13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 16 Aralık 1973 seçimleri, «eçmen indesi olarak, CHP'yi salt çoğunlukla değilse de, göreli çoğunlukla Türkiye'nin kaderini söyleme yerine getirmiştir. Ama, siyasal rekabet alanindaki koşullarla bu yerin görevini ve »orumluluğunu yUklenemeyebilir. O zamân, seçim mantığj, demokrasi kuramı neyi gerektirir? AP liderliğinde bir başka seçeneği (alternatifi)... Bunun ötesi yoktur. Siyasal rekabet, ya CHP liderliğinde bir hükümeti, ya da, AP liderliğinde ve onun liderinin başkanlığında bir hükümeti gerekli kılmıştır. Siyasal rekabet alanı, parti olarak bu ikisinin, Başbakan olarak da, onların liderlerinin dışındaki forrr.ülleri doğuraeak ölçüde saptmlmamalıdır. Böyle bir sapmacalı sonuç doğması, seçim mantığın» ve cîemokrasi kuramı gereğine aykırı duşer. Bu nederne de, gerçeğe aykırı düşer, kısa «araanda da kırtlır. Burada, hükümet ve onun başkanı konu«undaki bilimsell'iğe aykırı girişim dü.şünceierir.e deâinmek gerekir. Tarafsız bir Başbakan ya da psrtisi içinde lider olmayan, partisınin doğai ve resmi lıderi olmayan bir Başbakan, doğa AŞÎ bir olaydır. Bir tarafsıı Başbakan, ya da parti lideri clmayan bir Başbakan; yani o partinin gucüne, o partinin kefilliğine o partinin başı olarak dayanmayan bir Başbakan, parlamenter re.'imde «Bozbeyli ve siyasî ortakları» buluşu olarak kalacaktır. Böyle bir girişim Ciddiye alınmayacak, bir tebessüm kaynağı olarak hatırlanacaktır ancak... Parlamenter sistera, seçimi kazanan partinin.; yör.elinü, hükümet etme gorevini eline alması, bur.dan doğacak hukuksal eezasal siyasal sorumluluğu yüklenmesi sistemidir. Bir parii. seçimi mutlak çoğunluk zaferi i!e kazanamamışsa parlamenter sistem; o zanr.an da göreli çoğunluk zaferini kazanan partinin, hukümet etmede esas hakkı ve sorumluljEU yükienere'.c, kendisine en yakın olan ile, onun. sayısal gucü oranmda bir ortaklık yaparak, cr.a da, hükümet etmeoTe hak • yetki sorunıluluk pavı ayırması sistemidir. En yakın, ya da yakınlara düşen; göreli seçim zaferini kazananin; böyle bir ortaklık ile hak yetki sorumluluk yüklenmesine. kendi sayısal güçleri oranında destek olarak, «Hükümet etme/e katılma» hakkına j'etkısine sorumluluğuna sahip çıkmaktır. Yani önde gelen partiye en yakın olanlara düşen görev, kendl sayısal gücü oranında «Hükümet etmeye katılma zorununa bağlı kalmak>tır. Ama bu, kanunsal bir zorunluk degildir elbet... Demokratik hüküm1 etmenin bir siyasa zorunudur. Belki de bir siyasa ahlakı zorunudur. Ona uyulmayabılir. Uyulmadığı zaman da, demokratik hükümet etme siyasasınm bir başka zorununa katlanmak gerekir. O da, hemen yakın olarak saptanacak bir yeni seçime gitmek üzere (ya da daha uzun bir süre için) hükümet etme hakkını yetkisini sorumluluğunu, göreli seçim utkusunu (zalerini) kazananın omuzlarına tek basına dev Olaylar ve görüşter BAŞBAKANLIK ÜZERİNE Dr. Deniz SAVUN retmek, bunu ona tek başına teslim etmek, bunu onun omuzlarına tek başına yüklemektir. Yoksa, parlamenter demokrasinin genel kuramlarına ve mekanizmanm öz doğasına uymayan yapma yollarla, temelde başkasma düşen hakkı yetkiyi sorumluluğu, siyasal olarak gaspetmeye kalkmak doğru olmaz. cü, üstün bir «orumluluğu yüklenmPkten gelir: Kötü yönetimden dolayı ıktidan, parüce yittome sorumluluğudur bu... Modern parlamentarizmtfe Başbakan olarak görev görmek, sağa sola buyruklarda buîunmak değildir. Modern parlamentarizmde Başbakan olarak görev görmek «tek bir şey»dir. Ancak tek bir şeydir ve bu tek seyden başkası değildir: «Bir politika belirlemek ve bu politikayı uygulamak!» Bu politika kimin politikası, neyin politikasîdır? Bu politika. Başbakanm. aynı zamanda başında olduğu ve kendisini salt ya da gHreli