19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: sCUMHURİYET 5 Mayıs 1978 NGİIİZ savaş tarlhi, önceki yazıda belirtüğimiz safhayı şöyle kaydetmiştir: I Çeiik ve barutu eriten Türk macîzesl: «Türklerm 27. alayı ilerlemeğe başladığı zaraan saat dokuzu bulmustu. Topçularaırtı'nın bafasmdakl yamaçlara ilerlemis olan Av usturalyalı birlikler çekilmeğe mecbur ol mnşJardı. Törider, Kanlısnfı agır nttş altma almışlardı. Albay Maclagan, kendl »ahanna, karsı taarruz yapılaeağiadan endlseleneTek, Kanhsırt'ın ba tı keaarmm ax knzeyindeki Tekçmar*m bartsında siper kaz may» b«»lıyan ». taburun boluk lerim kendi MrHklerin» katü malaruu emrettl. Asker kısını kısnn eahlıklan yanrrak Uerlemeğe ba?lamı*tı. Fakat Türklrr tahmtnln üstumle karretU btr «te» afımsiardı. Bu «teşten, bvlukle rin «ncak p«k az crl knrtularak üeri geçebilmifti. Bn yuıden Avuıtnnüyah birlikler ara sında bir bolünme olda ve endiseler dofurda. Avusturalyalılann tncebayır'ın güneybatısmda, fundalık «ırttaki direnmeleri de kınlmıs, lntizamsız sekflde çekllmeğe mecbur olmnşlardı.» 3. Tabur, Edirnc sırtradaki düîmanı kiızeye doğru çekihneğe mecbur etmışti. Kahraman komutan yuzbafi Halıs, pazısmdan yararlanmiîtı. Düşmanla bazı nokla larda pek yakınlasmı?tık. Inatçı bır çarpısma, sağ kanatta tehlıke yaratmıjtı; Hahs, bu durumda ya rasından kan sıza sıza direniyor, sskerlerinin başından ayrümıyor du O kadar çok kan kaybetmiş tı ki, takatı kalmamıştı. Arkadaşları onu, zorla sargı yerine gonderdıler. Yiğ't yuzbaşı arkadasla rına 57. alay buralara geünceje kadar, geriye haberci erlerden baş ka bir kimsenın bir adım atmama sını. gerekirse hepsinin orada can larını feda ederek, mevzilerinden ayrümamalamu tembih etmiş ve 12 Bolüğun komutan vekili as teğmen Mucip Kemalyeri'nin hatirladığma göre, onlardan ıdz al dıktan sonra, feriy» götürülmeğe nza gdeterdı. 12. Bolüğun 2. takmunm <hırumu çok tehlikeli idi. Korautan, taarruzun baslangıcında yaralanmıştı. Bölüğün komutasrnı benüz yarsubaylıktan astcğmeıüığe yeni yükselmij bir delıkanlı, Mucıp Mustafa Kemal itrıbıırıtıı'ııcla almıstı, yanmda Medenl adll eetnr bir robay adayı vardı. O güa bu ikl geng, birliklerini dirayet ve yigitlikle «avastırmıslardı. Erler kendilerinden çok genç olan subaylannın eesaret ve sevkinden çok duygulanıyor, kat kat fazl« olan düsmanından yılmıyarak mevziini mıhlanmi} gibi koru yor, karıısnıdakiler» bir adım attınnıyorlardı. İGER kanatlardaki çarpıçmalarla taburlannuz Anzak'lan tutmuş ve ileridekl birlikleri geriy* atmuj ise de, dnrumlan «aat ondan sonra nazıkleşmij ve tehlı keli olmağa bajlanuştı. ULUG D 27. Alay, bu tehlikeli duruma bir hata sonunda duşmemıştı; aksine bu tehlikeyl bilerek göze al Geliboln yanmadasmda cephe gerisinden bir görünüş: Kısa bir lstirahat fa&lından sonra kahramanlar tekrar ileri hatlara koşup çarpışmağa devam edecekler. MALKÖÇÖÖLÛ ÇALINAN TAÇ Yaıon ve çiıen: AYHAN BAŞOÖIU nu$tı ve cesaret ve kararann gan Iı semeresini de görmüjtu. Alay korautanı, 5u anda inandığı «genç komntanm» M. Kemal'in mlidahalesinl bekliyordu. Rahmet li Şefik Aker: • Anbnrnn'na ihmal ha tası M. Kemal'in jahsî insivttifl ile ortadan kaldınlması İdi, 27. Alaym ba cüretkârca taamıra bn saatten Wbaren Çanakkale Boğazının, daha doğ rum tstanbul'un sanromasım tehlikeye sokacak bir feliket le sonnçlanablllrdi. Bn dnrunran ve tehlikenin içinde olda gvmazdan, M. Krmal'ln karta ncı karannm ve çarçabuk hareketioin öneminl büytik defe ri ile elbette, en lyi, biz takdir cdeblliriz. Silâh arkadaşlarımı, blzdcn çok fazia olan dtijmana saldırt tığim zaman 9. Tümen Komu tanlığı makamında. karaya çıkan kuvvetleri hafiften sayan ve küçümseyen yanlış bir rannm hâkim «lacaği aklımdan bi le Reçmemişti. Taarruzumuz ilerlejip de bil hassa sol kanadımız tehlikeli ve nazik bir duruma girdikçe gozlerimizi Kocaçimen'in doğu >amaçlanndan ajırmıyor, ora dan beklediğimiz ku\veti sabırsıziıkla gozluyorduk. Nihayet başlarında ve en ön lerinde M Kemal. topçusu ve makineli tüfeği ile 57. Alay gö rününce, hem Boğaz savnnması, hem de alayımız selimete cri}mi}ti. 19. Tumen Komutanının gct diğinl anlaymca kendilerine llJO'da Terdiğim raporla düşmanın ve blzim durumumuzu arzettim ve emir \e komutala n altma bn an dan itibaren gir miş oldnm.» Bu kshraman alayımız Çanakka le Sava;lan sonuna kadar 19 Tü menin bir alayı olarak çarpıçmalara katılmış, çan ve şeref kazan mıştır. Başkomutan vekılı, alayın sanca|ma altın ve gümuş savaj imü\a.t madalyaları ile sırmalı hamayılini eli Ue takmıjtı. Çanakkale ^avunmasında; İleri siperlerden birinde kurşun Tafmuru altında yarenlik çlrdim. Ben de kamrgahımla ffirdijim bir dereden bizl Koca çimen'e îfötürecek yol aradım Kocaçimen'e Yanmada nın en yüksek yeridir Oraya çıktigımu vakit olfi açıya düşen Arrnurnu jçörünmüyordu; orada, denlzdeki gemilerden, zırhlılardan bajka blı sey goremedim. Düşmanm karaya çıkmıj piyadesinin henüz bnlundugum yerden ozak olduğunu anladım. Erlerim o guç jteçilir topraklan hîç durup dinlenmeden ajtıkları için yornlmuf ve yüriıyuj kolu hay II derinleftnijti, Alay ve batar ya komutanlanna askeri tama men toplayıp, küçük bir istira hat vermelerini soyledim, denize gbrünmeden on dakika kş dar dnracaklar, «onra benim peşimden geleceklerdi. Ben da orada hir Abdal geçidi var dır Abdal geçidinden Conk bayırı'na yaya olarak ¥ A R I N: DÜŞMANDAN KAÇILMAZ 14 Hfiseyin, odadan çıkmıstı. Merdi\enin bafina dofru yıirüdü. Mustafa AJa>a bir »eyler söyledi. Döndîi, tekrar isinin başına otnrdn. Cevdet kaşı>la gözüyle, ne vsr ne >ok demek istedi. Emin Efendi de elınden kırmızı kılemi bırakmı?tı. Ikisi de mrrakla Hüsevinin agzına bakıyorlardı. O, sanki meraklarını artırmak i«tivormus sibi ağirdan alıyordu. Emin Efendi dayanamadı: Ne dedi? Çay soyledim. Mustafa Ağâya . •Cevdet deminki fikrinde ısrar edivordn: Ba böyle olmaz, bize de bir hademe lîıım. Mustafa A|a, citmcm gelmem demiyor a; bi gun de divecefi tntnverir. Hüseyin, bıvıklan>Ia oynuyordu: Helbet lâzım. Soba yakılacak, ortalık söpfirnlecek; ne bileyira ben ayak altında dolaşa. cak bi adam lâzım. Herif simdilik yapmam demivor. Belki de dispanserin bir parçasında otunıyor drve. •' • , } , Emin Efendiye çöre de bir dairenin bade. mesi olması lâzımdı. «Sanki bizim hademeden ne farkımız var» dedi kendi kendine. Amma bir fakir daha sebeplense biç de fena olmazdı. Her. balde paradan kısmavı düsünüyoriardı. Belki eldekileri de azaltmak akıllanndan geçerdi. Kalemi parmakları arasında çevirirken: Lâzım .. dedi. Şimdi bepsi de sosmnslardı. Bir sivrisinek geçse duyulurdu. Hüseyin, yanı kırık tabladan, yansında kendiliğinden sönmiiş köylii sigarasını parmaklarmın arasına aldı; ancak kendi duvabileceti sesle «BSle sigaranm . * diye bir küfür ga\urdaktan sonra, kavlı çakmagı ile atesledi. C o d e t bir yandan yazıyor bir yandan da öteki elinin parmakları ile saçlannı tarı. yordn. Emin Efendi, dağıtım defterlerindeki hesabın toplamlarını çıkarıyorda alta. Doktorun odasının kapısı açıldı, hepsi de toplandılar; kendi odalarına dojru felivordu. Kısa bov. lu, saçları tepesinden açılraağa baslamıs. kırmızı yüzlü, sismanca bir adamdı. S a n tel çerçeveli bir gözlügü vardı. Gözleri, önce dnvar. larda gezindi; berhalde sapkaların hilâ eskı yerlerine asılıp asılmadıfına bakıyordn. Dertti lanki. Haritanın yerine baktı. Son «larak gözleri mnayene masasının mnşambasindan fışi kıran otlara ve bez parçalanna takıldı; Günaydın, dedi. Vatan uğruna U StRAOA M. Kemal, ordunun ihtıvatı olan tumeninin birliklenni Bigalıkoyü civarında, bu koyün doğusunda Malte pe ve Mersintepe'deki ordugâhlarda toplu bekletiyor, askerlerini sava; için eğıtiyordu. M. Kemal, 25 Nuan sabahı Anburnu'nda, bir olayın cereyan ettiğıni i$itilen g* mi toplannın sesinden anlamıjtı. M. Kemal, milletin talihini v« harbın seyrini değiştirmek için atına atlarken, Anburnu'nda 27. Alayın 4. Bölüğü kendisini vatan uğrunda feda etmişti. Bölüğün bütün subayları sargı yerınde kanlar içinde inliyorlardı. General Hamilton ileri hatta bir tek Türk tümeru tarafından koru nan Gelibolu yarıraadasma baskm yaptığı zaman, goruş ve teklıf lerine lâyık olduğu onem verılmi yen M. Kemal, kırık kalbi vatan a$la ve uçsuz bucaksız cesareti ile hayli uzakta bulunan yedekte ki birlikler alarak savaş alanına atılıyordu. îngilizler Yanmadayı ikiye bölüp Rumeli tabyalanmızın arkası na duşerek Boğaz'ı donanmalanna açmak \izere idiler. M. Kemal bu saatlerde mukadderatımızı dehasının kudreti ve kendi karan ile avucunun içine almıştı. Arıbumu'na ayak basan düşmanm sağ kolu karşısmda 27. Alay sının bomboş kaldığını gören 9 Tümen Komutanı Albay Halıl Sami, M. Kemal'den, Kocaçimen'in güneyine sarken düşmanın sol ko luna karşı bir tabur göndermesini istemişti. M. Kemal, durumun vahimliğini sezerek tümenın, erleri tamamen özturk evlâtları olan, 57. alayını tumenin diğer alaylarının erleri arap çocuklan idi ve bir batar ya topu da alarak batıya doğru yurümuîtü. Öbür alaylar ile topçu nun da arkadan savaj alanına ye tışmesini emretmişti. M Kemal, bu karar ânını jöyle anlatmıftı: Hepsi de toplanarak karşılık verdiler. D n daklaTinı biıktii. Paketinden sigara çıkardı, ateşledi. Hüsevine döndü: Simdilik sapkararınız İçin çivilerl snrava çakarsımz. t\i. haritavı kaldırmışsınız. Onun harita denecek hali kalmamıs zaten. Parava* nanın bezi de çok kırlenmis; müsait bir zamanda, onn spktür, vıkat . Beyaz iyi değii, boyatırız olmazsa Gelelim masaya: Onun muşambalan ivice rskimis ama yenisini istesek vermezler belki; mümkün oldu{n kadar bir çeye benzeteiım onu da . Hüseiin yapılacak Işleri bası ile tasdik ederek dinln ordu. Ooktop birdenbire sanki yeni görüvormus sibi: Ücüncü arkadas siz misiniz? Emin'dl isminiz degil nıi? dedi. Evet bevefendi diye cevap verdi Emin Efendi. Fakat daha sözünü bitirmeden bütün vücudunu sarsacak sekiide öksürmefe başladı. Doktor, onnn sesindeki hınltıya. vüzündeki k a . «\)malara dikkatle bakıvordu. öksürügü kesild i i zaman. d«k.t»r yüzünde acımaklı bir eds • B DİŞI BOND j Emiı», Efendi? öksürüyor(unuz? dedi. 'Emin Efendi, «söyleyim mi? Sövlerneyim mi?» diye vutkundu bir ara. Yüzünün batlan birbirine firdi. Saklaraakta ne fayda vardı, frçeç öğrenecek deîil mivdi? Belki de dün çocnklar söylemisierdi. " • Evet bevefendi, hastayım. öksfiruk, ate», kınklık, bir türlü bırakmıyor. Zafiyet dediler evvelâ. Sonra rönteene jrirdim. Sag cigerinde leke Tar dediler. Diizelivor fibi oluyonım bazır sonra bir ates. bir öksürük. veniden her tarafım fcınlıyor.. • Doktor. xayıf TÜzüne, titreyen dudaklanna bakıyordu. Hem hastalık, hem de bSyle eezlcl Işte çalısmak zor doSmsa . Sonra *öylerde iyi gıfl» bnlmak da mesele. Dojru Bevefendl kövlerden dönüsümde, ' ateşim, öksürfigüm artıvor, yatıp, kalacak hala çelivornm. Gittim. Semsi Beve valvardım, hastayım dedim. beni böle köv köy «ezilmivecek bir ise aldırtıver dedim: olmadı. Buranın havası ban» yaramadı. sahilde bir vere verin dive üe defa istida verdim; dinlemediler. Adanu olmalı, insanın Bevefendi: voksa dinlemiyorlar, valvar, a}la. dögün istersen. Hiikümet tabibi Hüseyin Beyden üç defa rapor aldım. Fak»t rapor al, rapor al insanda yuz kalmıyor . (Arkan var» BİUNAUGHTOH 5 8 «Etli, dğerli,» dıyerek eline bır bıçak alıp tepsiye daldırdı. Boreğin içındekı buharla beraber mis gibi aalçalı et kokusu etrafa yayıldı. Bu öyle bir kokudur ki, karnınız açsa hankulâde gelir ama toksamz bir şey ifade etmez. «Adamm karnını şlşirmek Içın,« diye homurdandım. «Yemek değıl, hammalhk.» Ar.nıe'ciğin ne yapacağım şaşırmış olrfuğunu gorüyordum Boreği kesıp sofraya mı koysun, kaldırsın mı, kestiremiyordu. Zannederim biraz aşağıdan alırsa fırtmavı atlatabıleceğine karar verdı. Ben, «Sanki arada bir de bir konserve açıp yesek arap mı oluruz?» diye konuşmama devam ettim. «Konservelerin birçoğu nefis oluyor. Hem de hafif. Senin bu yaptıklannsa lök gibi ağır. • kokulan ta kapıdatı sanyor adamı. Daha oturmadan doyuyorsun.» Annie, «Ama Alfie,» deöi «Hanı sen benim etli böreğimi pek seviyordun7» «Sen bana baksana, midemdeki bîr lenger biranın Czerine bir de bu zıkkımı yersem tulum gibi sişerim be. Hacıağalara dönerlm, hani enseli gobekli.» Ve tam bu tirada, sîzlerimi onaylar gibi gırtlağımdan upuzun, çok sedalı bir geğirme çık. ma: mı? Annle'dk bir bant, bir de masadaki boreğe baktı. sonra jöyle bir boynunu büktü. «Ama bir zamanlar karnını şöyle tıka basa doyurmaga bayıldığını söylerdin.» «Bır zamanlar bayıldığıma şimdi de bayılmak zorunda mıyım?» Annie, «Gene o Sharpey denilen adamla beraber miydin?» diye »ordu. «Berabersem ne olmus yaniT» «O adam senin dostun değil de ondan..» «Kim benim dostummus, kim değilmis, buna ben kendim karar verirlm.» diyerek soyunrr.ağa başladım «$u Amerıka" çîan gelme gömleğim nertie?» «Gene dısan mı çıkıyorsun, Alfie?» «Ben sana gömlegim nerede dive sordum.» «Mavisl mi? Çekmecede..» «Mavisl değil. pembesi..» «Hâ.sen dısardayken yıkayıverdim Şlmdi kurur. Hemen iitülerim.» «Ne haltetmeğe vıkadin yanlî Bırkaç saat bir sey çivdlmdi » «Tiril tiril olsun Istedim.» «Bilivor musun Annie, bana övle gelivor H, sen sırf vakl» öldürmek İçin çamaşır jnkıvorsun » «Niçin vakit Sltfürecek mişim?» « îiç bos raktin olmasın diye. Hep tnesgul olmak lstlyorsun.» «Nlçin • hep meîgul olacak mısrm?» «Onu dösünrcege fırsat kalmasın diye.» «Klml düşflnmeğe?» NtHAL YEÖINOBALl Ama tam üstune basmıştım besbelll. Üzertne suçlu bir hal gelmış, benzi kül gibi soluvermışti Omuzumdaki cüce de bana fıt verip duruyordu Kendımı mazur göstermeğe çalıştığım ıçln değıl Hepimlz tabiatımızın genektirdiğini yapmak Zorandayız Annie'nin yambaşır.a gldip durdum. »Hanl şu Tony mi, hangı mırsuz herifse onvf,» dedim. «Hâtira deftenne yazdığın mesele hanl» «Sen benim hatıra defterlml mi okudun yoksa?» «Ne kadar çalışırsan çalı». onu aklından çıkaramadıgını «öy lövorsun.» rlive cevap verdim. «"Bnçfin bOtnn rtn Tony hiç aklımdan cıkmadı!"» «Alfie çantamı açıp hâtıra defterimi okudun. 8yle mi?» Pirevl deve vapmaSa çalısıvor Demek Istediîim tn«anın ilk ttl piHç kıemmın çanta«ını fcanştırmak olmalıdır Fırsat bulabllir'p tahi! Yani sunu d«mek l«tivorum oiüç kıemmın karakteri v~7Ünden çnk canta«ının Içindpn anlasılır Baran fivie sevler butursunu? W dillnM vntarcım? vaüahi «Neden okumayacakmışım <?ankl*. «Okuyamazsm ya I Bunlar benim mahrem düşüncelerim.» Ben de. «Msdemkl benimle vasıyorsun, mahrem düsünceler tasımaga hakkın yok,» diye cevap verdim. (Arkam V»T\ TIFFANY JONES GARTH ~ Ba sırada İdi ki, 3. Kolordu Komutanı Esat Pa$a Haı retleri ile Gelibolu'dan telefonla görüşülmüşnir. Müşarünileyh de henfiz ahvalin cerejanı hakkında vazıh malumat edinememiş oldufunu bildirmiştir Sabahın altı bnçnğn idi. Halil Sami Beyden gelen hir raporlardan düşmanın Anburnu sırtlanna çıktığı anlaşı lıyor ve bnna karşı benden biı tabunın düşmana karşı yollan ması Isteniyordu. Gerek bu ra pordan, gerek Maltepeden yap tığım görelleme sonanda bende hasıl olan kesin kanaat öteden heri üzerinde dardağum gibi, düşmanın Kabatepe civarmda mühlm kuvvetlerle karaya çık ma tefebbüsü demek ki vuknbulnyordu. Bu işin fçinden bir taburla çık manm mümkün olamıyacağmı her ha!de, önce de tahmin ettiğim gi bi. bütün tümenimle düşmanın 0zerine atılmadan çekinilmemesini takdir ediyordum.» (M. Kemal'in hâtrralannda bu cıimle, onun o zaman kullanüan söyleyişe göre şöyle idi: Bütün tü menimle düşmana incizabın gayn kabili içtinap olduğunu takdir edi yordum.) •Bundan sonra birliklerini yürüyüşe hazır olarak toplamıj olan S7 Alavı meshur bir alavdır hn cönkfl hepsi je hit olmuştur jürüyüşe ge
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle