25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 15 Eylül 1972 INasip lyem, 1. Uluslararası Seramik Sempozyumıma katıhyor Seramikte insan Sernıur SEZER ugünlerde îtalya'nm Bassano del Grappa kentinde düzenle nen I. Uluslararası Seramik Sempozyumu, geleneksel ve çağ daş Türk srramiğini dlinyaya tanıtması yönünden h> •> bir "• • ' onem taşıyor, Sempozyum (seminer) 26 Ağustos 26 £. tarihleri arasında çalışmalarım sürdürecek. Ülkemizden çağnh sanatçı: Nasip İyem. Bassano del Grappa belediyesinin organize ettîği bu seminere Türkiyc'den çağrılan Nasip İyem dışmda İngiîtere, Fransa, Kanada, Beîçika, Romanya, Macaristan, ABD. Hollanda, tsraii, Polonya, Hindistan, İsveç, Avusturya ve Çekos lovakya'dan da sanatçılar çağrıîdı. « . • S Seramik, yalnızca süsieme değildir «Kanımca, bugün jtanlış olarak samldığı gibi pişirilmiş toprak, yaşanıayı süslemeyi amaçîayan bir zenaat türü değildir. Yaşama bir anlam verebilmek, inançlarmı ve nice bir dünya görmek özlemini duyuran bu yolda deyiş gücü olan en eski sanatîardan biridir.» Bu tanım 1960'tan beri seramik, kendi deyimiyle pişirilmiş toprak çahşmaları yapan Nesip İyem'in. Daha önceleri resim çahşmaları yapryordu. Öğrenim gördüğü Güzel Sanatlar Akademisi'nde Leopoîd Levi*nin atelyesinde de 5 yıl resim çahşmıştı. Sonra da heykel ve gravür. 1944 yılmda ressam Nuri İyem'le evlenince resim çaîışmaları «bütün özel yaşantısmı kap lamıştı.» Yine de resim çahşmalarmdan «ilgi uyandırmış, çevre de tutulmuştu. Fakat benim için bu uğraşı alanı daima eksik ve doyumsuz kalırdı» diye söz ediyor Nasip İyem. Ancak pişirilmiş ioprağa yöneldiğinde tutkuyla çalışmaya başladığını söylüyor. Yurt dışına bu ilk çıkışı Nasip İyem'in. Ama yapıtîarı bir çok yurt dışı sergide yer almış. İşte bunlardan bırkaçı: 1960 Münih ve K( İn, 1961 Paris, 1962 Prag Uluslararası Seramik Sergisi (Gümüş madalya iîe ödüllendirilmi?) 1963 Nintb İnternasyonal Exhibition of Ceramic Art's... Ayrıca çalışmalarından «bir köylü kadın başı Türkiye Cumhuriyeti Bonn Elçilik binasıria Nasip l>vm'iıı seramik çahşmasmdan bir örnek: İjte acınm yam sıra yüzyıliarııt sabrını simgeüyen bir baş. Yaşh bir Anadolu kadmı. Yanl bizim kadjnlaıımız. . alınmış 1968'de. 1956'dan bu yana ise Türkiyede kişisel sergilerini sürcürüyor. Bu yılki son sergisi köylü kadmlarmı ve kadın yaşamındaki süşiemeleri konu almıştı. Yazmalar, yemCniler, oyalar çiçek açıyordu sanki pişirilmiş foprakta. Ana oîmayı bekîe3'en kadın • gövdeîeri ikişer üçer vazoîaşmıştı. Ama benim •ilgimi daha çok .Nasip İyem'in yaptığı başîar çekmişti. Bir kısmı çocuk başlarıydı bunlarm. Uyuy.an ya da uykulu bir bakışla bakan bcbekler. Sonra ge.nç kadmlar geliyordu. Uzun saçlıydılar. Başlan çeşitli yöresel süslerle bezeliydi. Ama yüz dururnlarmda yadırgatıc: bir yön vardı. Acılıydı hepsi, korkuvorlardı. Bu acı bîr bekleyişle de sunuluyordu bir umursamazhkla da. Bir baksş biçimiyle kadınm başeğişi simgeleniyordıi. Bir kadınm yüeünde sabır oluyordu bu acmın. korkunun ranısıra beîiren. Bir. genceçik baş, belki güzelîiğine güvenip umudu katm'ışt} gülümseyişine... Ama hiç direniş yoktu, öfke yoktu. Ba>k?.'dın, hınç... Yoktu. Evet bunlar Nasip fyemin iştediğ: karhr^a.rdı, yani bizîm kadınlanmızdı. Hiç yakınmadan «tarlalarm baçak, başak borca saranşmı», «geceler boyu emzirip oyun bahçelerine. saiamadıklan derin uykulardan aîamadıkîan bebelefini», «İstanbulu mesken tutmuş ağalarmı» bir ağıtla dile getiren kadınlarımız. «Ne kız, ne gelin olmuş; ancak ateşe yanrmş» lardı. Ortak yaşamın en büyük emekçisi Bunîarın arasmda büyük bir yaşh kadın başı vardı. Bütün ötekilerden başkaydı. Yüz çizgilerinde, dudaklarrmn kısihşında, bakışlarında acınm yanısıra öfke vardı, direnç vardı. Acaba bu doğamn yaşlanan insan yüzüne verdiği bir özellik miydi? Yoksa sanatçı idealize mi etmişti? Nasip îyem: «Anadolu köylerinde • sade köylerinde değil kentlerinde de öyledir ya • ortak yaşam yükünü kadınm sırtmda görmekteyiz. Tarlada çalışır, evde çalışır, doğurur, çocuk bakar... kısacası ortak yaşamın en büyük emekçisidir. Anadolu kadımm konu edinisimin nedeni bu... Pirenç yokluğuna gelince gerçeği yansıtmağa çahşıyorum. Direnç olsaydı, yaşama başka bir 3rön verilebilirdi. Kadın, «törelerimiz böyle» diye aldatılmıştır. Oysa törelerin iyi düzen ve mutlulu^ uğruna konmaları gerekir. Yaşh Anadolu kadlnı ounu iş işten geçtikten sonra kavrar» diyor bu konuda. İlalya'r.ın Fassano del Grappa kentindeki I. uluslararası Seramik Senıpozyunıu'nda Türkiye'yi temsil edecek olan seramik sanatçımız Nasip Iyem. "Vukuat Vaı%, Altın Koza'da Nejat Saydam: «İddialı buîunduğum bir fıimle bir film şenlsğsne giriyomm» Turhaıı GÜRKAN Türk sineması'nı son yıllarda etkileyen, seksavantür ve ringo akımmın dışına taşabilen, birkaç olumlu yapıttan biri de «Vukuat Var». Orhan Kemal'in son iki cildi yaymlanmamış dört ciltlik büyük bir rnman dizisinin ilk bölümü olan «Vukuat Var HaBimin Çifrligi», romancınin saglığmda Acar Film tarafmdan satın almmıştı. Nejat Saydam, Bülent Oran, Murat Köseoğlu, Acar KöŞadan Kâmil'rien olusan bir 'Rtfrlllca senatyo haline'getiHatfa zâman zaman oyuncııların düşüncelerinden bile yararhınma yoluna gidildi. 1966 dan bu yana liç kez sansür'e gidip geldi ve sonunda onaylandı. İçindeki bazı siyasal bölümler, parti çekişmeleri. bugün için gereksiz görülerek ayıklandıktarî, sonrö. çekım.e 'İlkbahar aylarında başlandı, Bir devre ışık tutan «Vukuat Var» da, Sansür zorunluluğu neclcniyle, snsyalpolitikekono'mık çatı.şmalar etkisiz hale getirilip, aşk öyküsü rin plâna geçırılmiş. Oysa romanda. toprak sorununa değinilmiş, köylünim yavaş yavâş uyanışma eğilinerek, bu tabân Catherine t * • . M Amacım insanı işlemek Türk seramikçiliğinirî Batı Seramikçiliği ve Türk çiniciliği karşısındaki durumunu ise: «Birçok alanlarda olduğu gibi eski Türk Çini işleri de gerçekten Türk • îslâm duygu ve düşüncelerinin ifadesi olan parlak bir çağ yaşamıştır. Selçub ve Osmanlı yapıtiarı buna örnek. Cumhuriyet döneminde ise zaman zaman • ne yazık • ki Batı kopyası durumuna düşesiye bir aktarmacılık ve Bat işlerine körü körüne benzetme çabasına girişilmiştir» diye belirliyor Seramik yapımına getirmek istediği yenilik, «Bugünkti cesaretsiz ve ancak sinırlanmış alanlarda kalmak zorunluğu var sananlar arasmda hem güç, hem aykın bir davranış» sayılsa da «insan konusunu bol bol işlemek.» Çünkü: «Tüm Anadolu'nun geçmişi, Hititten İyonya'jra ve daha önceki zamanlara değin insan ve sorunlarını, yaşam kavgasını, inançlarmı konu edinmiş nice işlerle doludur.» SAV1SIZ ÜNLtİ YILDI2 HAYHANLAKINARAr,MKI\ MUTIl Her şeyi var. Genç, güzel, zengin, ünlü. Ama gerçek anj t lamda mutlu değil. Karamsarr ': icine kapalı. Şaşılacak şey !.. Onda Brigitte Bardot'nun güzelliğini, Marüyn Monroe'nun çekiciliğini, Garbo'nun esrarlı havasım buluyorlar. Bir anlamda gerçekten de benziyor Deneuve, Garbo'ya. Onun gibi insanlardan kaçıyor, onun gibi yalnızhğı seviyor. En kıymet. verdiği kirriselerle bile araya bir mesafe koymayı, bir duvar çekmeyi büiyor. Özel hayatınrn kapıları sıkı sjkı kapalı. Sevdiklerine bile. Röportajlardan. reklâmlardan nefret ediyor. Yollarda tanınmak hoşuna gitmiyor. Düpedüz, gösterişsia, gönlünce yaşamak istiyor Catherine Deneuve. Ama onun durumunda bu zor. Her gün kapısım aşındırıyor gazeteciler. Dünyanm en ünlü dergilerinin, gazetelerinin röportaj tekliflerini reddediyor Ünlü Fransız fotoğrafçısı Charles Bonnay, «Life» içîn bir randcvu isteyıp de, kabul ettiremeyince: «înanılır şey değil bu yaptığı!» cfiye bağırmışt^. «RPD Kruşçev'in, Kennedy'nin, Ho Chi Minh'in bile resimlerinî çek tim..» Türk çiniciliği filmlerle tanıtılacak Bassano del Grappa'daki sempozyumda çeşitli ülkelerden gelen sanatçılar, konferanslara katılacaklar, bir aylık süre içinde istedikleri her cins seramik malzemesj ile diledikleri biçimde çahşacaklar. Sonra da bu çahşmalardan yapılacak bir seçme ile bir sergi düzerılenecek. Nasip İyem. sempozyumda celeneksel işlerimizden Kütahya Çınileri ve yapımını gösteren. ayrıca Selçuk ve Hitit seramiklerini konu edinen renkli üç ayrı filmle tanıtacak ülkemizi. ÖNCE AŞK BAYRAM GEZiSi 30 EKİM / 11 KASIM FİYATLAR İKİNCİ MEVKİ 2500 Türk Lirası Beyaz perdenin karamsar yıldız» Catherine Deneuve den geçmesini, hayatın parmaklan arasından akıp gitmesini heyecanla izliyor. Ölümün öte sinde, beklenebilecek daha .iyı birşeyler oljnadığma inanıyor Beneuve. Geleceği merakla. ama korkusuz ve umutsuz bekliyor. Bir tek çabası var bu bekleyış sırasında. Özel hayatını her ne bahasına olursa olsun korumak. Çünkü onu korursa, vahşi bir ormana benzettiği bu yaşantınm içinden, bir mutlulutc payı kopaıabileceğıne inanıyor. Kapılarmı sımsıkı kapalı tutmasının, özel hayatını vahşice savunmasınm tek nedeni bu. BIRİNCİ MEVKİ 5000 Türk lirası ÇOCUKLAR 1000 Türk lirası Avrupa Limanlarına GRUP TENZİLÂTI Milyonda bir Bugün dünyanm en ünlü gazete ve fotoğrafçılarına kafa tutan Catherine Deneuve, mesleğe 16 yaşında, ablası Françoise Dorleac'la birlikte çevirdiği «Çarpan Kapılar» adlı filmle başladı. Ama şans 19 yaşında çaldı kapısım. «Cherbourg Şem siyeleri» ile bir anda dünyaya duyurdu adını. Sonra filmler filmleri izledi, başarılar başarıları. Bugün milyonlann sevgilisi. Hayranları soluk kesecek kadar güzel buluyorlar onu. Catherine onlarla aynı fikird"e değil. «Güzel sayılmam ki ben» diyor. «Hoşum belki, o kadar. Ama dünyada milyonlarca hoş kız var. Ne ifade eder bu?..» Ününü güzelliğine değil de, sanat gücüne .borçlu olduğunu düşünüyor. Onunla çalışan yöneticiler de onun bu düşüncesini destekliyor ve Catherine De neuve gibi güçlü bir oyuncuya pek az rastlanacağı kamsında birleşiyorlar. N0I: Eamazaa aünasetetiyie geraide,iftar gice ve sahıor yemekleri Yerilecektir. kuiüpieri. İstanbul Pire (Akropol Atina) Napoli (Pompei Harabeleri, Capri Adası) Civitaveccia (Ronıa) Livorno (Pissa Floransa) Barselona (Flamengo Oib.idabo) M a r s i l y a Catania ( Etna Yanardağı ) I.ttanbul MÜRACAAT : Gazetecilsr Cemiyet Binası, Cagaloğlu Istanbul. Tel.: 22 54 08 GÜNEY Sanat Dergisi Abone : Yıllık 30 TL t BÜYÜK FİKÎR KİTAPLARI DİZİSÎ, No. 16 Orhan Kcmal'hı üıılü romaıu «Vukuat Var», Acar Film taraImdaii Nejat Saydam yönetimindc sincnıaya uygulandı. «Altın Koza» Fihıı Şcnliği'nde şansını dcniyor. Fotoğrafta «Vukuat Var»ııı bir sahncsinde Muzaffer rolünde Kartal Tibet . ve Güllü rçSünde Tiivkân Şoray görülüyor. üzerine aşk öyküsü oturtulmuştu. Romanda polıtik • sosyal çatışmalar önemli bir bölüm tutuyordu. Hatta 1954 seçimlerinde roman büyük etken olmuş, o zamanki iktidar partisinin seçimleri kazanmasında büyük rol oynamıştı. Filmin yonetmeni Nejat Saydam, ilk kez iddialı bir sinema ürünü çektiğini belirterek şöyle diyor: « Rnmanriaki particilik savaşmı, filmde kaldırmak zorunda kaldik. Romanın kahramanı Muzaffer'in karakteri yönünden bunun bir yorarı da yoktu üstelik. Romanda sosyal çevrenin anlatınıı daha gok bclgeseldi. Sinema olayı değildi bütün bunlar. Orhan Kemal de sağlığında, kitabındaki parti sorunlanna değinerek (Bunların1 sinemaya bir katkıda bulunduğunu sanmıyorum) deınişt.i. Romanı sinemaya uygularken ana düşünceye dokunmadık. Kıyafetler, çevre aynı sckilde işlendi. Adana'dan İstanbul'a göç eden ailenin gelenek ve göreneklerini bırakmayışını, büyük kentin iç.üxle bozulmadan kendi yaşantılarını sürdürmesini, Güllü' nün toprağa dönme tutkusunu ve sonunda nasıl amacma ulaştığını anlattık. Er.nlar filmin Sbsyal yönü oldu. Yani sosyal yö'nü, sanıldığı fiibi çiğhemiş degiiiz. Bu tutkunun, Muzaffer'in ana kişiliği üzcrinde de etkisi oluyordu. Topraği bırakmış, büyük kent.te fabrikatör olmu? romanm kahramanı, Güllü'de geçmişini buluyordu. Ve sonuvOa ortntu'ir;ığa dnnüyordu.» I OSMAN PAZARL1 İSLÂMDA AHLÂK Modern ilmin ışığı altında Islâm ahlâkının temel kavramları, özellikleri ve başlıca ahlâkî eseflerimiz... tslâmda Ablâk, çağımızın aydın Türk'ünün özlediği modern ahlâk anlayışına öncülük edecektir. 379 büyük boy sayfa • Mükemmel baskı • 25 TL. K1TABEVI ISTANBUL Cumhuriyet: Yarım kadın Bugün 27 yaşında Catherine Deneuve. Büyük bir ünü, büyük bir serveti var. Buna karşılık his hayatmm pek de başarılı geçtiği söylenemez. David Bailey'le başarıya ulaşamamış bir evliliği, biri Vadim'den biri Marcello'dan evlilik dışı iki çocuğu var. Özel hayatını eleştirenlere, bütün güzelliğine, dişi görünüşüne rağmen duygudan yoksun, soğuk bir kadın olduğunu söyliyenlere gülüp, geçiyor. «Başka kadmlara benzemem, diyor, mesleğim her şeyden önce gelir. Koca, çocuk, sevgiti hayatımda ikinci plânda...> Duygularmı, düşüncelerini kimselere açmıyor, açanlardan da hoşlanmıyor Deneuve. «Hayatta herşeyi söyliyebileceğim tek insan Françoise'dı, diyor. Birbirimize taban tabana zıttık onunla ama. birbirimizi tamam lardık.» Françoise Darleac'm bir otomobil kazasında ölmesinden bu yana 5 yıl geçmiş bulunuyor. Ama onun boşluğunu hâlâ duyuyor Catherine Deneuve. Hâlâ kendisini yarım hissediyor. Mesleğinin zirvesinde bugün ünü, serveti, çocukları, hayranları... Ama bütün bunlara rağmcn iyimser değil, karamsar. Kaderci. Günlerin, haftalarm, aylarm ve yılların birbiri peşin P.K. 1353 Isfanbul YOK OLANLAR ItBİlİOTIIİ kısa sürede hatasız İNGİLİZCE ögreteıii kitap I «KOLEMANİT CEVHERİ NAKLETTİRİLECEKTİR» W8üi\ beslenme\ zayiflama ETIBâNK MUDURLUGUND 1 Emet'ten Bandırma'ya kamyonla 60.000 ton Kolemani cevheri naklettirilecektir. 2 Nakliyata ait şartname, Ankara'da Genel Müdürlüği müz Saltınalma Şubesi Müdürlüğünden tstanbul'da Bar kamız Alım Satım Şubesi Müdürlüğünden. Emet'te Kc lemanit İşletmesi Müdürlüğünden ve Bandırma'da Bc raks Asitborik ve Sülfürikasit tşletmesı MMdiirineür den temin edilir. 3 İhaleye istirak edecekler şartnamede rnevcut tsteruie belgeler ile beraber yeterlik belgesi almak üzere 13.9.197 tarihine kadar Genel Müdürlüğümüze müracaat ed< cekler. En geç 22.9.1972 tarihinde veterlik belgesinj G < nel Müdürlüğümüz Satınalma Şubesinden alacaklardır 4 Isteklilerin teklif mektuplarını 26.9.1972 Sah günü sag 14.00'de Genel Müdürlüğümüzde bulunduracak şekild postalamaları veya bu saate kadar Muhaberat Servis mize vermiş olmaları lâzımdır TPkMf zarfîan aynı gü saat 14.30'da açılacaktır 5 Bankamiz 2490 sayılı kanuna tâbl değildir. 6 Postada vâki gecikmeler nazarı itibara alınmaz. mutlu ol sağlıklıol YER DEĞİŞTİ « Türk Sinçnuısma iyı bir yapıt kazandırdik» diye ekliyor Nejat Saydam: «Çekim yeri olarak Adana'yı, konunun geçtiği yöreyi düşünmüştük. Ama çeşitü nedenlerle bunu gerçekleştiremedik. Ciftlik salmelerini, İzmir dışında ve Çatalca'da çektik. Hattâ İzmir çalışrnalarımıida arkada görünen dağlar, Toros'lan andınynrdu: Vs o havayı veriyordu. İç sahneleri plâtoda bitirdik. Türkân Şoroy'ın rolü de çok iyiydi. Öteki rollerinin dışında, iyi bir çizgiye erişt.iftini bize gösterdi. Muzaffer'le evlenip sosyeteye girdikten sonra bile kişiliğini yitirmeyişini, çok güzel koydu ortaya. Film, yurdun birçok yerinde gösterildi ve çok iyi karşılandı. Yıllar önce katıldığım (Buzlar Cözülmeden) filminden sonra ilk kez, iddialı bulduğum bu filmle bir film şenliğine giriyorum. «Altın Koza» da «Vukuat Var» dan başka Mevlâna felsefeKini yansıtmağa çalışan «Aşklarm En Güzeli» filmimle de bir şans denemesi yapacağım.» CDKSfil DfBSSfllSİ BfyflZll,İGTflfiBUI H1275137* Fjatı: 5Q.^ JJradır, ş > Ödemeli gönderilir veya dersaneden temin edilir, Sadetten fazla siparisleıt)e%2Oindirim yapılır. Genç kalarak uzun yıllar hastalıksız yaşamanın bilimsel yolunu gösteren ünlü beslenme uzmanı HAUSER' in, milyonlarca insamn hayatını değiştiren yeni kitaplan çıktı. ödemeli isfeme adresi: P.K. 22, Beşiktaş îstanbıü Genel Dağıtım: BATEŞ (Basın: A. 14013 • 21060
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle