27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATPA DÖRT rCUMHURİYETî 15 Haziran 1979 D tVfYASHi •• eok n v a ş yapan nluslannaan Mri oldngumnı halde, b» •»vaslarda görülen, politik nok •anlar ve işlenen hatalı hareketlerden alınmra fereken dersler, alınmadığı için Balkan Savası felSketi b>fi. mııs çelmistir. Bondan w n raki şavaçta, yant 1. Bünya Savasından da »ynı ksfs islenerek Tiirk nlnsu Mvaşa vılrit»i« Mknlmaşinr. 8 0 . nne olarak Knrtnlnş gavzfi gelip çstmıs «nds da Tann basımıza yfiee dahl Atatfirk' fi (rönderralş ynrd ve alaıamoı bngünkfl mutln günler* onnn hinunetlyle ksvnşuaıtnr. Savaşlan alınması gereken uyarıcı dersler Türkiye, kuruluşundan bu yana beş defa yok olma, tarihten silinme tehlikesiyle burun buruna gelmlş, fakat her defasında kurtulmuştur. Çağdaş uygarlık düzeyinde ise egemenlik konusundaki itha mı uzaklarda aramağa hiç lüzum yok. Atatürk'ün gösterdiği yol, dünya durdukça bizi huzura ve başanya ulaştıracak tek yoldur. lann aavas içinde tamamlanma11 düşünülmemelidir. (g) Dıı politlkayı yürüten mekanizma, ıık ıık kontrol edilmeli, dost ve düşman olabilecek devletlerin bizle olan ilişkilerindeki değişıklikler zanunında görülerek, nedenleri aran malı tfurumumuza hayırlı olacak jekilde düzeltilmelidir. (?) Silâhlı kuvvetler gerçek görevi olan yurd savunmasında kulUnılmalı. jandarma ve poliı gibl iç güvenlik hizmetlerinde harcanmamalıdır. O kendi emir Te komuta zinciri Içlnde, tatblkat •« manevralarla her an savasa hazır durumda tutulmahdır. <İ> Yurdun elde tutulması ve J J ulusun yaşatılması yabancı bir devletin koruyuculuğu ve egemenliğine bağlanmamah, vadedilen yardımlar fiilen görülmedikçe boş sözlere inanmamahdır, Atatürk'ün şu büyük uvarısı da hiç unutulmamalıdır«Tfirk vatanı yalnıı kendl Sz evlitlanndan knrnln ordom !lr k*rnnurj> flî) Savasta Baskomutan ordunun başında bulunmalıdır. Evvelki bölümlerde bellrttiğimlz gibi Balkan Savaşında Baskomutan Sultan Reşit T» yerine seçtijl Nazım Pa«a ordHıIan, Sultan Hamit örneği tstanbul' dan yönetmlşlerdir. Bu bakımdan duruma hakim olamaraıslar dır. Baçkomutan ordustınun başında, gerekirse en flerl hatlar içinde bulunmalıdır. Ataturk bu gerçekleri bildiği ve içinde yaşadığı için, 30 Ağustos 1922 DnmlnpiDSr Başkomntanlık Meydan Mnharrbesi'ni yönettiği zaman, Ordulannın baçında •• «n ilerl hâtlarrfa bulunmuitur. Yunan ordulan Baj komutanı Hacı Aneati de, îzmir'de tzmir Palaı otelinden harekâtı lzlemekte idl. Pek tabiidir ki, Yunan ordusu yeniîccekti, çünkü başta komutanları lonuçtan ümitslz, memleketine kaçrnak üzere en yakın ve emin yer olan îzmir'de fırsat kolluyordu. ^) Savaş hazırlıklan gayet gizlı tutulmah re baskın tarzında, düşman arazisine glrllerek harekât yürütülmelidir. Bu suretle meydana feleeek tarar vatan topraklan üzerindto förülerek, ulusun moralini