14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 8 Şubiat 1973 ıçuğu olan ailelere bakıyorum, hepsi dertll. ocuklarından yakınıyorlar. Kimisi çocuiur.u çok yaramaz, kimisi çok uslu buluyor. Okul çağında ayn dertler. Ders çalışması ayn sorunlar oluyor. Daha büyüyünce, ana ve babasına ilgisizlik, onlan beğenmeme, çeşitli yollarla gösterdiği tepkiler, hepsinin toplandığı aile dertleri oluyor. Son yıllarda çocuk eğitimine toplumun özel bir ilgl göstcrdiği de açık. Radyolarda, televizyonda, basın organlarında bu konuda çeşitli yayınlar yapıhyor, ama, galiba bir sonuca da vanlamıyor. C ve gaiiişler Yetiştirdiğimiz Çocuklar,.. Dr. Erdal ATABEK ması için vaatlerde bulunan, ama, o an geçtikten sonra bunu hatırlamayan ana, babalar çocuğun böyle şeyleri unutmadıklannı, boylece masum bir bilince nasıl komple «yalancılık, aldatma ve kantfırma» örneği verdiklerini bümezler. Onun içindir ki, çok kez çocuğa kıztnak, aynaya kızmak gibidir. Tabii, bu ayna biraz değişiktir. Bu aynanın görüntüsünü tanıyabilmek için çocuğun davramşlarının dillni bilmek gerekir. Çocuk ruh sağlığı uzmanlan bu konuyu çok iyi bilirler. Sanırım ki, en büyük güçlükleri de ana, babalara bu gerçeği onları kırmadan anlatabilmektir. Çünkü, insanın en kolay kabul ettiği başkasının hatası, en zor kabul ettiği de kendi hatasıdır. Kendi yaşamı bu tür davranış hatalarıyle dolu bir ailenin çocuğu arasıra çocuk sinemasına, çocuk tiyatrosuna götürmesi görevini yaptığının delili ö*eğildir. eder. «Annenl mi babanı mı daha çok sevlyorsun?». Çocuğu allak bullak eden, onu sevgide ayrım yapmaya zorlayan bu anlamsız soru, çok defa kurnaz bir cevapla karşılaşır, «Her ikisini de seviyorum.» Çocuğun tek çıkar yol olarak bulduğu bu cevap onun zekâsına delil sayılır ve yavru öpücüklerle armağanlandırılır. «Sen bizim çocuğumuz ol», ya da «annen, baban gitsinler, sen burada kal». «bu elbisen benim olsun» gibisine, çocuğu tedirgin ed'en ve soran için zulmünü tatmin etmekten başka bir şey ifade etmeyen sorular o kadar sık rastlanan davranışlardır ki şaşılır. Hiç kimse, kendi arkadaşlarına söyleyemeyeceği sözleri, kendi aralannda yapmadıkları teklifleri bir çocuğa, söylemenin saçmalığı üstünde durmaz. Çocuğun bu tutumlara karşılığı çoğunlukla, korkuyla annesine, babasına bakmak âdeta bu saçmalıklara onların da katıhp katılmadıklannı araştırmak, sonra da «olmaz» demektir ya da ağlamaktır. O zaman, çocuk «şaka ettim» gibi sözlerle yatıştınlmaya çalışılır. önce, büyükleri eğitmeHyiz ki, bu saçmalıkları tekrarlamasınlar. önce büyükleri eğitmeliyiz ki. zalim yanlannı, sadistçe davranışlannı çocuklara uygularken biraz düsünsün ve utansınlar. Çocuğa yönelik davranışlann sisîemli yapılan bir hatası da. büyüklerin çocuklan kendileri gibi olmaya zorlamalarıdır. Sankl, kendileri pek mükemmel bir noktaya varmışlar gibi, hattâ çoğunlukla kendi olamadıklan sınırlar» çocuklan Iterler. Çocuk çok çalıskan, çok bilgili, çok zeki olmalıdır. Oysa, bunun için zorlamalara pek gerek yoktur. Öncelikle, hesaba katılması gereken husus, çocuğun bir kişiliği olduğucfur. Eğer çocuğa uygun bir davranışta bulunmak istiyorsak, onun dünyasını tanımak, onun kişiliğini tanımak ve ona. saygı duymak zorundayız. Aslında, dünyanın en zor işi bir çocuğun dünyasını tanımaktır. Bir çocuğun dünyasına girebilmek, bir şiiri anlamak ya da bir sariat eserini çözümleyebilmek kadar güçtür. Ancak. o dünyaya girebildikten sonra çocuğu anlamak ve ona uygun bir yön verebilmek mümkün olur. Bu kadar zahmete girmek yerine çocuğu korkutmak ya da bir tokat atıvermek bazı büyüklere kolay