10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET ££3 ir milletin, yıl içlnde belirli «ünlerde kederde, sevinçte birlestikleri anıları vardır. Yanndan sonra 10 Kasım: Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk'ün ölümünün yıldpnümü. Bu cfünyada her irftanın fani hayatı bir gün sona erer. önetnli olan o kişinin ömrü içinde milleti için, insanhk dünyası için bıraktığı fıkir re eserleridîr. ' M. Kemal Atatürk'ü anmak lsterken. O'na övgü sözleri, sıralayaeağımız sıfatlar bence O' nun fikir ve eserine büyük katkı yapmaz. Bu gibi yazılar edebiyatımızı zenginleştirir, güzel yazılara örnek olur, o kadar. Atatürk, Cumhuriyeti on beş yaşında bırakmıştı. Bu on beşe bir bes yıl da Kurtuluş Savaşı için olan zamanı katarsak, yirmi yıllık tarihimizde Türldye, lstilâdan kurtulmuj, sınırlan belırll, bağımsız bir devlettir 1938'de. M.'Kemal Atatürk, 22 mayıs 1919'da şöyle yazar Istanbul hükümetine: «Millet birlik olop, hâkimiyet esasmı ve Tfirk duyçüsunu hedef tutmastnr.» Tarihi belgelerin incelenmeslnden anladığımıza göre Atatürk, bunun başanlması için milletin kuvvetlerini birleştirerek fikir öncülüğü yapmı? ve uygulanmasında sorumluluğu üzerine alarak başarıya ulaşmıştır. Ilke olarak da daima milletin kuvvetine inanmış ve rnillî egemenliğin en üstün güç olmasını amaç eflinmiştir. 8 Kasim 1972 B Olaylar ve görüşler ' YARINLARA KALMALI Prof. Dr. Afet İNAN diye sevineceğiz. Törenler, anıtlar, gösteriler... cek ve izler bırakacaktır. Ancak, bugünün ardmdan ne kalacak? Işte onu şimdiden düşünmeliyiz. Cumhuriyetin 80. yılı için TürMyemlzin çeşitli yerlerinde dikilecek bir anıtın sanat yönü Türk sanatçısının öyküsü olarak yıllar lçınde bir hatıra olarak kalacak. Törenlerden, resimler, filmler, taklar yapılıp sonradan sökülecek. Bütün bunlar milH • heyecammizın gösterileri. dir, diyeceğiz. Işte bunlann yanınd* kalıcı, sosyal bünyemizde yasantımıza fayda sağlayacak, insanrann çağdaş bir uygarlık düzeyinde olma çabasında birçok kama kuruluşlarının «Kllinci yıl» anısına adanması ne kadar yerinde olacaktiT. Köy lerimizden kentlerimize kadar bu kamu kuruluşlanna ne kadar rauhtacız. Meselâ, nerede olursa olsun, küçük büyük, ben şahsen bir anıtın çevresind'e mutlaka bir kütüphane görmek isterim. Bunun için İstanbul, Üsküdar'da (Şemsipaşa'da) yapılacak anıtın jürisinde bulunduğum zaman, o çevredeki tarihi binalardan birisinin kütüphane olarak kullanılması teklifim kabul edilmistir. Böylece anıtı tamamlayan bir kuruluş hizmete girecektir. ' Dumlupınarlılar kendi teşebbüsleriyle kurdukları derneğin çalışmalannda bir anıtın bulunacağı meydan planı yaptırmıjlar ve bunu Büyük Zaferin ellinci yılında açmışlardır. Bu planı bana <ta gösterdikleri zaman özellikle bu Bunlar topluluğun yaşantısına heyecan verealanda yer alacak'çeşme, kütüphane ve müzenin yapılmasının fa^daları üzerinde durulmuştur. Plan buna göre uygulanmaktadır. Kitap, yüzyıhmızın sembolü, fikir hareketinin ve bilginin kaynağı değil midir? Bu nedenle kalıcı, ya'rarh kuruluş deyince şunu hatırladım: Atatürk'ün isteği I93& yılının sonbahan. Atatürk, Dolmabahçe arayında, hasta. Doktorlar, konuşmasına, yorulmas'ına pek müsaade etmiyorlar. Memlekette Cumhuriyetin 15. yılı için hazırlıklar var Başbakan ve Içişleri Bakanı bir gün TBMM'de Cumhurbaşkanının vereceği nutuk için Hükümetin hazırladığı notları getirmişler, yapıknı? ve yapılması öngörülen işleri anlatıyorlardı Atatürk'ün üzerinde durduğu en önemü mesele Ikinci 5 Yıllık (1936) Sanayi Planının aksatmadan oygulanması ve ekonomik bakımdan memleketin kuvvetli olması idi. «Devletler bir ikinci dunya savaşına gidiyor, biz ona göre tedbirlerimizi almalıyız» derken Cumhuriyetin 15. yı lında memleketc kalıcı ve fayda sağlayacak eserlerin yapılması için Başbakan'a direktifler veriyordu*. Bu nutku, hasta yatağmda, Hükümetin verrfiği bilgilere' göre haıırlamıştır. Bu yazısında «Devlettn ekonomik sahadaki yapıcı ve yaptıncı kodret ve prensibine» bütün konularda olduğu ğibi, özellikle ekonomik meselelere yönelmesini ve program olarak takip edılmesini istiyor. O günden bugüne Cumhuriyetimize yıllar katılmış bulunuyor. Yurdumuzun her bölgesinde •Ellinci yıl» adını taşıyacak bir veya birkaç kamu yaranna kuruluş, yaşayan nesillcrimize Cumhuriyetimizin ebedî hatıralan olacaktır. tlerleyen çağdaşmedeniyet ortamında Cum huriyetin yaşına her yü yaş eklenirken, bu ka mu kuruluşlarına daha âa yenile.rinin yapımmı şağlamak bir ödev olacaktır. Birkaç yazımda üzerinde durduğum gibi Cumhuriyet Bayramına katılacak halkımızın, bir koru veya meyva bahçeleri, tarla sınırlanna kavak fidanlarınm dikimi için törenleı ha. zırlansa bu şenliklerimiz ne kadar renkli ve faydalı olacaktır. Fakat aynı zamanda bunia rın korunmasl, bakımı işleri de ortaklaşa emeğin, süreli itinasını isfediği için ellinci yıla yıllar eklendikçe çalışmalar da devatn edecektir Bu yıldönümünde yapılacak bir kütüphanp daima yeni eserlerle zenginleşecektir. Çağdas medeniyetin her katkısı millî varhğımıza kuvvet kazandınr. Bu vesile Ue yine 1937'de yapılmış ve Atatürk tarafından çok beğenilmiş ve uygulanmasını istemiş 43 kamu kuruluşu olan «Ideal Cumhuriyet Köyü» planını hatırlatmak isterim (Cumhuriyet Gazetesi, 7 haziran 1972) Donkişot ile Şanso ğer olaylar zorlamazsa dörtbeş gün politika çemben ne teğet bile geçmemege kararlı idim. ÇünkU gına gel di artık.' Ama, akhnı başında taşır sandığınıa insanlar öyle şeyler söylüyorlar ki, siz istemesenız de kaleminız o yana ka • yıyor. Meselâ koskoca Halk Partisinin gürültüyle Uân et , tiği şu lâfa bakın: 27 Mayıs hedefine varmıştır. Acaba vamuş mıdır? Olur a! Belki de varmıştır da sizin haberiniz yoktur! Bunun üzerine bir sigara yakıp düsünceye dalıyorsunuz. Sigaranın dumanlan havada şekiller çiziyor. Mavimsi şekiller... Bakıyorsunuz havada beliren bir Donkişor Ne sandın a şüpheci adam! Elbette 27 Mayıs nedefine varmıştır.. diyor. Belki de haklı bu üonkişot... Düşünceİı düşüncelı bir nefes daha çekiyörsunuz. Dumanlar havada. dalgalanıyor eğihyor. bükülüyor. Biri daha çıloyor meydana. Aaaa o da kim? • Şanso! Merhaba Şanso. • , Merhaba... diyor Şanso. 27 Mayıs hedeîine varmış mıdır? Bilmem kı.. diyor sevimli Şanso. ben yeldeğircneninin canavar olmadığını bilirim. Ama bunu nereden bileyim? Bir kere hedefiniz neydi ki? Belki de Sameti hapsedip Neriman Ağaoğlunu Meclise sokrnaktı. Donkişot birden lâîa karısıp: Munasebetsizlik etme Şanso... diye bağırıyor. ' Şanso Özür diıerim efendım, dıyor, ben şu kıt aklımla başka nasıl konuşabilirim? Belki de Menderesin avukatım Anayasa Komisyonu Başkanı yapmaktı hedefiniz. . Donkişot Sen adam olmıyacaksın Şanso!.. diye gene bagınyor. Bu söylediklerin şövalyelik kanunlarına aykındır. Kim seçilirse seçilsin, başımız üstüne kabul etmek zorundayız.. Şanso Alfedersiniz, ben gördüğUmü BöyKiyorum. Ama 27 Mayısın hedefi belki de Fahrettın Kerim'i İmar ve Iskân Bakanı yapmaktı. Donkişot Elbette o değildi. Şanso Oyleyse muhakkak af kanunu çıkarmaktı» Donkişot Ne aptal adamsın Şanso. Şanso Olsa' olsa hedef 147'leri önce affetmek, sonrs gene affetmekü. Donkişot O da değildi. Şanso Tedbırler Kanunu çıkarmaktı? • Donkişot Değil, degil... Şanso Agaları desteklemektl? Donkişot, Ben ağa diye bir şey tammıyorum Şanso! Şövalyelerin muhatabı ancak kendi sınıfından biri olur. Şanso Özür dilerirn.. Bana öyle geliyor ki bia bu gidişle 27 Mayısın hedefini bir türlü bulamıyacagız. Donkişpt Bunda bUmiyecek. bir şey yok ki a aptal Şanso! 27 Mayısın hedefi memle&ette demokrasiyi köfcleşürmektl Şanso Bunu neden daha evvel söylemediniz de beru yordunuz efendimiz. Bsn sızın neyi kökleştireceğinizi şu kısa aklımla ne bileyim? Peki kökleştirebildiniz mi bari? Donkişot öhhö... öhhö... Azimliyiz, kararhyıa. Ama henüz kökleşmedi. . Şanso Şu halde efendimiz! Demokrası henüz tam manasiyle kökleşmedigine göre 27 Mayıs hedefine ulasamamış sayıur. Siz neden kalkıp ulaşmıştır diye ilân edıyorsunuz? Donkişot ?!!?.. . Şanso Size şu kit aklımla bir nasihat verebilir rniyim efendimiz? Siz demokrasinin kökleşmesi iç4n gereken davranışlarda bulünursanız, hem 27 Mayısın, hem demokrasinin yolunda yürümüş olursunuz. Ne Atatürk devrimleriniv ne 27 Mayısı bitmış hareketler gibi ilân etmekte ne fayda var? Devrimler bitmez. Devam eder. Parlarnentoda bunlan gerçekleştirmek ve devam ettirmek için çalışmak Iâzım. TUrkiye demokrasi yolunda icaç arpa boyu ilerlemiştir?.. Şanso ileri geri konuşmağa başiayınca bir üfiedim... sigaranın dumanlan darmadagm oldu... KeratalaT, tabii dogru Servantesin yanma.. Gidinm bozgunculan, insanın aklını çelecekler!... E Valilerin ilgisi Üretici halkımızm' böyle medeni kuruluşlan olan köylerimizde yaşamalan bütün memleket için en büvük faydadır. Sevirfçle söyleyebi Hrim ki, Köy İşleri Bakanhğımız köylere yapılacak ayrı ayn tesislerin plafilanrıı bana da bilgi edinmem için göndermiştir. öte yandan valilerimizin başkanhğında çalışmalarını devam ettiren «Ellinci Yıl» komisyonlan bu örnek köylerin yapımı için kararlar almaktadırlar. Radyolarıniu bunu haber olarak veriyor. Valilerimize gönderdiğim • Ideal Cumhuriyet Köyü» planına eklediğim önerilerîme sevinerek bildireyim ki, cevaplar almaktayım. Cumhuriyet Gazejesinde. planı gören bir vatandaş da çok hisli yazısı ile diyor ki: «Böyle bir köyde benim de'bir evim olsun isterim.» Gelecek ellinci yılda Türkiyemiz için umutlu ve mu'tlu günler dilegimle. Başka bir yıl dönümü Bu saydiklanmız, Atatürk'ün önderlik vasıflannm bir sonücudur.. .Aneak, bu yazımda yaklaşmakta olan başka bir yıldönümü için düsüncelerimi bildirmek, anılanmı kanınoytına sunmak istiyorum. Atatürk'ün on beş yaşında bıraktığı Cumhuriyet, önümüzdeki yıl yarınj asrı bulacak. EHinci yıl hazırlıkları için milletçe üzerinde çok tfurduğumuz ve birçok «eylerin yapılmaşını istediğimiz. bir yıldönümü olacak 29 ekim 1973. Devletimizin bütün imkânlan iyi nlyetle seferber olacak. Çünkfl milletçe sevinçli bir olay anılacak ve «Cumhuriyetimiz elli yaşında» Bayram için OKTAY AKBAL Evet Hayır eker bayramının ilk günü. Atın bir çikolata agzınıza, ym da bir badem eçnesi, bir akide. Geçin bir pencere öoüne seyredin çevrtyi. TâtU bugün, her yer kapalı. Iş güç yok. Gençseniz kalkıp bir aile büyüğiinü görmeye gideceksiniz. Ya da baş» kaları size gelecek yaşhysanız... Bilmem bayram günlerinı akfama kadar konuk beklemekle geçirenlerden misiniz, yoksa kapı kapı dolaşmaya çıkanlardan mı? Bir de, daha bayram sabahından •vi bırakıp başka kente tasınanlar var üç günlüğüne. Belki onlardansıruz. Nasıl olursanız olun bayram bayramdır ne olsa. Hiç değilse üç günlük bof bir zaman, ister dinlen, ıster koşuş dur, sana kalmıs orası. Eski bayramları hatırlamamak elde değil. Nedense hep tath anılar kalmıjtır şeker bayrammdan. Bayramın özelliği bu, ondan. Sabahtan akjama dek jeker verirler, yersiniz, şeker verirsiniz, yerler. Bir «geker» sözcüğü egemen olur bu üç güne. Bunun getirdiği bir hava, bir tatlılık. Tarancı «Bugün bayram Haminnemi hatırlıyonım . Dolaytsiyle çocukluğumu» der bir şiirinde. Bir haminne, bir dede vardır her bavramda hatırladığımız, daha doğrusu ölü anıların içinden diriltip çıkarttığunız. Geçmişimizdeki insanlar her zaman canlanmazlar içimizde. Susup kalırlar aylarca, bazan da'yıllarca. Nedir hatırlatan onları? Bir renk, bir tad, bir eski eşya. bir sözcük. Proust'un «Geçmia Zaman Ardında» adlı dev yapıtındaki gibi bir bardak limonlu çay, tutar bizi çocukluğun en uzak günlerine götüriir. Bayram sabahları bize uzatılan bir akide şekeri, bir badem çzmesi de belleğimizin derinliklerinde gömülü duran uzak insardarı dirîllivertı\.' birden... Haminnem otururdu bahçeyle eş yükseklikteki penceresi önünde. Bir sedir vardı orada. Üzeri yumusak minderlerle örtülü. Bir mangal dururdu hep yanında. Üzerine kahve cezvesi sürülmüş. Sonra incecik kiğıtlara sararak yaptığı sigara. Beklerdi akşamlara dek kapısının açıhp gelininin, torunlannm, oğlunun içeri girmesini. Kedileri vardı ayak altında dolasan. Kuşlan vardı pencere önünde ekmek artıklarını beklesen. Kupkuru bir esmer kadındL Adı da eskidi şimdi yok oldu. Mahinur hanım. Az mı konuşurdu ne, hiç sesi kalmamış belleğimde. Daha ben ilkokula başlamadan öldü bir gün. .Bir gece yattı sabaha çıkmadı. Odasındaydnn öldüğünde. Dürtmüşüm, uyandırmak istemisim, anlayamamışım ne olduğunu. Ne zaman şöyle tarçınlı, limonlu bir akide şekeri atsam ağzıma, özellikle bayram sabahiarı, dirilir birden Mahinur hanım. Odasıyla, mangalıyla, cezvesiyle, kedileri, pencere önündeki serçeleriyle... «Dolayısıyle çocukluğumu»... Evet, Şehzadebası'nda bir ahçap ev, bir bahçe, bir sokak, bir cami avlusu, bir yol, ilk taksiler, tramvaylar, Milll, Hilâl, Ferah sinemaları, Kadırga'daki bayram yeri, Edirnekapıdaki bayram yeri, atlıkanncalar, salıncaklar, kuklalar, kurdelelı arabalar... O günlerde de eski bayramların görkemliliğini anlatırlardı. Biri çıkardı «Nerde o eski bayram günleri» diye söze baslayan. Geçmisı özlemle anan. Ben de jimdi o çenesi düsük özlemcilere mi döndüm? Oysa geçmiş, geçmiştir. tj, gelecekte, geçmiîte değil. Ama o ilk çocukluk günlerinin ikide bir dinlmeye kalkmasından yakmmak neden? Bize en tath, en lekesiz arüarımızı hatırlatması, bizim de bundan hoşlanmamız, o günleri bir daha yaşayamamanın hüznü, neden geçmise özlem duymak olsun. Olsa olsa bu bir yasantıyı bütün derinliğince duymaktır. Bir daha bir daha... Bugün bayram. Hepimiz bir şeyler hatırlayacağız. Yalnız kalabiürsek:... Bırakırlarsa konuklar, geziler, el öpmeler, şeker yemeler, dostlar, tanışlar.. En güzel yanı bu günlerin, gazetelerin de çıkmaması... Kopmak acı haberlerden üzücü olaylardan. Nedense bayram günlerinde büyük, şaşırtıcı, kızdırıcı olaylar da yaşenmaz. Haber kaynakları da kurur. Gazeteler çıkmıyor diye mi, yoksa herkes iyi, güzel, tatlı olmak zorunda diye mi? Bir nedeni var, bilinmeyen, anlaşılmayan. Belki de Bayranun yerlesegelmiş anlamından, güzelliğinden.... Ben oturup kitap okuyacağım bütün gün. Birikmiş romanlar, denemeler var masamda. Hiç değilse bir günümü ayırabilsem okumayaî En güzel bayram bu olur benim için, okuma bayramı. kendi kendimle düşünme, kendimi duyma bayramı.. Ama çok süremez bu. Çıkmalıyım yollara, gündüzlerini, gecelerini tatmalıyım bayram günlerinin, insanlann İçinde duymalıyım kendimi. Bir dostluğun, bir sevinin, bir insan ilgisinin, br bayram sevincinin belki de yeryüzüne yakışmayan bir mutluluk duygusunun. Bir avuntu diyeceksiniz. Olsun, bu aldatıcı duyguya kendimizi iki gün için de mi kaptırmayalım? Üç gün sonra nasıl olsa baslayacağız gene kaldığımız yeWen, bıraktığımız acılan, ıstırapları, kırgmlıkları, öfkeleri yeniden duyup, yeniden yaşayıp yeniden yazmaya, konuşmaya başlayıp... Ama şu iki gün bir akide şekerinin tadında yasasak hiç değilse. $ Şeker bayramınızı kutlar, mutlu yolculuklar, mutlu günler dileriz... IIZ/IM A I R îlancılık: 9480/8062 DARÜŞŞAFAKA E v t: t CEMJYETİNDEN T 17 Temmuı 1962 Yurdumuzun kurtancısı, Cumhuriyetin kurucusu büyük önderimiz ATATÜRK ile Darüssafaka'nın ve Darüşsafaka Vakfının kurucusu Sultan Abdülaziz ve Cemiyetimiıin kurucuları Maliye Nazın Yusuf Ziya Paşa, Sadrazam Gazi Ahmet Muhtar Pafa, Riyaziyeci Vidinli Tevfik Paşa, Esat Pasa, Ali Naki Efendi ile Askert Mektepler Nanrı Süleyman Paşa, Adliye Nazın Hüseyin Rıza Paşa, Darphane Nazın Tevfik Efendi, Askeri Muhasebat Reisi Ahmet Bey, Askeri Muvazene Kalemi Müdürü Cemal Bey, Sadrazam Cevat Paşa, Mihaliççıklı Mustafa Efendi, PTT Nazın lzzet Efendi, Askeri Tekaüt Muhasebecisi Emin Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Ahmet Rasim, lsmail Safa, Salih Zeki, Hasan Ferid, Mehmet tzzet, Hüseyin Remzi, Şehremini Server Efendi, Kolağası Mehmet Ziya Efendi, Dinibütün Kayserili Mustafa Hilmi Paşa, tbrahim Tevfik Bey, Süleyman Tevfik Bey, Sadık Pasa, Manastırlı Rıfat Bey, lskodra Valisi Bedri Pasa, Mehmet Rıfat Paşa, Kolağası Hüseyin Efendi, Rıza Paşa, Ragıp Paşa, Dr. Mazlum Efendi, Hafız Mehmet Bey, Dr. Tevfik Bey, Maliye Nazın Nazif Paşa ve Darüşşafaka'ya bağışta bulunup da ebediyete intikal etmis kıymetli müteberrilerimiz: Mısır Hidivi îsmail Paşa. Maliye Nazın Mustafa Fazıl Paşa, Sadrazam Mehmet Emin Âli Paşa, Fuat Paşa, Şurayı Devlet Reisi Yusuf Kâmil Paşa, Turşucuzade Ahmet Muhtar Efendi, Mustafa Naili Pasa, Dahiliye Nazın Rüştü Paşa, Bahriye Nazın Mahmut Paşa, Hariciye Müsteşan Server Efendi, Viyana Sefin HalU Bey, Namık Paşa, Bağdat Valisi Sadrazam Mithat Paşa, Cevdet Paşa, Rüstem Paşa, Zabtiye Müşiri Hüsnü Paşa, Şirketi Hayriye Müdürü Hüseyin Hâki Efendi, Rıza Paşa, Maarifi Umumiye Nazın Saffet Paşa, Ticaret ve Ziraat Nazın Kahııli Paşa, Rüsumat Emini Kâni Paşa, Şurayı Devlet Azasından Emin Muhlis Paşa, Serdanekrem ömer Pasa, Tophane Müşiri Halil Paşa, Paris Sefiri Cemil Paşa, Mecalisi Aliyeden Mehmet Refık Efendi, Hariciye Teşrifatçısı Kârnil Bey, Mecalisi Aliyeden Mehmet Paşa, Tuna Valisi Ömer Paşa, Mısır Kapısı Kethüdası Mümtaz Efendi, Beşinci Ordu Müşiri Mehmet Paşa, Divanı Ahkâmı AdUya'den Aiif Bey, Başmabeyinci Emin Bey, Serkuranayt Esbak Cemil Bey, Trablusgarp Valisi Hâlet Paşa, Edirne Valisi Asun Paşa, AHıncı Daire Reisi Salih Bey, Hariciye Mektupçusu Pertev Efendi, Amedii Divanı'ndan Hakkı Bey, Sarraf Muratzadeler, Şurayı Devlet Azasından Suphi Bey, îcra Cemiyeti Reisi Ferid Efendi, Amedii Divanı'ndan Said Efendi, Muhaceret Komisyonu Reisi Osman Paşa, Beşinci Ordu Müşiri tzzet Paşa, Şurayı Askeri Azasından tbrahim Paşa, Şurayî Askeri Azasından Hüsnü Paşa, Askerî Mektepler Nazın Galip Paşa, Vıyana Sefiri Sadullah Pasa, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, Şair Ziya Paşa'nın torunu Ahmet Muhtar Bey, Ahmet Münşavî Paşa, Evranoszade Ahmet Sırrı Bey, Ahmet Vefik Paşa ve esi, Bahriye Kolağası Ali Mahir Efendi, Ali Rıza Efendi, Asaf Bey, Yahya Efendi Dergâhı Şeyhi Hasan Hayri Efendi'nin eşi Ayşe Hanım, Eski Ba. hariye Mevlevihanesi Şeyhi Bahaeddin Efendi, Tüccar Bakl Bey, Fesçibaşı Ali Bey'in kızı Cevher Hanım, Sayyadızade Ebülhuda Efendi, Maarif Nazm Emrullah Efendi, Irak Kralı Pays^l, Polis Faik Efendi, Tüccar Habib Bey, Bayramzade Hakkı Bey, Havlu Tüccarı Hasan Hüsnü Efendi, Şeyhülislâm Hayri Efendi, «Hüssyin Hasib Bey Vakfı. kurucusu Tahran Büyükelçisi Hüseyin Hasip Bey ve eşi Hayriye Hanım, Mânizade Hacı Hüseyin Bey, tbrahim Edhera Paşa, Temyiz Mahkemesi Reisi îbrahim Pertev Bey, rüecar llyas Bey, Esvabçıbası llyas Bey ve eşi Nadire Elburuz, Cezayirli Hacı Hüseyinzade Mahmut Bey, Mahmut Şevket Paşa, Muhsinîade Mehmet Paşa, Matbaacı Osman Bey'in oğlu Mehmet Saim Bey, Mustafa Ağa, Mustafa Talat Bey, tran Şahı Muzafferuddin Şah, Mollazade Hacı Arif Bey, Nevber Hanım, Prenses Nevcivan Hanım, Berlin Sefiri Tevfik Pasa ve eşi «Matbaacı Osman Beyin kızı» Nudiye Tevfik Hanım, Mühendis Nuri Bey, Gazi Ethem Paşa ve kızı Nimet Hanım, Başmabeyinci ve •Osmanbey Matbaası Kurucusu» Matbaacı Osman Bey, Evranoszade Rukiye Hanım, Sadrazam Said Paşa, Mısırlı Prens Said Halim Paşa, Ferik Dr. Selâmi Paşa, Macar Osman Paşa'nın kızı Şair Nigâr, Şair Nigar*ın gelini Hadice Nigar, Şair Nigâr'm oğulları Münir Nigâr ve Feridun Nigâr, Şakir Paşa, Tevfik Paşa. Vâsıf Bey, PTT Nazın Izzet Efendi'nin eşi Fatma Zehra Hanım, Silâhdar Ahmet Ağa ahfadından Zeliha Rafet Hanım, Beşiktaşh Hacı Emin Efendi'nin kızı Zeliha Hanım, Yusuf Kâmil Paşa'nın eşi Zeynep Kâmil Hanım, Büyük önderimiî ATATÜRK'un annesi Zübeyde Hanımefendi ve Abdülhalik Renda (T. B. Millet Meclisi Başkanı, Sararlar Vakfı kurucusu), Adalet Çam Adalet tlmen (Süreyya Paşa Vakfı Kurucusu), Adviye Bülder (Ord. Prof. Dr. Celâl Muhtar Özden'inkızı), Afife Gülistan Olgun, Ahmet Dalh. Ahmet Ekrem Yalçm Ahmet Fethi Denli (Maslahatgüzâr). Ahmet Hamdi Mirgün, Ahmet Hüsamettin Yakal (Dr. Kimya Mühendisi), Ahmet Lütfi Tan (Temyiz Mahkemesi Azasından), Ahmet Mithat Temelli (Dr. Yarbay», Ahmet Muhtar Kevakibi (Şurayı Devlet Azasından), Ahmet Mükerrem Karaağaç (Konya MilletvekiliK I = = S E E ^UIIMIIItllllllllllllltllllinillllllllllllllMIIIIIIIIIIIIKIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIl Urun zamandır utırap çektirip sonunda beni yürüyemez = hale getiren romatizma hastalığunı, kısa sürede tedavi ederek E benı sıhhatime kavuşturan 5 FlZİS^EDAyt VE ROMATtZMAL HASTAUK1AR v : ^HtJTPHASSISI SAYIN = S TEŞEKKÜR î ( E E Dr. NEJAT URAS'o sonsuz tesekkürierimi ara ederim. j s M. Zeki DEVECİOGLÜ = Cumhuriyet 8099 nlllllMIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIimillllllllllllF KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ MAHDUMUR1 SAYIN DOST VE MÜŞTERİLERİNİN ŞEKER BAYBAMINI EN İYİ DİLEKLEBtYLE TEBRİK EDER. Ahmet Ragıp Aktoğu (Yarbay), Ahmet Refik Darcan (Yüksek Mühendis), Ahmet Sami Açıkbaş, Alâattin Sonsoy (Gazeteci) Ali Dıkmen (Kocaeli Milletvekili), Ali Reşit Saffet Atabinen (Kocaeli Milletvekili), Ali Rıza Reymen (Maliye Bakanlığı Müsteşan), Ali Sami Boyar (Ressam, Ayasofya Müzesi Müdürü). Ayşe Belkıs Yeğen, Ayşe Fethiye Par Ayşe Hayriye Aybar, Ayşe Hikmet Turzun, Behice Akın, Behice Özkan, Cclâl Muhtar özden (Ord. Prof. Dr.) Celâl Namık Sırmalı (Dr.), Cemal Nemlioğlu (Tüccar), Cemil Akok (Vergiler Temyiz Komisyonu Azasından), Duhter Sezer, Elvan Savas, (Etibank Teknik Eksperi), Emin Erkuf Seyitoğlu (Operatör Dr. tstanbul Şehremini. Emin Refik Kırış (Vali), Emine Dirim, Emine Feride Abduş, Emine Hikmet Tümer, Emine Leman Aküren, Emine Leman Kitapçı, Emine Rahime Vanioğlu, Enver Hotin (Hariciye Bakanlığı Müsteşan) Eşref Eliaçık «Tüccar) , Fahire Orhan Toros, Fahri Baharoğlu (Dr). Pehriye Beçken, Fahriye Paksoy, Fatma Hadiye Cebeciler (Öğritmen), Fatma Hadiye Biberci. Fatma lnal, Fatma İskilipli, Fatma Kcnuralp, Fatma Maadese Elturan, Fatma Mergube Ülker, Fatma Mir'at Uysal, Fat ma Neş'ecan Talük, Fatma Neyyire Özipek, Faüna Nimet Önürme (Salih Zeki llkokulu Öğretmeni), Fatma Şadıman Akgönül, Fevzi Kayaş (Çorum Tüccarlarından), Gülsüm Arnat, Hadide Hatice Ersan, Halide Mübeccel Kamal, Halil Kişmiroğlu (Temyiz Mahkemesi Azasından), Halil Uysal (Diş Tabibi Halil Uysal ve Mir'at Uysal Vakfı kurucusu), Hatice Baçe, Hatice Ersüz, Hatice Orpen, Hatice Semiha Özipek, Hayrettin Tiryakioğlu (Tiryakioğlu Hayrettin Vakfı kurucusu), Hesna Anafarta (Güven Sigorta nıemurlarından), Hüseyin Avni Öksüzgil (Mülkiye'li), Hüseyin Çeyrekoğlu (Tüccar), Hüseyin Okur, Ibnülemin Mahmut Kemal İnal (Tarihçi) Îbrahim Ali Sağıroğlu (Hukuk Profesörü), Ibrîhim. Denker (Dr.) tbrahim Ethem Alpgiray (Ist. Gümrük Muayene Şefi), Ibrahim Kemal Onurad (Tüccar), Îbrahim Öztürk (Yarbay), tfakat Anafarta, îsmail Fennî Ertuğrul (Mutasavvıf, Gazeteci, Muharrir), lsmail Kocaer, Îsmail Rıza Devres (Avukai), Kadri Ramazanoğlu (Adana Milletvekili), Kadriye Sun, Kemal Gedeleçoğlu (Riyaseti Cumhur Umumî Kâtibi), Kemal Halil Tanır (Kemal Halil Tanır Vakfı Kurucusu), Kenan Şeşbeş, Lâmia Çürüksulu, Leman Ulusoy (Veliahd Yusuf lzzetün Efendi'nin eşi), Lütfiye Hidayet Gülben, Mahmut Nedira Oyvar (Ist. Umum Sigorta Şirketi Reisi), Makbule Abasıyanık (Hikâyeci Şait Faik'in annesi), Makbule Arbas, Makbule Atadan (Büyük Önderimiz ATATÜRK'ün kız kardeşi), Makbule Temelli, Mazhar Osman Usman (Ord. Prof. Dr.) Medine Beylikçi, Mediha Varnalı, Mehmet Ali Biren (Avukat), Mehmet Cavid Ünver (Balıkesir Valisi), Mehmet Kâzım Kmaytürk, Mehmet Kemalettin Kavurga (Öğretmen). Mehmet Nami Pankoğlu (tst. Gümrük Muayene Memuru), Mehmet Nihat Değer, Mehmet Nuri Çölgören (Yarbay), Mehmet Nuri Nasman rYüksek Mimar), Mehmet Raif Erçevik (Emekli Subay), Mehmet Veysi Konuralp (Tevekkül Hamamı sahibi). Mehmet V Özipek, Melek Arnot, Memduh Kemal Varnalı (Başkonsolos), Mesrure Akçit (Mithat Paşa'nın kızı), Misbah Muhayeş (Misbah Muhayeş Vakfı kurucusu), Mislicihan Şavlı, Muammer İra (D. Denıiryolları Hukuk tşleri Müdürü), Muazzez Altunalev (Öğretmen), Muazzez Cürkan (Beyoğlu Malmüdürlüğü Muhasebe Memuru). Muhtar Köşemihaloğlu (lş Bankası Murakıbı, Bankacı), Mustafa Faik Tunagiray (Hazinei Hassa Muhasebe Birinci Mümeyyizi), Mustpfa Necati Dirim (Eczacıi, Mustafa Sabit Taşman (Fizik Öğretnıeni), Mustafa Üremez, Muzaffer Tandoğan, Nadire Tosuner, Naci Sıral tlst. Defterdan), Naciye Ferhunde Paksoy, Naciye Tayas, Nazire Tanç (Öğretmen), Nebahat Ermiş, Nebihe Soysan, Nabile Irdelp, Necibe Çakın, Nevzat Akay (Ses sanatkârı), Növber Tanç, Nuriye Ünverünal (Öğretmen), Osman Kemal Görener (Eski hariciyecilerden, İETT Müşteriler Dairesi Reisi), Refık Saydam (Dr. Başvekil), Remziye Denizdoğan (Adana Milletvekili Kadri Ramazanoğlu'nun eşi), Reşide Mayda Arkan (Piyanist), Rıfat Cağfer Sidal fDr.), Rıza Zamanî, Sabri Duygu, Safinaz Girgin, Safıye Ünüvar, Saide Turagan, Sait Faik Abasıyanık (Hikâyeci), Seniye Tiryakioğlu, Semiye tnelsoy, Sıdıka Karaağaç (Mükerrem Karaağaç Vakfı kurucusu), Süleyman Aysu, Süreyya tlmen (General), Şefik Başman (Iktisat Profesörü, Trabzon Milletvekili), Şefik Orbay, Şekure Hiçsönmez, Şemsi Felek Cid, ŞerUe Nezihe Kişmiroğlu, Şevket Dağ (Ressam, Konya Milletvekili) Şevki Türek, Temel Doruk, Ümmügülsüm Darcan, Vehibe Ancel, Vesile Sengelli, Zahide Şerife Aras, Zehra Pankoğlu, Zehra Saraçoğlu, Zehra Yetiker (Öğretmen), Zeki Evliyazade (Eczacı), Zeliha Erkmen. Zeynep Lebibe Güran, Ziya Gün (Ord. Prof. Dr.) Zübeyde Altunay, Ahmet Tevfik Tunçok, lclâl Ongun, Satvet Lütfü Tozan, Mustafa îhsan, Hayriye Koçura, Emerullah Nimet Özümetin, Mehmet Niyazi Aydm, Ömer Aydaşık, Hasan Kâmil Güner, Bezzazade Hacı Mehmet Büket Abdullah Hulusi lpekçi, Hatice Suat Akksıya, Şükriye Osmanoğlu. Ayşe Fazilet Barın, Sudi Aydıniç, Naci Sıral, Abdullah Remzi Bey. unıversıte HAZIRIAMA* 16 KASIM murat dersanesi Motif Reklâm .8087 SAATLİ MAARİF DU VAR TAKVİMI Aziz ve muhterem okuyucularınm ŞEKER BAYRAMLARINI Tebrik eder. Saadetler diler. İSTANBUL*MAARİF KİTAPHANESİ Cağaloğlu yokuşu No. 38 İST. (tlancılık tM)65 AJANDASI BAYRAMINIZI İŞLERİNİZDE TEBRİK (Iıannlık MAARİF BA ŞARIL A R EDER D İ LE R dekase ÇIKARTMA SANAYİİ BAYRAMINIZI MUTLULUKLAR KUTLAR DİLER. T * * terHıı I t l i VE Dua listesinde yazılı diğer bütün hayırseverlerimizin aziz ruhlan için. 10 Kasım 1972 Cuma günü öğle namazından sonra ŞİŞLİ CAMll'nde ünlü Hâfız v« Mevlidhanlanmız tarafından Kuran'ı Kerim ve Mevlidi Şerif okunacaktır. Sayın yurttaşlanmızm bilgüerine a n olunur. (Cumhuriyet 8093) 8ÜI And Reklâm: 148/8078
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle