Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYFT 17 Kasım 1973 ir kaç gün önce, gece ysnlarına doğnı, bir tiyatro dönüşünde arkadaşım Prof. Minâ Urgan'la Taksim'de sağa sola koşup dolmuş anyoruz, tez elden Karaköy'e kapağı atıp vapurla Kadıköy'e geçmek için. Dolmuş diye bir şeyler yok ortalarda. Daha beklersek vapuru kaçırabiliriz. Minâ Urgan birden: «Bir teklifim var, tiıyor, Taksim Kadıköy dolmuşuna binelim. Hem asma köprüyü görür. hem de bir an önce •evlerimize vanrız. Paralar benden.» Bu güzel hovardahğı, biz dar gelirlilerin ayda taş çatlasa iki kez yapabileceğimiz hovardalıgı nasıl bir yana itebilirdim. Kabul ediyorum sevine sevine. Biniyoruz köçede bekliyen dolmuçun ön kısmma. Arkadaki üç kisilik ver daha yolcu bekJiyor. Şoîör sarışın, bıyıklı temiz yüzlü bir delikanlı. Dışarıda, otuzotuzbeslerinde bir adamla bir şeyler komışıryor, bir yandan da yolcu çekmeye çahşıyor bafıra çagıra. Pencereden bakıyoruz şoförle adama. Cüzdanını çıkarmış. bir kâğıt gösteriyor adam şoföre. Bir yer mı soruyor. yerli mi yabancı mı, yolunu şaşırmış bir kimse mi, yönünü bulmaya çalışan bir gariban mı, kestiremyoruz. Adam, biraz sonra şoförü iteliyor, içeriye Ririp, «Haydi, çek karakola!» diye bagmyor. Şoför, «Olmaz beyim, ırıüşterim var. Yola koyulalım, raslayecağımız ilk karakolun önünde durunım» diye diretiyor. Adam, iyiden iyiye sarhoş. Dönüp bakıyoraz. Kara Eözlii, kara kaşlj. esmer tenli. Giyimli kuşamh. Öfkeden agzı köpüklenmiş. Birden bize ses'.eniyor: «Siz Kadıköy'e gidiyorsunuz değil mi?» «Evet» diyoruz. «Yani, diyor, siz şimdi kaz pibi onar lira vereceksiniz, değil mi?» Kaz söziinil duymamışlıktan geliyonız. «Evet, ne yapalım ki ü k günden beri konan tarife böyte.» «Ö!leyse, siz hırsızsınız» diye hakarete başlıyor. Minâ dürtüyor beni, uyma sarhoşa diye. «Evet, tiıyorum, biz hırsizız» belki susar diye. Ama susmuyor, daha bir yürekleniyor: «Öyleyse kompradorsunuz» diye sesini yükseltiyor. Arkaya dönüyorum: «Evet, diyorum, kompradoruz. Ama B Oıaylâr ve görüşler KAVRAM KARGAŞASI Vedat GÜNYOL tırakın da yolumuza gidelim. Bakın size karşılık vermiyoruz. Lütfen bizj rahat bırakın.» Derken, bir kaç yolcu sökün ediyor. Şoför, kaiabalıktan cesaret alıp: «Hsydi bayım. gidec?kseniz gidelim, gitmiyecekseniz inin» diyor. Biz de şoföre katılıp «Bırakın da gidelim» diye üsteleyince, inmeye davraniyor VP tam inerken, olanca öfkesiyle bize: ıKomünistsiniz siz. Pis komünistler» diyor. Yolcular yerlerini almca, yola koyuluyoruz. Soruyorum şoföre alçak sesle, kimdi bu adam diye. Küçük bir devlet memuruymuş. Arasıra resmî giysisiyle de görüyormuş. Anlıyorum birden, o yukandan konuşmanın, sözünü esirgemerrıenin aJtında yatan astîık kompleksini. Ama kızrmyoram adama. kızamıyorum. Sıradan. narrmslu yurtaşlanmızdan ne ayrılığı olabilirdi or.un, o seçin. nutukları. radyo televizyon konuşmalan, beyir. yıkayıcı aşağıdan aşağı, gazete yaZiiannm, eli vicdarunda, yüregi kafasında, kafaH yüırğinde, kendlliğinden düşünebilme yeteneğınden yoksun bıraktıkları o yüzbinlerce yurttaşlanmızdan? Dar gelirliüğin yarattığı geçim sıkıntısı içinde bunaîan, bunalımmın hıncını şundan bundan, diş geçirebilcceğı kimselerden almak isteyen ve aiabilen zavallı bir tipti bu, yüzbinlerce benzeri gibi. Düşündüm uzun uzun, kaç para geçer bu ve böyles' insanlarımınn eline, diye. Geçse geçse benim emekli maaşımdan iki yüz, bilemediniz dört yüz lira eksik. Kimi bulmuştu bu adam karşısında çatacak? Aşağı yukan kendisi eibı dar gel ; rlj iki insanı. Kendisinden ciört yüz lira fazla alan insanlara çatıyordu. Oysa, vüreğinde çöreklenen öfke. kendisinden binlerce. on binlerce fazla alan. hem de hak etmedikleri halde haybeden alan kimselere karşı bilenmijti. Ama, onları aeredc bulabilirdi. lüks otomobillerine, apartmanlanna, villalanna vanaşabilir miydi destursuz mestursuz. iki büklüm olmadan? Kime catacaktı Syleyse, bu selir bölüsümiinün alabildiğine haksız olduğu bir ortanıda? Yine k=ndisi gibi insanlara bilinçsiz olarak. hkla giderek, dile getireblllyordtı. önce a s m solu benimsercesine «Hırsızlar, kompradorlar» diyor, bir dakika sonra, saf değistirip aşın sağa dayanarak, «Pis komünistler» diyebiliyordu. Bu kavram kargaşasını, ya da kavramsızhğı düsünmüş olacak ki. sağcı. Turancı bir parti başkam geçenlerde «36 milyon Türkiln beyni bir tek beyin gibi olmalı» diye seçim nutukları çekerek Türkiye'yi komünist salsmına karşı uyarık tutmaya çalışıyordu. Küçük esnaf ve küçük çapta aracılar tabanına dayanan bir başka parti başkanı da İslâmcı açıdan faizi haram sayıp, fiüyük sermaye sahiplerine olduğu kadar solculara da karşı «cihadna çağınyordu. Sairin dediği gibi, Haka mağfur olmadan halka makbul olmaya çalışan bu kimselerin çarpış propasandaları sonunda bir >eyin salatası çıklyordu ortaya ve bırçok yurttaş, sağa sola aynı bilinçsiz ve sapık cfkeyle çatacak durııma gelebiliyorlardı. Minâ ürgan'la, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan ama, nice nice hastanelere. okullara, egıtim yurtlarına. ışık'anmalara. avdınlanmaîara yan çizerek yapılan o güzelim Bogaz Köprüsünden gecerken hep bunlan duşündük hayıflana hayıflana. Kendi öz çıkarlan uğrunda yurdumuzu. babalarının çiftliği gib vönetme yarışma giren. Yaşar Kemal'in deyimiyle o birbirine «çağanozlar» gibi tıpa tıp benzeyen bir sürü oy avcılan nasıl da yüz binlerce insarun beynini çorbaya çevirmişler^ di. Aynca şunu da düsündük Minâ Drgan'la: Ya, adama karşılık verip de karakollara düşseydik nice olurdu halimiz... İster miydiniz, gizli Türit Komür.