Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 20 Eylül 1972 kul Aıîe Birlikleri resmî bir kuruîuştur. Millî Eğitim Şurası'mn en geçerli, en kaîıcı, en yararh kararımn sonucudur. Cihat Biîgehan'm Bskanîığı döneminde, 30.6.1965 gün ve 100 sayılı Yönetmelik'Ie, uygulamaya konrauştur. îlk ve Ortaöğretim'de, bir Bakanîık organı olarak kuraîan bu kurumun amacı, Okul Aile iîişkiîerinl, öğrctirn ve eğitim sorunlanm, hem karşıhkîı, hem de birlikte çÖ2Ürmemektir. Birlikler, kendi amaçîarım yerine getirmek için de, yan kuruluş olan Koruma ve Yardım derneklerinden yararîamr; Çocuk Esirgeme, Kızılay, Gençlik Dernekleri ve Yardım Sevenler Cemiyeti gibi kurumlarla işbirliği yapar iMadde: 4). Bırçok sorunîan kspsayan «Bu yönetmeîiği Miîli Eğitim Bakanı yürütür.» (Madde: 35». O Olaylar ve görüşler Okula yazılma ve para • * > OKÜL BİRLİK DERNEK ÜÇLÜSÜ îçinde olmayanlar ya pek bilmez, ya da bilmez görünür. Oysa hepimizin çocuklan olduğuna göre, çocuklanmızın yaçamlarmm büyük bir süresini geçirdikleri okuîla iîgilenmemek bağışlanmaz bir suçtur. Sııiifların ortalama 6070 kişi olduğu, yılda bir kez bile Fizik. Kiırsya deneyinin yapılamadîğı bir eğitim kuruîuşuyîa (okulla) iîgilenmemek, çocuğu oîuruna bırakmak demektir. Bu ise amsca eykırıdır. Bu durumda, sızlanma, yakmma yersiz ve geçersizdir. Bakanhk, milyonlarca iiraya çıkan güzeîim okuliar yapar, öğretjm« açar. Şaşarak görürsünüz, yeterince sıra yoktur, yazı tahtaHrs 5 istenildiğ gibi yapılmamıştır. Öğretmen kürsüsü, masası, sandalyaSÎ, hattâ tebeşir bile yoktur. 5 katlı, 2.500'e yakm öğrencinin ikiii öğretim yapt'ğı okula 5 hademe, yazışmalar için bir kâtip verilmiştir; ama yazı ve yazışma aracı olarak kimi yıllar biç ödenek ve/iîmemiştir. Verıîenîer de hiç bir zaman, yeterli değildir. Künya Fizik, Biyoîoji gereçleri uzun yazışmalardan sonra gönderilir; ama bunların yerleştkileceği odalar için ödenek gönderilmez. Okul, yoksulluk ve yoksunluk içinde kıvranır. Kimi okuîlarda, bademeîer, Kâtipler, kitapîık memurları biîe derneklerce sağîanmıştır. Bir öğretim yaP3ÎI okul için verilen yılhk yakıt ödeneği, okul 1 kat yükseltildiği, ikili öğretime geçildîği, öğrenci sayısı 2.500'e çîktığı yakıtîardaki yükselm?ler nerdeyse bir kat arttığı halde bu ödenek ya biç artjrılmamış, ya da çok az yükseltilmiştir. Eîektrik, su, telefon, hiç bir kez, verilen öuenekîe ksrşılanamaz. Badana sıva gibi ber yıl yapılması gerekli ışlerm ödeneklerini Bakanlıkça tutulan dişli Müdürlerle, eski gözde okulk r o da ara sıra aîabilirler. Kısacası, Bakanlık, milyonlarca 3i ralık yapıiarını ve içindekileri Tanrıya bırakmış gibidir. Okul Aiîe Birlikleri aracıhğıyle Koruma Derneklerinin, yok«ul ö'grencilere, yaptıkları çeşitli yardımlar söz dışı ediîecek olursa (bu yardîmlsrm paraca dcğerî, kimî okuîlarda, yüz bme varmaktaJır), milyonlaica hra oiduğu görülecektir. Elimizde böylesi bir sayılama <i?t,tîsfik» biigisi olmadîğmdan bu yardımlann ne tuttuğunu b:lemiyoruz. Bir gün, bu dernekler, <hiç para toplamayalım ve yardım >apmayalım» diye ortak bir karar aîacalç olurlarsa (bindiği dah kescn Bakanhj;a bunu yapmak gerekir), veliler, sobaların, kaîoriferîsrm yanmadığjrdsn, çocuklarmm hastaîandıklarmdan yakmacak, ös;!etim ve eğitim araçlarmdan biç birini yerine getirmeyen okullarm sulan, elektrikleri, telefonları kesilecek, öğretim görevi yerine ce! tirilemiyecektır. Hele bu boykot, birkaç yıl sürecek olursa, okul ?r çoruklarm tepesine çökecektir. Bu gerçek ne biliniyor ne de açskça anîatihycr Dr. İbrahim KUTLUK Cokullanmn> bütün gereksemelerini sağlayacak ödeneklerini verecek; ya okuliar paralı öğretim yapacak, kendi araç ve gereçierini alabilecek, eksiklerini tamamlayacak duruma gelecekler; ya da eski şimdiki düzen üzere sürüp gidecek. (Yardım isteğini insaîh ve geîiri olandan sağiamak şartiyle.) Umuyorum, şimdi temel soruna indik. Uydurmalardan, duvgusal, ya da duygusal oluştan çok kışkırtıcı haber ve yayımlarrian pakınalım. Tartı?ılacak sorun, bir Bakanlık kuruluşu olan Birlik ve Dernekîerin para tnplaması değildlr. Para toplama gereği bu kuruîuşlarm, varhğmm sonucudur; bireyseî ve kişisel değildir. Tarhşalım, ama sunu: Okullann her türlü gereksemeîerini Bakanlık mı verecektır? Okuliar paralı mı olmalıdır? Yoksa, karma ekonomiye benzer biçimde, Bakanlığın yetişemediğine. ana, babalar mı yardım elini uzatmalıdır? Bu güzel Eylüîü, gerçek dışı nedenlerle bozmayalım. öğretmen, ögrenci, anababa, bütün topîumun derlenip toparlandığı, düzenlendiği, umutîarla dolu bir vıla gireceği bugünlerde, çocuklarımızın kafaîannı, gönüllerini doîduracaklan, yaşamlarını güvence altına alacaklan, topluma yararh bir yurtta? olarak yetışecekleri en önemli kuruma okula anlayışla başlayahm. ' rine şaşiyoruz. OkuîAile Birlikleri Bakanhk kuruluşudur; Dernekler bu kuruluşun olanaklarmı sağlayan kasaiardır Okuliar, kendi "kendilerini vönetebiîen kuruluslar olmaktan çok uzaktsr. Bu yardımîar olmasa, okuliar bir öğretim yılıru sonuna dek sürdüremez. öyleyse vetkililerin bu demeçleri nedir? Şikâyetler îçın başvurulacak telefonlann bildirilmesi nedendir? Hiç bir kişiden zorla para ahnmamaktadîr Para vermelert gereği belirtilmekte Cemiyetîer yasasmca da, güçlerince yardım istenmekte, kar<=ıhgmda «almdı» makbuz verilmektedir Geneüikle bu yakmmalar gücünün ü«tünde yardım yapanlardan değil de durumîan çok iyi kişilerce vapılmaktadır. Yoksul. güçleri smırlı kişilerden bir şey ahnmaması gerekir asîmda. Çocuklarmm ceplerinde vüz Hradan a^ağı bulunmayan varhkh kişiîerin karşı çıkmalannm nedeni, kanımızca, bu para toplama gereğini bilmediklerindendir. Denilecektir ki, bu yardımlar yerlerine mi harcanıyor? Bunda hakiı olmak, yardım etmemeyî gerektirmez. Yanlıs uygulamaiar, harcamalar para verenîerin ilgileriyle düzeîtilir. Tebe?irînl ö§rencinin aldığı, öğretmenlerin isteklerine •uygün vazı tahtası v* kürsüsü, hiç bir öğretim ve eğitim araeının sağlanmadîğı okulîarda 2030 bin İiraya işe varamaz bandolar kurulduğu. göstermelik Herin yapıldîğı da olağandır. Bunun he?abı B?kanlîktan soruiabilir. Müdürlerin gösteriş eğiîimlerini, sorumsuz harcamalanm denetleyebiîir ve denetletebiliriz, Diyclim Bakanlık bu görevi yerine getiremiyor. okuîa yardırm keseriz, olur biter. Böylece yardımlanmızm yerlerine varma^mı, önce öğretim, sonra eğitim amacına uygun o}masmı sağlavabiliriz. Müdürler, sorumsuzjuklarınm ardına sığınarak, Dernek îivelerine «aman sakm 100 Hradan az almaym» derken, gizlidir; Bakanhk da, Yönetmelikleriyle alınmasmı öngörmekte, sonra d? Dernekîerin suçlanmasma aldınş etrremekte. hatîa sızlananlarl? bir.olmaktadır. Oysa Bakanlık da, Millî Eğitim Müdürlüklen d« para alınmasmdan yanadır başka türîüsü oîamaz sonra da, de meçleriyje* kendilerine yardım edenleri kırmakta, gücendirmek tcdir. Nerdeyse suçlar bir davranış takınmaktadır. Bu yüreksiz liktir, yasalann kurumlarını savunmamak bir eğitim kurumunî ve onun başmdakilere vakışmaz. Bir eğitim kurumu. gerçrklerf sırtmı çevirmemeli, kendini yadsımamalı, velinin, öğrencinin kar şısma «Divi hakikatle» çıkabilmelidir. PARAYI KİM VERMEÜ Bu satıri&rm yazarı da esit öğretim ve eğitimden yanadır. Devlctın buTJ sağlaması gereğine inanır. Ama gençekler de, bir ayağımızm yerde olduğunu bizlere unutturmamahdır. Eğitimde düzeitim (refonn) her bskımdan yadsmamaz. Ancak var olanı sürdürmck, >almz bu görevi yüklenen Bakanlığm değil (O, bu işin bilincine varmamış t>ibi sorumsuz davranmaktadır), hepimizin başlıca ödevidir. Okullarm öğretim ve eğitim işlerini sürdürebilmek için, bu Dernoklere, her gıin. daha çok gereksinme duyacağız. Dernpkıer para toplamasın, evet. Peki bu değirmenin suyu neredm geler^k? Temel sorun bu. Çözüm yolu üç türlü olabiîir: Ya, M. Eğitim Bakanhğı öteki Bakanlıklar gibi, örgütlerinin EĞİTİM VE YÜREKSİZLİK Bu yüreksiz davranışîara gelince: Koltuklarda kurumîanan kişilerin korkusunu taşımayan bizler. bu davranişlara ve sözle Yanan yanana... OKTAY AKBAL ,ıksim'de Kültür Sarayı vafdı, yandı. ba?mda seksen yıllık Şehir Tiyatro^u dı, yandı. Simdi iki yerde de bir iskelet , bı.ı beton, bhi ahşap. Taksim'deki iskeletin a^l Aiaîürk Kültür Merkezi! Gariptir, yanıp yok olduktan sonra bu adı aldı. Ne zaman yapılır. ne zaman açılır, bilen yok. Hattâ bu îşe bir ucundan başlayan da yok. Başlam?ıyj düşiinen,.. Galiba fimdilik o da yok, Evçt miyormuş. Ne yapmalı öyleyse, tiyatroyu yakmah, yok etmeli? Sanki o ahşap tiyatroyu da içine alacâk biçimde bir yapı düzeni düşünülemezmiş gibi? O ahşap yapı dururdu, yanmda, üstünde istediğin eğlence yerlerini, oteüni yapardın, tarihî tiyatro da bir sanat müzesi olarak yaşar giderdi. Hayır, en olmayacak §eyi yapmak bize vergi, Bina yanacak, nasıl, niçin, neden yandığr anlagılmadan... Bcklenecek bir . iki yıl, o iskelet de ortadan kaldırılıp ünlü otel ve eğlence sitesi yapılacak onun yerine... «Tiyatro 72» dergisinin eylul sayısmda bir resim, bir de yazı var bu konuda. Söyle dıyor: *Bu bir vahşet, bu bir kazanç sırasmda £Özü dönmüşlüktü. Seksen yaşmdaki bir tarih diri diri yok edilmiş ve kimse de olaya sahip çıkmamıştı. Sorumlular kimdi? Yangmm nedeni henüz bilinmiyor. İlgiiiler bu konuda tam bir suskunluğu yaşıyorlar. Kısacası sorumsuzluğun en somut örneklerinden biri olan Dram yangım ashnda herkesce biliniyor ki bir kaza değil, bir plân sonucu yakıldı. Şimdi binanın enkâzı kaldırılıyor ve yakmda arsası üzerinde inşaata geçilecek. Ama bu kez bîr kültür yapısı değil, bir kâr yapısı olacak. Böylece kültürümüzü SÜrdÜrcn tüm olanakiar tath kârlar düzeyinde en zalimce tüketiliyor..» »Tiyatro 72» dergisinin bu yazısı açık bir suçlandırmadır. Tepebaşı Tiyatrosunun bile bile yaküdığı öne sürülüyor. Sorumlular, ılgililer böyle ağır bir suçlandırmanın ağırlığından kendilerini kurtarmak için iki yangmm gerçek nedenlerini kamuoyuna açiklamalldırlar. Bu nedenler gereği gibi de inandırıcı olmalıdır A < y rıca, evet ayrıca o yangm yeri kısa' zamanda onarılmalı, Tepeba^ı Tîyatrosu orada daha güzel, daha büyük, daha görkemli bir yapı halinde yeniden yükselmelidir. Belediye eğlence sitesini, otelini yapsm, ama seksen yıllık bir s?r.at yuvasını da canlandırsm. Para kazanmak kadar, sanafa, kültüre önem verildiği de böyl°ce gösterilsin. Ama önce, herşeyden önce , bu yangınlarm gerçek nedenleri, sorumluları. suçlulan kimdir, kimlerdir kamuoyu bilsin, öğrensin, «Ti yatro 72> dergisinin açık suçlandırması havaya uçup gftmesin. MİMBttSM «Yürüyen yol» trafiği kolaylaştıracak YAYALAR KENDÎ KENDÎNE YÜRÜYEN YOLLAR ÜZERÎNDE ÎSTEDÎKLERt YERE RAHATÇA GÎDEBÎLECEKLER. rafik kazalarının büyük bir kısmı, yayalann dikkatsizliğinden ileri gelmektedir. Kendilerine ayrllmış yaya kaldınmlarmdan gideceklerıne araçlara ayrılmış y d a inenl^r, ya da yaya geçitlerinden geçmiyerek, istedikleri yerlerden >olu aşmaya çalışan yayalann *azaya uğramalan hemen her gün olağan kazalardandır. Trafik üzerinde çalışmakta olan bilim adamlan bu kazalann önüne geçebilecek tek çarenin araçlarla yayalarm yollarmm tamamen birbirinden ayrılması olduğunu görmüşler ve çahşmalarmı bu yönde geliştirmişlerdir. Dunlop Şirketlnin araştirma laboratuarlarında çalışan teknisyenlerden biri, büyük mağazalarda ve geçitlerde kullanılmakta olan yürüyen merdivenlerin sisteminden faydalanmayı düşün müş ve bu konud"a çalışmalar yapmıştır. Şirket idareeilerinin de desteğiyle geliştirilen bu çahsmalar başarı ile sonuçlanmıştır, Dunlpp'Şirketi bu sistemin ufak bir modelini «EXPO ,70 Osaka Fuarı» nda kurmuş've başariyle çahştırmıstır. ' Sistem, yürüyen merdivehlerde olduğu gibi merdanelerin üzerinde ilerleyen kauçuk bir halıdan ibarettir. Fakat bu hah yürüyen merdivenlerinkinden daha enlidir. T Kimdi, kimlerdi sorumlular? Bu da bihnmiynr. Oğrenmek, anlamak İstoycn de çıkmı>or. Yanmıs gitmis, varsm yansın, varsın yıkılsın, ölacak da ne olacak Suçlulan, sortımluları bulııp ortaya çıkaracaksm da kime yararı dokunacak? Küîtür Sarayı yangmmm sorumluları iril! ufakh, öyle çök ki! Gencl Müdürlerden bıîmem kimlere dek sotumlu, Ama kım sorumluîu^u kendiliğindcn? Koskoca bir goz gore gore yanar gider, kîmse çikmaz srayan nedenini niçinini. Oysa o yapmın yanmasmdan birkaç gun o'nee sağeı bir Örgüt bütün tiyptroîara gozdağı bildirileıi dağıtmiştir, kendi knfasına göıe «sol» bulduğu eserlerin oynanînnmasmı istemiştir, şöyle yaparız yoksa, bujle yaparız, dernısür. Gazeteler bunları yaznr.^tır. Dcrken koca yapı yanıp gitmiştir, bu gözd^ğı bildııİFÎni kim yazdı neden yazdı, bu hle ilgısi var mı, yok mu diye kimse düşünmemiştır, ora§tırmamıştır. Schir Tiyatrosuna gelince... O konu büsbütün yurcklcr acısı. Bir yapı üst Üste İki kez yanar mı? Hem de bir buçuk yıl fibi kısa bir arayla? Buna kim inanır, kim kanar? Tepcb'ifl t'yatrosu îstanbul'un tarihî bir yapısıydı. Böyle yerler müze olarak saklamr, üzerine litrenir. Uygar ulkelerde, kultüre, sanata saygılı toplumlarda brijle olur. Türk tiyatrosunun bci orası, yetişme, gelişme, yücelme yeri orası. yakılıp külü havaya savrulur? Gene de bir tek suçlu, sorumlu çıkarılmaz ortaya? Üstcük bir sürü de söylenü varken... Neymiş, Tepoha'jinda ( tiyatronun bulundu^u yerde kosko» ca bir otcl, bir eğlence sitesi yapacakmış Btlediye, daha doğrusu yapmak istiyormuş. Tcpebaşı tiyairosu varken bu isteğini gerçckle'jtire Î 1974'TE' GERÇEKLEŞECEK «YÜRÜYEN YOL» SAATTE 30 BİN KİŞİ TAŞIYACAK BEYİN tîASTALIKLARINI TESBİT EDEN CİHAZ, BİR SÜRE DAHA DENENECEK PROTEİN KAYBI ÖNLENİYOR ATOM PARÇALAYICININ İLK DENEMELERİ' ' VecdiİKIZILDEMİR duğundan, hayvanlaf kendiliğinden çiftleştirmeden önce köylüler kontrol ve tedaviyi yapabilmektedir. , , , Demirel ve realite CİHAD BABAN Günden Güîıe , > : v ; /:^ ' ; '••••••'•• • «•> ..' : ! S ayın Demirel'in lzmıt ve Sakarya'da verdıgi demeçleri, kendı partısınin organı ga/Gterle bütün tafsılâtıyle okuduk. Demirel İstıkıar istemektedir, bız de istıyoruz! Demirc*. guvenlik istiyor, biz de ıstiyoruz... îktidar Ihtüâflannı büyük hakem mıllet halletsin! diyor, bız de kendisiyle beraberiz! Açık söyleyelim; demeçlenndeki nazarî ve objektif yargılar hakkında kendisine söyleyecek hiç bir söz' bulamayız. Çunkü o hepimizin onayladığımız demokratik rfuzenin, kitaplarda yaz'Jı olduğu şekilde savunmasını yapmaktadır. Yukarıda Sayın Demirel'in nazarî ve objektif y'argıları dedik, bu iki terimi özel bir düşünce ile kullandık. Çünkü demeçlerde üstü kapalı geçilen sübjektif tarafları, nazarî ve objektif tar.iflardan daha önemli ,. Demirel, 27 Mayıs'ı da, 12 Mart'ı da gizli kelimelerle kmıyor.. «önüne gelen kuvvetli olcTuğu için demokrasiyi devirmcğe kalkar, islere müdahale edorse, bu işin sonu gelmez!» dîynr . Bu söü de doğrü'. Fakat bu pözlerın do£ru olusu kadar Sayın Demırel'in gözünden kayan ha^ka doğru olaylar da var! Meselâ d?mokrasi.. Tereddi edebiliyor, acze düşebilıyor. . Meşru yoldan analarmın helâl sütü gibi, bir hakla ışhaşına gelenler analannm gögıi';lerini ısırmağa başlayabiliyorlar!. Partıler irrnresi, daha iyiye ulaşmakta bir rekabet anlamına Relirken, partizan anlayış hâkim olunca, o toplumun içinde bölücü oluyor! Turk milietinin Vatan Cephelerine bölünmek istenmcsı sıbi... Demirel'in şikâyet ettiği 12 Mart gelmozdı; cger kendi idaresi zamanında sağ sol kavgaları, Kanlı Pazarlar halinde gelişmese idi.. Demirel diyebilir ki: «Farzedin ki kusurluyum! Benim bu kusurum dolayısiyle yapıiacak ^ey beni yerimden etmek degil, Keçime gidip, beni .Vcitandarlnra şikâyet etmektir. O zaman ben cczamı seçimlerde görürüm!» Demirel gittiği zaman, memleketin iki yüksek tahsıl mues.sesesi, içine püfuz edilmcz toplu, tüfekli, bombalı, sılâhlı ihtılâl karargâhı haline gelmisti.. F<?n Fakültesi her gün silâhlı çatışmalarla sağcılar ve solcular arasında el de^İFtiriyordu.. Bundan Türk milletinin, yani iradesini kullanacak olan yüce ha kçmin haheri mi vaıdı? Evet, hiç haberi olnıamı&tı Çünku o zamanın sıyasal ıktıdarı. yani Demirel, gerçeklerın bu kadar tehlikeli olduğunu, ya sorumluluktan korktuğu, yahutta kendisi de bu ihtılâl ve darbe hazırhklarından habersiz olduğu ıçın, Turk mılletine bıldirmedi.. Bu demokratik düzeni tahrip eden bir kusur oldu. Bir şey daha söyleyelim: Millet iradesinın dürüst tecelli etmesi için, millet dediğimiz toplumun, esas konularda ıhtilâf halinde olmaması gerekir! Partiler, millî birliği dağıtıcı olamazlar. Aksine onlann Rörevi, değişiklik içinde birliğe ulaşmaktır! Fransızların dedigi gibi, «Unitö dans la diversite». Eğer partıler millî iradtevi oy kazanmak hırsı ile parçalayacak olurlarsa, yani, Türkiye'nin bir başka dirî sultaya tâbi olmasmı ısteyenler, halkı Nutcu, Süleymancı olarak bölerlerse, Alevî Sünnî kavgası başgösterir. Ve bu kavga siyasal bölCnmelere e?as olursa, vatandaş ekmek parasını kazanırken, bir parti baskısı altına itilirse, Vatan Cepheleri, Halk Kurtuluş Orduları kurulursa, millet iradesinin sükunetle hakemlik yapması mümkün olur mu? Ve bu mümkün olmaymca bu iradeyi böyle oy kaj'gisı ile parçalayanların hiç günahı olmaz mı? Bir?kın her şeyi, nazarî, gayrinazarî, Türkiye" de 10 yıl farkla Demirel'in de boyun eğdiği birtakım şeyler oldu.. Eğer Demirel'in istedigi gibi, İKtikrar ve güvene kavuşmak istiyorsak, demokrasiyi ilkel insanlar gibi inançla değil, onun meziyetlerini anlayan uygar insanlar gibi akılla ve onu millî birlik ve millî iradeyi parçalamamak olan baş ilkesi ile ayakta tutarız!. O zaman ne 27 Mayıs, ne de 12 Mart olur! Ama bugün Demirel, 27 Mayıs'ı da, 12 Mart'ı c a kamuoyu, kuvvet ile korkutmağa kalkarsa, T çok eridişe ederiz ki, iktidarda nasıl yanlış bir yol izlemiş ve bizi bugüne getirmişse, muhalefette de yanlış yol tutarak, istemedigi şeyleri milletin başına zorla getirir... Demirel'e, demokratik düzeni yaşatabilmek için büyük fedakârlıklar yapması lâzımgeldi^ini bir kere daha hatırlatmak isteriz. Madalyonun yalnız bir tarafma bakmakla meseleler halledilememektedir... Kitap nazariyatınln yanında bir de Türk realitesi vardır. olan yürüyen vollara. yayalar. araçlarmdan incfikte'n sonra ö?el a^ansörl^rin yardımivle ulaşacak lardır. Kış aylarında soğuktan, yaz aylarında ise sıcaktan koru'npbilmek için vürüyen yolların şeffaf plâstikten bir böru içinde insa edilmeleri de düsünülmektedir talık milyonlarca hayvanın ölühale ederek onu inceleyebilmekte ve faaliyetlerini izleyebilmektcdir müne sebep olmaktadır, Milyon'ler. Oysa beyin yapılacak en ufak larca insan açlıktan kıvranırken, bir müdahale ölümle sonuçlana bu kadar çok miktarda yiyecek maddesi olacak hayvanın telef olbilmektedir. ması araştırıcıların dikkatini bu ta ' f Bu bakımdan beyin üzerinde ça rafa çekmiş ve calışmalara baş] an lışmakta ve araştırmalar yapmak m'lştı. ta olan bilim adamlan beyine her Birçok memlekette Toxophısmohangi bir müdahalede tiulunmaksı sis üzerinde yıllardır sürdürülen zın insanın bu organmm çalışma sını izlemeyi Sağlayacak bir yön çalışmalar nihayet Prof. John Betemin veya cihazm gerçekleştiril verly ve ekibi tarafmdan sonuçlan mesi için gayret göstermekteydi dırılmıştır. Prof. Beverly ekibmce bulunan sisteme göre koytmlar daleF. ha çiftleşmeden kontroldan geçiYıllardan beri süren bu çaiışma rilmekte ve Toxoplasmosis hasta lar sonunda Aston Üniversıteşi lığına yakalanmış olanlar özel bir araştırıcılan sonunda beklenilen cihazı gerçekleştirmeyi başarmış tedaviden sonra çiftleşmeye bırakıl maktadırlar. lardır. Yapılan cihaz ışık ve sese Bu şekilde hastalıksız olarok dayanarak çalışmaktadır. Yalnız çiftleşen hayvanlarm yavruları bu yapıîırken beyne hiç bir şekilda hastalıksız dünyaya gelmektede müdahale edilmemektedir. dir. Eğer hayvan kontroldan önce .Beynin elektrik clalgaları vaydı hastalığı kapmiş ve gebe kalmışsa ğı uzun süreden beri bilinen bir o taktirde gebelik sırasmda tedavi şeydi. »Aston üniversitesindeki a yapılarak hastalığın yavruya geçraştırıeılar bu bilgiyi esas alarak mesi önlenmektedir. hareket etmişler ve cihazı gerçek Prof. Beverly tarafmdan gerçok .leştirmişlerdir, Cihaz beyin tora Dunlöp Şirketinin çalışmalan leştirilen tedavi şekli çok kolay ol fından yayılan elektrik dalgaları slmo*i, şehirlerde kullanılabilecek şekilde bir yürüyen yol ü nı tesbit etmekte ve bunların izlerini bir ekran üzerine aktarmak zerinde toplanmış bulunmaktatadır. Ekran üzerine çıkan izler dır. Yürüyen yolun ilk .uygulanormal insanla hasta insanda bas ması îsviçre'nin Cenevre şehrinka başka ^olmaktadır. Gerçekten d,e yapılaeaktır.' 1974 yıhnda taKıymetli varhğımız, canıde 250 hasta üzerinde yapılan demamlanması için çaliPılan «yürii mız ağabeyimiz, dayımız, nemelerde izlerin neleri ifade ettik yen yol», saatte 30 bin kisi taIzmirin tanınmış hukukçulaleri artık çözümlenmiş bulunmak sıvabilecek kapsanıda olacaktır rından ve iş adamı iyiliksever tadır. tleride şehirlenn her tarafmmüşvik ve âlicenap insan Beyin hastalıklarını tesbit etda kullanılacak olan yürüypn mekte olan bu cihazı gerçekleştirvollar 3 15 kilometre ara^ında Avukat miş olan Aston Üniversitesi araşbir hızla ilerleygcektir. Araçlatırıcılarının belirttiklerine göre. rın geştikleri ypllann üstünde daha bir müddet deneylerin sürinsaediîecek Ö7el bir.merdane mesi gerekecektir. sistemi üzerinde hareket edecek Atom *DEV «ATOM PARÇALAYICI» DOGA'NIN SIREARINI ORTAYA KOYACAK. YıHarca süren çalışmalardan sonra dünya bilim toplumu, sonunda doğanin en sıkı biçimde koruduğu sırlann derinliğine inebilecektir. Çahşması ile ilgili teknik engel lerin ortadan kaldırılması ile dün yanın en kuvvetli «Atom Parçalayıcısı» ilk denemelerine başlamış bulunmaktadır. Bu dev parçalayıcı îllinois'de Bata\da'da Birleşik Amerika Ulusal Lâbora tuvarındadır. . Bu kurumda yapılan araştirma lar evrenin en temel hususlarına yöneltilmiştir. Bütün maddeler atomlardan ve atomlar da kendilerinden küçük zerreciklerden meydana gelmektedir. Bu zerre cikler hakkında daha fazla bilj edinebilmek için bilginler bunl; rm bir kısmına hız vererek buı ları sabit zerrecikler üzerine fı latmaktadırlar. Bilginler, klasî araçlarla görülmiyecek kadar kı çuk olan bu zerrecikleri incel mek suretiyle hern bunlar, nei de bunların çeşitli kısımlannı özelliklerini tesbit edebilmekt dırler Atom parçalayıcıda protor>li 1,6 kilometre çapmda yuvaıl kımsı bir şekilde eğilmış nul nan 6,5 kilometre uzunlukta b borudan sevkedilmektedırler i ruyu 1.000 mıknatıs çevrelemeki dir. Bunlar protonlan hızland makta ve yönetmektedir. Ilk önce 350 milyon dolara rr olmak ve protonlara 200 rrnîy elektron voltluk bir ennrıi v < mek üzere plânlanmış olan atom parçalayıcı, o tarihte S( yetjer Birliğinde bulunan ve milyar elektron volt enerjı sj layan parçalayıcınm gücünü ç aşacaktır. Fakat Amerikan Kongresi ıs nen fonlarda 100 milyon dolar bir kısıntı yapınca Dr. Robı Wilson bu atom parçalayıcıı modelini yeniden çizmiş ve mo den lüks ssyılabilecek bazi ı suslan cık?r<nri\1.1) ızı teknik ğişiklikler yapmıştır. 1971 Temmuzunda çahştırı parçalayıcı önce güçlükle ka laşmıştır. Fakat bu eksikhk mamlandıktan sonra parçala^ 1972 Martinda yeniden çalışfı mış ve 2W milyar elektron v luk enerji sağîanmıştır. Avrupa Nükleer Araştirma 1 kilâtı tarafmdan daha kuvv bir cihaz imâl edilmekteyse de parçalayıcınm, maddenin teı unsurlarınm incelenmesinde i' yıllarca önemli bir rol oynıyt ğı tahmın edilmemektedir. TEŞEKKÜR Sosyal Slgortnlar Kurumu EMLÂK VE İNŞAAT * MÜDÜRLÜĞİJNDEN '.. Hayvancılık HER YIL MÎLYONLARLA ' KUZU YA ÖLÜ DOĞMAKTA YA DA DOĞDUKTAN SONRA ÖLMEKTEDİR. Büyük bir açlık tehlikesi'bütün dünyayı tehdit ederken, çeşitli has tahklar sebebi ile ölen besi hayvanları bu tehlikeyi daha da belir li bir hale getirmektedir. Yapılan hesaplara göre çeşitli hastalıklardan 10 milyona yakm kuzu daha doğmadan veya doğduk tan hemen sonra ölmektedir. Bu sa yı, milyonlarla insanın gıda ıhtiyacmı karşılayacak kadar büyük bir protein stokudur. Ölen bir ku zunun bir yıl içinde o andaki kilo sunun birkaç misline çıkacağı da düşünülecek olorsa, kaybedilen değerin Önemi daha iyi anlaşıhr. Gerçekten de yıllardan beri Toxoplasmosis adı verilen bir has H. FEVZİ BELER'İN Memur Alınacaktır ' * Elektrik BEYÎNDEN GELEN ELEKTRİK SİNYALLERÎ İLE GÖRME VE DUYMA ÂRIZALAR1 TESBÎT EDİLÎYOR. însan vücudunun sırlarını vermeyen bir organı da beyindir. Yıl lardan beri sürdürülen çalışmalar, insan beynine ait birçok sırrı çözmüşse de çoğu yine karanhktadır Tıp alanmda çalışmakta olan bi lim adamlan herhangi bir organ, insan, yaşar durumdayken müdaı1 kaybından üuyduğumuz acı sonsuzdur. Telefon, telgrafla ve bizzat evimize gelerek bü yük acımızı paylaşan akraba ve dostlarımıza teşekkürlerimizin duyurulmasım gazetenizden rica ederiz. Kardeşleri İffet' BELER, Müzeyyen BELER, Şadiye TÜZEMEN ve yeğenleri. Ortaokul ve Lise mezunları arasından 657 sayılı kanunun hükümleri gereğince, tstanbul teşkilâtımızdaki ünitelerimizde münhal kadrolara tayinleıi yapılmak üzere, Sınavla memur alınacaktır. Yazıh sınav 28.9.1972 günü saat 14.00'de Samatya'dakl Kurumumuza ait îstanbul Hastanesinde. sözlü smav ise 30.9.1972 gühü saat 14.00'de Müdürlügümüz binasmda yapılaeaktır. Smavı kazananların tâyin edilip edilmemeleri tâyin merciinln takdir ve kararına bağhdır. Sınava girmek istiyenlerin. gerekli şartları oğrenmek üzere ıkı adet fetoğrafla birlikte en geç 26.9.1972 günü mesai saatı sonuna kadar Fındıklı Meclisi Mebusan Caddesinde kâın 37 No. lu binanın 5 inci katmda bulunan Müdürlügümüz Personel Şefliğine müracaatlan ilân olunur. (Basın: 21482 666! •I Cumhuriyet: 6676 DÜZELTME Vefatı büyük teessür uyandıran avukat MENKUL SATIŞ İLÂNI Isfanbul 8'ncı • • H. FEVZİ BELER'in cenaze merasimine iştirak eden; telefon ve telgrafla teselli ve sabır dileyen dostlara; gazetelerde yapılan teşekkür ilânında isimleri bulunan aile efradı arasında Dr. Bedi BELER ve eşinin ismi sehven yazılmamıştır. Düzeltiriz. Cumhurivet 6680 Op. Dr. Adnan KİJRKÇÜOĞLll SEYAHATTEN DÖNEREK, HASTALARINI KABULE BAŞLAMIŞTIR. Cumhuriyet 6674 Dosya No: 1970/9307 Mahçuz olup satıîmasına karar verilen 46 700 lira değerinde 1 Adet Abdallar Şehrl filminın birincı satışı 28.9.1972 günü saat 1414.20 de Galata Bankalar Cad. Sümerbank Şubesi Deposunda satılacaktır O gün verilecek bedel muhammen kıymetin % 75 şini bulmazsa ikinci satışı 29.9.1972 günü aynı yer ve aynı saatte yapılarak en çok artırana peşin para ile ıhale edilecektir. Ihale dellâliye karar resmî pullarınm alıeıya ait olup isteklilerin belli gün ve saatte mahallindekı memurıımuza müracaatlan ilân olunur. , (Ba=ın: 2158(1/6662) *••••••••• Ders verebilecek tecrübeli İ ÖĞRETMEN VE MÜHENDİS ARANIYOR Telefon: 26 83 31 l ^ KENDİ UÇAGINI KENDİN YAP MAVA mnrvETtthtnt COÇLENB!SMB VAKFI ••4 *••••••»•»••••••••••••••»»»•••»••»•••••• Ajans: 70325 6672 Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı özel Yardım Fonu ile müştereken Gaziantep'te kurulan cKüçük Sanayi Geliştirme Merkezi Pilot Projesi» nde Proje Müdürü olarak çahşmak üzere Makina, Sanayi veya Elektrik Y. Mühendis veya Mühendis alınacaktır. îyi tngilizce bilen 10 yal civarında Iş tecrübesine sahip olanlann müracaat formunu almak üzere şahsen veya mektupla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Küçük Sanatlar Dairesi Reisliğine 7.10.1972 tarihine kadar müracaat etmeleri gerekmektedir. Ücret yüksek olup tecrübeye göre tesbit edilecektir. Çalışma yeri Gaziantep'tir. (Basın: A. 14300 215656661) Prole Müdürü Alınocoktır Eski İstanbul milletvekillerinden ve eski Ticaret Bakanlarından, ÇÜÜ değerli büyüğümüz •• ' ." ' BUYUK KAYBIMIZ Dr. AHMET OĞUZ ebediyete intikal etmiştir. Cenazesi bugün öğle namazmdan sonra Fatih camiinden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliğinde toprağa verilecektir. A İ L ESî Not: Vasiyeti üzerine çelenk yollanmaması rica olunur. Cumhuriyet (