vc dayanma gücünti kırmasın. ® Her yönden hazırlıksız bulunulduğu halde, <ırt yabancı devletlerin lategi ve aldatıcı vaitlerine kanarak »avaşa girmek bir cinayettir. fö DCsmanın gerçek gücünü lyi hesaplamak lâzımdır. Kağıt üzerinde düşmanlar 7 mılyon biz 40 mllyonuz, nasü olsa galip geliriz diy» karar venınek hatalı »onuç verir. Kurtuluş javajında da 100.000 kislllk Turk ordusu 250.000 kişilik Yunan ord'usunu yenmiştir. ölçek miktar değil, ordulann ıavasma gücüdür. (!5 Ordunun başma ve birllklerine, (avaı görraü» veya lyi yetiçmis dirayetli komutanlar getirilmelidir. Emrindeki birlik leri görmeden, bölfesini gezip tanımadan yerl değiştirilmernelidir. Birliklerin konus ve kuruluslan muhtemel tavaş yerlerine göre tertiplenmeli, yıJınaklar buna göre yapılmalıdır. (16) Savaj sözü ve kararını lokaklara dökerek, politika ve particilerin, oyuncağı haline g e . tirmemelldir. Bu durura savasın baskın feklinde yapılmasını engeller. (17) Ulusun ve ordunun sağlık durumuna gereken önemi göstermelidir. Hastalıkh bölgelerden gelenler, mutlaka tedavi edilerek iyileştikten sonra sağlamlann arasma sokulmalıdır. Düjman da hastalıkh erlerini kasten esir olarak yurdumuza «okabilir. «Mikrop Savaşı» Bunlara karşı da uyanık bulunmak şarttır. Balkan savaşından gelecek kuşaklar için alınabilecek derslerden belli başlıları belirtilmiştir. Bunlardan bir kısımlan göz önunde tutularak Birinci Dünya Te Kurtulug Savaşlarıntfa uy gulanmış ise de yine her zaman için dikkatli olmamız gerekmektedir. Dünya devietleri arasındaki llîskiler dolayısıyla, savasların da yapılış sekli ve sonuçlan, bilhassa zoodern silihlar sayesinde uluslann topvekun yok olma tehlikesini do» ğurmuştur. Bu bakımdan atılacak yanlış adım ve yapılacak ufak bir hatalı hareket, düzeltilmesl mUmkün olamıyacak büyük bir teh. likenin rpdenl olabilir BHLKflN SHVIIŞI ordusu ile lspat etmlş olan yuce önderimizin tarif ve takdir ettiği bu ordu, Balkan Savaşında da yenılgiye, bilgisiz politikacılar yüzünden uğramış, daha doğrusu kurban edilmiştir. Balkan Savaşının bu acıklı sonundan gerek politikacüarıraız ve gerekse particilerimiz iler.^i için iyi bir ders almalı, yapılacak hatalı hareketlerin gelecekte de ağır şartlar meydana geureceğini unutmamalıdırlar. Sağdan soldan hangl akımdan geürse gelsin, bu örgütlerin hep sının amacı birdir. Bu da Türk ulusunu bir iç savaşa «ürukley;p, kardeşi kardeşe kırrfırdıktan sonra, birlik ve beraberüği bozarak kendi boyunduruğu altına almaktır. Karşısmda daima uyanık duran Türk ordusunu ve gençllğini bulduğu sürece bu isteğini elde edemiyecektir. Uzaklardan İlham kaynağı a ramaya lüzum yok. Ata'mızın bize gösterdiği yol dünya durtfukça bizi, huzura ve başanym ulaştıracak yoldur. Yeter ki o» nun bu feyizli yolunu Izleyebı» lelim ve öğutlerini unutmıyalırn. Çlmtfl Balkan Savaşındao 1lmraaıı gereken derrieri afağıda sırasıyla görelim: (T) îlk yapılacak if, orduya politika aokulmamahdır. (5> Politikaeüana dısta izlediklerl, dfcvletlerarast münaıebetlerde, herhangi bir anlacmaz hgın çözüm yolunun banıla halli cihetine gidflmesl rmkanları sranmalı, »ilâhh erhsmadan ka. çınılraalıdır. (3) Silâhlı çatışms kaçmılmaz bir hal aldığı takdirde, egki dost flevletlerden başka yenilerint de bularak, düsmana kar?ı kuvvet üstünlügü sağlamah ve zafer kazanma şansını elde bn. lundurmahdır. (!) Silâhlı kuvvetler zamanın «n yeni lilâhlan ile donatılmalı ve tnümkün elduğu kadar her ihtiyacını yurd Içindeki kurduğu savaş sanayii kaynaklarından sağlamalıdır. (5) Politik aorumluluklarla, asker! lorumluluklal başbaşa dengeli yürütülmeli, Başbakan baska, Baskomutan başka fikir ve duşüncede olmamahdır. (S) Politikada ulusal aiyaset gudıilmeli, yabancı devletlerin politikalanna alet olan bir yol Ulenmemelidir. (?) Uluaal n n ı ı u n ı esaalanna gör« silâhlı kuvvetler «avaşa, earıjtan hazır tutulmah noksan S O N 55 Son söz ALKAN SAVASI hakkındaki gerçekler, özet olarak buntfan evvelki bölümlerde be'.irtilmeye çalışılmıştır. Türkiye'nin kurulus tarlhl olan 1299 yılından, son Kurtuluş yılı olsn 1922 yılına kadar geçen 723 yıllık zaman içinde, Türk Devleti 5 kere yok olma tehlikesiyle karsı karşıya felmi.'tir Bunlar da firasıyla: (T) 1402 yılında Ankara dolayındaki Çubuk Meydan Muharebesi sonucu Yıldırım Beyazıt, Aksak Timur'a yenilmlf. yurt bastan başa isgal edilmiştir. (Tj 1839 yılında Mehmet Alı Paşanın Mısır ordusu, Nızip'te Türk ordusunu yenerek Anado!u içerlerine, Kütahya'va kadar gelmlştir. (3) 187778 yılında nrdumuzu Tuna boyunda yenen Rus ordulan Yesilköy'e kadar gelmlştir. (7) 191213 Balkan Savası sonu Bulgar ordusu Çatalca 8nlerine kadar gelmlştir. (?) 191819 yılında da son olarak Mondros mütarekesi ve Sevr anlaşmasıyla Türk devleti yok edilmişti. Ya7imıza konu olarak seçtiğimiz, Balkan Savaşı bu tarihler arasmda 4'üncü ıırayı göstermektedîr. Fakat o zaman devlet başında bulunanlar, kendi polijgkarma» . ^jgjeriad.$k l> y goreıniyofl« g y B MALKOÇÖĞLU [ ÇALINAN : ATHAN Emin efendi, Naciyeye, koşede, yaUgınm İçinde horlamaya başlıvan Fevzullah Asmiye bakmıt, jaşırip kalmıştı. Artık düsünemiyordu. Bir bula. nıklık vardı kafasuıın içinde. Senelerce sünnesinl isterdi bu bulanıklığın. Naciyenin kendisiııi soydu. ğunu, birlikte çılgınca saatler geçirdiğlnl rüya gibi hatırlıyordu; yalnız bu rüyanın içinde, kamburun, kendilerini zevk ve hırsla seyreden gözlerlnl ömrii boyunca unutamıyacaktı. Kulübeden nasıl çıkmış. kaçak yollardan nasıl evine dönmüştü. Bufrün aynı işleri yap deseler. o cesareti göstermezdi belki de. Kendi ccsaretl böyle bir macerayı yaşamasma mıısaade etmezdi. Xapamıyacağı şeylere zorlamışlardı Emin efendiyi. Sonradan (ünlerce Fevzullah Azminin, Naciyenin pesinden aynlamamıstı. Yanlanndan aynlırken her seferinde bir daha bu nâmussuzlann semtine nğramayım diye ayrdıyor, fakat bulaşma İçin kararlaştırdıkları zamanı iple çekiyordu. Fevıullah Azmi'ye, kinin kampriraelerini anlastıklan bir flyat üzerinden devrediyordu. Piyasada kinln bulunmadığı için fiyat pek de düsük değildi. Fakat bu işte Fevzullah Azmi yine de kendislnden fazla kazanmıştı. Emin efendi kendislne bnndan bahsettigi zaman: Halk senden bunu bedava almıyacak mıjdı? Şimdi hem sen kazanıyorsun, hem ben. Halk da yine ilâcını alıyor. Ortada bir zarar eden yok ki, diyordu. Kes! tstemlyornm ba türküyü. diye bagınvermiştl. Şasırmışrı Naciye: Ne oluyor? Nefl var bu türkünün? Delınln zonına bak! Sentn emrinle ml sarkı soyliyecejlz! Sol böğrümün agndığını bildiğin için mahsu» söylnyorsun. Bana bastalıgımı, zavallUlğımı hatjrlatnak için... Deli, deraişti sadece. Belki de hakikaten delilikti o gün yaptıgl Nari. ye onun sol boğrünün ağrıdıfinı nerden bllecekti? Emin efendi herkesin kendi derdinl bildiği, ken disi ile meşful olduğu kanısmdaydı Ciğerierindeki yarayı görüyorlardı sanki. fşjer hiç «ızınlı vermeden yolunda gidiyordu< Artık alısnıstı; Fevzullah Azmi «Yetijiı, bırakalım» dese canı nkılırdı o sıralarda. Hera fazladan irelen para, hem de hayahndaki değisiklik hofuna cidiyordu. O vakte kadar hayatt belll bir eizgiyi iflşmadan tâkip etmisti Naciye blrdenblre renklen dirivermisti. Bir aksam tiyatroya gitmisti. Daha evvcl de biı çok tiyatro heyetleri gelmij. hiçbirinin de temsillerine gitmemişti. Tiyatroya verilen paranın bosa KİI tiğine inanıyordu. Eci; bücüş adamlar. boyacı kupüne girmi; gibi kadınların uydurma birtakım »cık. Iı hikâyeleri, yahut da şaklabanlıklan, yalanliğı sı rıta sınta oynamalarına tiyarro divorlardı ona göre. O aksam tiyatronun ilân tahtasında «Oyulan Gözler, facia, 5 perde ve Hizmctçinin Oyunlan kamik ? perde, ayrıca varyetcler. sololar düetler vs.» yazılıydı. Oyunun ismi güldürmüştü Emin efendiyi. Güzel Ova kıraathanesinin arkasındaki salonum• yerde oynuyorlardı. Kapıda bir masa basına olur u muş olan bas aktörden biletinl aldıktan fonra iceriye glrmişti. Içerisi siçara dumanıvia doluydu Za. ten ufacık olan salonda gedikli »eyirciler yerlerinl almıslardı. Bir ıırultn halinde konufuluyorda. İçe. ri jrirdici anda bütün sözleri kendi üzerinde hissetmisli; Emin efendinin de tiyatroya gelebilecejöni kabul etmiyoımus gihi bir bakışlan vardı sankl; yahut da Emin efendiye öy\e gelmişti.. FısıldaşanIar jrülüşenler bile olmustu. Aldırmamıs bilelinio numara^ına uyan sandaheye oturmuştu. İç ve d»? düzende getirdikleri huzursuzluk sonucu, ulus ve ordu da moral kınklıklan ve asın bunahralar mey. dana getirmesl yüzünden yenilgiye uğramış. politikacıların hataları jüzünden, memleket felâketten felâkete sürüklenmiştir. Türk devletir.in yukarcfa sıraladığımız her yok olma tehlikesini önleyen kuvvet, ulusumuzun sinesinden kopup gelen kahraman ordusu olmuştur. Balkan savaşında da aynı ordu Rumeli topraklannda ve bilhas«a: Çatalca, Edime, Yanya ve î«kodra gibl yerlerde kahramanca döSüserek şehit dü«en binlerce Tflfk evlâdı düsmanlarına dfers vermij tarihe sanlı destanlar vazmışlardır. Na^ıl yazma|;ın ki. son olarak 1122 yılında bu ordu tnönü, Sakarya ve Dumlupınar meydan muharebelerinde de daha üstün bir kahramanlıkla döfüserek, Baskomutanı Atatürk'ün aşağıdaki takdirlerinl kazanmıgtır: i t Emin efendi, onun yamndan, paralan aiıp çıkarken içersinden bir kaynar suyun dökülduğünu hisseder, bir daha bu herifin semtine ayak basarsam a.vaklaıım kınlsın derdi. Fakat aradan iki gün geçince \aciye aklına geliverirdi. Bolnsmalaruıı ek. teriya tiyatrocularut oturdukları otelde yaparlardı. Fevzullah Azmi güzel bir bahane bulmuştu. Na. ciye hajtaydı. doktorun yazdığı iğneleri yaptınyor. lardı Emin efendiye. Emin efendi otele giderkeıı smngasını ve kendi Calcium ampullerini yanında bulunduruyordu. Belki şiipheye düşen olur, takip ederler diye. Fevzullah Azmi, kininleri aldıktan sonra Naciyeyle yalnız bırakırdı otıları. O saatlerde Dün akşam geldin mi sen? Emin tfendinin şaşkınlığı iyice artardı. Naciye, ilk Yooo... g«ced.cki kadar römert dcpMi artık. Fakat, bir ( t i ; I. : • ' * ' Göreceğidin fardaşım çaçırılır janjg öyto lüşünetUejcazıydı. Emin cfead). Bazan: bi gomik vardı H. ' • ' ' " fimit^Kminciğim *er, o geceki giM, dndakla Bu akşam oynamıyacak mı 0 berir? rmı dudaklarının arasına alırdı. Böyle müsait ol Oynamaz olur mu? Helbette oynayacak. duğu zamanlarda Emin efendinin oksamalanna mn. Oynayaoak emme bd gez de başka türlü bi ş e y caade ederdi sadece. Aksiliği üstünde oldufo «•ler oynar zahar. Güle güle kasıklanmız çatladu nıanlar konuşmazdı bile. Böyle zamanlarda Emin Avratlar oynuyo mu aen ona bak? efendiye seyretmek duserdi: Ya bir sökük diker, ya Oynuyolar.. boyanırdı aynanın karşısmda. yahut dertli bir ıar. Çılbak mı? ki söylerdi kendi kcndine: Çılbak gibi bi şey... • Uzun kavak ne uzarsın boyuna .^ O san a\Tat da çılbak mı oynayor.. Emin efendi. ne kavağı, ne de onun uzamasim Helbet... düşünmediği halde. bn türkünün bir yerl kendiEmin efendinin içl burkulraustu. Kendisine att slni içinden yaralardı: bir sey çalınmıştı da yeni baberi oluyordu sanki! • Garip annem, «ol yanımda taneı var.... Sigara duraanlan arasından sahnenin yanındaki lev Kim bllir kimin üzerine yakılmış bir türkiiydü hayı okuyabilmişti. .Sigara içilmesi belediye emriy Emin efendiye kalırsa kendi üzerine yakmışlardı bu le yasaktır.» Ön tarafta dört beş tane boş sandaly» türküyü: kalmıştı. Emin efendi saatine baktı, dışardaki ilân • Ah ben ölürsem benden daha gend var...» tahtasındaki başlama saati gelmişti. Tiyatrocuların Hayatta daima daha gencini bulmak mümküıı bekledikleri vardı herhalde. Diger sevirciler dc sa Sadece giden gittigi ile kalıyor demektir. Sanki hırsızlanmaya başlamışlardı. Erain efendi vanındabu sarkının Emin efendiye dokunduğunu biliyorkJ adamlarm konuşmalanna kulak misafiri oldul muş gibi çok defa bn sarkıyı söylerdi beraberler Daha ne bekliyorlar hunnar Her taraf dolken. Bu defasında kendinl rutamamıs: dn, Kapıdakl yazdıklan saatı yarım saat geçiyo.. "~^^"~"^^ (Arkası var) DİŞİ BOND ITALVASJ /MTEBDOCUrJOuM BEM( KJIKı e «Rölfln dOnysnın ulunlannı ve ordnlannı tanınm. Bn tanısmam «avas alanlannda olmnstnr. Ates altında oimnsttır. Ölüm karsısınds olmn^tnr. Yeminie temin ederim ki, bizim ordn ve nlnvnmnznn manevl kndretl ve savas riieo bntfln nlnsların ve ordnlarının tnanevi kuvvetînden ve savas gücünden çok üstündürj Dünva Cstü bir ad yapmış ve »özlerinin dogrulugunu da bu 12 Geceyl Urbln'de geçırdl ve Pesaro'ya ertesi sabah vardı. Birkaç gün öncesı, Plza Kuissi üzerinden Ligüryen denizlnl seyretmelcteyken şıındl enünde Adriyatik, uzanmaktaydı. Foglıa köprüsü yanında arabadan indı ve sırtında küçük çıtoru yola devam ettl. Marktnirj yolda rastladığı bahçıvanı osu şato ya götürdü Göz açıj. kapayıncaya kadar personel, yorgun ve toz toprak ıçindeM yolcunun yükUnü Üzerinden almıştı. Mermer sütunlarla çevrill galeriye rardîğında,, açık başlı, tamamiyle resmi olarak Marki orada bulunmaktaydı. Konugunun önunde son derece egildi: Mütevazi evune hos geldJnlz. Burada kendinizl. kendi «vinizde sayınız. Sonra onu elinden tuttu ve jatonun ıçine götürdü. ŞatafatIı merdivene vardıkiannda orada göğüslerinde erin arması lşlenıruş yaldızlı gıysilen içinde uşaklarla fcarşılaştılar. Marki durarak konuğuna döndü: Bu evde bana pahalıya maı olan bir teamül vardır: buna göre, eşıği aşan bir kimse ufak bir armağan kabullenir. Size vereceğım, ne altın re ne de gUmiiş değil ve fakat Padua'dakl kiireüye oturmanra İçin her seyi yapacağuna dair kesin söz veririmGalile bu sıcak yuvada tam bir hafta geçtrdi. Denbde bar> yo yaptı, tnâlikânede dolajtı kentin görmeğe deger verleriru ziyaret etti re özellikle e* sahı biyle konuştu. Marta evinde tek başına oturmaktaydı. Kan sı uzun (Ora ftnce 61müç; ogui. lanysa, dış Ulkelerde dolaşmak taydı. Böylece l ö adam, rahat 812 edilmeksizin, saatlerce bi limsel sorunlan tartışabilmek ve çok arzulanan kürsüyü ele geçlrme plAnlarıru turma olsnağını bulmaitaj dıiar. Yazan: Zsolt HARSANY Çeviren: Tank ÖZBİLGEN Del Monte, Padua ünjrersıtesini çok lyi tanıyordu. Gençlığinde oranın kurslannı izlemiş ve «Bo»nun öğrencisi olduğunu söylemekle öğüngeBdi Bir a * şam Floransalıya, oranın dıger tiniversitelere benzemedığıni açıkladı: o, hoşgörfl ve düşün öz gUrlUgünüa revaçta oldugu tek yerdi. DUnyada bir tane <Bo> vardır! Yargısını rerıyordu. Bır etüdyan için eo vuksek öfünç. onun gıysisirü takmak; bir profesör için en yüksefe zevk orada ders vermektir. Benim oraya atanma şansun olduğuna ınanıyor musunuz ekselâns? Büirslniz ö , Padua Üniversıtesı, Venedik'e bağlıdır. Cumhuriyet. bir rüJıgına seçilen, «RJormaton» adını rerdığimiz üç kisi tarafindan vönetilmektedir Profesörlerı atayan da onlardır. Dört yıl 6nce. dostum Moletü öldüğünde. o vakitki «Riformatori»ler yas isareti olarak onun verinl boş bırakma fcaran rermişlerdi Bu yılınkiler İse, boş bırakmanin son buldugunu duyuracak ve titüleri seçeceklerdir. Galile'nin vücudu ürpermlştı: Demek U başka adaylar da var. Kım bunlar? Nasıl. bilmiyor musunuz? Bolonya Ue sözleşmesi sona eren Magıru de, Padua'ya eel tneyi çok 8rzulamaWadır. Genç bilgın ayags kalkts masanm üzerine vurdu: faJcat sonra da davranısından dnlavı özüı dıledi: Kusuruma bifcmayınız Ya sınlinmın yükü altında ve feötü koşullar lçlnde yasadıgım sürede, benl ayakta rutan tek umudum, Bolonys Unlversitesınae mr Kürsü elde etmekti ve bu Magınl, sırl benden yasü olduğu ıçın onu elımden aldı. İşte gene. daha büyük tasalar içinde yenıden versızim; bır umut ışıgı parhyor fakat Magıni. bunu kaparünau üzere tekrar ortadadır. Beu, kötü bır yıldız altında dogmuşum berhalde.. Markı, odasına çekılen üalıle* ye törenle veda etti. Berıio orada buldufu tatlı sarap nneyve ve şekerlemeden, bır çocui sevındyle tattı Kendını vorgua duymasına ragmen, yatmaya ısteğl yoktu Bu ruvada öyiesma iyı bır yaşantı sünnekteydJ kl, zevkirün dineceğı uyku ânını geciktirmek ıstiyordu . Pencereden giren denız bışırtısını uzun bir süre daaa dınledıkten sonra nıhayet yatağs çırdi va çıltemn vunnısaklıgma kendını şehvetle bıraktı Blı ara aklına Magım çeldı, takat mı düsünceden Kendını avırcb ve bir yan blünç İçinde Pesaro' da siirmekte oîdugu bu şahane vaşantıdan zevis ilmavs devam etti Sadece son çunü DOŞSUZ bir vaka oldu Beklenılenden vırmU dört saat sonra Ucindi üzen v * vaya yeni bir Konui aelmısti. Galile gıb) bır matematik amatörü ve ondan bir yas Süçük o> lan Scıpıone Chıaramontı Bu, sarışın, nânn cıkıntılı bn eırtlak ibı£ı olan bileistrriPT cok magrur dık kalalı u7ur> "'Vlu bir delıkanlıvdı Evde blı meslektaş bulmaktan dogan noşnutsuzlujîunu belli etmekten de (»rkası rar) •""*"""" OO K IOI *""! Tarık Z. Kırbakan TİFFANY JONES Derl. Saç re Zöbrevi Hast» lıklan MötebassısL lütiklâJ Cad Pannakkam No W TKIJ 14 10 n HER KESEYE UYGUNDUR C O C Ü K ,r ARİBALARIİ (Kamera: 3857. 4291 DUKTUR GARTH Mustafa ÖZDİLER \ Dahiliye Mütehassısı Lâlell Mesıhpasa Caddesl No. 11 rei: 27 8» 40 • l • ; fsiouYÜCE '. D t I İ 8 İ B İ • Orhan TÜZÜN Stat: 13.30 19 JÜ Samatya Cad. No. (00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle