17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKÎYET 5 Kasım 1973 emleketimizde Rünün konusu haline gelmiş bulunan ener.ii yetersizüği, alelade nedenlere bağlı basit bir olay değildir. Bırtaç yıl öncesinden beri bu darboğazia ergeç karşıiaşılacağı kesinlikle belliydi. Meselenin asıl önemli olan yanı bu darboğazın artik kolayca aşılamayacağıtiir. Ve şu hususu da belirtmek ge rekir ki, sosya: ve ekonomik kalkınmarruz da bundan böyle kâğıt üzcrindekj rakamlara ?öre değil, bu darboğazın baskısı altinda, biçimlenecek daha doğrusu sınırlanacaktır. 1leri sanayi ülkelerinde de sıkmtı vardır. Fakat bu sıkıntı doğal enerjl kaynaklannın genis ölçüde kullanılmış olmasından ileri gelmektedir. Bu ülkeler yeni kaynaklar bulma peşindedirler. K Olaylir ve görüşler gerçekleşecek olursa, 1990'larda erişecektir. muhtemelen ve ancak tamn taporu Enerji Sorunumuz ve Çözümü Şinasi GÜÇERİ TEK SINAİ VE İKTİSADÎ ETÜDLER MÜDÜRÜ ekonomi yıllardan beri sürdürülmesinrie ısrar edilen isabetsiz bir politikanın sonucurfur. Tiiketimin arttırılmasını teşvik eden ve tüketim sanayiine cncelik tanıyan bu polıtika, memleketimizin muhtaç olduğu sermaye mallannı, yani üretim araçlarım imâl edecek temel sanayi dallarınvn kurulmasını ve güçlenmesini önlemiştir. Başka bir deyimle milli ekonomi milli tasarruflarını milli olanaklariyle yatırıma dönüştürmek güç ve yeteneğinden yokfun bırakılraıştır. Bunon sonucu olarak da milli sanayileşme hareketleri ve aynı şekilde doğal enerji kaynaklarımızm donatılması sorunları. geniş ölçüde, ytbancı kaynakların sınırh yardırr. ve desteğine b a | h kalmaV gibi sakmcalı dtırumlarla karşı karşıya gelmiştir. örneğin 19501erdeki elektrifikasyon hamlesinin sürdürülebilmesi için, daha işin başında, yabancı kaynakların teknik yardım ve finansraan desteğine ihtiyaç duyulmus, sırf enerji sektöründe ktıllanılmak üzere. 1950 ile 1930 yıllan arasında, 500 milvon dolar dış kredi sağlanmış ve fakat bugün karşılaşılan enerji bunalımı önlenememiştir. ise enerji üretiminin 27 yıl içinde 120 mjlyar Kwh'ın üstüne çıkarılması zorunludur. Bunun için yalnız 1987'ys kadar olar 15 yıllık dönem içinde inşa edilmesi lüzumlu olan santralların toplam gücü 12000 Megawat olarak hesaplanrr.jştır ki, bu rakam son 37 yılda inşa edüenlerin toplam gücünün 4,6 katıdır. Bıına ek olarak on binlerce kilometre enerji nakil hattına, yüz binlerce kilometrelik dağıtım şebekesine ve binlerce trafo merkezine ihtiyaç vardır. Fakat ülkemizde yatırım malları üretecek temel sanayi dalları kuru:mamıştır. üianlar yetersizdir. Dolayısiyle yukarıda sadece büyüklük mertebeleri açıklanmış olan tesislerin kurulabilmesi İçin çok miktarda makina ve teçhizatın ithaline ihtiyaç cfuyulacaktır. Bu ithalât için yaklaşık olarak 1970'lerde bir milyar dolar. 1980' lerde iki buçuk veya üç milyar dolar gibi büyük dövut harcamalarına lünun haai oiacaktır. Bu açıklamalardan anla?'!»cagı uzere, Tiirkiye'deki eiektrik sıkıntısı üretim tesisleriııın bugüne kadar hep dış yardımlsr sayesinde kurnlmu? olmasından v« ba yardımiarm *a giderek yetersl* hale gelmesind'endir. Şayet milli sanayiimizin strüktüründe temelli reformlar gerçekleştirilemezse sosyal ve ekonomik ka^kınma uğrunda harcanan oulli gayretlerin karaniık çıkmazlara saplanması kaçınılmaz bir sonuç oiacaktır. Türkiye 780 bin kilometrekareUk toprak genişliğı ile, Rusya hariç. Avrtrpa ülketerinin hepsinden büyüktür. 40 milyona yaklaşan nüfusu ile de Fransa. Almanya ve tngiltere gibi ileri sanayi ülkeleriyie aynı «radadır. Turkiyeaın 1972de ulaştığı 11 milyar KUowatsaatlik üretime karşıbk, bir önceU yılda, Italya 121, Fransa 146, tngütere 236 ve Bab Almanya 243 milyar Kilowatsaat üretmiştir. Bizden küçük öteJri bazı Clkelerin üretimleri ise şöyledir: Avusturya 30, Belçika 31, Hollanda 40, Bulgaristan 21 milyar Kilo«atsaat. Yunanistan ISTl'de 11 milyar Kilovatsaat üretmiştir. Bu ülkenın adam başına 1000 Kilouatsaati aşan şundiki üretim düzeyioe Türkiye, şayet kalkınma pianında öngörülen eelişmeler Strateji Hatası Türkiye, boyutları büyük olan bir ülkedir. B5yle bir ülkenin kalkınabilmesi, uzun vadelı hesaplara dayalı büyük çaplı ekonomik eylemleri oluçturmasına bağiıdır. Bunun için de kalkmma stratejimızde sanayi aşamasını amaçlayan millî bir ekonomi politikasının bütiin un surlannın bulunması gerekirdi. Sanayi aşaması, makinaları dışardan gelen ve tüketim malı üreten fabrikalarla memleketi doldurmak demek değildir. Bu aşama, yaratıcı milli zekânın, milletçe katlanılacak büyük fedakârlıklar bahasına, ortaya çıkarabileceği bir yapıttır. Bu vapıtın temel fonksiyonu, ülkenin üretim organizasyonunun lüzum göstereceği sermaye mallarını, millî kayoaklara dayanarak ve toplum çıkarlanna uygun düşen biçim ve koşullar altında üretmektir. Bu yapıt yabancı ülkelerin yardım ve desteği ile kurulamazdı. Ve zsmanıır.ızın hiç bir gelişmiş ülkesi kendi sar.ayi açamasını bir başkasına borçlu olmamıştır. Bu kural endüstrinin özünden gelmekte olup doktrınlerle baglantısı yoktur. İşte kaikınmamız için uygulanagelen stratejinin bu nitelikte olmayışı yüzünden Türkive. bütün gayretlere rağmen, gittikçe tehlikeli bir hal almağa başlamış olan bir üretim yetersizliği içinde bunalmaktadır. Türkiye'de karşılaşılmış olan eiektrik enerjisi sıkıntısı, bu gencl üretim yetersızliâinin sade ve fakat son derece hayati ve önemli bir yanıdır. Köprüler KÖPRÜLER EĞER KAVUŞTURAN, ÜLAŞTIRAN, MUTLULUĞD AÇAN YAPILAR İSELER VE KÖPRÜLER KURMAK SEVİNÇ VERİYOR, GüRUR VERIYORSA BİZE: DOĞANIN ÎKİ YAKASIN1 NASIL BİRLEŞTİRIYORSAN1Z, İNSANLARI DA BİRLEŞTİKSENİZE.. Bize gelince; Türkiye'de doğal kaynakların henüz pek küçük bir parçasmdan yararlanilmaktatfır. Örrveğin en az 70 milyar Küovatsaat mertebesinde hesaplanan ekonomik hidrolik potansiyelin sadece '»4,5'i değerlendirilebilmisiir. Katı yakıt rezervleri tamamiyle meydana çıksrılamadığı gibi bilinenlerin arasında el değmemiş olanlar vardır. Bu vaziyette yurdumuzda duyulan enerji sıkıntısınm fizik nedeni, doğal kaynaklanmızm vaktind'e donatılmamış ve mılli ekonominin hizmetinc sokulamamış bulunmaSıdır. Bu hal, hiç kuskusuz, Türkiye'de enerii sektöründe pek büyük yatınmların yspıldığı kanısında olanlar için hayli şaşırtıcı bir sonuçtur. SADUN TANJU Sıcak denizleıin kryısında bir köyde tanımış olmalı Durkadın raneyi Füıuzan. Ama Füruzan'ı tanımalı Durkadın ninenin hikâyesini anlatııken insan.. Ycni Dergi'nin son sayısında Kajıı l'nutma hikâyesini okurken,. yetişmiş oğullarını sünger avcılığına gönderip denizden ölümün ya da cıva gibi delikanlıları et yığın: haline getiren vurgnn'un habçrini bekleyen anaların, babaların, sevgililerin acısı fışkırıyor yüreğüuzden. * Ujumuyor Durkadın ve gsce gündüz sesini dinlediği, her halini gözlediği denizin çünün birinde kendisine de acı haberi ulaştırp.cağını bile bile suçlu bulmuyor onu Denizler, deniz iT canavarları kan alır diye kızamam. Burda secc demeyip «İ riiiMİirz demryip kalmamın yarandır bana bu bilmcler. Der.izin. süncşin. balığııı aklı fikri mi olur ki iıısanoğluna diişnıanlık kursun. İnsanlaradır öfkcm yalnız.» Darboğaza Nasıl Girildi Türkiye'de devletin eiektrik sorununu ele aldığı tarih, Etibank ve Eiektrik îşlerı Etüd Idaresinin kunılduğu 1935 yüına raslar. Doğal kaynakların yanında bölge santrallarınm inşası ve bunların yurt düzeyine baştanbaşa dolaşacak iletiro ve dağıtım ağlariyle bağ;lanması projeleri, daha başlangıç cföneminds, çok ileri görüşlü düşünceler olarak ortaya atılmıştı. Fakat Atatürk'ten sonra bu projeler bir kıyıya itilmiş ve ancak 1950'den sonra bu dogrultuda bazı yatırımlara başlanmıştır. 1950'lerde birkaç bölge santralının ve iletim hattının inşasından hemen sonra, memleketimizde tüketim malları sanayünde önemli gelişme egilimleri belirmistir. Fakat ekonomik kalkınma, enerji talebi yaratan bir olaydır. Bu nedenle enerji taleplerinde kaydedilen artıs miktarlan, daima bir önceki yıla ait artışlardan daha büyiik clmaktadır. Türkiyede de bu böyle olmuştur. Ne var ki bu gelişmenin sürdürülebiimesi için daha çok santralın inşası gerekirken bu yapılamamış, tüketim eğilimi artarken üre tim potansiyeli onun yanında küçülmüştür. Bu duraklamanın somut izahı ashnda milli ekonominin gücünü çabuk yitirmiş olmasıdır. Milli ekonomi gücıinü neden yitirmiştir? Bu Sonuç Enerji konusunda kısa varieli teâbirler sıkıntıyi geçici olarak hafifietse bile radikal bir çörom saglayamaı. Meselenin temellnden çözümlenebilmesi, ancak sermaye matlarının (üretim araçlarının) yurt içinde yapılabilmesini amaçlayan bir milM »nayi aşamasının gerçekle>Qies:yle murr.kün olabileceictir. Modern bir sanayi aşamasırnn ortamını hazırlayacak tedbirlerin i«e ınilletimize büj'ük fedakârlıklar yükleyecegini peşinen bilmek ve kabul etmek zoroodayız. Yapılacak işlerin başında, lüks harcamaların frenlenmesi, sereksiz tüketimlerin kısılması. eğiumın ca£da$la$tırılması. bilimsel ve teknolojik araştırmalara değer ve önem kazano*lnlması, mühendislik hizmetlerinin geliştirilmesi ve nihayet. ekonomik kaynakların kuUanılmasında her türlü ağır sanayie, genel makina sanayiine ve elektro teknik sanayie öncelik tanınması gibi pek çok ve çeçitli eylemler saytlabilir. Karma ekonomi ilkesinin geçerli olduğu ülkemizde davanın yürümesi için devletin öoemli fon.ksiyonlar ve geniş sorumluluklar yvklenmesi zorunludur. Asıl Sevilecek Olan.. O insanlar ki, sıcrk denizin kıyısındaki bu fakir Anadolu kasabasında. eski uygarlıklann kahntısı taşlan yıkınblan gelip, gorüp, "tayınetmi biliıı ba hjudrıelerin. dey;p, jandarma ile föz korkutap. eskiden kalma sütuoları, çeşme taşlarını, taşlar uzerindeki yazıları okşayıp, şimdi burada yaşayanların barbarlığma kızıp. Durkadın ninelerin, Havva teyzelerin, Halil İbrahım'Ierin. Osman'ların, Musa'ların, Zelha'lann her çeşit haksarlışı vaşamın kendisi sayan sessirliğindeki büyük duyguyu Untmazlıktan «elip aal okşanacak, sevilecek şeyi bümezler.. Yapılan ve Yapılması Gereken Türkiyenin 1972 sonu itibariyle eiektrik üretimini şu rakamlar tanımlamaktadır: Topiarn Üretim 11X milyaT Kilevatsaat (KWh), Kurulu güç 2742 Megavvat IMW.), arfam başına üretim 299 KWh. Tam otuz yedi yılda gerçekleşebüen bu sonuç İçin. Etibank (ve simdi onun yerini alan TEK1, E.l.E, D.S.l. ve llter Bankası gibi büyük karou kurumları vücuda getırilmiş. binlerce mühendis ve teknisyen çalısmıs, miiyarIarca liralık yatırımlar yapılmıştır. Fakat, Devlet Pfenlaraa Teşkilâtuıın üçüncü ve daha sonraki bcş yıllık planlar için yaptıgı besaplara göre, °i7 üe S arasında dalgalanacak bir kaltanm» hızının gerçekleştirüebilmesi için eiektrik üretiminde her yıl çok daha büyük artışların sağlanman ve toplam üretim kapasitesinin 1977 yılında 22 milyar Küowatsaat'a, 1982' de 35. 1987'de ise 65 milyar Kilowatsaat'a yükselmesi gerekmektedir. Şayet bu yiizyılın sonunda îtalya'nın bugunkü durumuna gelinecek Bütün Duyarlığınızla.. Sadece. Durkadın ninenin, sabahları, hiç okuma yazma bilmediği halde, Kur'anı açıp, nasırlı parmaklanyle satırları okşayarak sayfaları çevirişmi. uzaklarda sünger avına çıkan oğluna esenlık dilemek için paımagı ile Kur'an okuyuşunu yazdığı için Füruzan, insanlık sevgisinin gerçek köprüsünü yapmış mimardır gözümde. Ne olur, taşlara, betona, demire gosterdiğiniı sevgi ve hayranlığı insanlardan esirgeraesenizT İnsanian okşasanız bütün duyarlığınızla ve unutmasanız. Halk Mahkum Etmez Ki.. Can Yücel'den bir şiir ulaştı bana. Görnştü bugnn, 17 Ekim. Her gelen .. dtşarda sözlesmi$ler mi nedir? Önce bir kıkırdayıp, «Hadi Renc I> •Dışardasmız yakınria I» diye başlıyor.,^ Hele Halk Partili dostlar... Sol olsunlar I.. Biraz da ksbararak, . E, olacak tabii o kadar •Hiç merak etnıeyin I» diyorlar, •ddn bu is fc. «Affuıu earantiye biodi.» « Ü aya kalmaz !• •ç •Ya Kurban Bayramuıdaa önce... •Ta soıırn... «Tanun I... «Affedildiniz I.> i Dayanamadını artık, ba iyi niyctli dostlardan hirine: «Our!> dedint. Ben de sana bir şey soyliyeyim 1 •Hiç de alfedilecekmijim gibi gelmiyor bana I» •Amma yaptın I> diye yanıtlıyacaktı tam. •Beai luılk raahkum etmedi ki.» dedira affedilcyim.. » KIYIMLARIN HESABI... OKTAY AKBAL Evet Havır Tartışma Atatürkçülüğe Ters Düşülmeıneli Genel Af, Eylem Düzeyinde BU KONUDA, YÜZEYSEL DEGİL, KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM. AFFI ANLAMLI KILABtLÎR. . t «Ak Günler», devrimci öSretmenİprimiz için ancak kıyrra bittiğinde, kıyımların hesabı görüldüğünde başlayacak... Bazı işler vardır kapatılamaz, yapılmamış sayılamaz» bağıslanamaz. Açık açık ortaya çıkmaz bu kıyımcılar, arkadan yaparlar işlemleri, kendîleri görünmezler, kimse de bibmiyor, anlamıyor sanırlar. Sinsilik, kurnazlık, geçer akçe vonteınlerdır. Yülardır pusuya yatmı.ş birtakım kişiler fırsaftı ellerine geçirmişler, devrimci arkadaşlanm ortadan kaldırmak, si^rijupek, yoketmek için!.. .. iu . ,y n< S ' 3 Ş w m Bakanı kim olacak. su anda büraiyojum. KiauM de^îfmiyor daha. Kendi de bilmiyor. Belki içinizden. biridir. Kim olursa olsun, ama şunu bılsin: kıyımın hesabı görulmeli, kıyımcılsr işbasmdan uzakla.ştırılmalı, bütün bu yanlış, haksız islemler düzeltilmeli... Önce yapılacak 5ş budur. Aylardır yazdım durdum. TÖBDERin her sayısıncte sona ermez listeler. haberler yayımlandı. Yurdun dört bsr köşesinde kıyıma uğramıs öğretmen okurlanmdan yığınia mektup goldi. Şimdi CHP, tek başına, ya da bir ortakla işjbaşına gelirse. bütun bu çirkinlikleri temizlemek göreviyle, karşı karşiyadır. Kemalist devrim ilkelerini övtfü, seviirdi, yaydı diye, kitap alıyor, gazete okuyor diye. kafası işiiyor diye, halktan yana diy^, nice nice öğretmen yoksulluğ^ itüdi. horlandı, dövüldü, özçürlüğünden oldu. Ortanın si)lundaki bir parti, sosyal demokrasi, Kemalist devrim ılkekaini savunan bir parti rie onların hskiarmı korumazsa kim korur? • BufUn öğretmen okullarında Atatüricçü ve geTçeic milhyetçi kadro>*u bırakın, bunların temsilcisı bir öferetmen buf; bu!mak olanaksızdır. Bugün işbaşmda bulunan ıcadro Atariirk müliyetçüiği yerine Bozkurt milliyetçili^ı aşJavan bir Kad rodur. Atatüık ile bir kıırdu eş deterde tutan bıı düşünce zorla habul ettjrilmekte, yakalara kurt rozetitn takma önerilmektedir. Bunu takan ögrencilere «Bize yoi gbsteren icurt dejıl Atatürk> olduğu. bu nedenle onun ra^stinin yakaJarda bulunmasının gçrektiği söylendiğinde yanıt §u oinyordu: «Ne farkeder». Ben ve benim gibi görevinden V&şlsa bir şeyle ilpilenmeyen bir grup arkadaş başına Pazaıjoren olayUrı diye yansıvan ögrenei olaylan sonucu, olaylan yaratan öğretmen ve öğrencilerin uzaklaştınlmaları gerekirken, orta ötretime kaydınlarak cezalandınldık. Amaçlan Ajtatürkçü olanların, Cur.hurıyet Gazetesi okuyarüarın okuldan. uzaktaştjrıltnası olan olaylann yaratıcıiarı daha sonra Ka;/seri merkezine, Karadeniı Teknik Üniven>!lcMue atanarak ÇdGllentlirumişlerdir Bugün 89 öğretmen okulunun hemen Ikeınen tümündJe aynı tür kadro işbaşındadır. Bu da bize yaruna Türlıiy?'siıji y«xatac»k olan ilkokul öğretmenlerinin nasıt bir ülkü ve ideoloji ile yetiştirîldiMerîni açıMar sanınm.» Bu son günlerde aldığım «kıyım» aıektuptarmdan biridit. Açıyorum TÛB DEHIn son sayısniı, yine sayfalarc» kıyım haberleri... Buna bir son vertneü. 14 "Eltimde üç euçuk mllyon yurttaşın oyuyla Meclis'te iktidar partisi haune gelen, CHP, bütün bu k.yım olaylarım irıoelemeli. yan tutmayan müfettişJerte inoeletmeli, haklıyı ha)ısızı, doŞrujTJ yanlışı ortaya çıkarmalıdır. Iş başına gelecek Eğitim Bakanı, tutucu. karşıdevrimcı kiçileri bir yana iterek sorunlann '»züne gerçeğin ışığını tutmalıdır. Eğitim Bakiniıgı bir •tiuzen tteğiçiWifi> retıyor. Hera de uzun ramandan beri. Sürüp çitten ymkınrrmiar. före batacak hale gelen çirkin iştemler, öüenikle bitip tükenmeyen kjyımlar aydınüga çıkanlmalıdır. Türk öğretmeni devrimci ilerici. gerçekçi, yurtsever Türk ögrefroeni. korkutenn, kuşkulann, kötü niyetlüerin elöıden kurtarılmaljdır. 14 EKİM SEÇİMLERİNİN SONUCU «GENEL AF» DİYENLERİN ZAFERİDİR ÖDÜLLER YAKIŞANA VERİLMELİ HALKI NAMAZA ÇAĞRI KENDİ DİLİMİZLE YAPILJTIALT 10 yıll:k Cumhuriyetin başka kuşaklan affetmesi, 50 yıllık Cunahuriyetinse kendi kuşagını affetmenesi büyük bir çelişki olmaz mı? Ostelik Atatürkçulüğe de ters düşmez mi? Aslını ararsanız, jerçek suçlular yeteneksiz yöneticilerdir. Ne yazık ki, içeride değil dışandadırlar. İşte, af sorununun köklü olarak ele ahnmasını bu somut nedenlerden ötürü istiyor, çözümCnü toplumçak bekliyoruz. MasUfa ONAR öğretmen / Adana ekim 1973 fünlüdCumhariyet» te Sayın Ecevit'in parlamento eruplannda yaptığı konuşmayı okudum: Toplum sorunlarına deginiyor, ödünsüz olarak çözümlemek istediği sorunları sıralıyor, bunlar arasında «Genel Af» da yer alıyor. Cumhuriyetin 50. yıldönümünde bu konuyu ele almak; bu ülkede yaşayanlann. bu toplumu büenlerin, çağdaş gelişmeleri izleyenlerin başta gelen gorevidir. Seçim geçiren kişiler bu geregi bilmek durumundadır. Nitekim, Sajnn Ecerit bilenlerdendir. 14 ekim seçimlerine, kamuoyu egilimi «ai içeriği» ile yansıdı. Yasarr,a organları üyeleri bu yansıyışın etkisiyle seçildi. Böylece «af» sorunu söz almaktan çıktı, eylem düzeyine gel(İL Ancak, bu £eli$im hangi doğrultuls ra açılmalı, hangi boyutlan kapsamalıT.. İşte, yeni bir sorunun başlangıcı oluyor burası. Bize göre, yiizeysel bir iş yapılmamah. Hele böyle toplurau ilgilendiren sorunlarda k6kene inilmeli, köklu çözümler yapılmah. 14 ekim öncesine Uişkin suçlamalarda duygusaOıklar oldukça geçerüydi. «İki adam dinden, bir adam candan» iLkesi büyâk ülçüde oygulamyordu. Bu koşulların yöneldlği kişiler yalnızca cezaevlerine sokulmakla kalmadılar. Ceraevieri dışında da cezalı tutuldular. Nice kamu görevlileri, özellikle öğretmenler kıyıma uğratıldı. Dövüldu. sürüldü. Anayasa ile sağlanan «temel hak> larına sınır konuldu. Siz deyin yüzierce. ben diyorum binlercesi işinder» • ekmeğinden edildt Yurt dışında iççi olmak zorunda bırakıîdı. Şimdi, eski durumlarını istiyor bunlar. Eskisi gibi toplumlanna yararlı olma özlerajndeler. 14 ekimse, bu isteklerin değerlendirilmesini zorunluyor bize göre. 50. yıldönümündeyiz Cumhuriyetin. Bol bol «Atatürk» sözü ediyoruz. Ne var ki, 10. yıldbrtümüne g«niş kapsamlı bir affı EerçeMi~=tirerçk girdigini söylemeye dîlimiz varmıyor Atatürk' ün. O der.li geniş kapsamiıydı ki, yurttaşhktan çıkarılmış «Yüzellilik> lere bile yenicîen yurttaşlık verildî, yurda gelmeleri sağlandı. Oysa saltanat kaşağıydılar, Cumhuriyete de karşıydılar... Sayısız örneği var bunun. Örreğin halkı cnglzisyon roahkemelerincTe inleten papazlara ilk karşı koyan, onların aforozlarını hiçe sayan M. Luther bugün bütün dünyada dinî atıhmın atası durumun.dadır. Kilise ve Papa bu ileri yönlü adama şı çıkmıiJJSHIa sonunda hakl teslim etmiflir. tnsandan İnsana Uzanan.. . İşte orada, o sıcak denizin kıyısında bir köyde yaşayan Durkadın nıne, ıjte Adana'da bir cezaev.nde çile dolduran "™^ igte iitaabul'da Sağmalcılarda Çetin Altan, işte buradakiler. tanıdıklarım, tanımadıklarun, ama iklerim, tüm insanter. yurdumda olâııİBV"«IiîıayanTaf, HUnySÜa benîmle beraber yaşayanlar.. Asıl ulaşılacak onlar! Koprüleri inssndan insana yapın ve gücünüz varsa insanı mutluluğa kavuşturun, yolları mutluluğa açm Füruzan bir hikaye yazıp Can bir şiir söyledi mi, asıl seyinci o zaman duyun. O zsman kuruluyor köprüler.. Karanlığın Gücü NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNÜN KİSSİNGER"E DE VERİU MESİ, TARIHtN EN BÜYÜK SÜRPRİZİ SAYILIYOR 17 ekim günü dünya yayın organlan Nobel Banş Ödüliınün Amerika Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile Kuzey Vietnam'ın Faris Barış Gorü$melerindelci baştemsilcisi Le Duc Tho'ya bir likte verildiğini bildinyorlardı. Kissinger'e verilen ödül. efendısine veriimişçesine şaşınıcı ve üzücü idi. Le Duc adı poiemiğe yol açmadı. Aksine seçim yerinde görüldü. 10 aralıkta İsveç Kralı V. Güstasr'tn, Kissinger'in göğsUne «Kın madalyayı elleri titremeden takabileceğini sanmıyoruz. Özellik le İsveç gibi ö?gürlüğün en geniş boyutiara ulaştıtı bir ülke de sorun daha çok uzun süre tar tişüacak 7* kuşkusuz hiç bir zaman geçcrtilik kazanamıyacaktır. Oslo, Paris, Londra ıçibi düşün merkezleriiKle. tepkiler giderek artmış ve genel bir öfkeye dönüşmüştür. İsveç Akademisine yakm çevreler ve uzmanlar, Kissinfer'in adaylı^ını ödüller tarihinin en büyük sürprizi olarak nitelemek tedirler. Oslo'daki siyaset ve kültür çev releri kararia Kissinger l l e iigüi bölümü için «Amerikan emperya lizmi önür.de dize gelmek» anlamına geldiği ileri sürmektedirler. Kissinger, beyaz bayrak aşamasından bugüne değm, yal an V3 aîdatmanm, diplomasi ile özdeş sayıldıgı bir anlayışıa Um temsilcisidir. Kissinger, Hermes üe başlayıp Makyavelie gelişen Metternich ve Taleyrand ile doruğuna erişen kaypak diplomasi ekolünün son ve en güçlü izleyicilerindendir. ^ s tıtıımttnaıtuıı» t lstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarhk Akademisi Baskaıüığından 1973/1974 öğretim, yılı için Akademimizin gCndüz ve gece bölüraleriyle Aîkademimize bağlı Galatasaray, Kadı köy ve Vatan Mühendislik Yüksek Okunarının çeşitîi bölümlerine ahnacak Lise v« Teknisyen Okulu mezunlannın aday kayıtlarnaa 8 Kasım 1973 günü saat 9.(KTda başlanacak ve 19 Kassm 1973 günü saat 17.00'de son verilecekrir. Aday kayıtlannı yaptıracak olanların Üniversiteler arası Merkezî Sdstem Giriş Imtihanında en az 350 ağırlıklı Fen puanı kjazanmış olması şarttır. Öğrenci aday kayrt formîarı Istanbul'da Devlet Mühendislik ve Miınarhk Akademisi'nden ve bağlı yüksek okullardarv, diger illerde ise il Mmi Eğitim Müdurluklerinden temin editecek ve lstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarhk Akaclemisi kayit bürosuna dogrudan doğruya veya posta İ3e gömierilecektir. Postadaki jecîinneler gözönüne alınmaz. Kestn kayıtlara 26 Kasım 1973 günü saat 9.00'da başlanacaktır. Fazla bügi için lstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi kayıt bürosuna başvurnlmahdır. IBasm: 23563) 9053 Mustafa Kemal, Cunıhuri kurduktan ve ileri yönlü atılımMachtpolitık (Kaba güce dayalı diplomasi) akımm parlak tem lara başladıktan sonra zaman ^ilcisi olup içtenlikten ve denge zaman geri fikirler harekete £es djygusundan yoksundur. Biçimmış fakat hak, bir daha üstün sel demakrasilerde özellikle Agelmişür. Kara düşCnceler Musmerika'da (Spoils Eystem) adı tafa Kemal'i dinsiz olarak anlatverilen siyasal atamalarla işbaraaya ve yaymaya başlamışlarşına getırilen politikacılardandır. Ülkemizde bu kara düşündır. Gerçekte insanlıga Lamas'tan celerin, art fikirlerin zaman zadaha, fazla hiztnet etmiş sayılman üstün geldiği görülmüştür. maz. Kaybetmege başladığı, baBu, geniş halk yığınlarını temşan olanaklannın yitirildıfi bir Eii etmemekle bfraber, olmuşgirişimden vazgeçmek ınsanluŞa tur. hizmet değil olsa olsa akülılıktır. Çocukluğumuzda duyardık, Harold Nıcolson'un «Diplomasın camilerimizde dersler Türkçe adlı ünlü yapıtında Kissinger ti verilirdi. Arapça ezan büe kalpinde anıt yıkınulanna çoklukla rastlamr. dırılmışn. «Allahu Ekber» yerıne «Tanrı Uludur» duyardık. Dünya halk oyunda Duc için «Hayyalesselah» yerine, kendi genellikte bir katılma ve onay öz dilimızle «Haydin namaza» söz konusu olmatrtadır. Ölçü osözlerini duyardık. Bu daha ÇOK larak Kissinger alındıkta, Duchoşumuza ciderdi. Bu ileri haun seçimi eşsiz bir şaşmazlık ka rekete 1950 yılında bir geri hazanır. reket üstün geldi. Bu üstünlük Duc'an seçimine karşı çıkanlar ülkemizde sürüp gitmekte. İşte da var. Saygon Hükümeti, Le özlemimiz, bu geri harekete Duc'a ödül verilmesini, «.. bir karşı ileri bir hamle düsünmek, fahişeye fazilet ödülü vermek onun hayali ile yaşamaktır. kadar yerinde bir karam olaTürk dilini her yerde hakim kırak nitelemektedir. Tam bir ahlacak, Türke dinini kendi öt dîlaksal boşauşın içinde bulunanliyle öğretecek, Tanrıya karçı ların bu saldırgan tutumlan hay yakarışa kendi öz dili ile çağıret uyandırmamalı. Ayrıca, Say racak ulusunu. gon'daki kuklaların «fahişe»den sör etmeleri bir rastlantı değilEzan araîıça bir kelimedir. dir. Amerıkalı dostlan bile Güney Vietnam Senatosunda çok Çağırma dâvet etme amamlarına sajida mubabbet tellâlı bulun geiir. İlk clarsk HabeşistanU bir müslüman olan Bilâl tarafmdan dugunu dünyaya ilân etmediler Kâbenin damına çıkılarak okunmi?.. muştur. Gerek Peygamber dev' Güneydeki üniversite gençliği rinde. gerekse takip eden zaman Başkanlık Sarayının kapısına larda namaza çağrı Arapça yapılkırmızı fener asmadı mı? Yur mıştır. Zira hallç ArabUr. Ve, r dumuzu ziyaret eden Güney \ iKur'an onun diliyle gelmistir. Deetrmm Senatosu Genel Sekreteri mek oluyor ki ezan bir DİN soDr. Le Van Thung, bu konuda runu değil, bir dil sorunudur. Senato araştırması açılacağmı Ezanın Arapça okunmaması Arap bildirmişti. Aradan yıllar geçiçin geri bir bareJcettir. Zira Sumiş olmasına karşın, araştırma riye'de ezanm îngilizce okunmasonucu hâlâ açıklanmadı. sı nasıl akıl öloülerine aylorı ise, Türkiye'de ezan'ın Arapça okunDoğal bir yasadır. İnsanlar ması da o derece akıl almaz bir benzetme kaynaklannı daima istir. çevrelerinden alırlar. Ödüllerin gerçekten yakışana Bir Türk'ün günde bes vaüt verilmesi önce kurucusunun anıöz jnırdunda Tann huzuruna sma, sonra da insanlıga duyu Arap dili Ue çagınlması utanılan saygınm kesin bir gereğidir. lacak bir durumdur. Zaman zaİlgililerin bu konuda gereği ka man bu yönde ileri adımlar görüdar duyariık gösterdiklerine hıan yor, dıryuyoruz. Ömeğin: Bu komak isteriz. Yoksa tarihin hük nuda memnunluk verici bir önernııi kesin ve acunasız oiacaktır. genin Yüce Meclise verildiğini VEDAT ŞARDAĞ duyduğumuz zaman rnutlu olAvukat muştulc IZOCAM YÜKSEK MİMAR veya MİMAR ARIYOR lstanbul, Bursa, Adana Teknik Müşavirlik Bürolanmız için Yüksek Mimariar veva Mimarlar alınacaktır. İlgililerin: •Azami 30 yaşında olmatarı •Almanca lisanını çok iyi bi.meleri •Askerlik görevini yapmış olmaları şarttır. Ücret liyakata göre do!gunaolup, geniş sosya! haklardan istifade ettirilecektir. • Adayların .' Karaköy. Bankalar Caddesi Türkeli Han Kat 3'deki Şirket Merkezine müracaatlan rica olunur. (Ajans Maya: 859) 9046 50. Yıldaki Özlem EZAN'IN KENDİ DİLİMİZDE OKUNMAMASI BİR GERİLİKTİR. Çok yakın gelecekte Atatürk' ün Cumhuriyeti, 50. yılına girecek. 50 yıl sonra, 50 yıl geri gidip kurulduğundan bu yana Türkiye Cumhuriyetlni ve cumhuriyetçili#i anlatmak ve S0. yılda özletnini duyduğum bir konuyu tartışmak, su yüzune çıkarmak istiyorurn. İnsanlar istedigi her şeyi kolay elde edemezler. Çünkü ınsanlık tarihinde her ileri hareketin. karşısına bir geri hareket çıkmıstır. Her ileri fikir bir geri fikirle vuruşmu.ş, sonuçta geri, ezilmeye mahkum olmuştur. SAYIN DİŞ TABİBLERİ MOBİLPET AİRATÖRLERİ IMO YENİ PARTİSİ GELMİŞTİR Dikkat: İTHALÂTÇI FİAT1NA yalnız Dik SAKİ CANUSOYda satıimaktadır SA Yüksekkaldırım Cad. No. 75 İzmirjioğlu Han J e l : 49 49 85 Telg : SAKİCAN İSTANBUL (İlâncıhk: 4479) 9050 400.000 devirli Ne var ki Anadoludan baş kaldıran birkaç gerici ses önergeyi geri aldınyor bizi de hayâl kırıküğına uğratıyordu. Özlediği miz zaman henüz yok. tleri bir topırdanış Böremiyoruz. Yürekli bir yönetici kadro, korkusuz bir Diyanet İşleri Başkanı düşünüyoruz. Bu kültürii, bu cesareti, bu bilgiyi değerli hoca Dr. Lütfl Dogan'da göriiyoruz. Çalışkanlığından, cesaretinden, Atatiirttçülüğünden şuphe etmediğimiz aydın hocaiarımız (Prof. Neş'et Çafa tay, Prof. Hüseyin Gazi Yurtaydm, Prof. İbrahim Agâh Çubukçu. Doç. Neda Armaner, Senatör Bahriye Üçok) ne güne dururlar bilmem? CumhuriyetuniTrn 50. yümda bütün mâbctlerirrrlzde TANRI ÜLÜDüR sözlermi duymak istiyoruz. Mehmet GÖL Düziçi llköğretmen Okulu Din Oğrelıneui KAD1KOY KIZ LİSESINE ELEMAN ALINACAKTIR 1 adet 12. derece kadroya revir için hemşire alinacakür. Hemsıreye ayrıc* 300 TL'sı da yan ödeme verilir. 2 adet 16. derece kadroya İlkokul mezu nu ejeman alınacaktır. tsteklüerin en geç 17 Kasım 1973 Cumartesı günü saat 13.00*e kadar Kadıköy Kız Lisesi Müdüriügüne başvurmaları duyurulur. I (Basın: 25502) 905(
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle