Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA İKİ tCUMHURÎYET: 31 Mayıs 1971 NCE FRANSA'BAN BAHSEDELİM s Oyn»k bir toprak ü&tünde ve kötü bir yerleşme içinde oldnğumnscu, hepimiz biliyornz. 17 Mayıs tarihli Cnmhuriyet'te ve gene bu sütunlarda çıkan «Nasıl bir toprak üstünde otnruyoruz?» baslıklı vazımın çesitli yankılan oldn. Yazıda ayrıca, ünlii Alman Jcoloğn Salamon Kalvi'nin. yıllar yılı önce bizi nyaran raporundan bahsetmiştim. Bu rapor. devletin kimbilir hangi tozlu mabzeninde uyur. Ama onun mesela : «Bu sehrin düzlük 5aha?ına. ancak valnız bir istas\on binasından baska bir şey yapılamaz. O da, d"eprem tekniğine uygun olmak şartiyle..» diye yazdığı beldemizin, bn ıltı kof ve çamur alanlarında, simdi nice apartmanlarıyle koca bir sehir yayılmıstır. Ama ben bn yazımda baska bir konuvu ele alacağım. Konu sudur: Türk Tabiatını Koruma ve Konut BakanlıŞı ! Ama hemen sıınn belirteyim: Bn bulus benim değildir. Bu isimde bir Bakanlık bir süreden beri Fransa devlet teşkilâtının yapısında yerini almıstır, çalışmaktadır. Asli förevi. Fransa tabiatını, yani Fransa'nın tabiî güzelliklerini. dailannı. derelerini, göllerini, ormanlannı. hele deniz, EÖl, nehir kıyüannı, kısacası Tanrı vergisi toprak üstü hazinelerini kornmaktır. Fransa topraklan üstünde Fransızlann. bn Tanrı vergisi güzellikleri bozmadan verlesmesini sailamaktır. Bn topraklara verlesmek davasmda. Fransa'nın eirkinleştirilmesini önltmektir. Kısacası, Fransa'ya; katsai anavatan. güzrl anavatan, tahribedilmemis, çîrkinlestirilmemi* güıelliklerinden soyulmamıs yurt olarak bak. mayı sağlamaktır. ransa'da; tabiat güzelliklerini korumak, toprağa saygı dnymak, vatana tapmak. toprak iiıtti hazinelerine karşı da baflı ve saygılı olmak yolnnda knrnlan «Tabiatı Ko. rnma Bakanlığı» olmadan da Fransizlar tabiata ssygtitydı. Fransa'da ormanlar kesilmemişti, mer'alar soysuzlaştmlmamıstı, dereler, kaynaklar kurutulmamıstı. Hülâsa. yeşillik1er, kıyılar. snlar ve güzellikler. bizde oldoğu gibi yağmaya verilmemisti. Zaten tesebbtts yeni de değildir. Eskiden beri devam eden güzellik saygısını birtarafa bıraksak biie, General de Ganlle zamanında Fransa'nın Atlan. tik sahilleri, yiizcr vüzellişer kilometrelik bölgelere bölünmüştü. Bnralarda hangi şartlar dahilinde insaat yapılabilecegi, tabiatın nasıl korun.aca|ı, kıyıların nasıl mnhafaza edi. leceği kannnlaştırılmıstı. Şimdi iıe, kıyılara, dağlara, derelere, hattâ şehirlere elatan Tabi. atı Koruma Bakanhfı, zaten başUnılan ve aslında Fransa'da gelenek halinde olan bir ynrt güzelliği saygısımn, kamn hakkı olarak de. vamıdır.. ize gelince.. Biz de. tabiatın vaktiyle öıenerek yarattıiı bir toprak parçaM üzerinde otaran bir milletiz. Açıkça ifade et. mek gerekirse biz, con topraklar üstünde son TABİATI KORUMA ve KONUT BAKAN1IGI Şevket Süreyya AYDEMİR Türkleriz '. Bın yıl içînde, >aj ıtabildiîımiz kadar yayıldık. Ama artık ne yayılacak, ne goçecek \er kalmıstır. Bugün su barındıfımu yorgun topraklar üstünde yasamak, çoğalmak \e kimseye de elaçmadan kendi yiyecegimizi bn topraklardan çıkarmak zornndayız. Çflnkü aslında çiftçi bir ülke olan Türkiyenin. dısa. rıdan bnfday, yag, yiyecek dilenmesi yüzkızartıcı oldnğn kadar. gelecek için çinensizlik veren bir acı gerçektir. Çünkü daha bn asrın sonnnda en az 60 milyona ve battâ daha faz. laya varacak olan bir eski ve »oylu milleti, kıyamete kadar baskalannın beslemesini bek. lemek, bir gün açhk ve hayal kırıklıklan ya. ratır. O halde biz son Türkler; bn son toprak. lan. «yeniden fethetmek» ve ba topraklar üstünde «yeniden yerleşmek» zornnda olsn bir milletiz. Yani bizi önümüzde; alınterinin. in. sanüstü çalışmanın, bunnn için de, rnb ve devlet disiplinlnin beklediği günler var. öyle bir devlet disiplini ve is seferberligi ki, köy. leri lüznmsnz yere dajtıtmıyalım. Köylüyü is, ocak ve toprak sahibi yapalım. Toprak ko. runsun ve tarla verimli olsnn. Şehirlerin e t . rafında, yarının çelismeli problemlerine gebe olan gecekondn dervalan varatılmasın. Küçük ve orta toprak mülkiycti ile, bnnlan destekleyecek devlet üretmr eiftliklerlni. toprak re. formnnnn esası olarak alalım. Ve «anayii. trkniği ve her kademede efitimi. ikinç sehrin kenarlarında yıfınlastırmaktansa. bütün ynrdon, nzak yakın köşelerine yayalım. tusundan yoksun, yani yarattıgı çelışmelerle acısını çok çekeceğimiz. bedelini her alanda ödeyeceğimiz 1950 . 1971 arası gibi demagojik perişanlıklar yerine, bir yerleşme ve insa disiplini knralım. Sanayi, Anadoln'ya yayıljın. Ve sanayi sahaları, daha Önceden planlanmıs yıldız «ehirler halinde knrulsnn. öyle sehirler ki. sehir sahasımn en az oo50 kısmının yesil sahalar ve parklar olnsn esas olarak alınsın. Ama o kadar da değil. Bn şehirlerin gelecek. teki inkisaf sahası için de ve gene *«50 yeşil. lik, en azdan iki misli genisleme alanı, daha bastan kornnsnn. Kövden sehre akın. bn yıldız sanayi sehirlerine olsnn. Evet. iste bn da, bir tabiatı kornma ve veniden yerleşme isidir.. nm mahvedilişinden sonra, simdi «yeşile 6lüm.» çığlığı. Gemlik körfezine de el atmıştır. Başka türliı bir Bakanlık hükümet teşkilâtımızda gerçi bir Imar ve İskân Bakanhğı vardır. Fakat gerçek şudıır ki, son 20 yıl içindeki kötü yerleşmeler. ana şehirleri çeviren gecekondn deryaları, kıyıların yağraası, insaattaki kontrolsüziük ve neticede bu^ünkii iskân sahalarınm varın nice acılara gebe olması ihtimali, hep bu Bakanlıçm varlığına rağmen gelişmiştir. Bunun icin. simdi 'ıekled:ğimiz veniden verleşmeyi, bu BakanlıSin basanp başaramıyacağmda. haklı olarak tereddüt vardır. Hele her depremin bize yeni bir imar kontrolsüzlüğü misali vermesi. bu tereddüdü büsbütün aıttırmaktadır Bugün. nasıl ve başa neler eetirebilecek b<r çatı altmda oturdnğumuzu bilmiyoruz. Meselâ hepsi de vüksek tnübendisler eiiyle ve nice n.vanDro,ie vr projrlerden sonra yapılan 5.000 kişilik Ankara Spor Saravının bir Rece, bir anda cöküsü, Imar ve İskân Bakanlığına düsen vazifelerin iyi vatıılmadıeının hir delili d»ğil midir? Özel mesken inşaatı da bövle? Mese'â bu sütunlarda çıkan ve «nasıl bir toprak üstünde oturuyoruz?» başiığını taşıyan razımın yankıları arasmda, hem de isim ve adres vererek, bana bildirilen bir durumu n*kledeyim: Telefon eden sayın okuyncumuz. bir doktor ve operatördür. Ankara Bahçelievler semtinde. Berrak Evler mahallesinde oturmaktadır. Ama Berrak Evlerde havat. çaliba biraz endiseli geçmrktedir. Mahalle bir kooperatiftir. Fakat bir gün savın okuyucumuzun otıırduru apartımanın temeilerinden su ka>nar Temel arılarak hakılır Ve saskınlıkla enriilür ki. temel harçsıztas vısinıdır. Sonra avni \erde baska bir ev ayni ârızarı gösterir fiöriilen manzara gene aynidîr. Yani temel cene harr«;i7dır. Ve şahsını tammamakla beraber telpfnr.da anlattıklanndan ıstırabını takdir edebildieim sayın Dr. Operatör Cemal User, haklı olarak bazı endişeler içindedir. TT albuki bu telefon gSrüşmesinden üç gün * •* önce, Türk Tarih Kurumunda bir konferar.s dinlemiş, projek^iyonla resimler sevretmiştik. Konu: Suntrurlu tarafında bulunan ve 4000 yıl önceki bir verlesme sahasına ait olan kalıntılar hakkındavdı. Ve bu kalıntılar açık olarak gösteriyordu ki. 4000 yıl önce Anadoluda yaşıyan insar.lar, evlerinin temellerinde, hiç olmazsa çamur harc kullanmaktadırlar. O temellerin yapıldıği trünlerden i^e şimdi biz. tam 6000 yıl sonraki günlerde vasıyoruz... 'Başbakaoın demeci Ive Çilingjroğln'non | öğütleri Haftanın raporu ı ^ * Konut Bakanlığına dönelim. Evet, bugün ' e ise, biz gene, su Tabiatı Koruma ve Başbakan say ın Nihat Erim Fransız radyo ve televızyonuna bır I demeç vermiş ve"bu demeç. dünkü gazetelerde yaymlanmıstır. Tur | kiyenin içinde bulunduğu durumla ilgiü sonıların cevaplannı kapsayan bu demeçte Başbakanın özeUikle ülkenin iki ay gibi bir sure I sonunda nonnal sartlaıa dönebileceğmi belirten gorüşü ferahlık ya I ratıcı nitcliktedir Başbakanın bu sözlerinde, ülkeyi huzursuzluga I iten bozguncu ve anarşik olaylann bu süre içmde tamamen yok «dı • leceği ve bunların sebebiyet verdiği olağanüstü kosuUarın, yerını I normal koşullara bırakacağı ümidini bulmak mümkundur. I Başbakan bu demecinde Türkiyede cereyan eden anarşik olay I ları bütün dünyada gdriilen olaylann bir devamı olarak nitelemlş I tir. Erim hemen ilâve etmiştir .Fakat bu. Türkive için özel bazı nedenler yok demek değiidir. Kcndimize özgü, ülkenin şartlan ile il I gili nedenler vardır.» I Kuşkusuz dış etkenler. zararlı ideolojik akımlar. Türkiyede reiim üzerinde oynanan oj'unlar yani sıra, saym Başbakanın da işaret I ettiği gibi ülkemize özgü bazı nedenler bugürutü ortam üzerinde etkili olmuştur. Prof. Erim bunlara örnek verirken Eğitim sorununu ve sistemini ele almıstır. Başbakan bu sorunu şöyle bir tahlile tâbi tuünustur" «Millî Eğitim sistemimiz yüzyılımızın gereklerine uymamaktadır Her yıl onbinlerce lise ınezunu yuksek okullara başvurmada. fakat istediğt fakülte ve>a okula eirememektedir. Sosyal bilimler dalıııda her yıl bircok mezun verdijrimiz halde. teknik fakültelerden mezun olanlann sayısı rok azdır. ÜniverMteyi hitiren bir senç, îs bulacainndan emin denldir. Bu. gençler için hüyiik bir sorundur. Böylece hir taraftan yüzyılımızın sorunlan, diğer taraftan Türkiyenin kendi sorunlan buna yol acmaktadır.» Suyu ve yeşili sevmemek er milletin meziyetleri ve Imsurlan var. ttiraf etmeliyiz ki biz. yeşili ve suyu, yeteri kadar sevmiyen bir milletiz. Bn bizim jropolitik ve sosyoekonomik tarihî rapunızdan gelir. Çünkü Türk milleti. elbette medeni eserler vermeMe beraber, aslında vaylalann mahulüdür. Tâ Altındağdan, Ege kıyılarına kadar uzanan vaylalann mahsulü. Tayla ekonomisi ise, mer'a hayvancılığır.a dayanir. Yaylakkışlak sistraıine davanır. Mer'a harvancılığının en nvgun verüstn manzarası ise. ormanlann encellemediti ceniş yaylaklardır. Orman: mera hayvancılığına varamaz. Bizim bir deniz ve kıyı milleti olmadığımız ise malumdur. Galiba bunun için olacak ki, son bin yıldan beri yerleştiğimiz Anadoluda da. ormanlar daima azalmıştır. Daha 100 yıl önceye kadar ormuılarla örtülü olan Orta ve Doğn Anadolu. simdi tamamen çıplaktır. 100 • 150 yıl öncesinin tstanbul ve çevresindeki yeşUUğinin, battâ tstanbul evlerindeki bahçe alışkanlı|ının nasıl silindiğini ise görüyornz. Bugün koca İsUnbnl şehrinde ve Topkapı surlannın koruyabildiği bir avuçluk Gülhar.e parkını bir tarafa birakırsak, tek park yoktur. Galata çirkinliği ise her gün. Boğazda sahalar fetheder. tzmit körfezinin ve çevresi Reformlar Ülkenin başma çöreklenmis bunca soruna. bir örnek vererek böylece değinen Başbakan. daha sonra hir soru üzerine meselenin temeline inme fırsatını da bulmaktadır. Soru. on yıldır vadedilip de I uvgulanmayan reformlar bahsine değinmekte ve bu durumun bu | ırün vardığımız nokts üzerindeki etkisini arastırmaktadır Sayır Eıimin bu soruya verdiği cevaD cidden ilgincHr ve kuşkusuz yara I ya tam parmak basmak niteliğindedir Başbakan şöyle diyor: | • Türkiye gelişme yolunda olan bir ülkedir Birçok reformlara ıh . ti\acımız vardır. Tarım reformu. eeitim reformu. sosval adaleti ser I cekleştirmek ve ekonomik (füvenliği sağlamak icin bir vergi refor I muna ihtiyaç vard;r Bu reformların son 10 yıldan beri uygulanma . dığı doğrudur.» I Başbakanın. bir demecin dar çerçevesi içinde bu kadarını söv I leyebildiği gerçeğin ardmdan gitmek gerekmektedir Türkiyenin . başlıca meselesinin. bu sözlerle ifadesini bulan olumsuz gidis için I de düğümlendiğini bilmeven voktur Öyle ise. bu zorunlu reform I ları uyeulamadan o seneleri boşuna geçirenler kimlerdir? Nerede • dır onlar ve nered<>dir onların tarihî sorumlulukları? Başbakanın I temas ettiği önemli nokta dolavısiyle bu sorular da derhal hatırs • gelmektedir. Bir sorunu çö?<""ken. anarsi"îtini katî'inf evlpmci^inı I bozffuncusunu temizlerken. ehliyetsizlikleri ve ihmalleriyle. Atatürk | çülüğe sırt çevirmekle. Atatiirk d°%Tİmlerini hiçe sa>makla hıj durumun meydana gelmesinde başlıca âmil olmus olanlar bu ta I rıhî sorumluluğun perdesi altmda saklı kaldıkça çözüme nasıl ula I şılabilir ki? I Ülkemiz huzur ve sükuna kavusturulurken, hükümet yeni re | formlara yönelirken Türk vatandaşımn dikkat ve çuurunun o PCT I de arkasma saklanmış sorumluları da ergeç meydana çıkaracag) | umudunu yitirmemek gerekmektedir. A B ma bütün bnnları yapar ve Tnrkiye'de Türk milletinin yeniden verlesmesini saflarken, her seyden önce, Türkive tabiatını kornyalım. Deniz, göl, nehir kıyılan. geleceğin ebediyen mnbafaza edilecek yesil sahalan ve milli parklar knrtanlsın. Bofaziçi Galatalas. masın ve körfezier. fabrika jahalan haline gelmesin. Kısacası, yurdumuru yeniden frthedelim. Bn topraklara yeniden verleselim. Terkabugn rüzifârlannın bir nefeste vere sfrdijn ve insa kontrolsüzlüğünün, halkın canına kıydı|ı gamsız, vnrdamdnymaı ve (orumlnlnk duy. UNDEN UNE Varsın kıyamet kopsun!.. Size Ismet Kotak'ı tanıtmak isterim. Kıbrıs'ın yetiştirdiği genç değerlerden biri olan Kotak, Kıbrıs yönetiminde çok faal olan kimselerden biridir. Türk toplnmnnnn sosyal davaları ile, kooperatif işleri ile, genel olarak Türk nnsurlarının maddî re. fah ve kalkınmasıyle meşgnldür. Adada «mt tanımayan Türk hemen hemeu hiç yaktur. Rumlar da onun kim olduğnnn çok yakıodan bilirler. . . Magosa'da Rnm polisinin dipçik!edi|i tsmet Kotak işte bn. dur. Bn polisler yalnız tsmet Kotak'ı değil, Magosa'nın Türk temsilcisi ile yanlannda bnlnnan arkadaşlarını da sebepsiz ola. rak dögmüşler ve yepyeni bir hadise yaratmışlardır. tsmet Kotak dnrnmnn nezaketini bilen bir kişi olarak olay çıkarmamağa azami dsrecede dikkat sarfeden bir yöneticidir. Tani bn olaya bizim Türklerin vesile verdiklerini Rnmlar bile iddia edemezler. öyle ise nedir bu hiddet, bu şiddet? Son zamanlarda Makarios yönetiminin lüznmnndan fazla asabî olduğu gözden kaçmamaktadır. Çünkü evvelâ Rnm yöne. timi birbirine girmis durumdadır. Hele birkaç Sovyet heyetinin Adayı ziyaretlerinden sonra Komünist Partisi mensubn AKEL1 cilerin azgınlığını durdurmak cok zorlaşmıştır. Hal böyle iken acaba Rum polisler, tsmet Kotak ve arkadaşlarını dipçiklemek lüznmunu neden duymuşlardır? Sebebinî söyleyelim : Ruhlarında hissettikleri acizden !.. Bunlar şörüyorlar ki, bütün şantaj ve tehditlere rafmen Türk toplumunda hicbir sarsıltna olmamaktadır. Aksine Türk toplumu; Klerides şöyle söylemis. Mahi gazetesi bövle yazmıs, Kipriyanu, Palatnas'la Atina'da yemek yemiş. ortodoks dinini Adada bir kan gütme inancı ve geleneği haline sokan Makarios Moskova'ya gidecekmis, orada Brejnev'e Atina cnntasını şikâ. yet edecekmis.. Bütün bunlar Ada Türklerine vızgelmekte ve Ada Türkleri kendi vatanlarında sağlam, rahat ve hak sahibi olarak yasamanın yolnndan hiç ayrılmamaktadırlar. Bn hal Kıbrıs yöneticilerini, özellikle ilkel bir insan olan EOKA'cı polisi çileden çıkarmağa yetmekte ve artmaktadır. Ama bizim de bu tecavüzden alacağımız ve Batı dünyasına satacağımız bir ibret dersi \ardır. Biliyorsnnnz, Makarios, Adada tek devlet kurmak istemekte ve bn devletin ENOStS'i. yani Tunanistan'la birlesmeyi istemesı halinde bn kapının da açık tntnlması gerektiğini bafıra bagıra savunmaktadır. Makarios' un kafasında Kıbrıs'taki Vît bin Türk. azınlık hakları ile bn adada Rumlara tâbi olarak yasamalıdırlar. Azınlık haklan ile ha !. Bnçün Türkler kendi bölçelerinde egemen iken o Türklerin liderlerinden birkaç tanesi tedhiş maksadiyle dipçiklenirse, yarın azınlık oldukları zaman baslarına acaba neler gelmez? Yalnız bu olay Adadaki insanların ya federatif, yahnt iki bağımsız; biri Türk, diğeri Rum iki devlet halinde yasamaları için haklı bir sebep de|il midir? Biz. EOKA vahsetine alıstınlmıs, zulüm etsinler diye yetistirilnıis. kiliselerde canilik yapsınlar diye sartlandırılmıs insanlara mı 120 bin Türk'ü teslim edip devletler hukuKu adına arkalanndan inleyip duraca|ız !. Sayın l'Thant, Sayın Roçers. Sayın Papadopulos. Sayın Brejnev, Sayın Erim. Sayın Pompidou. Sayın Enver Sedat, Sayın Golda Meir, Sayın Seku Ture. Sayın tndira Gandi ve dünyada ne kadar sayın kisi varsa bepsıne haber verelim ki. sayın olmayan Makarıos'un Türk unsurunu imha etme arzusu tahakkuk edemez, bu anu verine ge~ * Umez. Bn arzu yerine selmezse ne olur? Kıyamet mi kopar? Varsın bu kıyamet kopsun !. ayın Çetın ÖZBAYRAK, «Haftanın îçindetı» sütununda çok ama çok önemli bır soruna hem de haklı olarak suçlavıcı bir yargı ile parmak basıyor. Sorun: «Yorlasan Ba. sın» dır. Fransa'da yayınlanan ciddi ve doğru haber organı ünlü Le Monde'un karşılaştığı dolaylı çı. kar güçluklerinden örnekler vererek günümüzdekı gazetecili S YOZLAŞAN BASIN talarıyle ışbirhgı yaparak bır bakımdan onların da ışlerine ortak olarak okurlannın şans ıhtimallerını tfurup dinlenmeden körüklemelerı ve toplumu emeksız kazançlara ahştırmalan en azından «Basın Ahlâk Tasası» na ters düşer ve hattâ genel ahlâk kurallannı zedeler kanısındayız. Kumar sayılabilecek talıh oyunlannı birtakım buluş ( !) larla sürekh olarak vaymanın gazetecilikle ve daha da ilerı gıdebiliriz ıs ahlâkı ile bır ili«kisi olmasa gerektır.. Ama ülkemizde bu duruma düşen ve yozlaşan sadece basın değıldır. Tıcarı reklâmların çoğu «pıyango» ve «ikramiye» düzenıyle islemek tedir. «Daha saglam». «daha iyi» ve «daha ucnz» sloganları yerine, satısa zorlanan mallann şurasına burasına konulan kur'a numaraları ve gizlenen paralarla açıkça kumar oynanmakta ve buna göz yumulmaktadır. Ne yazık ki, bu tür «ahşveriş düzeni> ticarî özgürlük sayılabilıyor ve aldatmacalar geçerli olabiliyor.. Kapaklardaki harfle. rı. rakamları, ya da parçalı resimleri birleştırme çabasıyla, armağan (?) edilen malları kazanmak için çocuklarımızm okul kantinlerinde, bakkal dükkânları önünde kuyruğa girerek midelerini bol bol renkli sularla doldurduklarım görmeyen, bilmeyen var mıctır acaba?.. Basını ile, piyasası ile ve daha başka yönlerimizle yozlastığımız bir gerçek, özellikle son yıl lardayın Cevdet Aykan'ın «Yurtseverlere Çağrı» sını okuduk. Biz de zaten Sayın Bakana bugünlerde bır mr.ktup yazmayı duşünüyorduk. ^ımdl bu olanak içinde hem Bakammızın isteklerinı eleştirelım, hem de 1966 yıhndan beri okurlanmızın ancak ismen tanıyabildikleri Afjon Emirdağ ilçemizin MALLICA Köyünün çalışmalarından söz edeüm : YSE Genel Müdurlüğü Bolge Müdürleri toplantısında konusan Sayın Bakan Cevdet Aykan : «Bu tarihî dönemde uraut larının kaybolmamasını yurtta«. larımız bizden istemektedir» dıyerek bütün yurtseverleri. ilerı görüşlüleri yardıma çağınyor. Şimdi biz, Savın Bakana bes yıllık Mallıca Köyü kalkınmasında edindiğimiz tecrübelere dayanarak, ama bütün samimiyetimizle bazı sonuçları suna. lım: (D «TVRTSEVERLtK» artık söz lük kitaplannda kalmıstır. (2) Toplumsal kalkınmayı bi. linçsiz olarak engelleyen, sa. dece 1yi niyetli, ama beceriksiz, ılımlı aydınlar türemiştir. (3) Köy tsleri Bakanlıfi kuralu. snnn tamamlayıp, hattâ e«kimeırine rafmen açık seçik bir «Köv kalkınma planı» tesbit edememiştir. (î) Köylümüz, yöneticilerin ve diğer ilgili ayAnlann «aldatma aracı» haline getirilmiştir. (5) Büyük »knllarda oknyan fençlerimize «KÖY» sevdirilmemis, tam aksine, cazcı, danseı, kalem efendisi, saton çıtipıtısı olmalan için tüm olanaklar ıa|Iannııstır. (g) Yasalanmızın öngördügü «Planh kalkınma» sartı köy hizmetlerini engellemelt için tamsiper edilmiştir. Odalar Birliği kongresi I ujruna salt çıkarlara döniık bîr duruma düştüğünden ya da duşürü'.düğunden yakınıyor yazar... Evet, yazarın yakındığı ölçüyü de aşan ve sözü edilen güçluklerin pek çoğu. Türkiye'd1», yayınını sürdürmeve çahsan cid dî fazeteler için de geçerlidir. Geçerlidir: Çünkü, ülkemizde ciddî gazetelerin ve gazeteciliğin yasaması. yaşatılması çok 7orlasmı«:tır. öyle ki, gazete ve dergilcrin pek çoğu halkı aydınlatma ve toplumun seviyesi. ni bır okul. bir üniversıte gibi yükseltme çabası söyle dur^un. doğru haber, ciddî yazı gibi temel görevlerini bile unutmu? görünmekteıîİTİer. Sek? konulanna iliskin resimler. yazılar, heyecansal ve şişirilmıs haberler. kişisel serüvenler, sosyete dedikoduları gazete v« dergileritnizi kaplamıştır. Bir fotoroman gazeteciliği almış yurumüstur ülkemizde... Gazetelerimizin çoğunluğu cid dî gazetecilikle bağdaşmıyen birtakım yan işlere giristnislerdîr: Kuponlu piyangolu işler.. O kadar ki, gazete ve dergilen sırf kuponları için satın alarak kuponlan kestikten sonra bir tarafa atan ve ambalâj olarak kullanan okurlar (!), eksik kuponları tamamlatmak için gazetelerin eski sayılarını satışa çıkaran açıkgözler bile türemiştir. TARTIŞMA zat gıtmek ister, sorunlan dogru teşhıs etmek ister, masabası yönetımi ile, bir müdür, bir mühür zihniyetiyle olmaz, v.b.» demıştik. Ve bunda bugün de ısrar edıyoruz. Odalar Birliği kongresinde konusan sayın Ticaret . Sanayi I Bakanı Ayhan Çilingiroğlu girdiğimız bu yeni dönemde özel sek I törümüze uygar ve aydınlık bir yol çizmiştir. Bu öğütleri yabana • atmamak gerekmektedir Kalkınmada karma ekonomi düzeninin t esas olduğuna işaret eden sayın Çılingiroğlu bu karma düzeninin I bir kesimini teşkil eden özel sektöre hedefı şöyle gbstermiştir: I •Zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen ulusumuz hâlâ dü l şiık bir gelir düzeyindedir. Llaşmayı özlediğimiz gelismis ülkelerin I gelir düzeyine varabilmek. toplumun her ferdinin toplum yaranoı * ön plânda tntarak çahşnıası \\t mümkündür.» , ,„.,., I Ticaret"'. Sanayi' Bakanı bu genel Ukeyi belirttikten «nra I meslek teçekküllerinin soromrlıluklan bahsinde de Uginç görüs. | ler ileri sürmüştür. Bu konudaki şu görüşe katümamak mümkün değildir: I • Meslek tesekkülleri. meslek içindeki su veya bu şrruba hU> I met yerine, gerçekten toplum yararına çahsan tesekküller olduk . ları sürece kalkınmaya. ilerlemeye. toplum düzeninin korunmasına I hizmet ediyorlar demektir. Kısa vadeli kâr düsüncesi. sahsi çıkar | ve endişeler, meslek dısı sunî müdahalelerle yönetilen mesieb kuruluslan hem kendi menfaatlerine, hem de topluma faydalı ol I mak olaganağma sahip olamazlar.» | CUMHURİYET I KÖPRÜLERİN ALTINDAN... î î nceki yıllarda biz ne kapıI I lar aşındırdık, ne kadar kâ™ ğıtlar karaladık.. Türk Kadınlar Birliğinin cicı Başkanı Sayın Günselı Özkaya'ya Mallıcalı Cennet Ebe'miz mektup yaz dıydı da cevap bile alamadıydı.. Ama biz, Saym Özkaya'yı bir köye değil de Afyon il merkezinde bir baloya davet etseydik sanınm gelirlerdı. Türk kadınu nı temsil etmek büyük kentlerin renkli, ışıklı salonlannda partiler kokteyller düzenlemek değiidir. Olmamalıdır. Burada Sağlık Bakanımız S a . yın Dr. Türkân Akyol'a da diyeceklerimiz var: Dağlan asıp da medeniyetin giremediği dağ ve orman içi köylerimizde ınsanla. rımız sifa bulmak için eşek kanı bile içiyorlar. Siz de eel'n, *n de görün çileli hemcinslerinizi, bitkin analanmızı ve de sevgili yurttaşlannızı... BIR BASKAN VAY1IMLA«1 ALTIN ELLER 8. P.K. 1382 İSTANBUL SAT1S1 BUGÜN ÇIKT1. Cuınhuriyet 4Ö63 TERS DÜŞEN G !> azetelerin kendi amaçlanndan saparak sigorta ve ınşa. at sirketleriyle, küçüklübüvuklü tuccarlarla. seyahat acen LL V CJ X . B HER ZtiMV hhmrtmıizde obn TÛRKİTE CUMHURİYETI ZIRAATBANKASIt', biarn barfcma HEJoznne ir süre önce Saym îlhan SELÇUK'un bu konuya ihşkin «Pîyangostan» başlıklı üginç Iıkrasını okumuştum. Piyangostan'da, yani özel çıkarlara dönük toplumlarda yalnız basın değil, daha başka kuruluşlar da yOzlaşır: özellikle eğitim... Yozlaşmanın en tehlikelisi, eğitim yozlaşmasıdır. Kemal CSTÜN Kadıköy Ist. SONUÇ Makinası Hofmann Marka Derhal Teslim Tediyede Kolaylık GAZİBULV.72/B Tel:26545O4383İZMIR <Can Reülâm: 109) 4566 91310 numaralı soför ehliyetiml kaybettlm. Hükümsüıdür. Mozatfeı Melec Cumnurlvet 4567 VOLANT BALANS B Mallıca Kalkınması ve Köy İşleri Bakanının çağrısı (Basın A • 8941 • 15331) • 4552 Nisan tarihli Cumhurivet gazetesinin ilk sahifesinde Reform Hükü. meti K5y işleri Bakanımız Sa İLK TEKLİF BİZİMDİ u tarihî dSnemde halkın u . mutlannı yitirmemesi içtı,, Hükümet üyelerlnin eeçmı» dönemlerdekl gibi kent ve ka. saba meydanlannda nutuk at. mayıp, köy çahşmalanna öncülülc etmelerini, rehber ve imkân sağlamalanm bekleriz. Çünkü arka teker, ön tekerin ardmdan gid"er. Değü mi efendim? Basri GÜVEN öğretmen Murath/TEKÎRDAĞ ETA Koll. Şti. 20 MİLYONA KADAR İskân Arazisi Alınacaktır tavass p mam Gürün Han Kat 4. No: 499 Cumhurı>et 4362 A slında pek çok olan Srneklerden akhmıza geüveren birkaçını sıraladıktan gonrn biz burada Sayın Bakammızın çağrısına eski şartımızla katıldığımızı kamuoyuna duyurmak isteriz. ŞartımiE, Saym Bakanın çağrısının ta kendisidir. 1966 y ı . lında basladıgınî söylediğimiz Mallıca köy kalkınmasına bu yıl 8 Temımızda bizzat gelecek misinlz? Gelmekle; Bakan olarak çagrınıza, ynrtsever olarak katıl. mış olacaksınız. Toksa; çağrı. nızla eyleminiz birbirine t e n düsecektir. Çünfcü biz daha ön. cekl yazılanmızda belirttiğimiı görüslerimizde: «Kalkınma lâfla olmaz, eylem tster, köye biz (Basm • A • 8941 • 15331) • 4551 Gümüşhane Devlet Hasiahanesi Başlabibliğinden Onsi temlzlllc yiyecek maddesl Koyun ve sıgu eü tllç ve malzeme Etanefc Maüen linylt fcömüru Miktan 33 ttalem 3750 kg. 58 Kalem :0000 Kg. 150 ton Urakrs. 46490 00 45750 00 32337 50 1500 00 38500 00 IMuvakkat tem. thale sekli Llra kr» thale rün rr saatl Kapaiı zarî Kapaü eart Kapaü cart 3488 76 3431 29 3426 85 ıo.e.ıu?l persemoe Saat 14.30 lü^J97l persemM 104.1971 persetDOe Saat tSJO ıoi>.ıs7i oersenbe Saai ıe.00 ıo.6.!97i oersemoe 6aat Saat ISVOO NİMBÜS Açıit etsuttne 1125 oo Kapaü «an 2137 so ¥ ~1 O O B T O R Tarık Z. Kırbakan * Deri, Saç ve Zührevl Hastalıklan Mtitehassısı. tstiklâ) Cad. Parmakkanı No: 16 TEU 44 10 13 (> f t * 1 GUmüştıane Devlet Hastahaneslnlo 1971 tnall yılı lutlyacı oiup Zi Kaıern myeceı ve t» mlılik maödea llü kaJeto stgır ve koyun etl, 58 Kalero Uaç ve malzeme I5U con maaen nnvıt tömürü tapalı «art usuiO Ue, O O kg ekmefe açııt eıcslltme suretıvie ekstıtmeve sonuimustur lOO S thale, yukanöa yaalı gün »e saatlerde Hastahaneae teşeKRüi eöecek KomtsvoD tarafından yapılaeaktır tstettlllerln tekliflertni 2490 sayıü fcanunda açıicianmıs olan oeiseıenru navi teza kanuna uygun şeMlde kapaü zarflaruu tbaleden bir saat evvei Komisvon» tesKrm ıszımdn 3 Postada vaki gecflsneler kabul edilmez, bunlara ait sartnajne tıer eün tnesa] saat) ıclD de Hastahase tdareslnde görülebillr. 'Basın 15290/4553'