Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET 20 Kasım 1972 " ngilizler tarihlerine düşkündürler. Ve Ingilterç'de insan, Ingiliz tarihinin havası içindte dolaşır. Yollarda, parklarda, şatoJarda, müzelerde. Parlaroentoda. . Her yerde, îngiliz tarihi ile karşılaşırsmız tngiliz tarihini başlıca üç safhada mütalaa etmek mümkündür* 1 Îngiliz milletımn teşekkülü, 2 Ingiltere Imparatorluğunun teşekkülü, 3 Ve tmparatorluğun tasfiyesi iîe îngiltere'nin, bir «Ada Devleti» halîne dönüsü. I Olaylar ve görüşler Mümyalar Müzesinde Atatürk Şevket Süreyya AYDEMİR nürler. Kraliçe elleri arkasında bağlı yüzüko yun bir kerevete yatınlmıştır. Başı, ilk darbede düşecektir. îki cellât, Iki yanında baltaları ile hazırdırlar. Bir yanda rahip son duasını okur. Ve, sadist kralın yüz hatlan, azgm şehvet saatleri gibi, bu sahnede rfe, bir haz taşkınhğı içindedir. Ama ne var ki, lngiltere, küçük bir ada üstünde, büyük oluşlann ülkesidir. Tarihin derinliklerinde hiç de mevcut olmayan Ingili* milletinin, Iberlerden, Nonnanlara, Saksonlara kadar milletleşme seyrini bu oluşlar içinde yaşamıştır. Sonra ve bilhassa EHzabeth I. devrinden başlayarak, dünya Imparatorluğunu bu oluşlar içintfe kurmustur Şimdi de. bu Imparatorluktan sıynlıp, küçük bir Ada Devleti * haline uymak safhasmdadır. Fakat biz bu bahisleri, burada bırakarak, şimdi asıl konumuza gelelim... nı duyurmus şöhretlerin, balmumu heykelleri, ustahkh bir kimya terkibi içinde, yaşıyorlarmış gibi teşhir edilirler. Ve müzenin envanteri durmadan kabarır. Çünkü buraya daıma heykeller eklenir. Müzenin kapısıntfan girince, basit koltuğunda oturan, yaşlı, zayıf Bayan Tussaux da, sizi heykelleri ile karşılar. Sonra, tarihin dost ve düşman ünlu sahsiyetlerinden, günümuzün şöhretlerine kadar nice insanlar, salonlarda yerlerini alırlar. Bu arada bir de Atatürk'ü görürüz. Ama bu görünüş, bizi biraz yadırgatır. önce onun bulunduğu üç heykelllk grupta bir înanasizlık vardır: Ortada Makaryos, iri boyu, uzun cübbesi, göğsüne kadar inen sakalı ve yüksek Ortotfoks Piskoposu şapkası ile, heybetJi, bir manzara gösterir. Îki yanında, hatta denebilir ki, onun gölgesinde, ild ufak tefek heykelcik vardır: Buhların biri Atatürk, öteki Tito'dur. Atatürk'Un en karakteristik görünüşü, biliyoruz ki, yüz hatlan ve ifadesiydt Oysa bu mumya heykelciğin yüzünde, rie hatlar betli, ne de ifade var! Burada Atatürk, sanki herhangi yabancı ve reEmî bir ziyafette, ortada dolaşan bir teşrifat memuru gibidîr. Hiç bir şahsiyet ifadesi taşımaz. Kaltfı ki. ona münasip görülen bu yer de, sonradan seçilmistir Daha ' önce bu heykelcik, hiç olmazsa General De Gaulle'ün bulunduğu bir gruptaymış. Ama sira di ona, Makaryos'un gölgesl münasip görülrnüş. Belirtelim ki, bu üçlü grubun hemen yanındaki Gandi grubunda Atatürk, elbette daha çok anlamını bulurdu. Çünkü, sonradan tahtını terkedeıı Edvard VIII. daha Veliahtken yaptığı bir Hindistan gezisinde, sokakları halk . Işte »imdi Ingiltere ve Îngiliz milleti, daha dflne kadax «ufuklarmda güneş batmayan» dünya fmparatorluğundan. bu»ünkü küçük Ada Devleti haline geçişin, afnları, sıkjntjları içindcdir. Ama yeni şartlar karşısında bunlara uyuşta geleneksel kabiliyetı dünyada, belki en çok Îngiliz milletinin vasıflan arasındadır 3unun için, lngiltere, bu geçişin sıkıntılan ıçinde görünür ama, buhranlan içinde görünmez. Parlamentonun duvarlarında ve kubbelerlndte. gene eski devirlerin, eski büyük tmparatorluğun, ihtişamlı yankıları eser. Yollarda, parklarda, yine bu eski Imparatorluğun anıt]an, sükunetle yerîerini, hat'ıralarını korurlar. Şatolar sessiz. fakat temiz, güven altında ve zen»indir. Kral ailesinin yerleşmediği günlerde Windsor Kalesi. kapılanr.