İFt Partisi diye. aslında var olmayan bir örgütü Jrormakla suç'.anıp dört ay hapisle"rde yattıktan sonra, yargıç önüne çıkar çıkmaz serbest bırakılan ve kısa zamanda aklanan.ben ve b j i Maltepe'de sık sık görmeye gelen yak'.n Sostumuz Minâ Urçan bu kez, Boğaz Köprüsünden onar lira karşılığmda dolmuşla geçtik diye, komiinistiikten yarffilanıp hapislere düşelım! Olmıyacak bir şey yok. şu Kafka'nın bütün boyutlaıiyle çizdiği anlamsızhklar dünyasuıda. Yilm dersi azetemizin ?A0 Y'ıl önce Cumhurhet» başlıklı köşeslnı izler misiniz? Dikkatlı okurlanmız, 27 tkim'den 7 Kasım'a kadar bu köşenin boş kaldığını herhalde farketmışlerdir. çünkü Cunüıuri;, et 1934 yılında 27 Ekim'den 7 Kasım'a kadar kapatılmıştı. O yıllaroa Türkiye'de Atatürk . CumnurtıaşKanıydı. Gazetemizin Başyazarı . Vunus .\adi. Mütarekenın en karanhk günleruıde Anadolu ya kaçmış, Istanbul'aakı matbaasını Ankara'ya taşıvarak Milli Kurtuluş tavaşj bo, yurıca Xeni Gün'ii çıkarmıştı Gazi Mustafa Kemaı'ın yamnda ınücadeieyı sürdüren Yunus" Nadi. kurtuluştan sonra tekrar lstanbul'a geçmiş', Atatürk devrimlenr.ın hizmetınde Cuıııhuriyet'i kurmuştu Cumhurıyet, devrımaerın savunucusuydu. Bu geçn.ışine r?ğmen Bakanlar Kurulunca on gün, kapatılması, siyasi yasanün kenoine . özgü vasalanyie açıklaııabilir. "Nitekira . onoün kapalı kaldıktan sonıa Cumnuriyet tekrar yayına b^şlarken. gazetenin sol üst kösesmck okur• 1ar şu yazıyı gördüler: «Gazetomîzin lcra Vçkilleri karanyle on gfin için tatil edilmiş olçlufu .nıalâmdur. Ajans tebliğindeki mucıp scbebi tatsil ve tahlil ederek okuyucularımız kadar bizi de hayret ve teessüre sokan olayı burada izaha imkân yok. Çumhuriyet salübi, gazetecilik hayatında böyle çeyteri çok görmiiş adamdır. Fakat onlann hepsi kendi ile zit olduğu birta'kım münasebetsiz hükümetler zamanında olmıış bulunduğundan kendi hesabına şerefli Dir mücadelenin kuvvct arlııaıı saftaalannı teşkil ediyordn. Simdi durum büyle clpsildir. Ve özellikle ağır bir darbe mahiyetinde olan hareket içinolsa olsa devletçe görülen sivasi lüzum üzerine diyebileteçiz. Reşki bu lüzum bizi de bir parçacık tatmin edcbilmiş olsd\dı. On şünliik tatii möddcti sona erdisıııden buçün yayım jörerimize tekrar ba?lamıs bulunuyoruz. Okurlarımızın Cumhuriyet'i bu yolda daima ıdealine sadık olarak rürüyor göreceklerini söylemeye hacet yoktur.» Evet, kırk yıl önce Cumhurıyet on gün kapatüdıktan sonra tekrar çıkaıken okurlar oirinci saylada bu yazıjT okudular. Bu yazı idealine bagjı ve yürekli bir kalemin elınden çıkmıştı. Ülkemize göre çok uzun sayılan ömründe Cumhurıyet "in başı'nabu lür olaylar gelmişti ve daha da gelecckti. . • • . Bunlaıdan sonuncusu 1971 yılında yaşanmı$tır. 12 Marttan sonra kurulın olağanüstü Hükümetler döneminde Curnhuriyet on gün kapatümıştır. Ne var ki Cumhuriyet'e .şeYef vermiştir bu olay. Ktrk yıl cnce Yonus Nadi'nm yazdığı gibi: •Cumhuriyet ile zıt olpn. bir takım" çevrelerce yürürlüğe konmuş buluran on günlük yayın yasağı »gazete hesabına şerefli bir mücadclenin kuvvet artıran saOıalanndaa birinl teşkil etmiştir.. Gecmişteki olayları anmak, bazan günümüzdeki olaylan anlamak için gereklidir. Cumhurivırr'in 1971 yılı olağanüstü döneminde on gün kapatılmasının haksızlığı ve ayıbı, şımdi bütün boyutlarıyla ortaya çıknıış bulunuytfr. , Bir gazetenin Atatürk devrimciliğini ödün vermeden savunması, dostlaıı kadar düşraaıılarını da çoğaltır. Hele tutucu iktidarların ıktidarları yoğunlaştıftça, bu düşmanlığuı elle tutulur eylemlerini görmek gazetenin nasibinde vardır. Bu tür dâvramşlar ki>ı^ısında, ancak Cumhuriyet'in geçmişine lâyık olmayan kişiler mücadeleden kaçarlar. . . Gazetenin ka^atılmasmr alkışlayanlar, gazetenin kapatılmasın? sevinçnler. gazeteyi kapatanlan destekliyenler yalnıı Ccmhuriyet'e değil basm özgürlüğüne saygısız bir düşmanhp n pusuda bekliyen tı>netsizleri idiler ki, şündi hepsinın utanması gerekmektedtr. Tabu eğer utanma denen erdemden nasipleri varsa... 6 Kavramsızlık Yalmz işin tuhafı, hattâ acınacak yanı şuydu kı, bu adam, bir çok benzeri 2ibi korkunç bir kavram kargaşası içir.e sürüklenmişti. Bilmiyorum, buna kavram karga.=asi demek yerinde olur mu? Aslında. tam anlamıyle kavramsızlık kargaşası içindeydi. Çünkü öfkesıni, o haklı öfkesini, her iki aşırı uca ardarda ve avnı rahat KENTIN İÇİNDEN OKTAY AKBAL Evet Hayır Bu ilin Itunbul Vjiiliğinin 2O/I0/IJ73 Urch vt 420/132608 sı/ıl emirlcn/!e nesredilmskcedir. I I ^ ? J ö n e m l i Jconularda yazmak, yazdığmı sanmak.... Bu, bir yzmak, yazdığmı sanmak Bu, aldanıstır. Nedir önemli konu? Kişinin jaşantısında yer eden olaylar, duygular. Kişiden kişiye fark var elbet. Büyuk kentte j'aşayanla, köyde kasabada yaşayanın sorunlan bir değil. Hep genelleme mi yapacağız? Yazarken. konuşurken hep «gene!» şorunlar çerresinde mi dönüp dolaşacağız? Temel sorunlan düzeltmeden hiç bir şey yapılamaz. diye mi düşüneceğiz durmadan. Madem ki temele inilmiyor. ana dertler ortadan kalkmıyor, öyleyse hiç bir şey yapılmasm, mı diyeceğiz? Büyiik kentler günden güne devleşiyor. Kentleşme olanca hıziyle yaygınlaştı. Bir milyonluk kent üç milyona çıktı. yarım milyon!uk bir buçuk milyona. yüz binlik yanm milyona. İşte Istanbul'dasınız, kimbilir Anadolu'nun neresindensiniz. Kopmuşuz bizi toprağa bağlayan köklerden. Çaresiz, zorunlulukla... Kim istemez Anadolu'nun falanca ilçesinde rahat. huzur, güven içinde yaşamayı! Gel Ankara'nm. Istanbul'un karmakanşıklıgı, acımasızlıgı. kalabalık içinde duyulan o acı yalnızlıgında yitip git. Kişiliğinden ol, doğaya yakm mutluluğünu çıkar elden! Bırakın Türkiye'nin büyük kentlerinde birikmeyi. yogunlaşmayı, giiiyor Batı ülkelerinde bir ekmek. bir iş arıyor Türk insanı. Büsbütün kopuvor köklerinden, anlamından, «kendinncîen .. Sabahları görüyorsunuz, akşamları görüyorsunuz, Istanbul sokaklan, caddeleri. duraklan, iskeleleri, otobüsleri, vapurlan, dolmuş kuyruklan ne hale giriyor, Ben yaşantım boyunca bu büîUk kentin insanıyım. tanıyamıvorum kentimı. Nedir bu koşuşma. bu heyecan, bu tip kakışma. birbirinin yerini. sırasım kapma telâşı, anlayamıyorum! Biliyorum kentin göbeğinde çahşan on binler uzaklardaki, çok uzaklardaki evlerine gitmek, bir huzur, bir sıcaklık duymak heyecanından yapıyorlar bütün bu insana yakısmaz davranışları: itmejt^kakmak, terj ters ba>mak, başkalarını ezmek, kendini öne çıkarmak, hej> hakh olmak... .. • c rzsm ma. Emir.önü'ndeyim, uzun uzun kuyruklar var otobüs duraklannria. Topkapı'ya gidecekler, Sağmalcılar'a. Gaziosmanpasa'ya, Ok Meydanı'na. Gültepe'ye. Fikirtepe'sine. Hisarüstü'ne. Boğazm uzak köylerine, Pendik'e, bilmem nereye... Kaç saatte gidilir oralara? İşten çıkmışsın, şimdi yeni bir uğraş bekliyor seni. yuvaya dönüş! Belki en zoru budur, dönebilmek evine. Atîarem otobüse bir ayaklık yer var üç kişiye. Herkes düşmanthr, herkes yabancıdır birbirine, nereye giderler bunlar, neye iterler geçerkeıı, kadını erkeği. genci, yaşlısı bir yaşam savaş.ndan çıkmıştır. yorgundur, bitkindir. en acısı da yalnızdır, tek basınadır bütün bu kızgm kalabahğa karşı... Evet, Belediye konulannı ele alacağım bugün. Bıraktım kabineyi, kim kurarsa kursun. isterse kuramasın, yeni seçime gitsir.îer. gitmesinler. büyük şorunlar dura durşun bir yanda Ben Istanbul'da. ya da büyük kentlerde gündelik geçimini sağlamak için ordan orayn gidip gelen insanlarımızın acıklı yazgılarına cîiK'cegim. Özellik'e I^tanbul'un emekçi halkımn taşıt derdine bir care bulunur. aranır hiç degilse... B3?iktaş'taşın!z. oralarda yaşıyorsı.ınuz, ya da başka yerlerden otobüsle, minibüsle. yaya gelebildiniz oraya, ya da Ortsköy'e, ya da Dolmabahçe'ye... tşiniz Istanbul jakasmda, Eminönü'nde, Aksaray'da. Saat da yedi, sekiz, dokuz olsun. Smirlıd'.r tüm taşıtlar yollar tıkalıdtr. Binseniz de bir otobüse, dolmvşa, durup kqlır yerinde. Oysa deniz yolu açık mı açık. Şu Boşaz iskelelerinden. hie değiîse Bebek'ten bu yana yanm santtc bir. hatta d?ha s:k küçük vapurlar işletseler Köprü'yp, Eminönü'ne, hatta Kumkapı'ya, Yenikapı'ya uğrayan... Vapur deyin adma, deniz otobüsü deyin. Trafık yoğunluğunu nasıl hafifietecektir bu. Niye düşünmez Belediye yetküileri, aniamam. Ben vapurla yarım saatte. bir saatte aldığım yolu, karaİ3 bunun iki katı sürede ahycrum. Her defasında da bu basit bu açık. bu yalın gerceği düşünüyorum. Hiç bir Belediye Meclisi üyesi bu joldan gcçmez mı, bu Ukanıkhğı görmez mi, bir çare arsmsz mı diye soruyorum kendi kendime. Evet. Belediye seçimlerine giderken hatırlatmakta yarar gördüm bunu. Önemsiz bir konu diyetıler de olacak belki. Bunca temel sorun durup dururken. bunca «ciddi» konu varken, neymiş sabahlsrı akşsmb^rı gidiş gelişlerin zorluğunu belirtmek diyenleı de çıkar ya, bugün boş verdim o .ciddi» kişilere!.. UZAKYOL GVVERTE (llâncıhlc: 4607/9448) \ / • ZABİTİ •• ' '. Günün kitapları Hyanlan ba«tıran «n güv«nıltr tcuvv*tın bavMa Çtrtıaî Ellm» nıç.n bulutıuyordu? * Musula Çerna; Elh»m miinasabalMrı * Ç«r..j BOmai Mukova'ya 86!'Vm«k isuyen M «r M Fıud p a w # Ankarao. Ç«,k.ı EHanTm muhtofna karf,ian>|i * Munaftastl bO2ul4u. klmivr # lltlo rra. MrtoK çsçıj haktı ve V74KYOL M4K7/V4 LÜTF1 KALELİ O VARDti A MÜMEVDlSt , ÂLINACÂKTÎR . . . • • ' • • mı? ttimhto Abna. B « f ^ . Kahıre. Amman httor afla u«nyınca Çartaı Eınam m;ln alüıtda bllmMitimız buıSTEME AORESI : BOOAZIÇI YAYINEVI, P.K. 1M7 ISTANBUL Çocuk <s disliler \$iirleri araunda • > Ünirelere göre oğreffTi^n ve Öğrencinin AHMET . Yüksek Denizciİik Okıılu VP\H n^ni? Harp pkulu mezunu elemanlar ar^nmnk'^dır. • 1) Dolgun ücrçt vpriıecpKtir 2) Genis sosyal nalclardan ıstıı»df> ptme frr.kânı mevcDttur ' ' 3) tsteklilenn ist Fındıklı Mptıısı Mpbusan Ca<t No HS'dekı Personel Mii ;u'iügüne '<ülekçe ile, müracaatlan nca o;untr hikaye . '• tek el kirobı !ŞI yucel yayınlan SUÇ BANKASI : Atilla Tokath'nın çevirdiği Marcel Diennet'in Suç Bankası adlı romanı hapishane hayatını anlatmaktadır. Dünyanın en çok satan romanlanndan olan Suç Bankası'nın Türkiye'de yayın hakkmı Onk Copyrifht ajansından May Yayınlan satın almıştır. may y a y ı n l a n Cağaloğlu / Istanbul D.B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDİJRLÜĞÜ >•»•»•••••••••••••••*•#• İSTA^BVL JANDARMA SAT11SALMA KOMİSYON BAŞKANL1ĞIJSDAN 1 BALMUMCU Jandarma kışlası ön cephe bahçe duvar işi 249C sajnıı kanunun 31. maddesine göre kapalı zarf usulüyle eksiltıneye konmuştur. 2 İşin keşif bedeli 119.570 TL. 80 Kr. tur. 3 Eksiltme, Istanbul Sirkeci Demirkapıdaki J. Satmalma Komisyonunda 3 aralık 1973 pazartesi günü saat il.OO'de yaptlacaktır. 4 Eksilttre şartnamesi ve diğer evrak Istanbul, Ankara J. Satınalma Kom. Bşk. lıklarında ve Izmir Ege J . Dz. Bölge K. lığınds» giirülebilir 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: (A) 7.228.54 • liralık geçicı teminatmı. (B) 1973 yılına ait Ticaret Odası belgesini. (C) Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri (Eksiltme şartnamesinde belirtilen ve usulüne göre hazıılanmış olan) plan ve teçhizat beyannamesini, eksiltmeye çıkarılmıs olan iş tutarının yansı kadar bir isin kabulünü yaptırmış olduğuna dair is bitinme belgesini, ibraz suretiyie Vilâyet Belge Komısyonundan alacakları yeterlik belgesini tekİif mektuplarıyle birlikte zarfa koymaları lâzımdır. 6 İstekliler teklü mektuplarını 3 arahk 1973 pazartesi günü saat 10.00'a kadar makbuz karşılığmda ıhale komisyonu başkanlığma vereceklerdir. 7 İsteklilerin yeterlik vesikası alabilmeleri için ıhale ve tatü günleri hariç 3 gün evvel Vilâyet Ehliyet Ve«ikası Komisyonuna müracaat etmeleri. Her türlü gecıkmeler kabul edilmez. (Basın: 25987/9455) (Basın: 26Ö92/9452) ! MEMUR ALİNACAKTIR DEE BROVVN Fotoğraflı, 30 lira. BELGELER BİUGİLER BÖLGELER DİZİSi: 6 J «> Cumhuriyetin 50. yılı için ARÎ BUCH'.VALD siyasî mizahın ™ bir şaheseri | PATRONA BİR PAKET •ff u Pontos Anadolunun Mılli Devleti (PEVLET MALZEME OfİSİ ĞENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN) • Geneı ^lüdürlüğümüz Merkez Teşkılâtınaa açıK Kadrolara atanmak ve 6S7/132? sayıh Kanunlaı uyanntjı verilmeij üzere sınavla: . GENEL IDAKE IIİZMKII ERİ SINlVlNjlA* ; 1 I.ıse ve Yüksek Tahsill! Ingılızce bııen s. 2 'Yüksek Tahsılll elemaniar. a Lise ve dengı okul mezunu merflurlar, . . 4 • ürtaokuı mezunu, " : . a) panışma 'memunr, b). Santcaî memurü. TEKiNitK HtZMETLER SINII^INDAN : 5 Iç Mimar : 6 Malcina Yüksek Tekniken (Motor Bölümü Meziinu).' , ' : 1 Makine Yüksek Tekniker (Makina Bölümü Mezunu) alınacakur Isteklılerü] ÜIis Merkez ve Taşra Örgütü:ıat:rı aiacaKları görev ısteğı formuhu ve formdakı belgeıçn en geç 23.11.l&73'.pününe kadar üevlet Maizeme ülısı Geneı M ü . dürlüğü (Personel' Müdürlügü) Ankara adresuif KÖodermeleri veya teVdj etmeleri gerekmektedır Sınava gireceklere, smav tarihi ve yen âyrıca Dildirilecektir • • l i l R l ^ SARTLARI: . 1 657 Sayıh uevlet Memurlan Kanununun 48 jnaddesindeki şartlan taşımsk. ' 2 Mecbun hTzıhetle vükümlü buıunmamaK. . 3 Erkek Memürlar 'ıçm askerlığinı yapmif Jtrr.ak Mahtnut Goloğlu Ü KADIN Miüiyet Dağıtıra Ltd. Şti. P.K.836 istonbul • • • • • •^ «> • > • • • • • • • • • • # • • • » • » • ••• » » • • • • • • • • • • • • • •• •• > • • • • • • » • »• •*•••••*•••*•••••••••<• • • • • • •• •» • D OK TO R TARIK Z. KIRBAKAN Oen. Saç ?e ZUhrevi Hastatıkiar MUtetıassısı tütıltıai Can ParmaKkapi No fift rF.ı • 44 KI r< : ••»»»••••••»••••••••• J « • • • Rekord 4 kapı % sahibi eli ile • satHJrtır. Tel: 26 60 72 • Cumhurıyet: 9475 > ^«••••<,*•••••••••* OPEL 64 : J • • *•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••<.• (Basın: 26183/9453)