Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA DÖRT ÎCUMHURÎYETS 16 Hazirarı 1972 Û tarafından da kullanılan «hükümdarla SMANLI aydınlan nn sözü, sözlerin hiikümdandır» şeklinde I dalkavukça bir deyim vardır. Çoğunlukla hühümdarlann edebî *> serleri için kullarulmıştır. Bu deyimin mantığından yüröyerek hükitmdarlann aşklarmın da sevgilerin en ftiçlüsü olduğu çekünde bir htiküm çıkanlamaz. Ama İM köy gend arasmdakl eevginin bir Jcöy halkını blrbiriue katacak kadar olaylsr yaratabildiği düşünülürse, toplumlan hükmeden insanlann sevgüeriııln de bezan dünya tarihinda kuvvetli izler bırakacak kadar güç kazandığı kabul olunur. AONAN Ci Antiochus ARÎHE geçrnls hükümdar askları arasında biriain çözüm yolu çoğu kere zevk veIrlr okuyanlara. Büyük îskender'in ölümünden sonra Makedonya'dan Hin<Jistan'a kadar uzanan ülkesi, kumandanları arasmda paylaşılmıştı. Suriya bölgesinı ele geçiren Seleucus uzun mücadeleden sonra kendi adiyle anılan devletl kurdu. Bütün emellerine ulastığını sandığı blr anda oğlu ve velıahtı Antiochus büinmeyen bir hastalıga tutulmus, günden güne soluyordu. Hekimler, llâçlar fayda vermedi. Ümitsizliğe düsen ıhtiyar hükümdar son olarak ünlü Aristo'nun torunu hekım ve filozof Erasistrares'e baş vurarrk oğlunu kurtarmastnı rica etti. Bilgin, genç basta ile görüştükten sonra hükümdara: I Ofcinntmın bastalıgım tesnls tttım, dezniştî. Hükttmdar ttmide kapılmıstı: Hutalığın adı nedfrr? diye sordu. Ündtsis bir ask. Seleucus saşırdı: Niçin fimitsiz? tikemde oginnum askına cevap vermiyecek Mr kathn v*r mıdır? Vardır, dedi bügln. Benim kamn, oğlunuz esimi seTİyor! Hükümdar. bilginin ellerine sanldı: Tıllarca Wr filkeye, bir hanedana tahip olmak İçin savaştım. Bu ülkenin bafimsız kaln » için oğlumDn ysşaması lâxım. Zor bir iş ımt, kannıa oghnns brrakın! Bu sözler Uzerine bilgin: Benlm yerimde olsamz bu fedakârlıfı yapar mısınıı. Diye sordu. Şfiphe mi var? dedi ihöyar. Hayatonı kurtarmak için kanmı ooa bıratardım. O halde sözünüzden dönmeyin, •ğinnaztm sevdigi benim Saltanat yuvaları ve amansız kanunlar İngiltere Kralı Sekizinci Edward gibi saray ve sevgili arasmda kalmca aşkı uğruna saltanattan vazgeçen taç sahiplerl dünya tarihinde çok azdır. kanm defil, siıin son esinis StratotaVdir. Geng Antiochus gerçekten 0vey snneeml MvdiJİ için yatıklara düflmüftü. îhtiyar Seleucus Bttzunden donmedl. Esini oğluna bağısladı. Kıpçak kızı OPKAPID.1N Buckingham Sarayma kadar her saltanat yuvasının kendins Bzfü sert, amansM kanunlan vardır. Kendi çıkar ve geleneğine aykırı düşen eğilimleri, en içten bir aşkın gerefi olsa bile ezer feçer. tngiltere Kraü Sekizinci £dward zıbi laray ve sevgilinin arasında kalınca, aşkı uğruna saltanattan razgeçen taç sahipleri dilnya tarihinde çok aıdır. Genel görünüş, taht uğruna kadın, evlit, baba, kardes sevgisinin ve daha birçok insanlık bağlannın terkedilmig olmasıdır. 13. Yüıytlda, Kahire Sarayındaki bir TUrk ka dınınm açk r* saltanat arasuı Î dakl davranışı hazin oldugu kadar fbret Tericidir. Cengiz ordulan, Türklerin yurtlannı lstilA edinee Türk oymaklan akın akın Güneye, Suriye vs Mısır'a kadar göç etmislerdl. Böylec» göçmen olarak gelen veya esir olarak satüan Türk gençlerinden Mısır Hükümdan MeUk Salih ilk Memluk ordusunu kurdu. Bu arada çok guzel ve çok reki bir Kıpçak kızı da Kahire Sarayına almmıs, ona inci afacı anlamma gelen Şeceretüddür adı verilmişti. Melik Salih, bu tan kendine eç olarak seçti, ondan Halil adı verilen ve küçük yaşta ölen bir çocugu oldu. Tarihin bu döneminde Türk ve Islâm dünyası bir taraftan Moğollann istilâsma uğramışken, öbür yönden Haçlı akınjannın tehdidi altında bulunuyordu. Bu sırada yedinei Haçlı geferini düzenleyen Fransa Kralı Saint Louij, büyük bir donanma ile Mısır kıyılarına gelerek Dimyat Kalesini muhasara etti ve aldı. Bu sırada Suriyede bulunan Melik Salih, Mısıra dönerken yolda hastalanmış ve bir süre sonra ölmüştü. O zaman Kıpçaklı Türk kıa Şeceretüddür ida revi ele aldı. Türk kölemenlerinin yardımıyla Kahire'ye yürüyen düsman durdurulmu? ve da ha sonra bofgun» uğratılmıştı Bağlılık Aşk ujrun» lnrıltere tahtını terkedip »evdill kadınla birlikte yord dısına çıkan Wind»or ş j p y i df U fc t k d b n e ı ütkelerdeki ya k&, ancak üç yıl sonra ilk defa anavaUna ufcratnış, sonra tekrardan yabaneı ütkelerdeki yaşan. tısını sürdürraiistür. Bu fotoğraf, Dük ile afl" *lmn* tahtı terketti|i Madam Simpson'u bu d6nüşlcri sırasınd» bir arada jösteriyor. S MAIİKOCÖĞLU ECERETÜDDÜR'ün Uvey og lu Turanşab tahta geçti. Fakat Uvey anaaı ve kölemen beyleriyle geçinernedi. tflkeye hâkim olan TUrkler, Şeceretüddür'e büyük bağlılık gösteriyorlardı. Fransa Kralı ve HaçIı Ordusu esir edjlmişti. Bu sırada kölemen beyleri avaklanarak Turansah'ı öldürdüler ve Mısır tahtına Şeceretüddür'ü geçirdiler. Kumandanlardan AyVey'e de atabeylik görevi reri!di. îslam Aleminde ilk defa bir kadına «MUminlerin Emiresia tinvanı veriliyor ve adına hutbe okunuyordu. Bu ilgi çekici olay, rakip Ulkelerde ve bilhassa Bağdat'takl Halifenin çevresinde tepkiyle karşılandı. Suriye'de Turanşah'ın akrabası olan ve Mıgır'ı ele geçirmeye çalışan Eyyubl prensleri, bu tepkiden yararlanmaya çalışıvorlardı. Halife: «tçinizde erkek yok mn ki bir kadın* biat fdiyorsunur?» haberini göndermişti. Ka'.emen beyleri o zaman uzlaştıncı bir yol aradılar va hükümdarlan ŞeceretüddUrie evlendirdikleri Aybey'i tahta geçirdiler. Bu evlenmeden önce mi baslamıştı, yoksa sonra mı gelişti, tarihler bunu kesin olarak açıklamıyor ama Şeceretüddür büyük blr aşkla Aybey'e bağlanmış, Aybey de ona cevap vcrmiştt. Ama bu aşkın ardında «Benim sayFmde hükfimdar olablldin» gibi bir başa kakma duygusu gizli.bulunuyor ve ilk aylann bağUlığı kayboidukça. araya kıskançlıklar glrdikçe, kadın bu duygusunu açıga vuruyordu 56 ÇALINAN TAÇ Yazcn vo çrzen: AYHAN SAŞOĞtÜ Hırçınlık S DİŞİ BOND OLVUĞU v £ £ <SÖTJ RÜ2. „+*• ECERETtJDDüR, Aybey'den daha yaşlı olmalıydj. Kölemen ordusu üzerindekl nüfuzuna gtireniyor, hırçınlığı günden güne artıyordu. Melik Salih'ten bir oğlu olmuş, fakat çok yasamamıştı. Aybey'den ise hiç çocugu olmadı. Genç Mısır Sultanı, huzur ve kurtulusu kaçmakta bulmuş. plnlerini saraydan uzakta geçiriyordu. Bu sırada büvük bir hata işledl. Seceretüddür'ün Ustüne Musul beyi Bedrettin'in kızı ile evlenmeye tesebbüs etti. Kadın o zaman suurunu kaybetmi? ve korkunç bir plân hazırlarrastl. Tatlı sözle re lltifatlarla kaledeki saraya dâvet edilen Aybey, bu çafnys uymu$, iki sevgili yine bi' araya gelmisti. Bir ara hamama giren Aybey, etrafının yaIın kılıç hadımlar tarafından sanldıgını pördü. Şeceretüddür onu öldürtüynrdu. Bafırmaya, ondan imdat istemeye basladı. Bunalım icindeki kadın hamama koş*u. Sevei. kıskançlıtı yenmişti. Hadımlara çekilmelerini emretti. O zaman beklenmedik bir sey oldu. Hadımlar «onn bırakırsak, senl ve Wrf yasatnıaT» dediler ve Seceretüddür'ün g57ü Bnünde Aybeyi boğdular. Kaymakatn filân geleceklermis bu gece; onlan bekliyorlar zahar' Ben geç kalsam benl de beklerler miydi? Ulan sen kimsin ki senl beklesiıı Uin herifleri. Kaymakam bSğüne böffin adam, helbette beklerler. Devlet ona o gadar mais veriyo. Devletin büyüğn bSfüne bögün gazanuzda.. Biı de para veriyoz buray*, o da, bu gadar milleti bekletmeye hakkı var mı? Bans bak. sen böyle yarenBkleri herkesin yarunda yapma. Başına bir î» feiir. Allab esirgesin. Bu adamın hakkı var dedi Emin efendi kendi kendine. Bir taraftan öteki adamın sSylediklerini yabana atamadı. Her dopru aandığım söy lemekte fayda yoktu. Tanmdakiler bu sözleri söyledikten be? dakika sonra beklenenler göriindüleR Kaymakam, savcı, jandarma kumandanu şube albayı. Seyirciler, onlar aralarından geçetken önlerini ilikleyip hürmet göstermekle yanş etmislerdi. Hele özel Idare memurunun jerlere kadar eğilerek yol vermesi Emin efendinm gözlerinden kaçmamıştı. »Bu milletio wnaoyida var, kolay olmayacak yakamızı kurtarmak» dedi kotdi kendine. Bir yandan da KeiM»winiı» onlann ge*ftfgi tarafta olsa, özel Idareci^ den başka tiirlü hareket edemiyeceğini düsünmeden duramadı. Bas aktör yerlermi föstermis, kendilerine önem verilmeslnden memnun yerlerine kunılmuşlardı; şube albayı şijmanca olduğundan sandal. yesine yerleşlrken duyulabllecek kadar bir çatırdı olmustu. Gözleri parlıyordu hepsinln de, içmlşe benıiyorlardı. Musiki birdenbire biı curcuna Ue baslamıjtı. Perde, musikinin acayip gürültüleri uzerine ağır ağır açılmış. içerdeki sanat hazinelerinl seyircUerin gözlerinin önüne ferivermişti. Aınan Allahım ne sanat hazinesi, ne sanat hazinesiydi! Kemancı, uzun boylu zayıf bir adamdı; kemanın ürrrine eğilince, kamburu bir mlsli daha meydana çıkıyor, kendisini büsbütün şekilsiz, acayip bir yaratık haline getiriyordu. Vt çalan adam sişman, kara, ablak yiizlüydü: ama marifeti bir tane değildi adamın; canı sıkıldığı zaman nra bırakıp klâroeti alıveriyerdu eline. Birisi de darbuka ralıyordu içlerinde; ötekilerden daha genç, daha yakışıklı bir adamdı; boynundaki papyon, zarafetini birkaç daha aıtırıyordu. Şarkı söylemekten vazgecmek şartiyle kusursuz denebilirdi bu adama. Kadınlara gelince, onlara hiç mi hiç diyecek yoktu. Kıraliçeydi mübarek ler hepsi de. Çalgıcılarm önüne. satılık mallar gibl sıralanmışlar, süzülüp kırıtıp birbirine uyraıyan «eslerle bağırıp duruyorlardı. Birisi, blr deri. bir kemik kalmı» bi zavallıydı, onun bemen yanında oturan devanası gibl bir »eydi; o devanası gibi s«y den öyle ince, cırtlak blr se» çıkıyordu ki kims« inanmazdı bu sesin o kalıptan çıktığına. L'çünciisü nün bacakları eğri olmasaydı belki de hiçbir hususiyeti olmıyacaktı: bu kadın İçin, çirkin. (riizel. zayıf şisman de>1mlerinden birinl kullanmak pek d« kolay «eğildi. Naciye en basta oturuyordu; yanındaki kadınların çirkinliği, güzclliğini bir kal dah« artırıyordu San saçları lüksiin ışığı altmda pıni pınldı; gözlerinin içi gülüyordu Aranümanın be*« nilmenln gururu içinde kendisinden geçmijti. Bütün gözlerin kendi uzerine dikilmiş olduğunun farkındaydı. Sağa sola göz süzmeden geri kalmıyordu; bunlar kasabanuı zengin hovardaları, paralarl nı mezara götürmek istiyen zenginlerin oğullarıydı. Emin efendi parava bir kere daha kızdı: 5"tgırdıyan. îingırdamıyan bütün paralara küfrettl içinden. Bclki de bu herifler zengin olmasalardı, Vaciye yüzlerine bile bakmazdı. Belki de hicbirl Naciye'ye kendis) kadar yakınlaşarnanıuiardı Birdenbire, paranm açamıyacajjı kapı olmadığını hatınna getirmeseydi avunup gidecekti. Ön gıralardakilerinin gözleri, N'aciyenin ölçülu viicodu üzerinde gezinmi;. sonra da bajka tarafa gitmekten vazgeçivermijti: Bu kadm bunlann arasına nşsıl düşmiifT T Alb»yın sorusu üzcrine savcı uy'anır gibi: Zorlu kadın doğrusu Kaymakam bir jcy söylemiyor. dinliyor görönl. yordu. •Hâbıgâhı yâre girdim arz İçin ahvaliml... diyordu kadınlar, inceli kalınlı sesleriyle. Nereye firerlerse girsinler kimsenin aldırdığı yoktu. Arka taraftaki müşterilerden ikisi, faslın krasından hoslanmamıj olacaklar söylenmeğe bajlamıf. lardı: ts ml bunnarınki de böle hep bir agızdan i*X kının hiç hazı olmuyo. Bİ tek bi tek okusalar ya. Öteki esneyerek: Senin de derdin, gücün oyun.. Fena mı oyun yani? Senin de canına com com ya» O, bu sözlcriyle »rkadaşının da kendisi gibl düsjindüğü halde merarnını açık kalble anlatamadı. ğını belirtiyordu. Başka iki seyirci. ut çalan adam uzerine tartlsıyorlardı: Udu beccremiyo ya gırnata çalışına diyecek yok... Hiç de bilemedin. L'du birez çalıyo ya gırnata mı, klarinet mi ne zımbırtıysa onu beceremiyo~ Sen de o kadar agnaa bundan • ^ " ^ ^ ~ (ârkan »ar) Lan bunnar ne valdt oyuna çıkacaklar? 13 Daha ilk dokunumlarında lkl genç adam, birbirlerine hiçbir sempati duymadı. Başlangıçta, iğneleyici birkaç söz atıstılar; sonra da, Kendilerine egemen ol maya zorlandılar. Akşama kadar her şey, az çok iyi gltmişti. Akşam, Chiaramonti. umursamaz bir eda ile, büyük bir jrapıt üzerinde: Aristo'nun bir komanteri üzerinde. calıştığıru bildirdi. Galile'nin eözlerinde şimşekler cakmıçtı: Devinim Ue de uğraşıyor musunuz? diye sormaktan kendini alamadı. Doğallıkla. Fakat henUz orada değilim. Oraya vartiığırnızda çok dikkatli olunuz; zira o sonuçlar, yanılgı doludur. Pardon. Acaba iyi işittim miT Ne oldu? Evet, çok İyi İsittiniz Kos kocaman yanılgılarla doîu. Chiaramonti dehşetle basını salladı: Yaşantımda az şey görmüş değiUm; fakat bu tonda edılmlş böyle bir küfüre tanıklık edebileceğimi hiç düşünmemiştim. Dostum, diy» karsılık verdi Galile gittikçe sinirlenerekten, eğer arroladığınız oysa bitimsel alan üzerinde kalalım. Tekrarlıyorum ki. Aristo mekanik konusunda vanılgın sonuçlara varmıştır. Benim bunu söylemeye hakkım vardır; zira. ev sahibirrizin de onaylayacağı üzere. ben bunlan red ve cerh ettlm. Chiaramonti erv sahiblne doğ ru döndü: Bana öyle geliyor Kİ. bu hârikulâde şarap. bizim, çok hoa bir konuk olrnakla birlikte biraz konu$kan olan ahbabımıs n basuıa vurmus. Herhalde Yazan; Zsolt HARSANY Çeviren: Tank ÖZBİLGEN uyuyunca bırşeyl Kaliıiayacaktır. Galile bir atılunda ayağa kalktı, Koltugunu arkaya ittı ve kristal bir sürahiyı kavradı Uşaklardan bıri kendisini dirseğinden yakaladı. DeriD bir nefes ahp şunlan söyledi: Çekikneme müsaadenlzl ıs tiyorum ekseiâns. Eğer kalkacak olursam. bu nafavatsızı bofazlayabiliHm. Karsılık beklemeksmn bançeye koştu, bir bofa gibi soluyaraktaD enine boyuna hi7.li adımlarla dolaşmaya koyuldu. Evde ışık söndügü vaöt odasına çıktı ve Markıye uzun bn öziir jnektııbu va?dı Ertesl sabab giylnlrken yaşiı adam kendisini ziyarete gelmişti. Her zamank) kibarlıgıyla: Mektubunuzu aldım sevgı11 dostum olayı geçmemiş saymaktayun. Size vedada bulun maya ve tavsiye mektuplannızı hazırlamava geldim. Galile şatodan. kendisini köprüve kadar götüren bir araba Ue aynldı. Orada, Pesaro'nun prens vasan tısı yok oldu. Küçük. eski biT köylü arabasına bindi ve şiddetli sarsıntılarla. belirsiz eeiecege doğru vollandı. vardı. Bunlar, adlannı sırt kesimlerınde taşımakta; birbiri üzeriEe yıgıimıs ve reyonlara bir küçük zincirle bağlaıımışlan dı. Diğer vanda ise raüan üzerinde dikine konmus. basılı modern kitaplar durmakta; cütlerin yaldızı. kesiksiz bir çizgl halinde birbirine üansmaictaydı. Surada burada reyonlars da vanmış vüksek merdivenier göriilüyordu. Diksiyoner ve devamlı kullanılan kitaplar büvük masamn üzerindeydi Gaüle bütün bunlara. heyraalıkla bakıyordu. Kürsüyü ele geçirme olanagını saglayacak mücadele plânının detaylan PinelL ile kendisi arasında yer almaktaydJ San sı. günden güne artıyordu Mem nunlukla Berçekiemekteydl Ri, burad8 sadece tavsive mektupiarından eeimeven bir üne sa> rpti. Yola Koyuünuşlardı. Küçüle oır ırmağı, Bacchiglione'yi aşcılar; çogunlukla, Padua"ya özel bir karakter sağlav&s kemerler ile çevrili caddelert izlediler; Saint • Andre featedraü meyda> nını geçtüer: Donateno'nun yap tığı Frasmo da Nami"nin beykelini. Dante'nin evinJ »e Bel* diye Sarayını. bayra» hayran seyrettiler PinelU. acıMama vapmakta ve dnektodlar anjat» makta: Galile. beklemekten <<nirleri gerilmiş, bir çey deıiıek» «izin dinlemekteydi «Bo« daha col< n^akta mı'r dive sordu birden. Birkaç adutı kaldı! Ecce Ü • Bo» TİFFANY JONES Bu cinayetin Kahire'deki tepkisi ağır olmus, herkes Şeceretüddür'ün aleyhine dönmüştü. Beyler, Avbey'in ilk kansmdan olan onbeş yaşmdakl oglunu tahta geçirdiler. Yenl hükümdann annesi ve Aybey'in ilk kansı, Valde Sultan olarak saraya eeldi. Aşkı uSruna katil olan Şeceretüddür'ü carivelere teslim etti. Onlar da güz"»l kadınm etrafmı «ardılar ve başma vura »nıra öldürdüler. ^ MADDEieOl ANOMfM LOP Y A RIN : Osmanb Padişahlarr nın aşkları Cumhuriyet Matbaacüık ve Gazetecilik T.A.Ş. Yönetim Kurulundan Sıcll No: 34599/3430 Şlrketimiz Genel Kurulu aşağıda yazılı hususları görüşmek iizere 12.7.1972 Çarşamba günü n a t 1000 da »irketimiz merkezi ol«D Cıfaloğlu Halkeri Sokak 39/41 numaralı mahalde fevkA!ad« olarak toplanacaktır. Sajın hissedarlarımızın toplantı. dan asgarl bir hafta evvel hissele rini vey» vesaikinl Muhasebe Mü. d!irlüji)ıo"re tevdi ederek elrif ^^rtı alm»î(irinı rica ederiz. KL'RULL GÜNDEM: 1 ~ Sirkeün mall durumu İle fikıı Uçileri toplu ij sözlejmesi mü lakereleri grev . lokavt fcarar ları ve bu sözlesmenin yiikle. rtctğl mal! vecibelere dair YSnetinı Kurulu ve Murakır raporunun müzakereıl v» ee rekll kararın a l ı n m u ı . Cumhuriyet 4320 GARTH • * * Uaiile, Padua'da Pineılınır, sitaphğında oturmuştu. Yaşan tısmda, böyle muhteşem bir kı tap koleksiyonu gftrmemiştı Bunun bir özei slşiye ait ola bilecegı düsürıülemezdl: daha çok, bir devlet idtaplıgına ben zemekteydi bu Binlerce Btap. iki kategoriye aynlmıs b"lunu vordu: bir yanda (Arkıaı var)