ı herkese açar. Daha kapıda, eski îngiliz şövalyelerinin zırhîarı, kalkanları karşılar sizi.' Paha biçılmez bir porselen serveti, bugün de hemen kullanılacakmış gibi, ortaya serilmiştir. Duvarlarda. tablolarda, heykellerde gene îngiliz tarihi yaş'ap. Şatoyu, bütün mahremiyetine kadar adım adım dtolaşırsınız. Sonra, Îngiliz Gotik stilinde St. Jeanne Klisesinin mistik havasına gİTersiniz. Düklerln, prenslerin, kralların, kraliçelerin. uyuyan mermer kabirleri. vahut elleri göğüslerine bağlı uzanan, artık ebedî sükunuria dal miş mermer heykelleri ile karşılaşırsınız. Heryere: tarihin, gururun ve dokunulmazlığm temiz, fakat ihtişamlı sessizliği çökmüştür. Evet, îngiliz tarihi de, birbirlerine yabancı ırklann, bin yıl süren trajik kaynaşmasıyle, kanlar. kavgalar. saray entrikalan. cinayetler, zulümler, başları baltayla kesilen . Krallar, Kralicelerle doludur. Hatta bugün de böyle bir idam sahnesini, daha asağıda değineceğimiz Mumyalar Müzesinde, bütün eşhası ve hava«ı ile yaşanz. Kral VIII. Şarl. 06115*3 verdigi bir karısının, başının bedenden ayrıl.ışını seyretmek için büyük koltuğuna kurulmuştur. Ardında nedimleri. ve geriye kalan esleri gçrü tan boş görüp, kendlsini yalnız resmî memurların karşılamasından doğan hayretını, babası Kral George V e yazdığı zaman, aldığı cevap şuydu: • «Evet oğlum, ne yapalım ki, şimdi Hindıstan'da bir Gandi ve Ankara'da bir Mustafa Kemal var...» Evet, Mustafa Kemal ve Gandi, aynı yolun yolcusuydular. Ingiltere'ye ise artık, hem Hindistan'dan, hem Ortadoğu'dan ayrılmak görünüyordu. BİZ İNSANLAR.. AYIPTIR BÖYLE BİR DÜNYADA ÇEHüV UN* KAHRAMANLAR1 GİBİ YAŞAMAK. SÖZLER VE DAVRANIŞLARIN SAHTELtGl ARKASINA TUZAK KURUP ' AV BEKLEİLKEL, VAHŞt BİR TUTUMDCR Tiirkiye ve İngHtere: Gerçi bizim Ingiltere ile münasebetlerimizin tarihi, henüz gereği gibi yazilmaraıştır. Birinci Dünya Harbinde ve Istiklâl Savaşımız sırasında ise bize karsı lngiltere, bır can düşır.amydı. Bu cereyanı, bilhassa Çörçil besliyordu. Ziya Gokalp'in vaktiyle mekteplerimizde ezberlettirilen. ordu birliklerinde okutulan şu mısralarını hatırlanm: «Uzaklarda bir Ada var, Adtna derler tngiliç, Hem medenî, hem canavar, Fendinden emin değiliz...» Ama tarihjrnizde ve îngiltere ile njünasebetlerimizde başka sahneler de vardır: 1854 Kırım .Harbinde, Ingilizlerle müttefik olarak savastık. Eğer bu harpîe sçılan Avrupa âlemini kavrayıp, b,u âlemi yalnız israflarımız için borç almakta kullanma<!aydık, tarihimiz başka. türlü cereyan edebilirdi 1877 1878 Osmanh • • Rus Harbinde de Ruslar Yeşilköy'e kadar geldiğı zaman. oolara karsı direnen, tngiltere o!du. 1878'de Berlin Muahedeâ. bu direnis sayesinde mümkün olttıuştur. Fakat 1915191^8, IngiUzlerin tertipledigi Çanakkale muharebeslnde taraflar, şehit, ölü, yaralı ve kayıp olarak 500 bin asker yitirdiler. Biz, en dinç gücümüzü bu arada kaybettik Ama şimdi bütün bunlar. tarihe kanşmıştır Şimdi îngilt«e ile NATO cephesinde müttefik bulunuyoruz. O halde artık tarihe ait olanı tarihe bırakarak, tarih denilen kutsal kavramı en iyi anlayan Ingilizlerden, Tussauı Mümyalar Müzesinde Atatürk"ün yerini ve heykelini, bir daha gözden geçirmelerini istemeliyiz. Sanıyorum ki bu isteğin anlamını, en iyi onlar