27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHtTRÎYET 8 Şubat 1973 ... AMA DF. ifflEMÎM... HcMtH ufrürt Bî ... tMÖN SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 28 «Bir suçum olsa bfle, konttşasak, dinleyerek, hoşgörü lle gıdereînHrsin. Ki bumı yapmalısın. Benim de kusurlanm vardır erbet. Ama anlayışlı davranarak bunlan gideraıeya çalışmalısın. Ben gerçekten çok tedirginlm..» «Anlayış yalnız bende olacak, sende hiç olmayacak, oyle mi?» «öyle olur mu? îkimtzde de olacak.» «Başta sende yok anlayış.» «Sen, beni bir arkadaşımla görüısün, tanıştırmak istememe, oturalım dememe karşın, dinlemeden vürürsün. Eve gelir, çocuklara, babanv zı bir kızla yakaladım dersin!! Bu ne deınek?» «Ne demek oldngunu sen bflirsin!» «Dofru mu böyle söylemem?» «Senin yaptığm dofru muh «Ben o gün yanlış bir şey yapmadım. Yanlış bir şey yapmıs. olsam bfle, çocuklara böyle şer söylemen doğnı mu? Ortaögretim öğrencilerine böyle şey söylenır mı? Ben yanlış bir şey yapsam, yanlış bir davramşla mı karşılık vereceksin?» Nesrln, gözlerini faltaşı gibi açarak: «Babalarmı tamsınlar!» dedi. «Sen hiç mi ps&oloji bilmiyorsun?» «Eee! Psilcoloji, psikoloji.. Tutrurdun bir psikoloji gidiyorsun!» «Bilıme inanmıyor musun?» «Sana ne?» «Sana ne olur mu yahu! Çocuklar ödmizin. Eğitimlerinden, yaşantılanndan, bakımlanndan, psikolojilerinden beraber sorumhryuz.» «Çocuklara sen değil. ben bakıyorum!» «Nasıl?» «Yemeklerinl ben yapıyorum, çamaşırlannı ben yıkıyorum.» «Çocuklara vereceğimiz şeyler yalnız bunlar değil kı. Onların yanında birbirimize küsmek, bırbirimizle dırdırlaşmak, birbırimizl kötülemek de doğru defil.» «Çocuklar yabaneımıa değil.» «Söyledlkleriml ya anlamıyorsun, ya da anlamak istemiyorsun! Yabancı değiller diye geçiştirmek istiyorsun.. Senin açından düşünürsek, sanki yabancılara hiç mi bir şey söylemedin?» «Söylemedim.» «Hiç kimseye?» «Evet.» «Bizim okulun müdürüne?» «Sen öyle yaparsan, ben de böyle yapanm!» «înatçılıkla iş yürümez.» «Yürümesin!» «Çok kötü şeyler söylüyorsun Nesrin!» «Söyliyeceğim.» «öyleyse aynlacağız demektir. Anlaşmaya yanaşmadığına göre, ayrılmaya kararlısın demektir.» «Aynlınca bana ne olur?» «Hiçbir şey olmaz. O kadar gereksiz çıkışlar yapıyorsun ki...» «Gereksizmiş...» «Sarpa vuruyorsun... Seninle konuşmak, anlaşmak çok güç.» «tyi işte başkalanyle anlaşırsın!» Besim, iyice sinirlenerek: «Senin böyle davranacağmı biliyordum. Ama, yine â* umudumu kesmemiştim. Olgun olgun komışturabilirirn diyordum.» «Başkalanyle konuş!» «Şunu bil ki, konuşmakla, serinkanlı konuşmakla çok şeyler halledilebilir. Ama, senin gibi, hem mesele yaratmak hem de meselenin ne olduğunu öğrenmek istememekle hiçbir şey çözümlenemez.» «Çözümlenmesin!» «Ben ne diyorum, sen ne diyorsun! Tasa söz söylenir mi? Öylesln! Ben, konusalım, her şeyi açıklayalım diyorum, sen dinlemiyorsun! Yazık!» «Sen de utan!» «Gerekirse utanınm, ne olacak? Ashnda utanmak da iyi bir duygudur. Bir düşünür boyle söylüyor.» «tşte sen utanmıyorsun!» «Utanacak birşey yapmadım!» «Yaptın!» «Zaten sinirlerim gergin, ne istersen onu yap! Seninle koca pazan dırdır ederek geçiremem.» «E ne geliyorsun yanıma?» «GUzel güzel konuşabiliriz sandıgım için gelmiştün.» Besim, kalkıp salona doğru yürtldü. Arkasından bağırarak söyleniyordu Nesrin. Besim, buzdolabmdaki cin şişesini, meyveli gazozu aldı. Bir bardağa cınle gazoz koydu, içmeye başladı. «Anlaşmak güç, beUd de olanaksız» dive düşünüyordu .. (Devamı varı S AMÎ ŞEKEROĞLU, onbır yıl önce Turkıye'nın ılk sınema kulubu olan «Kulup Sinema 7» yı kurmuş, beş yıl bu ad altında çalıştıktan sonra Türk Film Arsivi adını almış, 1969'da Guzel Sanatlar Akademısi ile isbırlığı yaparak Devlet Film Arşivi'ni kurarak buranın müdürluğune getınlmış, Uluslararası Film Arşıvlerı Federasyonu (FİAF) nun Berlın kongresıne katılmış, sinema yayınları çıkarmış, iki yıl Adana Altın Koza Film Şenlıği'ni duzenlemiş, yerli ve yabancı onbinlerce filmı arşivlemış, modern laboratuvar ve sinema teknik araçları getırtmış, dünyanın en buyuk arsivleri arasında yer almış bir kuruluşu yönetmektetfır. Türk Sineması nereye gidiyor?,, «DEVLETİN SİNEMAYA CİDDİ ŞEKİLDE EL ATABİLMESİ İÇİN BÜYÜK YATIRIM YAPMASI GEREKİR» Sami ŞEKEROGLU (Türk Film Arşıvı MüdürU) Tfirk Film ArşM'nin Türk ülmleri bölümlerinden birinin görunöşü li» bır sinemacı gösterebılecek misıniz?» « Star «istemine tarattar mısınız?» • Smemamn Deynl; fıkri ya pısını ve görüatüye aktarmasıru meydana getıren kışıdır Oyunculann bu kişılerden aaha yetkiü bır duruma gelmesı ve rejisörü ıstedığı şekilde kuilan ma hakkına sahıp olması korkunç bir şey. Bır oyuncu rejisörden fazla para alıyorsa o fılmin fıkir yapısından ne hayır beklenir. Ama ne yazık kl, bu yalnız bizde değü, birçok ül kelerde boyledir.» « Film restivalleri yararü mı, değil mi?» « Festıvallerın yapısına dılrüstlüğüne ınanmıyorum. Zaten dünyada da testıvaller yok olmakta va bıçfm dAgiştirmektedır. Bthittnıtz grtn ıkı testival yaptık. Türk Sinema Tbrihinde bu ıki festıvalin dürüstlügü üzerinde durulup daıma anüacağını umuyorum Türki. * dekı fılmlenn tarutılması va ullendırmeden kalıteh filmlenn propagandasının vapılması yönünden dereceleme yaprnadan festıvailer yapılabillr. Bunu da devlet yapmaiıdır. Ulusal bır film şenlıgi pazarlama yönünden yararlı olur. ürtadoğu ve Balkanlan içıne alacak böyle bır festivali devlet düzenlemelıdır.* « Türk Sineması bir bunalım geçirlyor mu? Geçiriyorsa nedenleri?» « Türk Sineması, Turkiye' den soyutlanamaz. Türkıye'de ekonomik ve kultürel alanlarda yapılan çalışmalar ve kaydedılen ılerlemeler yanında sınema gerı kalmış değıldır. Hatta gerek teknık ve gerekse kulturel yonlerden; kişisel ve özel çabaları değerlendinrsek, öbur sanatlardan daha ayrı, daha ulusal, cTaha ilen gitmiş sayabilirız.» « Tfirk Sinenusı yeterli mi, değil mi? Eksikleri?» « önce sınemaya gereken önemı venp, ona nasıl bır gozle bakacağımızı tasin etmemız gerek. Genel anlamda bugun Türkıye'dekı gerek film laboratuvarlarının, studyolarının kurulması ve gerekse ülmlerın yapılması, özel çalışmalar ve yatmmlarla yapılmaktadır. Tıcaret amacıyle yatırım yapan kişıler haklı olarak paralarını kurtarmak ve kâr etmek ıçm Catışmaktadırlar. Bu gorüş ve çalışmanın dısında sinemaya cıddi bir yatırım yapılmadığı gibi, her zaman küçümsenmiştır. Bu yeter^ız olmakla beraber, bu koşullar altında fazla bir şey beklenemez.» « Bugüne kadar bir sinema kanunu neden çıkmadı?» c Kanunları hukumetler çıkanr. Bugune dek sınema>a devlet tarafından gerekli onem verılmediğı içın yapılan bırıki kanun çahsmasına da sınemayla ilgısi olnıayan heveslı, ya da pohtikacı bırkaç kışı tarafından el atılmış, ışe yanlış bajlandığı için de yarım kalmıştır Kanun taslaklan, sinemayla llgısı olmayan kışiler tarafından hazırlatılmış, kendılerinı aydın sayan, boyle çok onemli bır konu olduğunda buyuk bır çığırtkanlıkla ortaya atılan vatan kurtaranlar da bjlırkışı olarak çağınlmıştır. Her ışte olduğa gibi bu çalışmalarda da yabancı kanun ve kahpları teklif edildığı için rayına oturtulamamış ve sonuçlandırılamamıştır. Prodüktorlerın uğraşması gereken en onemli konu, sık sık yukseltıleceğı soylenen ve TurK Sineması'nı en az on mıslı daha kotüye gotürecek vergı arttırımıdır. Turkiye'de 300 yerli film yapılıyorsa, 400 de yabancı film dısardan getırtılıyor Bu fılmlenn ıçınden ancak 45 film seyredılebı'.ır cinsınden oluyor öerı kalanlar Rıngo'lar, Masıst'ler, vurkırlar Sık sık gazetelerde okuyoruz: Turk fılmcılerı, kovboy fılmlerı çekmek ıçın şehırler mşa edlyorlarmış Bu çok ilglnç konu üzennde dıkkatle durmak gerek. Bu tur fılmler halkı sömurup, çok para kazanıyor. Yerli filmcıler de o parayı kendllerıne aktarmak ıçın her çareye başvuruyor. tkısi de kotu. ıkisı de Turkiye'de oynatılmaması ve yapılmaması gereken fılmler Bır fark var. bınnde dovız kavbımız vok Her kesinıde olduğu gibi sinemada da bu sanatın fıkir yapısıyla uğrasan, kultürel kaygıyla 45 vılda bır de olsa urunler veren aydınlarımız var Nasıl bugun Turk Sır.eması deyınce akla bunlar gelıvorsa, kanun deyınce de sınemanın içmdeki aydınlar gelecektır Bunun dısında çıkacak kanunlar, Turk Sineması'nı her yonüyle daha kötüye götürecektir.» « Türk Sineması'nın dünyadaki yeri?» « Türkiye'nin dünyadakı ye rinden farklı bır yerde değıl si nema. Buna karşılık elbette kı dış pazar aranmalıdır. Buna ıh tıyaç vardır. Ancak dıs pazar dejlnce Batmın büyük ülkelen kastediliyorsa bu bır nayaldir. Bu Türkiye'nin genel durumu ve politıkasıyle ılgilıdir Avrupa televizyonlarında Türk sını nna kadar olan her iılkenin propagandası yapılmaktadır. Türkıye dahil, düğrudan hiç EOZ edılmıyor Biz unutulmuşuz. Bızım pazarlarımız, geçmiş te beraber yaşadıgımız Ortstdoğu ve Balkanlarla olabılir. Zaten dikkat edilırse, satışlarunız Arap ülkelen ıle Balkanlürda. Yunanıstan ve Bulgaristan'a daha çok oluyor.» • Devletin sinemayla Uişki Şekeroğlu, "Sinema geri kalmış değildir,, diyor si nasıl olmalı?» « Devletin sınemaya ciddi bir şekılde el atabılmesi içın uzun bır çalışma, büyük bir yatınm yapması gerekir. Bu bır çıkış }olu olabılir. Yalnız bugünkü durumda na bir kanun çalışmasırun, ne de büyük yatınmlann yapılabıleceği bir crtam yok. Knru kanun sinemayı kurtarmaz. Sinema Enstitüsü vardır taten. Yönetmelıglnl okuduğunuz zâman Devlet Film Arsivi'nın Dlr enstıjü oldugunu görürsUnüz Sinema Akademisine şmıdıltk bence hiç gerek yok. Yeryüzünde t>ana bir tane çok öneml) «mektep 4 0 Yıl Önce Cumhuriyet AKİHlâbidelenn muhalazası hakkında dun Vılâyete Başvekılın ımzası ıle bır tâmıra gelmiştir. Bu tâmimde bazı memıırlaruı ihtirası olmadığı halde bazı tanhi eserlerın yıktınldığı üzüntü ıle öğrenilmış ve sebep o^anlann cezalandınlacaklan bildırilmiştir En yakın örnekleri olmak üzere Üsküdarda Mimar Sinanm değerli bır eseri olan Mihrimah imaretınin ilgili dairelerinin ikazlarına rağmen yıktırüdığı Edirn°de yine Mimar Sinanın eserlerinden ıki kapılı hanın. Ürgüp Kayseri yolu üzerinde Aiâedd:n Keykubat zamanından kalma Sarı Hanın aynı âkıbete 8J2.1934 T TARİHİ ÂBİDELER uğradığı anlaşılmıştır. Başvekılin bu tâmıminde özelliile şöy le denilmektedir: «Milll varlığımızı, medenlyetimizi bugün ve gelecek asırlarda dün'iya tanıtan ve tanıtacak olan kıymetli ftbidelerin manah manasız bahanelerle yıktırılması degil, bilâlds eserin ve tarihin tahribatına karşı titlz bir itina ile korunması l&zımdır. Bv yalnız kanonl bir vazlfe deği'. MUU blr borçtur. Bir eserir deger ve değersizligi ancak mütehassıs olan daire tarafıadar tayin ediiebilir.» Yine aynı t&mimde . Maaril Vekâletinln muvafakati alınmadıkça hiçbir esenn yıktmlmaması ve buna sebep olanlar hakkında şiddetle takibata geçiiecegJ »«bliğ olunmuştur. MALKOÇOĞLU *yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU MAARtF VeKâletince Uselerln dört seneye çıkanlması ka*»arlaştınlnuştır. AMERtRA ile mücrimlerln iadesine ait blr mukavele imzalanmıştu. KILIÇ Y A RIN : ONAT KUTLAR DIŞI BOND TİFFANY JONES GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle