Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
îCÜMHURtTET \ 16 Mart 1972 Talihsiz bir yılbası üşterek tahliyeye baş ktngıç tarihi olan 25 Aralıktan sonraki günler, Mirador âdeta kalabalıklaşü. Gemiye, büyük bir yangın Ue, kıç tarafını kaybetmiş, halen «Aman batmasrn» diye sağdan soldan hanl harıl içindeki su tahliye edilen felâketzede bir tekne gibi değil de, normal bir sefine imişçesine girilip çıkılıyor, tahkik heyetleri, sigorta şirketleri mümessilleri, müşavirler, Liman Başkanlığı personeli, sahil Ue gemi arasrnda mekik dokuyorlar, zarar ziyan tesbiti, geminin teknesinin kurtanlması meselesi, acenta ve sigorta şirketlerinin kendi cephelerinden hâdiseyi incelemeleri giinler boyunca aksaksız devam ediyordu. M Mirador kaptanı, üzüntü, şaşkın hk ve telâj içinde gemisini muvak katen kasonlayacak (Tanl nı alttnda aemıs olan saclann aralarm dan giren snya manl olacak tertibl alaeak) ve Denizcilik Bankası ile yapılan anlasmaya göre, ye değinde tamir edileceği îtalya'ya kadar götürecek olan İMEOZ tahlisiye gemisini bekliyordu. 23 Aralık 1958 tarihinde lstanbuldan yola çıkmıs olan tmroz tahlisiye gemısi ise, bu esnada, Akdeniz'de hükum suren lodos yüzünden hafif kabaran denizde dalgalar ile mucadele ede ede mukadder ve feci akıbetine yaklaşmaktaydı. îmroz, nihayet 27 Aralık sababı îskenderuna vâsıl oldu. Bu îngilız yapısı gemi azçok modern bir tahlisiye gemisi idi ve personeli de bızzat bir îngiliz gemi kurtarma mutehassısı olan (ve hâfızam beni yanıltmıyorsa Türk leri çok sevdığini her fırsatta ve iftiharla söyleyen, 1966 senesinde yetmiş iki yaçında olduğu halde îstanbulda vefat eden) Kaptan Rees'ın yetiştırmeleri idi. Bizim smıflarımız Deniz Harp Okulu talebesı ıken, kaptan Rees'in öğretmenliğinde, «Gemi Kurtanna» ve «TahllsiyecUik» ders leri ve lmrcz Gemisınde de fiîlen tatbikatını yaptığımız için, geminin ozel bir önemi ve şahsi hâtıralanm bakımmdan da. bende teessüs etmiş olan bir değeri v»rdı. îmroz tahlisiye gemisinin çarkçıbaşısı ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamak imkânını bulamadan güverteden önce havalanıyor, sonra kendini denizde buluyor. SMROZ, gelirgelmez işe, yani levvelâ tahliyeye başladı. Amerı •kan muhribi de herhalde hem îmroz hem de Us Komutanhğı ekı bi •nasıl olsa suyu yenerler mü lâhazası ile önce, geminin bordasından, sonra da lskendenından ayrüdı. Fakat, tahliye isme îmroz gibi bir geminin herhalde kü çümsenmeyecek olan imkânları dahi girdiği halde suyu yenme'.t mumkün olmuyordu ki, gene Urarla Amerikan Filosundan yardım talebinde bulunuldu. Bu istek fizerine 28. Aralık 1958 gücü Altıncı Filo'dan baska bir Amerikan muhribi U.S.S. SOLEY, gl.p hemen Mirador'a aborda oldu ve tahliyeye başladı. Demek oluyor ki, bu tarihte, üs Komutanhjh tahliye ekıbi, U.S.S Soiey, ve Îmroz tahlisiye gemisi. uçü birden, bütün mürettebatları ile, içinde 4000 ton infilika hazır jet yakıü bulunan, ve kısa bir süre once yangın ve arkasından babna tehlikesi geçirmiş muhata ralı bir geminin bordalannda ya tıyorlardL . Zaman bakımmdan çok kısa bir fasüa ile vâki olacak hadıseler ve bu hadıselerin menşei olan korkunç infilâk «>» bu üç ekip Miradorun bordalannda iken olsaydı» diye insanı dehşetle düşündürüyor. Mamafih ge minin makine dairesini iyice dcl durmuş olan sular, bu üçlü gnıbun devamlı ve gayretli çalrçma ları ile yenildi ve geminin başı tekrar suya gırip normal bir durum almaya ve buna paralel kıçı da yukselmeye başladı. Böylece ge mi yavaş yavaş, yedekte çekilebi lecek hale gelıyordu. Bu aırada îmroz dalgıç ekibi gerek dışardan gerek içerden geminin su yapan kısımlarını geçici olarak kapatma iîlerini de tamamlıyordu. Bu sırada umulmayan, akla ha yale dahi gelraeyecek bir kaza ol masa idi, her şey (İlerdeki infilâkın kemiyet ve keyfiyeti evvelden büinemiyeceğine gore) iyi gi dıyordu. I AZA 36 Aralık 1955 günü ol[du. Yılın son günü idi, UJ5.S. •sOLEYMen bir er, Mirador'un dibinde birkaç kadem jet benzini bulunan sarnıçlarından birinde bo Mirador'un, ikinci infilâki »ırasında çekilmiş fotoğraflardan biri ynkarıda görülmektedir. faev tankere kıyasla pek minimini kalan «lmroz» tahlisiye gemisi de nfursnz teknenln hemen yanıhaşında... Karbanlık bir kuzudan farksız âdeta ğularak öldü. Böyle bir kaza olmasa idi, vukuu da kimsenin hatı nna gelmezdı. Yeni emeller, yeni projeler, ye ni ümitlerle girilmesi adet olan yeni yıla yaklaşırken, bu, ölümle sonuçlanan kaza hakikaten feci idi. Artık Mirador, uğursuzluğunu göstermeye baslıyordu. îmrozdan bir gemlcinln akıllıca hareketl yetısmeseydi, kazar.ın kurbanları artabılirdi. Yukanda bahsedılen er, ya bakmak veya olçmek için sarnıca girmiî ve fakat benzinin neşrettiği kesıf buhardan bir anda sersemlemiş ve bir daha da kendine gelemiyerek, sintineye (teknelerin denizle teması olan dip taraflarının içi), birkaç kadem derinhğindeki yakıtm içıne yuvarlanmıştı. Onu kurtarmak için sarnıca giren diğer bir Amerıkalı (Muhnbin Ikıncı Komutanı olduğu soylenıyordu) da boğulan eri kurtaramamış, ve işın fecî tarafı o da aynı âkıbete uğrayarak yoğun benzın buharı ile yavaş yavaş boğulmaya başlamıştı. Tesadufen o cıvarda bulunan îmroz mürettebatından bir gemıcı, ikinci Amerikalmın da sarnıca gınp çıkmadığına, evvelâ merak, sonra da endışe ile dikkat etmış ve sarnıç kaportasmdan artık yıkılmak uze. re olan yarı kendinden geçmış ikincıyi gorunce hemen arkadaş larını çağırarak, kendisini bclin den bağlatıp sarnıca ginniş, evvelâ ıkıncıyı, sonra da ilk giren eri dışarı çıkarmıştı Ancak bun lardan ilk giren Amerıkalıyı kurtarmak kabil olmadı. İkinci bir gürultü, bir anda gozlerının onünde belırıveren kıpkızıl ve yakıcı alevler arasmda, havaya kalkarcasına, uçar gibi yuvarlandı. Gemiyi sanM gbkten uzan mış muazzam bir kuvvet satsı3ordu, ne sarsması, sılkelıyordu. Dayanılmaz tarakkalar kulaklannı yırtıyor, gözlerı basınç ile yuvalanndan fırlayacakmış gıbi oluyordu. Mucize kabilinden sıkı sıkıya adetâ insıyaki bir hareketle yapışrmş olduğu bır canyelegi ile bırlıkte havaya uçan tmroz çarkçıbaşısı, kendısmi kısa bır an sonra gemılerden epey uzakta. denizde buldu. Sukunetını elden geldığı kadar kaybetmemeye çalışarak gemısıni ve Mirador'u aradı. Kapkara bır duman ve kıpkızıl bır alev sehrayınınin ortasmda ve gayet hafif esmeye başlayan rüzgânn ancak sıyınp aralamaya muvaffak olabıldığı bır gedıkten Mırador'un havaya doğru dıkılmış başını ve hemen onun yanında gene ufacık kalan kendl gemısini, lmroz"uny gbrdü. Bir tuhaf uyuşukluk içinde» neden Mırador'un basının bu kadar dikildigini, kendi gemisinin her zaman dumduz. durdugunu fcildiği dıreklerinm cundalarının ne. den böyle eğrildığini düşündA Çarkçıbası bu arada hayretla Mirador'un o upuzun gövdesinm, o muazzam tekrenfiı bu kısa anda ne olduğunu. nasıl olup da kayboluverdığıni de müşahede etti. Bunlann ölçüsünU tayın edemedıği Bir zaman içinde, sankı başka bir âlemden temaşa edıyormuşçasına seyreden çarkçıbaşı, bir müddet daha bltkın ve yan baygın vaziyette sımsıkı yapıştığı can yeleğıni elinin altından kaçırmamak için gayret sarfederek suların Uzerinde kaldı. Kendı kafasında mı, yoksa hariçten mı olduğunu (cestıremedıği gürültüler, uğultular duyuyordu, birden çok yakınında kuv vetlı sesler duydu bir anda kuvvet lı eller .tarafından sudan çetaldîğıni ve bir tekneye alındığım farketti ve Aüaha şükretti. « Akıi almaz olaylar ENDlSİNt demzin ortalanna kadar uçuran bu kuvvet ne idi? Cefakeş gemisi? Ya arkadaşları? Kaptan? Acaba onlar ne olmuşlardı* Çarkçıbaşının ber tarafı sankı bir balyoz ile vuruimuşçasına sızlıyordu. Buna rağmen düşuncelerıni t o parlayabıldıği nıspette etrafına bakmdı, denızin üzerınde lnfılâkin şiddetinden fırlayıp dUşmUs ınsan vücutlan ve bir sürü karmakanşık ne olduğu dahi belll olmayan enkaz yüzuyordu. Vücutlaruı çoğunda hareket yoktu. K K A R I N: GEMİDE DLNAMİT MÂLKÖÇOĞLU ÇALINAN TAÇ Yaxoı» ye çiien r AT«4İV &Â$ÖĞltf VAB f Ben bir ahlâkçı de^ilim ama, herkesin bir ahlâkı olduğunu biliyorum. Neyse, kocamı da, ben, çirkinliklerine rağmen senrdim. Cirkjtnlikleriyle sevsem olacaktı.» ,; ; .; «Ya, gerçekten kocanı anlatsan» ban».Ktz.> nu ama, garip buluyorum bu işi. Senle bnraya seliyoruı, kaçamak sanki. Kocan yok. Hiç defilse kocanın haberi yok. Ne dersin bn i»e? Sana garip görfinmüyor mn?» «Neden garip görünsün bana. Yanlış mı demek istiyorsnn. Yanlıs olsaydı, beni ilgilen. dirirdi. Benim ahlâkım tartısılabilir...» «Bak, sakın ha, vanlıs anladın beni. Seni anlamaya çalışıyordum. Hiçbir biçimde yargılamadım seni. Yargılamak aklımın neundan bile geçmedi yoksa. Nereden çıkanyeırun knzom? Beni snçlarcasına. Yok, ne sen ne ben üste çıkmaya çalısmayalım. Daha dofrnsn, kocandan sözetmeni istedim. Belki yanlıştı bn, belki anlamsız bir istekti. Seni tanımaya çalısıyonım. On yıl önce bayağı ilgilendiğim ama hiç mi biç tanımadıjım bir kadını öğrenmek istiyornm.» «Görür eörmtz tanımadın ama beni?» «Tanıdım belki. Belki sana benzettim. Ama o değildin, Oydnm, diyebilir misin? Nasıl dersin? On yıl bu. Belki de on bir, on iki. Diyebilir misin?» «Kısacası, tanımadın beni.» «Kısacası, tanımadım.» «Nasıl da Isterdim görfir förmez tanımanı. Ben ilk bakısta tanıdım seni.» «Neden gelmedin öyleyse.» «Beni tanıyasın istedim.» «Göznm ısırıyordn. Bakısunduı belll de. fil miydi?» «Değildi. Ama önemii mi cımm, Şo genln romanını konuşalım once. Ha, dnr hele, koeamı YAGMUR.» İNCEDEN"' Afsar Timucin ••II •••• Ameriltaii, »fc., Anıerika^r^ bu olum sarnıcından, akıllıca mudahalesi i!e kırrtaran Turk çemıci dahi devamlı ve itinalı tıbbi müdahale ile güç kurtanl*lar. R 4 N A rtSElifOİ SÖY Boylece facianın ikinci perde. si de yeni yıla girmeden bir gün evvel bir insanın daha hayatının sona ermesi hâdısesiyle kapanmıs oldu. Tehlikeli davranışlar ER ŞETE rağmen zaman ve şartlar hukmunu icra edıyor ve hayat kısa zamanda normal akışına giriyordu. Nitekim 31 Aralık 1958'ı 1 Ocak 1959'a bağlayan gece>i, Üs Komutanlğı tahliye ekıbı personeli, yeni >ıl munasebetiyle. Ü.S.S. Soley personelinın davetlisi olarak pek r, i ıntıbalar ile geçirdıler Şarkılar soylendi, hındıler yendl, gulündu eğlenildi. Ertesi gün de (1 Ocak 1959) Amerikan muhribi Iskenderundan aynldı. tmrot tahlisiye gemisi artık gereken tertip ve tedbırı almış olacak ki, Üs Komutanhğı tahliye ekibinln de işi bitmıs olduğu kanaatine vasıl olunarak, bırkaç gun sonra da onlara vazıfelerinın nıhayet bulduğu, ve Mirador'un üzerincfen aynlmalan emn venldi. Bojlece 5 Ocak 1959 tarihınden ıtibaren facianın son perdesinin mevzuunu teşkil edecek olan ıki kahramanı, Mirador vı tmroı başbasa kaldılar Yazımızın başır.da tasvıre çalış tığımız büyük infilâke tekaddüm eden günlerde, tmroz, 31000 D W. Torulâtonluk dev tekneyi vedeklemek için son hazırlıklannı da ıkmâl etmej'e çalışıyor, Miralor mürettebatı da Yedekte çekilme esnasında gemide kalmalan perekli olan mahdut personel hariç uçak biletlerini dahi alraış, Iskenderundan aynlacaklan günü bekliyorlardı O gün de 13 Ocak 1959 Salı günü idi. 13 Ocak sabahı, tmroz tahlisıye gemisi kumanyacılannı ve baa görevll personelini dısarı, Îskenderuna çıkarmıştı. Gemide kalanlar ise, öğle yemeğinden sonra tankenn uzerinden avara edıp sa hile giderek mazot ikmali yapmak için kalkış haarlıklan ile meşgul idıler. Zıra, Mirador"u tekne olarak yedeklsyip, tamir edıleceğı îtalya'ya kadaı götür» mek işi de lmroz için güç, zorlu, dtkkatli bir hanrüğı gerefetiren, fakat o nisbette de sonucu bakımmdan hem kârlı hem de başarılı bir iş olacaktı. HI DİŞİ BOND •ornyordnn. Hesap vereceji» sana.» «Ne olnrsun b5yle yapma, ne hakl» besap ' isteyecekmisim?» «Olsnn, biliyorum, hesap sorayorsıın. Sorj • B n b,n isi «hlâk problemi falan gibi kov.,, •e , mak istepıedrm canım. Ne tvbaf,'fcendlyaraU tıjın saçma bir dnvarlığı bana ySktemeye' ça 1 ' lısıyorsnn. Ahlik ne demek. Geçerli davranış kurallan demek. Biz çeçerli miyiz ki? Biz zaten bn değerlerin pek çoinyl» çatısmalı degil miyiz? Rica edrrim.» «Koeam Ankara'da. Haftada ya ds on bea irfinde bir beni eö'rme\e efliyor tstanbul'a. Ben istemiyornm ^nkara'ya jitmeyi. Çünkü kocamdan nzak kalmak istiyornm. Karar zamanı «imdi, ondan. Çok seviyor beni. Ama, sürekli bir çekisme içindeviz Çekistne nerelere dayanıyor, «imdilik bana bana bırak. O, beğenilerimin dııında kalıvor simdi. Dün Syle değildi, ama bafün öyle. tki geyi seviror: kendini ve beni. Kendini ve bir başka birini seven, başks bir sevi sevmeyen kisi en çok kendini sever. Ayrıyız. Bn durum ağır sreliyor ona. Benden nzak kalmak onu yıkıyor. Hem hakkı var: kocam. Hem seveisi var: tutkan bana. Hem de benden nzak. Bir zamanlar çok sevildigini. ama artık «evilmedigini bilmek zor durumda bırakıvor onn. Düpedüz sarsıntı bu Yıkılsın ıstemiyornm ve onn yıkan bir nesne olmaktan titiılikle kaçınıyorum. Royle kalacak bn iş. iskida kalacak, durum daha da aydınlanana kadar. Ama bana övle geliyor ki, o beni, ben onn bırakraak zornndayız. Diyeceksin ki, neden e v lendim. Ask iste. Dedim ya, bir kere bardak. tan Vosantrcasına vağdı. O da onnnla olda. Kızma bana. Zaten, ne dive kızasın. Neden evlendlm? Bnnn ben de iv| bilmiyorum. Birden lendiml eelinlikler içinde buldum. tki şeyden fena halde tiksinirim: iskambil kâğıdından ve sigBrs dumanından. Kâğıtlar, kâğıtlar, kâŞıtlar. (Arkası vsr) Zamane Çocuğu . Yazan: Çeyiren: sürü duşunceler, anılar filân geçmeğe baslar çayrı Btı pllıçle bır vatakta çırıl çıplak yatmak hosuma gıtmez Terlıyor insan, yapış yapış oluyor sanki. O bahsettıgım ışte çalışırken ne vapardım bilivor musunuz? Kirrsenin bakmadığı bir sırao"a kostümlerden birini kaptıgım gibi helâva giderdım Orada soyunup veni takımı giyer us» tüne de kendi ko«tümümü "eçinrdim Işe mahsus, bol bir ceketle gelirdim bu vüzden. Sonra benı bır vere gönrlerdi» ler mi vıldınm gıbi eve ko. sar, içimrieki yeni takımı çıkanp bırakırcfım Üvey an ıra Alice Eecelevin meyhanerie «atardı takımı Bazan virmı he? lira atdıgı ohırdu da bara ria bir lira verirdi Çevirdığimız bu küçücük dolap yiiziintîen işime «ıkı sıkı ba61anm";tım Onun için herkesin iMne sıkı sıkı baglı olması eerektiSirf hâ!S ke«ınlikle iramnm tslmdp daıma atp? gibivdim ve ne$Plıvrtım. Herkes de rıek «everftl henl. Ama «unıı ria =övlivpvim: bugünkö aklım oNa o kadar neşeli davrarmazdım elbet Pat. ronlan kufku'anrîırır bu Bir işte dolao çevirivorsanız sakın neseli görürımeyin BILL NAUGHTOH TIFFANY JONES M£OEKı AJl t •>»uAt; 0 p 10 /5îA\ * fj GARTH Eski bir deniz kurdu S MROZ'un çarkçıbaşısı şişI manca, yaşlı. baslı tecrübeli •ve eski bir deniz adarrn idi. Sonradan ytb.ne bilmedi»inl de ıfade etmiştir. öğleye dognı gaminin kalkış hazıruklan vesair işleri ile meşgul ıken, bir ara hava almak için güverteye çıktı. Hava durgun ve ağırdı Çarkçv başı, içinde sebebı meçhul bir ağırlık duydu Şövle vardevelelere (güvertede açık kısımlann etrafını çeviren emniyat tel veya zincirleri) yaslanıp. sahile dognı bir bakmak 1çın uzandığı sırada, korkur.ç ve cehennemî «Ama namuslu olmak bence daha büyuk mutluluk, Alfıe » «Çekingensın sen kızcağızım, ama bunu namus samyorsun. Zihnın tembel senın. Durumunu düzeltmeğe hiç çalışmıyorsun. Senmle bu şekilcfe konuşmak acı gelıyor sana. Sevmıyorum ama, sana hanyayıkonyayı öğretecek bir dosta ihtıyacın var. Ben de senın glbı gevsek olaydım öyle, işleri oluruna bırakavdım, farzet... O zaman otomobil benim neme gerek diyecektim. Geceleri de senin yanında kalacağım yerde artık son otobüse yetişeceğim diye göbeğim çathyacaktı.» «Ama otomobilin olmasa da ben seninle ayni derecede mesut olurdum, Alfie.» «Bana bak ya, bir daha mesudum. yok hoşnucfum, dersen şüphe etmeğe baslıyacağ'm artıkl Vallahı, bence bu dunyadaki insanlar ikiye avnlmıştır, kızcağızım: otomnbili olanlar ve olmayanlar Ve biriki sınıf insan bırbırine delı gıbi dis biler Senın bu sozlprıni hic beğenmedim ben Gilda. Yani halimden hosnudum, devısinı. İste senın gıbi insanla'dır mem leketin altını üstür.e getirenler.» «Ama para mutluluk vermez ki Alfıe.» «Hay ahmak» diye düşündüm, senin ddnyadan habenn yok be! Para dünyada her şeydir, ama kimse bunu açıkça itıraf etmez. Demek istedigım, paran var mı, herşevin olabilir. Mum gibi. ısmarlama kostumler. altında otomobil, sırasıra pi'.içler, bıldırcır.lar, vivecekle içeceSin envai çeşidı ? Daha ne istersin be adan Tabii bunların hepMnı sövlemedim Gjlda'ya, sadece dedim ki: «Parası olmavanların lâfıtîır bu.« dedim. «Benim alnım açık, Alfie.» «Aksine, kendinden utanmalısın, Gilda.» diverek kolumu omuîuna doladım. «O kuş beyincağızma şu kadannı sokm'an gereftir ki bu dünvada kimse kimseve var olmaz: kendi ba«ının çare«lne kendin bak» man gerek.» 3 O gece, daha sonra, yatakta Gilda'nın vanıbasıntîa vatmıs rkulu bıraktıktan sonra tuttuğum ilk lsi düsünüyordum. East End'de hazır çoruk e^vabı yapan atrilvelerder) birınde elulaSı gibi bir îşim vardı. Sevismekten «onra hemeneecik dalmazsam uykum kpçır nederse . Aklımın îçinden bir