kavravacaklardır SadunTANJU Estanbulda'şu'günlerae yenl bir oyun çıkanldı salıne• ye: «İNSAN DENEN GARtP HAÎVAN». • lnsanoğlunun rahatça her kalıba gıren bir yaratık olduğunu; sevgıden'nefrete. ıçtenlıkten' şahteliğe kolayda geçıveren kaypaklığını göstermek ıstemış ya7ar Sevgıyı bir tuzak gibi kurup, avı ı'çine dOşürmek. asıl niyetlerı sözlerin ve davranişlarıH arkasına saklamak; vahsi biı hayvan gibi pençelemek, ısırmak, koparmak ve şadece kentfı yaşam hakkını düsünmek. kendi çıkarını Kotlamak Çarlıi Rusyasının ünlü hikâyecisı ve oyun vazarı Anton Çehov'un. bundan 80 yıl önce yaptığı gözlemîer olafak kalsaydı mutlu olurduk. Oysa Çehovtun hikâyelenndeki insanîan,» onlar arasındakı iliskile'n sahnede sevrederken dehsete kapılıyoruz: BUNLAR HÂL YAŞIYORLAR! . . • » , * • . • • \ Makaryos'un gölgesinde: Ingiltere, tarihlerine düşküa îngüizlerin, tarihlerinin yadigârları, hatıraları içinde, sükunetle yaşayan bir ülkedir demiştik: Bu tarih, çeşitli yoüarla yaşatılır. Hatta bu yaşatma gayreti, dünyanm Başka ülke ve şahsiyetlerinin hatıralarını veya timsailerini de içine alır. Meselâ Hyde Parktald Albert anıbnın kaidesini, Homerden çağınuza kadar bütün sanat, bilim ve aksiyon adamlannın kabartmaları süsler. Anıtın dört köşesinde ise, Avrupa, Aysa, Afrika ve Amerika kıtalannı temsil eden mermer gruplar. ustaca yerleştirilmîştir. Bir de Mumyalar Müzesi var. Bu müze, Bayan Tussaux'nun eseri ve îngiltere'ye armağanıdır. Bu müzede, tarihî sahsivetlerin veya zamanma adı ADEMOĞLU NEREDEYDİ? Şon 80 yıl, dünyanm. büyük bir çağ değişiml olayını yaşadığı yıllardır tnsan .ku'şkuya düşüyor, Âdemoğlu çaSı değistirırken hiç bir değişıme uğramadı mı diye. BiMmin ve tekriğin' hay^tı yüceltme amacını ınsanoğlu çîzmedı mi? öyleyse Çeho^ın olumsuz, bencil kişllerifıin aramızda işj ne? însanı vahşi bir hayvan1 gibi kurnazlaştıran ve kendisinden baskasına karşı acımasız hale getiren bu korkunç tekillik* hep sürüp çidecek mi çaglar boyu? Çehov'un dünvasından çıkıp. eünümüzde pusuya yatan. tuzak kuran, pençe atan. kanatan, yaralayan, öldüren . kişiler) .gördükçe karamsarhğa fcapılıyorsunuz Telcnolojik ve bilifnsel harikalar varatan insan zekâsı ile bu eski mısligin iliskisi ne? Modern çagın rfehoruna. hâlâ «GARtP BİR YARATIK» eörünümündeki insanlar ne kadar aykın düsövorlar Bir Bıkkınhk. OKTAY AKBAL Evet Hayır ÇOCUK KİTAPLARI HAFTASI lstenilen sayıda re nitellkte kitap ve basılı eğitim aracı olmadan gerçek anlanv da bir eğitim öğretimin sağlanamayacağı görüşündedir. Bunun içindir M ÜNESCO. kitapçüığı ve okumavı yaygmlastırmak amaayle 1972 yılını Dünya Kitap Yılı olarak kabul etmiştir. îçinde yaşadığiRUz yılın cDUnya Kitap Yılı» olması ve bir de «Çocuk Kütüphanelerinnin jrurdumuzda kurulusunun yirminci yılında bulunmamız, «Çocuk Kitaplan Haftasınnın önemine daha çok eğilmemire yol açmıstır. Her yıl, «Çocuk Kitaplan Haftası» nedeniyle blrkaç radyo konuşması ve sergi düzenlenir. Okullarda da bu haftanın önemine şojile bövle dağinilerek hafta geçiştirilir. Ve «Bu görevi de yap tık, savdıkndiye yapılacak lşler listesinin bir maddesinin üzerine daha çizgi çekilir. Bir kez, bir haftalık konuşmalarla, sergilerle, hiç bir çocuğa kitap sevgisi. okuma «svki kazandırılamaz. Elli bir hafta fcitaba sırtını dön, suçlandır, yalnız bir hafta kitaba Bvgüler sırala, sergiler hazırla... Bu bir çelişjddir. înandıncı olmayan hiç bir davranışı çocuklar hoş görmezler. YENF İNSAN Bugün geri kalmış ülkelerin amansız ve aeımasız lç kavgaları ortamında bunalan topluluklar yeni tip bir ınsana ihtiyaç duyuyorlar Tekil olarak bu insan bjr toplumun, bir Çağın sorumluluğunu taşıma bilincinde olacaktır. Biraz. ötesinde huzuru. güveni. dünva nimetlerin) göre göre mııtsuzluÇun batakhSma gömülen lnsanlara sırt dönmek çağdaşlıŞa sıgmaz, bunu bilecektir BoŞulanlann sesini rîuvmamak, batanların bir kurtarıcıva sarılmab için parmaklan açümıs elinl eörmemek çagrias insanın var>acağı is degildir Bir insanoŞlu vurulup (füserken bile duvarın ötesinde özlemini cektiŞI havatın mutlulnk^eslerine kulak verir: ve onun duvduklannı duvmavan bi» kalp çagda? insana lâvık degildir Ben. uvgar dünvada ne kadar özeürlük varsa o kartsnnı. ne kadar mutluluk varsa o kadarını. nasıl bir demrfkrasi var=a övlesini istivorum. divor Ecevit. ca3dâş insanın ağzından Bilivoruz M, artık Çehov'un dünvası deSilriir yasadıgımız za.manlar Çehov'un insanlan 30 fcilometre süratten fazlasım bilrrdvorriu: buffünön, insanı 30 bir fcilometre.hızı'fanıvor Çehov'un o pek ünlü eözlemcilifi bile dar sımrları asamazdıf bugüm'in insanımn bütün dünVavı eören cörifH )>:iten Inılaklan VHT. İ azarlık, hele gazete yazariığı gelir bir çıkmaza dayanır bazan. Çabala çabala dur! Bir adun gidemezsin ileri. Geri dönmeye kalksan olmaz. Yerinde saysan kendinden utanırsın Tam çıkmezın dibine vardığını anlarsın işte o anda. Kalemi. daktiloyu bırak çek git! Yurt dışma mı, >oırt içinde bir yerlere mi, nereye olursa!.. • Kaçmak mı diyecekler! Demediler mi? <Eksik Kaçak. diye de yazmadılar mıydı eskiden? Kaçmaktan başka yapacak şey yoksa? Kasaceksın. Kaçmak, kurtulmak mıdır? Değil, nereye gitsen kendini d« götürürsün çaresiz, Öyleyse?.. Duracaksm olduğun yerde, bir oda, bir masa, bir koltuk, bir eski yazı makinesi, bir yığın not, kitap, dergi, gazete, mektup... Güçsüz mü saydın Jcendini? Yıllar yılı yazdığıh bunca sozcük birikmiş tepene mi inmiş? Ne gereksiz yere kullandm sen bizleri, diyerek... Okurlann, verdiğin umutlann, yaktığın ışıklann aldatıcılığını mı duyuvermiş birden? Sen bunca güçsüzsen ne diye bi«e verdin bir şey\er, birtakım duygular, umutlar, mutlu anlar? mı demişler. »fclşte oturdum masa başma. Bütün gazeteleri kanştırdım. Koıtfmu? Yıgmla. Bir gazete yazısı daktiloyla bir tnıçuk sayfa tutM sık satırla. Ne olsa dolar. Al. falanca parti liderinin sözünü, bilmem hangi yetkilinin söylevmi, işte sana bir günlük konu. Ama yazdığın yazı daha önce yazdıklarının benzeri olurmuş. Olsun var«ın. Ben görevimi yapmış olurum ya! Hatta birçok okur «aman ne iyi, işte tam yerini bulmuş bir yazn der ya. Çoğu kez yapıyorum da bumı. Kimi aldatacağım? Sizi mi? Kendimi mi? Siz benden daha iyi bilmez misiniz her gün okuduğunuz bir yazan? îvi kötü doğru yanlış yönleriyle!.. •' Bıktım işte. Yazmaktan degil. îstediğiml yazamamaktan. Bakıyorum öyleleri var her istediğini yazıyor, bem de açık açık, hiç ürkmeden, çekinmeden. Belki yazmak istedikleri kolaylıkla yazılır çeşitten de ondan. Ben onları yazmak istemiyonım da ondan. Ne mi yazmak istiyonım? Bir günde eskimeyen şeyler. Okurumu uyutmayan, kandırmayan şeyler Derine inen, arayan. araştıran şeyler. Bunları yazamayınca başhyorum sıkıntımı anlatmaya. Bir yeryüzü sıkıntısı bu. Yani hepinizin yaşattığı, ortak olduğu bir sıkıntı. Bir geziden, bir duyarlıktan, bir izlenimden, ljir yeni, bir eski seviden söz açarak kurtulmaya bakıyorum ondan Y BUGÜNÜN KÜLTÜR VE KİTAP ÇÖLÜ GÖRÜNÜMÜNDEKİ ÜLKEMİZİ, BU DURUMDAN KURTARMAK İÇİN ÇOCUKLARIMIZA KİTAP SEVGİSİ, OKUMA ZEVKİ AŞILAMALIYIZ. Okuldan aonra da Pükümet ve belediyelere düşen Rörevier var lc bunlan da şövı? sırafamaK mümkündür: 1 Yırmi yıllık geçnuşi. olan Çocuk Kutüphaneleri'ni gehştiımek. yaygınlaşörmak 2 Çocuk kitaplıklannda görevü kişflerin pedagojik formasyon almış olmalarına özen göstermek. . 3 Nitelik baltımınaan « v kin çocuk kitaplan yayımlainak. 4 Kitaplan yine seçî.m citelikle yayrmlanacak çocuk dergileriyle takviye etmek 5 Kâgıt ve oasım eyierlerinde önemli bir ucuâuğu sagiamak.. Behzat AY para kazanmaktadırlar. PedagoJik formasyonu olan ktmseler ise, parasızlıktan bu işe yanaşmamaktadırlar. Yayımlanan çocuk kitaplannın yanlıs lçeriğine, bozuk diline bakıp dudak bükmektedirler. Eğitim Bakanlığınca bu İşe el atılmamaktadır. Son blrkaç yıl içinde bir iki günlük gazete ile banka bu kftrlı işe sanki görevleri tmişcesine başlamıs bulunmaktadır. kitaphk gören çocuk, kitabın yaşamda gerekliliğîni kendiliğinden sezer. Hele evde, anababası veya kardeşleri kitap okuyorsalar, ço , cuk da ister istemez kitapla ikgilenir. Giderek okuma zevkini de alır. Hele evde, okuma saatle, rinis düzenlenmesi. çocuklann okuma zevki kazanmalan için çok etkin bir yoldur. Halit Ziya Uşakhgil, «Kırk Yü» adU anılarında, dedesinin. kitap okuyuşu Ü3 ilgilenmesinin okuma zevkiru kazanmasma yolaçtığına değinir. , Ziya Paşa'mn okuma zevkini al' masına lâlası sebep olmuştur. Reşat Nuri Güntekin, okula gitnediği bir yılda babasmm kitap . lığından sördüğti yaran şöyle an latıyor: «Bu boş senenin eğlencesi de babamın kütiiphanesinde , ki kitaplan, hastanedeyken ve hele birkaç ayda bir Kumkale ve Seddülbahır'deki on bes günlük nöbetlerine gıttiği zaman, öbek öbek yere sermek ve yüzü koyun aralarına yatarak onlarla eğlenmekti..» Bugün Cumhuriyet in yazan hikâyeciromancı Cktay Akbal. daha 1909 da Natozs, de Naam'ın «Karabibikmaden sonra. «Küçük Pasa» adlı ilk köy romanını yazan dedesi Ebubekir Hazım Tepeyran"dar. «Hiç etkilenmedim» diyebilir mi?. Kısacası, çoctıklara ilk okuma zevki evlerde kazandınhr. Yetfr ki çocuklar. okuyan anabaO3İa nnı . suçlandığına, kitapların vs kıldığına tamk olmasınlar. Evden sonra okullara düşer. Okullarda mutlaka okul kıtaphğı kurulmalıdır. Bu kitaplıklarda okuyan öğretmen ler görevlendirilmelidir. Okullar da kurulacak kitaphklara çocuk ların kolaylıkla Rİrmeleri sağlan malıdır. Serbest okuma saatlerine özellikîe çok deger verilme lidir DÜSMAN BU KAFA 80 yıl bul Dfle kolay! Karanhk eolgeü hantal bir d3nyadan aytfınlık. gerinen canlı bir dünvava ulaştı insanlar Ayıptır . böyle bir dünyada Çehov'urı kahramanlan gibi yaşamak. Sözler yf ( davranıslann satıtalifî arkatTna tuzaklir kuriıp av bekJeme k. ilkel, vahşi bir tutumdur ve korkunun gerçek kaynaSıdır. Tedhisin kanuna uygunu ve kanunsnzu yoktur. Vahsı bir seydir parcalamak. yoketmek. ezip geçmek döşüncesi ve duygusu Bizl ezip voketmek kampanyası açtılar dive yakmıyoY bir oarfi lideri Siride» fikirle eeldl mi. acı«!i kursun ve sopanınkini bin kat eeçer Niçin oarcalamak. ezmek. voketmek lcterler' Ere\it «Batıda. pek coîıı ibtidarda bnlanan iterici narlilerin do?roltn<mnds tek partiyfz dive bize tabaramülleri vok» divor. «Doinıltnsnnda» demekle. «ilerici bir parti olmsya yönelmi<!» anlamı verivor sözlerine CHP'nin dipten doruŞa nasıl bir tazelenme ihtivacmda olduğu son olaylarla mevdana çîktı 19S5 secfmlerinden <:onra ileriei blr parti olmaSa vörıelmis. bir eaŞrtas sol muhalefet. partişi olablîme gavretine <ftl<rmüs CHP bugünripmofcra<!İnindiîsmanı eibi .göröTmek Meniyor da, yokedilmçsinc .çalısılıyorsa. , düşman .meydanda •'.'•'•'••+ J'• . Düşman bu kafa. ' T"'.*. Sonuç r • r.W« Ama diyeceksinb. ki bunca sorun varken ortada. Binlerce konu ağırlığını duyururken. Büyük yığınlar yoksunluk. yoksulluk acısı içinde çırpmırken. Ezilenler daha çok ezilir, ezümeyenler daha çok susar, ezenler daha Cok ezerken. Gözvaşlannı içlere »kıbrken.. Acılar gündelik ekmeğimiz olurken... Bunca dert, acı. sıkmtı. ıstırap orta yerde, biliyoruz. Bilmekse bunu, evet hepimiz bfliyoruz. Öylevse niye çözüm yollan aramıyoruz? Aratmıyoruz? Aransın diye direnmiyoruz? Yazılâr yazmıyoruz durmadan? Yaz•ak, yazabilsek bir şey olacak mı? Böyle kuşkular başlayınca yanm kalıyor bütün çabalar. Yanda kalıyor. Evet, yazarlık en güç koşullarda yazıtıakla kendini gösteTİr. Rer zaman yazabilmek, kontışabilmek, sesini duyurabilmek.. İyi mi kötü mü? Belki susmak, bir köşeye cekilip unutmak, unutulmak çok daha iyi, çok daha yararlıdır. Bazı zanıanlarda bazı insanlann susmalan konuşmalanndan daha.yararlı clabilir. öyle biriyseniz susun zamanmda. Ben kendimi susmakla anlamlı şeyler anlatabilecek biri saymıyorum. Yazmak. yaşamak demişim bir keî. Yaşamayı, yazarak duymaktan yanayım. Okurlanmı ortak etmişim bu duyarhğa, bu havaya. En sıkıntılı olduğuro anda da oturdum mu konuşuyorum, dertieşiyorum okurlarımla. Bir bıkkınkınlığı anlatrnak için de, yazı yazmanın sıkıntısmdan kurtulmak için de.. Yazmalıyım diyorum. Okurlanm niye böyle acılar, «tkuıtılar İçinde kıvrandığımı anlayacaklar. biliyorum. îçimdeki tek güven, huzur duygusu belki de ondan. Evet, ondan». , Oysa kitap çocuğu İyi, güzel düşüncelerle karşı karşıya getirmelidir. Çocuklann yönsemelertoin iyi yöneltiunesine, yüceltilmesine, gellştirilmesine en etken araç olmalıdır. Çocuklann düşünce güçlerinin, bilgilerinin, gü' zellik duygulannm artmasina ya ramalıdır. Çocuğa. varlığı, çevresi, evrenle ilgili sorunlan çözme de; çocuğun içinde bulunduğu Çocuklar zaten kimi yayımlarzamana uymada, kendisine güven la ba.şbaşadırlar. Herbiri bir kaç el değiştiren, caddelerde eskimlş, duymasında basanlı olmasmda, yaşama uyumlu bulunmasmda olsalar da satıldıklarını eördüyardımcı olmalıdır. Çocuğun kegümüz vurdulukırdılı kitaplar lime hazinesini geüstirici olmavar. Çocuklar beyin besinini(!) lıdır. Çocuğa araştırma ve lnceokuma zevkinl (!), kitap sevgiletneye sevketmelidir. Çocuğu, sini (!), dnyRu eğitlmml (!) bun günlük kaygılardan, korkulardan lardan alıvorlar. Bu vurdulukır* uzaklasnrmalıdır Okumayı sondıü kitaplar. çocuklara. sorunlasuz bir zevk. ihtiyaç olarak tatnnı kaba güçle çözmeyi aşılatırmalıdır. Çocuklann, edebiyat maktadır. Bir de kolay olduğu ve öteki güzel sanatlarla tlişki için. çok bol basılıp yayilan bol kurmasına yolaçmalıdır. resimll, az yazılı kitaplar var. Bunlar da çocuklan zihin tembel Bu niteliktekl Jdtoplann ise. liğine uğrarmaktadır. Hattâ rekuşkusuz çocuk edebiyatını, çosim aptalhğı. kimi yerlerde de cuk psikolojisini ve pedagojivi okuma aptalhğı denilen bir cins bilenlerce hazırlaması (jerekmekhastahğa vakalatmaktadır çocuk tedir. Avnca yazarlık güçlerinin, lan. temiz TUrkçe kullanma yetenekÇocuklar için kitap vayını gelerinin de bulunması gerekir. lişi Rüzel vapılmaktadır. Bu iş Böylesine önemli bir iş, rastçocuk psikolojisinden, çocuk ede gelelikten, kargaşalıktan kurtabiyatmdan, pedagojiden . haberi nlmalıdır. olmayan kişilerce yürütülmektedir: salt ticari amaçla. vapılmaktadır. Parası olan düdüğü çaldığı için. parası olanlar bu lşa saÇocuğa okuma «evki başta, evnlmışlardır. Katlama usulünde lerde kazandırılır. Yaşadığı evde Görünüm Bügun kültür ye kitap çölil görürjümünde olan jilkemizi, bu çöl durumundan 'kırrtarmak için, yarının yetişkinleri olacak olan bugünün çocuklarına basta kitap sevgisi, okuma zevki aşıîamak durumundayiz. 3unun İçin ^erekli ti{izlik've özen gösterilme^ lidir. Kitap, sevgi gören Wr. a* raç olmalıdır. Otaıma açlığı çeken bir ülkede, kitap, ekni^s, 0bi «Aziz» görülmelidir. Koca bir çölde «Vahanlar diyebileeej'rrz yaytnevleri, kitabevlvi, yazarlar çizerler kurutulmaya değil gelistirılmeye çalışılmalı. Okuyanlar mağdur edilmemeli, gerekırse de ğerlendirilmelidir Sanat üntTHeri saygı İle karsılanmalıcbj. Ş5yle bir ortam içinde yasayin sav gın davranış ve tutumlara tanık olan çocuk, kitaba. okumaya, kültürlü olmaya vönelır. Çünkü çocuk gördüklerine. örneklere inanır. Ancak böyle olursa, «Çocuk Kitaplan Haitasınnda yapv lan konuşmalar için «Amma da rıartaval atıyor büyüklenmiz» demezler. Çocuk yaşadığı ortamda biçimlenir. Olanak bulursa. yeteneklerini gelistınr. örnekler yönsemelerini, efilimlerini çizdirir. Okumayan bir toplumda çocuk . ların kitap sevgisi. okuma zevki kazanması pek çok güçtür. Okuma zevkj denen şey gerekli iklim de oluşur. Savaş içinde bulunan Vietnam'da orta çızgide bir şür kitabı 20 bin satarken. bizde en kabadayısının 5 bme bile ulaşamamaçı, samnm üzünç durumumuzu yeterince kanıtlar ve çok söz etmeye jrerek « • « • • • • •• • • • « « •• • •• • • • • « • • > ••• « Çok' kıymetü annemiz, kardeşimiz, teyzemiz. kayınvaldemiz ve Perikövlülerin kıvmetli hocalan emekli öğretmen; Nakiye GönençHn aramızdan ebediyen irtıhalinde evımizı ve kabrı zıyaretle. çelenk ve telgraf göndererek ve telefonla büyük aeımızi bizlerle be raber paylaşmak lütfunda bulunan bütün akraba dosr ve arka daslanmıza ayn ayn teşekküre teessörümüz elvermeriıgınden saym gazetenızaracılığı ile minnet ve şükranlanmızj sunanz. ' • .>* i < r •. . • AİLE ADINA . .; > . " . • ' . Oğln: ŞAHAP GÖNENÇ Okuma zevki , •! « Damadı: Diş I'abib. ORHAN rÜZÜN : • m •>••••*••••>*•»«• tm •• w ••» • • • • » • • • • • • •• • • • • ^ • • • »• • • • •• • • • • • • ^ • • • • •• • • • J (Cumiıuriyet 8290) TOPRAK MAHSIJLLERt OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE1S 5000 ton uzun taneli pirinç ithal edilecektir. Bu ithalâta ait tafsilâtlı ilân İle mukavele örnegl Genel Müdürlüğümüzden (Satıs Müdür'ügünden) Afyon, Ankara, Diyarbalar. Erzurum, îstanbul, îskenderun. îzmir Konya, Samsun Bölge MUdürlüklerimizden bedelsiz olarak temin edüebilir. llgilüere duyurulur. ' (Basın 23936) 8281 OİTİMi KURLNVILARINİ İSİDİR İLÂN Taşova Beledive Baskanlığından 1 Beledlyemise ait BMC. marka karnyona üç tonluk su sarnıçlı arazöz imâl ettirilerek konulacaktır. Bu lş 3490 s*yılı kanunun 31. cl tnaddesi geregince kapalı zarf usulil ile ve eksiltme sureti i!e vaptırılacaktır. 2 Ihale 8.12.1972 Cuma günü saat 15.00 de Beledlyede Encümen huzurunda yapılacaktır. 3 Muhammen tteşif bedeli 120.000 lira olup geçioi temlnao 72M.00 liradır. 4 îhaleye gireceklerin 1972 yılı vizesini havi "ncaret Odası belgesirii. kanunl lkâmetgâhını gösterir rotoğraflı ilmuhaberi. temlnat mektup veya makbuzunu, asgari beş Bdet i> faiye arazözü imâl ederek teslim ettiğine ve bunlann kusursuz çahştıgına dalr Beiediyelerden ahnacak vesikalan teklif mekttıbuna eklenmesi şarttır. thaleye giren şirket ise ayrıca 2490 sayılı kanunun 3. cü maddesfnde vazılı belgeleri do eklemesi meebtıridir. 5 Bu ise ait şartname Belediyede görülebillr ve isteyene gönderfllr. ' 8 Teklif mektuplarının ihale saatlnden bir saat evvellne kadar Beledive Başkanlığına verilmesi jarttır. Postada vft'ri gecikmeler dikkate alınmaz. (Basın 23954) 8280 FEN BİLİMLERİ MERKEZİ IÜNIVERSİTEYE HAZIRUK Merhum Moea Muhsin ve merhum Hatlce'nin oğlu. Nuriye Bayertn esi. Orman yüksek Mühenditl M. Zekâl Bayer ve Ayten Karabiber'in twbası, Eczao Kimyager Itmet Soraer. Leman Erkan ve raerhum Dİ3 Tablbi Sami Bayer'in aSabeyleri. Seyhun ve Ceyhun Karabiber'in dedeleri, Esen Bayer'in kayınpederi, Elektrik MUhendisi Kemal Karabiber'in enistesi. Neyire Somer'in kayınbiraderi, Eczacı Sezen Ahıska ve Sema Somer'in amcaları, Samiye ve PaJcize Baycr'lerin dayızadeleri. ailemizln büyuk varlığı fcıymetli insan Baktertyo!ogV»teriner Hekim VEFAT ZEYNEP KIZaKOR 11e UYGUN KIZILKOR Ogulları ALİ'nin doğumunu dost ve akrabalarına müidelerler. 18 Kasım 1972 Gfizelbahee Klinl£i Cumhuriyet 8225 : DlSİ TABİBİ unıversBfe HAZIRIAMA • 6 ARAUK (Motü Ue RVHİ ŞIMŞEK NisanlandıUr. 235) 8276 CT7 Beykoz Ortaokulu Müdürlüğiinden 1 Beykoz Ortaokulu kalorifer ve sıhh! teslsatı onanmı işl 2490 sayüı kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulü eksiltmeye konulmustur. 2 tşin keşif bedeli 45.373, liradır 3 Eksiltme Îstanbul II Sayılı Okullar Saymanhgında thale Komisyonunda 8/XII/1972 Cuma günü saar 10J0 da vapıîacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak okui müdürlüğünde görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için tsteklilerın: A (3402.97) lirallk geçıcı teminatlni B 1972 nlma ait Ticaret Odası belgesini C Müracaat düekçeleri İle mrlikte verecekleri ekstltmeye çıkanlmış olan İs tutannın yansı kadar bir ışin kabulünü yaptırnus olduğuna dalr İş bitirme belseslnl *braz suretiyle Vllâyet Belge Komisynnundap alacaklan yeterlik belgesini Komlsyona vermplen lâzımdır S Yeterlik belgesî alınması için tati) günleri naric Uç gür ev vel müracaat edilmesl gerekHdlr Telgrafla mttracaathu1 ve postsda vakl gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Baım 24106) 8282 Orhan TÜZÜN Tel: « » «2 GALİP BAYER 18/XI/972 tarlhlnde Amiral Briıtol Hutahanesinde Hakkın rahmetine kavusmustur Cenateti Pazartesi (Bugün) 20/XI/ 1972 tarihinde Pendik Merkez camlinde kılınacak ösîe namazını tnüteakıp Pendik mezarlılında ebedi iıtlrahattrahına tevdı edilecektir. Mevlâ rahmat eyley» AJLESt Saat: 13 Sit Samatya Caa No. €00 | KayıtUırı dsvarn «diyor BSŞİKTAŞ ÇlRAâAN CAO. 71 TEL: 48O0BO .V İ 4 Cumhuriyet 8285 9824) 8273 Cumhuriyet Senatosu Satınalma Komisyonu Baskanlığından Dairemlzin ihtlyaeı İçin Atatürk'Un yağlı boya portresl, özel çerçevesi ile 2490 sayılı kanunun 46*ncı maddesinin (E) fıkrası gereğinde pazarlık suretiyle ve beğenllmek şarüyle satın alınacaktır. Taliplerin, teklif mektuplannı ve eserlerini 27.11.1972 Pazartesi günü saat 14'e kadar Cumhuriyet Senatosu Levazım Müdürlügüne makbuz mukabiliode teslim etmeleri ilân olunur. A. 18340 3419» 8293 t.T.Ü. Elektrik Fakültesi Dekanlığından: Pakültemiz Elektrik Tesisleri Kürsttsünde Aydmlatma ve îç Tesisat Bölümünde çalışmak uzere AStSTAN ve LÂBORANT almacaktır. tstekUterin Faktilte Sekreterliğine müracaatlan. (Basın 24086)