olarak utkuya kavuşturduğu bir partiye getirdiği politikasıdır. O, bu politikayı türlü aşamalardan, parti içi kongrelerden geçirerek partiye mal etmiştir. Genel secimlerden geçirerek de kamuya cekici, 'albenili> kılmıştır. Şimdi onu, parti lideri sıfatiyle belirliyerek Başbakan sıjatiyle uygulayacaktır. Buna «Hükümet etme> denir. Modern parlamentarizmrîe Başbakanm gnrevi hükümet etmecîir. Bunun aracı da kabinedir. Parlamentarizmin moderni, Başbakanm, kabine denerı aracı kullanarak hükümet etmesidir. Bunu dsha açık ve siyasal mekanizmanm doğal niteüği plarak söylemek gerekirse şöyle denebilir: Modern parlamentarizmde «hükümet çtmek» Başbakanm kabine denen aracı kullanarak yerine getirdiği bir görevidir • hakkıdır yetki>idir sorunıluluğudur. Hükümet etmek rîe kısaca, bir kişisel politikayı kamuya belirlemek, bu kişisel görüşü kamuya deyimlemek, böylece çizgileri belirginleşmiş bu politikayı gerekli olaya uygulamaktır. Her halde, Başbakanm görüşü olarak çizgileri beliren bir politikayı, kamuya mal ederek, onu koşullara uydurup uygulamaktır. Parlamentarizmin moderninde, bu adeta akıl almaz biçimde kabarmış yetki. Başbakanındır. Kabine, onun bu hükümet etme işlevinin bir aracı, bir gerecidir. öyleyse bundan şöyle bir sonuç doğar: Bir politika belirlemek demek olan bu kadar engin bir iş, ancak, bir partinin kefilliği altmda olan bir kişi tarafınoTan yapılabilir. O da, muhakkak, partinin lideridir. Bir parti böyle kocaman bir Güçlülük Kaynağı Parlamenter sistem nedir, ve bu sistemd'e r.e yapılacaktır? Parlamenter sistem seçimde salt yahut göreli utkuyu kazanan parti liderinin sorumluluk yüklenmesi sistemidir. Bu sistemde Başbakan, kabinesini yürütecektir. Neye göre? Xe ile? Nereden aldıgı güç ile? Hemen söyleyelim: Zaten kendisinin biçimlendirdiği parti politikasına göre, partisinden aldığı güç ile partisirvi de yönotme hakkından doğan ve bu hakkın kendisine sağladığı parti disiplini kuralını ve mekanizmasını işletrae ile... Ortada bir koalisyon varsa, Başbakan koalisyon ortakiıî'.nın büyük bölümünü bu yolla yani kendi partisi üzerinde uygulayacağı disiplin yolu ile yürütecektir. öteki bölümünü de koalisyon protokolü yolu ile kendisine bagladığl partinin liderinin (ya da partiler liderlerinin) ortaklığı ile... Bu olanaklardan yoksun bir tarafsız Başbakanın, koaiisyonun büyük bölümünu nasıl «zaptü rapt» altına alacağı. üzerinde düşünülecek bir konudur. Doğal olarak alamıyacaktır. Çünkü almas:nın aracı liderlık ve bu liderliğin silâhı olan disiplin gücü yoktur elinde... Partinin liderinden başka bir partilinin dc; asıl lider sapasağlam ortada dururken; onun parti kongresinden gelen hukuksal gücü de ortadayken (or.unia parti ara^mda. kongreden geien «partiyi yör.etme dojjrultulaştırma yönçltimleştirme gücü ve serbestligi» bir tekel halind"e onun üstündevken) sanki bu lider yokmuş gibi, ya da azledümiş gibi bir sonradan ortaya çıkmışm bu hak ve yetkilere sahip kılınarak hükümet kurması, yönetmesi, yöneltmesi olacak iş değildir. Duruma ayrıca parti kefilliği açısından da bakmak gerekir. Hükümet etmenin üstün gü ljte kendi kefilliğinl ancak kendi liderine verebilir. Onun için, doğal olarak Başbakanlığa, ancak partiye salt çoguniuğu sağ'amış bir parti liderinin (hiç olmazsa, partiye göreli çoğunluğu sağlamış bir parti liderinin o da olmazsa, görclilikte daha sonra gelen bir parti liderinin) gelmesi gerekir. Çunkü, Başbakanm hükümet edebilmesi. kabinesine ejemen olmasıyle gerçeklesebilecektir. Hemen yukarda kendisinden sözedılen bu üç liderden başkssının kabine çoğunluğuna ve o yol İle kabineye eğemen olması pratik açıdan olağan değildir. Bu kurala uyulmazsa, bir parlsmenter hükümet, işlerlik içinde kurulamaz. Bu yola girmeyip de tarafsız adı altmda. ya da do5al lirierden başka bir kişinin baskanlıfiında hükümet kurmaya ujraşmak: kamuoyur.a yukarda söylediğimiz yolla . açıklanımş, belırlenmiş, deyimlen.mi*, ve kamuoyı:nd*an uygulanması konusunda izin ahnmış bir politikayı ya da politikaları, saptırarak. uygulanmaktan alıkoymak için başvurulmuş siyasal manevra ve kombinezon olur. Duruma bir de çu açıdan bakalım: Türkiye'ye canlı. sağhklı, üretime yönelerek kendi teknolojisini de yaratacak bir ekonomi politikası bulmak gerekir. Bunu tarafsız birisi yani EÖrüşten voksun birisi nıi bulacak? Ya da parti lideri olrr.aktan gelecek belirleyici eüç ve yetkiden yoksun bir ikinci sınıf, beşinei sınıf. hatta hiç bir sınıfa bile giremeyecek kadar özellik ve nitelik yoksunu bir kişi mi bulacak? Kaymakam Kemal Bey akın tarihimizin çeşitli dönemlerinde, çcşitli amaçlarla siyasi mahkemeler kurulmuştur. Milli Mücadelede, Saray bu yola başvurmuşiu. Ariadölu'da filizlenmeye biîşlayan ulusal kurtuluş akımını başiangıçta kurutmak gerekiyordu. EnıperyHİİst »üçler:n ısteğiydi bu. Ama nasıl tez^âhlanscaktı bu istek? Millicileri yargılarrîak için bir kılıf uyduruldu: Ermenilerv tehcir Isürmel' Te taktil (öldürme) suçuyla nıce suçsuz cezaya çarptınldı. Gerçekte Sarav Osmanlılığı,. Anadolu .milliyetçiliğini cezalandırıyordu. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal beyin oyküsü bu çerçevede yer alır. 1911den br.şlıyarak Teyran. Gcbze. Ka'ramürsel. Boğazlıvan kayniakamlığı ve Yozsat mutasarrıflışı yapmış buluııan Kemal bey. Izmit SaneaSı Mutiacirin Müdürlü*fine atandıktan sonra azledilerek, Konya tstiııaf Mahkemcsine sevkedilmistir. Konya'da heraat eden Kemal bey, tntnklanarak Istanbul'a götürülmüstür.'.Istanhul Hükümeti'eski Boğazlıyan Kavmakamını HayretPaşa Harp Divanına vermis. ama Hayrct Paşa bu »örevi kabul etmemiştir. Bıı•nun üzerine tneşhur Nemrut Mustafa Paşa Mahkemesi Kemal beyi idama mahkâm etmis. hüküm 10 Nisa.n 1919 günü Bevaııt Meydanında inlaz olunmuştur. > % Ertesi cfin, cosknn hir kalabalık tarafından bir olnsal coşku, içinde Kadıköy'deki Mahmııt Baba Mezarlıgına defnedilen Kemal bçyin mczarı şimdi Mülkiyeliler Birliğince yaptırılmıştır. . • • • Y Başansızlık Olur Ülkcye. kendi endüstrisinin yapısını ulusallaştıracak bir endüstrileşrr.e politikası bulmak gerekir Bunu da, niteligini gösterdiğimiz bir taraf?ız kısi ya da üçuncü sınıf bir partüi mi. gerçekleştirecek? Ülkeye. uğrarfığımız dış ticaret açığımızı kap ıtacak. ulusal yarar yönünden tasarruf ve birikim yolları gösterecek, bu tasarruflan mal tüketimine ve mal stoku yapmaâa değil, ulusal ekonomi teknoloji^ini kurmaya yarıyacak bir endüstriye yatırma yollarmı gösterecek bir politikayı getirmek gerekir. Bunu da, bir partiye dayanmadığı. ya da bir partinin gerç<"k lideri olrr.adığı için kitlesel gücü ve otoritesi olamıyacak olan bir Başbakan mı getirecek? Ya devlet vardır. demokratik kuramlan ile; ya parlampntarizm vardır. doğal mekanizmasiyle, ya seçimler vardır, getiroigi rorunluluklariyîe... Bunun dışında gerek tarafsız Başbakanlık, gerek liderlik güoünden yoksun bir renksizlik hükümeti. e«er 1973 Türkiye'sinrie halka en yakın politikaları belirlemiş olanlarm hakkını yemek için bir bahane değilse. siyasol bilime sırt çevirmekten başka birşey degildır. Hangisi olursa o'.sun. tarafsız Başbakanlık. gerçege uymayan bir yapmacılıktır. Bir renksizin hükümeti rie, halkın bilimin hakkını yemektir ki, hepsinin sonu yaimzca başarısızl'.k olur. Bundan daha iyi bir çare seçime gitmektir. NOT: Ru yazı, Cumhurbaşkanının dün yaptı|ı açıklamadnn önce yazılmıstır. OTYAM'IN EYRENL OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından BAR1Ş ve SAVAŞ HAZ1RL1KLARI ğer son gün bir engelleme çıkmazsa (ki her an çıkabilir) Ortadogu Konferansı Sah günü Cenevre'de toplanacaktır. Pakat katılacak olan ülkejej bir takım koşullar ileri sürnjjjf.lerdi; acaba bunlar geri lu^b mı, bilinmiyor. îsrail, askerfl r^Hni 22 Ekim mevzilerine çekmedikçe Mısır, Cenevre'ye gitmek istemiyordu. İsrail, Suriye ile bir odada buluşmak için tutsakların bir üstesinin Kızıl Haç'a verümesini istedi. Suriye, aşkerlerini 6 Ekim savaşında işgal ettiği yerlerden çekmedikçe, İsrail ile bir nıasa başmda oturmayacağını bildirdi. Konferansı toplamaya kararlı olan Kissinger. bu problemleri çözmek için geçen Perşembe gününden beri Ortadoğudadır ve sırayla Arap ülkeleri ve lsrail'i ziyaret etmektedir. Bu arada Araplar da İsrail de barış hazırlıklariyle birlikte savaş hazırlıklarını da sürdürmüşler ve savaş hazırhğı ban> hazırlığından daha ağır basmış, taraflar karşılıkh tehditler savunrr.uşlardır. Mısır ve Suriye devamlı olarak Rusya'dan silâh aldıkları gibi. silâh ve malzeme için Moşe Dayan Amerika'ya gitmiş ve eli boş dönmemiştir. îsrail'i düşündüren ağır insan kaybıdır. Savaşta ölen asker sayısmm 2812ye vardığı bildirilmiştir. Hesaba göre İsrail, nüfusunun 494te birini kaybettiği halde çok daha fazla sayıda ölü veren Mısır nüfusunun altı binde birini kaybetmiştir. Arapların savaşta avantajlan insan çokiuğu ve petrol bolluğu. şek kapıdan çıkıyor, keçi damda geziyor:.. Burası Anadoludur. Dofa ile insan içiçedir, yanyanadır, bir bütürtdur. Yaşam süregelen bir savaştır. Savaş oldugu 4ilii»meyen. Böyle gelrr.iş, bbyle gidiyor sanıian... Tann oöyle ıstiyor, byleyse böyle olacsk! Bir yazgıya kaptırrrnş kendini, aal'.a doğxusu yazgı diye bellediği bir kör inarv.şa. Oysa yazgı değii bir , Hakım insanların en ilkel koşullarda yaşaması, birtakırrırun ise bu dünyanrri t2dını çıkarması:.. Bilgisizlik, t»ı nçsizhKtır b yazgı denen şeyın adı. Mutlu bir azınlıkla mutsuz bir çoğunluğun yaşamı yazgıya değil, acımasız, yanlış, ters toplum yasalarına dayanır. Değiştiriimesi gereken, bir gtir. dsğiştirilecek olan yanlışlıklara... E E İSRAİL'İ DÜŞÜNDÜREN AĞIR İKSAN KAYBI CEPHEDE KAYBE imzalanmıştır. Çekoslovakya ile antlaşmamn imzaıanması, Almanya'nm Macaristan ve Bulgaristan ile de antlaşmalar imza Birinci cildi yayınlanan îüzbası Selâhattin'in nomanı'nm ikinci cildlni hazırlıyorum, Bu bölümde Boğazlıyan Kaymakamının cenaze töreni rie var O sırada Haydarpaşa Hat Komiserliginde gcrevli bulunan Yzb Selâhattin" anlatıyor: «Daireve geldim. Aı sonra Hilmi iiTÜntülii Jiir dtÇrTitn, da kapıdan girdi. ve sunları aniattı: Savftsta BoğftTİıvanKaymakarahğı yaprnış bulunan Yozgat Mutasarrıff Repijil dün RCCP Beyazıt Meydanındm asılmı^. Sonra' habaüi ca$rılmıs. ölusü bahasına teıçlim edilmis. Hilmi'lerin kom^usn olan Kemal bevin habası. cenazeyi eve jtetirmis: maljalle, dün aksamdan beri matem ve kıyampt içindevmls. Tıbb'iyeliler cenaıeyi milli bir kahramana lâvık bidmde kaldırmak üzere taazırlanıyorlarmış. Hilmi ile karar verdik. l)iz de törene katılacaktık. Gittim. Komiser Lütfi'ye durumu anlattırn. dedi ki: Bu hnrekpt belki millidir. ama şahıslarımz için tehlikeli olur. Öncelikle sen Halil Paşanın yaverlipini yanrnıs bir sdam>iin. Hükümetin gözünde pek sağlam ve emin bir kişi rlffilsin. Ben direnince. l>ötfi Boy: Prki. drdi. eıdin ama benim haberim olmasın. Hilmi'vlp cenazenin bulunduğu eve pcldik, Kalahalıçin çoıJunu Tıbbiyeli ÖRTenciler me^Tİana gptirivorcîu. Gcnçlcr bir çelenk ?etirnıisler üslihie «Millî Şehit ve Kahraman Kemal Beye» diye vazmışlardı. : Tam cenaze kapıya çıkınca Imam: , . ' . Kemal Beyi nasıl tanırsmız? diye sorduğu zaman bir vavevlâ koptu: Kahraman tanırız, vatanperver tanınz. millî şehit tanıru. Çoğunluğun sesine feryatia kanşık bir kadın sesi karıştı: • Trmiz bir koc», erdemli bir baba idi, onu elimden alanlar kahrolsun! Cenaze afr.r ağır Altıtol a*7ina rüriiyordn. tnzibat Karakoluna geldisimiz zaman Kadıköv İnzibat Bölük' Kumandaııı Dan Mesut'u pBrdüm. Vanında üc subay ve hirliğiyle selâm için hazırlanmıştı. Davı Mrsnfla Irak cephesinden tanışır ç»k sevişirdik. Beni cöriince Şaşırdj: Haydi, dedim. siz de katılm! Böylece Kızıltoprak'taki t Zühtü Faş'a Camiinr çeldik. Tollarda halk yariiyüşe katıldı. Evlerkı pencerelerindeki kadınlar sözyaşlan dfiktüler, kahveler. dükkânlar krpenklerinl LINDA YENİ AŞAMA. Irlanda Konseyi İngiltere ile Güney Irlanda Başbakanları ve Kuzey İrlan da politikacılan arasmda dört pün süren görüşmelerden sonra Kuzey Irlanda'nm rejim ve statüsü ve ılq Lrlanda arasmdaki ilişkiler üzerinde anyasama organ» olan asamble ve ondan sonra da yürütme organı, yani hükümetı kurulmuştu. Protestan ve Katoliklere eşit haklar ve nüfuslanna göre temsil oianağı (üçte iki Protestan, üçte bir Katolik) tanıyan yeni rejim, 50 yıldan beri sürüp giden ve silâhlı çatışmalara yol veren Protestan hâkimiyetine dayalı eski rejimin yerini alacaktır. Şimdi de Güney ile Kuzey İrlanda arasında taşıt, ekonomi ve asayişin korunması alanlannda olan «İrlanı 'maktadır. Konsey Güney Irlanda hükümeti ve Kuzey İrlanda yüriltme kurulu temsilcilerinden kurulu olacaktir. Böylece Güney ve Kuzey İrlanda arasmda bir bağlantı kuruluyor ki, gelişerek birliğe kadar varacağı umulmaktadır. Eğer yeni rejirae karşı olan Katolik ve Protestan aşırılan sabotajlan ile buna engel olmazlarsa. Bu yolda mücadele şimdiden baslamıştır. Krmaritı trîezarı ;hef?"¥urltün':feAteg5hi**Jr yoldmuzu Fikret Otyam Anadolu'ya, Anadolu insanma vurpun bir kişidir. Herşeyden önce gerçek bir insan.. Duyan, gören, anlayan... İnsarun tanımıdır bu, duymak, görmek; anlamalc. Bir de sevmeyi eklerseniz en üstün insanı ortaya çucarırsınız. Hele duyduğunu, gördüğiinü, anladığını, sevdig.ni kajem le anlatır da geniş yıgınlara ulaştınr, onlan da bir bilınçlenmede, insanlaşmada toplarsa, yanyana gelırirse o zaman seçkin bir ins?.ndır o. Yazardjr, sanatçıdır, bilginoîir, topıum , öncüsüdür, velidir, peygamberdir, şairdir... Otyam'ın «Gıde Gidetlerini okudunuz mu? B'iip tüken. mez yollar, gitmekl?, yürümekle, görmekle... Her biri yurdumuza sevgi dolu bir baJuştır o kıtaplar, o kitaplardı. yer alan yazılar... En güzel yazı türii nedir, şiir. Özüdür ınsanlığın, insan zekâsının, yüreginin şiir.. Siirin hasından iöz eoiyoruz, yoksa gelişıgüzel yanyana getirilmiş sözcük oyuruaruıdan . degil... Bir kurşun gib: vurur dızeler insana. Öldürmek için degU, yaralamak için degil, siziri içinizde bir duy.ru, bir düçünce, kısacası bir insanlaşma özü. bir birikim yaracmak için... «Gide Gide»lerdeki yazılar ver yer çiirdir. Bıı Anadolu insanı, bir Orta Anadolu çocuâunun, yaşı kırkı geçmiş de olsa, tiünyaya, insanlara, olaylarai an, temiz. yalın, zaır^ın zaman kjzgın şcskın, acımaklı bskıçidır. «Gide Gide» er, Ha Bu Diyar, Uy Bibo: Harran, Topraksızlar, Hu Dost, Bir Karış Toprak, Oy Fırat Asi Fırat, Kara Tohum, Can Fazarı, Vay Kurban'lar... Kalem yetmiyor Otyam'a, bir de objektilini xonuşturı. yor. O da yetmezse ses alıcısını... İnsanoglunu Dütün duyumlanyle algılıyor, hem de herkesten daha derinden. Bütün istedigı, bütün özlediğı Anadolu'nun dile getirilmesı. gözler önüne seriimesidıı; önce Anadolu'nun, doğusuyle, guneyiyle, kuzeyiyle, dağ köyleriyle, yer altında yaşayanlarıyle açlanyle, körieriyle, topallarıyle, bir bırakılmışhk içinde sürüklînenleriyle... Serttir Otyam'ın röportaj türünde yazdııdarı. Hem . gazete oluırunu ilgilendirir güncel yakınlığıyle, hern de edebiyatımızın bir türünde etkileyici yapıtlardır bunlar. Ne zaman açsan bir yapragını dalar gidersin, hem hepimize yakın, hem hepimize uzak bır evrene, ülkemiz gerçeklerirBiı evrenine... Önümde bir yığın kart var. Hani yılbaşı tebriiderinde kullanılacak resımli posta kartlan var ya, onlardan.. Hepsi Otyam'ın oDjektifinden çıkmış yurt, ulus «manzaraları». Yoksulluklar içindeki güzellikler. Burada güzelhği biı anlıgma duyulmuş. bir sszi, bir duyarhk olarak kullanmalı Voksuliuk, bilınçsizlik süzel olamaz elbet. Ülkemizde yoksulluk öylesine yaygın, bilinçsızhk öylesine yogun kı, güzellik duy• p;su yaklaşamıyor yanlarına. Ancak arada bir, biı anr.fına şimşek gibi çakıp sönüyor. İnsanlarîmızsa güzelliğ' doğal bır güdüyle duyup gerçekle.ştiriyorlar. Bir kerpiç Kuluoenin kapısını baciana ederken bir beyat güneş doğurtuyorlar o kap.nm çevresinde, ya da peneere: çevrelerini nonfigüratil bir ressarmn elinder. çıknıişa beozer biçimlerle süslüyorlitr Nasıldır halılarırhız, genç kızların, kadmiarın kafalarmdan geçen düşlennden şjeçen dalgalanraalan hayallere sığmaı biçimİerie veren!.. Öyle ışte!.. Anarmır dsğ köyünde ninetonın resmıne bakıyorum. Nine torununa s:kı sıkı sanlmış bumburuşuk elleriyle. Yaçarr.a karşı kora\x>r biliyor iyi şeyler genrmeyecek gelecekteki yıllar o küçük çocuğa. Ne denli ayrı anlamlar var ikı insaııın gözlcrinde Yaş!ı kadın korkulu, mutsuz, çocuksa dün• yaya karşı şaşkın, ilgili. Bir tablo değerınde bu iotograf, as • duvara. seyret dur: Acı, katı, batıcı bırşeylerin büyüdüğünü duyarak içinde Scnra yine Anamur dağ köylerir.ae kaLakla su taşıyan yaşlı kadın Sanici taşıdığı yaşamın bütün acıiarı, ağırlıklandır, ezık, bıtkin. Bu rrsimler birbiriı.âen güzel: • Hoş Geldin Kardeşim.de yeni dogmuş bebeye bakan abla. • Pek hoşgeldir. demivor bence. Seziyor bilmçsizce oir mutsuzun daha katilacES.ru dünya nımctine, bir ağızın dana doyrnak isteyecegim, kuskuyln, bıraz da öfkeyle... Otyamın «Fotogrıflarla Anadolu> sergisini ^ördüysemz bilirsiniz bu resim'.erin anlam ve sanat ^ücünü. Ben bu resimlerin süzel baskılı bir albüm halmde, hattü konuyu en ba' sarıh biçimde ıs!enıi$ dizelerle süslü olarak basümasım ısterim. Her kitaplıkta yeri olacak bir yapıt olur bu. Ama şımdilik, ahn pönderin yilbaşında bu resımleri eşinize dostunu' za. yurt içine, yurt dışına Gerçek, hem de en ac. gerçeK 1 nasıl şiirleşt:rilir nasıl kalıoı haie getirılir, görsütı bakanlar. Bir çeylcr duyulsur.. bir saptamada bir çözüms do?ru gidişte etkili olsun bu resımler . Hep konusan. hep anlLtan • duyuran, gösteren. veıen açiklayan, yer yer kafarnıza vurnn. • yer yer yüre£imi7i burkan bu resimler:.. Bu resımleraekı ka• dınlar. erkekler. yaşlılar bebeler. atlp.r. inokler, es&kler. yani ' tüm bizim olanlar... Prof. Dr. Ahmet $ükrü ESMER leri arasında kıyaslandırma yapılarak, Varşova kuvvetlerinin artması karşısında NATO'nun üyanık bulunması ve kuvvetlerinde indirim yapılmaması be lirtilmiş, Amerika ise, askeri giderlere Avrupa'nın daha bü yük katkıda bulunmasını istemiştir. Dışişleri Bakanları Konseyinde, «Atlantik rfeklarasyonu.nun hazırlıkları göruşülmüş, fakat daha çok Ortadogu savaşında, mütteıiklerine danışmadan Amerika'nın ızlediği politika üzerinde durulmuş, Fransız Dışişleri Bakanı Gobert bu konuda Kissinger ile çatışmıştır. Yumuşak davranan Kissinger, Avrupalılara hak vermiş ve ileride daha sıkı danışmanın yapılacağı, çıkarılan biidiriye rîe geçirilmiştir. Gobert, Amerika'nın Sovyetlerle giriştiği ilişkileri de eieştirerek, Breinev ile Nixon arasında geçen haziranda nükleer savaşın çıkmaması için varılan anlaşmanın, Amerika'nın Batıya karşı giriştiği nükleer taahhüdüne gölge düşürdüğünü söylemiştir. Kissinger, Rusya ile anlaşmanın, Amerika'nın NATO'ya karşı ve cibelerini etkiiemediğini söylemiş ise de, bu konuda şüpheler kalkmamıştır. Her halde NATO nun gittikçe zayıfladığı görülüyor. ile Kıbrıs konusunda göriismüş tür. Bu, yeni Yunan Bakanı Tetenes ile ilk görüşmesiydi. jı.mı.mmıııııııı.ıımııııııımıımıımnıııımııjıımııııumınuıııi'1 Başbakan «İŞKENCE ve MİT» konusunda = *. Nixon Veriyor Vvatersate skandaluıdaki rolünU ayd:nlatacak olan ses bantlarım Nixon uzun mücadeleden sonra yargıca teslim etmişse de konu ile ilgili konuşmalar bantlar üaerinde silik çıktığından itibarıru kazanmak için açtığı kamde seçim kampanyasında alınan paralar, vergi kaçakçıhğı, iki ev satın alınmasıyle ilgili yolsuzluk söylentileri karşısında kendisini temize çıkarmak için 50 resmi vesika iîe birlikte tüm hesaplarını açığa vurmuştur. Hesaplardan anlaşıldığına göre, Başkanlık görevıne başladığı zaman Nixon"un 307 bin doları varken bugün 988 bin doları vardır. Fakat bu yıllar içinde, Baskan Yardımcısı iken özel kâğıtlannı hükümet» verip 576 bin dolarlık vergi indirim primi aldığından bu yıllar içinde hemen hemen hiç vergi vermemiştir. Bir de 200 bin dolar olan aylık rrhaşından başka aldığı yüda 50 bin dolarlık temsil giderinin, dört yıllık tutarı olan 200 bin dolann 111 bin dolarmı harcamış, 89 bin dolarını cebine atmıştır. Oysa kanun bütçede bu tahsisatı «Başkanlık görevinin ifasında girişiiecek iş. ler için giderler karşılığı» diye nitelendiriyormuş. Herhalde hesaplar Xixon'u pek temize çıkarmamış ve şimdi de azli için Tem silciler Meclisi Adalet Komisyonunda işlem başlamıştır Yardım cı Ford da göreve başladığından işlem kolaylaşacaktır. dergisine açıklamalar yaptı = Yarınki .^ıııı.mıı.ııımımımm.ıiH.u.ıııı.iHjmmı.umımııııııiiiııııııımır ' ,(Cumhuriyet: 10411) Tek tek çeşitli yayınlardan sonra 50 yılı bütünüyle.veren ilk.eser Sermaye Savaşı Arapların sürdürdükleri petrol savaşı dünya ölçü>ünde etkiler yaratmakta ve gelişmiş ülkelerin endüstrisini zedeledigi, işsizliğe yol açtığı gıbi, srünlük yaşantasında halkı da rahatsız etmektedir. Araplar Aralık ayma kadar üretimi °» 25 azaltmışlar ve Ocak'ta 'o 5 daha da azaltacaklarını belirtmişlerdir. Avrupa, Amerika ve Japonya'ya yolladıkları Bakanlar Kademesinde temsilcilerie İsraü'in Arap topraklarmdan çekilinceye kadar azaltmanın devam edeceğini bildir.mişîerdir. Amenka'ya giden Petrol Bakanı Zeki Yamani, İsrail, Arap topraklaruıdan çekilmeye başlar başlamaz, Suudi Arabi=tan'ın azaltmaya son vererek üretimi arttırmaya başlayacağır.ı söylemiş ve bu söz İsrail'i zorlaması için hükümeti halkın bas kı=ı altma getirmiştir. Karada ve havada savaşı kaybeden Araplar petrol savaşını kazanıyorlar. Şimdi. Batı ülkeleri bankalanholan paraiannı çekerek «Sermaye Savaşı» açmak tehdidinde bulunmuşlardır. Arapların yabancı bankalardaki paralarının toplam tutarı 22 milyar dolardır, bunun 9 milyarı hükümetlerin. 13 rn.ilyarı da özel kişilerindlr. Dolar ve Sterlin olarak vatınlan bu paralar acele çekilince büyük mali bunalım dofabileceğinden korkuluyor. Danimarka Cıkmazı Danimarka'da geçen hafta yapılan seçim bu ülkentn iş politikasını çıkmaza götürmüştür. İktidarda olan Sosyal Demokratlar ağır yenilgiye uğrayarak Meclisteki sandalya sayıları (tümü 179) 70'ten 46'ya inmiş, koalisyon ortaklan sosyalistler, de yenilmişler, hattâ muhalefette olan öteki üç parti de kaybetmiş, böylece Danimarka seçmeni iktidan da muhalefeti de reddederek, Meclise, onlarla birlikte 5 yeni parti sokmustur. Şimdi Mec liste 5 parti yerine 10 parti vardır. Yeni girenlerden Mogens Glistrup adlı bir milyonerin liderliği altında «Terakki Partisi» adını taşıyan birisi, vergi ödenmesinin aleyhindedir... ve vergilerin kaldınlması platformu ile 24 sandalye kazanarak, ikinci en büyük parti halinde Meclise girmiştir. Hükümet kurmak için en az 4 partinin koalisyona girmesi gerektiğinden hükümet kurulamıyor ve galiba yeni seçime gidilecektir. Bu gelişme, çok pahalıya mal olmaya başlayan sosyal demokrasi rejimine karşı tep kidir. Iskandinavjalılann çok + benimsediği ve yıllardan beri ik i tidarda olan bu rejime karşı geçen Eylülde ayni nedenlerle İsveç ve Norveçte de halktan tep ki gelmişti. DOKTOR \ HÜSEYtN YENtSEY } îç Hastalıkları Uzmanı t Muayene: Hergün saat t 1419 arası } Adres: Fatih Kıztası Cad.f M t N o : 3 , ,. „ „ . „ » „.i ) â f f { f t t TÜRKİ1E A\siıa.oiM:ı>isi yayım hazırlıklarını tamamladı. Ve Türkiye.. NATO Bakanlar Konseyinde konuşan. Dışişleri Bakanımız Bayülken, türlü konularda Tür kiye'nin kaygılannı dile getirmiştir. Güvenlik ihtiyaçlan ile siyasî yumuşama isteği arasında bir tfenge sağlanmasım İste yen Bayülken, NATO'nun güç ten düşürülmemesi gereğini belirtmiştir. 30 ekimde toplanan Karşılıkh Kuvvet Indirimi Kon feransında. Orta Avrupada kuv vet İndirirken kanatların güven liğinin tehlikeye düşürülmemesi gereğine işaretle; üç aydan beri toplanmakta ise de, Avrupa Güvenlik ve îşbirliğl Konferansında gözle görünür bir sonuç elde edilemedigini ifade etm!ş ve NATO müttefikleri arasıncîaki ilişkilerin yeniden tammlanması gerektiğini ileri sürmüştür. Ortadogu savaşına da dokunan Bayülken, Türkiye'nin savaş bölgesine yakın olduğunu hatırlatarak, 242 No. lu BM Kon sey kararı çerçevesinde çözüm aranmasını istemiş, Kıbns konusunda da toplumlararan görüşmeterde bir gellşme fcayderiilmekle birlikte mahalli idareler konusunda henüz anlaşma ya vanlamadığım anlatmıştır. Bayülken, Brüksel'de her NATO topîantısında olo*ugu gibi bu kez de Yunan Dışişleri Bakam Çek • Alman Barışı Geçen Salı günü Prag*a giden VVilly Brandt, Çekoslovakya ile Federal Almanya arasında ilişkileri normalleştiren antlaşmayı nihayet imzalamıştır. Daha önce Sovyetler ve Polonya ile benzer antlaşmalar imzalanmışken Çek antla.şmasmın imzalanmasını engelliyen 1938'de Hitler Almanyasıyle imzalanmış olan antlaşmanın imza gününden geçersiz oldufunun Almanyaca kabul edilmesinde Çekoslovakya'nın direnmesi idi. Aynlan veya orada kalan SUdet Almanlan İçin bir çok sorumluluklar doğurabileceğinden Brandt bunu kabul etraemiş, fakat sonra her iki tarafı da tatroin edecek bir uzlaşma formülü bulunmus ve antlaşma Eylülde imzalanacak iken bu kez de Batı Berlin'in Çekolovakya'da temsili (bu konuda büyük devletler arasında varılan aniaşmaya gare Batı Berlin'i taşrada deral Almanya temsi «rada Fenusunda anleşmazlık e d ı y o r ) k o kat o da Moskova'nınîikmış, fayardımı ile çö'zümlendiğinden antlaşma •(Cumrıuriyet: 10406) TÜRKİYE Z1RAİ DONATIM KURUMU Istanbul Bölge Müdürlüğünden (142 adet FORD, 3000 model traktör naklettirilecektir.) Istanbul Selimiye depomuzdan Kurumunrjzun muhtelif teşkillerine kamyonla sevk ettirilecek 142 adet FORD 3 0 mo UO del traktöre ait N«kliye Sar.tnamesi Karaköy Necptibey Caddesi Sait Demirbağ Hsn Kat. 111/J2 Numarada G.ümrük Yollama Ser visimizden temın edilebilir. Kurumurnıız 2490 sayılı Kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yaptp yapmamakts veys dilediâine yapmakta serbestt.ir. Teklif mektuplan 19.12.1973 günü saat 14.00'e kadar kabul edilecektir. (Hasın: 25675) 10383 NATO Toplantıları Brüksel'de önce Fransa cfışındaki Savunma Baitanlarından kurulu NATO Savunma Planla ma Komitesi. sonra da Dışişleri Bakanları Konseyi topFanmış tır. Savur.ma Komitesinde her zaman olduğu eibi, Varşova Pak tı kuvvetleriyle NATO kuvvet t <' 4 f > f f j!» 1 ! I ' İ V İ ^ ' \/l ^J (Cumhuriyet: 10400) '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle