Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T THURÎYET 19 Ka«<n 1973 Geriye Bir Bakış illet'ın, yani Mület kavramının tanımlanmasında düşünürler, henüz uyuşmuş değüdirler. Millet denilen varljk, ortak değerlere sahip bir toplum olduğuna göre, bu ortak değerlerin, her düşünür için kolayca ve az çok birbirine yakın ölçulerde tanımlanır.ası müHikün gibi görünür. Ama, gerek tarih, gerek sosyal antropoloji açısından. bu ortak ölcüler, hiç de tâyin edllmiş değildirler. Hele Milliyetçilik dediğimiz, hem antrooolojiyı, hem tarihı, hem sosyal psikolojiyi ve daha nice bilim koliam ı ' I ç î n e alan akım ise, henüz ve gereğl gibi, hiç c'.e sınırlanmış değildir. Çünkü, milli diyebileçeğimiz toplumlar, nice yüzyıllardan beri vardı ama, Milliyetçiliğin doğuşunun, şekilleşmesinin ve herkesçe kabul edilebileeek ölçüleri i!e belli bir akım haline gelişinin tarihi, henüz 200 5ilı bile doldurmaz. Hattâ Milliyetçiliği ancak, Büyük Fransız Ihtilâli ile başlatanlar, fikirler âleminde, çoğur.luğu teşkil ederler. M Olaylar ve görüşler MİLLlYETÇlLİK TEKELİ Şevket Süreyya AYDEMİR rılanlan da, dürrya müslümanJarıdır. O Müslümanlar ki, bu fetva, beyanname ve Halifenin dâvetı uğrunda, hiç birinin kılı bile kıpırdamamıştır. Ama Senegal"den Hint Müslümanlarından, daha nice adlarını, sanlanm bilmediğimiz toprakların müslümanlarma kadar niçe onbinlerce as~er kendi sömurgecilerinin bayraklan ve kumandalan altında, Halifenin askerleri olan Türk ordıısuna karsı çeşitli cephelerde çarpışmışlardır. Hele Ürdün, Suriye, Hicaz. Irak gıbi Osmanlı milletinden sayılan din kardeşlerimiz ise, Halifenin askerlerini, nice toptan öldürmelere varackadar, kanlı sahneler yaratmışlardır. Ne kadar garip ki. Enver Paşa. nihayet ve bin bir ümitle sığındıgı doğu Türkistan'da da halka, Türk kardeşleri değil, Müslüman mücahit leri olarak hitabetmelc zonında kalmıştır. Fakat, kurtarmaya koştuğu kardeşîerimizin elinde ve esaretinde serüveni, bazin bir dram halınl alrnıstır. * * * teşkil etmezler. Hatta bunlara, Mîlletlefmekte olan Milletler demekte. pek hatâ olmasa gerektir. O halde Millet nedir? Işte biz de konuyu, zaten buraya getirmek istiyoruz. Mıllet'in, çeşitli tarifleri olduğunu ve bir tarif üzerinde mutabık kalmmafiığını tekrar edelim. Ve gene tekrar edelim ki Osmsmh Imparatorhığunda Millet degil. çeşitli milll toplulukîar vardı. Hem Osmanlı devleti, hepsi de kendi uyruğu olan bu mi'lî toplumların. hemen hepsi ile savaş halindeydi: Amavutlar, Bulgar'.ar, Sırplar. Rumlar, Araplar. Yemenliler. Dürziler, hattâ hakiki Türk olan aşiretlerle, sonu gelmez savaşlar sürüp gidiyordu. Şimdi durum daha avdınlıktır. Milli Misak CAnd' sınırları içindeki Türklerin Devleti, Türk:ye Cumhuriyeri'dir. O halde Milletimiz, bu çerrevj içinde yaşay&n insanlardır. Biz, «Makedor.'adan Ortaasyaya • Enver Paşa» isimli eserimizde Millet'i. en kısa esaslan ile «Dilde birlfk. dilekte birlik. i$'te birlik» olarak ifade etmitik. Bu. biraz hissi bir tanımlamadır. Zıya Gökalp Milleti, Türkçülük çerçevesinde alıyor. Tiirkçülügü dea Bilimsel Türkçülük (Türkolojn b Dilde Türkçülük, Edebiyatta Türkçüîük. c Ülküde Türkçülük. olarak ifade eder ve ounların kaynaldannı, Tarihe dayandınr. Ama onun Vatan anlayışı ise ta» mamiyle başkaydı: Turan... Bi* Batı Türklcrine gelince: Müliyetçilik alanında bazı araştırmalann ömrii, bizde yüz yıl kadar gerilere varmakla beraber, Türkiyede, çağdaş anlamda Milliyetçiliğin, bir akım haline gelişinin tarihi, ancak 1908 Genç Türkler İnkılâbı'ndan sonra başlar. Yani. bu akımm bizde, hele resmi devlet görüşü ve siyaseti olarak. ancak 50 yıllık bir geçmişi vard;r. Hem bu akım da bize. Bandan ziyade. Balkan mületlerinden geçmiştir denilirse, bunda pek bir hatâ işlenmiş olrnaz. seçkin bir lrisan ve çıkardığı dergl ile, biraz da önder bir aydın olan bir profesör, şimdi işi, makul bir ruh kontrolünden msan vermeyen günlük politika militan'.ığma dökmüştür. Ve ona göre Türk Parlamentosunda, Milliyetçi olan ve Milliyetçi olmayan partiler vardır! Halbukl kendisi de bilir ki. Türkfvede Milliyetçilik. havada esen rüzgâr gıbidir... Öbür parti baskanı da. buna benzer bir edâ ile. millivetçi olan partilerin, milliyetç; olmayan parfilere karşı birle^mesi tav?iyesindedir. Pek iyi ama, Mecüste Milliyetçi olmayen. hattâ daha da geniş anlamı ile Türkiyede Sul Parti var m ı d ı r ' Eğer varsa. bunun ölçüsü nedir? Hattâ bu alanda daha ileri gidenler de var. Seçim nutuklarında. neredeyse bütün memlek°n Komünistlerin sardıŞını. Komünistlerin, her aerneSe. her müe?^e^eve her eve girdiğini ve daha :leris:ni iddia edenlere rastlanmıştır. Gerçi bu tür lâf yayınılan. e*er memleketimizde gerçek anl.mda Komünist akımı varsa. bu yayıntılar onlan sevindirir. Çünkü bövle yayıntılar halkta, kokudan ziyarie, ruhi teslimivet varatır. Nitekim bu tür propasandalann, yeraltı mücadele devrelerinde, hir de verleşmiş adı vardır: Tribün PoUtücası! 12 Marttan sonra b!r aralık Başbakanhk makaı.ıinı da işsal eden ve MGP'den olan bir zatm Boludnki nu^lrjnda. ejSer 12 Mart Kelmesevdi Komünistler 2f. milyon Türkü Sibiryaya süreceklerdi seklindek» konu^maİEn gazetelerde yayımlanmi'stır. Bu tür beyanlann. ciddî bir uyarı değeri tasıdığ' ifade edilebilir mi, bilmiyorum! Kaldı ki MGP Başkanmın seçim konusmalannda veya her e*^mı açtığı zaman ortaya attığı bu tür propagar.da sellerinin. beklenen sonucu vermediği de bilinmektedir. O halde, gerçefe. ciddiye, doğruva VP h a t a n sagduvusunr hitabetmek. işin en doğrusu ol=a gerektir. Bunun en kısa volu da, memleketi ve halkm u'.astığı mant/ gücünü. milletin sagduyuya dayanan 'îefterlendirme kudretini hesaba katmaktır. Bu arada. Milliyetçiliği, bir tekel, bir inhissr konusu vapmaktan kaçınmak lüzumunu ise. bir daha tekrar edelim. Çünkü meselâ her ülkede. genel akımın dısmda insan bulunabileceği gibi. Ttir* kiyede de. Milliyetçiliği. va değerlendirme ölçüleri, va bir benlik özelliği hevesi gibi sebeplerle, lâvıkiyle kavravamamış olanlar bulunabllir. Ama bu istisnalar, Türkiyede Milliyetçiliğin onu tarihi kavramı ile anlayamayanlan bir tarafa iterçekhavada bir rüzgâr gibi esHğini tekrar ifade etmekte bir hatâ olmasa gerektır. Öyle ki. toplum, ister istemez. bu havavı teneffüs edecektir. Tabii, iktisadi kanunların ve Sosyal Psikolojinin, kanunlan dahilinde... Haf tanın raporu IÇERDEN GELEN MEKTÜP YOL GÜSTERİCİ DÜŞÜN'CEYİ ZİNDANLARA KAPAT1P DA DEVLETİ GÜVENLİK ALTINA ALDIKLARINA tN'ANANLAR, EN AZ YÜZ YILD1R YANILIP DURMUŞLARDIR ÜLKEMtZDE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜGÜ TAMA11LANMADIKÇA HEP YAR1M KALACAKTIR VAŞAMIMIZ» SADUN TANJU «Giinlerimiz "af bekleme* denen marazla hemhal olmakla geçiyor. Berbat bir ıs!.. V'alnıı, iist düzeyde çevrilcn olayların elifi elifine insanın alınyazısında uçlanması kendine göre efitici bir defcer tasıyor. En azından yurt politikasımn yasamına ne derece yakından doknndnSnnu anlıyorsnn. Bir çesit alınyazısı ortaklığı bu. Bireycilikten kurtulmak için birebir. Bir yıldır aeısıyla yasadıRim ve bir bakıma ıorla katlandıâırn bn orlaklıtı. hapis vartası bittikten sonra da. bu sefer isteye isteye dnymağa söz verdim kendi kendime.. Belki de dısan çıkmanın aslında özgürlöfe kavusmak olmadığını sezdiSimden.. Gine de af iplerini ellerinde tutan rüfekaya azbuçuk hırslanmıyor değilim. . Çocukken, eiciannrm zatarree oldnfnnda hekimler konsültasyona gelmislerdi. Hastanın basında, gâvarca terimlcr kanştırarak da olsa. dobra dobra görüstüler dnrnmn. Kapının aralıfından seyrediyordum. ciciannecik feri kalmamıs sözlerinin olanea ürkekliğivle melil melil bakıyordn hekimlerin çözlerine.. öfkelendim ben de.. Sonra çocuk aklımla karar verdim ki. o hekimler zatürreeden çançekişen ciciannemden daha zatürree» Millî Olmayan Devlet Çünkü Osmanlı împaratorluğu, mill! bir devlet değildi. Devletin adı, Osmanlı devleti, milletin adı da, Osmanlı milleti «Milleti Osmaniye» idi. Ömeğin bizim yakın tarihimizde, milliyetçi ve hattâ Turancı bir genç başbuğ olarak bilinen Enver Paşa, şimdi elde bulunan binlerce belpeye bakılırsa, denebilir ki. bir kez bile Türklükten, Turancılıktan bahsetmemistir. Böyle bir kayıt, Sarıkamış muharebesinde hazırlanıp, Hukümete hitabeden ve yavımladıgımız vasivetnamesinde de yoktur. Ona göre, bir padişah ve halife vardır. İlân edilen Savaş da. Kutsal Sava?, yaı<" din savaşıdır. Nitekim bu savaş, Şeyhülislâmın. yani Din İşleri Yüce Başkanmın, dinl fetvası ile ilân edilir. Dinî cemiyetlerin ve ünlü din adam'.arının ımzalan ile aynca doğrulanır. Fetvanm ve din ululan beyannamesinin hitabettikleri ve Halifelik uğrunda kutsal savaşa çağı Milletleşmek Bunlan niçin yazıyorum? Şunun için ki, milletler vardır; dinler ve bunların mensuplan da va.dır. Ama ne bunlar tarih içinde birden bilinçlenmişlerdir. Ne de Müliyetçilik dediğimiz akım, bütün milli toplumlarda. tam ve müşterek ölçülerini yaratabümistir. Bunun sebebi de şudur ki, Millet dediğimiz Antropolojik Sosval kategori. henüz ve dünya ölçüsünde, yani her ülkede. oluş'lannı tamamlayamamıştır. Örcıeğ'.ı bugün, bir Hicazlı ile, bir Suriyeli, Libyalı, Ce7a;;rli. hep Arap savılırlar ve Arapçamn birer şivesini konuşurlar. Ama hakikattP, bü ün ölçüleri ile müşterek bir Arap milleti Bu Öğünç Neden? Adana Cezaevinde siyasi koğuşta yatan Can Tiicel yazıyor bunlan. Toplumsal yaşamın üst düzeyinde olup bitenlerin kisi hayatına yansımasını bütün acıhgı ile. duyurarak.. Siz orad», demokratik kurallara uyarak na 5 il haftalardır hükümet kurma förmiilleri denediginizi^ siyasal oyunlarda ne denlu usta oldu2unuzu ö*ünçle rfüşünebilirsiniz: ama kaç kisinin ya«imi"i hprhat pttiîiniz! riüı sünmüycrsanız bu oîünç r.eden'' ö m e r Farnk Toprak'ın Tuz ve Ekmek romaıiınria Sabahattin'1 «Nihat nerde *aklandı?» diye öldürallah dövenler. «burava ne Tanrf kansır ne yasalar. buranın a ^ n vasaları vardır, anladın mı?» horozlanroası ile nasıl zulürn ediyorlarsa. içiçe politik ovunlara girişenler de öylesine bir bıkkınlık yaratıyorlar. Can Yücel'in rahm*tli ciciannesi gibi melil melil bakar olduk, doktorlara.. Oysa konsültasyon nirüp cidiyor. Ecevit formiilü? Hayır! Demirel formnlü? Olmaaz! Tarafsıı hükümet formfllfi? Seçime ne serek vardı peki! Azınlık iktidan formfllfl? Eh, Ecevit kurarsa belki.. Bugün nerdevse besinci haftası doluyor secimden bu tarafa geçen zamanın, konsültasyonun biteceği yok. Tekelcilik Bugüne gelince? Yakın tarihimizde Milliyetçllik 5özunün LU kadar çok kullanıldığı ve biraz da bugünkü kadnr tekelleştiği bir başka dönem yaşannıamıştır. örneğin vaktiyle. aydmlar safında AR4 BULMAK MI, YAN TUTMAR MI? OKTAY AKBAL Evet Hayır Ortakpazar da Sömürülüyor! ütün s.yasl rejımlerin amacı «Refah»tır. Ancak, bu araaca ulaşmaK için ızlenen yollar başkadır: Bazı ülkeler, refahı. özel sektöre hudutsuz olanakla r tanımakla. bazı ülkeleı de, tam tersıne, özel sektör düzenini yoketmekle sağlayac&kları inancındadırlar. B Genel Sekreteri Eyüboğlu, Ereğli DemirÇelik fabrikasındaki grevde arabuluculuk yapan Başbakan Yardımcısı Kemal Satır'ın işverenlerı tuttuğtmu söylüyor, «Grev üç aydır sürmekte ve ilgili'.er ülke ekonomisine verilen büyük zararları görmemezhkten gelerek eşine rastlanmayan bir umursamazlık içinde bulunmaktadırlar. Grevin bugüne kadar üretimin durması sebebiyle yurda verdiği zafar 712 milyon liranın üstündedir. Oysa işçilerimizin insan haklarma uygun istekleri bunun çok altındadır. Arabulucunun ejit'ik ilkelerine harfiyen uyması çözüm için başta gelen geçerli falvtördür» diyor. Btilent Eccvit'in Çalışma Bakanlığı sırasında kabul edilen ve yürürlükte olan 275 sayilı kanonun 21. maddesinde şöyle yazılıdır: «Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veva lokavt, memleket sağhğını veya milli güvenüği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uvuşmazlıkta. grev ve lokavtı bir karamame ile en çok otuz gür. süreyle geciktirebilir.» Yasa, Pakanlar Kuruluna bu otuz günlük ertelemc hakkını ancak t'olik taşıyorsa hükümet o grev ya da lokavtı en çok doksan gıin önleyebiliyor. Hepsi o kadar!. . İstifasını vermiş, istifası Cumhurbaşkanlığınca onaylanmış bir hükümet var iş başinda: Talu Kabinesi! Yeni hükümet gelene dek «ijleri yönetmeknlc görevh. tğreti oîarak oturuyorlar iktidar koltuklarında! Ne Meclis'e hesap vermek var ne de giiven oyu almak... Buna rağmen Talu Kabine=i önemli kararlar alıyor, atamalar yapıyor oraya buraya. Son olarak da üç aya vakîf.şan bir zamandır sürüp gelen Ereğli DemirÇehk grev'.nı bir kararname ile bir ay geciktiriyor. Oysa bu grev ne «mpm'e>:et ?ağlıgını» bozuyor, ne de «milli güvenliğı» tehdit ediyor! Talu Kabinesi erteleme kararında zaten bu serçeğ! kabul ctmiş «dünvanın ve memleketimızin içinde bulunduğu şartları göz önünde tutan hükümetimiz Ereğli DemirÇelik grevinm ertelenmesine karar vermıştir» divor. Dsmek bu erteleme karan yanli5, haksız ve vasa dışıdır. Arabuluculuk yapan Sat'.r, Eyüboğlu'nun da dediği gibi «ısverenleri tutnıuştur». Hükümet millî güvenlik ve memleket sajlığını bozmayan haklı bir grevi «dünyanm ve memleketimizin içinde bulunduğu şartlar» bahanesiyle durdurmuş. önlemiştir. Bu, yasanın verdiği bir hakkı köttiye kullanma değilse nedir? 275 sayılı yasanın Meclis'teki görüşmeleri sırasında 21. maddej|e ilgıH konu.şmF,larda söz alan M.P.'Ii ır.iUetvekili Prof. Sadrettin Tosbi bakın ne demiş: «Şimdi ben korkanm burada hükümet bu tasarruüarını kullanırken ışçinın kar?ısına bir taraf olarak çıkmasın. En büyük tehlike de buradadır. Bu tehlike o kadar büyuktür ki hükümet bu tasarrufu yerinde kuüanmaz da şu veya bu politik sebepîerle buna tevessül edeceK olursa o vakıt ışçinin üzerinde hükümet işçinin haklannı vermeye yanaşmayan, ona hasun olan. hasım demeyelim de ona karşı o'an ve işveren tarafını tutan bir organdır.» Aradan yıllar geçti, Tcsbi'nin bu sözleri gerçekleştı. hükümet hem de ıstifa ntmiş bir hükümet. koltuğunda ığretl oturan bir hükümetin Başbakan Yardımcısı üç aydır sürcn bir grevde arabuluculuk yaptı. i5\Teren tarafmt tutan bir organ gibi davrandı nerdeyse «hasınu oldul CHP Genel Sekreteri «Milîi çıkarlann «öz konusu olduğu bu ola\da, taraflarm ıhtilâlı gıdernıeye özen göstermelerıni CHP itemektedır. Adii ve her iki tarafın İstekleri arasmda denge sağlayacak bir çözümün hızla bulunması zamanı eelmıs ve geçmektedir. Grevi erteleme, işten çıkarnıa söylentılerı çözıinıü sağlayamaz» dıyor. Bu dileğe katılmak gerekir. Başta geçici hükümetin iğrcti bakanı yasalann dışına çıkmayacak, tarfiî tutmayacak, her şeyden önce üç aydır grevde olan ısçilerın hsklannı cıü'ünecek. «rnillî süvenliğı ve halkm sağiığını» bozmayan bu srevi sudan nedenlerle önlemeyı düşunemevecekti. Eıın^ar oldu ne yazık ki Sorumsuzluk. yasalara gereken dlkkstı göstermemek. emekçiyi değil ısverenin naklannı öne almak. işten aynlmıs, ama kendini hâlâ ışbaşında sayan Talü Kacinesinden kalan son tatsız anılar bunlar olacak TİCARETTE DALAVEREYİ MESLEK EDİNEN FİRMALARIN, ORTAKPAZAR ÜLKELERİ ARASINDAKİ ALIŞVERİŞTE ÇEVİRMEDİĞİ DOLAP YOK ! Derleyen: bağırsak ve ciğer arhklarından yaptıgı ve kilosunu 1.2ü marka malettiğı sucuklan 0,25 marka Yugoslavya'ya satıyor, takat kılo başına 1,80 ihraç priminden yararlandığı için muazzam kar saglıyordu. DİL KAKKLILlGl: Ortakpazar Andlaşması yenı bir asalak grubunun ortaya çıkmasına yoı açmıştır. Bunlar «hukuk müşavirlerı»dir. Ortakpazarın gerçekleşmesı için şimdıye kadar çıkarılmış 10.000'leri bulan mevzuata ek olarak ner vıl fıyat ayarlamalan ve kontenjanlarla ılgilı asgari 3.000 mevzuat çıkanlmaktadır. Alman Malıye Bakanhğının eskı müşavırlennden Hans Gurskı bu kadar mevzuatın tamamını herkesin bilmesine imkân olmadjğını. Almsn(P«'da sadece 110 müfettişın bunlan bıleiuldığjnı soyjemiştir ^ Bu durumda bir «Ortakpazar Hukuk Müşavirleri» sınıfmın ortaya çıkmasmdan daha tabiî bir şey olamaz. Bunlar mevzuatı didik dıdık etmckte, açık kapılan bulup müşterilerine göstermeUte ve onlann haksız kazançlar JI£lamalarına zemin hazırlamaktadırlar. Ortakpazar'ın. üçlerin katılmasına kadar 4 resmî diü olması tercüme farklılıkları dolayı siyle bir çok kimselerin haksız" kazançlar saelamalarmı da kola^İEştırmaktadır. Örneğin, birinci kalitcden bu5day unu ihraç edenlere fazla prim tanıyan bir kararname yayınlanmıştı. Müşavirler. karar namenin Fransır.ca nüshasınd» bu cins un için «gruau» sözcüğünıin kullanılmış olduğunu farketliler. Oysa bu sözcük hem birinci sınıf buğday ununu. hem de kapcığı nlınmıs yulafı ifade ediyordu. Açıkeözler, o andan itibaren ihracat beyannamelerinı Fran'izca olarak doldurup. vulaf ihraç ettikleri halde haüs buğday unu priminden yararlan dılar LTGLLAMA FARKLILlC.I: Tabii bu arada gümrük memurlan nın aynı mevzuatı kasitli veya kasitsiz farkh şeküde tefsir ederek uygulamalan da kaçakçılığa olanak sağlamaktadır. Sonra, Fransız ve Alman makamları mev zııatın avnen uygulanmasında büyük titizlik ^österdikleri halde Belçika. Hnllanda ve İtalyan makamlan daha müsamahalı hareket etmektedirler Bunların dışınd» daha ne gibt hilelerin vapıldısrını tam olarak kestirmeye. tabiidir ki, olanak yoktur. Bu durumda. Ortakpaza: ülkelerinin ihracat istatistiklen yanlış rakamlann doğru toplamı kimliğine bürünmektedir. (Batı basınınılan derlenmistlr) • Yüz Yıllık Salıncak.. Ama biz. ülkedeki mapıısanelerin siya«î koâuslarına doldurduğurruız kisilerden daha büyük tehlike düşunememisizdir. Aslında içeri tıktıyımız Çetinler, Canlar, Ahmetler Mshmetler deŞildir: biz iktidarlan dut agacı gıbl silkeleyen düşünceyı hapsetmişizdir Böyle olmasaydı. zmdanlardan pecer mivdl iktidaVların volu? Ne cüzel va7dı geçenlerde tlhan Selçuk. vatansever'le vatan hsini rip.vımlerini ivice birbirine kanştırıo iktidarla tindan arasında yüz yıldır salıncak kurup sallandıgımızı^ iki ^^M^EriBesrf^.anfiğı tantfâf "Ki^câ^^Hf* &y, ya da l o M P H H n H S ^ ğ ı n ı v^pRfeTsrtivİı^^boancB r.ı Ortakpazar ülkeleri. Walter Lıpmann, Baudin, Rueff, Van Zeeland, Von Mises, Von Hayek ve VVilhelm Röpke gibi ünlü iktısatçılann basıru çektiği neo uberal akımı benimsemişlerdır. Bu akıma göre, «Bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar, bırakınız gitsinler» şeklinde formül haline getirilmiş olan Mançester liberalizmi, refaha ulasmak için en kestirme yoldur. Ancak. huuz b i r liberalizm, zarar getirir, niteir* dV Suıırsız ii dev kartellerin, tröstlerin, rekabetı ortadan kaldırması sonucunu doğurmuş, dünya ekonomisi bir avuç zorbamn ehne geçmıştir. Yani rekabet hürriyetı, rekabeti öldürmüş, refahı tam sağlıyamamıştır. O halde. insanüğın rekabetin nimetlerinden yararlanabilmesı için ekonomık hayata devletin müdahalesi gereklidir. Mançester liberalizmi trafık kurallarimn mevcut olrnadıftı bir düzeni önermektedir. Bu, anarsı demektir. Trafığm yağ gibi akması için düzene ihtiyaç vardır. Sonuç olarak. rekabetin toplum aleyhine işleme eğilimi gösterdiği hallerde devlet derhal ise müdahale etmel'. serbest piyasa koşullariru saglamalıdır Ortakpazar antlaşmasına egemen oian felsefe kısaca budur. Antlaşmanın yürürlüfe girditı 1 Ocak 1958'den bu yana, Pazar, bu ükelere göre vönetilmıştır. Bu 16 yıl içinde Ortakpazar ülkelerinde cidden büvük gelismeler olmuştur. Ancak, bu gelişme;erın ne ölçüde Ortakpazar rejiminın bir sonucu olduğu konusu oldukça su götürür. Zira. antlaşmanın yürürlüğe gırdıSi gunden bugüne değin geçen 16 yıl zarfında bütün ülkelerde kalkınma olmuştur. Ortakpazar olmasavdı dahı Ortakpazar ülkplermde gelismeler olacaktı. O halde. Ortakpazar ülkelenndekı geiışmenin ne m:ktannın Ortakpazar re.iıminin bir nimetı olduğırnu bulup çıkarmak büyük bir önem göstermek'edir. Vehbi BELGİL tına eş bir prim alınır. Böylece, Ortakpazar piyasalarmda satışs sunulan mallarm hepsinin fiyatın da denge sağlanmaya çalışılır Ör neğin, Ortakpazarda etin kilosunun 100 lira, Amerika'dan ithal edilen etin fiyatının ise 20 lira unu L"*Kljl ^îtijjjpiîı, ıIHfc **"' rumdü, Amcrtkadan getîrtilen enır. Böylece birıken paralar. Ortak Tanm Fonu adh bir fonda toplanır. Burada toplanan paralar, Ortakpazar dışı ülkelere ihracatta bulunan firmalara. yine taban fijatlan temel alınarak, dağıtılır. Yukarıdaki önıeğimize göre, Amerika'ya et ihraç edpn bir firmaya küo başına 80 lira prim ödenir. reket değil midir?» mayonezin ille de zeytiııyagı Vn yapılacağı hakkında oir kanun hükmünün bulunmadıgı cevatını verdi. Kontrollarla bu gibi hilelprin önüne geçılebilır belki. Faknt, her gup Jttİtlerş^jtğİğa, ç?tanajt; ma^wn«yı efrheriîh î gebep olmaktadır. KONTROL İMKANSIZLIGI Bazı maddeler de var ki, bunlann içindeki prinıe tabı mallann tesbitine maddeten ınıkân bu lunmamaktadır. 10 000 tonluk bir bisküvi partisinin ne miktarınuı un, ne kadarımn şeker ne kadarının tereyağ veva sut oldıigunu bir gümrük menıuru oasıJ an lasın? Bu durumda, mal sahıbınin beyanına ve hilesine katlanmaktan baska bir yol var mıdır? Fransa ıle Italya'nm arasını açan bir olay, fcontrol ımkânsızlığınm tipik bir örneğidir Bu iki ülke makarna. spagettı şehriye gibi maddelenn srrt buğdaydan vapılmasında uyuşmuşlardır. Amaç. sert bugday yetıştıren îtalyan çiftçilerıni ttorumaktı. Fakat. bazı İtalyan firmaları yumuşak buğdayı sert buğday diye sürerek yüzde VJZ sert buğdaydan yapılmış maddelenn hak kazandığı primlerden, haksız olarak faydaıanıyorlardı. Bu da bir prim yağması demekti. Bir makamanın hangı cins buğdaydan yapılmış olduğunu anlamak ımkânsız denecek kadar (riiçtür Almanyanm Köln şehnnden bir firma da kırpıntı etlerden, Devleti Anlamak , Hep düşünmüşümdür: rîive bir Sgretmenl. b^r Ö5rencivı, hir işçiyi, bir yazarı, hir raemuru şabın cıbı kapar gptürürler d e ; ülkeyi bstıracak, devleti.uçuracakmıç fiibi korkuyu gelin ed*erler? Niye bir şiirin. bir mektubun. b i r . gazete yazısının. bir kitabın, bir konferansın. bir Jcshvehane gevezeliğinin her çeyi berbat edeceginden dehşete kapılmıs görünürler? Aslında, vine vajayarak ögrenmisizdir ki, korkuUnlar. bu sahin gihı kacılanlar. bu söylenjp yazılanlar değildırler Sahahattin'i Sivasl Şubede öldüresiye dövdüren Ahmet Hnlusi. hadi dlyelim kl ıtiraf ettirdi de Nihat'ı da ele geçirrii. bütün bunlann çocukça bir oyun olduğunu bilmez mi? Siyasî koSuşa atılan adamın günün birinde emreriici yere gelebilrîi«ini hiç deSilse vüz yıldır tecrübeMvle öârenmiş bir polis, kıyıcilıkta bu ölçüsÜ7Riğe nerlen varır? Çünkü rievletin ne derece pnonım. vavgm. tiim ülkpvl ve toplumu kapsayan bir örgüt oldugunu anlayamamışlardır. ., Yemlik!.. Bu ciheti böylece belirttikten sonra Ortakpazar Tanm Fonundaki 45 milyar liranın ne gibi nedenlerle yemlik haline getirildiğini inceleyelim: itüNTRULSL'ZLLK: Gemısinin altma 15 ton htırda demır, üstüne de 5 ton arpa yükleyen b;r tacir. Ortak Tanm Ponundan arpa ihraç ettiği baaanesiyle, 20 ton arpa :çin prim talebinde oııiunmuştur. Komşu bir ülkevr t.ır vapur doıusu yulst eör'deTTn başka bir tacır bunlan prını? labi hububat çuvallan ile orimüştü. Bu 5üzden büyük biı prim almaya hak kazanrr.ışur. Batı Almanya'dan o;r tacır. Fransadan aldığı du;u<c kautelı ucuz tereyağını Roman.ıva uıt, dan cıa Yugoslavya'ya il.raç ederek büyük bir p n m Aldı Fakct yagları Yugoslavyada satarck yerde bir takım maddeı» r > Dirleştirdı. sonra da ın^vonez adı il tekrar Batı Almanya'j'a getır dı Böylece de tereyalarına uygulanan • 10o gümruK . «smı ye« rine mayonezlere uy^ular.an °« 10 oranındakı gümrik lesmini oöedi Fakat, iş bu Ka^'irla Ualmadı. Tacir mayonez aü»rj •, ?rdiği bu garip maddeye l'ugislavya' da kattırdığı tat vericı maddeleri çıkarttırıp, malmı yine terejağ: adı altında bu sefer buşka bir ülkeye sattı. bu muameleden dolayı da oldukça kaban» IJLT prim aldı. Fakat, bu son uitvd^.c lereyağlanna yine bir şeyıs; ifrıstır d: ve böylece elde ettığı ksTişn ı yine mayonez adı altında A;r.sn 5aya tekrar çeri getirtti. BıyJe. ce, aynı tereyağdan iki ktv prim aldı Daha da aiacaktı, Cakei. 1.169' da yakayı ele verdi. racirin bu muameleden elde ettı^ı priın 11 milj'on mark (55 milyo'ı Türk lirası) ıdi. Adam: «Tera/agdan ma yonez yapmak ahlâk dışı b.r ha Duvar Gerçekleri anlamakta bir duvar pibi sert. rfuyarsız ve hareketsiz kalan kisiler ve toDİumlar. kend! alınvazılarını clleriyle yaratırlar. Attilâ llhan kaç yıl önce yaznyştl o siırı: ben bir dnvarım hic gönes çormeriim sen hiç güneş görmemis bir baska duvar yiiziimü/ bcıiek bfnrk tahtakurusundan ve sincmiz bastaıı başa ak üstSnr karaUr 1 kelepçeden kahroidu kahroldu bıleklerim sıyrılıp çıktım artık ölüm korUnsundan dilim dilim sırtımdaki yaralar ben deı^'rbaşım sıjır siniriyle d?vak yedim biz de duvarız dinleven dnvan düsünen duvarlar bizim kncağımız terkedilmis bir yatak tibi kirli soguk ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar VEFAT Merhum Must=f» ve Saffet E\Tens'îrin oğlu, Hasan ve Melâhat Türel. Sait ve Semahat Turan'ın kardeşiıri, Rıza ve Eleni Evrensel'in yeŞeni, Oktar ve Füçen Türel. Ömer Türei. Işık Tur&n İîter ve Gül Turrm'ın sevgili dayılprı, Ankara Barosu Avukatlanndan Nevin TAKAKÇI ile AYLA AR1MAN ile EROL ERDAL Nişanlan dılar 18.11.1973 Suadive Dalavereciler Ortakpazar idaresınce yayımlanan ıstatistiklere bakılırsa. Pazar'a dahil ülke!er arasındakı tıcaret artmış, üretici. emeğır.in karşıhğını almış, sanayıci. mamullerini rahatça satma olanağını bulmuştur. Fakat. olaylara yakından bakıldığında. durumun pek de öyle ıç acıcı o.madıgı kolayca anlasılır. Zira. bugün Ortakpazar. büyük çapta «dalaverecılermn oazarı olmuş; Pazar teşkilâtı bütçesinin °«9fi"sını oluşturan Ortak Tanm For.undaki 15 milyar frank (45 mılyar Türk Lirasn bu dalaverecilerin yemiiği haline gel Hüsejin GÜMÜŞBAŞ Nişanlandüar İLÂNEN TEBLİGAT Istanbul 2: İcra Memurluğundan Dosya No: 973 »131 Borçlu: 1 Burhan Bozkıırt Düıt\ol Gül5evenler Sokak No: 85 Gazıosmanpaşa 2 Muzaffer Bu>ıukçu. Baglarbası Güllü Sokak No 39 Gazıosmanpaja Mustafa Dısisaglam vekiii Av Coskun Karabuiut tarafmdan 13 000 TL. nin tahsılı zımmında aleyhinize yapılan icra takibinrie: Adresinız meçhu! ksldıgından ödeme emrının ılânen tebligine karar verilmı«tir. Işbu ilânın sazetede nesrinden itibaren (30) gün içinde yukarda va?ıh borç ve masraflannı ödemeni/. takıp dayanağı şenet kambıyo senedı niteliğinı haiz değilse yine bu (25) gün içinde merciye sikâye! etmeni/, takip konusu senet altındakı imza size ait degilse yine bu müddet içinde bir dılekçe ıle ayrıca ve açıkça İcra Dairesine bildirmeniz, aksi takdirde senelteki ırruanın sizden sadır savılacağı, borçlu olmadıgınız borcun ıtfa veya ihma! edildıği veya alacasın « r o a n aşımına uSradıJı hakkında bir itirazınız varsa bunu sebepleri ile birlikte aynı müddet içinde bir dilekçe ile tetkik mercııne bildirerek merclden itirazınızın kabulü hakkında karar getirmedıginiz takdirde cebri icraya devam olunacaŞı. borç ödenmez veya ltiraz edilmezse 74 madde rçereğince mal beyanınd» bulunmanız, bulunmazsamz hapıs i!e tazyik olunacagınız, ödeme emrı verine kaim nlmak üzere ılânen teblig olunur Not: Borçlularrian Burhan Bozkurt'un Mahkemece verilen ihtiyati hacı? karan eereîince Gazio^manpaşa Tapusunria kavıtlı eavrimenkulü ü^erine ıhlivati haci? konduğu t 1. K nun 2S2 Madde^ı yerine kaim nlmak U7t»re üâr.en teblig olunur 14/11/973 ' Masır. ?«•»> *'><'ı SAMİM EVRENSEL vefat etmiştir. Cenazci 19 kasım <pazartesi) günü ıığle namazını müteakip Şişii Camiinden kaldınlarak Z:nc»rlikuyu'da toprağa verıiecektir. Tann Rahmet eyîesin. A1LESİ Cumhuriyet 9564 v l âılll!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIII|r BAŞSAĞLIĞI Derneğimiz azalarından mümtaz ve değerli iş adamı, Filcret Erenyol'un vefatiyle acımız büyuktür. Kederli ailesine baş sağlığı dileriz. Allah rahmet eylesin. , • T t R K İ T E S1CAK RADDECİLER DERNEGÎ Bunun nedenleri arasında kont rolsüzlük, kontrol ımkânsı^lı&ı, d:l farklılıkları. uygulama farklılığı, ayrı a y n devletlerın varhğı gibi hususlar 7İkredilebilir. Bunlan ayn ayrı incelemeden önce Ortak Tanm Fonu hakkında bileı vermek yerinde o'.ur. Bugün Ortakpazar ülkelerinde toplam olarak 10 milyon çiftçi vardır. Bütün dünyadaki çiftçiler gibi bunlar da, mallarımn yok pahasına kapatılmasmdan şikâyetçidirler. Bu kapatma, ya alıcıların tek cephe halinde hareket etmesinin ya da yoksul ülkelerin fiyatlan çok kırmasmın bir sonucudur. Bu sakmcaları önlemek için taban fiyat sistemi konrmıstur Buna göre, her mal için çiftçiyi memnun edecek fiyat her yıl için ne ise o fiyal taban fıyatı alınmıştır. Ortakpazar dısı ülkeler kendi mallanm bedavaya da satsalar bu mallardan, sümrüklerde, taban fiya VEFAT ve TEŞEKKÜR KIYMETLt VARLIĞIMIZ (Curnhurıyet:,9569) SIRMA TOKAY'm 16'Kasım/1973 de geçirdiği feci trafik kazası neticesi ölümü sebebiyle yapılan cenaze merasımine bizzat iştirak eden, telefon ve telgrafla bizleri arayıp teselliye koşan kıymetli dost ve akrabalarımızp. Güzelyalı îlkokulu Müdürü, öğretmenleri ve okul arkadaşlarına teşekkürü borç biliriz. TOKAY AİLESt BAŞSAĞLIĞI Derneğimiz kuruculanndan büvük sanayicl ve is adamı, faziletü insan Filcret ERENYOL ağabeyin ölümünü derin teessürle ögrenmiş sine baş sağlığı dileriz. oulunuyoruz. Merhuma rahmet. kederli &!?•• TÜRKİYE ÖZEL SEKTÖR OEMtR ÇEiAK ÜRETtCİLERİ DERNEGt (Cumhuriyet: 9568) • I ^ 1 ^B H I (Cumhurivet °"P5t