından ttd adet 1972 model 36 kisilik sehlr otobüstl 2490 sayılı kanun gereğince kapalı carf eksiltme suretiyle satmalınacaKtır. 1 Beher otobüsün muhammen bedeli 375.000 lira olup İki otobüsün geçicl temlnatı 29,500 liradır. 2 thalesl 5.4.1973 günü saat 10 da encümen salonunda yapılacaktır. 3 Taliplileıin teklif mektupian va temlnatlannı lhalt günü Komisyona vermeleıi sorunludur. 4 Bu ise ait sartname Belediye MuhasipUglnde görül»bilir. 5 Postadaki gecikmeler dlkkat» aluımaa. (Basın; 12862 1931) Ücretlerle ilgili Hususlar Gelir vergisine Ubi gerçek Ucretlerin günlük «ü. haftalık 280, aylık 1200 ve yıüık 14 400 TL. sı Mal! Dengb Vergisinden istisna edlMlginden. ancak bu miktarlan aşaıı icısıroJan vergiye matrah olac&ktır. Ancak bu istisna hadleri ücretin brüt tutanna, vani emekli keseneği, sigorta primi, en az Osmaniye Belediye Başkanlığından Sümerbank Deri ve Kundura Sanayil Müessesesi (Basın: 12597 1937) BEKt KOMERÇERO ile ARON KASTON Evlendiler. lstanbul 25J.1973 Cumhuriyet • 1937
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle