Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 9 Ağustos 1972 on günlerin özel sektörcü beyanlan gerçekten ölçüyü aşmıştı. Kolay tekerlemelere benzer, cözel teşebbüs kalkınmamızın ve hürriyetimizin teminatıdır» gibi »ozler, her türlü ciddi. yettea uzak övgüler, sağlam bir ekonomı politikasınm pesin ysrgılarla gözdtn kaçacağı endışesini doğurmaya başlamıştı. Bu hava içinde başka ekonomik sorunumuz kalmamış gibi, demir ve çelık endüstrilerinin özel teşebbüsle ortak yonetimi gibi en akıl almaz yollara girilmeye başlanmıştı. Bu durumda Sayın Halıl Tunç, ve hele Başbakan Melen, Üçuncü Beş, Yıllık Plân' IB bütün imkânlarımn özel teşebbüse bırakılacağı beyanından sonra susmuş ols* idi, bir işçi sözcüsü ve hele Cumhurbaşkanı tarafından parlamentoya sokulan bir isçi lideri olarak susma yolunu tutsaydı, bir tuhaf olurdu. Sayın Tunç bu konuşmasıyla bizim oteden beri eleştirdığimiz hükumetin aşırı sağ (evet, aşırı ozel teşebbüsçüluk asın sağdır), polıtik felsefesine cid'di ilk elejtiriyi getiren pohtikacı olmuştur. Sayın Senatör ve Genel Sekreterin beyanlanna karşı ışadamlarının demeçlen de gazetelerde çıktı. Bunu da tabiî karşılama'c lâzım. Bız bu tartışmanın üç noktasına değinrnek istiyoruz. Bu yazıda ilk olarak devlet teşebbusçuluğu ile ozel teşebbüsçülüğiın karşılaştırılmasmı el» »lacağız. Tunç'a cevap veren iş çevreleri terasilcileri, Î.D.T.'nin daima zarar, özel teşebbüsun ise kâr ettıği ve devlete vergıler ödediği noktasında yoğunluk kazanmaktatfır. Ömeğin Sayın Feyyaz Berker, Devlet Teşebbuslerinın 1970 vılında 1 milvar 105 milyon Turk lira<;ı zarar ettiğini ifade etmekte ve bu noktadan hareketle devlet kuruluslarının iyi çalışmadıkları sonucuna varmaktadır. îktisadi devlet kuruluglannın kârlı olamayışları geçmişte çok konusulmuştur, gelecekte de çok konuşulacaktır. Konu gerçek açıklığıyla ele alınmalıdır. Burada bunu yapacağız. S Olaylar ve görüşler betinden uzak, kânn Türk toplumuna maliyeti acaba düsünüldü mü? 1.500 dolarlık bir otomobilin vergisiz 60.000 liraya, kamyonun 250.000'e satıldığı, bir devlet himayesi arkasında gerçekleçij'or bu kârlar. Iki kesim üzerine ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU alıp, onu 11 milyon liraya satmıştır. Ulusal ekonomi bakımından onemlı oian, ıste bu topluma katma değer adıyla eklenen kısımdır. Îktisadi Devlet Teşefckülleri, ya da herhangi bir teşebbüsun toplum içindeki yeri bu katma değer ile ölçülmelidir. Boyle olunca da kâr hesabı tktısadi Devlet Tesekküllerinde ikinci dereceye İnmektedır. Kârdan ayrı ve toplum bakunından asıl önemı taşıyan bu toplumsal yarar yanında bir de rakamla ölçulemiyecek yararlar vardır. Örneğin, kâr etmejen Devlet Demir Yolları, gelismeraış bolgelere uygarlık ışlğını götürmektedir. Aynı Demiryolu, Divnği'den aldığı demir cevherinin Karabük ve Ereğli'ye taşınmasında başrolu oynuyor. Sayın Feyyaz Berker'in zarar edîyor diye kötüleyebıleceği SEKA, 1970'te ve diğer yıllarda Türlt halkına ve basınına kâğıt sağlamıstır. Bunun sağladığı külturel ya. rarı kim küçümseyebilir? Türk ekonomisine gerek kâr '(katma değer) ve gerek diğer kültür, sosyal değerler sağlamakta Türkiye'de en dnemli sahalarda önderhk devlete ve devlet kuruluşlarına düşmektedir. Sayın Tunç haklıdlr. sonel Kanunundan sonra bu fark daha da artmıştır. Ikinci'neden de, jktisadî devlet tesekküllerinde personel fazlalığıdır Aslıncfa bazı işçilere değilse bile, bazı memurlara odemeler yapılır, ama bunların fonksiyonu yoktur. Yani yapılan odemeler bir çesit işsızlık primidır. Turkiye'de devlet, işsızlere prim ödeseydı, bu ödemeler ki?ıler bakımından daha a2 otea bıle toplam bakı. mından daba yuksek olacaktı (Tabiatıyle bu ıstihdam polltıka' sını onaylamaya ımkân yoktur. Fakat bu baska bir konunun sınırları ıçindedır). Iktısadî devlet kuruhjşlarının bir başka zara' veya az kâr edıs nedenl. ürettıkleri mal ve hızmetlerı ucuza satmalandır. Örneğln TEK, KarabOc Demir ve Çelık, Ereğll Kömür Isletmeleri tekel durumundadırlar. tsteseler ıstediklen kârı elde ederler. TEK, elektrigi birksç kuruş fa'zlaya, tstanbu) Belediyesi Elektrik îdaresi tarifesi üzerınden, satsa. elıfe ecieceği kâr astronomik olur. Ama o zaman özel sektörden ayakta ne kahr? Bazı iktisadi kuruluşlann az kâr edıs nedenı, zarar ed:ş nedeni belki de özel sektorü ayakta tutan nedenlerden bıridır. Îktisadi devlet teşekküllerl büyük kısmıyla petrol ve marfenleri işleten, temel enerji kaynaklannı Işleten, temel yatınm madde ve malzemelerinı endustriye sağlayan mılli kurulu^lardlr. Yabancı sermaye ile yabaneı sermaye millî sermaye karması teşebbüsler bir yana bırakıllrsa, kendi özel sektörumüz bu miUî ekonomiye temel olan konulara ya hıç el atmamı«tır va da atsa bile yetersiz kalmıstır. Örneğin petrol konusunda bır tek cıddi arama sirketı (Turk özel sektöriince) kurulmuş değıldır Kâr noktasına son vermeden önce bir noktava daha parmak basalım: Toplum bakımından önemh olan kâr olduğu zaman bu kârın nelere malolduğudur. Bunu, hele kaynakları kıt bir ülkede, mutlaka ve tıtızlikle aramak gerekir. Devletin benzeri ya. bancı mallara koyduğu yasak duvarlar arkasında, ithalât reka Kaynaklar * , Kârın tanımı önee kinn tanımınd'an i«e baslıyahm.. Kâr. bir teşebbüsten, tahıbinin bütün giderler gittikten sonra elinde kalan gelir fazlasıdır. Bu giderlerin bir kısmı ücrettir, bir kısmı ham maddedır (meselâ ipük yaparken pamuk veya tops)\ bir kısmı enerjiye harcamr (komür, elektrik, akaryakıta), bir kısmı İse makine ve binalara hesaben ayrllan bir yıpranma payı (amortlsman) dır. Bir teşebbüsun topluma yararı olçusü kâr değildir. Kâr yalnız teşebbüs sahibine sağlanan yarardır. Bu yararın bir kısmı olçulebihr ve adına «net katma değer» denir. Açıklayahm: A fabrikası 5 milyon liralık pamuk (ham madrfe) satınalır. buna 3 milyon lira işçilik ve yarım milyon lira enerjı gideri harcayarak 11 milyon liraya satarsa, kâr. 11 milyondan masraflar tutan olan 8.5 milyon lira çıkınca kalan 2.5 milyon liradır (1). Katma değer ise 2.5 milvon lira kâr ve 3 milyon lira işçilik olrnak uzere 5.5 milyon liradır. Yani bu isletmenin topluma ka*kısı 5,5 milyon liradır. 5,5 milyon liralık ilk madde ve hizmet Zararın nedenleri • Bir de zararın nereden geldiğini anlayalım: 2arar niye olur? Birkaç ihtimal vardır. Ya ucretler yuksektir. Gerçekten Sayın Tunç'un birçok kez ıfade ettiğı çibi ve bizim gozlemlerimız sonucu vardığımız kanıya göre tktisadi Devlet Teşekküllerinde ucret fonlarınm fazlahğı kesindir. Ücret fonunun yüksekliği iki nedene davanır: Birincisi devlet kuruluşlarında ücretlerin ve yan odemelerin özel sektörden yuksek olmasıdır. özel sektor kılit adamlara, yuksek mevkidekl yöneticilerine yuksek ücret öder ama, orta düzeydeki personelinden bunu esirger. Hele Per • Sayın Feyyaz Berker, Tunç'a cevap verirken f D.T. yatınmlannın yapılması için 1970'te 7 milyar bütçe ve dhs proj« kredi kaynaklanndan yararlandıgmı sdylüyor. İJJ.T. yatırjm indiriminden yararlanmazlar, piyasadaki normal banka kaynaklarından yararlanmazlar. Buna karsılık özel sektörüp arkasında 37 milyar 500 milyon liralık kredi, kavnağı vandı. 196a*da krediler toplamı 33.7 milyar lira olduğuna göre, özel sektor bir yılda 4 milyara yakın ek vabancı kavnak. kuilanmıştır. Bir vılda aldığı yatınm indirimi. güçıruk muafıyetleri ve taksitlendırmeleri, vergi borç taksit!end;rmelerı bu kaynağa dahıl değıldjr. Yatırımların uzun vadeii kredilerle yapılması gereginı zaten kim inkâr edebilir? Sayın Berker'e şu soruyu soralım: Carî işlemlerinde I D T. bankalardan kredj alamazlar. Aynı kurala özel sektorü "tâbı tutsak, acaba kaç isletme ayakta kalabilir? Toplumda. kı .bütun mevduatı kullanıp karsısındaftinio .kullanamadlğı. temel mal* ve hizmetlerin ucuza alındığı. devletin vasak duvarlan arkasına sığınılan bir, topLumda sonra, da ben kâr ediyorum diye ö\unmektir bu ^unun' insa/a siğar veri olamaz. Ikfısadî devlet kuruluşlarının biH'uk ısraflar içinde olduju sovksır Doerudur A^lında özel teşebbüsleı» de büyük israflar ıçmdedır Babıâli'de bugün b»r yandan. matbaa makinesi ithal .edilirken, 7 adet rotatif issiz kaimaktadır Bir büyuk gazetemn rotatifi .zaten günde 35 saat çalışır. Bütün bu idetmeler, bu kadar israfa rağmen kâr edivorlarsa, bunun bir anlamı »ardır. 100 kamyon yaparak 1 vılı geçiren bir fabrika kâr ediyorsa bunun bir anlamı vardır (2) Bazı pres ve makineleri yılda saat toplamı bir ay çalışmayan sınai teşebbüsler kâr ediyorsa, bu israfların bu topluma bir maliyeti olduğu mutlaka düşüntilmeljdir Asıl sorun. bu işıafları, devletin önayak olacağı emredici tarafı âğır basan bir plânla törpülemektir. Devlet • özel teşebbüs kavgası vapmadan önee düsünülecek nokta budur. Bu demek değildir ki, tktisadi Devlet Teşekküllerinl düzeltme gereğı yoktur. Bu gerek vardır. fakat volu, devlet işletmeciliğini haksız vönlerden elesfirme yolu değildir. (1) Kolay anlatım t\»tın içın amortisman, yani sabit tesislerdekl yıpranraa payı gıfır olarak alınmıstır. (3) Normal bir ckenomide en az 4 . 5 bin kamvon yapılmadan kârlı noktava ^eçilemez. Ama ekonomimiz öyle çarpıtılmıştır ki, Türkive'de 100 kamyon imal edebilen firma bile kir edebilmektedir. . Anlamı var mı ? OKTAY AKBAL Evet Hayır tan bir yükün nedenını vozemedığimizde... •Üç Kız Kardeş». <Martı» «Vişne Bahçesi», «Vanya Dayı> îlkin bir umutsuzluk, bır hüzun, bir yenilmişlik duygusu verir. Vişne bahçesi sökülecektir. Vanya dayı yaşamda aradığını bulamamıştır. Üç kız kardeş taşranm boğucu havasmda sönup gidecektir. Nina bır martı gibi kanatlan kırılıp çamurlara düşecektir. İyunserlik, mutluluğa açüan bir yol, bir kapı yok gibidir. Yaşam bir kısır döngüdür. İlk bakışta, derine inmeden görülen budur. Bir yanlışlıklar dizisi, budalalıklar yığını. Sonuç yenilgiler, yenilgıler.... Ama bu yalnız o gunü yaşayanlar içın öyledir. Bır gunü, belirli bir zaman parçasını. Insanoğlu içinde bulunduğu koşulları aşabilir, geleceği kurabiCr. Çehov yarından, yarıniar'dan umutiudur. JJmudu da apan bir çoskudur bu duygu. Butün oyunlarmd'a, öykülerlnde lcaramsarhğın bittiği yerde iyimserlik başlar. Bir sınır çizgisi vardır gözle görülür görülmez. Yenik lıkle yengi bir aradadır. Bir adım attın mı geçersın öte yana. Yıkümışlık kalır burda, mutluluk senin olur. İnsandır yaşamda herşeyi anlamlı kılan. «Kar yağıyor, bunun ne anlamı var?» diye soran kişiler, yaşamm boşluğuna ağlayan kadınlar, çöken bir dünyanın ardından üzülenler, hepsi hepsı yeni bir yaprağın a* çıldığını anlatmak isterler. Daha iyi bir yaşam, daha iyi bir insanlık, daha iyi bir dünya... Çehov'un yapıtlan bunu verir, sezdirir, yaşatır o oyunları, öyküleri gereği gibi okuyanlara, oku. masını, anlamasını, duymasını bilenlere... îşte herjer kapkara, yağmur öncesi, fırtma öncesi... Ne anlamı var? İjte yaruılardan umut yok. Yaşamanın ne gereğj var? lşte yenilmişiz, yitirmişiz guvenimizı. Direnme boşuna. Hayır hayır bir anlamı vardır bütün bunların. Herşej ın. Anlamsızlık, en büyük anlamı kurmakür, yaratmaktır. Ne çok şey anlamsızsa, yani anlamsızlık ne denli yaygınsa, içimizde dışımızda anlamsızlığı ne denli çok duyuyorsak, yaşıyorsak bilelim ki, hepsinin bir anlamı vardır, hem de büyük, ölümsüz bir anlamı.... Bugün bilemiyoruz, duyamıyoruz, ama yann bütun bu anlamsızlıklarm taşıdığı anlamı göreceğiz karşımızda.... Bilim yaşantımızda gie kar yağıyor, bunun bir anlamı var mı?» Çehov'un «Üç I^ız Kardeş» adh oyununda Tuzenbah böyle der. Bir soru değildir bu. Bir kabulleniştir, benimseyıştir. Anlamsız bır dünyada yaşadığımızı söylemek ister Çehov'un kişisi. Yıkılmış, ezilmiş, bezmı* Umutlarını yitirmiş, gelecekten hiç bir şey beklemeyen Rus aydınlan yüzyü başlannda herşeyi anlamsız, yararsız buluyorlardı. Çarlık olanca baskısıyla ayaktaydı, yıkılacağa hiç benzemiyordu. Rus aydmlan da evlerde, ocak bajlannda çay içerek, votka içerek felsefe yapıyorlardı ken dı kendilerine. Herşeyi anlamsız buluyorlar, yaîamayı gereksiz görüyorlardı. Oysa doğada anlamsız bir şey yoktur. Anlam, bir gereklilik belirtisidir. Gereği olan nesnenin anlunı oluc Her nesnenin de bir gereği vardır. Bkyerdft gprekli olur. Vazgeçilmez olur. Aranır, istenir o nesne, o insan, o olay. Kar yağıyorsa gereği vardır da ondan yağıyordur. Mevsimidır, kann yağması doğa için gereklidir o mevsimde. Bize göre anlamı yoktur belki, kar yağmasın da yağmur yağsın, ya da güneş açsm isteriz. tstersiniz, ama olmaz ijte. Kar yağar zamanında, güne; de RÇacaktır zamanı gelince. Anlam var her işin başında, anlamsızlık değıl. Kişi karamsarlık günlerinde arar bulur bu anlamsızlık duygusunu. Hepsi o kadar. Yoksa doğa anlamhdır. Anlamlı olduğu i?in de doğadır, yeryüzüdür, evrendir, insandır. Bindiğiniz vapur sizi nereye götürüyor? Ya da otobüs? Bazı anlarınızda bilmek istemezsiniz bunu. Yanınızdaki dost, arkadaş, sevgili de size uysun, sormasın bir şey. Anlamı olmayan bir gidiş olsun öylesirıe. Hep bir yerde binilir bir yerde inilir. Yönler, sonuçlar önceden bellidir. Açık seçiktir yaşam. Bu vapur Kadıköy'e gider, ju dolmuş ŞişIi'ye. Anlamsızlık gene yok i?te! Atladmız bir taşıta sormadan öğrenmeden. Götürür bir yere bırakır sizi. Bilmek istemeseniz de. Kafanıza vura vura gerçeklerini ögretir size yaşam. Ne denli kaçmak, kurtulmak isteseniz de.... Çehov'u açar okurum zaman zaman. Yaşamda bır anlam bulamayınca.... Çünkü hepimiz yaşanz böyle anlan. Bir kısır döngüye yakalanıp içındon çıkamadığımızda. Ağırlığı gittikçe ar ZARARLILAR! MİKROPLA YOKETME FAYDALi METAN BAKTERÎLERÎNİN BÜYÜYEBÎLECEĞI BİR ORTAM YARATILTYOR, SONRA DA BUNLAR ÇESİTLt KİMYASAL ÎŞLEMLERLE SAJ" HATE GETtRtLİYOR Zararlıian mkroplarla ya da mayalaşma tekniğiyle yok etme konusunda yapılan çalışma ve araştırmalan, Sıttinghbourne' deki Borden Lâboratuvarında 50 uzman yürütmektedır. Ud yıldır çalışmalarını sürdüren lâboratu\arda, mikrobiyolojilc ve mayalaşma projelen ticarl değer kazanacalc şekilde geliştırilmektedir. Mikrobiyoloji bolumünUn sorumlusu Dr. Barry Herbert, son çalısmalan şöyle anlatmak tadır: cŞu anda mikropların zarar» lılara karşı kullanıimastnı, bıyolojik kontrol metodları ile geliştirmış bulunuyoruz. Ayrıca faydalı raetan bakterilerini ayırmayı başardık. Ve bunu bir proje haünde mayalaşma bölümüne sunduk.» «Mikro organizmalann nasıl ayrıldığı» konusunda ise Prof. Norrıs, «Biz, metanı bır enerji kaynağı olarak kullanılan baKterilere ayırmalc ıstiyo, ruz. Bunun için metan yönünden zengln olduğunu bildigimız su blrikintılerinden örnekler alarak, faydaiı metan baktenle rının büyuyebileceği bir ortamt 5'aratıjroruz. Çeşitb kımyasal ışlemlerle de bunlan saf hale getıriyoruzi) sekünde konuşmaktadır. Mikro bıyolojl Dolümünde incelenen bır diğer konu da doku kUltUrlerınde bocek vırüslerını uretmektır. Amerıkalı profesor Ron Gardiner. verdıgı bilgıye göre, tırtıi yumurtalanndan bazı dokular alınrcakta, hazırlanan özel bir ortamda bu hücreler büyütülnıektedır. Uj'gulanan metodun hedefi huc relerı, zararlüarı yok edıcı şe> kılde geliştırmektir. Bu sağlandığı takdırde de, zararlılara karşı kulianılan ve fakat çevre kirlenmesine yol açan kımyasal iiaçlardan vazgeçilecektir. Mıkrobıyal bölümdeki çalışmaları yürüten Dr. Somerville, iki toktın çıkaran bir cins bak ten üzerınde çahşıldığını, tok Daha mutlu yaşamak MİKROPLARIN YARDIMI İLE ZARARLILARI YOK ETMEK, EKZOSLARIN SAÇTIĞI ZEHİRLERİ GİDERMEK, OKYANUSLARIN BİLİNMEZLİKLERİ?4l ÇÖZMEK VE GÖZE GELİŞTİRİLMİŞ MERCEK YERLEŞTİRMEK BİLİM ADAMLARINÎ GÜNÜMÜZDE MEŞGUL EDİYOR. ı l VECDİ KIZ1LDEMİR tısı batırümıştı» çeklindeki söylentüeri üzenne söz konusu ye re gdnderümış ve yaptığı dalıs sonucunda denizaltı yenne Datık bir ticaret gemısi bulmustur Mini denizaltı aynca, film çekımj ve reklâmcılıkta da tcul lanılmaktadır Örneğin; «Şarlok Holmes'ın özel Hayatı» adlı fil mm çekiniinde Pısces'ten faydalanılmıştır. SUNt MERCEK ,RETİNASl ZEDELENMEMtŞ VE SİNlRSEL ÇALISMALARI DEVAM EDS3* CÖRMIYEN GÖZLER ÎÇİN YENİ BİR . UMUT KAPIS1 .AÇILDL Yaklaşık olarak 1İ5 bin körün bulunduğu İngiltere'de göze sunl mercek tatana tekniği bır thgillz doktoro tarafından peliştirilmiştlr.' üç devrede ferçekleştlrilen amelryat sayesmde retinası zedelenmemis ve sinirsel çalısmalan devam eden göze fcörme özelligl tıazandıran mercek sistemi körJertçln venl bir umut kapısı otmuşt'nr Göze mercek takılmadan önce kotriea tabakacı komşu doIrulardan alınan part?alarla ırüçlendirilmektedır. tkincj devrede mantar blçimli bır plâstık tutucu göze verleştinlmekte organ bu parçava alıştıktan sonra amellvatm Uçüncü bölümil uygulanmakta ve tutueuy8 mer cek takılmaktadır Sonucu 1214 hafta içinde alınan bu işlemin trahom mücadeleslnde de büvük bir adım olduğu btldirilrnektedir Bugune kadar mercek takma sistemlyle yapılan 50 ameUyatın 25'i başanlı sonuç vermiştir. Başancız sonuçlanan amelıyat larda ise, başka arızalar çıktığı için göriis sağlanamamıştır. Göze mercek takma çalısmalan şimdüik 65 sterline malolmaktadır. B'indan sonrakl çalışmalar sonunda bu rakamjn daha da düşeceği belirtilmektedir. Katallst takılan btr otomobil dentniyor. Yaptlğı i} çok büyük olaa mlni denizaltı. t İstanbul dukalıkları CİHAD BABAN on günlerin gazetelere geçmi? konuşmalarmdan bir örnek vereyim: Ben Yedikule dıtındaki bostanlardan. o da haldeki esnaftan haraç ahyorduk.. Hesaplaşma oldu, ben öldurmeseydim o öldürecekti !.. Istanbuldayız, anlaşılıyor ki bu İstanbul, bölge bölge kabadayılar arasında taksim edilmiş, kimi Beyoğlunun kımi bostanların, kimi Halin haracını yiyor. Zavallı vatandaşlar da bunların şerrinden korktuklanndan kazançlarını götürüp bunlara teslim edıyorlar. Kumarhane işletmek bunlara ait görev, sıkıldıkları zaman adam öldürmek bunların işi. Beyaz zehir, beyaz kadın ticareti bunların tekelinde.. Bu hal yıllardan beri devam edıp gidiyor, bızler de ortada güvenliğimizi temin eden bir devlet var zannediyoruz. Seçimler oluyor, iktidarlar değişiyor, devrimler oluyor, sıkıyönetimler ilân ediliyor fakat bunlara hiçbir şey olmuyor, Bunlar çok hürmetkârdırlar, nitekim son hesaplaşmada cebinde 41 bin lira ile kurşun yemeğe gıden sabıkalı, yolda Emniyetten birine rast geliyor. Attık uslu oturuyorsun ya!. O emniyetçinin eline sanhyor, Şüphe mi ediyorsun ağabey, artık tamamıyle usluyum ve beş dakika sonra da gangsterlerle muhasebesi neticesi kurşun yagmuruna tutuluyor. Mühim olan bir sabıkalının ölümü değil, onlar kendilerine göre adaleti, kendüeri yerine getiriyorlar. Mühim olan bu insanlann yetişmesi, çoğalması, haraç devleti kurarak yülar boyu yaşayabilmeleri ve polisin, adliyenin, idarenin yani hükumetin gözü önünde sömürgeler tesis cdebilmeleri, ve battâ bu sömürgelerin taksiminde birbirlerine karşı savaş açabilmeleridir. Mühim olan Türk toplumnnun bu gibi jerirlerin doğmasına, yaşamasına, gelişmesine, mal ve mülk, yalı, aparünan sahibi olmasına hattâ bunların toplum içinde saygı görmelerine elverişli olmasıdır Bir haraç endüstrisi verimli olarak işlemektedir, eğer bu haracı ödeyen vatandas bilse ki bunu isteyen cezasmı bulur, bunlar boyle gelişemez, aksine vatandas artık bunların dokunulmazlığına kanaat getirmiş ki, hiç tesini çıkarmıyor, vergi memurunu atlaürken bu derebeylerin hissesini derhal vermekte tereddut etmiyor. Günden Güne sınlerden bınnın saflaştırılması yolunda çaba sarfedildiğini anlatmakta, toksinın çalışma sistemini açıklığa kavuşturduklarında zararlı böceklerle mücadelede soz konusu toksinin kul lamiacağıru bıldirmektedir. EKZOS GAZI ZEHİRLENMESİ ON Y1L İÇİNDE BÜTÜN DÜNYADA BELİRLİ TEMİZLİK NORMLARININ KULLAN1LMAS1 TAŞ1TLAR ÎÇİN ZORtTNLU OLACAK. Ekzos gazının çevre sağlığına yaptığı olumsuz etklyı gıdermek amacıyla dünyanın hernen her yerinde çalışmalar sürdürülürken ünlü ICI firması da ucuza malolan ve otomobıllerın S Asayiş anlajnşı, bu cinsten suç anlayışı ile lâubali bir tarzda kueak kucağa yaşamasa, lstanbul böyle bolgelere aynlarak eli tabancalı zorbalann nufuzu altına düşer mi? Artık ciddi konuşmanm zamanı geldi; kim ne derse desin bu hal devlet anlayışı ile, hayır devletin varlığl ile telif edilebilir bir hal değildir. Eğer hükümet, polisiyle, jandarmasıyle, bu soygunların hakkmdan gelemiyorsa yapüacak şey iflâs borusunu çalarak vatandaşlara başınızın çaresine bakın demektir. Emin olun vatandas, devletten ümidini kesip çaresiz kalsa, kendi işini kendi görür ve bu jerlrleri muma çevirir... Ama hükümet varlığma rağmen bu hal boyle devam ederse, polisin üniformasına, rütbesine, emrine omuz silkeleyenlere bis kanun namına hıç bir ihtarda bulunamayız. Kinıin çerefli vatandas. kimin zorba kabadayı olduğu anlaşılamaz hale gelince, kötü paranın iyi parayı koğması gibi, kotıi vatandas da iyi vatandaşı kovalar. Kabadayı, zorba, bir toplumun içinden çıkabilir, fakat dürüst ve namuslu bir toplum idaresinde bunlar itibar görmez, ve böyle yıllar yılı pervasız yaşayamaz, baksanıza adam bir bardak karakulak suyu içer gibi kolaylıkla: Ben bostanların o da halin haracını yiyordu diyor. Şimdi ve bir vaka dolayısiyle öğreniyoruz ki, Hal esnafı sessiz sedasız bu vergiyi devlete paralel olarak ödermiş. Ve haraç kesen öldükten sonra: Sebze ve meyve fiyatları bunların yüzünden pahalılaşıyordu, biz kazancımızın yansını bunlara veriyorduk, diyebilmij.. Oysa iş yine bltrnemiş, gangsterin ölümünden sonra da iki rakip çete mensuplatı haraç imparatorluğunun taç ve tahtını elde etmek için yeniden çatışmıjlar, veya bunların çarpışması önlenmiş.. Şimdi anlaşılıyor ki; bunların Hal esnafından topladıkları paralar meyve ve sebze fiyatlarına biniyor, bu farklan da biz zavallı vatandaşlaı odüyormuşuî. însanın ağzına çok fena sözler geliyor, Ada let Bakanmın matbuat suçlan hakkında söylediklerini batırlayıp kendimi zor zaptediyorum fakat aiz sayın okuyucular, yazı ve imzanızl* ortada olmadıgmız için benim söylemek ittediklerimi rahatça söyleyebilirsinizî... İstanbul Vilâyeti Bakırköy fcazasına bağlı, Bahçetievler ve civarları U« Haznedar, Siyavuşpaşa ve Soğanlı mevkılerınden; Kocasınan, Yenibosna, KirazU, Güneşlı, Bagcılar, Güngbren, I1 Esenler, Safra, Küçükçelcmece Altmevler, Avcılar, Anbarlı f köyleri ile bu köylere bağlı mevkılerden Şırınevler, Kuleli Çiftliğinden toplu büyük küçuk arsalar, araziler aUnaoalttır. MCRACAAT: Bakırköy, incirU durağı, Çakşlar Cad. No. 63/B. Tel: 71 37 33 HİLMİ ERTOK. (Reklâmcıhk: 1Î59) 5706 ARSA ARIYDR1 İLÂN ekzoslanna yerleştirılen iki Ka talıst'ı geliftirmiştir. Bu sıstem, ekzos gazmdan çıkan ve hava kırlenmesine yolaçan gazları yoketmektedir. Avrupa ülkelerl \e Amerika, sözü edilen Katalisfe büyük ilgi duymaktadır. Ancak, ticari nedenlerle Katalist'lerin yapılan konusunda detayü blîgı verilmemektedir. ICI'nın Teessi'de kurulu bulunan lâboratuvarında gell$tirilen iki Katalist sistemi, tasıt araçlanna 100 dolar gibi ktiçük bir ücretle takılabilecektir. Henüz bu sistemin etkenlığine ulaşmami? bazı uygulamalann montajı ise. araç sahiplerine 200300 dolara mal olmaktadır. İki Katalist'ten bı n, karbon monoksit ve dığerı zehirli artıklan yoketmektedir Iklncl Katalist ise, gene önem Iı bir rehirleylcı olan nltrojen oksidi ortadan kaldırmaktadır Bugüne Kadar yapılan dene meler ICI'nın sistemlerinin njç değilse şımdl elde bulunan er tesırlı uygulam» olduğunu orta ya çıkarmışür. ICI'nın uzmanı^ n, nıtrojen oksidın yüzde 90'ınyoketme yolunda da çalışmalaı yapmakta, «10 yıl ıçmde butuı dünyada belirli temizlik norm lannm taşıtlar içın şart halınf getirüeceğiııi» soylemektedırleı 1M metrelik bır kabın bulunan Pisces, çesitli elçktronik âletler, TV kameraları ile donatılmıştır Araçı bir pilot yöne^ mekte, ayrıca gbrüntuleri tespıt için de bir TV kameramanı bu lunmaktadır. 1828 metreye' kadar dalabilen Pisces, Dundan bir süre önce bir helikopter enkaıırun çıkanl ması ışleminde kuilamlmıştır. Yıne Pisces, çevre balıkçılannın, «Burada bir Abnan denizal TÜRK TİCARET BANKAS1 A. Ş. ÜMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN:: MÜFETTİŞ MUAYiNi ALINAGAK Bankamız Teftiş Heyetine Imtlhanl» lüzumu kndar Müfefitt Muavini alınacaktır 1 Imühana katılabllmek için . A Hukuk • Iktisat . Slyasal Bılgılet FakUlteleıi tk>' ladi ve Ticarl tlimi« Akademtler) (Yuksek Ekonorn, ve Ticaret Okullart): Ortadogu Teknik Oniversiw tdart tlimler r«kültel«rt: Robert Kolei Vüksek kısm> iş idaresl ve tktiıat Dölümü ile bunlarıo Tabancı memleketlerdeki muadılleri vabancı fakülle vt okul* lardan Riezutı oimak B 30 yasındtn rukarı olmanuk C Askerlik hizmetini vapmıs olmak D Herhand. bir hizmet taahhüdü altmds olmamak Sarttır ? Imtihanlar vazılı ve sOtlU olmak Uzere lkl Kııımdır Yt. zılı tmtihan 2S/9/1972 tarihinde aaat 1000 da tstanbul'd» yapıltcaktır Yızılı imtihsnı kaıananlat IÖZIU Imtihan» tâbi tutulaeaktu 3 Taliplerin en geç 18/9/1972 aB$amın« kad» t*Unbu)'da ümum MüdürtüeUmüı Teftls Heyeti Reisllgine; Ank»r»; Ionir: Adana; E»ki$eMr Sube Mudürlüklerimlze dllekct ile başvurarak Utenilecek vesikalart t«vdi «tmelert «treklidir. 4 Imtlhan conulan; maaı; rt»miy*; toayal yardım «»«lan emeklilik baklarmt muhtevf rerltrden affrtnlltbllit bilsttler vukanda t>cllrttl«n OKYANUSLARIN SIRLARI ISLAK UZAY AD1 VERİLEN OKYANUSLARDA DERİNLÎKLERİN SAKLADIĞ1 SIRLARI ÇÖZMEK İÇİN MİNİ DENİZALTI KULLANILIYOR «Islak Uzay» diye adlandırüan Okyanuslann dibi, yapısında meydana gelen sırlan sakladığı gibi, zamanzaman gemıden uçağa vanncaya kadar çeşitiı şeylori de yutar. tşte bunların yerlerinin tespiti için bugün artık mini bir denizaltı kullanıimaktadır Pisces adı vertlen bu yenı araç, Vlcker» firması tarafindan yapılmıştır. Mini denizaltı Venturer adlı an a gemi tarafm dan taşıaınaktadır. tçerisinde Samsun 2. Asliye Hukuk Hakimliğirtden Dosya No: 1972/134 Dâvacılar Samsun Osmanlye Caddesi 52 numarada Fatma Çelenk, Aani Çelenk, Kemal Çelenk, Melike Güler ve K»driye Çelenk vekllleri avukat Nizamettin Atlı tarafından acıltuı gaiplik dâvasınm yapılan açık duruşmasmda: Samsun Resadlye Mahallesl Cilt 34, Sahıfe 71, Hane 554 de nüfusa kayıtlı Hüsejan oğlu Fatmadan doğma 1944 doğumlu BÜRHAÎ< ÇELENK'İN 12 senedir kayıp olduğundan kendisinl tanıyan bilen ve gbrenlerin mahkememize bır sene içinde ınüracatalan rica olunur. (Basın: 19635/5715) <ASIİ TÜRK TİCARET BANKASI İTÜ Reklftmcülkt 1M1/S707)