11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 12 Aralık I973\ ili olaylan, Ortadogu savaşı derken. Mrden, diuıyanın karsısına «Yunanistan olaylan» çıktı. Haberlere göre, «askerl darbe» olmuş fcomşu ülkede; «raskert yönetim» knrulınus; hem de tsaf» eğilimli imiş yeni cunta; tma, artık, «normaje dönmüş» durum! Kavram karışıklığı nasıl da her yere gir.'yor. Bu darbeden ör.ce, Yunanistanda, bir Perikles ya da İskandinav ülkeleri demokrasisi mi vardı? Yıkılan yönetim, yalnız adı son zamanlardjt «Cumhuriyet» olan bir «diktatörlük» değil miydi? Papadopulos, kimselere sezdirmeden, bir «so!» düzen mi kurmuştu yoksa? «Normal» sözcüğü ne anlama gelir Yunancada? $ Olaylar ve görüşler "Adam Ola, Özü Yahşi Ola!,, Seha L. MERAY saneılan içinde Mmi Olkeler. Ama ne demişler: «Diktatörlükler, geceleyin yol alan, ışıklarla bezenmiş gemilere benzese de. bir gün bu gemi, kaptanm haritBsında gösterilmemiş bir kayaya çarpar. batar; oysa. demokrasi hiç batmayaeak bir sal ayaklarımız ara sıra sular içinde kalsa da». Churchil! bile. bıyık altından şülerek, söylememiş miydi: «Demokrasi en kötii yönetim biçimidir bütün öteki yönetim biçimlerini hesaba katmazsak:» Biz de bir «demokrasi bunalınu». «demokrasi sınavı» geçirmekteyiz. Yenj bir ortanun, yeni koşulla.ı içinde çözüm arıyoruz sorunlarımıza. Hep birlikte, «alışma güçlüğü» çeker gibiyiz. Asıl çıkmazda görünenler, son genel seçimlerde yenen olmasa da, «yenik» duruma düsmüş olanlar. Bir türlü alıştıramıyorlar kendilerini bu «başa gelene». Küçük kaygılardan, büyük sorumluluk duygulanna yükselmek güç geliyor kimilerine. Belli oluyor: Sorumluluk duygusu. öyle herkesin harcı degil. «Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden de beter» demişti Atatürk daha 1919'larda. Basın. radyo önemli. yararlı haberleşme araçları ama. televizyon yine de başka oluyor: özelliklc böyle bunalım günlerinde. Herkes, poiitika fö .ı'ıyelerinin ne olduğunu (ya da ne olmadığını), ne dediğini (va da neler diyemedifcinn açık seçik görüyor, duyuyor. Kimilerinin. çok bilmisliklerine toz kondurmaz havalara bürünerek. beylik îâflar marifetmiş gibi bıkmadan söyleyebilıtıeierine şaşmayan bir kendüeri. Türkçemizdeki o güzel deyimle. «hasırdan yere atlamak» gibi bir baçan gösîermişlerin övunmeleri, kasılmalan yarunda. çofunun tutumu şöyle: «Hikmftinden sasl olnnmaz, Kendisinden cevabı şâfi slır.maz.» Oysa politika, yalniz «olabilirj elde etme sanatı>> defil. Aynı zamanda J. K. Galbraith'in Başkan Kennedyye, bunalunlı 1962 martında yazdıgı gîbi • «politika, vıkırr. olanla, hoş» olan arasıncla seçira yapma sanatı da. Yeıer ki şu söze varılmasm: «Sac tava gelir. kömîir biter, 1$ tava selir. ömür biter^> Yeter ki La Rochefoucauld haklı ç)kmastn: «En güzc' davranışlarımızı beslpyen eîkenlsri dünya bir bilseydi, utanç duyard:k bunlardan;!. Voltaire'in sözlerini pek cok kulak i?itse ya: «Insanları düzeltmege. kendini düzeltmekle bajlamak ^jrek.» Yoksa: «Çok tel kınlır sinei kanunn cihands N» chliue mumbı tasarruf verilince.» Bir Kurt Masalı Anlaşılan, demokrasiye bir kez veda edildi mi, gelen gideni aratır oluyor! Demokrası, karanlık ormanlarda yolunu jitinneye görsün, hangi kurdun kapaoağı bilinemiyor. Şu kurt masalım bilmem duydunuz rau? Bir kurdun karnı acıkmış geceleyin. Bir ağıia yanaşmış. «Bir • iki koyun boğazlar, bastırırım açlığınu» demiş. Öjie de yapmış. Tam kalkıp gidecek, bakmış, karanlıkta bir koca deve uyur yanmda. Yese. içi almaz; bırakıp gitse, gözü gönlü arkada kalacak. «En iyisi, geeeyi burada geçirmek: sabah uyanınca. deveyi kahvaltılık yapar, çıkarım yola» diye düşünmüş. Düşünmüş ama, aklına bir soru takılmış: «Ya deve benden önce kalkıp giderse?» Ona da bir çöztim bulmuş: «Uyumadan önce, kuyruğumu deveninkine ba£lanm; kıpırdansa haberim olur.» Yatmış, uyumuş. Sabaha karşı, o »ğır mideyle derin uykulardayken. deve uyanıvermiş. Bakmış, kuyruğunda bir afırlık. Kurdu görünce, bir ürkmüş deve, atmış kendini dışarıya. da* yolunda koşmağa başlamış. Umudu şu: Koşarken, belki kurt sıyrıhr kuyruğundan. Çalılara. taşlara Carpa çarpa, kurt kendine gelmiş; yttra bere içinde. Ama ne yapsa boş: Öyle sıkı sıkıya kenetlenmiş ki kuyruklar! Bir çalı ardından, tilki başını uzatmıs; seslenmiş: uNereye böyle kurt kardeş?» Kurt, «sorma» (iemiş, «bir devletlünun kuyruğuna yapıştım; Tann sonuraj hayırlı kıla!». Böylesin* gider görünür Yunanistan, bllinmeze doğnı. Kavram Kargaşası Yeni dertlerimizden değil ki kavram karpaSas^. bir şeycikler söylemeden konusabilmek. örnefin. Millet Meclisinde, gençlık ve üniversite sorunlan 1968 hazirantnda tartışılırken. o dönemin basbakanı ile, o dönemin, bu konuda C.H.P. sözcüsü arasmda bir söz kapısması geçmi=ti. Konu, rsm gün (full • timeVçahşmayan üniversite öğretim üyeieri arasında avukatlık yapanlardı: «BAŞBAKAN SÜLEYMAN DEMİREL Saym Erim, konuşmasırın bir yerinde, «hocayı suçlayorum» diyorlar, «diizenl suçluyorum» diyorlar. Ama mahkeme koridorlarında dolaşan hoca düzen degil ki... (A.P. sıralarında giilüşmpler». Söylediİdaiz boca... Şu duzenden ne kastediyorsunuz açı.ça söyleyinit Kitfen: herkes bunu bir panzehir... «NtHAT ERÎM (Kocaeli) Söyleyecegim ama bir daha sormaytn. On defa söylUyoruz. mütemadiyen soruyorsunuz. «BAŞBAKAN SÜLEYMAN DEMİREL (Devamla"1 Hatıruıız için «anladık, kabul ettik» diye:ek insanlar değiliz. AnJayucaya kadar «anlama dık» diyecegiz. Ama evvelâ slzin kendinlztn anlaması lâzım. (A. P. sıralannda «Bravo» sesleri, alkışlar).» <Millet Meclisi Tutanak Oerfisi, 80. H Birieşim, 24.6.1968). Bugün ook farkh mı kimi politika önderlerinin anlans ve anlayış biçimi? Ekonomik, sosyaî. siyasai. kültürel konularda her yöne çekile'oilir sisi; deyimler kullanmak yerine • bütün ayrıntılariyle açıkça söyleseler ya, ne vermek îstediklerini halkımıza; nasıl bir düzen öngördüklerinl Türk u'.usunun bugürüeri. yarıniarı için. Her şey, bütün dengesizlikleriyle, olduğu gibi sürüp gideeek de, yalnız seçim dönemlerinfüe. bol 'iG5aâen. «fukaralıkla, pahalılıkla mücadeles lâflan etmekle yetinmek mi gerçek >urt sevgi=i, gercek ulus sevgisi. halk için gerçekten çahşmak? tşâizl':ıe »avaşma>T, îiırciurr.uzda değil de, Almanya kapılannın kap£r!mamasmda aramak mı? Ya «özsürlükçü demokrasi» sözürıü hsrfces Bynı anlamda mı kulîanıyor? Kimileri, yalnız Icerıdilerine. dilediklerini yapabilme. istedik!er:n' sövleyebilme özgürlüğü »anıma ö^Iemindeler Bunların. «düşünce ö/sürlüğü» kavramını yorumlayışlan hangi çağdan kalma? Herh°s canı ne isierse. aklından geçirmskte özaürmüş: yeter ki. açıSa vurncagı görüşler. onlannkine uvsunî S?nır;rn, F. R. Atay'tnrlır $u söz: «New York lın?.nına ilk kez giren her ?ilep kaptanı kendini Columbjs sanmasın!» Oysa, kimileri. herkesin çoktan o'ıldiklerini yeniçeri ağasmın «ama ben yeni o2rendim» özürüne büe sığınmadan • kendj ooigulan gibi. yeniük gibi öne sürmüyjrlar ını? »J ^ T < K M » J M ı ~fil JON TÜRKLER ir yazmın üstünde Muhsin Ertuğrul imzasmı görünce derim ki: . Bu yazıyı okumak gerek. Muhsin Ertuğrul çok yönlü bir insandır. Türk Tiyatrosunun kurucusudur Rejisör, aktor, jöneticidir. Yarım 'yüzjıldan beri tiyatro sanatıruh Moskova'dan Berlin'e ve Paris'« uzanan boyutlarında yuğrulnıuştur. Boyle bir insan en çok yararlanacağınr.z çağında köşesine itümiştir. Muhsin Ertuğrul bazı polıtikacıların işinc gelmediği için devlet Ve "şchir tiyatrolarından uzak'ır. Şimdi evinde çalışıyr, anılaıını yazıyor. makalelerini Cumhuriyet'te yayınlıyor. Her yaziMndan bir şeyler öğreniyor;:z. Ama • Muhsin Ertuğrıü'un yazıia rı yalnız yol gösterici, ya da öğretici değil, dilimizin kullanılışı bakımından örnek sayılacak güzellikte. Bunun içindir ki her yazısını okurum, bszılarını kesip sakladığım olur. İşte bunlardan birınde gözüme ilişen şu satırların aJtını çizdim: •Descartes yazılannı. tamamlamak için kendini Hollatıda ya sürmüştü. Spinoza hülün kitatjlarını öz adını kullaıımadan takma isinı altında yayınladı. Lclbntz eserlcrhıi bütün ömrü boyunca bastıramadı. Geriliğe, kara kuvvrte. zuhne tava; açtığı için lânetlenen, elli yıl bnyunca yuhalanan. saldırılara ugrayan VMctor Hugo. yirmi yıl vatanınd&n ayri kalmış, Fransa'nın can düşmanı İngiltcrc nin vahşi bir adaşıııa siğınnttştı. N'orvec yaıan İbsen. yirmlyedi yıl kendi metnleketine giremedi. Strindberg tsveç'te otaramaz oldu. Namık Kema! eibi hörriytt âşıkları özKÜrlük uğruna Fransa'ya sığıııdılar.. Muhsin Ertuğrul bir tarih kesitini birkaç satırla özetliyor. lnsanlığın geçmişirde aydınları yaşatmıyan reiimlerin tümü ynkılmıştır. Abdülhamit rejimi de bunlardan biridir. 19'uncu yüzyılın Türk aydını. Sultanıa baskısından »e zulmünden kaçarak Avrupa'ya ve çoğu ?aman Fransa'ya sığınmıstı. O dönemin Saraya karsı muhalefeti. yurt dişından bcsleniyordu. Paris'te çıkarılsn dergiler Osmanh sınırlarmdan içeoye çesitli yollardan giriyor. gizli gizli okunuyordu. Yurt dışındaki Türk aydmlann» bir de ad takUmıştı: Jön Türkler! Jön Türkler o dönemin Batılı fikir yaşamı içinde yerl^rini almı?!ar Fransız Pozitivistleriyle ilişkiler kurmu?Urdı. Zaman içinde Jön Türk adı «devrimci» anlamına gelrristii". Bugün dünj'anın "mazlum ülkelerindeki devrimci akımlann temsilcilerine Jön Türk denir. tster Arap olsun, ister îranlı. ister Habeşistanh. isterse çok başkâ bir ülkPden frelmiş olsun. baskı rejimlerirıe başkaldırıp Avrupa'ya sığınmı? aydınların adı Frenkçe'de Jön Türk'tür. Bugün Avrupa'da sayısı çok ulustan Jön Türk vardır. Ve bunlf.nn arasında Türkler azımsanmıj'acak sayıdadırlar: sürekii etkinlik göîtermektedirler. Dergiler. gazeteler çıkarmakta. toplantılar yapmakta. Türkiye'rteki antidemokratik turumlara ve yasaiara karşı eylemlerini sürdürmektedirler. Gerçi bugün toplumun egemen katlarrnda bunlara karşı büvük bir tepki vardır ama. 1970'ler Türkiye'sinin Jön Türk üreten güçlerine değgin karan da tarih verecektir.. Bir ülkede demokrasi varsa, aydınların yabancı ülkelere sıtınmak zorunluğu da yoktur. Biliyoruz'ki bugün Tilrkive'de çogu aydm, yazar. çizer. sanatçı. yabancı ülkelere *açmaktansa cezaevlerine'girmeyi veğliyorlar. • Kimisi de sınır dışına atıyor kendisüll... Bu bir seçim sorunudur. Ama Jön Türklüğe zorunüık dujTJlmaj'an Wr Türkiye y?.ratmaK da hepimizin tarilıi görevidir. Abdülhamıt'ten beri zaman zaman îu yiizüne çıkan bu serüvenı demokrasiyi ve fikir özgür'.üğünü gerçekleştirerek noktalamak. boynjimuzun borcu, ulusal onurumuzun gereğidir. . B «Adam Ola...» Geçenlerde. ulu^lararası bir toplar.tı için Tahran'daydım. Orada, Farsça bilmcyen Türküıı :>ffk sıkmtısı olmuyor: Çok kimse Ttirkçe «danışıyor»: hem de, Türkiye den gelenlere belirgin bir «evgi, yakınhk gösterisi içinde Tahran'da taksiler dounuş da yapıyor. Yol arkadaşlıgına ber bakımdan değer katan Sayın Mehmet Nomerle bir dolmuşa bindik. ÎM yolcu daha vardı. Biri, yanımızda oturuyor: otuz yaşlannda bir genç. Türkçe konuştufumuzu dtrj'unca ilgilendi: Ttirkçe vârenliğe korjlduk, daldan dala. Din, raezhep konulanna da gelir olduk bir ara. Dertli bir mühendismiş o genç adam: Veznedarı. personelin aylığını, kasayla birlikte alıp kaçm.î. «Ne yapayım böylesini: benden oUa da. olmasa da» dedi. Sonra. ekledi: «Adam ola. özü yahşi ola!» Bir çok dügümün çözümünde ilk ip ucu olarak. nereye baksam. hep bu sözler kulağımda: «AJam ola, özü yahşi ola!» Ayaklarımız Islansa da... ŞUi, Yunanistan. bir takım baska Ulkeler, cunta kapışmaları, çeşitli biçimlere bürünmüş dikta rejimleriyle uğrafa dursunlar, demokrasi MENGELE'LER İNSAN MIDIR? OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma Ereğli Grevi ve Düşündürdükleri ' Ike ekonomisinde önemli İŞ VERENLERE GÖRE, EREĞLİ yeri olan Ereğli Demir va Çelik Fabrikalannda TürGREVİNİN NEDENLERİNDEN BİRİ kiye Maden Iş Sendikasının uyguladığı grev kamuoyunda geİŞLETME TAZMİNATI İSTEĞİ. BU, niş yankılar uyandırdı. HAKSIZ BULILVUYOR. Son üç aydır, grevle ilgili veya ilgisiz, dogru veya yanlış, kasıth veya kasıtsız ve hatta bazen dedikodulara dayanan haŞükrü ER berler yorumlar, fıkralar ve röportajlar basınımızda yer aldı. Yük. Müh., MESS Türkiye Madeni Eşya Sanayicilerl Bir uyuşmazlık sırasında, taSendikası Başkanı rafların polemiğe girmelerinin uyusmazlığın çözümünü zorlaştırdığmı düşünen sendikamız . Ereğli işçilerınin ayulc ücretle içinde^tutabilmek ifiin b i r . borc ve işveren, basınıtmzdaki bu rine iki yıl içın asgari 1.136. senedi alirld!. Bu borç senedi, t TtLşmalann dısında kalmakta ortalama 1.231. TL ve . azami işçinin sendikadan ayrılması veyarar görmüştü. 1.5J2. TL artış sağlayan bu pa ya grevde geçen çanşıimayan süAncak, son günlerde bazı yareye ait ücretin işverenden senrasal olanaklann yanısıra, öblir zar ve düşünürlerimizin bizden çalışma koşullannda da işçi ya dıkaca alınması hslinde yapılan ve işverenden açıklama beklegrev yardımının işçiden geri alıdiklenni basmda yazmaları üze rarına düzeltmeler yer almış bu nacağı hükmünü ibtiva ediyor. lunuyordu. rine uyusmazlığın dügümlendıgi du. Bu koşullara rağmen, Türkiye şu günlerde gerçekleri kamuoGrev uzadı. Kreğlideki mahalyunun görüşlerine sunma ve Madenİş Sendikası Erdemir gre li sendika yöneticUerinin duyguvinin uygulamasına 1 eylül 1973 lar.nı tatmin eden bir otorite îıe tartışma zorunluluğu dogmuştanhinde başladı. tur. nüz bulunamadı. tüm memleket Erdemirde çalı?an saat ücretli zarar ediyordu, bu durumda işÜyemiz Ereğli Demir ve Çesendika üyesi personelin ücretle veren son bir fedakârlık daha lik Fabrikaları, kısa adıyla E r ri. yan ödemeleri, sosyal yardımyaptı. Hükümet arabulucusunun demir, ülkemizde çalışanlara en lar ve öbür çalışma koşullan uyusmazlığın duygusal dügüm iyi çalışma koşulları sağlamış toplu sözleşme ile tesbit edilmek noktası olarak saptamış olduğu ve bu koşulları yenileyerek en te. buna karşılık maaş ücretli per 72 günlük işletme tazminatı tekiyisini sürdürmeyi amaç edinmiş sonelin tüm çalışma koşullan şir lıfini de. bütün haksız görünüsükuruluşlardan biridir. ne rağmen, kabul etti. tşverenin ketçe tesbit edilmektedir. Erdemir işçisinin 5. dönem jeni kabulleri ile Ereğli ışçisiSaat ücretli personel 4. dönem toplu sözleşme görüşmelerine nin. iki yıl ortalaması olarak başladıfı 1973 nisan ayında, al toplu sözleşmesi ile 1971 ve 1972 aylık ücretlerine asgari 1.357. yülarında iki Kez zam gördu. dıkları en az ücret kanuni asTL. ortalama 1.506, TL. ve'azagari ücretin iki katına çok yak Toplu sözleşme kapsamı dışmdami 2.154. TL. zam geliyordu ki maaş ücretli personelin ücretlaşık aynı zamanda bu en az Sendika, hükümet arabuluculerine ise hiç bir zam yapılmadı ücret ortalamasımn da üstünsunun bu uzlasma tekıifını d3 ve fakat yılda 30 gün üzerinden deydi: kabul etmedi. Grevi sürdürdü. Çıplak saat ücret inin en azı: verilmekte olan işletme tazminatı Türkiye Maden İş Sendikası, 5.61: ortalaması: 7.41 ve en ço 72 güne çıkarıldı. Madenlş Senâünyanın hiçbir yerınde hiçbır ğu: 13.11 lira (Ayhk toplam ge dikası bu dönem saat ücretli i?çı kuruluşunun adını dahi etpersonelin işletme tazminatmın lir en az 2.234.; ortalama: 2.868. ve en çok 4.875.. lira 42 gün ilâvesiyle, 72 güne çıkanl mediği alaturka bir talepte bulunuyor. ça dır.) masını talep etti. İşveren kesimi, l;şmadan işçinin grev vaparakücgeçirdiei süreîerin Bu rakamlara ve asagıdaki ra geçen dönem, saat flcretll perso retini istiyordu. kamlara evlenme, doğum, ölüm nelin iki kez ücret zammı gördiiSendika, grevde çalışılmadan gibi anzî hallerde yapılan sos ğüne, ajnca, yemek yardımı, çotalep yal yardımlar dışmdaki aylık cuk yardımı, eğitim yardımı. ya geçen sürelere ait ücret kabul etmenin haklı olmadığını ve sosyal yardımlar ve aylık ek kacak yardımı gibi maaşlı perso ifade ediyor, ancak, greve ışveödemeler dahildir. nelde oünayan sosyal yardımlar len tarafind&n itildiği iddiasını tşyerinde çalışma koşulları dan yararlandıklanna; maa?lı per czür olarak ör.e sürüyordu. Oylse 4 toplu sözleşmede ayrı sonelin ise, işletme tazminatları sa, sendikamn n.erkez yöneticiayrı süzgeçten geçirilmek sure nm arttırılarak, sadece •• 11,4 leri, ilk kez kendi inisyatifleri / tiyle oluşmustu. oranında bir zam görmüş gibi ol dışında. mEhalli sendika yönetiİlk toplu sözleşme Türkiye duklanna işaret ederek. maaşlı cilerinın duygusai davranışlanMaden Iş Sendikasıyle yapıl personelîn işletme tazminatını nın pesinden haksız bir greve difci gibi 1973 nisan ayında sona örnek aJan sendika talebinin hak sürüklenmiş olmaıarının hiddeeren dördüncü dönem toplu soz sızlığmı belirtmeğe uğraştı. Is tiyle sendikamn grev rnasraflarıleşmesi de aynı sendikayla im rarlar karşısmda, maaşlı persone nı işverene vükleme eğilımine ka za'.anmıştı. lin 42 günlük işletme tazminatı pılmışlardır. Çalışma koşullan böylesine nı da maaşlarına ilâve etmeyi SONÜÇ işçi lehine uygun olan bu işlet teklif etti. Ereğli grevi, hükümet taramede 5. dönem toplu ış sözleşSendika bütün bunlan kabul et fından ertelenmış, Danıştay. Ma mesinin, ancak malî hükümleri, miyerek yine de talebinde ısrar gtnün koşullarma ve ölçülerine etti. Ereğli grevinin nedenlerin cîen Iş Sendikasının erteleme kararının duıdurulması talebini göre yenilemesi beklenirdi. F a den bizce bilinen tek bir tanesi kabul etmemiştir. kat bu böyle olmadı: Maden İ s aslında haksız nitelikte bir talep İşletme erteleme karan ile Sendikası yepyeni ve pek çok olan işletme tazrninatıdır. birlikte çahşmaya başlamıştır. teklifle görüşmelere başladı. Ancak uyuşmazlık çözümleneme Tekliflerinde ısrar etti. UzlaşGörüş ve İddialar miştir Erteleme Karannın sotırma Kurulunun uzlaşılamıyan Türkiye Madenİş Sendikası' 50 madde hakkmda vermiş ol nın merkez ve üst kademe yöne nunda sendika greve devam etmek arzusundadır Topıu söz. duğu k a r a n işveren Erdemir ka ticüerinin psikolojik nedenlerden elşme imzalanmadığı takairde işbul etti. Türkiye MadenIş Sen grev'e gitmeyecek kadar bilgi ve letme faaliyetinin sendika taradikası ise kabul etmedi. Grev tecrüoe sahibi olduklannı bilir fından tefcrar durdurulması kuv karan aldı. tşveren, grev kara dik. Ancak, Türkiye Madenİş vetle muhtemeldir n n a rağmen. sırf srreve engel Erdemir'in üretim yapamamajlabilmek için. bütün malî tm Sendikasiyle bugüne kadarki ilişkilerimizde, flk kez sendika yö sının ülkemıze yaptığı büyük zakânlarmı zorladı. Buna rağmen grevi önlemek mümkün ola neticilerinin ölçülü tutumuna rağ rarlar herkesçe bilinen bir aermen işçi üzerinde egemenlik id cektrr. Eu gerçek Tüm Uiusun bü madı. dias' olan mahalli yön°ticilerin yük üzüntü kaynağıdır Grev uygulamasından 6nce, iş merkez yöneticilerini aştıklarına Ancak, bu büyük zararlan tek verenin işçüere iki yıl için öde tanık olduk. yanlı olarak önleyebilmek Krdemeyi kabul ettiği aylık ücret. Bize göre mahalli sendika yömir işverenınin de öbür işveren yan ödemeler ve sosyal yardımneticileri merkez yöneticilerini alerin de görevlerinin ve iktidarlar söyle olacaktı: şarak eyleme geçmekıe bilgi ve lannın ötesindedir. Erdemir iş1973 nisan ayından itibaren 1. tecrübe noksanlannı tamamlıyavereni. işçilerinin ekonomik ve >alda en az aylık toplam gelir cak bir baska otoriteyi 14 Ekim sosyal dunımların; korumus ve 2981. TL. ortalama gelir 3615. seçimlerinden sonra bulacaklan ülke koşullanmn çok üstünde TL. ve en çok gelir 5622. lira. düzeltmiş. göreı,nni vapmıştır. nı ümit ettiler ve srrev bunun 1974 nisan ayından itibaren ise için uzatıldı. Sendika, grev hakkını grevin hu2. yıl gelirleri şu çizelgedeki gikuki. ekonomik ve sosvai amacıHatta isçilerden. greve devabi olaeaktır: mn ötesinde kötüye kuJlamvormı sağlamak ve gerekli tansiyon sa. belki kendi bazı mensuplanna karşı görevini vapıyordur Ücretin türfl en eaz Orfalama en çok ama, ülkeye karşı görev ve sorumluluklaruu yerine getirmi. X.46 Çıplak saat Ocretl : 17.09 10.53 yordur. Çıplak aylık ücrerl : 2.031. 2.588. 4.102. Demokratik bir yöntem olan Aylık ek ödemeler : 94». 1.181. 1J915. toplu sözleşme düzeninde ı$ve390. \vlık sosyal yardımlar : 390. 3W. ren ve isci kurulusl&nnın eörev ve sorumluluklannı avni terazi^vlık toplım gelir : 4JW9 «.407. nin kefelerinde karsıiıklı der.ip. leştiremediğimiz sürece bundan r. Mengele yetmiş yaşina kadar yaşadı. Oysa kurbanları kadınlardı, çocuklardı, genç insanlardı çogunlukla. Yaîlılar da vardı, ama dokıor deneylerinde oniarı pek kuilan.nıyordu. Yazdı mı acaba anılarını? Böyle «canavant yaratüıciı insanlann olaylar geçtikten, bittikten sonra kendi kendüerine neler düşündüklerini, vicdanlarında geçmiştekl davram.şlarmın hesabını nasıl verdiklerini düşünürüm. Kenf diler. rj bağışlatmak isterler mi. en başta kendileri bağışlar mı, hos görür!er mi kendilerini? «Ben bu işi şu kutsal amaçia yaptım. ya da bilimsel araştırmaydı tmnim dile|im» dije. Yoksa insanUk Q:VM korkunç isler bir dojurganlık mı yaratır benlikler'jıde? Bir doktordu. bir bilim adamıydı Mengele. Binlerce kobay irullanan bir araştırıcı! Sahipsiz insanlan yığın yığın vermişler, sunmuşlar ona... Beğen begendiğini seç seçtiğini! Ister keser, ister biçer, ister ya?atır, ister hemen öldiirur. ister azar azar a'jr canını! Pilimlerden, romaalardan tanınz börle kisi:eri: bilimsel araştırmalar uğruna insan yaşamını hiçe sayarlar... Bir hastahğın kökenine inmek, bir sorunu çozmek için kendilerini bile harcarlar. Bilim aşkına girişilen atıhmlarda üç kişirir. be? kişinin yaşamı hesaplarunaz. Ha tavşan, ha kurbafa, ha insan, onlar için hepsi eştir! Doktor Jozef Mengele, Auschwitz toplama kampında yetkiü bir kişiydi. Bırkaç giindür gazetemizd'e «Dr. Mengele'nin Ölüm Kampı» adlı anı dizisini okuyorsurıuz. Polonyalı Yahudilerden Doktor Nyiszly başından geçenleri yazmış. Bir gorgü tanığı, uydurmadan. abartmadan, yazmış bu ölüm kampında yaşadıklannı. Insanları yığınlar halinde öldürnıek, sonra da fınnlarrfa yakmak. Uzun süre evimizden uzak kalacağız, yiyecek şey bulamayız diye konserve kutularıyle gelen Avrupa Yahudileri... Sonra ellerinden ahnır her şey, hatta vücutlarından yararlanacak ne varsa hepsi alınır, altın dişler bilmem neler! Bilimin en ileri teknik gelişmeleri uygulanır bu kamplarda. Nazilik insanı bir nesne, bir araç saymıştır. Kendi insanını önce... Buyruklara uyan, cuygusuz, hayalsiz, belleksiz bir robot. Ünivenriteler bitirmlş doktorlar, mühendisler, yazarlar, sanatçılar, teknisyenler, öğretmenler hepsi hepsi isteyerek istemiyerek kanlı bir çarkın parçaları olmuçlardır. Insanlıktan çıkmışlardır Nazi saltanatı boyunca... Ya ötekiler? Tut<:aklar, sürgünler, Yahudiler! Onlarınsa insanlıkla hiç bir ilgiieri yoktur Nazi kasaplarının gözürvd'e... Nasıl insanlıktan çıkar kişi? Okullarda öğrendiklerinı naFil unutur? FeJsefeyi, edebiyatı, müziği, sanatı, insanı insan eden her seyi?.. Karşımızdaki insan güçfüz mü, yenilmiş mı, sana teslim olmuş nıu, kolları bağlı, bitkin... Senin yanında kalabalık var, yasalar var. silâh Tar, top tüfek. işkence araçları var. Al o tutsağı yap yapabüdiğini... Çok gördük bunu, görüyoruz da. Hemen her ülkede zaman zaman bulaşıcı bir hastalık gibi yayıhyor, pis bir riizgâr gibi ezip geçıyor bu işkencecilik. Devlet güvenliği adma, kutsal duygular adına, toplum adına, kapital arfına, emek adına. demokrasi atiına, her şey adına yapılır zulüm. işkence, her şey adına ijlenJr cinayetler, bağışlsnmaz suçlar... Mengele bilimsel araştırmalar adına mı yaptı bütür: bu korkunç cinayetleri? Anılannı yazmışsa, bunu böylece belirtmiştir. Ben bilim adamıyım, bilim adına yapılır böyle ışler! «Bir kişinin, bin kişinin. on bin kişinin canına bile kıyılır bazan, gelecegin kuşaklarını mutiu kılmak daha üstün bir ülküyse» diyerek kendini kandırır o kişiler:.. Hep kandırmadır zaten işkenceleri. cinayetleri, yasa dışı işleri hoş göstermek çabalan. Kimseyi de kapdırraaz ya, hatta o sözleri söyleyeni bile. o baska~ Doktor Mengele, 1945'ten beri Paraguay'da yaşıyordu, Albert Frederiff takma adıyle... Bu ülkemr. yurttaşı olmuştu Federal Alman hükumeti anyordu, İsrail ajanlan aııycrdu. On binlerce insanın öldürülmesinin suçu omuzlaruıdayai. Dünyanm yetiştirdıği en soğukianU katillerinden birı olaıak Otuz yıl kadar sürdürdü bu kaçak yaşantısıni. Nasıl geçındi, neler yaptı, bilmiyoruz. Sonunda bir İsrail ajamnın kurşunlanyle çekip gitti dünyadan. Kolayca, bir anda... Ama otuz yıla yakın zamanı düşünün bir de, bu lcaçak, bu saklı. bu korkulu yasantıyı... Her an ölümle burun buruna, her an en iğrenç anıları capcanlı duyarak yanıbaşıcda. İnsanlıgındaa utanarak... Okuyun «Dr. Mengele"nin ölüm Kampı»nı. Tiksinerelt de olsa... İbretle okuyun. Daha nice ölüm kapmiarı, işkence yuvaları var veryüzünde. Çoğu bilinmiyor, yazılmıyor, yazılmayacak da... Doktor MengBİeHer bir değil, beş değil, kutsal sözcükler kullanıyorlar, büyük ülkiiler adına yaptıkıarına inanıyorlsr bütün bu pis işleri... D üİ hepimiz büyük zararlar görece«iz. «Ülke hergün mılyunlarca lira zarar ediyonnus, sendikamn son ek istegi 15 milyon tutuyormuş; işveren onu da versin kavga bitsin» diyenler, işverenın neler ver miş olduğunu uyusmazlığın özünü, Ayse Yüksek Fırını üzerine yapılan hesaplan bilmedikleri için matematik açıdan haklı gibi göriinebilirler. İşveren işçi ılişkilennde. 1$. çi kesiminin haklı çıkarlannı, demokratik koşullar ıçinae koruma aracı olan grev hakkınm sendikalarca kötüye kullanıiması yalnız demokratik re.iimın yasaması için defil, işçinin ve tüm ekonomimizin ilerisi içîn de büyük tehlikedir. OKUYUCU MEKTUPLARI MODERN ı MRSÎZLİK Radyodar. duyduğumuz, gazetelerden okucfuğumuz flginç bir haber. İlginç yerine, duynıaya, okumaya «lışık oldu^umuz bir haber dersek daha duğru olur. «Piyasaya sahte ilâç sürülmüş» Bu haberı Sağlık Bakanlığı veriyor. Arkasından gerekli işlem yapılıyor. Geçen yıl 15 yaşmdaki bir gencin kamyondakı radyoyu çaldığını ve sonunda; karakol da babasımn bıyıklarının yolunduğunu, sonra da adamm belindeki kuşağını su borularına takarak intihar ettiğmı gazctelerden okuduk. Adamm suçu şu: Oğlunun bir radyo çal rmş olması. (onun da doğruluk derecesi bslli değil). Açıktan yapılan, değeri fazla olmayan radyo hırsızlığının sonu; bir adamın hem de ışkenceyle hayatına maloluşu Yine duyduğumuz habere dönelim; maliyeti çok düşük, hiç tesirı olmayan, fakat kopyasının fiyatmdan satılan bir ilâç. Arkasından ilâç firmasının kısa zamanda milyonluk oluşu. Bu çeşit olaviar günümüzün modern hırsızlık sınıfma giriyor. Birincı örnefimiz klâsik sınıfından. Elini uzatıp vatandaşm cebmden almıyor parasinı. Modern insana yakışır şekilde hareket ediyor. Hele cım bızla bıyığuı yoldurup, su borularında kendini nıç intihar etmiyor. ÇünKü bu çeşit davranışlar klâsik olduğu için. atom çağındaki yirminci yüzyü insanına yaraşmiyor. Mahkemeler kuruldu devlet güvenliğini korumak içın! Devlet güvenliği önemli mesele. Fakat insan, millet sağlığı: millet güvenliği daha önemli. Neden bu konuya el atılmıyor? Bunlar mahkemenin çörevleri içine girmiyorlar mı? Nasreddın Hoca'ya bir gün kurnaz bir adam gelir; Hoca, bir inek bir ineğt öldürse ne olur? Hoca bunu bilmeyecek ne var der gıth. Hayvan hayvanı öldürebilir, normaldir der. Adanf bu defa yine sorar: « Yani; bizim ınek, sizin ineği öldürmüş de. Hocanın tuturf)u değişir. , O zaman iş deği$ti, verin bakalım kara kapiı defterî der. Dileğimiz bütün bu olaylar Hoca'nın ineğı gibi olmasın. ^^ 9 V© SAMSUN TİYATROSU ÜZERİNE Tiya;ro günlük yaşamdaki olaylan' sahnede acıtatlı yanlarıyle sergilemektır Bu sergüeme ^pilırken yalni/ca seyirciyi kahkah kihkih güldürmek yefmez sanat tçin. Asıl önemli olan seyircijn düşün dürmektir. Eğer o tiyatro seyircisini yalnızca gtildürüp eğlendiriyorsa. kışiyi kendi ve toplum sorunlan üzennde düşündürmüyorsa o tiyatro göstermelik olur. Yani sanat pa. ra içfn yapılıyor demektir. Oda Tiyatromuzun sahatçılan arasında değerli olanlar vardır >kuşkusuz,. ama ftyle de oyun sergilenniez seyirci!e,re. Bir nevi zenginleris düdiiğunü öttürüyor tiyatrotnuz. Biletin üstttnde bile kurulu$lann reklâmı yapılıyor. Bu ne denli doğ rudir bilerniyorum. Sırtmızi tıurjuvaziye 'degii fakir halka dayayın, bakm o zâman bir güzel, bir aydınlık ohırsunuz. Seyircilerinizin • sorunlanna neşter vurduğunuz an onlar sizi daha bir ıçten alkışlar, bağırtanna basarlar. Her sandal• yenizin arteasında . bir kuruluşun reklâmlnı yapmak demek değildir tiyatroculuk. Sonra oyunlann ismini değiştimiek demek de değildjr. Dahası oryantal müzikle ,halkı çağırmaic yerme, tutarlı oyun toplurn so runlarına tiyatroda eğilinirse halk kendiliğinden gelir. Ö zaman tiyatrbnun reklâmı daha da güzel yapılır kendiliğinden. Tiyatro içinde bulunduğu top hımu o toplumdan geldiğini sokaktaki dilenciyl bilö düsünmeîidir. Öryantal müzikle tiyatro olmaz. Çagırnızda topluma, toplum sorunlanan eğılme yen fcuruluşlar bence ölü kuruluşlardır. Onun için Oda Tiyatrosu yöneticı ve oyuncularının burjuvaziye degil. çokluk olan halka, sadece güldüren değil düşündüren ovunlar oynamaları yararlı olur. All KURT . TlirK"IŞ Daralı eğitim sorunu Türk . îş Sendikası Federas^ yonu Başkanı Seyfi Demirsoy* un 31.10.1973 tarihli konusmasjna cevaptır. Turk İs Federasyonu Başkanı Seyfi Demirsoy beyin konuşması şöyle: Türkiyede yüksek eğitimin paralı oluşu işçi sınıfma ihanettir, isçi ve fakir köylö çocuğunu okutamaz diye iddia ediyor. Doğrudur. Yük sek eğitimin paralı olusu fakirler kabuğunuzdan çıkmaym de mektir. Yalnız Sey'fı Demirsoy ve Halil Tunç denilen ve TürkIş Sendikalan Federasyonunun idarecileri olan bu kişiler bunu miidafa» edemezler. Bu yüz seksen derece dönüs olur çünkü yüksek eğitim paralı olurken bu kişiler Meclis görevlisi idi, eğer bu adamlar faMrlerin temsilcisi olsaydı ya bu yüksek eğifim paralı olmaz, ya da bun lar Meclisten istifa eder çıkar halka durumu «nlatırlardı. Bun lann yaptlfı oyalamadır, bunlar bu içi mü'dafaa edemezler. İstedikleri yeni kurulacak hükümet sendfkalar fçin reform yapar «a isciler bunlan kapı dısan eonesinler diye dün yaptığı nlumsuz harekete bugün kar sı çücıp çatıyor. Cenıri* Aydm • ljçl Menemen tzmir TORBA KADRO HAKSIZLIĞI Devlet kesimlnde Dazı memurlara torba kadro uygulamalan bırçok haksizlıklan da birlikte getirmiş bulunmaktadır. Son çıkan 8 no.lu kararnamede on yılı doldurmuş lise mezunlarına torba kadrolara atanma inıkânı tanınmıştır. 8 9 yılmı doldurmuş Hukuk, Siyasai Bilgiler. tktisat Fakülteleri mezunlan torba kadrolara atanamazben. 10 yılını dolduran lise mezunlanna bu imkân sağlanmıştır. Bu durumda fakültede geçen 4 yılın hiç fcıymeti kalmamaktadır. Fakülte mezunlan için on yıl lık sürenin hiç olmazsa 4 yıl eksiltilmesi gerekmez mi? örnek olarak 8 vıllık bir Universite mezunu, üniversiteye gifme seydi 12 yıllık lise mezunu olacaktı. On yıl hizmeti doîdurmuş lise mezunlanns bu imkân tanındığıns göre. fakölte mezun lan için bu sürenin 5 veya 6 yılı geçmemesi daha adil olaeaktır. Saygılanmla. Ahmet Candemir AT.4Y Veteriner Fakültesi Dekanlığmdan ( Doçent Alınacaktır ) Fakültemizin Besinkontrolü ve Hijyen Su ürünleri, Ba lıkçılık ve Av Havvnnları v* Veteriner Tarihi ve Deontoloji Kürsulerinde birer Doçrıtlik kadrosu açık bulunmaktadır. İstekli olanhnn bir dilekçe ile 24 1?. 1973 Pazartesi günii aat 17.00've kadar Dokanlığa eserleriyle birlikte müracaatları lân olunur. (Basın: 27534/10267) Pakistanlı bir genç mektuplasmak istiyor PaMstanlı bir gencJm. TUrk gençleri ile mektuplasmak istiyonım. Meraklanm arasında mektuplasmak, tcitap okumak ve ata binmek bulunmaktadır. Benlmle tngillzce olarak mek ttıplaşmak tsteyenlerin asagıdaki irtrese vazmalanni rica ede'rn M. Reıa 22' K Flat No 4 •Maın Market CrOİberg lahnrp PAKtSTAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle