29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: mak amacı ile, modern girdiler ve işletmelerin yapısuıa dokunacagız. ta, dagılımı en etldn tanlarda yapılamamakta ve tanmsal sektordeki Urün v» verim artısı, bunlara ragmen, dogaya beğiı kalmaktadır. Üretim ve verimi belirleyen diğer sosyo ekonomik nedenlere, bıraz ilerde degıneceğımızden, yukanda sorulan «girdilerin artışı» ile ılgili noktaya dönelim. 4 •"" Men bir kısmuu oluşturm» i n C | Y I L I gösterge1901leri, temeti hububatın oluşturduğn, gıda maddelerinde hayvansal yapılı proteinlerin payını % 10 olarak yansıtmaktadır. «Türklerin aldığı hayvanî asıllı kalori yüzdesinin azlığı, aslında büyük bîr nüfus kitlesinin bitkisel ve çeşitsiz besinlerie yetindiğini anlatmaktadır (49). IRRIMSOL DEVRIM Sınıtlı faknl onlamlı başarı T Or. Beşir HAMITOĞÜLLARI Son yıllard», tanmsal sektörde, toplam olarak kullanılan modem girdilerdekı büyük artışlara ragmen, pamuk, pancar, yas meyva gibi sımrlı bir kaç Urün dışında, büyük olçüde üretim ve verim artışlanmn saglanamadığını göTduk. özelllkle son üç yılda, yer yer gelişme yerine, durgunluklar gerilemeler izlenmektedir. «Tanm kesimi, fittikçe artan miktarlard» modern girdi tüketirken, üretim artıslan bunnn çok gerisinde kalmaktadır» (64). Bunun nedenl nedir? Yurdumuzda tarıma, ekine uygun alarüar, ülkemız yüz ölçumünün ",030'unu biraz aşmaktadır. Bu topraklarm, büyük bir kısmı verimsiz kısır sayümaktadır. Bundan ötürü, her yıl nadasa bırakılan topraklar, işlenen tum topraklarm bazen •/»30'unu bile aşmakta ve zaten çok geniş olmayan tanm yapüabilecek alanı daraltmaktadır. Bu sauıh topraklar uzerinde, her yıl hızla çogalan bir nüfusun baskısı vardır. Miras hukuku uygulamalan, bu yetersiz toprakları daha da yetersiz hale getirecek tarzda, parçalanıp ulalmalannı ve tanma elverişli hale gelmeleri olayım hızlandırmaktadır. Toprak açlığı öteslnde, memleketimizuı kurak iklimi, topraksal dagılımla uyumlu bir ilişki içinde degildır. Yagmura en çok thUyaçı olan Orta ve Güneydoğu Anadolu gibl bölgelerde, az yagmur, topraklann oransal olarak daha az oldugu veya ekime uygun olmayan yerlere ise çok yagmur dusmektedlr. Memlekettn en lyi top raklan is« kıyı bölgelerde toplanmıştır. Sulanan topraklann alanı ool8 sevıyesinl aşmamaktadır. Gübreleme, traktör, llâçlama, tohumluk tanmsal kredilerdeki artıçlara ragmen, lhtiyaçlara oranla yine yetersiz kalmak YÂRIN: tKİ TEMEL YANLIŞ a GİRDtLER ÜRETtMİ VERtMÎ NEDEN ARTIRMIYOR? ENELLEMELERİN yapılmasma en az uygun olan alanlardan biri de ekonomidir. Fakat kalkınması engellenmiş, bızimkısi gibi ülkelerde, en çok başvurulan ve yapılan seylerden birisı de galiba, «bu genellemelerdir.» mesi gerekir. Bu gereğe biz de tisi gibl unsurların, iyi organlbasına bugdayds, 1049, çavdar °»76'yı aştıgı belırtilmekte ve uymağa çalışacagız. sasyonun etkisi büyüktür. da 1032, arpadfl 1246, rmsırda «34 yıl önce, dekar başına bugEkilebilen toprakların, mceÇukurova ve Ege bölgesinde 1548 kgr.dır. 1961 . 1964 arası ise, day veriminin, 100 kilo oldugu, bugün dönüm başına 610 kılo ci lik olarak genışleyebılmenin son bugdayda 1078, çavdardfl 1063, günUmüzde ise, bu verimin 114 DP.T. da(50\ nüfus basına varında pamuk Uretilmektedir. sınırma varmış olması, mtehk arpada 1233, tnısırda 1219 kgr. kiloya yükseldiği, Türkiye'de bug hubub&t tüketiminin yüksek ol dır (50). Kıyı bölgelerinde ekimi On yıl önce bu r&kam 300 kilo ci olarak İse, erozyonun yayılışınday üretim alanı genişlemesi neduğunu ve ortalama şahıs ba yapılmakta olan bugday çeşitlevarında ldi. Pamukta venm, A da yoksullasması, bölünmesi, udeni ile verim artmış, fakat bişına 228 kgr. düştüğünü, köylermerika'daki ortalama pamuk ran falmasi, fazladan İnsan aklından rınden ise, 1968 1969 yıÜarı arım alanmda verim arunamıştır» de bu ortalamanın 270 kgr.a yükçok, doğanm etkısınde verim ve dımanını bile aşmıştır. Böylece rası, dekar başına üretim, 110 • denilmektedir. selırken, şehirlerde 140 kgr.a lnsaf pamuk Uretimi, 1960'larda üretim gücttnU, yiürmesi ile 120 kgr.dır(50). Bir diğer kaydığıni belırtmektedlr. Beslenme 175200 bin ton civarmda bulu hızla çogalan doğal bir nüfus nağa göre(53), 1968'de bugday. 2 SINIRLI, FAKAT nuyorken, halen 435 bin tona yük arasındaki dengesizlığe, önce yönünda de, şehir üe köy ara da hektar başına 1154 kgr. verim Emdaki adaletsizlik bir yana, alınmıştır. yoksulluk, sonra açlık girer. îzselmiştir, 196Q'da 80 bin ton olan tahıldan gıdalanru saglayan mllpamuk Ihracatı, 1965'te: 175 bin, lenmesi üzüntü veren yönil ile, ANLAMU BAŞARI... 1969'da: 245 bin tona yükselmiş, memleketimiz, tesadüflere ve söDiğer lilkelerle bir karşılastıryonlann «bilimsel açlar oldnğu», ma, bugdaydakl gerUiği daha da mürü çarklarına terkedilmlş, bir bunun ise, hem kısa, hem de AHILDAKÎ başansızlıga kar sagladıgı 125 mllyon dolarUk dö1959 yılına virle. tüm ihracatm Vo23'ünÜ kar tanmsal sektorde, verımi ve üreuzun süre bakımından, başta in sıvrileştirmektedir. şın, son yülarda, pamuk, pan göre: hektar başına, buğdayda asanlann ve doğal bir sonuç olacar, kenevir gıbl sanayi U şılar duruma gelmiştir(57). Yu tımi arttıramadıgı içın, yoksullınan verim, B. Almanya'da: 3.380 rak, ekonomik gelişmenin bir rünleri veriminde, önemli ve u karıda andıgımız unsurlara ilave luk asamasından kurtulamamakkgr., Belçika'da: 3500, Danimarten, çiftçilerin bu sanayi bitki ta ve açlık tehlikeslnin tehöidi al freni oldugunu, şimdilik belirt ka'da: 4.100, Fransa'da: 2.600, yancı gellsmeler gerçekleştirillerinin gerektirdıgi modern tek tına girmektedır. Memleketimızmekle yetinelim. 196364 yılmda Norveçte: 2.150, tsveçte 2 650, miştir. de, tanmsal üretimin, yıllık nünolojinin koşullarına, uym&lan, İse. halkımızın aldığı «protefnin Isriçre: 3.300, Ingiltere. 3620, 1955 60 arası, hektar başına fus artışı olan O'o2,7'nin altına uyabllecek duruma getirilmele•.83.4 ü bitkisei ve geriye kabuı Yunanistan: 1.520 (1958 için) kgr. şeker pancan: 18226 kgr., keneinmeye başlaması ve tanmsal gv rınin, eklenmesini ve aynı veya Î'ıl7.6'8i hayv*nsaldır»(51). dır. (54). vir: 778, pamuk: 267 kgr. lken, benzer, gerekll kosullann yaratıl da maddeleri ihtiyacınm ithalâtBuna ragmen. daha 1967 yıhn1961 64 yıllan arası: Şeker: la karşılanmasmm gelenek hahBir lncelemeye göre (55), memması halinde, diğer tanmsal U da, DP.Teşkilfttı, «tarnmls ve leketimizde bugday ekim alanı23.290 kgra, kenevir. 803, pa rünlerin veriminl artUrabihne ne gelmesi, son üç yılda giderek rimlilik benür çok dfişuktür. Bn nın, son 34 yıl içinde yüzde yümuk: 396 kgr* yükselmlştir (56). ekonomik kaltanmanın yannını nin mümkün oldugu, bu deneme Sriin hektara 10001150 kçr. olan zün Uzerinde artarak, 4 mllyon En bUyllk başan, pamuk alada tehdit etmeğe başlamış bulunUe ortaya çıknus oluyor. buğday verimlilifci önfimüzdeki maktadır. hektardan 8 mllyon 250 bin hek nındadır. Sinal bitkilere ayrılan beş yıl içinde 1.300 kgrj aşamaz tara ulaştığı halde, dönüm bası1.160.000 hektarlık bir alanın, 713 3 BESLENME Halkımızın İyi beslenebilecek sa, tanmsal sorunlann agırlıgı na bugday veriminin çok düşük bin hektarmı sadece pamuk dolekonomik bir aşamaya getirümedevam edecektir» (52), demek kalarak. ancak 14 kgr.lık bir ardurmaktadır. Doğanın kaprislerin VERtM si, yalnız ahlâkl bir gereklilik tedır. Daha önce belirttiğtaüz gi tış gösterebildigı belirtilmekteden, insan aklının egemenligine degil, îakat kalkınma ıçin de bir bı, plânın hedefleri, gerçekleşe dir. Aynca, modern teknolojinin alınabllen tek tanmsal Urün, paKALKINMA zorunluluktur. Verimi arttırabilmemiş oldugu için sorunlar ağır uygulanmasını engelleyen en ömuktur denilebıUr. Bunda, hiç mek, yorgunluga, açlıga, hastalaşmıştır. kuşkusuz, pamuk tarlalarının çok nemli unsurun, işletmelerin külıklara karşı dlrenmek. lklim, lukla, bereketll bblge T« toprak•NSANLARIN yetersiz beslen yaşlılık sonuçlanna ancak denBugday ürününde, hektar bası çuklUğü olduğu, saptanmakta ve larda bulunması, sulama, gtibreImesi, açlıgımn, yalnız eko geli ve yeterll bir beslenme ile na verim en yüksek seviyesine, Turkiyede 100 dekardan küçük 'nomık sonuçları ile degil, on karşı konulabilir. 1248 kgr. üe 1953 devresinde çık işletmelerin toplamının, tüm lş lem«, makine gibt modem girdilerin, pazarlama iyilesmeleri, tadan da önce, «insanî» yanı dolamıştır. 1960 yılında ise, 1097 kgr. letmelenn ''090'ını içerdigi, 50 İnsarun ilk özgürlUğü, yemek lep sevıyesi, tıyat, piyasa garanyısıyla, ele almması ve incelen yemektır (58), dır. 1955 • 60 ortalamssı hektar dekardan küçük olanlann İse, çünkü aç adam hıç bir şeyden haz alamaz; özRürlükten bile. Gıda maddeleri, kalkınmanın temel unsurunu oluştururlar. Zıra, sadece tüketim konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU dizisinde, ılk sıradaki ihtiyacı karşüadıklan tçin değıl (59), fakat fazladan. insan çalışmasıtun(60i muhtaç oldugu enerji kaynagını sagladıgı ıçln üretimin de (61) bir unsurudurlar, beşerl makinayı oluştunırlar. Bundan ötürü, en önemli yatınm olan beşerl yatınm ıçm de va»geçılmez bir özdürler (62). Böylece. tüketim tarafı, ürettm tarafı. hattfi yatınm tarafı ile gıda maddeleri, kalkmamamıs bir Ulkede daha da önemli işlevleri (fonksiyon) görilr. Klâsik iktisatçılar, şayet. gıda maddeleri ekonomisine, lftyık oldugu önemi vermediyseler. bu o andakl ekonominin, daha dognısu bu ekonomistlerin. mensup olduklan sosyal smıfları veya sorunlannı tnceledikleri sınıf İçin pda maddelerının söz konusu edilmedlği ve sanayi devnminden sonra, ıkinci plâna itildiği bir kalkınma asamasma eelmiş olrnalanndandır. Bir diğer deyişle, kalkınmış bir ekonomide, gıda maddelerinin marjınal yaran «hiç» oldugundan. orada Üretim çoğaltanı, gıda maddeleri tüketiminin işlevi olarak ıhmal edi' lebılir bir hale gelmektedir (63). 6 Tanmda kuUanılmakta olan modern girdiler konusu, buna bir örnek sayılabilir. Gerçekten teonk olarak ve belli koşullarda, modern gırdl kullanıldı mı, tanmsal Üretim verim belli oranlarda artmaktadır. Fakat bir diger koşullarda iyi işleyen bir yöntemi, sizin sahip oldugunuz ayn koşullarda uygulamağa koyuldufunuz ve iyi sonuç alamadıgmız takdirde, suçlu yöntem midir, yoksa bu yöntemi etkin kılacak bütün koşullan hazırlamadan uy gulayanlar mt? Bireysel kullanımın tutuculugunda, maliyeti büyüten ve yılın büyük bir kısmında «atıl» halde bekleyen 90 bine yakın traktör, tarla yerine, değirmene giden tohumluk bugday, etkill kullanılamayan gübre ve şu koşullan hazırlanmadan, denenmeden ekilen, büyük sonuçlar beklenen, fakat umutlar kıran UnlU «Meksika Bntdayı..» Daha da arttınlması mümkün ör (49) Memduh Ayttir, Kalkınm» Yansı ve Türkıye, Bılgi Y., Ankara 1970. Sh: 111112. (50) Ikinci B.YJCJ»., Sh: 314, 238, 1970 Yılı Programı, Sh: 152. (51) Doç. Dr. Suat Aksoy, TÜrkiye'de Toprak Meselesi. Gerçek Y., tst, 1969, Sh: 90. (52) Resml Gazete, 12121967, Sh: 55. Anan: D. Avcıoglu. Türkıye'nin Düzeni, Sh: 308 (53) Prof. Dr. Haluk Cıllov, TUrkiye Ekonomlsl, tst. 1970 Sh: 186. (54) F.A.O., Productton yearbook, Roma, 1960. Sh 3SSI(55) Milliyet, 1321971. (56) t^.YJCP, Sh: 338, tabl« 117. (57) Dr. H. Cillov, Pamuk lan Artış Gösterdi. Milliyet, 26.11.1970. (58) Arthur Wauste», (Belçfl»' nın. FJl.O'daki komitesinin ilk başkanı) 1947. (59) Platon. IM Republlque, n , 369 d, cite in 6. (60) Bull. de l'İnstitut lntern». tional de Statistiques. IB, ' Sh: 39, Roma, 1895. (61) M. Cepede et M. LengelM, L'^conomie de l'alimentation (coll. tQue saisje» P.U. F.) (62) M. Cepede, Demographi» «t dâveloppement, Progres et agriculture, no 1, Cahıera d» 1'İ.SJE.A.. suppl. 22, Şubat 1962 (63) Cepede et LengeUe, a.g e. (64) Prof. Dr. GUlten Kazgmn, 3. Beş Yıllık Pl&n ve Tanm, a.g.m. Cumhurıyet. GÜNAIIKAR KRALİÇE ez Tahsin BERKANO 48 Böyle bir sey demedim Haluk. Bans sokuldu, elimi tuttu. öyle ise «eviyornm sandıtı yavnım. Genç*in, gttzelsin. Fakat henfiz kalbin son sözüntt »öylememiştir. Flört ettiğin adam kimdi? Bilmiyorum niçin ona Doğan'dan bahset. mekten kaçtım. Her seyden evvel dostum olan ve kendisine pek çok şeyler borçlu olduğum bir aile çocuğunun hislerinden hafifçe bahsetmefi çirkin buldum. Ona Mikelo'yu anlattım. Beni dikkatle dinledikten sonra bir şey soylemeden gözlerini kapadı, uıun xaman yanyana, elele sessiz kaldık. îçimde coşan, taşan bir aaadet vardı. ÇamUnn büyüleyici kokrısu, deniılD mavisl, • ötede Heybeli'nİB yesili be> ni sarhoş ediyordu. Bu güzelliği daha derinden görebilmek için ben de gözlerimi kapadım. Başım dönüyordu sanki. Ne kadar zatnan böyle kaldım? Bilmiyorum. Benden knvvetli bir duygunun çekişiyle gözlerimi açtığım vakit Haluk'un yüzüme dikkatle bakmakta olduğunn gördüm. Bakıslan »caipti. Korku Ue karışık bir hisle ona gülümsemek isterken egildi, dud«klariyla ağzmu kapadı. Nefesim tutulacak, ölecefim sandım. Bu, bambaşks bir öpiiştü. Hayır, ne Mikelo'mm, ne de Doğan'ın dudaklan beni böyle altüst etmemiş, rücuduma bu ya> kıcı sıcaklığı verememişti. Mikelo denilen o adanu böyle öpmemiştin değü mi Seli? Bir çocuk fibi titrlyordnm. Sesim boğazımda tıkandı, cevap veremedim. Şündi sen de beni büerek, Isteyerek öp yvvrtnn. Ona itaat etmemek kabil miydi? füzfi, gözleri beni çağırıyordu. Istediği şeyi elbet yapacaktım. Dudaklarınu ona uzattım, gözleriml kapadım. TatU, sıcak tnzim benim. Şimdi yüzüme bak, bana beni sevdiğinl söy]e. Bunu çoktonberi düsünmüşüm, bu sözleri söylemek en tabil bir seymif gibl. Seni »eviyonnıı Haluk, dedim. Yuzânden blt «evinç dalgasi geçtl. Hetnea yerinden fırladı, kolUnmdan çekerek beni de kaldırdı. Haydl ridelim G&nseli, a?kımiBn ferefliM bir şeyler içelim.. Kolkola yfiriidfik, h»yır nçtnk. Onun yanında dfinyanuı 6teW wmn» gidebîlecefiml dft. şünüyordum. Haluk, ilk rastladıgunız arftbay* işaret ettl, biraz sonra iskeledrki |r&zlnolard«a birinde karşı karsiya içiyorduk. Bütun bpnliğinı bir heyeom ve «evp kaynagı halinde tit. riyordn sanki. BaktrkSy'e vardıjhmn camaa Halfkh eliml tuttu: SırnmiCT kimseye açm* levsiliiB, deA. Niçin Haluk? Bir zsman içia aeninle pzliden gizliy* sevişmek istiyorum. PeU Haluk. Bo fikir hoşuma gitti. Zaten onun her » » • yi öyle hos ve yeni td~ Onun yanınd» bütün ira. demi ksybediyonun, onun Istediği şeyl ben de İstiyorum. Halam, evlenmemis y»slı bir kız. Elbette ki aşk nedir bUmiyor. Ancelâya gelince, onun hayatındaki gevgi, tath bir sn halinde akıp gitmiş. Mberto'yu mntlak durgun, heyecansı» bir aşkla seviyor. Onuo gençfeen de böyle olduğundan eminim. Beni çok seven bu iki yaşta kadının içimden bir volkan sıcaklıği ve knvve* tiyle coşan ateşi anlamalanna Imkân var mı? Haluk'n «eviyorum, delicesine seviyorum. Hayatımda başka kimseye yer kalmadı sanld. O beni sanyor, ben] bfiyülfiyor. Ondan başka kimse yok. Onunla her gün beraber çıkıyoru». her ün bana biraz daha yakın, kollan beni daha sjkı sanyor: dudaklan beni daha çok yakıyor. Geceleri onu özlüyonun, sabahlan onu görmeden h»yat başlamıyor. • • (Arfcan n ı ) ÇOK DAHA FARKU DİŞİ BOND OTOMOBIL U&BAKET ED£B TİFFANY JONES İClM 3 METE£ 21 TAME tCA&*6 ee S GARTH 4LKINMASI engellenmiş bir ekonomide durum, kalkınmış ülkelennkmden çok daha farklı olduguna göre, yetersızliğı, diğer ekonomik alanlarda de belli olmuş «klâsik modellere», gıda maddelen alanı da ters duşmektedır Gıda maddelennin, nitelik ve nicelik olarak yetersizligi, çalışmakta olan lş gücüml, üreticileri, yaruun üreticilerıni (hamıle kadın, emzlren kadın), çocuk, ergin olan berkesi damgalamağa başladıgı zaman, tcalkınmaga cıd di bir fren teşkil eder AUşkanlıklaT, lnançlar (batıl), tabular ve kalkınma arasındaki bilinen etkileme, koşullandırma ve belirleme ilişkileri, gıda yapısı ve biçiminde de kendıni gbstermektedir. örneğin. Hmtliler protein yoklugu ve yetersizliğindei ıstırap duyar, açlıktan kın • hrken, «tnıtsal tmklen. Uah otduklannm farkında bile olmadan «özgür abidelcr» gibi ortalıkta dolaşırlar. Domuı etl. oalık etl, yumurta ve benzerlen gıbi temel protein maddelenni yemiyen mil yonlar vaşar evrende Buna karşın, alkol çay. afyon tüketiml bir çok yerde aşın seviyelere varabilmektedir. Burada lşaret edilmesl gerekll noktalardan bm de, yoksullaştınlmış tilkelerde. açlıktan, yeteri gibi beslenememekten ötürü kınldığı halde. vasak ve geleneklenn olusturdugu tutsaklığı aşamamak, iyi beslenememiş olmanın bir sonucu degildir. îyi beslenme, enerji, zekft, direnme arasmdaki sıkı ilişklleT hatırlanırsa, daha çok sebebi gib) kabul edt lebilir. Aç insan. yaratıcı ve verici olamaz, Uretemez. Çoğu kez, yoksul ve bilgisizdir. Enerjısız veya hastadır. rasyonel davranamaz. Yannlara uzanan projelere varamaz. Aç ve borçlu adam. aldığı ilâçlanmış tohumlugu, sunl prübreyi, tarlaya degil, çoklukla başkalanna satar. çünkü bu gtinün beş lirası, yannm yirml lirasmdan daha değerlidir onun İçin. Kısaca böylesi bir ortamda Irrasyonel davranışlann sının yoktur. Ovsa Üretim ve verimi arttırabllmek için, rasyone) davranış İlk koşuldur. K CİHBYET 18 «Alftkası yok bunun korktryla... Fakat kaderi fazla zorlamanın dogru olmayacagına inanıyorum... Kaderi ve şansı.. EHmizdekl gibi çapı çok büytik bir vurgundan sonra durmasım da bilmek gerek. Aksi balde İnsan alışkanhğa yenilir, yanhş bir adım atabilir . Bizimkı bir çesit tiryakilik Çevremızde dolaşan her türlü tehlikeye ragmen kolav para kazanmağa alış mışız... Kendimizi de fcurşun Işlemez sanıyoruz... Ama bır sabahın erken saatinde gözlerini açarsm, bir de bakarsm deliktesin... Eşyanın tabiatı lcabı bu daima böyle olmuştur, kıyamete kadar da böyle olacaktır .. K & 1 sık bır zorunluk arslanım.. » Türkçesi: Şehbal AYGEN nokta çıkmadı ortaya . » «Şansımız varmış demek. > «Plânlama sırasmda gozura den Kaçan bır ayrıntı yoksa sa yet neT şeytn tereyağından kü çekercesıne olup bıtmesı ger^ kıyor. Buna mukabtl tşın bır aa önce bitmes) içın sabırsızlanmıyor da değılim... Korktugum en dışe duydugum tçın degi) nma, rahatsızlıga benzer bır seyler hıssedıyorum bagnmda ..» «Paraşütle atlarken de ta» san dediğin gibi olur daima. Ama uçağın kapisına yaklajıp kendini boşluğa bırakıncaya kadar.. Sonra geçer..» «Bence mesele başka. thtl» yarlıyorum. Eskiden böyle olmazdım Su halde vaktinde bı» rakmalı mesleği J «Saçmalıyorsun reia.. Y« teşkilât ne olacak? Bu noktayı hiç düsunmedln mi?.. Sensiz halimiz ne olur kimbilir?.» Paoli susuyordu. Susuyor v« sabit gözlerle camın öbür tarabna bakıyordu. ttiraflar konusunda fazl» 0er! gidip gitmediğini düşümnekl» meşguldü. tçine kapanıklık v« az kotıi«Tnak eibi ça^roaz pren» sipleri vardı. Bütün başarılannı bu sayede sağlamıçtL Fakat bir kere baslamışVen vanda kesmek olmayacaktı. Sonuna kadar gltmeyi daha uygun buldu; «Doğrusunu istersen mne* lenin bu tarafı bana vız geliyor» Gemiyi tek bpsınıza idare ed«cek kadar büvudünüz, adam ol» dunta artık. Bensiz de devmm •debiLirginiz, pekâll» l 4 TARIMSAL BAŞARISIZLIĞTN NEDENLERİ B ÜRAYA kadar yer y«r jken ş«yle degindiSimlz basansulık nedenlerinl tamamla Paoli camı tadirerek elindeö lzmanti atta «Şu Marsilya meseleslne ıca rar verınceye kadar bır sünl tereddüte kapıldıfeımı açıga vurabl linm artık. Başlangıçta bana çok tatlı ve târüsız derecede kolay gelmişU..» Sen ner ışm en kolay tarafını bulmakla şöhret yapmış btr adamsın. Güçlüklerden hoşlandı ğını ds bıutııyordum Dur ba « Böylesine karamsar oldu kaUm... Büyük itıraflar günün gunu bilmiyordum doğrusu va..» desin herhalde...» «Karamsarhk değil, sadeoe «Beni en çok korkutan sey ileri göriiş .. dlye Paoli düzelrtl. güçlük değil kolayhktır..» «Hem senden gizlemeğe ne lü Jabeke, takdir anlamma gelen zum var .. Tonla para biriktlr bir ıslık çalmışü: dım bugüne kadar... Hesabıtu «Konriçyus gibi konuşuyorkatıyetle ben bile bilmıyorum» Mal, mülk, tahvil, altın ve da sun...» Paoli kendird zoTİayaraktan ha bir sürü şey.. Bu tehlıkeli yaşantıyı daha fazla sürdürme bir süre düşündü... Roma tmpanin anlamı kalmıyor... Bir kö ratorlanndan hangisiydi acaba şeye çekilir, krallaT gibi yasar, bu Konfıçvus? Bulamaymca da vazgeçtJ kafa patlatmaktao.. günümü gün ederim.» «Bak bu son dediklertn nis Ama yme de memnundu... Kenpeten mantıklı Tutar bir tarafı dine bir liyakat payı çıkarabillr di pekâlâ bu kıyaslamadan fitUmevcut hiç değllse...» Jabeke, ilâve edecek başka bir ra «Kapıldığın Mr sürO tered şey bulamıyordu. Paoli'nin ciddî konuştugu muhakkaktı... Rels düte ragmen sonunda ylne de bir şeye karar verdi mi dönmez karanm verdtn ama degil mi?.jı di bu karanndan artık. Meslekte dıye Jabeke sordu. «Evet. Meseleyl çok dertnle de böyle idi, özel havatmda da. Yanıldıgı, falso yaptığı. blöf he> meslne Jnceledikten sonra.. Ay vesine kapıldıgi görülmemlştt. nntalan tekeT teker ele aldım, Atöftı her adım kıyasıya saglam tarttım .. Muhtemel sonucu ha di... Çelme taksalardı bile dü;il sapladım... Genel durumu hasremezlerdl... ÇUnlrtl bastıgı yerl sas bir teraziye vururcasına gös daima bilmlş, çelme lhtimalle den geçlrdim...» rinl de şaşmaa bir titlzükle düs «Netlce?» kate almıştı. «Sakatlığa benzer hlçbbr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle