Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET f •>Matı>, «Batılaşmak», «Batı uygarlığı» ne I f K d e m e k aslında? <Batı>, bir coğrafya te"•"riminden; cmamureler» dolu bir «diyarl küfr»den; «Amerika'nın meydan okuyuşu» ile «Japonya'nın meydan okuyuşu» arasmda sıkışmış bir endüstri toplumunun gelir artışı istatistikleri ya da üretim tüketim hesaplanndan öteye, çok daha anlamh değer yargıları da cîeğil mi? Tarihsel oluşumun sonucunda, büyük acüardan, düşüp kalkmalardan sonra vanlmış, insanlığa övünç veren bir aşama; insanı «insan» olarak görmek; insan kişiliğinin, bütün olanaklanyle, bir çiçek gibi açılışına saygı; her şeyi akıl süzgecinden geçırme biiinci (Atatürk'üıı «Hayatta en hakiki mürşit ilimdir» sözü); bağnazlığı, zorbahğı yadırgama; Montaigne'den bu yana gelişmiş bir hoşgörü anlayışı değil mi? Somut olarak, «Avrupa Konseyi», «İnsan Hakları AvTupa Sözleşmesi» değil mi «Batı»? 11 Oeak 1973 Olaylar ve görüşler "AVRUPALILAR AİLESl Prof. Seha L. MERAY çağn dikkate alınmazsa, Bakanlar Komitesi, kendi saptayacağı bir tarihten başlayarak, söz konusu devletin artık Konsey üyesi olmadığına karar verebilir». işbu Sözleşmede tanınan hak ve özgüriüklerin yok edilmesini ya da bu Sözleşmede öngörüldüğünden daha geniş ölçüde kısıtiamalara uğratılmasını amaçlayan bir çabaya girişmeğe ya da davranışta bulunmağa yönelmiş herhangi bir hak sağladığı biçimde yorumlanamaz». Bu haklann ve özgürlüklerin uluslararası yükümler olarak tamnmasl, bunlara gerçekten saygı gösterilmesinin istenmesi «lâfta» kalmamaktadir. Sözleşme, kapsadığı hükümlere uygun davranılmasını sağlamak için iki organ kurmuştur: 1) İnsan Haklan Avrupa Komisyonu, ve 2) însan Haklan Avrupa Divanı (Mahkemesi). Sözleşmeye taraf bir devlet, taraf bir baska devleti, Sözleşmeye aykın davrandıgı iddinsıyle, Komisyona şikâyet edebilir. Yetkisini kabul etmiş devletler arasında, Divan'a başvurma yolu da açıktır. Aynca, Sözleşmenin 25. maddesinde, hükümet dlşı kuruluşlarla gerçek khilerin de, kendisânden yakınılacak devletin böyle bir olanak tanıdığını açıklamış bulunması şartıyle, Komisyona başvurabilmeleri öngörülmektedir. Türkiye, gerçek kişilere böyle bir olanak tanımamış devletler arasmdadır Sözleşmeye gerçekten aykın bir davranışta bulunulmuş olduğu saptanırsa. Komisyon öngördüğü tetfbirleri raporunda belirtir. Bakanlar Komitesi. söz konusu devlete, gerekli tedbirleri alması için bir süre tanır. Bu süre içinde «tatmin edici tedbirler» ilgili devletçe alınmamts olursa, Bakanlar Komîtesi raporu yaymlar. Bakanlar Komitesi. bundan sonra, Konsey Statüsünün 8. maddesi uyannca gerekli göreceğl kararlar alabilir. Bir süredir, dış basında, Türkiye ile iîgi'1 eleştiri yazılarının çıkmakta olö*uğu anlaşılmak Nasıl Bir «Aile»? Avrupa uluslannın, benimsedikleri ortak cteğerler, kavramlar, ölçütler, siyasal gelenekler doğrultusunda birleşme özlemlerinin uzun bir geçmişi var. Ama asıl XX. yüzyılda gerçekleşmiştir bu ülkü. tkinci Dünya Savaşından sonra, «Batılı» on devlet (Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, Ingiltere. Isveç, Irlanda, ttalya, Lüksemburg ve Norveç), Londra'da, 5 Mayıs 1949'da imzaladıklan Avrupa Konseyi Statüsü ile, Avrupa Konseyi'ni kurmuşlardır. Konsey'e, sonradan. Türkiye ile Yunanistan, daha sonra Izlanda, Batı Almanya, Avusturya, Kı'orıs, Isviçre ve Malta da üye olmuştur. Avrupa Konseyi üyeleri, Statüde, her gerçek demokrasinin temelini oluşturan, kişisel özgürlük, siyasal özgürlük ve hukukun üstünlüğu ilkelerinin kaynağı olan moral ve düşünsel ortak değerlere sarsılmaz bağlılıklannı açıklamaktadırlar. Konsey Statüsü, iiyelik için, yalnız coğrafya anlamında «Avrupah» olmayı yeterli görmemektedir. Statünün 3. maddesinde, üyeliğin baş sartı şöyle gösterüiyor: «Avrnpa korneyi'. nin her uyesi. hnknknn ustfinlfiffi ve yetkj alanı içinde bnlunan herkesin insan haklanndan ve ana özgflrlüklerden yararianması ilkelerini kabul eder». Üye bir devlet, G«nel Sekretere bildirerek, üyelikten aynlabilir. öte yandan, Statünün 8. maddesine göre, «3. madde hükümlerini ciddî olarak ihlâl eden her üye, temsil hakkından bir süre yoksun bırakılabilir ve Bakanlar Komiesince... Konsey'den çekilmeğe çağrılabilir. Bu «İnsan» Deyince... Avrupa Konseyi, üye devletlerin, insan haklarına ve ana özgürlüklere saygılı olmalarını isterken, bu terimleri, herkesin dilediğl gibi yorumlayacağı kavramlar olarak da bırakmamıştır. Daha 1949'daki ilk toplantısında, insan haklannın ve özgürlüklerin korunması İçin, ayn bir sözleşme yapılmasını kararlaştırmıştır. Hazırlanan «İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Konımağa Dair Sözleşme», 4 Kasım 1950'de, Rotna'da imzalanmış ve 3 Eylül 1953'te yüriirlüge ginniştir. Türkiye, SSzleşmeyi onaylamış, onay belgesini 18 Mayıs 1954'te sunarak, Sözleşmeye taraf olmuştur. Konsey üyeleri, bu Sözleşmeyi, ek anlaşmalarla (protokollerle) geliştirmis ve tamamlamışlardır. Sözleşmenin Birinci Bölümünde (madde 2 • 18), korunmast yükümlenilen haklar ve özgürlükler aynntılı olarak sayılmakta, bir ölçüde de tanımlanmaktadır. Sözleşmenin 15. maddesinde, «savas ya da ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike durumunda», Sözleşmede 5ngörülen yükümlere, «ancak, durumun zorunlu kıldığı ölçüde» aykın düşecek tedbirler alınabileceği belirtilmektedir. Bu hakkı kullanan her devlet, aldığı tedbirleri ve bunlan gerektiren nedenleri Konsey Genel Sekreterliğine bildirecektir. Bu tedbirler kaldınldığı zaman da böyle yapılacaktır. öte yandan, Sözleşmenin 17. maddesinde şöyle denilmektedir: «Bu Sözleşme hükümlerinden hiçbiri, bir devlete, topluluğa ya o"a kişiye, tadır; Avrupa Konseyinde, kiml devletlerin mUletvekilleri, ülkenpizle ilgili kaygılannı açıklamışlardır; yabancı gazeteciler, Konsey'in B* kanlar Komitesine başkanhk eden Dışişleri Ba kammıza, bu duruma dokunan sorular yöneltmişlerdir. Böyle bir ortamda, bu gibi davranışlan, «kim oluyorlar.?». «ne kanşırlar işlerimize?», «bizi kim sanıyorlar?» gibilerden. duygıısal yönü ağır basacak çıkışlarla önlemek istemenin yeterli, etkin ya da doğru olııp olmayacağını iyice düşünmeliviz. Söz konusu olan, ulusal tarihimizden aldığımız acı derslerin anısıyle. her zaman büyük bir titizlik gö?tererek korumamız, toz kondurtmamamız gereken. egemenliSimizin ve bağımsızlığımızın saldınlara u&ramasına, «yabancılar»ın, eskiden kalma bir alıskanlıkla, iç işlerimize kansmalanna eöz yummak degildir. «Avrupa karşısmda», yersiz ve bi?e yakışmaz bir küçüklük va da aşagılık duygusuna kamlmak da degildir: olamaz cta. çünkü, biz de Avrupa'yız: cCnkü. bir yenidendoğuş olan ve ellinci yildnnümü yaklaşan Cumhuriyetimiz içinde vetişmiş kuşaklar. hnvlesine bir «hasta adam» duygularından uzaktırlar. Okuyucu Mektupları Orman Bakanı, teknık; personelle ilgilenmıyor Meclis kürsüsünden AP mületvekillerinden sayın Mustafa Ar'ın kukla Bakan diye hitap ettiği Orman Bakanmm bugune kadar ormancılık problemlerinden hiç birisini halledemediği gibi binbir fedakârlıkla dağ başlarmda hizmet goren orman yüksek mühendislerinin haklarını' da verememektedır. Şöyle kk Teknık Dersoneim ^ yan ödemelenne dair kararna^p me çıktı. hiçbir tekmk oerso • •v neline eleman temınme güçlük zammı He iş riskJ zamlanndan istifade ettirilmedı Diğer Bakanüklara baeiı datre müdürlen 14 derece maaşlannı birkaç aycür aldıklan halde Orman Bakanlığına bağlı daire müdürlerinden hiç birisi bugUne kadar alamamışlardır. Blr emirle orman emvalini birkaç şansa Uhsıs etmek!e Yurdumuzda trafik devleti 200 milyon lira zarara sokan Bakan. emri altında ça larının en çok oldugu yer nere=idir? diye bana sorsalar, lışan teknik personelin zarannı mı düşünecsk? tsminin ba tstanbul'tın Kavnarca semtidir şmdak) ünvana bakarak Hadiye cevap veririm. Kaynarkanlığa getirilirse olacağı buca'dan geçen Istanbul • Ankadur. Temennim biran önce ra asfaltı Ozerind'e taşıtlar son makamnu terketmesı mesleksüratle geçmektedirler. Yayataslanma daha fazla zarar ver lara ait bir gecit olmadığınmemesidir. dan. ne dek dikkatli olunsa Ourmuş ÇKL.İK sa. her gün bir İki insanm Or. Y. Müh. kafa, kol. eövdesi asfalt üzerine yayılmaktadır. Bu çole üzücü trafik kazalan her gün yüzlerce insanın eözleri Bnünde olmakta, insanı ruhl bir bunalıma dogru sürüklemektedir. Kaynarca'da Trafik Polisligi ile Jandarma Karakolu arasmda 70'den çok insan, İki ay içinde ölmüştür Bu kazaların hiçbiri 6"e, ^azetelerde haber olarak verilmejniştir. Burada işlenen trafik cinayetleritrden; basın dsf.THT de Cumhurlyetlmizln (50) ci habersizdir. yılma eirerkerı kannca ' karaBu asfalt uzerinde bir y*y» nnca misali biz de IrBvümüzds geçidi yapılması halinde, Kaybir oJruma odası karduk. Bu narca'da her sabah ve akşam odamıa halihazınJa tam takır, g.6zlerimiz önünde parçalanat» kuru bakır grtbi insan eesetlerf eSrmlveceStz. Kitap yılı olan 1972 ve CumAhmet EROÜN hurivetin 50. vıldönümü mUnaKaynarca Yıldınm sebetivle Hlm kuruluş ve şahBeyazıt tlkoknln sî müesseselerin bizlere var Pendik dım elinl uzatacagından emi, niz. Bu yazı okunduSu zaman kimsenin aklına birtakım kitap dilencilermin ortaya çıkEmekli Sandığına tıgı fikri uvanmasın Bizler bu volda ATATÜRK' bir duyuru ün açtığı cehaletle sava$ düstuMernur tken zO.1.1969 yılmd» runa uvarak çıktık cehaletle de savaşabilmek için kitap, ölen eşimden. Müdürler Kunılunun 8.4 1969tarih ve 4237 » kitap rtne kitaba thtiyacırmz var. Bu ihtivaçlanmızı kövde nlı karan 11e l.a.1969 tarihinden Itibaren zamlı olarak" «yki müteşebbisler tarafından fazla miktarda temln edileme da 312.2S lira dul aylıffı almsk tayım. Beqim durumumda oyeceginl her aklı selim bilir lan ve çok vakından tanıdıfım bu durtım karşısmda sizlerden birçok dullann aylıklan Perkitap istlvoruz. sonel Kanununa «töre veniden ATATÜRK yolunda ve onun intibaklan vapılarak vükseltil açtıgi çıgın benimseyen her di&i hajde bçnirn ,maas inlibakuruluş ve fahsın yardımlannı kım hpniİ7 vapilrri$ımîshr • esirgeyecegini tahmin etmiyoAylık sıra sayım: 84860/ nız. n67i21l'dir Cumhuriyetln 50. yılı tüm Durumumun tlRllilenler fithalkımıza mutluluklar getirmerenilmesi lçln sayın gaz«tenısini temennl ederiz. zin araa oLmasını rica edeYuvalıdere köyü rim. Karasn /Sakarya * Oknnn Odası * Patma Bayan* Soğukkanlılıkla Türkiye, ulusal kişlligimlze özgu bütün değerlerle, Avrupa Konseyi üyesidir: «Avrupalılar ailesi» içinde hakkı olan yeri almıştır. Geçici bir taklitcilik havasıvle. salt Avrupalılarla bir yol kavşağınd'a buluşup avrılmak için. va da belirli bir dfinemde birtakım çıkarlar saSlamak amacıyîe değil. tarihimizin akımı ve Atatürk'ün açtiği çağdaş uvgarhk dü/eyine erişrne yolunda bir dünva eörüşii savarak, «Batılı» değerleri bilinçli bir tutumla benimsemiş oldtığumuz için. Avrupa Konseyine üye bulunuyonız. Söz konusu olan, durumun degerlendirilmesinde soğukkaniılıgı, gerçekçiliği vitirmemek, nasıl bir uluslararası topluluk içind'e. uluslararası hangi yükümlerle üye bulundu6umuzu sürekli olarak gözönünde tutmaktır: söz konusu olan, baskalarınm iyi ya da kfitü niyetH elestirileri olmasa da. kendi özlemlerimize, umutlanmiza, deger yareılarımıza kısaca, kendimile ters düsmemek için, gerektiSinde yanlışlanmızı da düzelterek, üyesi bulundugumuz uluslararası bir toplulugun. paylaştıgımız ortak kavramlan, ölçütleri ve deger vargılanyle tutarll kalmaktır Böyle bir tutarlılık. Türkiye için, yalnız bir özlem değil, bir uluslararası hukuk yükümüd'ür de Kaynarca asfaltıhda öliinı kol Okuma odası için kitap yardımı isteniyor KIYIM ÇARRLAR1 İŞLİYOR... OKTAY AKBAL Evet Hayır SOSYAL GÜVENLİKTE BİRLİK ••çüncü büyük sosyal güvenl l l i k kuruluşu olan BağKur' ™un, 1 ekirn 1972 tarihinde faaliyete geçmesi ile birlikte kamuoyunu yakından ilgilendiren bazı önemli problemler kendiliğinden ortaya çıkmış bulunmaktadır. Gerek T. C. Emekli Sandığı (5434), gerek Sosyal Sigortalar (506), gerekse BağKur (1479) yasasında, bu güvenlik kapsamına dahil olmak bir zorunlu kural olarak benimsenmiş ise de, yardım normlan ile bu yardımlara hak kazanma koşullan biribirinden çok farklı olan bu kuruluşlann zorunlu müşterilerl arasında; «Hangisine tâbi olursam daha ucuz, daha çabuk ve daha avantajlı bir sosyal güvenliğe sahip olurum?» sorusunun cevabı aranmaya başlanmıştır. Her ne kadar zorunluluk esprisi, bu kuruluşların kapsam sınırlannı tayinde önde gelen prensip ise de, çok ayncalı yardım normlan ve koşullan sebebiyle, mevzuatta iştah çekici aralık kapılan zorlamak veya 2281214 sayüı Hizmet Birleştirmesi Kanunundan yararlanmak suretiyle, ilgtlilerin, kendilerine en ehven ve en faydalısım seçme gayreti ve telâşesi içine girdikleri bir gerçektir. Mesele, çeşitli yönleri İle o derece önem kazanmıştır ki, Bütçe mUzakereleri doıayısıyle en yetkili ağızlar bile, bu sosyal güvenlik müesseselerinin çeşitli yardım ve hak kazanma koşuüannda birlik ve beraberliğe gitmenin, ulusal ekonomik yeterliliğimiz ölçusünde daha çok sayıdaki Türk insanmın onuruna yakışan bir sosyal güvenlik birimi • standardı • ölçüsü saptamanın, hattâ bu müesseseleri bünyesinde toplayacak özel bir Bakanlık kuruluşunun kaçınılmaz zorunluluğundan dahi bahsetmeye başlamışlardır. işi hep ayru şeyleri yazmak da okumak da istemez. Bir yazar dunnadan belirli konulan sunmaktan hiç hoşianmaz. Dogrusu, okur olarak ben de sevmetn her gün, ya da haftada üç dört kez birbirinin eşi yazılarla karşüaştnayı.. Evet, öğrendik, duyduk, anladık, ne yapalım yani? diye sormak ister insan. Son zamanlarda bakıyorum bu sıkıcı, sıkıntılı duruma düştüm ben de. Değişik konular Uzerinde güzel güzel karşılıklı söyleşmek varken, belirli bir çetnberin diitna çıkamıyorum bir türlü! ögretmen kıyımı, aydın luyımı üzerine yazrnaktan usandım, bıktım. Ama kıyıcüar usanmadılar da bıkmadılar da Atatürk devrimcisı öğretmenlere kıymaktan.. Diyeceksiniz. bir yazı daha mı okuyacağız ögretmen tayınn üzerine? Hem sen yazıyorsun ne oluyor, biz okuyoruz ne oluyor? Üzüntüyü yaygınlaştırmak, çaresizce el oğuşturmak, of, aman çekrr*!.. Ne çıkar bundan? Haydi yaz görelim, gene kim mektup göndermiş, hangi üçenin, hangi köyün kıyıma ugnunış öğretmeni? Ayhfuıı nu alamamış, yobazlar mı yolunu kesmiş, evi mi taşlanmış, okul bahçesindeki Ata'nın büstü mü kırılmış, gözattına mı aiinmiş da bırakılmış, yoksa Bakanlık emri mi gelmiş çatmış, ne olmuş, bir daha üzülelim, bir daha «van vah, nedir bu memleketin hali» diyellm!. Sabırla aldınız gazeteyi okuyorsunuz. öyleyse sıkı durun, bu kez bir değil. beş degil, on değil size sunacağım kıyım olaylan, yığırüa... TöbDer dergisinin ocak sayısı önümde. Başüktan başlıyorum: «17 gün gözaltında kaldıktan sonra TöbDer Yürtitme Kurulu tahliye edildi». Sonra TÖS davasının sonuçları, hapis cezasına çarptırılanların uzun bir listesi. Daha sonra beraat kararları; Haşim Yüksel ögrenciyken haber bülteninde yazdığı bir yazı yüzünden tutukl&nmışmış, aklanmış. Yaşar Akkal aklanmış. Mehmet Gök aklanmış, Ayhan Sarıhan aklanmış, Ankara'da gözaltına alınan üç ögretmen Kapucu, Hışıl, Gürses serbest bırakılmış, Yusuf Karadağ serbest bırakılmış. Neyse bunlar iyi, iç açan haberler... Derken başlıyor «Kıyım, Kıyım, Kıyım» sayfalan.. Oku oku bitmez: Şavşat ilçesinden ortaokul öğretmeni «öğretmenlikte kalması sakıncalı görülerek». Malatya'da Türkçe öfretmeni Kemal Kırlangıç «kamu hizmetini selâmetle yapamıyacağı» için, Adapazarı Use edebiyat ögretmeni Necati Mert bir mitingte konuşmak yüzünden, Balâ'nın Avşar köyü ögretmeni Abdullah Kaya bir süre gözaltına ahndığı için Polatlı Yavuz Selım köyü öğ. Güler Meriçkan «nişanlısına yazdığı bir mektupta komünizm propagandası yaptığı» için, Yozgat Çekerek köyü öğ. Ömer Yiğit «sekiz ay tutuklu kaldığı» için BaKanlık emrine ahnmışlar. Dikkat edin, bütün bu ögretmenler bir süre tutuklanmışlar, göıaltına almmışlar, mahkemeye verilmişler, ama sonunda suçsuz oldukları anlaşümış, aklanrnışlar. Ama Eğitim Bakanlığımn kraldan çok kralcılannın elinden gene de yakalannı kurtaramıvorlar! Sonra, sonra, gene kıyım haberleri, oradan oraya sürülenler, oradan oraya, oradan oraya, bu kış vaktı. Hangi birini sayayım bilmem. İste örnek olarak ikisi; Aydın ili ılk ög. mülettişi Veli Yılmaz, denetlemekte oldugu öğretmenlerden bırer kitap tanıtmalannı istemiş, bir ögretmen de VâNu'nun «Bu Dünyadan Nazım Geçti» adlı kitabıru tanıtmı?. Bu yüzden o müfettişi almıslar görevinden bir ilkokula öğretmen yapmışlar! Mersin Lisesi öğretmenlerinden Nabi BeUeko»!u da Sait Faik'in kitaplarını öğrencilerine öğütlemiş, bu yüzden Mersin'den Trabzon'a yollanmış!.. Neler neler neler!.. Ihraçlar, göreve son vermeler, ntuklanmalar, aklanmalar, Bakanlık emrine alınmalar. Yüzde bıri bile doğru, yerinde, haklı olmayan soruşturmalar, kararlar, cezalar.. Bunlar bilinenler, vazılanlar, duyulanlar.. Kısacası kıyımlar, kıyımlar, kıyımlar!. Yazmaktan, okumaktan bıktık, ama kıymaktan bıkmadüar! Nerde bir Kemalist öğretmen var, nerde çağdaş uygarUğm gereklerini yerine getiren bir aydın var, nerde okuyan, duyan, anlayan biri var, kıyım makinesinin çarklarına itiveriyorlar. Neden, niçin? Ortada değil mi bu sorunun yanıtları.. Apaçık değil mi? Devrimci olduklanndan, gerçek aydın olduklanndan, Kemalist olduklanndan.. Ne olsun, daha ne olsun? K SOSYAL GÜVENLİK SAĞLAYAN KURUMLAR ARASINDA, ÇIKARLARÂ GÖRE TERCİHLER YAPILIYOR. BU KAYMALAR ÖNLENMELİ. Selâhattin TURLA (SSK G. Müdürlüğü Ihtiyarhk Sigortası Müdürü) nlanlann (memurlann) T. C. Emekli Sandığına, (5434/12.) hizmet akdine dayanarak bir işveren tarafından çalıştırüanlann Sosyal Sigortalara (506/2.), bir meslek kuruluşuna yazüı olmak kayıt ve şartı ile kendi adına ve hesabına, bağımsız çalışanlann da BağKur'a (1479/24.) Ubi tutulmalan zorunlu bulunmaktadır. Devlete hizmet verenlerle ilgili yasa hükümleri; memurlann, aynı zamanda, hizmet akdine dayalı bir işt veya serbest bir mesleği ifa edemiyeceklerini kesin çizgilerle belirtmiş bulunduğundan, T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin, ne derece imrenirlerse imrensinler, Sosyal Sigortalar veya BağKur kapsamına pirmeleri mümkün olmamaktadır, amma; Sosyal Sigortalar ve BağKur yasalannın kapsam hükümlerinin zayıf noktalanndan yararlanarak, bu son iki kunıluş üyelerinin, birinden diğerine kaymak olanağını zorladıkları görülmektedir. tâbi hizmetlerin birleştirilmesi ve birleştirilmiş hizmet toplamlan üzerinden ilgililere, son »ynldıklan knrnın veya sandık mevraatına göre aylık bağlanması olanağını getirmiş bulunduğundan, mevcut hizmet toplamı ile diğer koşullarına göre emekli aylığı miktan hangi kuruluşta cazip ise, ilgili son anda, çok kısa bir hizmet vermek suretiyle, o kuruluşa kayabilmektedir. cü göremiyen meslek kuruluşuna kayıtlı şoför esnafı, daha çabuk emekli olabilmek veya hastalık riskine karşı da kendlri ve çoçuklarmı emniyet altına almak için Sosval Sigortalara dahil olabtlmenin yollannı aramaktadır Bu örnekleri, çeşitli norm ve koşul ayncalıklan yönCnö*en sayfalarca çoğaltmak mümkün ve kolaydır. Sonuç Kaymalar Statü hukukuna tâbi bir düzen içinde devlet tarafından çalıştı önemli olan husus, çok yetkili kişilerin de belirttikleri gibi, bu kaymalan önleyecek, özellikle ve hiç olmazsa yardımlara hak kazanma şartlarında bir paralelliği saSlayacak. bövlece hakh imrenme ve kıskanma beşerî duvgusunu tatmin edecek bir Sosyal Güvenlik vahdetini (birliSini) öngören çalışmanın icine süratle ve ciHdiyetle girmektir. Zaten Ücüncü Bes Yıllık Planımızın hedefleri de bunu emretmis bulunmaktadır. Neden Bilinçli Kanımıza göre, bu problem kökünden halledflmedîkçe, vaSosya! Sigortalar Kanununa göre (506/1186 60.) 25 yıl zarfın tandaşın mukayese etmek, 6!çmek, seçmek ve tercih etmek da 5000 gün (13 yıl 10 ay 20 gün) veva fizenti içinde beklemek o•/o 11 üzerinden prim ödeyene, yaş sınırı aranmaksızın % 70 lanaklarını bertaraf etmek müm kün olamıvacaktır ve olamaüzerinden emekli aylığı bağlanmaktadır dığını öğrenen genç mobilyacı. BağKur yasasındaki (1479 • 35) Bıınunla beraber. Sosyal Gfl60 yaşına kadar bekleyip en az venlikte Birlik tlkesi. söylenil15 tam yıl (5450 gün). » 13 üze riigi ve yazıldıgı kadar kolay A rinden prim ödemek koşulu karbaşanlacak bir konu da değilşısında düşünceye daimaktadır. dir. Demokratik düzenin gerekörneğin; bağımsız çalışan bir 11 kıldıgı baskı gruplan. kazaVeya, ücretleri düşük bir semobilyaçının marangoz fabrikanılmıs (müktesep) haklar, fiyir takip eden ve en az 15 yıllık sındaki müşavirliği, muayenenansman kavnakları. aktUarvel sigortalı yahut memuriyet hlzhanesinde serbest çalışan dokhesaolar. organizasyon, yeterli meti bulunan katfın ise 55, ertorun bir işyerindekl hekimliği teknisven talebi. vorgun ve vılkek ise 60 ve daha yukarı yasdolayısıyle. BağKur'a tSbi ola larrtaki kimseler (1214/3 ve Bin idareci kadrosu gibi probcakları yerde, Sosyal Sigortalemler bu konud'ski eabalann 1479/59). BagKur'a iltifat etlann bütün sigorta dalları ile normal engelleri olacaktır. mekte, çok kısa bir süre bir üîîilendikleri uygulamada sık bakkal dükkânı acarak. Bağ • Mevcut sistemin kansıkiıSinı sık görülen bilinçli rastlantılarKur'dan en yüksek gelir basagiderebilmek için bu engelleri dır. magından emekli olmaya hak aşmaktan başka çare olmadıgıYine, 228 ile 1214 sayılı ka kazanabilmektedirler. Yahut nı anlamıs bulunmak dahl, henunlar; Sosyal Sigorta, Bag da. kendine ait araçta 60 yaşına Dİmize bu konuda da eüvenlik Kur ve T.C. Emekli Sandığma küdar Hirpksivon oevirprek CÎi Milli Piyanoo EN ÇOKVE EN BÜYÜK İKRAMİYE DAĞITAN MÜESSESEDİR. . YİNE SERVET YAĞDIRACAKTIR. TOPLAM İKRAMİYE: ' TÜRKİYE AİLE PLÂNLAMASI DERNEĞİ DANIŞMA BÜROLARI VE POLİKLİNİKLERİ 1S1ANBUL ŞUBESİ: Osmanbey, Şair Nigâr Sokak, Kızılay Apt Kat: 4 rcl: 48 35 47 KADIKÖY ŞUBESİ: Feneryolu, Bağdat Caddesl, Feneryolu Apt., Kat: 1 BEŞİKTAŞ ŞUBESİ: Bsşiktas, Dereboyu Caddesi, Kızılay Dispanserı Tel: 40 69 07 Erzurum Jandarma Satınalma Komisyonu Başkanlığından 1 Erzurum Paslnler llçe Jandarma Birliği hizmet binası v« Merkez Jandarma Karakolu inşaatı 2490 sayılı kanunun 31. maddesine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulnmstur. 2 Işin keşif bedeli 553.572 lira 08 kuruştur. 3 Eksiltme Erzunım îl Jandarma Alay Komutanlığı binasında Satmalma Komisvonunda 26 Ocak 1973 Cuma günü saat 15.00 de yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evraklar Komisyonda görttlebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek İçin lsteklfler 25.893 Uralık geçlel teminat yatırması ve 1972 yılı Ticaret Odası belgesini getirmesi şarttır. 6 Müracaat dilekçeleri fle birlikte verecekleri (eksiltme sartnamesinde belirtilen ve usulüne göre hazırlanmış o!an) plan ve teçhizat beyannamesini, taahhüt beyannamesini. Baymdırlık Bakanlığından almış olduklan (c) grubundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesini ibraz suretiyle Baymdırlık Müdürlüğünden alacaklan yeterlik belgesini teklif mektuplan ile birlikte zarfa kovmaları lâzımdır. 7 Istekliler 26 Ocak 1973 Salı günü saat 14.00'e kadar teklif mektuplannı Komisyon Başkanlığma vereceklerdir. 8 Yeterlik belgesi almak için son müracaat tarihl 22 Ocak 1973 Pazartesi günü saat 12.00'ye kadardır. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 25778/232) 9 Milyon 128 Bin Ura BİR KİŞİYE KURBAN DERÎSI SATIŞI ILÂNI 17.1.1973 Çarşamba günü saat 14 de Derneğimiz adına pazarlıkla kurban derisi satışı yapılacağından, isteklilerin Kadıköy, Yeldeğirmeni Karakolhane Cad. 79 No. da Atatürk Yetiştirme Yurdu Müdürlüğüne müracaatlan ilân olunur. Atatürk ve Ağaçb Yetiştirme Yurtlanm Koruma Oerneği •••••< •••••••••••••*•••• Bir Milyon Ura BİR BİLETLE TALİH KAPINIZI DAİMA I ARALIK TUTUNUZ. (Basın: 10111/236) Cumhuriyet 241 VEFAT Çok değerli mesai arkadaşımız Tütün Eksperi Orhan Kolancıoglu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 11/1/1973 Perşembe günü (bugün) öğle namazını müteakıp Kadıköy Osmanağa Camiinden kalrfın!acakt;r. (Basın: Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlü(ründen MAKİNE, KtMYA, ELEKTRİK VE tNŞAAT YÜKSEK MÜHENDtSLERÎ VEYA MÜHENDtSLERt ARANMAKTAD1R Ankara'da Merkez Teşkilâtımızda çalıştınlmak üzere; a) Askerliğini yapmış ve 35 yaşını geçmemiş, b) Endüstriyel projelerde en az beş sene tecrübeü, c) îngilizce bilir, MAKİNE, KİMYA, ELEKTRÎK ve İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİS VEYA MÜHENDÎSLERİ alınacaktır İsteklilerin en geç 27 Ocak 1973 Cumartesı günü 'mesai saati sonuna kadar «MÜDAFAA CADDESİ NO 22 ANKARA» adresindeki Genel MüdürlUğümtiz Personel MUdürlügüne »ah sen veya öz geçmişlerini taro olarak bildlrfr mekrupla mü racaatlan rica olunur. (Basm: A. 516*1 10349/233) Radar Beklflm: 25245 REQUIRED AN INTERNATIONAL COMPANY LOOKING FOR QU A LIFTED ACCOUNTANT WITH TJNrVERSITY DEGREE. PBEFERENCE WILL BE GIVEN TO APPUCANTS WITH EXPERIENCE IN AMERICAN ACOOÜNTING SYSTEMS. APPLICANTS SHOTJLD POSSESS EXCELLENT KNOWLEDGE OP THE ENGLISH LANGUAGE. PLEASE APPLY IN WRITING W1TH RECENT PHOTOGRAPH TO: ACCOUNTANT P. K. 657 BEYOĞLU Cumhuriyet 243 Tekel Genel Müdürlüğü /249) UÇAK SANAYIIMIZ OLMADIKÇA ÖZGÜR SAYILMAYIZ. TOPK HAVA KUVVETLERİNİ GOÇLENDİRME VAKFI