Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
L&İ :CUMHURİYET= liaziran 1971 Cumhuriyet *e eleneksel dcmokratik dü;üncedc, doğrudan doğruya millî irndeden doğmuş, parlamento en yüksek, hüküınet ise bafımlı bir organdır. lürütme organının düzenleyici i«lemi, tiiıük, en yüksek organın kojdugu kural; kauuna tabidir. Meclis devletin faaliyet gınterdiği her alanda kanun biçüninde kural koymada tamamen serbesttir. DUerse uygulamanın en küçük detaylarına kadar iner dilersc yalnızca temel prensipleri koyar ve uygulama kuvallarını tespit etmeği yürütme organma buakır. Bu husus onun takdirüıc kalmıştır. Bu sistcmde yürütme orgam ancak kanunların uygulamasuıı sağlamak için düzenlcyici işlemleıde bulunabilir yani kural koyabilir. Tüziikler kanuna aykın olamaz ve yeni bir hiikiim (etiremez. Yasama organı detaya indiğj ve uygnlama kurallarmı da tespit cttiği duruınJarda yürütınc orgaııuıı kıskıvrak bağlamu} olur. DEVIETİN DÜZENLEME FONKSİYONU Dr. ACAR ÖRNEK hiptir. Bu konudaki i;lemleri decret kararname admı alır. Bu alanda yürütme organı parlamcntonunkiııe bcııze.ven bir serbesliye sahiptir. Kural koymada yalııız Anayasa ve hukukun genel prensiplerine uyma zorunluğundadır. Yoksa kaıııına dcğii: çünkü kendisine ayrılmış bu alanda zaten kanun olamaz. Eğer parlamento yukanda «a.vüan hususlardan olmayan bir konuya cl atıpta kanun <>karırsa, hükümetin karşı koyması halinde Anayasa Konseyi konunun hangi organın düzenleme yetkisi alanına girdiğini soyler. Eğer karar lchinde ise, hnkümet kanunu kararnamc decret ile değ'rştirir Hükümetin kararna. me konusu olamayacak bir hususta düzenlpmede bulunması halinde ise bu tür kararname sakat bir idarî işlem olarak idarî yargı merci. lerince iptal edilebilir. d«n oııaylaıunalarına kadar bir idarî ışlcm nitcliği taşırlar ve idarî yargı mcrcilerinin denetimine tabi olurlar. Unaylama urdonanslara ka. naıı niteliği veıir ve onları hcr tıirlü yargı denetiminiıı dışında bırakır. Parlamentonun nnayiamaması halinde ordonansiar bu tarihteıı itibaren her türlü hukuki niteliğini kaybeder. Ozerk yetki Fran<ız Anayasası bu konuda büyük bir değisikiik çetirnüs; kanun koyucu parlamento eski evrcnsel scrbestisini kaybetmi'tu. Parlamentonun yetkileri sınırlaamış ve kısjtlaıunıjtır. Parlamentonun kanun konusu yapabileceği hıısuslar göslcrilmij, bu hıısuslar dışında bir konuda kanun yapmak partamentoya yasaklanmıştır. Parlameııtonun kanun yapabileceği hususlart sayan 34. maddc aynen söyledir: «Kaaun şu bususiarla ilgiii kuralları tcsptt eder. • Medeni hakiar ve kamu haklarınuı kullanüması için yurttaşlara verllen temel garantiler, klşilere ve mülklerinc miliî savunma tarafnıdan konulacak yükümler, % Uyrukluk, şahsın hukuku ve ehli>et, aile rejimJeri, miras, • Suçlann ve kabahatlerin ve onlara uygulanacak cezalarm tayini, ceza usulii. genel af, yenf yargı mcrcilcrinin yaratılması ve yargıçların statüsü, • Het türlü verçi. sekil. oran ve matrahı. para basma rcjirai, • Millî ve maJıaUi meclislerin seçîm usulIeri, • Kamu kurumları kategorilerinin yaratüması, • Devletin sivil ve askeri memurlarına verilon temel garantilcr. • Tesebbüslerin millileştirilntesi ve kamu sektönine ait bir teşebbiisün özel sektöre devri. Kanun şu hususlann ancak genel prenriplerfaıi tespit eder. • Millî savunmaııın gcnel kurııluşu, • Mahalli idareterin yetkileri ve mali fcaynakları, • Millî eğitim. • Miilkiyet rejini, ayni hakiar, ticaret *••,' borçlar hukuku, • tş ve sendika hukuku. Sayılanlar dısında kaJan bütün diğer konular yürütme organuıın düzenleme yetkisme bırakılntıştır. Vani hükümet Meclisin müıtlıasır kanun yapına yetkisi dışmdaki konularda kendisine özgü bir kural koyma yetkisine sa Olağanüstü yetki •4* ransız Anayasası 16. maddesiyle kriz hal* lerinde Cumhurbaşkanına olağanüstü >ctkiler tammıstır. «Cumburiyet kuıumlarmm, ulusıın bağımsızlığının. lilkenin bülünlüğünün ya da uluslararası taahhütlerinin verine geîirilmesinin yakın ve ciddi bir şekilde tehdidi ya da anayasal kurulöşlarm düzgün işlemeleıınin kesintiye uğıaması halinde. Cumhurbaskaııı söz konusu maddeyi yani askerî olmavan bir Sıkıyönetim reiimini yiirürlüğe koyar. bunu Meclisin tasdiki gerekmez. Buna dair C'umhurbaskanı karan bir hnkümet tararrufudur yani hiç bir denetimc tabi değildir Bu rejimin uygulanması sır;ıında Cumhurbaşkanı Anayasa kon^eyiııin aorüşüıui aldıklan sonra durumun gerekürdiği her türlü tedhiri alır. Cumhurbaşkanı Irrize kar;ı koymak amacı gerckli gördüğü tiim yaiama ve yürütme yet. kilerini elinde toplar. Kanunlan ve tüzükleri tck başına dcğijtirebilir. kamu özgürlüklerini askıya alabilir. Görülüyor ki 1938 Fraosız Ajıayasası prensip olarak parlamentonun yctkilermi kısıtlamı;, önemli ckonomik ve sosyal sorunlar süz konusu olduğunda bu kısıtlamayı daha da ileri co. türen yöntemler getirmis ve olağanüstü hallerde tamamen kaldırmıştır. Asağıda kısaca dcğinilecek egilim ve düşünceler bu değijmeleri etkilemistir. İ!je el koyarak kanun çıkarmaaınt beklcmekteriir. Oysa parlamentolann işleyiş yöntemleri ağırdır. Kaldı ki cok kez bazı hususlarda alınacak tedbirler onları alanı kamuoyunda hoş olmavan bir tepkiyle karşı karşıya bırakır. Paılameııterler roğunlukla bu durumda kalmak istemezler yani düzenlemede bulunmazlar (1). Diğer yandan devlet fonksiyonları 6 kadar reşitlenmi; ve ihtisas konusu olmuştur ki. bir parlamentonun bu çeşiUi ihtisas dallaruıda detaya kadar inerek düzenleme yapnıası ınümkün değildir. Böylcce bazı hususlar düzenlenememckte ya da düzenlemeler ?erçekri olaınamaktadır. Bundan dolayı hemen bütün ülkelerde teknisyenler kendini iktidara ortak olarak ka. bul ettirnıoktedir. Teknokrasi denen bu yöneticiler devriminr plânlama eenis imkânlar veren bir araçtır. Fransa*da defHikliklerle idare etkin hale getirilmiş aına bu. kişj öz^ürlüklerüıin dcjil parlamentonuıı yetkileri aleyhine olmuştur. Parlamento yüzyıllarca önce halkı keyfi idareye karşı korumak icin elinde topiadığı yetkilerin, simtlilik. bir kısmını bilimsel idareye iade etmeğe başlamıştır. I Haksızhklar giderildi deniliyor... I feniz oldıığundan size yan kademe ilerlemesi verilemiyor> denilmişti. Aradan altı aylık bir zaman geçti. Hâlâ bir günü dolduramadık mı? Mayıs ay] içensinde ilköğretim Müdürlüklerıne yan kademe ilerlemelerj geldigi zaman. iki yıllık arkadaşlanmızın haklı olarak göstergesı 185 olurken, biz neredeyse üçüncü vilı bitiriyoruz. Bizim söstergemiz nalen 180 ile yerinde sayıyor. Kanunıın bize vermis olduğu öz haklarımızın venmemesi için saym ilgililerin bu konuya da titizlik eösternıelerini rica ederim. Hüseyln tvsal Kocaköv İlkokuln öirctmeni • Kars/Uigor Üç yıllık ükokuı öğretmeniyim. Personel Kanunu Aralık aymda uygulanmaya başladığı zaman iki takvim yılını fazlasıyla doldurduğum halde üç aylık bir açık gösterilmişti. Kars Millî Eğitim Müciürlüğüne bir dilekçe île itiraz ettiğim zaman (onöır ay „ günlük vazi' ~ „• yirmidokuz „ Kesin cevap isfiyoruz Artan hayat pahalıhğı ve ceşitli yönlerden memurlann jniya sıkıntısını gidermek icin, Personel Kanunu çıkarıldı Kanun tatbikata girmeden Türk parası »'o 68 devalüe edildi. Bu olmasa dahı: zaten kontrofcü» esnaf. kanunun adını duyar duymaz. yapılacak zammı cebimizden aldı. O günden beri her jrün. zam, zam zam Tabii hükümet bir yandan esnaf bir yan dan. Dar gelirliye s»ten dünya başına dardı, tamamen basma vıkıldı. aylık maa? farklanmız de; ufak sıkıntılarımızı bir nebze gıderelim. B Sonuc alkınmalarmı klâsik parlamcntarizm tipl rcjimlcr içcrişiııde gcrçekleştirmeği dcncycn pck rok geri kalmıs ülkede plânlamadan clde cdilmis snnurlar: bu üikelerin lek iiınid kaynağı ve kalkınma aracı plânlamaya ;u\cııi sarsarken öte yandan hu konuda gücsüz etnuııen gelepeksel demekrasiyi de itham altıııda bırakmaktıdır. Bundan dolayı klâsik teınsili demokrasinin plânlama çağına uymadığı ileri sürülmektedir <2>. \ e bu ülkeler icin Eolcneksel olmayan yeni bir tip kalkınma demokrasisi teklif edilmcktedir. Bir yandan geleneksel demokrasinin doku. nıılınazlığı tabusu içinde bu demokrasinin romantik yanlarını ve kurumlarını korumak ve diğrr yandan varolmak için kalkınmalannı gcrçeklestirmek zorunluğu çıkmazında kalan az gelismis ülkeler: gelenekMİ demokra^inin özellikle parlamentarizmin kurucularmdaıı ve şampiyonlarından Fransa ?ibl bir ülkedc amcliyıt maitasına yatırılmıs olması olgusu üzerinde dikkatle durmalılar ve bellci bu yolda daha ileri yöntemler denemelidirler Kaldıki Fransa gibi ülkeler sosyal. ekononıik ve kültürel bakımdan belirli bir uyçarlık düzeyine varmıs. büyüme ve Uerleme hızları vavaslamiîtır. Bütün gayTetleri hennı dünya ortalamasına göre iyi sayılan seviyelerini bir süre için daha devam cttirebilmek ve korujabilmektir. Bu durumda olan bir iilke ile amacı höyle ülkelere yctişmek olan az «Hismiş ül. krlerin stratejileıi aynı otamaz. Bu sonuncu ülkeler gelişmcmi; sosyal ve ekonomik diizenlerini siirdürmek ve korumak değil ileri bir düzeıı ve seviyeye varmak için serekli gelisme yollarım açmak ve ararlarını saglamak yöııünde düzenlemeler yapmak zorundadırlar. (1) RtVERO Jean. Droit Administraüf, ParU 1965 s. 55. (2) QUERMON, Jean Louis, Les effets de plânificaüon au niveau de l'appareil politique, Paris 1965 s. 106. Özel yetki k? ormal zamaıılarda hüküınet. Anayasaca yasama orgauının yetkisine bıraktıfi husurlarda ancak kanunların uygulanmasım sağlamak içiıı «Reglement» tüzük c,ıkarabilir. Fakat FransiE Anayasası 38. maddesiyle özel bir durum getinnektedir. Buna göre «hükümet: progıamnıın gerçekle.5tirilmesi için, meclisten kendisine belirli bir siire içinde normal olarak kanun konusu olabilecek tedbirleri alabilnıesi amacıyla izin verilmesini isteyebilir.» Yetkiyl hükümete yulnız Meclis değil bir referandumla halk da verebilir. Yclki o anda görcv başında bulunan belli bir luikümete \erilir. Hükümet değişikliği. Mcclisin feshi ve Cumhurbaskanının dcğişmesi halinde hükümdcn dü;cr. Yetki kanunu asıl olarak Meclisin yetkisinde olupta belli siire içinde hükümetin kararname ile tasarrufta bulunabileceği hususları jösterir. Yetki kanununa dayanarak çtkanlacak kararnameler •Ordonnaııce» adını taşır ve Oa. nı?tay'ın göriişü aluidıktan sonra Bakanlar Kuruluuda alınır ve Cumhurbaşkanmın imzasıyla yayuilanır. *; Meclis yetki kanunu nun kapsadığı alaalar ve konularda yasama yetkisini kaybeder Hükümet bu alanda mevcut kanunlan ordonansla değistirir. Hükümet yetki kanunuyia bclirtümiş snrenin bitiminden önce ordonansların ontylanması için Meclise bir kanan teklifinde buluomak zorundadır. Ordonansiar Meclis tarafın Yeni bir rekor kırıldı 7.6.1971'de tıastalanmıştım. G» îîiantep Devlet Hastanesimn da hiliye k.smına gittim. Doktor, şiyı muayene etmişti. Acaba böy!e bir rekor dünyanm neresinde kırıiaı. Simdi Ugılı ma bey teşhlsinı tam koyabümis midır? Ayru zamanda 30 sanıyede. Hüsevın Altın llkiiçretıneu ükulu Gaziantep kamlara soruyarum: Doktor I yapmamaktadır. nunJ hakkımız oldugura aöre derhal ödenrr.elidır Hükümet. esnaf. ev sahıbi aym bır.ncie borçlarunızı vermediğimiz zaman dernal maasıraıza e) fcoymaktodır. Pekı biz alacağımızı nasıl alacaSız? Bfkir lülek Öğretmen tstanbul Öğretmen tstanbu. Nedenler müdahalecl devletin ilRİIendiği ve karıstıği alanlar genijiedikçe dev. let tarafnıdan alınması gercken düzenlevicl tedbirlerüt nitelikleri çcsitlenmis ve sayıları artmıstır. Uiç bir kanun uygulamada kar^ılasılacak tiim sorunları önceden göremec. Bun. dan dolayı uygulamada karşüaşılan ve kanumın ön görmediği bir durum karşısında yürütme organı hareketsiı kalmakta ve parlajnentonun bir Ç ağımmnbiçimi gereği olarak devlet geliftikçe yani BİR BASKAN YAY1NLARI ALTIN 9* SAÎISI TABIN ÇIKITOR Cumhuriyet 54S3 Hayır Maskeler rrı aşağı t lux öttaMyîr. apâejk <ranyorai. ktmHşuyoruı, dvlaşıyoruz. Serbestçe dTüjüncemiît söylüyoruz. l'azımızm altına imzamın çektnmeden atıyoruz. Yıllardır yazdıklirımızı yadsımıyomz. Ama adam takmış maskeyi >üzüne, her güıı curnal yazıyor çaınur saçan kalemiyle! Kimdtr, neyin nesidir. daha önce neler yapmıstır, fırsat verilirse daha neler neler yapacaktır? Bilen yok! Bir gazeteııin admı kullanarak her gün ba;yazilar eiziktiren maskeli bir yazıcıdan söz ediyorum. Düsük DP'nin en asırı şakşakçıları bu gazetededir. 27 Mayıs sabahı bile Menderes'in Eskişehir soylevini sütunlarında yayınlayanlar bunlardir. Gazetelcri, basımevleri eilerinden gidincc aym adı taşıyan bir gazeteyi satııı alıp 27 Mayıs devrimcilerinin hoşgörüsünden yararlanarak yeniden ortaya çıkanlar bunlardır. Demirel iktidarı sürcsince AP'nin başlıca organı pozundaydılar. AP genel başkanı ne yapsa iyi. ne dese mükemroeldi. VI Mart, şaşırttı bir süre onları. Sonra yalan, iftira, karalama yöntemleri hâla yararlı olabilir sanarak giristiler bu işe. Hem dc maskeyie yüzlerini saklayarak... «O da var, bu da var, onu da aün içeri, berikini de unııtmayın!» Gönüllü bir cngizisyon cellâdı kcsilmişcesine! Mae Carthy'nin ycrini almak yarı$ında baş koşeyi kimseye kaptırmadı bu maskcli adam! Ben apaçık yazan. konuşan kişiye bir şey demem. Tartışmak geTekirse, düşüncelerimi çekinmeden söylerim. Bilirim karsımdaki kimdir, neym nesidir. ncden öylc yarmıştır, geçmişte neler yapmi5tır, hepsi ortadadır. Şimdi bu gazctede her giin yazılar yazan bir şalr eskisi, bir de yazar taslağı var. Mac Carthv'nin silik kopyeleri bunlar da. Ama imzalaruıı atıyorlar yazılarınııı altıtın. Sorumluluklannı kabul ediyorlar. O başyazıları hazırlayan kişi her kimse kendini saklamakta yarar görüyor. Kimliği konusunda söylentiler duyuyorum, ;udur budıır diyorlar. Bir zamanların a;m sağeı, sonra bir süre ortanın soluna döncn bir kişinin adı geciyor. Bu maskeli yazıcının o kişi olduğunu sanmak istemem. Çünkü korkudan, çekingenliktcn, ya da sorumluluktan kaçmak için maske takmasını o kisiye 3 akıştıramıyorum. Geçen gün bana da sataşmış bu maskeli! «Şairliğini yiürmiş bir provakatör» için övgü yazmışım, bu da benim ve Cumhuriyet'in gafletini değil, kastını ortaya koyarmış! Şair kimdir bilir misiniz? Şairliğini yitirmiş dediği şair. provakatör dediği şair, Fazıl Hüsnü Dağlarca! Türk edcbiyatı aduıa Nobcl ödülüne en güçlü aday olarak ileri sürülen bir büyük sanatçı... Edebiyatımıza «Çocnk vc Al. lah». «Toprak Ana». «Çakıruı Destanı, .Asu» gibi sayısız eser vcrmiş bir şair. Dağlarca şairliğini yitirmiş de bu maskeli yazarcık mı bulmuş, yoksa gazetesiııdeki o Kanarya manıumecisi mi? Provakatör dediği kişi Türklüğün destanlarını yazarak gelecek kuşaklara armağan etmit bir şairdir. «Üç Şehifler.. .Çanakkale», Yedi Memetler, «Istiklâl Savaşı». «Kubilay», «Anıt Kabir» ve Malazgirt zafcrinin 9»«. yıbnda yajmlanacak «Malazgirt Destanı» Dağlarca'nın ulusal şair kisiliğinin belgelcridir. Türk taribini. Türk insanını destanlaştıran, ölmezleştlren bir büyük şaire «provakatör» diyebilen insana yakı^ır provakatörlük, yalnız ona... Provakatör, kışkırtıcı demektir Türkçede. Ilem yüzüne maske tak, kim olduğunu sakla, sonra eline al çamurlu kalemini bu ülke11in değerlerini, büyük şairlerini, yazarlannı, gazetelerini kirletmeye giriş. Sonra da tut «Atatürk çizgisini övmeye kalkış:.. Ne zamandır bir Atatürk çizgisinin bulundoğunu biliyorsun, kabul ediyorsun sen? Ne zamaııdır Türkiye'nuı Atatürk devrhnlerinin yörüngesine oturtulmasını istiyorsun sen? Ne zamandır Atatürk ilkelerine inanıjx>rsun sen? Maskeni kaldır çık ortaya da görelim boyunu posunu İ Geçmişini kanştualım azıcık, daha önce yazdıklann ne dereceye kadar Atatürk çizgisindeydi, Atatürk devrimleri yörüngesindeydi, anlayalım! Atatürkçülüğünün sınavuıı vcrirscn, Atatürk devrimcisi olduğunu geçmişteki davranışların, eylemin, yazılarmla ispat edebilirsen o zaman alınz senl karsımıza konusuruz, adam yerüıe koyar tartıjırız. Şimdilik maskeli bir provakatördeıı başka bırı değilsin. Bir giin masken yırtıla. KVurımimV AlfBAV aym Erlm, geçen yazımızâa istila mektubunuzdan aktardıgınuz cümleler açıkça gbsteriyor ki, zamamn Başbaianı Menderes in kencUsınce haklı gördüğü bir gerekge ile üniversi» Hocalannın söz ve yazılarııU kontrol altına aiabümek için, ünıversiterun özerkliğiru kaJdıran 6185 sayüı Kanunu getirmesinı, • ki ben bu Kanunu bir liniversıte hocası olarak Ünjversiteden atılmayı göze alarak agır aurette eleştirmıştün siz de haksu ve demokrauk nayatımız balumından çok zararlı bulmuşlunuz. O zaman ilk nedef sizdiniz; oüma, bizler de hedel olduk. Ve ben, şahsım nakkında hiç bir Karar aimmarian bugünkü yalun arkadaşuıız Prof. Turhan Feyzioğlu' nu Bakanlık emrine aldıkiarı zaman, «Ozerü olmıyan bir Üııiverai tede goruşlerımın hergün siyasai iktıdann vizesinden geçmesıne tatıammül etmektense, üniversite ozerkligı tekrar geünceye kadar Universiteden ayrılıyoıum» üiyerek ıstıia etmışüm. U ) . Heoı ae mecburî nizmetten otüru 6U bın üralık tazminau göze alarak... S Nihat Erim'e Anayasa mektup Tazan: T EŞEK K Ü H Senelerden beri ıstırabım cektiğim hastalığımı teşhis ye terjavi cderek beni sılıhate k a ^ t u r a n 8^.K. Nişantaşı Hastahanesi Fizik tedaTİ ve* Rbfiatfema Hastalıklar Mütehassısı saym ''""'""m Dr. NEJAT URAS'a hastalığımm tedavi süresinde gördüğüm müstesna hizmet anlaytşı ve tıbbl bakımdan dolayı S.S.K. NİŞANTAŞI HASTAHANESİNİN bütün mensuplanna ve bilhassa tıbbî hizmet yönünden örnek bir müessese olarak calıçan bastabanenin Başhekimi JinekologOperatör sayın; Prof. Dr. Muammer AKSOY nin, Türkiye'nin koşullan bakımından asla yerınde oünıyacagını, çünkü ileri demokrasilerde geleneklerin yarattığı yazalı olmıyan gü ıencelerin bizde geçerli olmadığını, bilecek bilgiye fazlasıyla sanıpsinız. Gerçı Batı Demokrasısı örneğini ana çızgileriyie benımsemiş ülkelerde, Üniversiielerle sıyasal ıktidar aıasındaKı idari ve mali ilişkilerı düzenieme bakımından yeşitli sıstemler mevcuttur. Fakat demokratik geleneklerin yerleşrnış oldugu ve kamuoyunun da bunu kuvvetle desteklediği topiumlarda, şeklen hangi çözüm kabul edilmiş olursa olsun, siyasai iktidarların, bilim özgürlügüne dokunamadığı ve görüşlerinden ötürü Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcılarını asla cezalandırmadığı, mesleğe alı?ta ve uzaklaştırmada siyasai etkenlerin rol oynamadıgı, batılı uzmanların ıncelemelerinde de açıkça belirtilmekterlir. Gerçekten Batılı uzmanlar, bazı batı ülkelerinde Üniversite özerk lığinin Anayasalarda hattâ yasalarda ayrıca belirtilmemesini, hukuk devletine saygının yerleşmiş olmasmdan ötürü pratik hayatta böyle bir ihtiyacın kendisini göstermemesine bağlamaktadırlar. Ornek olarak, Prof. H. 1. Woltjer' in Hollanda Üniversiteleri konusundaki incelemesini kaydetmek isteriz.O). Buna karşılık demokratik geleneuten yoksun topiumlarda, özerklik bir Anayasa kurumu olarak garanti edilmezse, siyasai iktidarın Üniversiteleri siyaset yuvaları haline getirdıği ve bilim üzerinde derhâl tehlikeli bir vesayet kurduğu, bundan da, toplum hayatmın ve özellikle toplumsal geüşmelerin büyük zararlar gördüğü, tartışma götürmez gerceklerdendir: Lâtin Amerikası devletlerinin özerk Üniversiteleriyle özerk olmayan Üniversitelerini karşüaştıran uzmanlann, örneğin Prof. Juan Mantovani'nın incelemesinde (4), Japonya'da anayasal özerklikten önceki durumia özerkliğı öngören Anayasa hUkmünden sonraki durumu karşılaştıran Tokyo Üniversitesi Profesörü Eijiro tnatomi'nin incelemesinde (5), bu konuda çok iyi açıklamalar yer almaktadır. Profesör Mantovani'nin, koşullan bize bir bayli benzeyen (demokrasi mücadelesı bizde olduğu gibl henüz çözümlenmemiş) Lâtin Amerikası Devletleri için ulaştığı şu yargılar, Turkiye bakınundan çok ilginçtir: ai Bazı Üniversitelerin, o memleketin hükürnetine bağlı olaşu, büyük bir sakınca yaratmaktadır; ve Üniversitenin özerkliği için daima tehdit teşkil etmektedir. b) Bu gibi özerkliklerini kaybetmiş Üniversiteler, diktatörlukierin, ıdeulojUerıa veya partııerin ve egemen zümrelerin organı olmaktadırlar. cj Ozerkliğın buiunmadığı yerde, gerçek Üniversite nayau yoktur. Bir çok Lâtin Amerikası Üniversitesi için durum böyledir. Onlano çabası, Uici güce salup ve demokratik kuruıuşu sağlamak ıçm bu özerkliği elde etme ctoğrultusunda olmalıdır.» (S. 520). Ayrıca belırtmek gerekır kı, yerleşmiş demokıasilerde Üniversite özerkliği için anayasal garan ti vazgeçılmez bir zorunluluk haline gelmediği halde bile, yeni yeni bir çok Anayasada bu güvence den taydaıanılmaktadır. Evet, yalnız birçok Lâtin Amerikası tCr neğin LnıguaT, Peru, Panama, Guatemaia, Arjantin, BoÜTra, Brezilya) Anayasalarında ve .lapon Anayasasında değil, ttalya' nın Finlandiva'nın ve Ditçoi Alman Land ının (Eyaletinin) (örneğin Baden Würt«nberg, Bavyera, Bremen. Hessen, Nordrhein • «estralen. Reinland • Pfalz) Anayasajannda da, yönetsel özerk liğin ayrıca belırtilmesi lüzumlu göriilmüstür. Vazıl) Anayasası bulunmayan Ingiltere'de ıse, Ünıversıteler öteden beri tam bir özerklık statüsü içindedirler. Türkiye'nin koşullan, Üniversite özerkliğinin Anayasada açıkça belirtilmesi bakımından, yukanda sözünü ettiğimiz bu ülkelerden çok dana da ağır basan bir zorunluluk ifade etmektedir. aksi olan bir sonuca varmanın bas langıeı olur. Üniversite muhtarlyeti, ileri, özgür, araşbrıcı bir üniversite düzeninin temel sartıdır. Her türlü hastahğın tedavisi özerklik statüsü içinde bulunabilir ve bulunmalıdır.» « ) «Üniversite özerkliğinin bir zırh yapılarak rejimi yıkıcı yayırüarın ve derslerin verildıgi» yolundaki iddiaların, ciddi oLmaktan pek uzak kaldığmı, sizin her. kesten çok takdir edeceğinize inanıyorum. Bir bukuk profesörü olarak. «öğretim üyelerinin bir dokunuhnazlığa sahip olmadıkları»nı, «rejimi yıkıcı kışkırtmalarda bulunan kişüerin, profesör de olsalar bu gibi derslerden hiç eksik olmayan sivil polisler yar. dunıyla 141 . 142. maddeden o KÜn mahkemeye verilmelerinin sağlanacağı.nı çok iyi bilirsiniz. Son tedlüş hareketlerine, «siyasai rejimlere ilişkin derslerin verildiği fakültelerdeki öğrenciler» in, cbu gibi derslerle hiçbir ilişkisi bulunmayan fen, tıp, mühendislik, tarım, mimarhk gibi fakültelerde» veya «bocaları üniversite özerkliğinden faydalanmıyan enstitü. akademi veya özerk olmayan üniversiteler, hattâ özel yüksek okullar öğrencüeri.nden daha yoğun oranda değil, daha az oranda kaulmış olmaları dahi, «hocalar masum çocuklann beyinlerinj yıkadı» yolundaki iddianın temelsizliğinl en kesin biçimde ortaya koymuştur. Bunu sizin de eski bir hukuk hocası olarak sevinçle karşüamanız gerekir. Kaldı ki siz, sayın Nihat Erim, bu gibi iddiaların gülünçlüğüne yıllar önce ne veciz cümlelerle değinmiştinlz. L'lus Gazetesindeki 20.7.1953 günlü makalenizde pek haklı olarak sŞyle diyordunuz: «Gerçekten biîfin diktatoryalann kaderi tnüşterek olmuştur, nasıl başlamış ohrsa ölsunlar sonunda mutlaka felâkete uğramışlardır». Bir defa anayasa ihlâl edilmeye, hukuk \kaideleri çiğnenmeye başlaymca. aynı üeviden hareketler birbirini doğurmaktadır. Meselâ şu sırada Tütkiye, gayet tipik bir teerübeniıv içine sokulmuştur. Başlangıçta maskelenmeye çalışılan s»kat işler, şimdi daha iyi yapüma^tadır. Memlekette sanki bir ay«klanma te§ebbüsü varmış gibi, fevkalâde hallerde ortaya atılan tâbirler kullanılmaktadır. Milli selâmet kanunları bazırlanmakta olduğu söyleniyor. Halbuki için aslı şudur: Devleti iyi idare ede* meyen eller, tenkidler karşısında soğukkanlılıİdarmı kaybetmişler. dir. Tenkidden kurtulmak için, türlü bahanelerle hürriyetler kısıtlanmaktadır... Asıl dert, murakabesizlikten doğmaktadır. Ten kidleri baltaladıkca murakabe azalmakta, işler daha kötüye gitmektedir. Bu yoida çok garip işler de olmaklachr. Meselâ iktidar partisinin gazetelerine bakılacak olursa. üniversite muhtariyetini baltalayacak olan kanun tasariM d» «Milli Selâmcl» kanunların. dan biıidir. Buna hayrct etme Dr. NİHAD BAYDUR'a hastabanenin Başbekim yardımcısı Dahüıye Mütehassısı saym; Dr. TALAT ÜLGEN'e sonsuz teşekkürlerimlc; en samimî ederim. şükranlarım; arz ALİ EECAN Cumhurivet 54<«ı ••••!«•«•••*•••••••••••«•••••««•••••.< Başka arüaüaşlar da ayrıimayı tercilı ettüer. Ünıversitede Kalan değerli bir çok profesör de küstü, bir kısmı kan ağlıyarak sustu. Kısacası, sosyal büımler 8lanında tam bir kıstrlaşma kesriısini gösterdi; ve özerkhğm Kaldırılması, hocalardan çok topluraun yararlarını baltaladı. Işte 27 Mayıs Anayasası, DU karaniık döneme son vermek amaciyledir ki, Üniversitenin özerküğînı bir Anayasa kurumu haline getirme zorunluğunu duymuştu. O sayede, 1961 den bu yana Universıielerimizde tam bir eleştirici ruh, tartışma ve araştınna bavası eğemendir. Bir toplumu lleriye götürecek şartlaıon başında, «o toplumun bilim adamlannın, kendı toplumsai koşul ve ilişkilerini serbestçe inceleyebilmeleri ve karar mevkıınde olan kişılerın yanlış adımlarını çekinmeden ortaya koyabilme olanağu» nın yer aldığını, siz de inkâr edemezsinlz. Işte bundan ötürüdür ki, son beş altı yıldır, tarıhimizin hiç bir dönerainde kendisinı göstermemiş olan bir toplumsal uyanışa kavuşuşumuzu ve toplum sorunlanmızın temelde yatan nedenlerine inen incelemeleri, düşünce ve bilim alamnda 1961 Anayasasımn getirdiği özgürlük ve özerklik havasının sağladığım söylemenın bir abartma sayüamıyacağuu teslim edeceğinize inanıyorum. Çünkü bu yoldaki değer yargılarını, aynı Partinin en yüksek organında bulunduğumuz günlerde ağzınızdan bir kaç kez işitmis bulunmakUyun. (2). Eğer 1956 yılında Üniversiteye tekrar dönme talebiniz, «politikaya fazla girip çıktığınızi» ileri süren bazı arkadaşlanmızın anlayış sızlığı yüzünden reddedilmemiş olsaydı, bugün cüppenizle aramızda bulunacak ve Üniversite özerkhğıni başarı ile savunacak arkadaşlann başında yer alznış olataktıiuz. Bu nedenle de, sizi arzunua hilâiına «ya Üniversite, ya politikadan birini seçmeye zorlayan» Adnan Menderes kadar, anlayışsız meslekdaşlarımı da naksız buluyorum. mek nıümkiin değildir. Üniversite profesörlcrinin yazıları milletin selâmctini tehlikeye sokmu»! İnamlacak sey midir bu? Viirürlükte olan kanunlar, devletin eüvenliğini korumak için ağır cezalar koymuştur. Kanunlara göre suç sayılmayan yazılar. Milli Selâraeti tehlikeye sokabilir mi? So kar diyenlere inanmak için çok saf olmak gerekir.» DJktalöriyklerde u ner yerde böyledir. Butün diktatoryalar aytu rnetodlara başvururlar, hürriyetlert uydurma tehlikeler öna sürerek tebdjt ederler. Hatta bu konuda tertip, ilk bakışta göze çarpacak kadar çocukça olur. Nitekim üniversite muhtari.retüıi zedeli.Tecek ılan kanun. Kfiya finiversitevi nolitikaTa sokmamak için hazırlanmıştır Asıt maksadın tenkidleri susturmah olduğu bilinmektedir. Bunu mas kelemek için başka şeyier sövlemektedir... Ne garip betızeyistir ki, Arjantin'de Albav Peron da aynı vollardan vürümüştür. ü da ışleri sekiine uydura u.vdura demokraaı ve bukuk devleti mefhumunu muntevasına bırakmıştır. Diktatörlük hevesıileri kolay başlangıçtan hayale ka pılmamalıdır. tşin sonunu iyi düşünmelidir. Millete bir gün mutlaka hesap verileceği bilinmelidir. Diktatorlüğe bazan peıt kolay başianabilır, aym kolay 1 ıkla içinden çıkılabildigi tıenUz eörülmemiştir» ( ü l u s 20.7.1953). Sayın Erim, vazılannızı daîma zevkle okumus v<3 ondao notlaı çıkarmış bir meslektaşmız olarak kaydetmek lsterim kı, yukandaki yazıda en kuvretli ve aradan daha yıllar eeçse de defcerini kaybetmiyecek ve soru»umuza ışık tutacak cümte, «sıç sayılmıyan vazılann, rmıU gtvenliği tehlikeye düşüremiye«^•dir. Hocaların sözleri suç bikj sayılmıyor amraa, tnilU güvenljgi zedeliyorl tşta bu olamaw cEger bocalar milli güveo liği zedeliyen sözler sarf etmış veya yazılar vazmjs o'.salardı. o zamic da bugünr kadar çoktan mahlijmeye verilmis oimaları EereHjdi» demek istiyorsunuz ki. bü mükemmel mantıga katıımıyaoık mantik salıibi kişj düşünülemez! Eret Savın Prof. Erim. hem kendi roantığınıza ve hem de her aklın kabul edeceği ve sizin esa B önceki sözleriniz niversitemıze özerkliği esirgeme konusunda ileri sürülen gerekçelerin ıse, tatmin edici olmadığuu ve asla Üniversite özerkliğinin sakıncalarına dayanmadığmı, hiç değilse Prof. Erim' ın teslim edecefinden şüphe et> miyorum: Bazı öğrencilerin şiddete başvurmalarının, Üniversiterün yönetsel ve bilimsel özerkliğiyle dolaylı olarak bile hiçbir ilgisi olamıyacağını, sayın tnönü ve siz tam bir özdeyişle dile getirmiştiniz: Sayın Inönü (sizın de kendisinin vekili olduğunuz sırada) 19.6.1968 günü şöyle diyordu: .Bu durum karşısında hüküme. tin tutumu dikkati çekmektedir. Herhangi bir suretle üniversite içi ve dıjı hareketlere karışmak istemiyor. Bir kayıtsızlık manzarası vardır. Hükümetin bu ksdar büyük bir millet meselesinde kayıtsız bulunduğu tasavvur edilemez. Bu karışmak istememekte; vakit vakit üniversite muhtardır, kendi meselelerini halleder, tarzındaki sayın Baçbakanın beyanatı dikkati çekmektedir. Eğer olay lar özerk olan üniversitelerin muhtariyetteri yüzünden çıkmıştır tarzında, muhtariyetin suelu îörülmesi imâsını taşıyorsa, bunalımr muhtariyetin bulunmasına bağlamak, gervcguı tamamiyl) U rınız olan bu sanıtın dogruıuğu na ve çücüne tnanınız: Hero Sanun ve bukuk gerçevesı ıçımie kalmak. hem de reuroe fear^ı «erçekten kışlnracııılt vapmak hiç deeüse Tiırkiyemiz'deki kanun hükümlerı ve uystulama bakımından Dahîlerın bile gösteremıyecegı bir maritettır. CünKÜ ılgılı maddelerın bir kısmının (asıst ttalyan Ceza Kanunundan almdıgını bilıyorsunuz. ünlann uvgulamalannın da ne kaciar sert olduSunu teslim eden VUK sek Anayasa Mahkememızın !" üyesinden v tanesı. bu neden'.e dir kı. 141142'nci maüdelerın A navasaya aykırı düştüğünü r>ıi€ kabul etme zorunluğunu duymuşiardır. Bu sert madaeler v« daha sert uysulannmsı varken «kanunun dışında tatarak kış kırtma \'apma> diye bir şey dü şünülemez. Kaldı kı. lurtıalcıle: ne derlerse desınler. üerici ünı versıte hocalan Maocu va da Lı ninci değil. sade Atatürfcçüier dir; fakat 193» vılınm degil «li*ti 1S69, IS7U. 197! vıllarının ileny dönilk Atatürfecüleri!» Bunu b < c le biliniz; ve bundan ötürü d memnun olunuz! AKsını ıddia « denler btzırrue sizin önünüzd eşit şartlaria Oir açık oturur kabul etsinıer. bakınız gerçei ler nasıl ortaya çikacaktır. 'Gelecek vazımda bu konı nun oaşisa bir vanını. yine sızı ve Saym tnöaü'nün değerli sö lennizle aydınlatmağa çalışac; ğım). cak. Çok kalmadı. O günii de göreceğiz. ^^^^^^^^^^™«^^^^^™^^BI I f J L A A I /UUBilJU YARIN:. Üçüncü mektup (1) tniverslteye 38 Mayıs 1960 < döndüm. (2) 19ül Anayasasmuı özetlik Hürriyetler kısmını öğen k nusmalannız Millet Mecl Tutanaklannda da yer alm; tadır. (3ı İdce. Gestatt uııd Aufgabe d L'niversitaetan in den Nicdf landeo (L'niversitael und m derne VTelt). (6) M. Medisi. 19.fi.ISe8. Cilt S. 240. (4ı Idee. Form und Sendung d (Jniverstiaetcn in den latein amerikaniscben Laendern. (5) Gestalt und Aufgabe der j panisrhen t'nivcrsilaetcn dtr Haftplık Hober Dergisi Y ^ N K L da bu hafto Orduda Reform Gen. Faruk Gürler'i tanıyor musunuz? hafto J L A N K I okuyunu P.K. 161 Bakant.kiar ANKARA Cumhuriyet Batı demokrasisî ayın Erim, BÜniversitenin özerkliğinin sadece anayasal veya yasal giivence sayesinde sağlanmayacağuu ileri surme» S