14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 15 Ekim 1973 AWuUAM0AL PtMEN AZJÜ . HUZUP ÎLÎM^EYİM AOTK. ZAMANlMf ÎM ÖUKPAK JiİM &EH\M o HAİIL SELJME ZARUHI ?! l3uUE $1*. ÎSÎMtyTMtyMDîrtAMA Toz Duman Içinde TALİP APAYDIN . 24 öyle. Aynı dediğin gibl. Lâkin ne y». panz. elden ne gelır? Bize bir yol gösteren olacak ki kaltap yürüyelim. Va, onu bilmiyoruz işte. Ne yapacagımıa bilmiyomz. Bu benı kahrediyor vallah". Içim kazan gjbl kaynıyor. Ulen bu memleket) bız yolda rr.ı tauiduk? Dedelerimiz, atalanmız kan dökmüsler. can vermişler, kazanmıslar. Biz şimdi al deyip teslım edeoegiz. Kıhmız bile kımıldamjyacak. Yazılc değü mi? Biz insan değil miyus yahu? Duşmana gel buyur. denir mi? Izmir neresi? Aha şura. Bir günlük yol. Yonan oraya geldi. Gittikçe yerlesiyor. Biz de burada rahat rahat oturuyoruz. Geleceği günü bekliyoruz. Kuni durzüler de lâf yayıyorl&r, «O gelenler bunm dusmanımız değü, dosftımuz. Birgıin keudiliğinden gidecekler. Onlara nrisafir gıbi davranalım. Padişah eiendımız öyle istiyor.» Bak şu düşüklüge: Bak su namussuzluğa! Ulsn düsmaa kendili^ioden gıder mi? Olacak iş mi bu? Gidecek de niye geldi? Dusmana misafir gîbi davranılır mı? Akıl mı bu? însan zıranadan çıfayor be!. Dümüerin işine öyle geliyor, dedi Haceli. He, avanaklar öyle sanıyorlar. Ama aldanıyorlar. Yarm iyioe yerlessin, dUmenl eline alsın, önc« onların baştnı ezer düşman. Bırakır mı? Ulen düşman bu, adı üstünde. Adamın kemiğini eritir de yağını çıkanr. Irzını namusuau iki paralık eder. Dinini ayakJar altına alır. Yarm gözümüzün önünde camiye hayvan doldururlar. Ne demek yurda düşmanın ginnesi? Bunu anljunıyorlar, «mfmi durzüler. Haceli dinledikçe bozuluyordu. Gözleri büyümüştü: O günü görmektense ölmek iyidir, dedi. Elbet iyidir. Müslümansak, insansak ol meli ama düşman çizmesi altında kalmamalı. Bakıyorum da çogunun umurunda değü. Herıf topuyla tüfegıyle gelmiş, içimize girmiş yerleşmiş, biz de elimizi kolumuzu bağlamış oturuyoruz. Böyle şey görülmemiştir be. Ayıp vallahi. însanm onuru kırılıyor. Nasıl adart. bu lıaşınıızdakiler? Hiç mi onurlan yok? Ulen şu yerde sürünen tarla faresi bile juvasına giren yılanla boguşur. Onu dışarı atmaya çalışır. «Geldi ne yapalım, birlikte otururuz> demez. Haceli başım sallıyordu: Doğru dıyon arkideş, çok doğru. Lâkin ne yapacağız? Bıze düşen ne? Onu bilmiyoruz. Yukardan çağırsalar, •toplanın, silâh başı edin, düşmana karşı çıkacagız» deseler, ba5im üstüne. Bırakır gıderim yarım harmanla, kırık kağnıyı. Valla gıdenm. Ne yapalım. a l . nımızda bu da yazılıymış derim. Emme şimdi ben kendikendime ne yapabilirim? Aklım ermez, gözüm görmez. Biz köylü nülletiyiz, ne yapacagımızı bilemeyiz. Bize bir akıl öğreten, yol gösteren olacak. Değilse, tövbs hiçbir işln bakkmdan gelemeyiz biz. öyls bir geliriz ki, dedi Molla Manmut. Baçuu sailadı. Inançlıydı. Ne yapanz, söyle? Alır silâhı dağa çıkarız be! Haber yollanz «biz düşmana teslim olmuyoruz. Savaşacagız. Yurdunu seven, dinini, ırzını, namusunu kommalc lateyec bize katılfin.» Bak ne olur ortalık? Ne olur? Karışır be. Millet birbirine girer. Hem de bizi tutan çok insan çıkar, gör de bak. Izmir tarafında, Aydın tarafında efeler hep ayaklanmiflar. Buralarda da biz çekeriz başı. Milleti ayaga kaldınnz. Böyle uyuz eşşek gibi yatmanm gereğl yok. İnsan vıcdanına kar91 rahat olmalı. Hele ıjin ucunda vatan olunca, ırz namus olunca yerınde duramamalı insan. Allab senl inandırsın, hasta gibiyim kaç zamandır. Gece gündUs rahaU cuzuru yitirdim. Ben de öyleyim arkideş. Lâkln ne yapmalı, onu bilemiyorum. Hele şu harmanı kaldıralım, içeri atalım da... Bir de sağı solu dinleyelim. Ne oluyor ne bitiyor, öğrenelim. Ona göre bir yol bulalım kendimize. Tabi... Harmanı bırakıp gidelim demiyorum ben. Harmanı kaldırahm. Birkaç arkadaş da bulalım yanımıza. Belki şu yakın köylerden de çıkar bize katılan. Çıkar can:m, çok... Kimse memnun değil zati. îşlerin kötüye gittiğini herkes görüyor. Görmeyen dürzüler de \"ar. Ortalık sanki güllük gülüstanlıkmış gibi zil çalıp oynayacaklar nerdeyse. Geçen gün sen yoktun ca. minın önünde. Kökezli Hacı Nuri gelmiş. Gene konuşup döküyordu. îşler iyi gidıyormuş. Her şey düzelecekmiş. Böyle çok tehlflceler atlatmışız. Bu da geçermiş. Dujmazdan geldim ama kendimi de zor tuttum. «Ulen koca deyyus, diyecektim. Hangj işler iyiye gidiyor? Düşman içimize girmis. daha ne sayıklıyorsun sen?» Bizim andavallılar da açmışlar ağızlarını, öyle dmlerler. «Inşallah Hacı efendi, maşşallah Hacı efendi...» Tüh be! Ne bej'insiz adamlar var şu dünyada? Haceli güldü: Kimlerdi? ISTANBUL'UN KÖPEKLERt Röportaj Şükran KETENCİ Karikatür. Turhan SELÇUK Köpefeteriıı ısîirfilmesi için 9 Şeyhfilislâm dan fetwa alınmış Istanbul'un yuzlerc» yü çözumlenememiş dâvası çoktur; Su dâvâsı, çöp davası, yol aâvası, gecekondu davası, köpek davası.. Evet, yüzlerce yıldan bert öneminden birçey yitirmeden suregelen en büyük daralardan biridir köpek aavası. Istanbul'un köpeklerl hem ünlü, hem de çoktur. Istanbul, güzellikleri ve tarihteki önemi yanında köpekleri ile de ün kazanmıştır. O kadar ki, ünlü Batılı ressamlar Istanbul'u yorumiayan bütün eserlerüıde köpek motifine yer vermekten kendılerinl alıkoyamamışlardır. Istanbul'un her devırde pek bol olan sokak köpeklerl, sadece Istanbullulara dert olmakla kalmamıs, bu dertten kurtulmak için yöneticilerin aldıkları çeşitli tedbirler yüzünden bazı batı toplumlarında adımız (Barbar Türk) e çıkmıştır. Köpekler kadar sadık, fedakâr ve sahiplerinin sözünü dinleyen bir başka hayvan yoktur. Üstelik dınimiz bize hayvanlara, özellikle kedi ve köpeklere çok iyi davranmayı emretmektedir. Peki nasıl olmuş da biz, Müslüman Türkler, bu sadık ve fedakâr hayvanları idare edememiş, onlara yaptıgımız kötü davranışlar yüzunden adımırı <barbar) a çıkarmışız? Işte köpek dâvasım Istanbul' un en önenıli davalan arasına sokan nedenler, bu sorunun altında yatıyor. Gerçi davamız görünürde Istanbul'un köpek davası. Amma davanın dosyasmı, Istanbul'un geçmişteki ve bugünkü köpek sorununu biraz kurcalajnp sorunun cevabı arandıkta, dâva bıldiğimız köpek davası olmaktan çıkmakta, siyasai, ekonomik bir görUnüm kazanmaktadır.. Istanbul'un köpeklerini, köpek davasmı, köpek davasının siyaset ve ekonomi İle olan ilişkisini anlatabümek için, biraz eskilere gidip. o zamanın köpeklerinin yoneticüerinin ve Istanbul halkının başlarına gelenlere kısa bir göz atalım... Müslümanlığın etkisi ile mi, yoksa fazla rnerhametli olmamızdan mı bilinmez. Istanbul, Türklerin ellne geçtikten sonra, sokaklardaki kedi ve köpek sayısı gün geçtikçe bollanmış. Çabuk üreyen ve halkımızın kapı önlerine bıraktıklan yiyeceklerle beslenen bu sevimll ve uysal hayvancıklar yıllar geçtikçe öylesine doldurmuş ki Istanbul sokaklarını; gün gelmiş halk, mahaüe mahalle ayrılan köpek stlrulerinin kavgalanna, ulumalanna, çocuklara, büyüklere saldırıp ısırmalarına dayanamaz olmuş. 1586 yıllarından sonra kitle halinde görülen kuduz olaylan bas lamış. Köpekleri n çokluğu, »okak larda pislik bollugu da yarattığından, o zamanın çingeneleri, ellerinde bir teneke ve maşa bu pislikleri toplar, deri sanayiinde kullanılmak üzere satarak, geçim lerini sağlarîardı. Kısacası köpekler dayanılmaz bir dert olmus Istanbul için. En sonunda sokak köpeklerinden kurtulmak gereğini kavrayan idareciler, köpek davâsına çare aramaya başlamışlar .. banndınlmalarma teln verlyoi' muş. Fetvayı alan Şehremini hemen işe koyulmus. Istanbul'un sokaklan ellerinde maşa, köpek toplayan çingeneler ve kafesll arabalarla dolmuş. Halk ve özellikie dm adamlan köpeklerin öldürülmediginden memnun, sokakîann tenhalaştığını izliyorlarmış. O zamamn gazete ve çeşitli k«yıtlannda belırtildığine göre, 60 binden fazla sokak köpegi bu yolla toplanarak Hayırsız Adaya ta. şınmış. Sözde bu köpekler orada beslenecekmiş. tlk zamanlar köpeklerle birlikte biraz yiyecele de götürülmüş. Fakat Istanbul Şehremini o kadar köpeği besleyecek parayı nereden btllsun? Gazeteci Saffet Nezihi'nin bir makalesınde belirttiğine göre, «Buna hasredilen para, bir ikt caddemizı tez^'in ve tevsi etmeye kıfayet edebüecek bir radde'ye» çıkmış. Belediyenin parası tükenınce de köpeklere yiyecek verılmekten vazgeçilmiş. Ve 60 binden fazla hayvan Hayırsıa Adada ecelrne terkedilmiş... köpek ulumalan karşısmda, çaresiz kaian Şehremini Tevfik Bey, din adamlarının kapısını aşmdırmaya başlamış. Ve sonunda da zamanın Şeyhülislâmından bir fetva kopsrmayı başarmı?. Köpeklerin öldürülmesi İçin degil tabil. Fetva; köpeklerin Hftyırsu Adaya tasmarak orada Y A R I N : Hayvanlar Cehennemİ ve Batı dünyası DİŞİ BOND (Deramı rar) MALKOCOĞLU veçizen:Ayhan BAŞOGLU ŞÜPHELİ ZAFER Istanbul'un görünümü TİFFANY JONES GARTH Beledıye (Şehremmi). idarecilerinden biraz daha cesur olanlar, sokak köpegi dâvasına tek çaredir düşüncesi ile, günahı bir yana bırakarak, sahıpsiz köpeklerin zehirlenmesi karannı almışlar. Almışlar ama, Istanbul'un sokakları bu defa da can çekişirken titreşen köpeklerie dolmuş. Derken halkın merhamet ve din | 1 duygusu galebe çalmış. Köpekle ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«••••••••raaBBaaaBiıi " rin zehirlenmesi karanna karşı şiddetli bir muhaiefet doğmus. Başta din adamları olmak üzere, basın ve halkın işbirliği sonunda, köpeklerin zehirlenmesi işlemi durdurulmuş. Din adamlarının kesin, «köpekleri öldürmek • Akademiye ba?U Elazığ ve Konya D. M. M. Akademie) yabancı biüm dillerinden birini bilmek, günahtır» fetvası üzerine, Istanlerinde, Istanbul'Udki bağlı Mühendislik Yüksek Okulbul Şehremıni yoneticüerinin ald) Görevlendirileceği dersin alanında çalışma ve eserleri larında mevcut dıkları zehirleme tedbiri suya ile tanınmış olmak. ELEKTRİK düşmüş. HARİTA • KADASTRO öğretim görevlileri tam gün çalışmayı kabul ettiklerl İNŞAAT takdirda, Devlet Memurları Kanununa göre gırebılecek80 bin köpek MAKİNE lerl sınıfin derece ve kademesmin ikl derece üitünden ışe Halk ve basın, köpeklerden raMÎMARLIK başlayacaklar, aynca ış güçlügü, is riski ve temlnınrfeKİ hatsız oldukian ve dm adamlangüçlük zammı olarak kariro aylıklanrr.n tutannın %40'ı Bölümlerinde tam gün veya ders görevllsi olarak 1184 ssnm etkisinde kaldıkları ölçüde, oranında ek ödeme alırlar. yılı Akademiler, 1756 Üniversite Personel Kanununa ve bir idarecılerden bir din adamilgili yönetmeliklerine göre öğretim görevlılerı alınıcaktır. lanndan yana taraf tutadursunÖJretim görevlilerl tam jrün çalişmak i.itemedıkleri Adaylardan aranan şartlar şunlarcfır: lar. Yıllar birbirini, köpek sürütakdirde ders saatl başına ücret ödenir a) Devlet memuru olmak ıçiı. aranan genel şartlar, leri de yeni sürüleri kovalamış.. Ela^ıg ü M. M. Akademisi'nde tam gün görevlendirib) Yüksek mühendis veya yüksek mimar olmak, temel 1910'larda, 2. Meşrutiyete gelindileceklere loıman saglanacakfır bilimler için ilgili yüksek öğrenlm diplomasmt sahlp ği yıllarda, Istanbul sokaklannFazla bilgi için Istanbul D. M. M. Akademisı Başkannolmak, daki sahipsiz köpeklerin sayısı, j}ına (Yıldız) basvurulmalıdır. o zamanın Şehremininin yaptığ\ bir tahmine göre 80 binleri aş( B a s ı n : 24597) 8327 mıs. Salgın hastalıklar, pislik ve •••••••••••••••I Titreşen köpekler f İLÂN I İ Istanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi S ••••••••••••»•••••••••••••••••••••••••••I •••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle