Katalog

SCÜMHURÎTETÎ :4 Haziraa ıonra, telefon kabinesine doğru yürüyecek ve böylece poligjn a. ğma rfü?ecekti. Bir ara hızla geri dönup polislerın elinden kurtulmayı denemedi değildi. Ama bu teşebbüs başarıh olma. dı. Ustelık peruk da, siyah gözlükler de düşmüştü kanşıklıkta. Ve Fernand Legros gerçelc kişıliğiyle, ortaya çıkmtftı. MİR KAÇ gün soora ELtnyr, JKbankalardan Femandın ver« i d i ğ i 2000 dolarlık çekin karşılığı olmadığını oğrenecek ofkesinden kuduracak hale gelecekti. Bir kez daha feci bir tongaya basmıştı. Ama artJk bu sondu. Hemen telefona sanlaraJc Fernand'ı buldu: 1 «Bu kadarn» Mç bir Altehın knta tanammül edemez, diye 'lfAjkırtlı. Ikîııizîıı de sırtımdan mflyonlar kazandığınızı çok iri büiyornm. laşlı bir inek gibi sağthmz beni yülarca. Şimdi sfittt hitti ineğin. Beş p*ram yok *u anda. Ama ne olursa olsnn seni mahvetmeTe kararlıyun. Bunu böylece kafana »ok! A J eak...» Çöküşe doğru I RTAKLIK kesin bir biçimde sona ermiş görünüyordu. Ne w ki Fernand'a Pontoise satışı için daha önce kaîalogta yer alan bir Vlaminck ihtiyacındaydı. Ne pahasuıa oîur«a olsun bir Vlaminck bulmalıydı. Bu araaçla Real'ın eldeki tabloları depoladığı yere koştu. Elı boş donmeyecekti. Nıhayet 8radı£ını bulmuştu. Bir peyzajdı bu. Bir yıl önce yapümıştı Elmyr tarafından. Hatta çok da. ha eskiden yapıldığı izlenimini veriyordu. Lessard hapsi boyla O madan bir haüa. önce tabloyu «eskitmek» için üzerıne koyu renkli bir vernık sunnüstü. Tablo bu yüzden sanki torlanmjş gıbi görünüyordu. Fernand'ın basını belaya sokan da işte bu tozlu gibi görünen Vlaminck olacaktı. Gerçekten de Pontoise mezatında, satış memurlanndan biri tabloyu «çok Jurli» bularak, hafifçe ıslatılmış bir berie ve tabii büyük bir dikkatle silmek isteyince, her şey ortaya çıkacaktı. Lessard'ın taoloyu eskitmek için sürdüğü ko PflHTE TABLOIAR Perde kapamyor, ama bilanço bir milyar yu renkli vemiğm beae bulaştıgını gorünce, satış memurunun gözleri hayretten fattaşı gibi acılmıştı. Na«2 olur da 1906 tarıhıni Uşıyan bir Vlaminck'in boyası çtkardı? Mezatın direktörü durumu öğrenince hemen polise başvurmuş tu. Fernand ise haben alır almaz, hiç değilse tabloları kurtarmak için, soluğu Pontoise'da aluuştı. Ama bosunaydı. Tablo ların altısma da «incelemek üzere» elkonmuştu. Fernand «incelemenin» sonunu beklemeyecekh. Talıhsızlıkler bir bırıni kovalıyordu. Pontoise skandalmdan önce Legros"nun muştenlennden olan bir antikacı satınaldığı tablonun gerçeJkligini teyıd etmek amacıyla ünlü ustanın dul kansı Bayan Marguet'ye göstermiş ve feci bir oyuna geldığıni anlamıştı. Böylece artık Femand'ın tablo satıcılığı raesleğı tarüıe karışnuş oluyordu. Ama hiç kimse onun sahte tablo işinden ne kadar kazanç sağladıgını kesin olarak öğrenemeyecekti. RANSA'nın onde gelen gazetelerinden Le Fıgaro'nun tahnunine göre Fernand 1961 ıle 1967 arasında bir milyar Turk lırası gıbi muazzara bir satış sağ lamıştı. Bu rakam ilk bakışta mubalağalı görünmektedir. Ama Elmyr'in elinden çıkan sahte tablolann sadece üçte birinden azının piyasaya sürulme olanağı buldugu düşünulürse bu rakam mübalagalı sayılmayacaktır. Fernand her şeym bitmek üzere olduğunu farkedince selkımti kaçmakta bulacaktı. Nitekim elbiselerini ve şahsı eşyalannı dokuz valize doldurmuş pahada ağır mücevherleri de cebine atarak. kırmızı Kadillagına atladığı gıbi İspanya'nın yolunu tutmuştu. Tabıi Henri • Martin'deki apartmanı terkederken dosyalannı ortadan kaldırmayı ihmal etmemişti. Elmyr, Madrid'tpn adaya dönduğunde villanm Fernand ve fedaileri tarafından tamamen işgal edaldiğıni gdrecekti. Adam iyice kaçırmıştı keçileri. Yastığının J.1tında rovelver olmadan uyuyamıyordu. Korkular içindeydi. Etrafındaki genç fedailer sustalı bıçaklar tasıyorlardı. Elmyr vıllasını «bu haydut surüsüyle» paylaşmak niyetinde değildi. A damlan kapı dışarı etmek amacıyla tbiza polisine başvurdu. Sonunda iş mahkemeye intika) etti. Yargıç, hayretler içindeydi. Gerçekten de vüla resmen Elmyr' in adına kayıtlı değildi. Sabıbı obnadığı evden başkalannı nasıl kapı dısan edebilirdi. Üstelik vüla herkesi barındıracak kadar büyüktü. Mahkeme başka turlu hareket edecek durumda değildi. Elmyr ağlamaklı olmuştu Ter içinde kalmıştı Gözyaşlarını tutamamıştı. «Altmış Ta$ındarım. Mölteciviın. Vatansızınt. Bir basımajım. Burada huzura kavuştuğumu " a >nıvordum. O.rsa Timlmışım. Çilem devam ediyor» diyordu. Iyice umutsuzluğa kapılrnıştı. Sonra Fernand'a donerek, hırsla masaya indirmisti yumruğunu: «Sayın vargıç. bu adam delidir. Man.Tağın biridir. EUerindr sustalı bıçaklarU dolaşıp duran bir düziine garip Unrlı gençie yaşıyor. Bu caniler surüsüyle evimi paylafmamı nasıl istersiniz benden?» Maceranın sonu ERNAND Legros i!e Real Lessard'ın şaşırtıcj serüvenı Cenevre hapishanesinde bitmiîti. Suçları îsviçre topraklarına «sahte pasaport>la girmek. ten ibaretti. Fransız restni makamlarının Legros'nun kendilerıne teslim edilmesiyle ilgili çabaları netice vermecn. Esasen Komiser Gerard Lorm «Fernand'nın Fransa'da hangi suçîa ıtham edileceğinî pek lyi kestiremediklerini itiraf ediyordu. Hele kendisini Elmyr Dory. Boutin olarak tanıtan Macar aristokratını her hangi bir bıçimde suçlamak hiç mi hiç mura kun değildi. Resimleri onun > ao tığını gdren tek bir tanık yoktu. Tablolara sahte imzalar attığını. onları piyasaya sürmek için Fernand ve Real'e verdığinı de, goren olmamıştı. F F *** Elmyr bır kac av Avrupa'cfa bası bos dola<;tıktan sonra, lbi 7a'ya döndüğünde. Fernand'ın Mısır'a kaçtığını öfrendı. 1968 Haziranı sonunda Madrid m s . kamları ressam hakkında soruşturma açtılar. Elmyr homosek. suellikten, tehlikeli canilerle aıkadaslık yapmaya uzanan bır dızi suçla itham ediliyordu. Üsteiık otoritelere karşı, geçimir.i Elmyr'in, kopya jolu Ue kıjasıya istismar ettiği Picasso nasıl sağladığını bile ispat eo*eail tâblolardan biriuin orijinali. cek durumda değildi. Ama bu kez de mültecilik ijndadına yeIbiza'da bırakm çıktı. Utak tefek işlerini, yoiu şövalesıni tısmişti Elmyr'in. Mahkeme e . na koyduktan sonra, bir yıl Dostlan artık resim yapmı bediyen Ispanya dışına çıkarılgını söylüyorlar. Tabii gu adadan uzakla^mak için, Porte. ma^ı kararından sarfınazar edebınnde yeniden «ise» koyulı kiz'e yollandı. cekti. tki ay hapisle ceztlandısa... Eimyr vıll»sını, XX. yüzyıl nldı. Fransız ressamlarımn eserlerıHapishaneden 1968 Ekim'inrfs ne aıt zengin kitaplığıaı ve •nmHiıiHiııiNiıııııınııııııınınıııııııııı in BERKANP tçak kazasından kurtulan Fransıztanhâlâ Vareze'deki klinikte ölümle pençele^mektedir. Doktorlar ufak bir ümit ısığı belirdigini SÖTIÜvorlar ama tedavi uzun türecekmii. Çocuğun sakat veya aptal kalması ibtimali biiytikmüs .. Diğer taraftan, kızın Fransız değil, Suri»eli olduğu samlmaktadır. Bufiine kadar kendisini »ra.van ve soran olmamışeır. Işte bütiin yazılar bundan ibaret. T»ni f«zetedeki jazılar. Bunlardan başka büyfik bir » r f içinde bir çok kâğıt var. Hep Alberto'nun resmî dairelere yazdığı istidalar, yaptıfi miiracaatlar ve gelen cevapUr. Aman Vac«bbi: Bu resmî yanlar ne kadar soğuk ve cansız! Sanki Ustan, topraktan, kıymetsiz esyadao bahsediyorlâr. öJen insanlardan defil. Kvet, Alberto'nun hakkı vur. Beni kimse «ramamış, resmi makamlar da ilgilenmemifler. Bu arada sevgili Doktorum da olayı göjfelemekte ve unatturmakta büyök bir zekâ ve mabaret göstermiş. Kısacası. bu yazılar bana feni bir sey öfretmedi. Üjretmedi ama öfremaek isteğüni *• tesledi. Şimdi için Için kararlar alıyonım: Bir kaç sene sonra mutiaka tstanbula gideceğiın, elimdeki eksik vesikalarla da olsa ailemi bolmays çalısacağım. Kararlanmın bu yerinde kalbim kiit kiit atıyor: Bulursam ne oiacak? Canım ci|erim Ancela ile Alberto'yu bırakıp onlara mı kosacafım? Hayır, yüzbinlerce hayır. Beni kurtaran, bana mesut bir ömiir y*satan bu aüeye karşf fcalbim sonsuz bir sevgi ve minnetle doludnr. Yalnız .. Evet yalnız doğdufum verleri, kendi toprağımı Rörmek istiyornm. Sonra ne oiacak? Ne yapacağım? Bilmiyorum. Her halde yarıcı düsiinürken vanımda başka rfizler olsa da bunlann ar*. sında mutlak doktorla kansı da oiacak. Bonun aksinj bir dakika bile düşünemirorum. Proje vapmak doğru mu? Yapamam ki «aten Küçük bir tazım. Bana yardım etmesi için vine de elimi Alberto'nun kocaman ve koruyucu elinin içine koymam lânm. Bana sfa rerdi o. Sözünde duracak, mutlak duracaktır. Başka künsem vok benim ba dünyada... *** Bugün harikulide bjr ser oldu: Beo yetismis ve giizel bir renç kız olduğumuftnladrm.Buı bir erkefin ağsından tşittim. Bugün hayatunı bir dönürn noktaaı. Simdiye kadar erkek ark d»5larımla şakalasıyor, eğleniyor, oynuyordu ama onların benim için kız arkadaçlarundan fa ki yoktu. Kendi kendimi aldatmamak için «pel kelimrsini cümlemin arasına kattım. Doğnısu i ki onlarla, Janet'in anladıği mânada flört etra mistim. Hiç biri bana bugün duyduğum heyecaı ve gururu vermemişti, veremezdi de... Çünkü oı ların hiç biri Mikelo Petroriç değil, onlarm gö lerinde onunkilerde yanan acahip ışık yok. M ı selâ Hanri. mtselâ Ronald ve diğerleri... Onlarl etlenijoruz. pilfiyoruz, atlajıp zrphforuz. Onla b»zan durtrp dururken boynuma sanlrp yanakla rımı öpuyorlar. bazan da bana çikolita filin g« tiriyorlar. Bunlann hiç bir niıınası vok bencı Mühim olan Mikelo ve onun bakıslan... Onun bakışlarını bir kaç aydan beri ketfe« mistim ama bugün Aıına'mn satosundaki pisinir açıhş töreninde işier biisbütün baska bir yoj ai dı. Hemen o ^ a m l u n a b o u u v i d i a t i mc^arho'a tfiHim.YöS. Vw OİŞI BOND TİFFANY JONES JO EVÜMS'IM KAZA S C . \ ' C D l d İ 0K.OİBEM NOTU 1 OİBE OTU Aif *O«LATTICsl GARTH NEPİS BAUKAİ.AB, BO&ALAZI AUPI8IOU4 AYLÂK MUSA Hava sıcak, stmsıcaktı. Tatil aylannda Va renze'ye gelen bir çok yabancüar göUere akın et LMYR artık daha fazla dayamislerdi. Serinlik arıyordu berkes. Bizim arka nacak durumda değildi. Sadaslanmız aynca sevinçü idik. Bugüa mayola. vaşı kaybetmişti. Haziran barınun giyip suya dalacaktık. Her şey bir bafta. şında, hiç kimseye haber vermek dan beri bazırlanmıstı. Hattâ Anna bizim suyu sızin adayı terketti. Nereye gitnup giyinmemiz için ağaçlar arasına perdeleı tigini kimse bilmiyordu. bile Utamstı. Hususî kabinler gibi. Ibıza'daki villa Temmuz sonuna kadar, sessizdi Ağustos baSaat tam onda, Ancela'nm elime rerdiği çanşında Rea) sökun etti. Paris'ten tayı sallaya saUaya yola düştüm. tçim bafif. gelıyordu. Amacı eski ortağıyla ba.şim bomboştu. Omuzlanmdan asağı sarkan iki bansmaktı. Ne var ki çok geçkahn örgüm, (Alberto saçlarnnı kestirmeye kameden kızılca kıyamet kopacakbil değil « i r rermiyorı ben acele yüriidükçe ti. Gerçekten de iki ortak, s o kâb belime, kâh göğsüme çarpıyor, kısa eteklekak serserüeri gibi altalta iıstrim riizjrârdi uçuyordu. üste kıyasıya dövüştüler Real Dudaklanmda tatlı bir melodiyl mınJdaMjiızü gözu tırmık ve ısınklar rak Anna'nın evine girdim. Beni karsılayan usak, içinde polise şikâyete gitti Ferhammlarla beylerin üst babçede olduklannı söynand ise oralı değildi. Sağda soliedi. Koşarak fölgeli yollan geçtim, pistin buda «Real eskiden hoşlanırdı bu işlerden» diyordu. İbiza polısi lundu|tı düzlüfe vardun ve ayni saniyede boğs» artık bıkmıstı. Ikj ortak sonunzımdan bir bayret aesi çıktıs da onbeş gün hapse mahkum e Aman ne güzel.' dıldiler. Rea] bir yolunu bulup, Evet, burası cidden şahane idi. Açılıyjn ba oteün serv'is kapısmdan kaçarak kadar gecikmesine sebep bu imiş meğer? Paris'e dönmeyi başardı. Fer(Arfeas n r ) nand'ın kaçacak yeri yoktu. Hap »••••••••••••••••••••••••••••••ımsManawanacaaanataa(||aa|a =ı boyladı. Hapiste Uslu durdu. Cezasını çekince, MeadOws'un, sahte oltfukları anlaşılar. tabloların tütnünü 350.000 dolar kar. «ılığmda kendisine ıade etme?ı 84 teklifini reddettiğinı öğrendı Amacı, sahte tabloları ucuza Bana böylesine ustaca tuzak ku kapatıp başka koleksiyonculara, ran bir canavar, üç otuz para için satmak, böylece tath kârlara kendini tehlikeye atar mı derveniden kavuşmaktı. Ne var kı süı?...» Meadows bu parlak(i) teklifi « Plânı kendisi hazırlanu?, cikabul etmemekle kalmamış, Fer nayet için de bir kaatil kiralamı;nand hakkında uluslararası bir tır büyük bir ihtimalle...» tevkif tnüzekkeresi çıkartmıştı. larda satılan geli$ı güzel saatAraştırmalanm sırasında bu var... Beraberce çıkıp bu çesit Tehlike kapıdaydı. Durmaya gel lerden...» lhtimali ben de dikkate atausmağaza ve dükkânlan dolaşamezdi. Hemen ilk uçağa atla. oYepyenlydi.,. Yüz dolar tım. Fakat üstünde ısrarla dur cagu... Sözde saat ahnak lsteyarak Kahire'nin yolunu fuftu mai ve kurcalamak abesti ben mı ne rermiştim aürken... Bel. yen müşteri rolü oynıyarak yaki daha fazla...» ce. Şayet öıı plândakl noktalapacağıa bu tşl.., Şans yardua Esrarengiz adam «îyi... Bu lehimlze bir şey.. rı bir yana bırakır ve thmal eederse şavet...» Markasıru hatırlıyor musun?...» dersem büsbütün çıkmaza gı (îBoşuna zahmet gibi geliERNAND Kahire ve l?maj «Elgin... Kadranın üstünde receğimı, elimdekl şüpheliler vor bana...» iiye'de üç ay kaldi. MaksaLord Elgln yaalıydı.r listesine de şekil veremiyeceği «Elden düşme öteberl alıp dı Misır uyrukluğunu a!ami düşünmüştüm o sırada. Bu «Şayet görsen hemen tanısatan mağazalarla rehin karsılırak Fransız mahkemelerinin taduruma göre cınayet gecesı yabilir misin?...» gı para veren tefeciler bu k o kibınden kurtulmaktı. Bunu Russel Stone'un New York'ta «Zannedersem evet...» 'am gerçekle'tirmek iizereyrii ca şehirde savmakla biönlyecek bulurunaması hiç bir şey tfade Hafızanu zorlayarak biraz düki. Andre Charles Martin a etmiyecekti artık. kadar çok her halde.. Sonra şündüm: riındakı genç bir adamın Isvicdüşün bir kere.. Benim saat Ama şimdi ıster Istemez ka «Kayısında hafif blr stynk re'de 12.000 dolarlık sahte çek gibi her gün binlercesl plyasabullenmek zorundaydım. Büvardı ve...» *urmek yüzünden yakalandığıya sürülüyordur... Bütün Nevr tün bu tşlert asıl beceren her nı duydu. Bu Real'den baskası «Kayışın üstünde aunna... York"u baştan başa aramamıza kimse kiralık bir kaatil fcullan Degiştirmişlerâir...» cfeğıldi. Fernand Real'in her jevı ds imkân yok değil mi? Aramayı çok daha uygun bulmuş o anlatmasından korkuyordu. Bu «Dur dur... Bır dakika... fağımız saat şehrin belkl < e ö3 lacaktı. Kiralık kaatil de efenvüzden eskl ortağınm imdadms bür ucunda bir verdedir şu andisinden aldığı ücretl bir mik Kadrandan da tanıyabilirtm.. kosup. onu içinde bulunduğu Hafif bir çlsdk vardı... BiUvor. da?...» tar daha arttırmak amacı i!e cüç durumdan kurtarmalıydı SUD fcadranların üstil vernikli benim cüzdanımla saatı yürüt «Bu fıkre katılmıyorum...» Ve Fernand bövlece. 1968 N'isanı oluyor... Vernikte ufak bır çımekten gen fealmannstı. baslarında, cebinde Fernsnd «Neve dayanarak?...» zık... Niye soruyorsun bütün Mac Donald adına sahte bir In. «Bu çevrede çalınan bır «Senin cüzdanla Roblnın bunları kuzum?... Kayboimuş silız pasaportu, ba>;ında da ssrı saat yme bu çevrede bir vere çantasına boş verebiliriz artık.» bir saat btılunabilir ml sanki?» bir peruk olduğu halde Cenev. satılmış va da rehin bırakıldiyordu Jackie. «Herifçloğlu ı «Şayet kaatil, çaldıktan son re'de boy gösterdi. KaJdığı otp. mıştır.. Öncelikle magazs ve çindekl paralan almış. çanta 1 ra bunu bizzat kullanmak için lin müdürü. sirnsivah gözlükler. dükkânlardan han^ilerin) vok!e cüzdanı çöp tenekelerinden kendine sailadıysa bulamayız !e dolasan. cece gündiiz. ReaJ lamak zorunda olduğumuzu bibirine atmıştır... Ya da yak tabii... Ama satü ise ufak bır Cessard adiı birini hapi=ten liyorum . » mıştır.» ümit var. Yüz dolarlık saaü e!(curtarmaic için. Paris'e. Nevv «Ya saat?...» «tvı ama...» den düsıne öteben alan dükVork'a telefon edip duran b'j «Bizim için tek ümit kakân ve mağaztlardan herhan?) «Bir sev daha geldj aklıcarip gdamdan süphelenmı^t) pısı senin saat zaten...» ma...» birine düşüi fivatla ranatça saPolise haber vermekte gecikme. Alt dudağını ısırarak bir sii tabilirsin... Karşılıgmda Bdünç «Neymiş?..» rfi. re sustu. para almak içıo faizcilerdeo bi «Satın aldıklan öteberlnin Ertesi gün otelin Lobısinde «Biraz önce söyledifin pbl rine de rahatça bırakabilirsin. çalınmıs oldugunu bildikleri hoparlnrler «Bav Fernand Les. üç otuz paralık bir saat degilAma hiTim rf,ı«™..>. «• Hapis cezası E OLUM ÇIKMAZI L. BLOCK F