Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 29 Ağustos 1972 lrlnd DCnya Harbinde Türk askeri, Kafkasyada, tran'da, Irak'ta, Süveyş'te, Filistin ve Suriye'de, Arabistan'da, Kuzey Afrika'da. Makedonya'da, Galiçya'da Bavaşmıştı. Neden mi? Turan için... Islâmcılık için... Müttefikimiz Almanya'nm yükünü. hafifletmek İçin... ' Bu kadar değişik iklimfle, bunca uzak Uİkelerde harcanan Anadolü insanmdan sonra, Suriye'de son îngiliz taarruzunun durdurulabilmesi ylne Türk askerirvln dayanıkhhğma bağlanmıştl. Âkıl dışı bir savaş idaresinin işlediği hatalan Türk askeri tamir edecektl. Düşmamn bütün üstünlüklerinfc Türk a«.kerl dayanacaktı. Elbette, hâdiseler, haksıı ümltlere mükâfatlar sunamâzdı. Halbukl Kurtuluş Savaşında, daha ilk günefen 1 ltlbaren askerf harekât, ustalıkla ve »kılla Idar* edilmiştir. Materaya yer verilmemiştir. Mustafa Kemal Paşâ, 24 Nisan 1920 günu Meclis'e verdiği izahatta macera yolunu şöyle kapıyordu: B Zafere Giden Yol SABAHATTİN SELEK Ankara mermi rapunevinde çalıjan Itadın »e çocuklar. tertibatını bu ihtimale göre adamakıllı hazarlamay» çalışıyorum. İkinci mesele, bizim için taarruz zamam geldlğinde, taarruz tertibinin nasıl olacağının tesbiti idL Taarruz edeceğim yerde, aklın kabul etmiyeceği derecede tehlikeleri göze alarak, büyük kuvvet toplamak gerektiğine inanıyordum. Düşmanın taarruz etmesi ihtimali ile bizim hazırlandığımız taarruz için iki ayri "tertibin bağdaştırılması, temin edilmesi soa derece güç olmuştur •' . • . . Alınan bütün tertiplerden Başkumandanın haberf oluyor ve tam bir mutabakat halinde bulunuyoruz. Başkumandan, Ğenelksrmay ile Garp Cephesi arasındaki müzakeıelere icap ettikçe müdahalede bulunuyor. hakemKk ediyordu. Fakat umumî olarak, hazırlıklarda ve düşünülen esaslı tedbirlerde mutabakat halinde bulunuyorduk.» .'. • Topyekun hazırlık Cephelerdeki hazırlıklar sürerken, Mustafa Kemal* Pasa, Büyük Taarruzun, ordu ile birlikte milleti ve Meclisi de hazırlamakla munıkün olacağına inanıyordu. Haklı idi. On yıldır sürüp gelen harplerin. miUette uyandırdıjı bıkkınlığı, yügıhlığı ve yaptıgı tahribatın derecesini biliyordu. Son defa, Sakarya muharebeleri sırasında milletten büyük fedakârlıklar istenmiş, tekâüfi nıilliye emirleri varlığının ötıemlı kısmı elinden alınmıştı. Şimdi. Büyük Taarruz için, millet orduya yeniden asker verecek ve yeni mali külfetlere kaylanmaya davet edilecekti. Bu arada miılete de birşej'ler vermek gerekiyordu. Fransızlarla yapıîan Ankara anlaşması gereğince 8 Aralık 1921 güııü Meclısin kabul ettiği genel af kanunu, Fransızlarm ba^lattıkları bölgede, işgal sırasında işlenmiş biitüa suçları affediyordu. Bu af kanunu, Büyük Taarruzcan önce yeni af kanunlarının çıkarılmasına bir başlangıç oldu. Arka arkaya, 19 Aralık 1921, 7 OGak 1922 ve 21 Ocak 1922 tarihlerinde üç af kariunu daha çıkarıldı. Birinci kanunla; bazı istisnalar dışmda, hıyaneti vataniye suçundan mahkum olanlar affa uğramışlardır. İdama mahkum olaniarın cezası müebbede çevrilmiş. müebbet hapse mahkum olaniarın cezası 15 seneye inmiş ve dığer cezalar tarnaınen kalkmıştır. İkinci kanundan birinci Kanun şümulüne girmeyen mahkumlardan cezasının üçte birini çekenler yararlanmıştır. Cçüncü kanun ise eşkiyaian şümulüne almıştır. Bunları, Büyük Taarruz hazırhklaruıın ne kadar geniş ölçüde düşünülerek yapıldığına örnek olmak üzere naklettik. Zafer, artık Türk Ordusunun hakkıdır. ÇünkO, haklı bir savaşın, bir vatan savunmasının bütiin gerekleri yerine getirilmiştir. Bu zaferl kazanınalıydık. Yalnız kendimiz için degil, bütün mazlura milletlerin kurtuluşu için kazanmalıydjk. 3u Ağustos zaferini kazanamasaydık, Türk milletiyle boraber onlar da kurtuluş için daha çok uzun yıllar bekleyeceklerdi. Kazandık ve 30 Agustosta, bütün dünya bağımsızlığa ve zafere giden yolu öğrenmiş oldu. Büyük Kurtancı. dâhi Başkumandan Mustafa Kema) Paşaya ve bütün savaş arkadaşlarma borcumuzu, onların kazandıklannı koruyarak ödeyeceğiz. «Turancılık politikası ta'kip etmek istemedik. Smırlanmız dışındâ dağımk bir şurette zaafa ugTimaktan çeklndik. Bütün kuvvet ve kudreMmlzt r«tanırmz içinde toplamayı arzu ettik.» «Bütün yabancılann korktuklan Islimiyet slyagetinden sakmmaya kendiınizi mecbur gördfck.» • «Fransızlarm Idaresini gördükten sonra pişmah olarak bize müracaat eden, tekrar birleşme arzusu «Ssteren ve yardım isteyen Suriyelilere dedik ki: • Artık miHt hudutlanmız içlndeki insan kaynağım ve diger kaynaklanmızı hudutlanmız dışında harcamak istemeyiz. Bizim, kendi hurfutlanmız lçinde okluğumuz gfbl, Suriyeliler de kendl hudutları içinde millî hâkimiyete dayah olmak üzere »erbest ve müstakil olabilirler.» Özetleyerek aldığımız bu parçalar, Mustafa Kemal Paşanın, dıs llişkilere de ne kadar dikkat ettiu ' ğinl, askerliğia ve politikamn gereklerini nasıl bagdaştırdığım göstermektetfir. Milli sınırlar dışmda kuvvet ve imkânlarımızdan hiç bir şey harcamamak esas olduğu, sınırlan. mız lçinde de aym kıskançlık ve titizlik gösterilmiştir. «Daima savunmada kalmak ve ancak tam bir hazırlıktan sonra taarruza geçmek» âdeta degişmez bir prensip olarak kabul edilmiştir. Bütün kuvvçtimiz vatan için Mustafa Kemal bütün macera yollarını kapamıştı «Ermenjler, Erivan Ermeni Hükümeti bölgesinde Islâm ahaliyi imha etmekle tneşguldür. Biz'; Ingüizleri, AmeHkahlan aleyhimizde tahrik etmemek ve her. nasılsa Harbi Umumide yapümış olap.vak'anın tekerrür ve tevalisine dair hiç bir zan ve şüphe vermemek' için bu bölge içinde bulunan îslâm ahaliye. yardım etmek üzere hududumüzu açıkça geçmekte tereddüt ettik. Fakat oradaki Islâm ahali her taraftan hâmisiz kalmca tabiî kendi hayat ve namuslannı kendlliklerinden muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler. Bu sebeple, barşından bugüne kadar Erivan Ermeni Hükümeti bölgesi içinde mtrharebe ve müsademe devam edegelmektedir.» Gerçekten, Ermeni ordusuna karşı yapılacak taarruz için, dış politika ve askerlik açısından en uygun zaman beklenmiş ve bu zaman ancak 1920 yılı sonbaharında gelmiştir. Pek önemsiz bir zayiatla, başarıya ulaşan bu taarruz, milli harekâta çok jey kazanchrmıştır. Batı cephesinde savunma muharebeleri yapmakta devam edillyordu. Birinci ve tkinci Inönü Muharebeleri, Kütahya Eskişehir Muharebeleri, Sakarya Muharebeleri büyük tehlikelerln atlatıldığı savunma muharebeleridir. • muharebeden' sonra, kayıplar süratle telâfi edilerek, düşmanın yeni taarnızlan karşılanmıştır. Her seferinde üstün • kuvvetlere karşı verilen bu muharebelerde uğrâMığımız kayıplara ait aşağıdakî liste, askerl,harekâtın ne kadar' iyi idare edildiğini göstermektedjr: ' . , • Şchit Yaralı 1. întSnüMuharebesi • 95 183 2. înönü Muharebesi ' ' 1499 2470 Kütahya Eskişehir Muha. 1522 4714 Sakarja Muharebesi 3282 13618'. Yunan taarruzu bizi çöktüremez Bu prensibi, lsmet Paşa, Garp Cephesi Kumandanlığının ilk günlerinde 61. Tümen Kumandanı Izzettin (Çalışlar) Paşa'ya daha ilginç blr biçimde çöyle açıklamıştır: «Bizim davamız, evvelâ Yunan taarruzu ile Tür kiye'nin inhilâl e.tmiyeceğini ispat etmekle kazamlacaktır. Ondan sonra da, Yunanlıların Anadolu'yu istilâ etmeğe yetmiyeceklerini göstermek lâzımdır. Bu iki nokta halledüince, zaman, Doğunun kurta ' rılmasına fırsat verecek ve bizim yokedilmesi güç, yokedilmiyerek hayatta bırakılması mümîcün . ,V8 zararsız bir millet olduğumuza hükmedUecektlr.» Tek kuvvetli kolordumuz Erzuram'da bulundu. ğu halde, Doğu meseleslnln çözülmesinde Bile bi> yük teenni gösterilmiştir. Yine 24 Nisan 1920 çünlü konuşmasmd'a Mustafa Kemal Paşa, bu mesele için şöyle diyordu: • Ayakta kafmak prensibi. Bu muharebelerde, orduyu düşmana kaptırmamak, toprak kaybını göze alarak mümkün olduğu Radar 'insan ve silâhça a t zayiat vermeK dikkatle üzerinde durulan hususlardı. Nitekim; T ü r k ' o r d u s u bir muharebeyi kayb.etmii, fakat yine ayşkta kahnıştı. Her Sakarya Meydan Muharebesi kazanüdıktan sonra artık harbin kaderi dönmüştü. Taarruz sırası bize gelmiş bulunuyordu. • Karşı tarafta Yunan ordusu, Sakaryadan Eskişehir ve Afyon bolgelerine çekilerek bizim taarruzumuzu beklemeye bâşladı. Bu bekleyişte şu güven yatıyordu. Türk ordusu taarruz etsin de, görsün. Bizi Anadoludan nasıl çıkaracakmış bakalım. Y/ınanlıJarla beraber Batılı büyük, devletlerin »skeri çevTeleri de bunu inikânsız göriiyorlardı. Batı Cephesî Kumandanı tsmet Paşa ise şöyle düsünüyordu: • Bu kadar yokluk içinde. siper muharebesi yaparak cephane sarfetmeye irokânmuz ve takatimiz yok Düşünüyorum ve şu neticeye varıyorum: Biz öyle hazırlanmalıyız ki^ ilerideki meydan muharebesinde kesin netice alahm. Ve bir defa netice aldtk mj, eğer sıkı. takip eSersek, Yunan ordusu her taraftan düşman bir halkın içinde olarak, mutlaka intizamım v« Kader dönmüştü moralini kaybeder,, bir daha toparlanamaz. Yoksa Anadolu ortasında. muntazam bir surette cepheden cepheye gidebilecek takatte bir düşmam atmak için. çok uzun zaman ve insanın arkasında hesapsız fabrikaları olmaz lâzım Bu takdirde, silâhları yenilemek, cephaneyi ikmal etmek ve. her türlü malzemeyi tamamlamak için ne heklemeye tahammülümüz, ne de imkânımız var. Demek ki, bir meydan muharebesi ' vereceğiz; bu muharebeyi kesin olarak kazanmalıyız. Kazandıktan sonra, düşmana hiç nefes aldirmadan Izmir'e gireceğiz. Böyle yapabilirsek kurtulmak mümlcündür. Bu basit muhakeme ile vardığım esaslara göre. ana muharebe tertibi İU hazırlığa başladık.» Sağlam ve emin yol Zafere giden ybl, spn dönemeçten sonra, işte bu düşüncelerden geçiyordu. Sağlam ve emin yol!. Cephe Kumandanı İsmet Pasayı dinlemeye devam edelim: , .«Orduyu hazırliyoruz. Uzun bir hazırlık devTesinde bulunuyoruz. Düşmanın yeniden taarruz etmesi ihtimaline karşı her türlü tedbiri düşünmeye mecburdum. Kuvvetlerin ağırhk merkezini, daha ilk günlerden itibaren sol kanadımuda teşkil etmiştim. Ağırhk merkezi Afyon civarında, Konya istikametini kapayacak vaziyette bulunuyordu. Bu sebeple Ankara istikameti daha zayrf bir cephe ile kapatılmıştı. Düşünceme göre. eğer'.bu sırada düşman bize taarruz etmeye karar verirse, onu Ankaraya gitmekten mutlaka menedecek tarzda güneyden kuzey istikametinde bir taarruzla karsdamamız lâzımdı. Savunma BİTTİ Emekli orgeneral Iskora Şüyük Taarruz'da Dünya Basmı Büyük Taarruz u'anlattı £ ^îzmir'i işgal altında Buzafer ı tutmak imkânsızdır,, Turk un oz malıdır,, ; ~â : ÖMER SAMİ COŞAR Selâhattin GÜLER D erin bir sessizlik tüm çevreyl etkisî altına almıştı. Kan ağlayan, varı yoğu elinden almmış bir milletin yazdılı kahramanlık destan. larma yeni sayfaları ekleyeceği saatler yaklaşıyordu. öyîe bir millet kl, tarih boyu esarete boyun eğmemiş, vurulmak istenen zinciri düşmanın boynuna dolayıp «harimi ismetinde» boğniuş. tilleti kabul etmemif... İşte bu derin sessizh|in ırkasıntfan korkur.ç bir fırtma başlayacaktı. Fır ınadan önceki sessizlikti bu. Sonra btr «essizll;i, sabahın alaca karanhğırıda toplann tarakkaan bozacaktı. Unutulmaz bir gece idi..Bunu ancak yaşa.an bilirdi. Büyük Komutandan emir gelmişti. ;6 Ağustos sabaha karsı b'ütün mevzilerdeij taırruza geçilecekti. Karargâhtan gelen şifret ön:e Koloîdü Komutanına, oradan da hemen Kurnay Başkanlığına ulaşmıştı.. •• • Aradan tam 50 yıl geçmişti. Bulunduğumuz >dada da bir sessizlik vardı. Gözleri, açık penereyi örten ve hafif rüzgârla sallanan tüllere akıİmıştı emekli generalin. Cadtiedengeçen bir notosikletin eksozundan çıkan gürültü ile dönü. Ben de dalmıştım, «Neler düsünüybrf p»şa?« iyordum ki, sözç başlayıverdi: «Vatanın üzerineinen kara bulutlan dağıtiak, mukaddes topraklarl pis istilâci çizmelerin en temizlemek için saldırı giinünü bekliyoruk. Hemen hemen bütiin birlikler, Afyon lütahya hattı üzerine toplanmıştı. Ancak bunan önce, Büyük Taarruz, yani düşmana tam e kesin darbeyi indirme kararı alınır alınmaz, :onya'da topçuiuk, Ilgın'da süvari, kolordulara istihkamcılık eğitimleri başladı. Gece gündüz u kurslara devam olundu. Büyük Kurtarıcı tatürk. 10 Temmuz 1922 sabahı Bolvadin'e geli. Birlik komutanlariyle uzun bir toplantı yap. Bu toplantı, Büyük Taarruzun tarihi, saat;, •.lenecek olan strateji için yapılmıştı. Ve bu izll toplantıda, taarruz edecek birliklerin hani cephelerden harekât edecekleri tesbit edildi. 5 Ağustos sabaha karşı başlayacak taarruzun er yönü ile başanya ulaşması için her türlü îdbirlerin almmasına başlandı. ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI SİRHENRY VVİLSON, DAİLY MAİL GAZETESİ MUHABİRİNE BÖYLE DİYOR VE ŞUNLARIEKLİYORDU: «YUNANÜLARI DESTEKLEME NEDENİNİ KİM BANA ANLATABİLİR.» Ankaîra Hükümeti, Paris konferansımn 5 N i s , da kendisine ulaştınlan mütareke tekliflerini ihtiyatla karşüar, "bu tekliflerin yaratacağı tehlikelere işaret eder ve etraflı bir görüşme için Îngiliz, Fransız ve ttalyan temsücileri ile Mustafa Kemal Paşa,'nın İzmitMe toplanabileceğini bildirir. Bu haüyle mütareke tekliflerinin kabulüne imkân olmadığına içaret ederken fakat baglan da kopar' mamaya dikkat eder. Bu sıradadır ki, yeni bir savaşın hazırlıjı içinde bulunan Lloyd George, Fransa ile îtalya'ji d8 . yafıına çeker ve 13 Nisan'da, ültimatom şeklinde yeni bir rnütareKe teklifini Anksra'ya gönderir, şartların pesin kabulünü ister, Anadolu'nun derhal tahlfyesine de imkân olmadığını bildirir. Bu üç devletin. banşı sağlamak için Türkiye ve Yımanistan arasında tavassutta bulunacaklanna dair Paris konferansımn ilk karaöı da böylece terkedüir ve Atina i!e aym safta yer tutulur. Bu netice, doğruca Lloyd George'uh ve onun drf gerisinçie Basil Zaharof'un muvaffakiyetidir. Bu eelişmelerden bir iki hafta eonra ve. bü>ük taarruzdan da ü ç ' ay önce Avam Kamarası iiye»i iki geıjeral, Lloyd George'un bu po.litika ile İngütere'yi de felftkete. .sürüklemckte olduğunır açık!arlar. ' •> • * önce. Cihan Harbi bâşlanndaiîngiltere Genel ' kurmay Başkanı bulunmüş olan Mareşal Sir Henry Wilson, : Daily Mail gazetesinin muhabirinin soruUarmı cev'aplandırırken. Lloyd George'un Ortadoğu politikasma şiddfetle çatar: «Türklerle uzlaşma yapmadığımız siirece ne Füistin'de, ne Mezopotamya' d a , n e Mısjr'da ve ne. de Hindistan'da banşa kavu«abiliriz» der ve şunlan ekler«Llyod George'un Yunanlılan desteklemesinin nedenini, kim bana anlatabilir?' • Fırsât bulur bulmaz bunu kendişinden soracağım. Yunanlılann desteklenmesi için Harp Konseyinin bir kararf bulunmad:ğım bi'liyorum. Her zaman buna şiddetle karşıydık. Ne George Nathaniel Curzon'un (DışişleH Bakanı), ne Istanbui'daki îngiliz sefirinin ve ne rte Lord Reading'in böyle bir şeyi tavsiye etmediklerini de biliyorum Bütün bunlar şimdi çok iyi bilinen' hususlârdır. Fransa Dışişleri Bakanlığında üç yüksek şahslyet, ki bnnlardan biri Lloyd George'dur, îzmir'i Yunanlılara vermişlerdir. Bana da kuvvet sevki hususunda emir gelmiştir. Ne görüşte olduğum bana sorulmamıştır. Bu, yüksek bir siyaset meselesi addedilmiştlr. O tarthte Yunan Başbakam bulunan Venlzelos derhal benimle otelime (Astorya) geldi. Onunla her zaman iyl münasebetlerim olmuştu. Kendisine, memleketin mahvma sebeb oldugunu söylcdlm. Be.nimle alay etti.' Dedim ki: tzmir'e giderseniz, Er, zurum'akadar gitmeniz veya memleketi terketmeniz gerekecektir. Bunu tahmin etmek zor değildi. Aklıselim bunu gösteriyordu. Türkler civar tepelerrie, pusuya yatmış kurtlar gibi beklerken bir sahil şehrini isgal altında bulundurma.k imkânsızdır. Ve işte îzmir'e cittiler ve demiryolu hattmı da İşgal etrrlek zcrrunda kaldılar. şimdi de bu hattı ellerinden kaçırmaktadırlar. Zamanla memleketi terl smeye mecbur olacaklardır. Fakat Lloyd Georgs neden Yunanlılan destekledi? Zaherof'u memnun etmek için mi? Yoksa Venizelos, Yunanlıların, bol çocuk yapan alleleri ile ••".. v . Uoyd George Yunanlılan Zaharof'u memnun etmek için mi desteUİTor diye •oran tngüiz Genelkunnay Başkanlanndan Mareşal Wilson, Kralla görü;ürken. Büyuk Taarruza katılan emekli Orgeneral .Muhar rem Maılmn Iskora, albümündeki tarihî (otoğraflan gösteriyoı. masında görevlendirilen 57. Tümen Komutanı (Miralay) Alay Kumandanı Reşat Bey intihar etmişti. Düşman direnmiş, emırde belirtilen saatt« birlikler bu iki müstahkem mevkii almakta gecikmişlerdl. Fakat komutanın intiharından çok kısa bir süre sonra birlikler bu iki müstahkem mevkii ele geçirdiler. • Baskın uygulaması ^Düşmana karşı uygulanacak taktik çok Snceden belli olmuştu. Taktik baskındı. Ancak bu esas üzerine hareket edilirse başanya ulaşabilecek, düşmanı, aylardiT tahkjm etti|i müstahkem •mevzilerden sökebilecektik. Baskın uygulaması için izlenecek bütün yollar tesbit edilmişti. 30 Ağustos'ta bozguna uğrayan düşman birlikleri Adatepe'de sarılarak imha edildi. Kurtulabilenler de Izmir'e doğru kaçmağa başladı. Büyük Kumandan Atatürk'ün «Ordular, ifk hetfefiniz Akdeniz'dir, ileri!» emrini yenne. getirmek için gece gündüz, yatanımıza göz diken âüşmanlanmızı kovaladık. Zaferimizi kıskanan düşmanlanmiz, zaferimizi küçültmek istemişlerdi. drdumuzda yaban. cı uzmanlann bulunduğunu •söj'liyecek kadar ileri gittiler. Türkler saldıramaz, müdafaa yapar" diyenlere de târih önünde bir kez daha flers vermiştik. Zafer Türk'ün ve Türk milletinin öz malıdır.» önünde duran haritadan bilgi vermeğe d«vam eden Emekli General îskora, «Büyük Ko"mutan Atatürk'ün karargâhı Adatepede İdi. Taarruz başlar başlamaz 11. Tümenle düşman mev zilerine girdi. 15 ve 23. Tümenler c e düşman T mevzilerine giren ilk birüklerdi» diyerek, mavi renkle taranmış yuvarlaklan, ordularımızm harekâtını gösteren oklan işaret ediyordu. Sonra haritayı bıraktı. Tekrar daldl, «B.ir milletin dirilişini anlatmak güç» diye konuştu. 'alnız vatan Bize verilen görev, 2*i Ağustos sabaha kari. topçu afeşiyle birlîkte Tınaztepe ve Belentee'deki düşman mevzilerine hücum etmeSti. Düş tan bu mevzilerden atılacaktı. Günlerce, hattâ ( ılarca bu emri bekllyorduk. Her şey yalnız vaın içirıdi Vatanımıza göz diken düşmanlanmıt nihayet son ve kesin darbeyi vuracaktık. Büin hazırlıklar bitmisti. Sabaha karşı düşman evzilerine'ölüm yagmaya başladı. Möstahkem evkiler hallaç pamuğu gibi atıhyordu. O usan . t ırıcı sessizlik artık yokolmustu. Kişüyor Tınaztepe ' ve Belen'tepe'ye ulaştığımızda, jşman bütün mühimmatını bırakmış, kaçıyorı. Karargâha, «Tınaz<ep« ve Belentepe düştü» îberinl ulastırmak en büyük sevincimiz oldu.» Elindeki eski Türkçe harita üzerine biraz ;ilen Emekli General Muharrem Mazlum ls)ra devam ediyordu: «Bu. tesadüfen kazarılış bir muharebe veya zafer değildir. Türkün caat ve kahramanlığı, kumanda heyetimlzin rayet ve liyakati düşmana galebe çalmışlır üşmanımız, üstün kuvvetlere sahipti. Akıl alayacak de"eceo*e mevzilerini fahkim etmişti üşmanın hâkim olduğu tepeler birer kar topu bi teker teker eriyordu. Tanrruzdan birkaç at sonra üzücü blr haber aldık. Çıjıtepe ve aplangı Dağındaki düşman birliklerinin atı! Orgeneral İskora 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzda 1. Kolorduda binbaşı rütbesinde Kurmay Başkanı olan Iskora. Yugoslavya'nın Kalkandeleri şehrinct'; doğmuştu. 84 yaşında olan ve 19pl'de. Orgeneral olarak emekliye ayrılan tskora, Manastır Harp Okulunu bitirmiş. 1911 3rılmda îstanbul Yıldi' Harp Akademisine girmiş, 1914 vıhnda Akademij'i bitirmiş, Birinci Dünya Harbinde Filistir (Devatnı 7 inci aarfsda) Ortadoğu yu Dlr veya iki sene zarfmda dolduracaklannı kendisine söyledigi için mi?» Daily Mail gazetesmin 3 Mayıs 192J tarihli nüshasında çıkan bu bey&natında: «Parlamentoya siyaset yapmak için girraedim. Yeni bir mesleğe atılmak için çok ihtiyarım.» Diyen Mareşal, yalnız politikacılara bazı hakikatleri bağırmak için orada bulundujunu da söyler, imparatorluğun akıbetinin nievzubahis olduğundan banseder ve: . «Hem imparatorluğu ve hem de Lloyd Georgeiı aym zamanda muhafaza edemeyiz. Bu bize çok pahahya mal oluyor. Bunlardan birini feda etmemiz gerekir» der. Eski Genelkurmay Başkanına göre Uoyd George kendisini «stratejide çok kuvvetli» •andığından dolayı da tehlikeli olmaktadır. Dört gün sonra bir başka Îngiliz Generaîi, Tovrahend, Sunday İllustrated gazetesinde (7 Mayıs) çıkan bir makalesinde Alman • Rus paktınm (Rapallo: 16 Nisan 1922) îngjltere ve Fransa için iktisadi ve askeri büyük tehlike teşkil ettiğini ve eğer Hindistan yolu açık tutulmak isteniyorsa bu paktın, Türk Yunan harbinin de derhal sona erdirilmesinl mecburi kıldığuıı yazar. Cihan Harbinde Klezopotamya'da, Kut El Ama• re'de TürJc kım'etlerine mağlup olup esir düşen, . mütarekeyi müteakip serbest bırakılan ' General • Towshend bu makalesinde şu mühim .noktatan da İngilizlerin gözleri önüne serer: «Sakarya hezimetinden sonra Yunanlılan Anadolu'da bırakmış olmak askeri balumdan eşine rastlanmayan bir hatadır. Kemal, bu ;kuvvetl8rin derhal tahliyelerini istemekle tamamlyle haklıdır. İngiltere Ankara ile banj yapmalıdır. Eğer tedbirli davranmazsak kendi ellerlmizle Türkiye'yt Rusya ile Almanya'nın kucağına atmış oluruz. O zaman Mısır ile Hindistan'm akıbeti ne olur?» Bu ikazlara da Lloyd George kulaklanru tıkar. Esasen Mayıs ayı içinde İngiltere Başbakanı^ Anadoluyır yeniden kana boyayacak bir başka tuzağın hazırhgı içindedir. Eu ay lçindedir ki Lloyd George'u savunan Londra gazeteleri. Anadolu'da Türk lerin Hristiyanlan kütle halinde yeniden katletmeve başladıklanna dair duzrr.e raporlan yayınlamaya koyulurlar. Amerikan misyonerleri bu raporlan • hazırlamışlardır. Maksad ortadadır. Daha önce de aym faktiğe başvurulmuştur Lloyd George Yunan ordusunu saldırtaoağı zaman. önce böyle fcatltâm haberlerini yayar, haarlamakta olduğu yeni bir ln<an kıyıraına bahane yaratır! (Orient et Occident Dogu ve Eata) adı ile Paris'te yayırjianan bir dergl Haziran 1922 (N. 6) nüshasmda bu yeni cyun Üzerinde dururken, Anka ra hükümetinin, Türkiye'nin lngiltere tarafmrian imhasma fırsat vermemek hususundaki azmini bir kere daha batırlatır ve der ki: ' «Uhutulmamahdır ki tnglltere, (Ingilia LirasOndan başka bir şeyi tehlikeye atmadan, silâh fabrikalarmı beslemek ve emperyalist politilcasını sürdürebilmek için savallı Yunanlılan Türklere karşı salöUrtmıştır.» . ' Lloyd Geofge'e göre, «zavallı tngjliz ışçüerinin işsiz kalmamalan ve giyasl hatalannın da tesirini Londra i? çevrelerinin hissetmemeleıi İçin» Türklerle Yunanlılar kanlarını dökmeye devam etmelidirler. Londra'da yaymlanan (The Outlook) adındaM dergi de, Lloyd George'un, Anadolu'da yeni katliâm haberlerinin Amerikan misyonerleri tarafından ortaya atılması üzerine, Birleşik Amerika hükümetinin Anadolu'daki tahkikatı üzerine almasını temine teşebbüs ettiğini yazar. Ingiliz hartciyesinin saklı emeli ise, bu yoldan Birleşik Amerika'yı Ortadoğu işlerine bulaştırmak ve bu devleti yaruna alarak, Türkiye ile anlaşmış olan Fransa'nın karşısına dikilmektir. (The Outlook), Birleşik Amerika hartciyesinin bu tuzağın farkına vardığını ve oyuna gelmediğini de ekler. Irlanda Katolikİerlnln Ruhanl Relsi Kardinal Logue Dundalk'de yaptığı konuşmada der kl: «lngiltere hükümeti. Hıristiyanlann katli hususunda tahkikat yapmak üzere Türkiye"ye bir kornlsyon göndermeye karar vermiştir. Bu komisyon önce Kuzey İrlanda'ya gitmell ve orada hergün yapılan katllâm için tahkikat açmaüdır. Lloyd George ile Îngiliz Bakanlan Türktye'deki Hıristiyanlan korumak tçin ellertnden geleni yapıyorlar. Kuzey Irlanda'da yaşayan Hıristiyanlar için de bir şeyler yapmalannı temenni ederun.» (Orient et Occident) dergisinden Haziran 1922 (S: 265) Yann: Lloyd George son banş teşebbüsünü de baltalar