Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 7 Ağustos 1972 Edebiyat sohbetlerî Namuslu biraydın Ölüm sonrası dileği . «•APABİLECEGtMİ DE YAFTEM» düşüncesiyle Korkmuyornm ölümden» diyfcrdu Ataç; «Bix be•f W tik (kitap), yüzyıllar boyunca okunacak biı betifc bırakmak isteıdim. Olmadı, gticüm yctmedi *• I onu yazmağa. Edebiyat tarihinde adım geçecektir. Öyle büyük bir övgüyle değil, Eenim için söylenecck olan, bir iki çizeği (satırı) ancak doldunır: «Birtakım düşünülerin yaAlmasında, yeni dilin kurulmasında yararlığı dokundu» gibi sözler. Ancak bu geldi elimden. CSictimü aşiuı işleri basaramadım diye dövünecek değilim ya! Üzüntüsüz öleceğim.» «Ölürsem yakında, bir dileğim var kalanlardan. Beni sevmeyenlere. beğerürieyenlere * kanşmam. Onlar, gerekli bulurlarsa, benim bir değerim oÖnadığını söylesinftr. Ötekilerdfen 'benim' dileğimı Öldüğümün ertesi gunü yazı yazmasınlar benim için.. Tiksinirim o ağıtlardan. Benim için syazı yazmaşın beni değtfli bulanlar. İki yü beklesinler, iki yüdan sonra unutmazlarsa, beni gene <eğerli bulurîar; sa, ilk üzüntü de geçmiş oîıır, yazsınlar duşündüklerini, ölçüyü aşırmazlar.» (GÜNCE. II, 5135141 . Belliydi istediği şey; kişiliğinin etki ve izlenimlerini değil, yanlarının de^erlendirilmesini diliyordu Ataç. Gene de kimse dinlemedi önceleri. Tahir Alangu'nui hîzırladığı «Ataç'a Saygı» kitabmın (Varlık Yaymı, 1959) çıkışı gerçi ölümünden iki yü .s9nra oldu; ama Içfcıdekîlerin hepsi, dlüm gününün ertesinde yazılmış «iyi biliriz» yazılarıydı: «Bir namazhk saJtanatın olacak J Taht misali o musalla taşında.» Bu yüzden şu noktalara dikkat etmişim o zamanlar: • Kitap, Ataç'ın ölumünün hemen ertesi günlerde yarattığı yanküarı içine almaktadır. 93 sayfalık derlemenin 2T tamsayfası, Varlık'ın 1 Haziran 1957 sayısından alınmıştır. 35 yazınrn hepsi 18 Mayısla 4 haziran, 195Î arasındaki onbeş günün ürünüdür. Ölüra haberinin uyandırdığı üzüntüyle taze ve sıcak yazılar. Ataç ,ya da bir başkası, kendi düşünceleri ve eserleriyle mi, kisisel anılar ya da cenaze töreni soylevleriyle mi yaşar? O halde niçin Ataç'ın düsünceleri derlenip düzenlenmemiş, kitaplanna girmeyen yazılan gun ışığma çıkarümamıştır?. (Yorum, Haziran 1959) ,» • «Bir önemim var benim, yaşadığım günlerde var, öldüm mfi kendim gibi' önemim de unutulacak... Onlar, benden övgü umanlar, benim övmediğimi görünce de kızanlar uydurdu benim inemimi...» (N. Ataç, «Ben», 15 Eylül 1954, Dünya Sanat İlâvesi) diyen Ataç hakl^ mıydı? Ölumünün on be.şinci yüında. «ölçüyü aşınnadan» bu konuya yeniden bakmaTıyız. , ı ' '^ Merhunı Nurullab Ataç'a ait .' «Günce» adlı" ' eserin .• ikincı cildi * ' Türtf * , Dil Kurunnı' tarafından 1956 . 57 ytfında yayımlannuştı. • , klisede, kapağîn .' • fötokppisı. * görülüyor. . GÜNCE ozdenlik sünülerünizıo, Ttanılârimızınft inançlarımlzın • öğütledığî' "gibı ' olmak dileğı âe bizım, özünsrüzü göstenr." Oldnğurnuz gıbı değil olmak istediğftniz grtn* de gözükelim. Keadimizde olanı beğerrip öğmeyelım, beğendığımız kışiliğe efmeğe çalışalım. ÖzdenKğim, kpndimf denethy'erek, sonımunu yüklenerek, düşiinerejç jçapttklanmdadır..» Günce' Türk edebiyatınm unutulmaz simalanndan Nurüllah Ataç, ölümünden sonra kendisini anntulmazlar arssına sokacak asıl büyük e'seri yazamadığinı ileri sürecek ve bunn her fırsatta «ekrarlayacak kadar mfltevazı bir însandı. Kaybettiği eşine ait yüzüğü de daima parmağuıda taşıyacak kadar vefalıydı.. . . , Rauf MVTLVAl 7 ' *v P HER ŞEYİ ;•* Haberler «Parasız Yatılı» üçüncü baskısı • BU YIL, Darüşşafaka Cemiyeti'nin «Sait Faik Yanşması» ru kazanan, başanlı hikâyçci Füruzan'ın «Parasız Yatıh» adlı hikâye kitabımn üçüncu baskısı yapılmış ve kitap yajnnlanmıştır. Bilgi Yayınlan Hikâye dizisi içinde 21. kitap olarak yer alan «Parasız Yatılı» nın ilk baskısı Şubat 1971 de, ikinci baskısı ^ralık 1971 de yapılmıştı. 12 tikâyenin bulunduğu tıu kitap şimdi, geniş ilgi üzertae üçüncü baskıya ulaşmıştır. TAÇ'ın hendl yazılançı derleyen ilk kitabı 1946'da çıktı; yazaçlığının 25. yüında. Önsöede şöyle sunuyordu' nişretini: «...Yülardır yazanm; benden de bir şey kalsm istiyorum. Bir umut .. Bu yazılan gönlümce sevecek belki birkaç kişi bulunur umudu. ölfim bası mızda dolaşıyor; benim de Türk diline, Türk düşünce âlemine hizmet için çalıştığıma tanıklık edecek bir kitap bırakmadan mı gideyim?» (GUnlenn Getirdiği) 48 yaşındaydı Ataç; hepsi de 48 yaşında iken gitmiş edebiyatımızın genç ölülerini hatırlamış olmalı. Gerçekten daha da vakitsiz sayılan, «Gök ekini biçmi« gibi» iç yakan yiğitler bir yana, Namık Kemal (1840 1883), Tevfik Fikret (1867 1915), Ahmet Haşim (1885 • 1933), Ziya Gökalp (1876 • 1924), feait Faik (1906 • 1954)... hep aynı dönemecin yitikleriydiler. Hiç birinin «Geçmiş, gelecek cümlesi rüya görünen», «Bir faslı hazandır ki süren» son merhaleleri, yaşlılıkları olmamıştı; «Bir merhaleden her iki dünya görunen» sınırda kaimış, yaşamalanra, eserıenni yanm, eksık bırakmışlardı. Gazete ve dergılerdeki yazılarırun kitap biçimıne girmesini, onları kendi eliyle ayıklamayı her halde bunun için istemiş olmalıdır. Böylece KaraJama Defteri (1952), Sözden Söze (1952). Arsrken (1954), ÖLÛMÜNÜN ON BEŞİNCİ YILINDA EKSİKLİĞİ OLSA DA ESKİLİĞİ OLMADAN YAŞIYOR ÖNÜMÜZDE 4 *f 4 DiyeUm (1954), Söz Arasında (1957) , yayımlandı. Ölumünün yarattığı ilgi genişliği yüzunden de kolayca birleştirilmesi uygun görülen yazı derlemeleri çıktı: Okunıma Mektırplar (1958), Günce (1960), Prospero Ue Caliban (1961). bugüne satır satır kitap bu. okuduğum • OZDENLİK \ • OLAYLAR 921'de Dergâh'ta başladığı yazı hayatının bütün ürün| lerinı bümedikçe eksikti bunların hepsi. Gerçi çeviri eserleri için tam bibliyografya ^emen hazırlanıvermişti (Yeni Yayınlar 8 9, Ağustos Eylül 1957); ama 36 yıllık çok çalışkan, usanmaz bir edebiyatçılığın hemen bütün gazetelerle der gilere yetişmiş verimlih'gi, bu süre içinde çıkmış bütün yayın organlarının taranmasmı gerektiriyordu. Bazılan ikinci baskıya ulaşmış sağlık kitaplarınm dışmda kalan yazılan nasıl toplanacak, hengi güçlerce yayımlanabilecekti? ölümünden sonra, babasının yazılannın geliriyle karşılanmak, her yü mayıs ayı içinde bir önceki yılın en iyi eleştiri ve deneme yazJİanna venlmek üzere kızınm ortaya koyduğu «Ataç Armağanı» bile ancak iki yü yürütülebılmiş; yazılannın hepsinin «Bütün Eserleri» dizisinde Varlık yayınlan arasında yeniden basüma işi, ölumünün onuncu yüma kalmıştı. Ataç gerçekten unutuluyor, yürütmeye çalıştığı özleşme, aşıruıklardan vazgeçip ılımlı sularda eğleşmeye mi başlıyordu? 27 Mayıs sonrasındaki hızlı politika olaylan, eski bîr CHPni olan Ataç'ı çok mu a^mış, ya' zılannı, düsUncelerini eskitmiş miydi? «Gflnlerin Getirdiği» zenginliklerle biz, Ataç'ı ••geride mi bırakmış, onun «güncel önemini» kişiliğine bağlayarak daha büyük doğrulann ardına mı düşmüştük? lı Tanglevvood Berkshire festiyali yapılıyor 0 SANAT dünyasmda geleneksel bir festival olarak tanınan Tanglewood Berkshire Festivali her yıl olduğu gibi Ağustos ayında yapılmaktadır. Birçok ünlü orkestra ve solist sanatçı ile rnüzik topluluklannın katıldığı bu festivalde, bu yıl Boston Sentoni Orkestrası da konuk topluluk olarak dâvetli bulunmaktadır. ÇTENI.İKTEI4 yana. olan Ataç, ozdenlik sozüyle karşüamak iitedıği samimüıği «lâubalilik sananlara alabildığine kızar. Samımiliği de şöyle tanımlar: «Duygnlarımızın, düşüncelerimizin ne q|tiufunu kendimiz arayıp bulmak. baskalarmdan öğrenmemek..» (439) «Nedir ozdenlik? Olduğumnz gibi gözükme değil mi? Düşüncelerimi* kanılanmız, inançlarımız bizden başka bir nen (şey) mi?.. (ama) yalnız olduğumuz gibi gözükmede değildır I Ataç'ın en igten ebence, birkaç nedeni 1 bunun: ölümüne en yakm yazüandır, günü gününe rutmasa bile hep kendini bulmaya çalışarak ortaya çıkardığı doğrulannı yansıtır, belli yazı biçimlerine özenmediği için doğal ve valmdır, ömrünün son hesaplaşmasını belli ilkelerm toplamma bağlayan konular tekranyla en çok önem verdifi odaklara yönelir; yanügılannı, duygu tepküerini, mizaç özeUiklerini bütünlükle görmemize olanak sağlar. Günce'sinde Ataç; sevdiği, se\ mediği, kızdığı, beğendiği, tik sındiğı, yaptığı, yapamadığı, dU * şündtigü. istediği, aradığı, bek' ledigi.. her şeyi SQylemeye çalışır. Zörunlu değildir ' bunai görgü kurallanyla toplum gerekleri yü?jünden birçok duygusuyla davranışımn köklerinı daklaması olanağıvardır; o baş ' kaldtnr hepsine. Kendi k'ertdine baŞlı 'kalabilmek ilkesl ufruna, .çevppsindeki her şeylS toptan Ijesaplaşmak istpr, gibıdır, ama helâllik beklerrıede'n Yahya Kemal amlarında, sevmedığı bir kjşihin elini sıktığı i»n Tevfik Plkret'in kendisine darüdığını anlatır (Bkz. Siyasî ve Edebî Portreler, 7 • S); Ataç da bu ah ' lâka varmıştır sonunda; nice kışıyle selâmlpşmayı, ayaküstü konuşmayı bile reddeden bir kç' sinüğe ulaşır * ' rişemte hiçbirine. «Eylül Sonu» tı; bu \azgeçılrnez 11kp.nin yagürileridİr 1953 • 1957; «Bilmem etrlığı da yayın ve, edebiyat nasıJ geçirmeliylm soo beş on dünyamızda onun denetım âğırlıgınıduyıırurdu h,er zamân. 194a yılı» diyebüecek kadar da ömcünün varlığına, uzayacagına ta'n sonra gelen sanatçüann büinanmaınaktadır ytik çoğunluğu şıirlerinin zaferini ona ne kadar borçluysa^ • DÖNÜŞME lat, Ataç'l okuj'up izleyen yeni kuşaklar da onu yazı ustaa say " «LIŞKANUKLARININ dışımakta kolayca toirleşirler Bu A n a çıkamıyanlara, düşünyüzden Ataç'ın sataştığı alaturWmeden yazanlara, beylik söı kalık, lânbalilik, düşünmezUk, leri kullananlara, anlamdaşlan on yargıcılık, edebiyatta bey• lik sözlerle yetinme slışkaniığı, tekrarlıyarilara, biUmi kilçümseyânlere, «yaşayan dil» Ukesiysüs düşkünjütü, dilde büinçle Türkçedeki yabancı sözleri sizlik, özgürlük düşmanlığı... koruyanlara, kadınlara saygı gibi eğilinüer var oldukça Ataç' göstermiyenlere, lâubalilere, ıçın yazüan yaşama. gücünü sürten davranmayanlara, yalan dürecektir her halde. eünce'yı söyleyenlere, bir inanca körü okurken en çok bünu düşüokörüne bağlananlara, cesaretdum. siz okumuşlara, düşünce ve Günce'sinde Ataç'u nangı koparti döneklerine, çıkareüara, nularla sınırlı okiuğu da kolayövgü bekleyeDİere, çabuk şıroaca görülebüir; sürekli okımtınrardara, kendUerini yormayan ca. Yeni çur begenisinm .yerve aşmayanlara, avcüara, çabulsştiğine inandıktfc sonra agırcak suçlayıp vazgeçenlere durmaksızıo kızar, öflcelenir Ataç. Duygudan ne kadar kaçmak isterse de yazdıklannın hemen hepsi düşünc8 eşiğindeki duygulanmalanrj hızlı etkisinl taşır; ne var ki çabucbk düşünce ve ilkeye donüşür GUNCE «GÜNCE» adlı kitabın birinci eildi. Bu eserdeki yazılar 1953 1955 yıliannı kârpsamaktadır. • " • lığı hep dil, deyış sorunlanna vennektedır. Okuma yöntemı, göz gezdirdiği bir yaayı takıldığı yerde hemen bırakıp kaleme sarüma btçımindedir; bemen her kitaptan yalmzca bırkaç sayfa okuyabümektedir. Bu yüzden adına imzalanmış bazı hiÜBye ve romanlann sunuş yazılanndan yola çıkmaktaysa da hiçbir hikâye kitabıyla romam okuduguna inanaımyoruz. Bomşiriar, gençliginde kaimış bir Okuma tadıdır,. yeniden gJ • DENETtVl TAÇ'ın yaşaması, kendisini' görüp duyduğu, okuyup düşündüğü her konuda sürek11 bir derietim altmda tutmak Günce'yi her zamao, birçok kez, baştan sona ya da kanşık yerlerinden okuyabüirlm. ölumünün onbeşinci yıhnda, eksikleri olsa da esküiği olmadan yaşıycT önümüzde. Alrp neresinden başlarsanız baslayın; hep ve her şeyi duşünen, feendimn doğrulannı bulmaya çalısan namuslu ve özgür biT aydının konuşmasını duyacaksınız Dostu Tanpınar Hoca'nın özetleyicl birkaç satmna ben yeni bir şey ekliyemem: «Bütün hayatını sohbet kelimesinde toplayabiursiniz.. Yazılan biraz felişince konuşmastnın (ezzetine ve üslubnna erdi.. Hiçbirimiz kendimizi onun kadar yalnız edebiyata veremedik. Yaşadığı raiiddet edebiyaturuzın en canlı gazetesi o idi..» (Cumhuriyet 4 Ha ziran 1957) Bana göre şlmdl de, ınsan ve sanat konusunda, insancı ölçüyle en doğru şeyleri, en gerekli deyişle Jbize iletmeye devam di « 1 < . ARIVJA.ĞANLAR Ö D Ü L L E R "V ,.*.s Hale Kuntay'dan yeni bir çeviri • TAN'INMIŞ tiyatro çevirmenlerimizden Hale Kuntay, Unlü piyes yazarı Nıkolai Erdmann"ın,^geçen mevsim Hamburg'da oynanan ve geniş ilgi çeken «Bir tntihar» adlı oyununu düimize çevirmistir. «Bir İntihar» adlı oyun, Hamburg'ta gördüğü ilgi iteer rine bütün dünya sahnelerinin dikkatini çekmiş ve halen Yugoslavya'da üç ayn kentte (Belgrad, Zağrep ve Ljubliana) sahneye konularak aynı başanyı elde etmiştir. ', Sait Faik Hikâye Armağanı " t» .«W • • • * * Günün kitapları ÇAfiDAŞ FtLOZOFLARDA ÖLÜMÜN ANLANI ^ l G D K S E I M DERSANESİ YAYINI kısa siirede hatasız İNGİLİZCE öğreten kitap I • SATIR SATIR s (Brunschvieg, G. Marccl, Heidegger. Sartre. Lawel Schae. rer) Çevireni: Faik Dranaz. Özo: Ata Koleji Müdürü ve Felsefe öğretmenı. Etiler t'tanbul Isteyenlere ödemeii gonderilir. Fiatı: 5 liradır. JNGİUZ DİÜ 5AVW OHL/VUCü ONRA birer birer çıktılar ortaya; Ataç'ı konu edinen( onu değerlendiren, onu tanıtan, onun' eserlerini toplayan kitaplar: Ataç (Türk DU Kurumu yayınlan, 1962, Hıkmet Dizdaroğlu'nun, incelemesi, DH üze rine Ataç'ın 63 söyleşisi, "Samı ÎT. özerdim'in •hazırladığı Nurullah Ataç bibliyografyası, 408 sayfa, 10 lira); Ataç'ın Sözcükleri (TJ5.JC yayını, hazırlayan Yümaz Çolpan, 1963); Söyleşiler (TJ)JC. yayım 1964); Ataç Tiyatroda (tnceleme, Metin And, Kent yayınlan, 1963) Nnrnllaö Ataç (Hazırlayan Saadet Ulçugür, Varlık Yayınlan, 1964); A. taç'la Gelen (tnceleme, Mehmet Salihoğlu, 1968); Ataç'ı Anış (TJ3.K. yayını, ölumünün 10. yüı, 1967); Nunülah Ataç, Eleştiri anlayış ve yazılan (Asım Bezirci, Kitaş yayınlan, 1968, Ataçia ilgili yaymlar bibliyografyası ile birlikte). S AİT FAİK'in anası Makbule Abasıyanık'ın oğlunun adına M55'4e olaa değerli eserlerih jüriye sunulması, iki üyenin birleşik teklifi hakurduğu hikâye armağenı, bilındiği gibi 19551959 arasında» uygulinde mümk^ün olacaktır. Böylece Aralık 1972 sonuna kadar gönderilanmış, 19601963 ^üjarında yürümeınişti. Makbıiîe Abasıyanık, len kitaplardan başka, Ocak 1973 sonuna kadar jüri üyelerinin yazılı armağanın yürütülmesini, mallaruu bıraktığı Darüşşafaka Cejniyeolarak teklif edecekleri eserler de Cemiyetçe sağlanarak o yüın aday tine vasiyet ettikten sopra^armağan *«kunuşlaşmış»# oldu. Gerçekten listesi jüri başkanlığınca tespit edilecek; bu yüdan başlayarak, Darüşyüzüncü yıhnı doldurjnakta olan ^arüşşafaka Cemiyeti, zamanın geşafaka, Cemiyetinin yürüttüğü Sait Faik Hikâye Armağanı, bütün sarektirdiği değisikliklere de olanak sağlayarak, armağanı bugüne kakıncalardan kurtulmu5 bir özgürlük içinde en hakh, en güzel, en üsdar düzenle ^ürdürd,ü. Ük y6netme"liğin bazı sınırlayıcı maddeleri detün hikft'ye kitabına verilebilecektir. Adına uygun bir biçimde; çüdkü ğiçtirilerek b i r kez kazananın beş t yıl sonra tejcrar kazanabilmesi .sözlük anlamıyla armağan (hediye), «birinî memnun etmek veya saykoşulu k/ıbvl ediferek hikâye alanuıdaki başan • aşamal^nnın, aynı mış olmak için karşılıksız verilen seçme şey>dir Sait Faik'in anısınyazarın j'eni eserlerindeki üstünlük >ve çabanın değerlendırilmes; yodan, Darüşşafakff Cemiyeti eliyle, bir yılın en başarılı eserine, karsılıklıma gıdildi. Ne "var ki yazar,ya da.yayınevınin'onar kitapı göndererek sız olarak vecilmek aday olmayı istemesi gereği devam ediyordu, • Şımdilik ^500. lira olan armagan miktarı, Darüşşafaka Cemiyetinin başanlı çalışmalan sonucu her yıl arttırılma olanağına kavuşnıuştur. Ayrıca armrfğana aday olmak için kitap göndermekte herkesin«öz . gürlüğü sürmçkle blrlikte, eklönen yeni bir madde, yönştmeliğe hiç bir yönetmelikte bukınmayan sağduyu genişliğini getirmiştir Adaylık için başvurmamış olan herhangi bir yazann eseri, *iki jüri üyesi "" ' "Ödül, şöyle ,'tanünlanır: *lyl bir ise karşılık olarak verilen armağan üftafmdan armağana aday olarak ileri sürülebüecektir. Bpylece, herVeyaedilen îyilik, mukâfat.» .Türk Dil Kurumu. amaçlarına uygun hangi bir nedenle başvurmamış olan her değefli eserin afdaylık hakkr, olan, «dil değeriyle birlik'te sanat değeri de taşıyan» eserlere verdiği korunmuş oluyor. * '»***' bilim ve sanat ödüllerini 1955'den beri yürütüyordu. Katümayı kabul 'Burada, kendisi başvurmadığı için armağant kabul etmiyebUecek '* etmek, kitap göndermek. bir lürde kazanınca bir daha hie bir türde bir yazânn red davranışı düşunülebilir; birkaç yıl .öııce . J . . P aday olamamak koŞulu ile. Temmuz başlarında toplanan 13. KurulSartre, kendisine verilen Nbbel Edebiyat, ödülünü geri çevirmişti. Böytayda bazı kısıtlayıcı sınırlar kaldırüdı. Bundan sonra her dal için ödül !e bir dunımun, armağan jürisinin yarıgısını da, yürütücü Dfcrüşşafarhiktarı 10.000. TL. olacak. Avnca: 1 Bir türde ödül alan kisi aynı ka Cemiyetinin onurunu da kırmayacağı düşünülmüştür. «Bir takvim türde beş yıl sonra yarı«maya tekrar katılabilecek; 2 Bir türde yılının ert'başarüı ve üstün eserini seçmekle görevli olan jüri; Türk odül kazanan yazar başka riirlerde de ödüle kazanma hakkmı koruEdebiyatında Sait Faik'in temsil ettiği düzeye uygun olacak şekilde*, yabilecek. insan ve toplum gerçeklerinin jnsancü bir değe'rle işlenmiş olmasına • Bu özgürlük, gerçek bir yarış havası yaratabilir. «Sıraya giren» yadil ve anlatım uStalığma, hikâyelerdeki teknik başarıya dikkat edezarlar yerine, her türde yeni çabalarm ürünlerinı getıren iştahh çarek» Cmadde 3) s^jğunlukla seçimihı yapâcak, Cemiyete bildirecektir. lışmalar yaratabilir. Tek türde çalışan sanatçılar için bile, emekleriBir yslzaruT, kazandığı halde armağanı kabul etmemesi halinde' para nin en son verimlerini tekrar onaylatmak. hakkı olan ödülü kazandoğallıkla cemiyete kalacak, «Genel"çıkarlara hizmet eden» Darüşşafamak umudumın dürtüsünü getirebilir. Kuçücük tek sakınca, «katılma» ka Cemiyeü, bnno da bir bağış olarak değerlendirebUecektir. ' • koşulunu, ki^ap' göndererek başvurma durumunu. onar kıncı sayacak kâdar inee duşünen saaatçı # titizliğinde aranacaktır. Her .5eye karşın . 1972 yılında yayımlanah her hikâye kitâbı, yazar ya da yşymeyin * şimdi gecçek bir sâVış v a ^ ' • • . ' ....•'•• F. • • ce 10 nüsha gönderilerek aday lolnıa'hakkına sahiptir. Başvurmamış • . ••• ** ..* •. S Yarış var » t PETROL OFİSİ GENEL MUDÜRLÜGÜNDEK I'IO. MAÇEF SONBAHAR SERGlSİ Ev âletlen fcrlstal eşya. seramik esva stimüs esva hedivelıiı esya, hııdavat avadanhk: ttalya'da SEKİZİNCİ DEFA düzehlenen önemli bir ihtisas sergisi Kimya, İnşaat, Mafcina ve Elektrirc Mühendis ve Yüksek Müh^ıAlisj alınâcaktır. Ofisimiz Merkez Teşkilâtı Ue Istanbul, tzmır, IzmJt, îskenderun, Trabzon ve Mersin Bölge Müdürlüklerinde 1327 sayıh Devjet Memurlan Kanunu hükümlerine göre isühdam edilecek, askerliğini yapmış İnşaat. Makina, Kimya ve Elektrik .Yüksek Mühendisi ile Mühendlsleri almacattır. İsteklüerin 21 Ağustos 1972 tanhine kadar Genel Miİdürlüğümüze (Perlonel Şubesi Müdürlüğü) dilekçe ile müracaatlan ve 4 Eylül 1972 tarihinde ^yapılacak mülâkatta hazır bulunmalan rica olynur. , * ' GENEL MÜDÜRLÜK (Basın: A • 12355 • 19347) 5672 MİLANO'da 812 Eylül 1972 tarihlerinde Milletlerarası Puar sahasındaki 4 Pavyonun 100 (K» m2'lik 13 salonunda 1500'den faıla teşhırcı fırma tarafınnan sergılenecentır 10. IftACEF SONBAHAR SERUtSI llgın sektörün en Kalıteü l'.lmalâtını dünya çapmda temsil eden 200 000'in üstünde mamu) çeşidinm yer <aldığı en Düyük sergldir 10. MACEF SONBAHAR SERdİSİ sadece Ugüı Dranşıarda ihtlsaslaşmış tüecdrlara mahsus olacaktır Sergi Sekfeterliği; her sınıl otelde yeı ayırtmak Ucretstz glrtş kbltlan .göndf. rnek ve tıeı türlü bılgı saglamak . üzere hlzmetinıze amadp bulunmaktadır. •' ' . ' •• . MACEF t"2S, Via SoUerinö 20121 MILANÖ (tlalya) (Basın: 3r<31) 5875 İSIIİISUIUSIKSİ mUJUIIIl IB:SSI« FELSEFE KILAVUZU Bilgi, ahlâk ve sanat teorileri ALTIN ELL£R BİH BASKAN YAY1NLARI Sayısı çıktı Yazarı: FAİK DRANAZ özel Ata Koleji Müdürü ve Felsefe öğretmeni Etiler tstanbul tstiyenlere ödemeii gönderilir. Fiyatı: 12^ liradır. Bibliyografyası elimizde olduğu için bu kez büsbütün eksik kaldığım biliyorduk artüt bunlann. îzinden gittiğini söylediği Paul Leantaud'nun (1872 1956) Jouroal Utteraire'i 49 cüt tuttuğu halde, onun gibi her gün yazan Ataç'ın gazete ve dergilere dağıtmış binlerce yazısı ne olacaktı? Kişisel meraklarla derlenebilir miydi hepsi? Bu sorulann güzel cevabı, Ataç'a yönelmeyi başlıca görev sayan Türk Dil Kururnu vermiş oluyor şimdl. 1921 • 1957 arasmdald öteM yazüanna egilecek tarama emeklerinin bize hangi derlemeleri getirecegim bilemezsek de GÜNCE'nin tamamı şimdi elimizde. (Türk Dil Kurumu Yayınlan, I. cilt 1953 • 1955, 490 sayfa, 20 lira; II. cilt 1956 • 1957, 314 sayfa, 15 lira). Kurultay dönüşünden UÇAK SANAYİİMİZ OLMADIKÇA ÖZGÜR SAYILMAYIZ. TURK HAVA AUVVETLERİNİ GDÇLENDİRME VAKFİ