28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 8 Kasım 1973 Toz Duman İçinde TAÜP APAYDIN . 48 Zeynep cevap vermedi. Yollara sular döke döke yürüdü gitti. llestan arkasmdan b*ktı. Yazmasuıdan aşağı sarkan örgülü saçlarına, çiçekU urbası içinde yeni kabarmağ» teslamış kalçalarına, ince uzun boyuna baktı kaldı. Bir yerleri erir gibi oldu. Tatiı tatlı karıncalaadı. «Ah ctnım, dipe söylendi. Duydular demek... MiUetia dilins düstük demek. Duysunlar be. Nasıl olsa duyacaklar. Benim sana yangın olduğumu herkes duysun. Oh ..» Yoltm kı>ısn» oturdn. îçine bir btttrfnlifc gelmişti. Bsşam efip tstlı tatlı sohıklandı. «tyi oldu, gördüm. Sesini duydum. Bu da yeter bugttn.» Birden doğrulup öküzlere doğru yiirüdü. G«lin baluUun arsJanlar. Burada ne yayıhrsuuz? Ne var da ne yayıhrsınız? Sizi ba* ardına götüreyim. Bırakayım çayıra, istediginiz gibi yayılın. Ben de dalayım bağlann arasma. Bir güzel keyf edelim. Dâh hadi! Yüzu yavaş yavaş ışıdı. Zeynebi düstindiikçe bir noş ohjyordn. Köytin önüne dogru sürdü. Harman yerinden geçip bağlara' gidecekti. Harmanlar epeyce boşalmıştı. Tek tük harman sürenier, tınas savursnlar gorümiyordu. Birinin yanından geçerken baktı, Molla Mahmudu tanıdı. Şaşırdı birden. Harmaru bttmemış miydi Molla ağanın? Sonra anlayıverdi, Zeliha ablaya yardım ediyordu demek. «Bak ne iyi, diye düşündü. İnsan adam canırn. Bizim aklımıza bile gelmedi, tüü...» Molla Mahmut görmüstü, Hoo Mestan, gel buraya! diye seslendi. Geliyorum ağa. öküzleri çevirdi. Bereketü olsun. Ben de yardıma geldim. îyi ettin. Sal Zelha ablanın hayvanlarını da, öküzleri koş bakalım. Yorulmuşlar iyice. Bugün bitireverelim şunu hadi. Peki. Sağolasın ksrriaş. dedi Zelha abla. Allah razı olsun. Herkestan geriye kaldım baksana. Adamsızlık kötü. Hayvanlar da kötürüm, yoruldu ikisi de. Mestan cevap vermedi. Kendi öküzlerini koştu dofene. Dah dedi, dönmey« b«*l»dı. Molla Mahmutla gülümsediler birbirlerine. Molla Mahmut başını salladı uzun uzun. Sonra eğildi düşünmeye başladı. Mestan yan yan bakıyordu. Yandan, önden, arkadan... üzun uzun baktı. «Yaman adam şu Molla agam, dedi. Ne düşünür kirabilir? Zaptiyetere nasıl karşı geldi öyle? Ibrahim be^1n suiTinu kesti. Kimseye baş eğmiyor. Adam dedigin böyle olacak. Şimdi de gelmiş Zelha ablaya yardım ediyor. Herkes gitti bağlarda yatar, bu hâla çalışır. 2yi adam canım. Herkes bunun gibi olsa...» Dâh oğhım! Öküzleri sıkıştırdı. Zelha abla harmanın çevresini süpürüyordu. Agzını yüriinü sarmıştı iyice. Hastalıkh, dertli bir kadmdı. Ağlar gibi konuşuyordu. Kimsesi olmadı#ı için bütün bu i$terin bakkından tek başm» geJmeye ç«Uşjyordu. Buna yardım edilmezdi de kime edilirdi? «İyi oldu, dedi Mestan. Moüa »|amla birlikte yarduu ediyoruz. Şu köyde ikimizden başka adam yok. Anam duysa memmın oiur. Zeynebuı de boşuna gieter muhakkak. Garibe yardım edeni Allah sever. Kitapta yeri var. Olmasa Molla ağam gelir ır.ı? O iyisini bilir. Molla a|am gibisi yok şu köyue.» Dââh! «Kurban otdufum Zeynep. Herkes duymuş diye korktu da yürüdü gitti. Duysunlar ulen, ne olacak? Yalan mı? Biz birbiritruue y«ngın değil miyiz? Ben gece günduz seni düşünüyonım baksana. Belki sen de öylesin. öylesin emme kız olduğun için belli etmiyorsun. Saklama hadii... Nasıl gtildün öyle çeşme başında? Ben aynkJıktan soora o cadı karılar seni doldurdular. İleri geri söjrtendiler. Bu deli oflan buraya niye geldi dediler. Zeynebin peşinden geldi öyle ya, dediler. Seni bir iyi tefu alıp çaldılar. Sen de korkuv«rdin. Korkacak ne var kız? Geldi he, de. Bans yangın «te. Korkma. söyle. Allahın bildiğini kuldan niye saklıyalım? Hey Zeynep hey! Kınalı Zejnep. Bak biz burada ne yapıyoruz? Zelha ablaya yardım ediyoruz. Hayır işliyoruz. Allah bunu sevap defterine yazar. Allah iyilere iyilik eder, anladın mı? Bakar Mestan kulu Zelha ablaya yardım ediyor, aferim Mestan, der. Zeyiîebi sana yazıyonım, var hayrıru gör, der. Biz de muradımiza ereriz. Yaa.« Ben senin canını yeyim. Sen benimsin gayri gülüm. Seni ben koklıyacağım. Gör de bak.» Molla Matunut'te gözgoze geldiler. Mestan kızardl. «Ne düsıındıigumü anladı mı yoksa? dedi kendi kendine. Bu Molla agatn faer şeyi aniar öyle ya? Okumuş adam.» Soracak oldu. Sonra vazgeçti. Zelha ablanın barmanı avuç içi kadar bir şeydi. İkindis'e doğru iyice erittiler. Hay yasıyasmız. AUah razı olsun. Allah tuttugunuzu altın etsin. Allah gönlünü» göre versin. Habire dua ediyordu. (Devmmı Var) PARIS 73/74 Çirkinlerin dünyası Uzanıp gıdıklayırerdL Kendi boyundan çok büyük çıplak bir tabâü resmi. Alin'minnyıh* bir kız. Kahkahayı kendi değil de, o tabanm sahıbi koparsaydı, görürdü giinünü. Gümbürderdi met: istasyonu, tavanları titretzaecesine. Annesinin elinden tutup, yaptığı şakadan mutlu, güle oynaya çıktı merdivenlerden küçük kız. Gıdıkladıfı dev tabana durup baktım bir an. Bir deodorant re&ıâmı. Tek. kocaman bir erkei tabanı. Ne iş!.. AYAKSIZL.\R Tabanı boylesine göstermek, zevksız ve ayıp sayılırdı daha az bir Eaman önce. Ama bu dünya başka. diinya. Dunden bugiine degişiyor deger vargüan. Dunden bugüne ne fark!.. «Kibar hanımların ayaklari yoktur» demiş bir zamanlar ünlü bir kişi. Öylesine ayıpmış ayaklardan söz etmek. GünUmiiz anlayışmda ne denli komik!.. Köprülerın altından geçen sulann haddi hesabı yok. «Ayıp», lugatın en anlamstz keurnesidir bugün. Kelimeler de ramaola anUunlannı yitiriyor, demode oluyor, ne garip. Ama isin daha garip yanı kelimelerin degil de, Rüzellıgin demode olması. GOzeUik anlayişinın, güzellik ölçüsünün defil. O her an degisivor eaten. Ama tüm güzellerin paoucunun dama atılması saşırtıcı olan. GÜZELLER TAHTTAN İNtNCE... Dünya çirkinlerin, sıradan insanlarm dünyası artık. Toplum, dünyanın dörtbir yanında, güzel görmekten bıktı reklâmlarda. Temizlik tozundan, sabununa, elektrik süpürgesinden, halısina, seyahat ilânından traş makinasına dek her konunun içinde bir güzel görmekten bıktı. Güzellik dünyanın canına yetti bi r yerde. Kolıı, bacağı, goğsü cömertçe meydanda öylesine meydanda ki hattâ, bıkinisız bile bazı kez saçlan pınl pınl omuzlarmda, ıslak dudaklı. baygın bakışlı, vaadkâr, seksî güzeiler doldurdu devrini. Hiç olmazsa reklâm dünyasında. Halk alacağı malın daha gerçekçi bir takdimcisi olsun istedi, gazeteleri, dergileri, duvarları bir boydan bir boya kaplayan reklâmlarda. Bir bulaşık, bir çamaşır makinasının önünde boylesine saçının bir teli bile kıpırdamayan bir seks ilâhesi ters düşer oldu. Bu tür işlere elini bile sürmeyecegi besbelliydi boylesine bir güzeün. Hangi markanın daha ekonomik, daha iyi olacağını düşündüğüne çoeuklar bile kanmazdı. Bu nedenle: «Ben îalanca marka çamaşir makinasını kullanıyorum. En iyisi odur, onu alm.» Ya da <ten iyi beyazlatan çamaşır tozu falancadır, ben denedim. Hararetle ögütlerim» gibi reklâmlar etkisini kaybetti. tçten olmayan davramşlardan bıkıldığını görünce de, dikkati çetanek için dünya güzellerini kuUanmaktan vazgeçti reklamcılar. Esmeri, beyazı, kumralı, sarışını, atev saçiısı ile güzeiler atıldı bir kenara. Kıyamet âlametı. Onların yerine sıradan, gürbüz, yanagından kan damlayan bir köylü kadını buldular örneğin. Ne gençlik aradılar, ne güzellik.. Ne kuğu boynu, ne dik göğüsler, ne ince bel. Bir gömlek giydirdiler sırtına. Kollarinı sıvadılar dirseklerine dek. Önüne bir önlük bağUdüar. Sabunlu ellerine kar beyaa bir çarşaf. tutuşturdular. Tepeleme çamaşır yıgılı bir sepet koydular önüne. Arkada yemyeşil bir fon, masmavı bir gök. Köylü kadının dişsiz ağztn da alabildigine bir tebessüm: «En iyi beyazlatan çamaşır tozu, işte bu'..» ÇtRKtN OLAN KAZANIYOR!Süksesi dehşet oldu. Dergileri, metro istasyonlannı, duvarları süsledi bu reklâm boydan boya. Gelen takıldı, geçen takıldı. Ve... sıradan halk arasında, yerine göre çirkin foto modeller, modelleri iıledi reklâmlarda. Çirkinliğin güzelUge kesin ustünlüguy dü bu. . Ve gazetelerde şöyle ilânlar çıkmaya başladı ardı ardına: «Dikkati çekmeyen sıradan bir kisi misini?.?.. Çirkin misiniz hattâ?.. Dertlenmeyin» 7'den Ttt'e iş çıktı herkese. Yepyeni, degı şık foto modeller doldurdu reklâm pıyasasını. Reklâm ajanları ellerindeki en çirkin, en yaslı modellere bile rahatlıkla iş bul dular kendilerine başvuran firmalar arasında. Onlan kiraladılar. Çirkinlik para eder oldu böylece. Bulaşık makinalannın, elektrik süpürgelerinin, parkelerin, leke ilâçlarmın reklâminı gösterişsiz sade giyimli, sıradan ev kadınları yapmaya başladılar. Içlerin den birine daha yakınlık duydu kadınlar. Romatizma ya da bel agrılarına karşı ilaca bebek yüzlü mankenler degil de, yaslı, çirkin ki^iler modellik etti. Onların yüzlerindeki ıstırap ifadesini daha inandıncı buldu halk. Ya sonra?... Ya beş, on, 50 yıl sonra ne olacak, peki?... Sürüp gidecek mi bu akım, güzeiler yeniden çıkacak mı yoksa piyasa ya?... Kim bilebilir bunu. Bilmek için yasamak gerek!... YARIN: SAHİPSİZ CENNET Necla SEYHUN PLİSE FIRTINASI NE KADAR DA ÇOK VAR BU KIŞ. ' . GÜNÜN HER SAATtNDE. HER TÜRLÜ KIYAFETTE PLİLER, PLtSELER, MANTOLARIN SIRTINDA PLİLER VAR. TAYYÖRLERİN CEKETLERİNDE ETEKLERİNDE ÜTÜLÜ PLÎLER, ÜTÜSÜZ PLİLER, PLÎKAŞELER, PLt, KIŞ MODASININ EN GÖZDE GARNİTÜRÜ. HELE FANTEZİ MODELLERDE... TEPEDEN TIRNAĞA PLİSE ELBİSELER, PLİSE KOLLAR, PLİSE ROBALAR. PLİSE TUNİKLER.. ETEK KENARLARINDA PLİLt VOLANLAR SONRA.. PLİSÎZ HİÇ BİR YIL YOK. AMA. PLÜrtN MODA DÜNYASINDA BOYLESİNE FIRTINA GİBÎ ' ESTtÖt YIL DA AZ!.. DIOR'DAN NEFİS BİR GECE ELBİSESİ. ÜSTÜ YALDIZ DESENLt PEMBE KRF? JORJETTEN YAPILAN BU MODELtN ETEGt PLtLERLE AÇILIYOR. DEVEKUŞU TÜYLERt İLE SÜSLÜ CEKET, BELDE &LTIN RENGt BİR FİYONG KEMERLB SIKILMAKTADIR.. MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU ŞUPHELl ZAFER % VEFATLAR İÇİN DİOR'UN StYAH ÜSTÜNE ALTIN RENGİ ÇİZGİLÎ BtR GECE ELBİSESÎ. DEKOLTE ÖNDE BELE KADAR AÇIK. BELDE SİYAH SATENDEN BİR FİYONG KEMER VAR. YAKA KENARI, KOL KAPAKLARI VB ETEK, PLİSE VOLANLARLA SÜSLÜ. KIRMIZt KREP DÖŞİNDEN YAPILAN BU SADE VE ŞIK UZUN GECE ELBİSESİ DİOR MODAEVİNİN. KORSAJ VE ETEK TAMAMEN PLİSE. BOL ŞÖ*MİZYE KOLLAR BİLEKTE DAR BİR TASMA İLE TOPLANIYOR, Kıymetli hocalar ve duahanlardan mütoşekkil cenaze merasim ekibimiz bir telefonla emrinizdedir. Gazete ilâru ve umum muamelât için ayrı ücret aimmaz. Cenaze işlerini ışlet. memiz deruhte eder. Acı günlerinizi paylac,ınz. DİŞİ BOND POGALBtB MA&ARANIN IÇI'NE. Ç O TEL: 47 20 06 İslâm Cenaze İşlerî NOT: Bütün muameleler işletmeye ait olmak üzere yurt içi, yurt dışı yurt dışındiın yurda cenaze naklı yapılır. Günün her saatinds emrinizdedir. (Çiçek Reklâm: 1621 9155) 1 > GARTH Bakırköy Sulh Hukuk Hâkimliğinden: Dosja No: 973/757 Mahkemenin 31.10.1973 tarih ve 973/757 esas 750 karar sayılı ilamı ile küçük İsiâmil Can'a Esenler köyü Cumhuriyet Meydanı No: 3/b de mukim, Cemil Gürses ' ı tayin edilmiş, olup iş bu vâsi ilâmma itirazı bulunanların kanunl süresi içinde bildirilmesi hususu tebliğ yerine kaim olmak Uzere ilân olunur. (Basın: 75399162) , NE >»7AĞ! \ W2(N»./V1ApEN ÇOK Z£N /viet IS)<S?N "•" '""• 7£Dl TOM? J *•!*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle