Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 t CUMHURÎYET 10 Ağustos 1972 'dan beri tarihimizin siyasal, toplumsal, kultürel en dar, en nazik, en önemli dönemeçlerinden geçiyoruz. Yaşı altmışı, yetmişi bulanlardan, gördüğü olaylan değerlendirebüen kaç kişi var içinaizdte? Bunu yapabilenler de yansız olabiliyorlar mı? Birbirine uymayan görüşlerden hangisine güveneceğiz? Bizden sonrakiler bu yakın geçmişimizin iç ve gerçek yüzünü nasıl öğrenecekler? Olaylar ve görüşler İki değerli yapıt Bu sorulara yanıt olabilecek İH değerli yapıt çıktı son zamanlarda: Biri Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun otuz yıl.içinde. günün önemli sorunları üzerine yayımladığı yazılarl bir araya getiren cTürkiye'de Üç Devir» adlı kitabı (*), öteki de Nadir Nadi'nin «.27 Mayıs'tan 12 Mart'a» adını taşıyan yapıtı ! Bu yazı ile Velidedeoğlu'nun kitabı üzerinde duracağım: Velidedeoğlu bir hukuk bilginidir. Ama yalnız hukukta değil, çeşitli siyasal, sosyal ve kultürel konularda da yetkl ile söz söylemesine oîanak kazandıran koşullar içinde yetişmiştir: Daha öğrenci iken «Millî Mücadelenin Karargâhı» olan Büyük Millet Meclisi'nde zabıt kâtipliği yapmış; tfüşünce dünyası, Atatürk cylemleri ve çeşitli yurt sorunlan ile mayalanıp oluşmuştur. Türkiye'deki hukuk öğrenimini lsviçre'de, Almanya'da ve ltalya' da genişletip yurda döndükten sonra Istar.bul Üniversitesi öğretim üyeliğine alınmış ve basamak basamak yükselerek ordinaryüs profesör olmuştur. 1961 Anayasasını hazırlayan bilira kurulunda bulunmuş, bunun ardmdan Kumcu Meclis üyeliğine seçilmiş ve orada Anayasa Komisyonu sözcülüğünü yapmıştlr. Türkiye'de Uç Devir ÖMER ASIM AKSOY Velidedeoğlu'nun bütün yazılan, dibine değin her yanı iyice görünen derin, geniş ve duru sular gibidir. Onlarda en karışık konulan, ayrıntılarıyle çozülmüş, aydınlatılmış, açıklığa kavuşturulmuş görürsünüz Bu yazıların bir özelliği de bilimsel incelemeleri, kuru ve katı gerçekler bildirisi gibi değil, yer yer sanat incelikleriyle bezenmiş tatlı bir söyleşi havası içinde vermesidır. Velidedeoğlu, konnsmalarında olduğu gibi yazılannda da düşüncelerini çok güzel biçimlendiren, üslupçu bir yazardır. Bilinen bir seydir ki, en uygun biçimde anlatılan düşünceler, kafada en belirgin biçimde oluşan düşüncelerdir. Değerli yazar, bize düşünce ve dil özdeşliğinin somut örneklerini vermektedir. dinde «izlenimler . anılar> bulünacak, üçüncG cildinde ise «gözlemler incelemeler» yer alacaktır. Birinci cilt, yazann iktidar partilerine göre siyasal ctönemler olarak kabul ettiği ve cüç devir* diye adlandırdığı üç bölüme ayrılmıştır: 1) Cumhuriyet Halk Partisi ıktidan (19421950) 2) Demokrat Paıti iktidan (19501960) 3) Koalisyon ve Adalet Partisi Iktidan (19611971) Her bölümün başmda, o bölümdeki «iktidar devri» ne tonlu bir bakış vard"ır: Burada İktidarlann özellikleri'kalın çizgıierle belirtilmiş, bundan sonra. o dönemde yazılmıs olan yazılar sıralanmıştır. yargılara, o yazılan okumadan varabiltr miydik? Sanmıyorum. İşte yazarın büyüklüğü ve değerı burada kendini göstenyor. . Onun olaylara nasıl kavrayışlı bir gözle baktığını gormek için her üç iktidann çehresini çizerken dokunduğu konularflaa' birkaçını belirtmek yeter: •,' ' Cumhuriyet Halk Partisi iktitfan: Uygulanmayan otoritenin sürmesı ve biT am. tavizler dönemi. CHP'de çü atılım sürd.ürülebilseydi... • / ; ." Demokrat Parti ıktiâan: lktidarda olan bir muhâlefet .partisi, sydınlara sırt çevirme, yığınlara tavizler. düşünceye taham» mülsüzlük, koyu partizanlık ve bir gözlem. en büyük kötüluk, devrim anlayışı, baskı düzeni... • • • Koalisyonlar ve Adalet Partisi ıktidan: Perşembenin eeiişi, CHP aleyhine işleyen zaman ve iki anı, hoş olmayan politika oyunlan. AP iktidan, 12 Mart'a geüş, bu geliste üniversitenin Her parçası sürükleyici bir roman zevkiyle okunan yapıttan, bu sütunlaraf sığfırabilseydim.' örnekler sunmak ısterdım Bunun için bir seçim yâpmaya da gereklik yok. Çünkü herhangi bir sayfası örnek olarak almabilir. Dflde de başarı Burada. dil ile llgili bir konuya da dikkati çekmek ıstiyo. rum: 1945te yazılmıs bir yazının alt başlığı «Hukukun Vasıtası: Dil» dir. Üstat. 27 yı) önce üzerinde durdufu «hukuk dilini oz' leştirme» ulküsünün nasıl gercekleştırilebileceğini de 1970'te Dil Kunrmunca bastınlan Türk Meden! Kanunu ile Borçlar Karu» nu'nu Türkeeleştirerek göstermiştir Biiindıgi gıbı. her ıkı kanun, yayımlandıklan 1926 tanhindekı hukuk metinlerine gör« hayli sade bir dılle hazırlanmıştı Ancak bugün. hele gençler, onu anlamakta güçlük çekmektedîrler. «Türkiye'de ÜÇ JDevir». yuıdumuzun son otuı yıllık siyasal, • sosyal ve kültürefr yasamının bir aynasıdır. Bu dönemlerın ta, rihini yazacaklar için essiî bir kaynak olduğu kadar. geleceğımize ışık tutan düşünceler ve gözlemlerle doludur. Değerli bilginimize kutlamalar ve teşekkürler sunmayı bir yurtseverlik borcu sayıyorum. (*) Hılzı Veldet Vjelirfedeoğlu: Türkiye'de Üç. Devir. 1972, Sinaa Vayınları. 495 sayfa, 20 lira. Istanbul Mantığın gür ışığı ve güven Bunlara tertemiz bir özel yasam ve olabildiğincd biiyük bir iyi kalplilik ile yansızlık ve ağırbaşlılık da ekleyiniz. Işte ancak bundan sonra, onun otuz yıldan b«ri zevkle, inanla, güvenie okuduğutnuz yazılarınm neden bu denli olgun ve soylu, neden bu denli devrimci, Atatürkçü, üUrücü, bilimci ve Insancı olfluğjnu daha iyi anlarsınız. «Türkiye'de üç Devir» de önemli yurt sorunlan ele allnmış, bunlar bilimsel yöntemlerle ve mantığıa gür ışığı ile incelenmiştir. Kitaba alınanlar ' ; • v •. ' «Türkiye'de Üç Devir»e giren yazılar, Sayın Profesörün 1942' den 1972'ye değin, aralıksız otuz yıl, Cumhuriyet'te çıkah incelemeleridir. Bunlar arasına 27 'Mayıs 1960 25 Ekim 1961 (Milli Birlik Komîtesi Devri) nd.e •ya'zdığı yazılar ahnmamış, çünkü bu dönemin apayrı bir eleştiri konusu olduğu düşünülmüştür. 12 Mart 1971'den sdr.ra yayımlatfığı yazılar alınmış, ancak bu dönem içın de yargıya. varma zamamnın daha gelmemis olduğu belirtilmiştir. Üç cilt olacağı bildirilen kitabın, eümizdeki birinci cildine «elestiriler . uyarılar» niteliğindeki yazılar ginnişür. tkinci cü Başka üstünlükler İktidarlann özelliklerinl sekizer, onar sayfa içinde bu kadar kavrayışlı ve derin görüsle özetleyebilmek, yalnız bilgi ile, yalnız yazarlıkla başarılabilecek işlerden değildir. Bu. zamanın olaylar üzerine örttüğü perdeyi kaldınp onları elestırı merceğinden geçirebilecek ve önem taşıyanlarını yakalayarak bağh bulunduklan sistemi ortaya koyabilecek bir «tahlil ve terkip» . gücünün d> var olmasına bağlıdır. Sayın Velidedeoğlu'nun yazılarını okuyunca ya'rgılarını paylaşıyor, «Biz de yazsak bu sonuca vanrdlk» diyoruz. Ama bu Ortak yazgı OKTAY AKBAL Evet Hayır Tatttşma " •• < . ' • • > • S abaha kar;ı saat birde bir vapur kalkar Kadıköy'den. Son vapurdur bu. Uykulu insanlar doldurur salonları. Hava sıcaktır, bunaltıcı, yakıcı. Yorgun, bezgin yolcular konusmazlar kendi aralarında. Bir an öncs evlerine varsalar, yataklarına kavuşsalar... Marmara kapkaradır, ay tşığt da olsa. Bir masal kentidir Istanbul az ötede. Köprüsü, Hilton'u, ısıklı apartımanlart. evleri, caddeleriyle. Sanki hiç varılmayacak bir düs ülkesi. Bana hep öyle gelir son vapurlarla t s . tanbul'a dönerken. Onbeş yirmj dakikalık yol, sanki hiç bitmeyecek. Çpk uzun bir yolculuk oîacak bu. Gündüzleri akhma gelmez böyle seyler de hep geceyanları gelir birden... şey var rol oynayan, etken olan... Yalnız yazgı mı sorumlu? 'Bizim ihmalciliğimiz, kayıtsızlığrmız, bilgisizliğimiz hiç mi sorumlu değıl? Geçenlerde de koca bir y#pı çöktü An. kara'da. Kaç kişi öldü. Bu da mı yazgının işi? Istanbul'da İcoca Izmir vapuru sulara gömülrfü yana yana, bir araba vapuru battı, neler neler oldu, oluyor, olacak. Hepsi önceden bize olacakları 'rraber vermeyen "yazgınm oyunu mu? Insanların hiç mi suçu yok? Yok, yazgıya blrakmam insan yasamının yönetimini, toplu'mun gidişini... Burda Napol, yon'un bir sözünü hatırhyomm, karısı Jo' zefin'e şöyle yazıyor: «Kader hiç bir zaman irademe karşı koymadı» tşte insan gücüne, iradesine inar\an biri. Bu gücü şu yoldan bu yoldan kullanmış, denemiş' bir büyük kişi. Gerçi bu sözü zaferden iafere koştuğu yıllarda söylemis. Olsun. Sonraki başarısızhklan yazgının oyunu muydıı tamamen? Sanmıyorum. Bir yerde durmasmı bilmediği için, iradesini ihtirasına kurban ettiği için, kısacası ipin *uounu kaçırdığı için yenildi, Yazgısmda bu yenilğl var mıydı vok muydu, bilinmez elbet. Ama Ruiya serüvenine atılmasaydı, Avrupa'daki başaniarıyla yfetinseydi, FranSız îhtilâlinm ana ılkelepinden dışarı çıkmasaydı Kapolyon'u altedecek hiç bir güç yoktu dünyada... Nero*en nereye!... Turan Emeksiz vapurunda ölen dört kişinin eş bir yazgıda birleşmeleriydi söz konusu. Yazgı, varsa burda var. Ayn ayn yaşamların insanları bir kazada birleşiyorlar. Neden. o, neden bu, neden şu? Neden onlar seçilmiş bir geceyarısı vapurunda ölmeye? Bunun. açıklamasını yapamıyorum. Bir kazada kurban gitmekte suçlan neydi onların? İşte burda yazgı var, yazgı denen görünmez oyuna lnanmak gerekiyor. Karacaoğlan bir koşmasında «Hiç yazılan yazı karalanır mı?» demiş.. Bu dört kisınin de bczulamayarak, karalanamayacak bir yazgısı varmış; b!r geceyansı ölümüride birlesrr.ek.. «lîınn ince bir yoldayım Gidiyornm gündüz gece» dlyor Veysel. Bir yerlere doğru gidiydruz gündüz gece. Bir sona doğru .. «îetişmek için menzile Gidiyornm sündüz gece» Bilmiyoruz nerde, nasıl, niçin? Gidiyoruz hep. Yazgı demişiz bir ad takmışız acılanmıza felâketlerimize, açıklanmaz yönlerimize. Bir avuctu olmuş bu. Ne yapalım, varsın olsun. GERÇEK ' KAHRAMAN BIB GUN BARIŞA ÜLAŞACAĞI UMUDU UZAK DA OLSA SAGLAM BİR ÎNANÇTIR. VE BU İKANÇ YtTtRiLMEMELÎDİB " «Turan Emeksiz» vapurundaki yolcular da böyle seyler düşündüler mi? Bilmem. Koşa ko.^a son dakikatfa vapura yetisen bir genç kadın Gevrek, birkaç gün sonra sınava girecek Ahmet Çora, Yüksek Mimar ve sarkıcı Okyay öke, gitarcı Dehmenoğlu... Daha baskalan, hepsi kendllerini bir garip ya«ya götureceft'ola'n varpurda hangi hayalîcTÎe, ö'üs*lerle gidiyorlardı, bunu bilmeyeceğiz. Çünkü dördü de yok şimdi. Koca bir vapuT girdi Emeksiz'in bordasından içeri. o dört kişiyi aldi götürdü öbür dünyaya. Hiç akılda olmayan bir ölüra, bir son. Kadıköy'den Köprü'ye gelirken öleceğinizi hiç düşünür müsünüz? Olacak is midir bu? Olur ama en olmayacak isler, bizde olur daha çok, ihmallerimiz, aldırışsızlıklanmtz, lnsan hayatına cnem vermeyişimiz, boşverişimiz... Suçlular bunlar... Alınyazısı, diyecekler yazgıya inananlar. Alınlanna böyle yazılmış ne yapalım! Bazan inanıyorum. istemeyerek de olsa inanmak gerekiyor bu önyargıya. Ama ben yazgıya, ahn yazısına inanmak istemem. O zaman kişinin önemi kalmıyor. Kişinin gücü nerde, kendi yolunu çizmesi nerde. kendini yaratması, kendi mutluluğunu kendi elleriyle kurması nerde? Alınyazısı herşeyi önceden plânlamışsa bırakmah ısı gucü, ne yapalım yazgım böyleymiş deyip küsmeli yaşama'.... Gerçi Oscar Wilde «Tazgı, biıe haber föndermez» der Dorian Gray'in Portresi'nde. Gondermez, ama bir takıra belirtiler o «yazgı» dediğimiz şeyin oynayacağı kötü oyunlan önceden sezdirmez mi bize? Şu vapur kazası örneğin. Liman yönetmeliği, kontrolu, kaptanların tecrübeli, başarıh oluşu nice nice Istikrar ihtiyacı CİHAD BABAN arkında mıanıı? Türkiye'de her sözün, her dü§üncenin gerisinde, ister bilinçle ifade edilsin, ister nedeni kestirilmeyen bir içgüdünün etkisiyle söylenmis olsun tek bir istek var. Vatandaş çalkalanmalardan yorulmuş bıkmıs, is. tikrar aramaktadır, verdiği verginin her yıl bir başka şekil almasını istemiyor, kanunlann, kararlann, kararnamelerin sık sık değistiriUnesinden memnun değil. Liseyi bitiren evlâdım gelecek yıl okutup okutamamaktan emin olmadığı gibi, nerede okutacağını da bilmemekten tedirgin. Hükümet bile, samimî konuşursak, sürekli çalısma isteyen uzun vâdeli icraata el atsm nu, atmasm mı, tereddüt içindedir, çünkü yerinde oturup oturmayacağından emin değildir. Türkiye'de uygar ölçülerle düşüncelerin birbirlerine yaklaştırıbnası çabası olmadığı için kararlar, bir uçtan bir uca sürüklenir ve bakanlar da çeşitli nazariyelerin, inatçı mensubu memurların elinde çok defa oyuncak olurlar. Günden Güne 81 Amerıkaiıyı öldürdugü ıçın kahraman üân edilen Kuzey Vietnamlı H yaşındakl Ho'yu konu olarak alan ve insanlann biribirini yemesi sorununu dUe getiren sayın Cihat Baban'ın yazılarını okuduk. İnsan öldürmek, tablatın verdiği yaşama hakkıru ortadan kaldırmak gerçekten uygarlığa yakışmayan ilkel bir davraaıştır. Suçluyu ldam etmek suretiyle toplumu ikinci bir" cinayeti işlem«ye vasıta yapmamak içib idam cezalarının kaldırılmasına çaUşılan zamanımızda her glin gazetelerde yayınlanan ölüm ve dehşet haberlerl ile ürpeririz.. Baska türlü yiyecek arayip bulma tekniğine ve gerekli ss>gduyuya sahip olmadığı için denizin içindeki büyük balığın KÜ çük balığı yemesi, kartalların havalardan gözleyerek toprak üzerindeki küçük b.ay\'anlan enselerinden kapıp yemelerir.e bakarak güçlü insanlann da güçsiiz hemçinslerini, yemelenni, açık bir'deyişle sömünnelerini mazur göremeyız. Birincıler "düsüncesiz, tekniksız ve içgüdülerine uyarak yalnız biyolojik ihtiyaçlanm gidermek içın hareket ettikleri halde ikınciler düşünerek, teknik ve tahrip gü' cüne dayalı, kasıtlı olarak cînayetlerini işlerler. Giderek yücelmesi gerekirken ınsanı küçültcn ve ınsanlığı düsündüren budur. Amerikalı pilot aşağıda kum gibi kaynayan, hasta yatağında şifa bekleyen gruplann üzerine bçmbayı salladığı 2aman gözleri sevinçten pırü pınl parhyor. Anadolu kadınının karnındaki bebeği süngülerken palikaryanın gözleri de pınl pırü parlıyordu. Bu, çağımızm yüzkarasıdır ve insamn cenneti olması gereken dünyayı cehenneme çevirmektedır. Amerikalı pilot ülkesindeki csrarkeşlerı kurtarmak, onları yeniden hayata kavuşturmak ıçın f Dara'dan, tskender'den. Bizans'tan ve Cengiz Handan misailer vererek açık ve kapalı ekonomi problemlerini tahlil etmesi gibi.. Onun nazarında ikıncı dünya savaşından sonra tngiltere ekonomide kendısınden beklenen sonuçlan alamamış, ltalya, Japonya ve Almanyanın sür'atine ve bu sür'atten doğan başarıya ulaşamamıştır. Çünkı tngiltere'de zaman zaman sosyalist idare iş başına gelmıştir. Turgut kitabmda kendi açısından insanlan idare prensipleri ile ekonomik yapınm birbirleri ile olan yakın ilgisini de ortaya koymak çabasuu göstermiştir. Siyasal meselelere gelince; Mehmet Turgut dostumuz Türkiye'deki politika anlayışından şikâyetçidâr ve bu şikâyetini şöyle açıklamaktadır: «Türkiye'de Machiavelli'nin (Prens) veya (Hükümdar) isimli kitabı politikacının bir nevi el kitabı gibi değerlendirilmektedir. Bir batılı olmasma rağmen Machiavelli'nin öğütlerinin doğuda daha çok tutulması çok enteresandrrj» Eserin bu kısmında doğru, fakat özel çatışmalannın izlerini sessizce. taşıyan pasajlar da var. Yazımızın başında Türkiye'de herkes artık istikrar anyor, diyorduk. Bu istikran oynak polemiklerle elde eder miyiz bilmem... Fakat raüşahedelerine bir şey denmeyecek olan yazarın bu müşahedeler sonuçlannın tartışma konusu olması, meraleket meselelerine açıklık vereceği için yararlıdır kanaatındayımPartilerin memleket hayatındaki hizmetlerinde istikrar, polıtik ekonomik düzeyde istikrar, vatandaşın kalbüıden (yann ne olacak?) korkusunu siler çıkanrsa hep beraber çok rahat edeceğiz!.. Fakât böyle bir istlkrara kavuşmanın zorluğunu da kabul etmek gerek, hele her vatandaş gibi istikrar arayan Mehmet Tur gut'un kitabmı okuduktan ve Türkiye'de tek tek kişilerin de kendi yaşamlarına istikrar verme kudretinde olmadıklarını gördükten sonra... MLALLA BATMA2 İle P. Üstg. V1LMAZ ORAL Nisanlandılar. lanna tevdi etmeyi tnünasip e«T müştür. Hatırlarsıruz; Aüana lı Kon• İNSANIN İNSANI YEMESİ KANUNUNU gresi yapıldığ) zaman. Kongrey« bir gün kala eskı tl Yönetim SAĞDUYU DEĞİŞTİREBİLİR VERGİ Kurulundan Dazı arkadaşlann POLİTİKASINDA BİLİMSEL TEDBİRyayınladığı büdırıae o gunkü merkez ılçeue görevü partılerle LER VARKEN REKLÂMIN YERİ NEil idare oeyeünde vazıle almaDİR CHP SON KURULTAYLARI İLE ya nazırlanan arkadaşlann ns demokratık çizgıde, ne AtalurkSADECE VE SADECE ORTANIN ŞOçülük çızgısınde kalmaaıklaruu, LUNDA OLDUĞUNU İSPAT ETMİŞTİR. hatti sapüt olduklarıru ıddıa *• djyorlarcu. Adana il kongresi yapıld». N«tıcede. parö teşkilâtı. kimın efencüce caiıstıfını. halKMn ysna olduğunu ciddl bu tarkla «lS'an rey» ettı ü asın ıthamkellefiyettir. Devletin, hianet ülkelerin asırlardanberl sürege gi kuramıyacak kimselere hitab cı küçttk Erubun sum çevrenı»beklediğı kisılen bu hızmetın yü len taran şekillerini ortadan ıcal edecek biçimdedir. Orneğin «ver de olduğunu ve kongrede onlarcellğine ya da faydasına inandır dırırken Uzakdoğuda kaynayan gilendirilmiş kazanç kutsaldır» la rrfüsterek bareket ettiğinizi, ması elbettekı güzel birşey. Açık sağlıklı insan gruplannın üze ışıklı yazısıyla vergi ödemenin sız ae ve bütün Adana tıalicı çak lamalar, aydlnlatmalar büyük rine bombayı sallamakta hiç bir kutsallık olduğunu bılmeyen müiyi bilıyordu Neden tongrede faydalar sağlar .Bu taydayı varat sakınca gprmemektedir. . kellefimizın dinsel duygusuna sı r cıtup o 8ün öiçüyü kaciranlaıa Mehmetçık de süngüsünün ucu " ğınmaktatnr malî idaremiz. Ay mBk. için. öıf ve âdetlerden inanç hıtap etmedjnuv «Sapjfelık keı;•^ ile müstevlilen gruplar halın n idarenin, rergi kaçakçıhgını lardan yararlanmak ta doğafdır. mesınl arkadaşlannız» vakıştıtdp denıze dökerken Allahın ver ihbar etmenin millî görev oldu Bütün bunlann eğıtsel olarak ya marrmnız tâzımdır» demeruı ıca pılmasında bir bilimsellik ve her ğuna dair bir reklâmına rastla.n diğı birçok canlan alıyordu. betmez mıydıV Sİ2 »e dığeı AAma" o, ülkesinin «harimi ismeti mamaktadır. Bunun nedeni her kese hitabederlik olmak gerekır. dana CM.P mılletvekılıer) sesAncak bir takım insanlann • iyi îenmedimz. sustunuz O eda tle ne» giren e'mperyalizmin canına halde, vergi kaçakçılığım ıhbar duygulanna hitabedebilir bir rek okumak'la. tarihe ve insanlığa edecek kişilerin bu konuyu bılen kongreye girdina, fakat azmlık lâm kampanyası ne bilimsel eği olan hizip mahıyetındeki o arkarşı sorumlu olmadı. Ulusunun ler olacağı, bunlann ise Türkiya timdir ne de verginin • tarifine kadaslarla beraber kalbinde kahraman olarak yeri realitgsini az çok bildikleri ve kongrede reklâmm bunlann davranışını uyan bir ciddiyettir. ni aldı. mağlup oldunuz değiştiremiyeceğidir. • Ne Ho, öldürmekle öğünmeü, Kendi seçlm bölgenızde bu ne de başkalan saldırmah. Bunun gibi ömekleri daha faa Mahmut ÖZDEMİR şekilde cereyan eden ve aleyhiİnsanın insanı yemesi kanu la çoğaltmadan kestirmeden söy nize tecell) eden bütün bu olaynunu, eğitım ve tekniğin iterle lenecek 'söz; malî idarenin verları görmezukten gelerek Kumesi değil sağduyu degiştirebi gi kaybına ya da vergi zıyaına rultay çününe kadar aynı sekıl}ir..Dünyanın bir gün banşa ka temel olarak vatandaş bilinçSATIR'IN de üst Kademede ougün ışba, vuşabilecegi Umidi... Biraz uzak sizliğini aldığı temayülüdür şınıta görevl) bulunan arkadasda olsa btinun mutlaka gerçekleBu kampanyanın son zamanlar SUÇLAMALARI lara, sablt beyanatlannız]». «Açı• ş?'ceği inancımızı yitirmek iste da, belirginleşen resmî açıklama lara bir uygunluğu da var. Resn Sol'a ttayıyorlaı Atatürte çızmiyöruz. fni ağızlar «Büyük şirketlenıı gısınden uzaklaşıvorlar partiyi «CHP SIZE YAPTIÛINIZ Ekrem YILMAZ vergi kaçakçılığı yapmadığıi), ka bir smıi parttsl haiiDe getiriyorHİ2METLERİN BEDEU O çakçılıfın teşkilâtlanmamıs serlaro buyurmuştunuz. Pakat buL\RAK HIÇBIR INSANA NAmaye tarafından yapıldığım, söynun tizerlne CJ1J « Kurultay lemektedirler. Böylece çoğu biSÎP OtMAYACAK KADAR deleşelerl Kararlıydı rıem de bilinçsiz mükelleflerin sahip olŞEREFLI VAZÎFELEB 1TV linçle kararlıydı Kesln Mrannı REKLAMLI duklan şahsî teşebbüsler reklâm verdi ' J' .:. . Dî ETMİŞTİR». la göreve dâvet edilmektedirler. 25 miiyon Köy, kasaba halkını VERGİ POLİTİKASI Reklâmla varılacak sonuçlar bakımmdan idarenin bu kampanya Gazetelerde 25 Temmuz gü 8 milyon tşçıyı. bunun üstüne smda esasta bir terslik yoktur. nü çıkan beyanabnızı oku memurla esnafı C.H.P'SJ savuBIR TAK1M INSANLARIN nuyorsa bu partı Ortanın SolunAsıl anlasılmayan, bilinçli kaçak İYİ DUYGÜLAKINA HİTAB çılığın önlenmesinde tüm etken dum. 35 yıldanberi CJIP.'sine da değil de acaba sjzce ortanın şerefle hizmet ettigınlzl llftn eEDKBILIR BİR REKL.\M tedbirlerin alınmış olup da sa diyorsunuE. Buna Karşıhk C.H. neresmdedir 36 milyondan eerive ne kaldi onu da lütlen sız KAMPANYASl NE BÎLİM dece bilinçsizler cephesinin rr.i P.'st de bu hlzmetlerin bedeii rakamla sdvleyınız. kalmış olduğudur. Bunun ötesin olarak, tıiçbır insana kolay ko minnank SEL EĞİTİMDIR NE DE dej müeyjadeye bağlanmış hangi lay nasip olmayacak kadar ağır CİJ.P 'sı bu politikası ile mi orVERGINİN TARIFINE U kamu hizroetinde bu hizmeti yave şerefli vazifeler tevdi etrniş tanın solundan uzaktesmış oluYAN BİR Ctt>DtYETTİB. rütmekle görevli bir idare rek ör ' yor?.. HayiT dostum. hiç biri lâm yolunu denemiş ve de başadeğil yainız ve valnıı Ortanın Gün gelmls çatmış, partlnin Sağında olmadığını. Ortanın SoReklâmm insan üzerindeki a nya ulaşmıştır. teşkilâtı, Uyesi, temsilcisi. dele lunda oldujunu ispat etmıs olulimsel etkisinden olacak ki MaDiğer kamusal mükellefiyetler gesi sizln tutum ve davranısınıliye Bakanhğı da daha etken bir gibi vergi mükellefiyeti de dev zı beğenmerruş olacak kı; son yor. vergi tatbikatı için reklâma oaş letçe tek taraflı olarak istenen kurultayda vazife vermemış, Halil ÖNENTAŞÇI lamış durumda. Vergi Dairele ve müeynaeve bağlanrms hır miiDartınin tdare vazifesirü ba$karinin duvarlannda vergi ödemenin yüceliği üstüne vecizeler, köşelerde afişler... Afişlerde genellikle dinsel duygularla Türk des tanlan ve kahramanlığı üstüne temler işlenmiş. öylesine ki, ver' gi kaçırmayı millî görev sayan bir hasta bünyeyi kahramanhk şerbetiyle efsunlamâya çalışır gi biyiz. îdarenin bu iyi niyetlyle, vergi denetiminden ve tatbikatından çıkanlmış uzun yılların bilimsel çalışmalan âdeta çatışır haldedir. Bir tarafta bilimsel tedbirlerin kesinliği varken reklâm aldatmacasıyla neye ulaşılmak istenir? Basıknış afişler ve ışıkü yazılarda seçilmiş olan sözlen millî duygulan güçlü, dinsel inançlan yerinde olup bu duygularla vergi mükellefiyeti arasmda ıl Çağımızın yüzkarası Cumhuriyet 5739 Yann ne. yapacağını bilmemek korkunç bir seydir; bu istikrarsızlıktır ki, metnura görev yaptırmaz, âmire karar verdirmez, fabrika kurmak isteyene cesaret vermez, devlet işletmelerindeki adamın nefesini, gayretini keser... Istikrar ihtiyacı üzerinde durmak istediğim şu anda, dostura Mehmet Turgut'un (Türkiyenin geleceği) isimli kitabmdaki istikrar konusu kafama taküdı. Sayın Turgut büyük emek sarf «derek büyük tartısmalara yol açacak bir kitap yazmış. Turgut Hberal bir politlka adamıdır, fakat tasvip etmediği sistemlerin kusurlannı da görmezlikten gelememi» olduğu için uğrayacagı eleştirileri tahmin ederek, onlan cevaplandırmak istemiştir. îstikran bozduğu için Turgut ihtilâlleri sevmiyor. 1789 Fransız Devrimi bile dünyaya zarar getirmiştir. Onun bu düşüncesini Profesör Röpke gibi düsünürler de destekliyorlar. Onun için İsa'dan 4000 yıl önceden başlayarak ihtilâlleri neticeleriyle beraber gözden geçirerek, yukarıdski vargıya varıyor. Tıpkj liberal bir düşünceye varmak için, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünden 1 Buhar kazanlan v» teferruatı ile zincirli konveyör imal ettirilecektir. 2 Buhar kazanlan ve teferruatı için son tekUI verme günü '.9.1972 Cuma saat 17.00 ye, Zincirli koiveyör için son teklU verme günü 4.9.1972 Pazartesi saat 17.00 ye kadar olup, Ataç Sokak 72/3 de «Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü ANKABA» adresine verilecektir. 3 Bu ise ait Teknik ve Ticarl Şartname ile resim ve ölçüler yukandaki adresten temin edilebilir. (Bann: A. 12604 • 19540/5730) (128sayfa, 20 lira) DİKKAT: Bu sayıda renkli ilâvc 2 ya^raktir. ÖZOÜRLÜK (Manajans: 2499) S73S