gelir. Ama, unutmasınlar, hu kolaylığı sonradan ortaya çıkacak pek çok güçlük beklemekteö"ir O zaman çocukları suclamak yerine, kendilerini suçlamalıdır büyükler. Çocuk ne annesi ne de babası olacaktır, çocuk sadece kendisi olacaktır. Onu anlamak, ona saygı göstermek ve ancak ondan sonra o kişiliği iyiye yöneltmek mümkündür. Geçen eün. bir gazetede bir baba feryat ediyordu: Çocuğunu «çocuk filmi» diye tanıtılan bir filme götürmüştü Ama. beyaz perdede dövülen, öldürülen çocuklar görünüyordu ve salondaki yavrucuklar çığlık çığlığa ağlaşıyorr lardı. Baba, «yok mu bu rezaleti önleyecek kimse» diyordu. Kimse yok tabii, sayın düşünen baba. Duyan insanlar, düşünen insanlar değil o filmlari çevirenler. Onlar, p*ara kazanmayı düşünen kişiler. O filmleri de. aslp.cla küçükler için değil. sadizm örnekleriyle. şehvft örnekleriyle hayatta yapamadıklarını beyaz perdede hayal ede'cek ve bunun için para verecek büyükler için yapıyorlar. Sansür heyetlerinin ise daha önemli işlerl var. Bunlar küçük işler Çocuk filmleri, çocuk dergileri para kazanmak için çıksnldıkça, dü•ünen, duyan anneler, babalar daha çok feryat edecekler. Derıriler «rasında örnek bir «Doğan Kardeş» var. Kutlanm o dergiyi ve diğer ya^ yınlarmı. Ama, değersiz yayın arasında^ sayısı o kadar az ki. Eğitimciler, hekimler, sosyoloğlar, yöneticiler, artık bu davarfa olsun, işbirliği yaparak bu toplumun geleceği olan çocuklanmıza eğilelim. Yarın bu ülkeyi ve bizi onlar yönetecek, onlar çalışacak, geleceğimizi onlardan bekleyeceğiz. Köprülerin altındaD umhurıyet'e girişim bugün gibi gözleriının önünde. O zamanlar Vatan'da «Onuncü Köyden» Daşüğı altmda yazıyordum. I^adir Nadi'nin çağrısı üzerine 1962 Ukbabannda bir gün. bugünkü gazeteme yöneldim. Cumhuriye\, yayın doğrultusunda devrimcidir ama «idarehanesi» bir ahşap konaktır. Sevimli yapıdu gerçi; sokağa bakan solgun yüzünde, güngörmüşlük okunur Dencerelerini gözkapaklan gibi pancurlar örter. bahçesindeki birkaç ağaç, yeşil bir uyum yaratır. Giriş kapısuun merrçer, ilk katın tahta merdivenlerinden çıkbktan sonra Nadir Nadi'nin odasına alındım. Hoşbeşten sonra dedi ki: Bir süredir sizi izliyor. okuyorum; bize yazar mısmız'r Yazmak isterim. Ama yazma özgürlüğümün koşullannı öğrenmek lstedim; çünkü her gazetenin kendine göre birtakım usulleri bulunabilirdi. Nadir Nadi kısaca açıkladı: Cumhuriyet Atatürkçü özgürlükçü bir gazetedır. • Yazmaya başladım. 27 Mayıs'm getirdiği özgürlük ortammda heyecarila gelişen bir akım mayalanıyordu o sıra... Yurdun rakam rakanr gerçekleri, o güne kadar tartışılmayan bıcimde ortaya atılıyordu. Gazetelerde ve dergilerde heı gün yeni bir konu kesfediliyordu. Devrimci yazarlar kamuoyunun ilgisini çekiyor, Planlama Teşkllâtuıın rakamian eıden ele dolaşıyordu. Petrol, dış politika. boraks, sömürü. bakır özgürlük, kapitalizm. toprak reformu, sosyalizm, ikili ilişkiler, bugımsızlık, eğitür; v.b. alanlarda ukısal bilincin pusulasıyie üıatçı bir geziye çıkılmıştj. Bir süre sonra yaymlann etkisi görüldü Yurdun el değmemis sorunlan. gazete sayfalanndan parlamento kürsüsüne çıkmaya başladı. Kâğıı üstündeki akım, politika yaşamında pecerli bir nitelik tcazanıvordu. Sfvasl partiler. yapılanna göre teptrilerle karşıiıyorlardı soı fildrleri... Ama ister vanında olsunlar ister karşısmda değinmeden geçemiyorlardL Ve deginmeden tçeçemlyeceklerdir. 12 Mart'tan bu vana da gündemfle reform konusu vardır. Vergisorunlan, maden sorunlan. bor cevherinin dunımu. linyit vataklanmn devletleşörtlmesı. petroi. yabancı sermaye v.b. komisyonlarda tartışılıp duruyör. Kimilert reformu uyutmak için ninni söylüyor. Mmlleri reformu gerçekleştirmek için çalısıyor. Ne olursa olsun reformlar pündemdedir; o sorunlan ortaya atan kimi vazar hapıste olsa bile eündemdedir. Ulusal davalann bir topluma maledilmesi elbette kolay degü... Zaman ister, sabır ister, fedakârlık ister. Bundari on yıl önce Çetin Altan'uı yazdığı millî petrol davasını simdı bilmeyen aydın kaldı mı? Kim derdi ki bır çün gelecek bu davanın bayrağı olmus İhsan Topaloglu Bakanlığa atanacak» Ve davasım yürütpmediği içm istifasını basacak. Kim derdi ki Cumhuriyet Halk Partisi tarihî vörüngesine uygun bir tutuma veniden girecek.. Kim derdi îsmet Paşa solculuğunu: Ben kırk yılkk solcuyum, diye Oân eaecek^ C Fakat, biz galiba bir gerçeğin üstünde pek durmuyoruz. Çocuk en büyük eğîtimini yaşadığı çevreden alıyor. En çok yaşadığı çevre de aile çevresi. Öyleyse, çocukların davranışlarından önce ana, babaların davranışma bakmak gerckmez ml? Bana öyle geliyor ki, çocukları eğitmekten önce ana, babalan eğitnıek gerekli. Aslında, büyüklerin çocuğa verebilecekleri bir tek gerçek eğitim vardır: Örnek olmak. Çocuk en büyük eğitimini ana, baba ve ev içindeki diğer büyüklerin davranışlarından alır. Onun Içindir ki, çocuklann hatalı yetişmemelerini istiyorsak, önce ana, baba ve öbür büyüklerin hatalı d'avranışlannı ortadan kaldırmak gerekir. Büyükler Örneği Ne yapar büyükler kendi aralarında. Bflyükler kendi aralarında gündelik hayatlarnu yaşarlar. Gündelik hayatlarını ne kadar da dikkatsizce yaşarlar. Küçük sanılan yalanlar, birbirlerine şefkatten yoksun davranışlar, sl« nirlilikler, kavgalar, uyuşmazlıklar, aralarında konuştuklan küçük çıkarlara dayanan davranışlar, hepsi d'e gündelik hayatta doğal sayılır. Bütün bunları, bir fotoğraf sadakatıyle belleğinde toplayan ve kendi ölçüsünde uygulayan çocuk ise, ailenin dertlendiği yavru olur. Kapı çalındığı zaman «açmayız kapıyi, yok sanırlar» diyen bir anne, çocuğuna mükemmel bir yalancıhk eğitimj yaptığını farketmez bile. Akşam, eşine çalıştığı yerde bir arkadaşına yaptığı kurnazlığı öğünerek anlatan baba, çocuğa nasıl fırsatçılık eğitimi yaptığını anlayamaz. Çocuğa bir an, uslu durması ya da bir işi yap Çocuğa Yönelik Davranışlar Aslında, bütün davranışlar çocuğa yöneliktir ve onda büyük etkiler yapar. Fakat, bir de doğrudan çocuğa yönelik davranışlar vardır. Bu davranıştaki büyük hatalar sayılmayacak kadar çoktur. Çocuğa yönelik davranışların çocuğu rahatsız ettiğinl anlamak için, sanırım biraz dikkatli olmak yeter. Büyükler, bir çocuğu ilk kez gördüklerl zaman, onunla konusmak zorunda olduklarım sanırlar, aslında böyle bir zorunluluk yoktur. Konuşma çoğunlukla çocuğu üzen sorularla başlar ve yine çocuğu üzen tekliflerle devam ATATÜRK VE MAKARIOS... OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma Inönü'nün Senatörlüğü ve Anayasa İnönü Senatör olabilir mi? 1961 ANAYASASIYLE DOĞAN HAKLARINI, İNÖNÜ, ZAMANINDA KULLANMADI Bilindiği gibi. Sayın înönü önce CHP'den, sonra da milletvekilliğinden çekilerek Cumhuriyet Senatosuna TABtl ÜYE sıfatiyle girdi. Kammızca bu durum (lnönü'nün tabiî senatörlüğü) Anayasaya aykındır. îddiamızm doğruluğu, Anayasamn (2, 4, 8, 12, 20, 55, 70, 75, 78, 80, 95 ve 157. maddeleri) hükümierince ve giriş bölümüyle sabittir. Dunımu açıklayalım ve tartışalım: Yeni Anayasamız 9.7.1961 tarihinde millet oylan ile kabul edildl ve ayni tarihte yüriirlüğe girdi. , Anayasanın 70. maddesi gereğince; tnönü eski Cumhurbaşkanı olduğundan 9.7.1961 terihinde kendiliğinden, hiçbir makamın, seçme, karar ve onayına muhtaç olmaksızın Cumhuriyet Senatosunun TABİÎ ÜYESt sıfatım aldı, yani tabiî senatör oldu, Fakat, Anayasanın 77. maddesi uyarmca Senatoda andiçmediği gibi 80. madde geregince Meclis çaUşmalanna izinsiz veya özürsüz olduğu halde senatör sıfatiyle katılmadı. Bu suretle hukuk görüşüne göre Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliğinden zımnen istifa etmiş yani çekilmiş olduğu gibi üyeliği de sona erdi. (Anayasanın 80. maddesi gereğince, tnönü, bir ay değil, 10 yıldan fazla Meclis çalışmalanna izinsiz veya özürsüz katılmaması yüzünden Cumhuriyet Senatosu üyeliğinin düştüğünü karara bağlamıştır. Çünkü, İnönü Cumhuriyet Senatosu Uyesi değildi. Bu sebeple böyle bir karara da lüzum görülmemiştir. 70. maddede beUrtildigi gibi tabiî üyeler, Cumhuriyet Senatosunun öbür üyelerinin bağlı olduklan hükümlere uymak zorundadırlar. Eski Cumhurbaşkanhğmdan sonra tabiî Cumhuriyet Senatosu üyesi olanlara, aynca bir hak ve imtiyaz tanınmamıştır.) CHP Genel Başkanı bulundugu sırada, yeni Anayasanın kabulünden sonra yapılan seçimlerde, Malatyadan adaylığını koydu ve milletvekili seçildi, Anayasanın 75. maddesi gereğince YUksek Seçim Kurulunun kabulü ile milletvekili oldu. Sajin İnönü milletvekili olduğu gün, «Tabiî Senatör» sıfatını taşıdığına göre, aynı gün ve tarihte, hem milletvekili ve hem de Cumhuriyet Senatosu tabiî üyesi olduğunu kabul etmek gerekir. Bu durum, iki meclis üyeliği bir kişide birleşemiyeceğinden Anayasamn 7R. maddesine aykın olduğu görülür. Milletvelnlligini tercih eden înönü, bu fiill davranışle tabi! üyelikten zımnen istifa ettiğini, resmen ilgili makamlara ve millete açıklamış oldu. Aradan 10 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, 1972 yılmda önce CHP'den çekildi. Sonra Cumhuriyet Senatosuna başvurarak kendisinin eski Cumhurbaşkanı olmasma dayanarak tabii üyeliğe kabul edilip edilmiyeceğtni sordu. Cumhuriyet Senatosu Baskanlığı, Yüksek Seçim Kurulunun görevi olan bu isteğe olumlu cevabı Inönü'ye* verdl. Bu olumlu cevap üzerine tnönü de milletvekilliğinden İstifa etti ve böylece Cumhuriyet Senatosunun tabii f f d l k e r s t r e e t ' t e n D İ r a z ilerlediniz mi karşınıza Madame I I M russauds adinda bir Fransız kadınının kurduğu ve •» kendi adıra vermiş olduğu ünlü Mumyalar Müzesi çıkar. Gerçekten ilginç mum işi heykellerle, gelmis geçmiş ünlü kişileri. büyük adamlan capcanlı bir biçimde gözlerinizin önüne seren bu büyük müzeyl değil yalnız yerli turistler, Londra'ya dünyanın her tarafmdan gelen yabancılar da ziyaret eder. Bu müzede üç dört yıl öncesine kadar Atatürk"ün bir heykeli yoktu. Çünkü söylendiğine göre, Ingiltere'yi ve îngiliz İmparatorluğunun en güçlü devrinde, en güçlü orduîarım Gelibolu'da tahtakurusu gibi ezen Büjük Kurtancıyı, Ingilizlerdeki Türk ve Atatürk düşmanlığı, o ilk günlerde müzenin Horror Chambers dedikleri katiller bölUmüne koydurtmuş ve Türk resmi makamlannın mUd&halesi üzerine en sonunda oradan da kaldırtmıştı.» ^Londra'da yayınlanan «Vatan» gazetesinde şair Osman Türkay'm «Mumyalar Müzesindeki Rezalet» yazısı böyle başlıyor işte... Ben bir türlü göremedim bu müzeyi. Ama çok «vgüsünü duydum. Atatürk'ün de bu müzede bir heykeli bulunduğunu biliyorum. Ama durumun içyüzü büsbütün başkaymış!.. Uzun yıllar geçmiş. Neöen sonra Kinross, Toynbee gibi ünlü İngiliz düşünürlerinin Atatürk'U öven kitaplan yayınlandıktan sonra Madame Tussauds Müzesine bir Atatürk heykeli k<mmuş. Ancak 1968'de... Yani katiller bölümünden çıkarılan Atatürk heykeline yıllar yılı uygun bir yer bulunamamış!.. 1968'de De Gaulle'Un yanına konmus Atatürk heykeli. Az çok yakışır bir yer... Ama tngilizler derken bir daha değiştirmişler heykelin yerini, almışlar Atatürk'U, Makarios'un yanına koymuşlar... Atatürk ve Makarios... Nerden nereye? Osman Türkay şöyle diyor: «Atatürk'le Makarios arasmda ne gibi benzerlikler olabilir. Atatürk bütün dünyanın kabul ettiği bir dâhiydi... Sözün tam anlamıyle bir devrimciydi. Beşyüz yıl dünyanın üç kıtası üzerinde egemen bir imparatorluğun enkazından yepyeni bir ulus meydana çıkarmıştı. Gelibolu'da Makarios nefer bile olamazdı... Bu yaradılışrndan beri kazandığı zaferlerle, yarattığı eserlerle tarihe şan vermiş olan kırk milyonluk Türk'e karşı yapılan en büyük hakarettir. Kırk milyonluk bir ulusun tapınırcasma sevdiği, kalbinde yaşattığı, başının üstünde ruttuğu bir kahramanı dört yüz binlik kendi toplumunun açıkça lânetlediği Makarios'la bir hizada tutmak elbette hiç bir mantık ölçüsüne uymaz, elbette bir değer katliâmıdır, elbette maziden gelen bir hıncın en bayağı bir sonucudur.» Gerçekten de insan inanamıyor. Makariosla Atatürk*U eş saymak, yan yana koymak her türlü insala duygulanna aykın bir iştir. Ne yapmış Makarios? Kendi ırkdaşlarının gözünde belki bir öncüdür, bir hareketin başlattıncısıdır, ama ne de olsa bölgesel bir politikacıdır. Kıbns'in yönetilmesinde de başarılı olamamıştır. Ne Bumlann önemli bir bölümünü hoşnut etmiş. ne de Türklerin desteğini kazanmıştır. Kıbns'lı Osman Türkay bu gerçekleri hepimizden daha iyi bildiği için böyle bir haksızîığa açıkça başkaldınyor. «Makarios'un tarih içindeki yeri nedir? Makarios bir tedhiş lideridir. Hatta bu tedhiş liderliğini büe yapamamıs dönekliği karakter edinmiş bir ortaçağ papazıdır.» Evet, mumyalar müzesindeki rezalet, gerçek bir ayıptır Türk ulusuna karşı. Atatürk'U al. katiller bölümüne koy, sonra ordan çıkar Makarios'un yanına koy! Bu gözgöre göre tarih sel gerçeklerle eğlenmektir. Türkiye'nin yaratıcısını. tngiliî Imparatorluğuna ilk yıkıcı yumrugu indiren bir devrimcivi bilerek, isteyerek küçültmeye çalışmaktır. Ama boştur böyle çabalar. Tarih Madame Tussauds MUzesindekt balmumu heykellere benzemez. Herkesin yerini bilir, ayınr. Makarios da yerini bulur orada, Atatürk de... Osman TUrkay'ın kızgınlığına katılmajnak, doğru bulmamak elde mi? Ne yapılabilir buna karşı? En iyisi o müzede Atatürk'ün heykelinin bulunmamasım istemek resml yoldan... İşi hafife almamak. Onu hoşgör. buna kat!an, öbürüne ses çıkarma, berikine boyun eğ, sonu ne olacak bunun? Türkiye, kendi kurucusunun, yaratıcısının onurunu, önemini birtakım balmumcu Ingilizlerin eline bırakamaz, bırakmamalıdır. TABİÎ ÜYE SIFATİYLE İNÖNÜ, C. SENATOSUNA GİRME HAKKINI YİTİRDİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR YOKTUR Uyesi oldu. Bu durum ise İnönürnün, tabiî senatörlüğünün, hukuki sebep ve mesnetlerinin açıklanmasını, zihinlerde beliren tereddüUeri giderecektir. Zira TÜRKİYE CUMHURlYETl BİR HÜKUK DEVLETİDÎR. Iddia ve kanaatimizi, yürUrlükte bulunan Anayasaya ve konumuzla ilgili hususlara dayanmak suretiyle belirtmeğe, ispata çaUştık. Bu nedenle gözönüne alınan ve dayanılan Anayasa maddelerinin ve ilgili kısımlannın incelenmesinde fayda vardır. İnönü'nün tabü senatörlüğü hakkındaki kanı ve düşUncemizi açıklamağa çalıştık. Şayet Sayın İnönü önümUzdeki dönem için Cumhurbaşkam seçilecekse, kendisinin 72. madde uyannca kontenjan senatörü seçilmesi ya da 95. maddenin 102. maddeye benzer şekılde «Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Mec'.isince... kendi Uyeleri arasından veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından... seçüira biçiminde değiştirilmesi gerekmektedir. Böyle bir Anayasa değişikliği yapılırsa; seçim endişeleri, parti çekişmeleri, politikacılık gibi ağır ve yıpratıcı tesirlere girmeyen, girmek istemeyen, fakat devletin başında bulunması memleket yaranna çok faydalı olacak şahıslan Cumhurbaşkanı seçmek imkânı da elde edilmiş bulunur. tirilip bu lhtiyaçlara uydurulması gereğini doğururlar. Bu tür değişiklikler Anayasa'nın özünü zedelemeden, sarsıntısız ve yankısızca oluşurlar. Eğer fonksiyonel bozukluklar çoğalıp son düzeye erişir ve giderek süreğenleşirse (müzminleşirse) anayasal düzende bu kez organik bozukluklara yol açarlar. Organik bozuklukların ardından ergeç bir çeşit patlama gelir ve yürürlükteki Anayasa'nın yerini devrim Anayasmsı alır. Bu tür Anayasalar genellikle reakslyoner niteliktedir. Değisimler, yürürlükteki Anayasa'nın özüne dokunurlar (27 Mayıs'ta olduğu gibi). ğurduğu huzursuzluk, kişisel hak lann kötüye kullanılışıdır. Bu görüşe göre Anayasamızın anarsiye yol açüğına inanılan maddeleri değişecek, böylece her şey yoluna girecek, anarşizmin başı ezilecek ve huzur geri dönecektir... Kammızca bu yanıl&ımn gerçek nedeni, huzura duyulan aşın ve haklı Özlemdir. Bu çözüm yolu gerçekten bir yamlgıdır, çünkü anayasa toplumsal koşullara değil, toplumsal kosullar Anayasaya biçim verir. Böyle qlmasaydı, geri kalmıs ülkeleri ileri bir Anayasa İle kalkındırmak ya da tüm dertlerinden anndırmak olanağı doğardı. Dün Cumhuriyet'in girişindeki mermer ve ilk katın ahsap merdivenlerini tırmamrken bunlan düşündüm. Odama girdim, pancurlarm aralığından bir yapı eörünüyordu: Cağatoglu Mühendislik Mimarlık özel Okulu! Aradan geçen sürede, bu okul açılmış. eğitim yapmıs, ve özel okullar konusunda devrimcilerin açtıgı kampanya sonucu devletleştirilmisti. Kısacık bir zaman parçasj içindeydi bu hikâye» Ve bakalım önümüzdeki kısacık gelecekte neler olacaktı? Türkiye çağdaşlaşmak yolunda yürümek zorunda olduğuna göre çağdaş düşüncenin bütün gereklen elbet birbir yerine gelecektir; bir başka çözüm yolu yok, vasamak va şerefle yaşamak İçin... ' . • Türkiye Halk Bankası A. §. Genel Müdürlüğünden 1 Bankamızca ihtiyaç duyulan 6 ayn tip üzerinden toplam 1.100.000 adet broşür ile, 5 tip üzerinden toplam 275.000 adet aıişin şartnamesine uygun olarak basılması işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Bu işlere ait şartname, Ankara'da Genel Müdürlüğümüz Levazım Müdürlüğü ile tstanbul ve tzmir Şubelerimizde tetkik edilebüir. 3 1.100.000 adet broşür ile 275.000 adet afişin tahmini bedellert 210.000. er lira olup, geçici teminatlan 11.750. şer liradır. 4 Söz konusu işler ayn ayn ihale edileceğinden, teklif mektuplarının da ayn ayn zarflarla verilmesi gerekir. Pirmalar bu işlerden birine veya dilerlerse her ikisine de iştirak edebiürler. 5 Bu işîere ait ihale 155.1973 Perşembe günü saat 16.00 da Genel Müdürlük binamızda, Satınalma KomiSyonumuzca yapılacağından, kapalı teklif mektuplarının aynı gün saat 15.00'e kadar makbuz mukabüinde mezkur Komisyona verilmesi lâzımdır. 6 Teminat mektuplannın veya Bankamız veznesine nakit yatırılmışsa makbuzlannm kapalı teklif zarflanna konulması gerekir 7 Zamanında verilmeyen teklif mektuplan nazan itibare aiınmayacaktır. Postadaki gecikmeler kabul olunmayacaktır. 8 Bankamız, 2490 sayılı Artırma, Eksiltme ve îhale Kanununa tâbi olmadığından, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. (Basın: A. 5625 11050/787) Oysa, bugün anarsik ortamın olusumu ile Anayasamızın değiştirilmesi amaç tutulan maddeleri arasında bir nedensonuç ilişkisi • • • • • • • • » • • • » • • • • • • • •» • • • • • • • •• • • •• • • • • » • • t (CausaliW) kurmak oldukça güç • • gözükmektedir. Anarşist gençler, Anayasamızm hangi maddesinin • hangi boşluğundan yararlanarak sil&ha sanlıp dağlara cıkmakta, adam kaçırmakta, banka soymak Her iki tür değişimde asıl o ta ve benzeri bir dizi suç işlelan, fonksiyonel ve organik bo mektedirler. Kötüye kullanılan 'Istanbul ViUyeti BakırkSy Kazasına bağlı, Bahçellevler ve • zuklukların değişim ya da dev haklar hangijeridir? Bu sorunlacivarlan ile Haznedar, Siyavuşpaşa ve Soğanh mevkilerinden; ^ rimi gerektirecek belirli bir po ra doyurucu cevaplar bulma oKocasinan. Yenibosna, Kirazlı, Güneşli, Bağcilar, Güngören, • tansiyele ulaşmış olmalandır. lanağı yoktur. Tersine, bu eylemEsenler. Safra, Küçükçekmece Altınevler, Avcılar, Ambarl» • Değişime uğrayan normal anaya lerin tümü 1961 Anayasasında köyleri ile bu kSylere bağlı mevkilerden Şirinevler Kuleli J salar İle devrim anayasalarının olduğu gibi. 1924 Anayasasma Çiftliğinden toplu büyük küçük arsalar, arazller alınacaktır. • tutarhlığı bizce bu özlü nokta da aykırı düşmektedir. Bütün MÜBACAAT: Bakırköy Bahçelievler Incirli durağı, Çalışlar • dadır. bu eylemler her iki devirde de Cad. No. 63/B. Tel: 7137 33 HİLMİ ERTOK. + birer suç teşkil etmekte ve her • Anyasa değişimlerinin hukukiReklamcılık 246^787 • iki devirde de Türk Ceza Kanu • • » • • • • • • • • • • • » • • • • • • • liği ve tutarlılığı ayn ayn so• •• • • • • • • • • • • •• • » • • • • runlardır. Bir devrim anayasası nunun kapsamına girmekte idihukukiliğini kendi bünyesinde ler. Çünkü, kisi günlük yaşantı ve davranışlannı sürdürürken taşır. Anayasa ile değil, yasalar, tüEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devrimsiz gerçekleşip, toplu zükler ve yönetmeliklerin düzenDevlet Su İşleri Genel Müdürlüçjünden mu fonksiyonel bozukluk lediği ortam ile ilişkidedlr. Anarlardan antma amacını güden şi niteligindeki bir eylem AnaAnavasa değişikliklerinin huku yasaya degil. Türk Ceza Kanunu' kiliği ise. değişiklik için öngö na aykın düştüğü için failine rülmüş olan oy oranımn Parla ceza verilir. Anayasa, kişinin Genel MüdürlUfiümüz Merkez TeşkUâtmda istihdam edüt. Selâhattin Ergüden mentoda sağlanmasından fbaret davranışlannı ayrıtılan ile dümek üzere Genel Idarl Hizmeüer Sınıfından 10. dereceden tir. Ne var ki, her iki yolla de zenlemez; genel ve soyut hukuk Avukat Istanbul Siyasal Bilgiler tktisat Fakülteleri, tktisadl ve Ticart llimler ğisikliğe uğrayan anayasalann prensiplerini gösterir. Akademisi, ODTÜ. Idari tlimler Fakültesi veya muadill okul tutarlılığı ayn bir sorundur. Anayasa Normal yasalann da biçim ve ve üniversite,lerden mezun 3'eleman almacaktır. Yukarda açıklamağa çabaladı öz yönünden Anayasaya uygun olAdaylann 657 sayılı kanunun 48 maddesinde yazıü genel Deqisikliqi ğımız görüşlerimizl konuya uy malan gerekli bulunduğuna göşartlan taşunalan yaıunda 35 yaşından yukan olmamalan, gularsak, Anayasamızın değişti re, Anayasadaki küçük bir değiaskerliğini yapmış bulunmalan ve Usan bilmeleri (tngilizce ANAYASA, TOPLUMSAL KOrilip, sonucunun tutarlı olabil şiklik, bir kısım yasalan doğrubüen tercih edüir.) gerekmektedir. ŞÜLLARA DEĞİL, TOPLUMtmtihan 22.2.1973 Perşembe günü saat 10 da Devlet Su SAL KOSULLAR ANAYASA • mesi için, toplumun bir kısım ih dan doğruya Hr kısmını dolaylı tiyaçlannın farklılaşıp anayasal olarak zedeleyecek. bazılannın da İşleri Genel Müdürlüğü Planlama ve Bütçe Başmüşavirliğinde YA ŞEKİL VERİR. düzenle çatışması, bu nedenle esprisini alıp götürecektir. Bu (Yücetepe Mahallesi DSt. Genel Müdürlüğü kat 4) de vapıAnayasa değişikliklerinin do ortaya fonksiyonel bir bozuklu nedenle, zedelenen yasalan değilacaktır. ğun çıkması ve bu bozukluğun. sen maddelere uydurmak gereğal nedenleri, anayasal düzende llân olunur. (Basın: 11200/790) kecek, bu da toplumda sarsmtı beliren fonksiyonel ya da orga toplum büincinde biçimlenerek değişikliği eerektirecek düzeye ve kargasalıklara yol açacaktır. nik bozukluklardır. Fonksiyonel değişiklik için bozukluklar, toplumun farklıla ulaşması zorunlu olacaktır. Oy Sonuç olarak, gerekli koşullann gerçekleştiğişan bir kısım ihtiyaçlan tle ana sa, bugün değişiklik için gösterilen yan nedenleri bir tarafa ni söylemek güçtür. yasal düzenin çatışması sonucu SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ortaya çıkar ve toplum bilincin bırakırsak. gösterilen gerçek neden, toplumumuzda gözlenen aCevat Akgönül de " biçimlenerek yürürlüktekl DEKANLIĞINDAN Anayasa'nın bir kısmının değiş narsik olavlar ve bunlann do* Avukat • tstanbul' Fakültemizde açık bulunan Uhıslararası tlişkiler Kürsüsü için asistanlık sınavı açılacaktır. Yabancı dil sınavı 15.2.1973 Perşembe günü saat 14.00 de Pakültede yapılacaktır. Isteklilerin en geç 12.2.1973 Pazartesi eünü «aat 17.30'a kadar Dekanlığa müracaatlan. (Basın: 10907/788) ARSA ARIYORUM Imtihanla Memur Alınacaktır. ACI KAYBIMIZ Bursa sanayicilerinden Hamdi Sami Gökçen ve Şükufe Gökçenin kerimeleri, Istanbul ve Bursa sanayicilerinden Ahmet Kefeli'nin sevgili eşi; Fevride, Ferruh ve Ferda'nın çok sevgili anneleri; Güherten Mataracı ve Memduh Gökçer'in kardeşleri, Hüseyin Mataracı'nın baldızı, merhum Celâl Kefeli ve Yakup Kefeli'nin yengeleri NURTEN KEFELİ 6/2/1973 Salı günü aniden ve genç yaşta Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesl* 8/2/1973 Perşembe günü (bugün) Kadıköy Osmanağa Camiinde kıhnacak ö51e namazını müteakıp Karacaatmet'teki Aile Mezarlığma defnedilecektir. Allahtan rahmet dileriz. ' AİLESt N o t : Çelenk gönd'erilmemesi rica olunur. (Sonuç: 152/797) SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Fakültemizde açık bulunan tşletme tktisadı ve Muhasebe KUrsüsü için asistanlık sınavı açılacaktır. Yabancı dil suıavı 20.2.1973 Salı günü saat 14.30 da Fafcültede yapılacaktır. Isteklilerin en geç 19.2.1973 Pazartesi günü saat 17.30'a kadar Dekanlığa müracaatlan. (Basın: A. 5624 11049/789) KONGRE Paşabahçe Halkevi Olağanüstü Kongresi 18/2/1973 Pazar günü saa{ 14.30'ds Halkevi Salonunda yapılacaktır. Uyelerimize duyurulur. G ündem : 1 Divan seçimi, açılıs konuşma sı, 2 Y >netim, Denetim Kurulu raporlanmn okunması, ' 3 Aklama, 4 Dilekler, , 5 Seçim. (Cumhuriyet • 792) ACI BİR KAY1P Sümerbank Genel Müdürlüğünden Insaat Mühendisieri AlınacaktıV Yem yamlacak Diyarbatar tplik Fabrikası ile. tevsi edllecek Konya Krom Manyezit, Adana Bez. Karaman tplik Fabrikalanmızın tnşaat Kontrol Seflikleri ile Merkez Statlk Büro Şefliği görevlerinde tstihdam edilmek üzere. askerltğini yapmış asgart 5 sene tecrübell 5 Y. tnşaat MUhendlsı İle 5 tnşaat Mühendisi almacaktır. tsteklllere. 657 sayıb Devlet Memurlan Kanunu esaslanna göre maas verilecek. Fabrikalanmızda eörev alaniara konut tahsis edilecek ve diğer «osval tmkftnlanmızdan faydalanabileceklerdir. Şahsl müracaatlann tnşaat MfidUriueiimUze yapılması rics olunur. (Basuı: 11078/783) Şirketimiz kurucu ve sahiplerinden Saym Ahmet Kefeli'nin esl ve Sayın Yakup Krfeli'nin yengesi NURTEN KEFELÎ 6/2/1973 Salı günü vefat etmlştir. Kederli Ailesine ve yakınlanna bassaghğı dileriz. B DX E K S BCR8A TEKSTÎL SANAYll MENSUPLARI (Sonuç: 154/7&8)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle