25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 Mayıs 1971 :CÜMHURlTETi sSAYFA BEŞ şmmt. TURKÇENIN TARİHSEL SÖZLÜĞU HAZIRLANIYOR Refik DURBAŞ tanunlarsak dil, toplumun luzmetinde hayatla dolu bır varhk, canlı bir organızmadır. Dilin bu canlı yanı tamaıüa ihtiyaca gore gelışır, olgunla^ır, ya da eski gürluğünu yıtırerek kısırlaşır, giderek, toplumun yapısı değışıkljğe uğradıkça dılde de değışmeler olur. Agâh Sırn Levenfln de b«lirtügi gibi, dılin bu değişkenliğl en çok kelimeler üzerinde görülur. Çünku, «Kelimeler anlam değiştirir ya da yerinl başka kelımeye bırakarak unutulur. Bir süre sonra yeniden kullanılmağa başlandığı da olur. Değışmeler daha seyrek olarak cumlelerin yapısında, fıillerın çeklminde, tamlamalann bıçiminde başgosterir. Bu aonuncuîar dılbılgisi kurallannın değışmesine yol açar.» (Türk Dili, Mayıs 1971, Sayı 236) Dıldeki bu değışmeleri lse, nutün ayrıntılanyla, kronolojık sıraya gore ornekler vererek •çıklamak gorevı, «dılın tarüj•el sözlüğün«> düşmektedır Üzulerek söylemek gerekırse bızım şimdiye kadar boyle bır «tarihsel sozlüğumuz» olmamıştır. Gerek Türk dılı üzenndeki sraştırmaların yenı oluşu, gerekse bu alandaki çalışmalann dağınık ve kişisel bır plâtformda kalması böyle bır sozlüğua oluşmasına pek imkân vermemıştır. Agâh Sırn Levent'ın yazısından oğrenıyoruz kı, Almanlar, (Deutsches Wörterbüch) dıye anılan «Almanca Sozluğe» 1854'de başlamışlardır. Keza Ingılızler (The Oxford English Dictıonary) Oxford Ingılız Sozlüğune 1884'de baslayıp, 1928'de bıtırmişlerdır. Esas sozluk 13 cılt olup, bu »ozlüğun hazırlanmasına S00 bılım adamı katılmış, 10 000 den fazla eser taranmış, 2300 eserden ömek seçılmıs, 5 mılyon tanık toplanmış, bunlardan 3,5 mılyonu sözluğe alınmıstır. Bizde ıse aynı tanhlerde dılde sadeleşme hareketı daha yeni bas lıyordu. Müntf Pajsnın 1862 d* Cem'ıyyeti llmıyyei Osmanıyye adındaki dernek tarafından çıkanlan Mecmuaifünun"un ılic sayısında, mecmuanın; «herkesin anlayacagı surette sehlu'l ıbare olmak üzere» çıkacajııu fcaydetmesi, onlarla aramızdüü mesafeıun açıklığıru gostennesi bakırmndan oldukça ilginçtir. Şimdı, Agâb Sırn Levent'in yazısından oğreniyoruz kl uzun bır zaman ve süreklı bır çalışma ile büyük eroek isteyen bby leslne guç bir lse, Türk dilının tarihsel sözlüjrunün hazırlanmasına, Türk Dil Kurumu başlamıs. bulunuyor. Bu konuda gereken hazırhklara gırişilmış ve ilk anda taranacak kıtaplar seçilerek, taranmak üzere uzmanlara verilmistir. Agâh Sırn Levent, hazırıanmakta olan tanhsel sozlüğün niteligi üzerinde, »u açıklamalarda bulunuyor ca) Sözlüiün amacı: Bır ke. lıme ne raman, nasıl, hangı bıçımde ve hangi anlamda dıle eirmıştır? Q zamandan ben bıçim ve anlam bakımından n» eıbl değhıklıkler geçırmistır Dıldeki kelimelerden hangilerı bırakılıp unutulmu^tur, hangılerı yaşamaktatfır. Hangı tanhlerde ne gıbı veni anlamlar kazanmıstır? Bun'arı, turlu tanhlerde kaleme alınmn metinlerden secilen, bir dizi örnekle belirtmektır. b) Tanhsel «özlük, böylece ka>naklara ve belgelere davanmn olacaktır c) Ha» ivmler »lınmayacaktır. çl Dılde kullanılan bütün kelimelerlp bırlıkte metinlerde ceçen bılım. teknık ve sanatenfnlpn ver alacaktır d> Hr esa« kelimeve eîeı anlam aynliğı voksa . »özlükte va!ni7 bir kez ver verilecektir e) Bır kelımenin blrçok anlamı vardır. Metindeki cümlede o k'elıme hangı anlamda geçi. vorsa ancak o anlam alınacak, karışıkliğa mevdan vermemek 'rin baxka anlamlan vazılmavacaktır t. Kelımelerin an'amları açıklanırken. eğer açıklamada yardı mı olacaksa, Osmanlıca karşılıkları da gostenlmelıdir. g Asıllan gelene* ve çörenege bağlı olan kelimelerde, bunlar a~ıklanacaktjr. h Eski metinlerde sık sık geçen, hepsi de birer efsaneye bağlı bulunan kelime ve deyirn(Arkav ?. sahifede) "KAÇAKÇI ŞAHAN,, USTUNE AÇAKÇI ŞAHAN, Beklr Yıldız'ın RESO AĞA (1968, 2 ncı basımı 1971), ve KARA VAGON (1969, 2 ncı basımı 1971) dan sonra fiçüneü hikâye kitabı olnyor (1970). KARA VAGON'daki hikâ> eleriyle 1968'de «May Edebiyat öüdülü» nü alan yazar, son eserivle de «Sait Faik Hikâye Ödülü» nü Bilge Karasn ile bölüştü. tlk kez TÜRKLER ALMANTA' OA adlı roman denemesiyle 1966 yılında edebiyata giren Bckir Tıldız'ın kısa siirede arka arkaya iki ödül almasını, özellikle hn jürilerde ovlamaya katılan eleştirmenlenn aman. sız kisiler oldoğn da gozönünde tutulursa, salt bir raslantıya baflamak mümUün değîldir. Bekir Tıldız'ın edebiyata «iris dönemi diyebileceğimiz bn çağında yayımladıfı yazılarla bikâyecilik «anatına (kurulus, olaylan değerlendirme, kısilerı çozümleme ve anla'ı yonunden> bir yenilik setirdi|i iddia edile. raez. Ne var ki, Bekir Tıldız, Anadolu'nnn insanlarım çok vakından tanıdığı bir bölgesınden canlı, renkli ve çarpıcı sahııeler çızmeyi başarmıştır. Derin bir insan sevçisi ve eercek dnyçasuyla cızilen bn sahnelerin bence en önemli vanı vazarın insancı dünya %o. rü.sünü yansıtmasıdır. Bu noktada vazarla eseri arasında tam bır anUsma ve bütünlesme göriilür. Kitaptaki hikâyeleri çözden s e . çirirken ben de öncelikle bn bağlantılar üzerinde duracaçım. lk taikâve Gaffar ile Zara adlı tıznn bır hikâyedir. Kiiabın otuz iki sa\ fasını alan bn yazı öteki vazılardan bıriki kat daha pzun olmasına karsın gene de onlar «ıbi bir knçiik hikâve olmaktan öteye geçnıez Avrıntıları biraz daba genisletilmis, kisilerin ruh. sal bnnalımını pekleıttiren zıtlasmalar ve duv. gusal yönleri biraz daha islenmiş bir yazı olarak, küçük hikâve türii icine girer \e kitabın K en füzel, en basanh bikâyelerinden biri olnr. O!ay Harran bölçesinde Mahra köyünde geçer. Gaffar, askerlik ödevini yeni bitirmış iki çocuk babası çüçlü bir köylö gencı. Ka. rısı Zara ve çocnklarıyle bir eide, bastalıklı babası ile yaşlı anası da kendi baslarına avn bir evde otnmyorlar. Gaffar'la babası ara traktör sahibı olacak, hem de verimli topr»klar satın alacat... Bir olavlar zinciri içinde bir ırgatın ağa olma düsunii bn kadar açık v* ınandırıcı sekilde ilk kex Bekir Yıldız açığ» lurmas oluvor SiMDi BÜTÜN TÜBKiYE'M Şimdi bütün Türkiye'm uyudu Ben uyanıyorum Bir üç nöbetim var Kuzey Garnizonda Nefes alıp verdiğini Türkiye'min duyuyorum Duyuyorum nefes alıp verdiğini Türkiye'min Palandöken'lerde çobanlar üşümüş ateş yakıyor Köyler terkedümişliğini yaşıyor yalnızhğıru Söndür ışıklaruu İstanbul nöbetim başlıyor. Şimdi bütün Türkiye'm uyudu Ben uyandım Dağlarca ovalarca ırmaklarca ayaktayım Gökyüzünü yorgan gibi üstünüze çekiyorum Çekıyorum gökyüzünü yorgan gibi ustunuze Yıldızlar aydınlatsm tüm göreyim yüzünüzü Bir sevi ki içimde anlatılamaz Öpeceğim otuz milyon yüzünüzü gözünuzü. Şimdi bütün Türkiye'm uyudu Ben uyanığım Anıtkabir uyaruk Atatürk'üm birazdan devriye çıkacak Devriye çıkacak Atatürk'üm birazdan Ak yüzünün şavkı vuracak sabahlara Sabahlan uyandığmızda Türkiye'm daha aydınlık olacak... tsmet SEZER İ kıncı bıka>e, düğünlerde »ilâb atma g e . lene*ımn sehep oldnfu kötü sonucnn i n . san onnruna davanan nedenlerini anlatır. ^rkadasının ates almavan silâhını alay konnsa vapan adam bu sılâhın anî patlamasıyle öhir. Bu hikâvede alay edılen adamın rnh sında gelenekscl savgı havası geçerliğini sur hallerı. ezıUligı ofkesı \e öcalma totknro etkıli hir anlatımla belırtilmistir. dürüyor. Ajtıı geleneksel saygı Gaffarın ba. bası tarafından da a^aya yöneltilmistir. Kö. Kıtahııı uciincü hikâyesı olan «Zırhlı Şa\ıin çalısma düzenini bozan baslıca etken, n.ı» bu adla anılan bır knsnn etrafınds geçer. ağanın topraklarını traktörle ıslemeve baslaAslında Vakka« Kmmı ile Knsçn Mansnr ara. ması olnr. Makinc ağanın insan çücüne olan sında birtakım çekismeler, zıtlasmalar, siir^ereksinmesını birden azaltır. Gaffar'a sim tüsmeler anlatılır Harran bölgesinde Kertuse dilik obada is vardır an», varın vetismekte köMinün . hıç kuskusnz daha birçok yöreolan çocukları iş bnlamıvacaklardır. Gaffar nin ozel eglencelerinden biri oluyor kaş henii7 daba vakit (teçmeden Almanya'ya isci kapmak. Bır bakıma konn yenili|i de getiren olarak gidip para hiriktirmeTİ \e bn paravla Zırhlı Samı zevk ve heyecanl» oknnan bir asaııın vaptıSı C'bi bir traktör almayı kafa hikâve. sına koymnstnr. Her ne kadar obavi bırakıp Gu?el Parmaklar adlı hikâyesinde yazar, tabancı iilkelere töcmek çeleneklere aykırı cevre baskısının tüoiinii ve kıskançlık duy. clüsmektevse de ilerdc i*e varamıvor dive ba. guları üzerındekı etkilerını dile getiriyor. bası gibi bir kenara atılmayı boynn bükerek Knrulnsn ve islenın vönünden kitabın kabullenmemek için vola çıkmak zornnlu oln. hasarılı vazılanndan bin olan bn hikâye, oknl rordu simdiden. kitaplarında ver alması gereken eğitiei eser. likâye bu ana çızjfi üzerinde obanın gelelerden biridir. ' neklerine başkaldıran Gaffar'ın köyden ıtaba adını veren Kaçakçı Şahan bikSyea\rılmasım anlatıyor. Basta sive özellıksine gelince, bn hikfiyenin en Snemli yaleri olmak üzere daha pek çok yerel ögelerle nı, Kaçakçı Şahan'ın köyüne dönerken hczrnmis bikâve ilgiyle oknnabilivor. Bu. mayın tarlasında ölmesi değil, agzmds saklsnunla heraber hikâyenin asıl ilginç vönii Gaf. dt&ı iki altını, a^zından almaya çalısan baba. far'ın issiz kaldıiı icin obadan göç etmesı tlc sının geçirdiği rnh halidir. tü, azaplıktan afalıia germek için Almanva' Bbvlcce insancı bir açıdan anlatıtan bo da çalısmanın iyi bir fırsat olduğnnu dtiiün hıkâveler vcni Türk edebiystın» taze bir me«idir. Tasarladı^ıns eöre. hem aia ribl bir esinti retlrtnis olmaktadır. Fahir ONGER I H K KUŞLUK Bayırda zeytınin altı Eser bu vaz sıcaklannda Gun doğarken başladılar çalışmaya Onların elinden bağ, tarla yeşü Toprak yumuşak çapalarıvla. Kuşluk zeytınin tepe dalmda Zeytinin altında bir tahta sofra Çepçevre bağdaş kurduJar. Altlarında anızlar çatırdar Kurutur terlerini kardeş ruzgâr Tüter duman duman aralannda Tannrun sunduğu çorba. Necati CUMALI NOTLAR (Ex Ponto) Yazan: Ivo Andriç Çev : Adnan Özyalçıner İlhami Emin • Kutsal Cuma bugun. Uykusuz geçen bir geceden sonra erkendea kaiküm. Kılıse\e anJamsız torenleri seyredip tsa trajedısuun karanlık sözlerini dinlemeye gıttım Koy kilısesmın penceresinden Nısan sabahının ak ışınlan gırıyor, kuslar otüyor, surulerin çanlarmın çaldığı duyuluyordu, ama bütua bunlar boğıınuk. ak ve kısıktı tıpkı bu sabah bayramı kutlajan eskl bir trajedinin karanlık sesinin ardı gibi Acı içimde yüceldı kutsal anı geldi yeğinliğın; atej çemberlnın afırlığından eğilmiş bütün yuce kardeşlerımin geçışinl seyrediyor v» yüzlerinde büyük acmın verdıği veğinliği görüyorum Öz acımla çılem anlamsız, kopuk ve yabancı Relmiyor bana savasan insanlığın buyuk tıajedisınin küçük bır parçası olarak yaşıyor bende çunkü Gecenin tedırçınlığiyle korkusu a;asıdak1 yamaçlan kaplayan sis gibi anlasümaz ve uzak seliyor bana • Düşlerimde bana acı çektıren korkunun gözlerine bakmah tsterim. Beklıyonım onu Uyanığım Ama gelmıvor bekledığımde, hiç umraadığım bir anda çıkageliyor; kıskıvrak bağlayıp özumlüyor. kemıri. yor beni. «ün doğunca bitkın. karanlıkla yüklü ve «cıb bırakıp gldiyor. Ama acılanml» "birlikle direnme gücüm de artıyorı zayrüann yiğitliğıni, yalnızlann özbüincini. çile çekenlerın gurumnu kazanıyorum. Yabancı ve iyimserliği az olan veryüzüyle sanlmışken. kendim» gelip. yalnız olduğumu. herkesin beni bıraktıfmı ayırdediyorum, ilgisiz büyuk göğün altında bir başına her bütünlüğün dışında. her toplumun dısında. her zamsn vaşadığım eibi hiç bir sınıfın ayncalığmdaa vararlanmadan. uğıassız. geleceksız. vardımı dokunabilecek yakınlar> dan. dostlardan yoksun Yalnız. sürgün ve hasta. Boylesı daha lyi belkı de • Mutsuzdur benim kardeşlerım. Gözlerinizdekı aldatıcı ışıltıyı nnlamıyorum hepimizin gülmekte ejlt haklara sahip olduğunu sanıyonım Bir zamanlar hap'sane penceresme dayanmıs olarak geç vakitler» kadar otururdum Alnımda denn bir ız nçmıştı parmaklık. yasamam» kara bir çizgi çizmıştı uzun yalnızlık Ben hep sizinle sözüm ona gülüp konuşuvorum, yine de bütün mutsuzlara, yalnızlara. yeniklere. acıda kardeşim olanlara başlannızın üstünden el uzatmış oluvorum 0 Durgun sabah düşünceleri Her şey yokolup gittiğinde vıtırmenin korkunç blr şey olduğuni anlıyabilıyonım şimdi, az yitırmek acıyla gozyası getirir çünkü: kalanlar üzerinde vitirilenin büvükluğiinu tartma olanağı elimizdeyken afır gelir yitirmek. ama her seyi yitirdiğimizde adstz bir yeğinlik duyanz, en büyük acınm veğinliğidir bu çünkü Hafifim. ucacak kadar hafif! Yitirilen her sey bilincimdedir. yalnız yerçekimsİ2. acısız, nesnesır; yitirdiğim her şey benimdir yine amlanmda yenilenmis, güzerieşmit olarak üstelik Dahası: Hiç bir seye sahip olmıyan bir insanın dzgürluV fiüyle. acısı geçip kesinlikle avrılanm durgunluğu var bende • Ellerimle ıslak otlan araladığımda nemli ve çiğli dipte sayısot bScekler. kurtlar sümüklü böceklerle karşıUşıyorum. taşı kaldırdığunda bütün bir kırkayaklar dünyasıyla kurtçuklar kaçışır önceleri bu kara. pelternsi hayvancıklar dünvasıns karşı korkuyla kanşık bir nefret duyardım simdıyse karanlığın ortasında ıslaklık içinde uısanlardan ayn vaşayan bu hayvancıklar dunvasıyla kaynaşmaya başladun. tnsanJar türlü biçımler her rurlü varatık ve hayat hücrelenyl» dolu olan toprak güçlendiriyor düşüncemı yaşamanm ölümden daha dayanıklı oiuşuvla bir an için sonsuzluga olan susamışhğımı gideriyor bu düşüncem. • Sağhklı biri için ne kadar saçma ve yanlış görünürlerse de, bir karasevdalının k5tü düsünceleriyle sevgılerinde korkunç bir düzen d (Arkası 1. sahifede) IKI ISLAK KIZ *STANBUL'a pıs, aşağılık bir yağmur yağıyordu. Incecık, t ü . nepe, farkettırmeden ınsanın ıhklenne dek işleyen bır yağmur. Kuçuk kız saçağın altındaydı Yüzu mosmordu. Islaktı. Ehnd* buyukçe bır kutu vardı. Çengellı iğne satıyordu. Yırtık ayakkabılanndan ayakları gorunuyordu. Basma elbısesınln ustune ınce bır hırka gıymntl. Kuçuk ıslak kız, gelip geçene bakıyordu. Burası Beyoğlu Cad. desı, gehp geçenden çok ne var! Kızı, erkeğı, ıyı gıyımlısı, kotü gıyımlisi hepsı de aynı yağmurdan ıslanmıs, akıp geçıyorlardt onünden. Kız sessız riuruyordu Belkj de vasantısını düşünüyordu. «Yuzüme bakıp geçıp gıdıyorsunuz onümden. N'olur sankl bır çengelh İğne alsanız. Sunun şurasında vetmışbes kuruscuk Bır damlacık kıvılcım damlardı yureğıme Benim mutluluğura da bu ijte. Yetmışbes kuru^luk mutluluk.^ «Benim goğüm sizinkıne benzemez. Hep kapkaradır. Ağırlıjım ta^ırım omuzlarımda Yağmurlar yagar yüregıme aralıksız. Kar» yağmurlar. Kıştır benim yureğım Her yanı buz tutmuştur. Ben hıç çocuk olmadım Benim baharlanm olmadı Çiçekler yesennedı bahçemde. Hıç kuş otmedı duşlerımde. Ben zaten dü? görmern. Vattığımda, ilkin ayaklanmın zonklamasını duyarım Bacaklarıra yol yol ağrır Ayaklanmı, bacaklanrm, kollanmı dinlerım Kardeşlerimin kıpırdanıslarını, babamın horultusunu dınlenm Sonra... Birden kopkoyu karanlıklara dalıvenrım. Babam ayağımdan ( e . kerek uyandırır «Gak gız sabah oldu» der Babamın gözlen Mstır. Ağzında aksamdan kalm» rakı kokuau vardır. Le? glbı... Tıt. rıyerek kalkanm. Yazsa da tıtrerım ben Damarlanm buz tutmuştur. Yüreğım üsür benim. Yatak sıcacıktır Ordan göz kırpar bana. Uyku henuz gdzlenmdedir Klrpığımın ucunda Dolaşınrn ya, uyamk mıyım, uykuda mıyım bellısiz Babamı, kardeşlenml doyu. rurum. Babam ışe çıkar Şofördur Babam gıcnnce annem türkü çağırmaya ba^lar. Hasta degıl^e yemek yapar Arat annem hep hastadır. Yatar Babam sarhoştur lsım bıtınce çengelh iğnelerımı »hr, bu sokağa çıkarım Beyoğludur burası. Kocaman yapılar var dır. önümrien suslü kadınlar geçer Erkekler. çocuklar geçer. Beni gormeden geçerler Sesımı de fiırma?l»r B5n öleki kızlar gıbl eteklerine yapışaroa». rÇrngi(iTTğne alsana> denm. htfıfç». UİKÂ.YE I I Belkı de hıç bır sey düşünmüyordu küçülc kız. Osümüştü Düfuncelerı bil» donmustu Bombostu kafasının ıçı Yalnız agzı kı. pırd'anıyordu. Çengellı tgne alsana Birisi durdu önünde Kalın mantolu... Ayaktarında çizmesl, elınde çemsıyesı olan bırl Bendım bu. Belkı d« sızdınız. Nıye olmayasınız? Saçak altına sıgınmı;, çengelli iğne latan, ıslak kuçuk bır kızın önürde hıç durmadınız mı» Bu çengell! ifneler kaç kurus küçükT Yetmısbe? kuru? Bır tane ver bakalım Kaç yaşındasınî On üç On üç müT Ben tenl yedı seluz ya$ında lanmıştım Okula gıttın mı' Hayır. Gıtmedim. Gıtmek ıster mısınî îsterım tsterlm... Sıcacıktı bu «özcük. Donmus rfudaklannı ı<;ıtmıstı. Kızın gozlennde ışıklar yantnıştı Yureğmde, pespembe çiçekler açtınnıçtı besbelli Kuslar uçmuçtu başından ak kanatlı. öğrencıler yürümu$tü onünden ağır aiır Sonra kız vere baktj. Karanlık. Mosmor. Eğer tstıyorsan, ben tenı okula gönderebihnm. Ben isterlm ya, babam bırakmat Ben burda çah?ıp par» kazanıyorum. Okula gidersem para kazanamsm Benı okula gondermezler. Okula gidecem diye »ğltdıvdıro da. babam bi döğmüş. tu kı beni .. Kızın Eesi gıttıkçe töner Gözlerınd* $apsan. acılı bir susu?. Y» sızınkınde.. ölüm glb) .. Çaresız, kapkara bir bakış uzanır gıder uzaklara. Susarsınız Kutuya yetmısbe» kurus atıp. bırbırıne geçmıj ığnelert alır. uzakltsırsmız. Ben fazla uzaklaşamadım Ayaklanm yurümüyordu Demlıden kelepçe takınıslardı Gerı döndüm Benı görünce, kızın gozlennde bir korku büyüdü ö y l e durdum Ne söyliyeceğimi bılmiyordum. Nıçin geldiSimı de bılmiyordum ya! Agzım kendiliginden konu?tu. Aç ınısınT Bu soruyu sorar sormaz, eülünçlugü bir avuç kum gıbı serpılriı gozlenme Aç nıısın ha? Kızın gozlerı, dudakları, elleri ayakları açtı Kız tum açlıktı karsımda Benim sorumsa bır gulunçluk anıtndı >amnda Kız gulmedı ama Yere baktı Kolundan tuttum Yuruduk Gırdığımız sdlon dolıudu Garson, bır kasını kaldlrarak yeı gbsterdı. lstenme?lık bır duman gıbı sarmıştı çevremızı Aldırmadım Oturduk Kuçuk ı>;lak kız. korkuhı. zavallı. kaskatıydı kar. şımda. Ama önune konan çorbaya. utanmavı korkmayı unutup saldırdı Ona baktıkça yüregımde aralıksız blr tas Büyuyorüu. Bır tuya soktular basımı Boğuluvordum Sağol abla Ne ıylsın Güldum Suda kocaman halkalar oldu Yool ben değildıtn gülen Konusan da ben değıldım Tavandan mı gelıyordu bu s e s ' Yoksa beynımden mi'' Bılmıyorum Ama *dzcukler kuçuk karıncalar gıbı kımı) kımıl yürüyordu ellerımde kollarımda vuzumde c tyi ha! tyı olmaktan kolavı var mı parası olan lçln Parası olan, canı istedi mı ıvı olur Yoksullara kımsesızlere yemek yedırır, bır kaçını gıydırır, para verır . tvl olur Ohhl ne rahat de. ğıl mı? O görevını verıne getırmıştır Gıdlp sıcacık yatağmda ya. tabıhr Stcacık vemeklerını yıvebılır Canı yeniden ıyl olmak isteyene dek unutur onları Unutur Şu sıska teızın sabahtan akşam» dek çengellı iğne sattıjîını, bunun gıbı onbınlerce çocuğun »okaklarda suründüSünu, dığerlerıni. açları umutsuzlan hepsini unu. tur... Rahat etmek ıçın unutmak eerek Unutursun, unutursun ya, sonra da ınsanım dıve nasıl dolaşırsm ortalıkta tvi olmak kadar kolay rfegıl ın^an olmak aslanım' Dünvada valnız sen vannısca«ına yasayıp da. ınsanım dıye söz ettıremezsın kendınden. Yağma yok tnsan olmak o kadar kolay değil Kolay değil...» Bı şey ml dedin sblaT Yoo dıyorum telâsla Kızın ıslak saçlan altında gözleri san san tncecık yüzünde kocamıs ihtıyar görlert. korkulu Vücudu yedı sekız yasında ama gozlerı yüz yasında Bihvorum bu kız hıç çocuk olmamıstır. Bu, jaşlı doğanlardan He^abı getırdim efendım Basımı kaldınyorum Yanıbaşımda, hafif 8ne efiilmlj TÛCUdu, katkık kaslan fle garson duruyor. Ben henür hesabı istemedim kil Ben getırdim efendım Adam başıyla van tarafı gösteriyor. Dönüyorum. DBrt kadln oturuvor Orta vaşh. kahve rengı mantolu. topuzlu basını kurumla dimdık tutan kadının. gıttıkçe vükselen sesı 6nümde yürüyoT tğrerç. kocaman hamam böceklen .. Efendim! ttımse haddin! bılmlyor Her yere gıtmenln bu gıyımi vardır Artık birmcı sınıf bır yerde de iki lokmayı, gönül rahathfıyls vivemıvecek miviz1» Pıs. dökülen bir fcılıkla buraya gelıp de herkesın rahatmı kaçırmaya hiç kımsenİD hakkı voktur Olamaz da Bovlelenni ıçen nokmamak gerek . Kadını rfınlemiyorum Kıza bakıyordum Büzülmüş, kusfeulu gözlen tabagıyla kapı »rasında cidip geliyor Kaçmaya hazır, pu«uda bekliyor. Sen yemene bak kızım, dlyorum «... Fırlayıp kalkıyorum. Sesımin vettiŞince bağınyorum. «Senin de, birincl sınıfınm da canı cehenneme Hepımzin içine tüküreyım Hayvanlar...» Sonra sandalyevl kapıp. kadının baıtna indıriyorum tndirlyorum...» Yoo! hayır Hiç birint yapmıyorum Yapmadıklanm bogazım» tıkanmıs, boğuluyorutn Düşüncelenm vüreğıme saplanmıs, kaskatı oturuyorum öfkeli, güçsüz. eebermis... Garsona parayı uzatıyorum Kalkıyorum Kadına do§ru dönüvorum Demek bu küçük sıska kızın kılı8ı stzin rahatınızı kaçırdi Byle mi? diyorum vüksek «esle Oysa. si2 tnsan olsaydınır. rahatınız deŞil. üzüntöden uvkunuz kaçardı Yedıklertnız bogazınızds düSürnlenır, kalırdı Ama Insanlık nerde %\z nerde .. Kadının cırtlak sesı, arksmda kara ytlanlar gib! kıvrılıp duruyor, Dönüp bakmıyorum büe Duymuyorum da föylediklerinı Gözlerım, masada kızı arıvor Yok Çıkıyorunv Cevreme bakınıp. küçügö anyorum Yok olmuş «Anlssılsn korkmuş, kalabalıf 3 fcarışmıs> dıye düjünOvorum Benı beklese n» olacaktı Hıç Yine de ürülüyorum ornı gBremediSıme Dışarr* ı, yağmur ds avaz da arfmıs Ama titrememtn nederıl soğuk değil Beynıme kıtem çubuklar sokuyorlar Yüregımde gittıkçe vükselen. tonra d» fırlavıp önümde ko$mav» baslayan öfkemın ayak «esleri buttin «oka»ı kaphvor taşıvor. vavılıvor Ben<e. onun «rdından. dÜBÜncelenme basa basa vürüyortım Semstyeml sçmıvorum Islanıvorum Tıpicı. centellı ığnt satar o $ı«ka küçük kız gibi.. Simdi ontınla aynı yagmurda ıtlanmı», iki ıslak feıztz. lkl ıslak kı I Millî Eğitim Bakanlığı Yayınlarından 1000 TEMEL ESER SERtSt E S E R t N ADI TÜRKÜ Ormanlar boyunca yürünen o güzelim günlerdi Tatlı güz sonlannm ele geçrnez ulağı En uzak yaylâlara sürgün olan bır dere Geçtiği yerlerde hep bizi sormaktadır Gelip yabanın dalgınlığına buründuk çünkü Yürüdük akşamüstlerinin son seslerine Bir ağır aynlığa varan yolboylan Orda uzaktan uzağa bizi aramaktadır Kar ve nuzündür birdenbıre değıştiren yüzleri Gözümüzden geçerdi göğe vuran biı yalım Tanntammaz yalnızlığında beyaz geceler Derin uğultularla bizi çağırmaktadu Sessizliğin tükenmezliğmı guzellerdık çok zaman Kuşlar tünerdı suskun alnımızın dalmda Ak kâğıtlarda yıllandıkça bu sevı Saranp solduğu yerde bizı anmaktadır. Uzun şışelerde tükenen tuKenen ne Uslu yamaçlardan alıp başını gıderken güneş Yorgun ikindiler canveren tenhalıgıru F'rmızı bir gül diye bize sunmaktadır Geçtikçe güzel kızlar atboyunlu Kadıniar Yeryüzünde kışıvı yeniden varatmaktadu* Şimdi durduğu verde bu ozan Biı sonsuz akış dıye neleı anlatmaktadır HaliJ CJYSAL tııırı Çeviren veja haunrlayaB Fiyatı Mılll Kütüphane Gn. Md.'luğü ) 47Türk Atasozlerı ve Deyimlen l 48 Türk Atasozlerı ve Deyimleri 2 > » • » ) 49 Türk Kültürünün Gelisme çağlan l Bahaeddın Ogal ) 50 Türk Kültürünün Gelişme Çağlan Z » » , ) » » ) 51Türk Mitolojisı 1 5£ Türk Mitolojisı 2 » » ) 53 S e c m e l e r Cahıt Sıtla Taraneı Gültelcın Samtnoğlu ) Reşat Nurt Güntekın 54 Taprak Dökümü Eskı Sarkı ) 55 M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım Prof. Dr. A. Afetinan ) Midhat Cemal Kuntay 5,'er 56 Türkiin Şehnamesinden ) Peyamt Safa lıradır. 57 Yalnızız ) 58 Tanndagı Zıyafeti Balıkesir Mnhaıebecisi Reşat Nuri Güntekın > 59 tbn Batuta Sevahatnamesinden Seçmîler tbn Batuta Ismet Pırmıksızoflu ) 60 Evliya Çelebl Sevahatnamesinden Seç, Atsız ) 61 Sevh Galip Divanından Secmeler Abdülbaki Gölpınarlı ) Dr. Fethi Tevetoğlu 62 GonOI Hanım J ' ' 63 Çaflavanlar Dr Fethi Tevetoğlu Fernanrf Grenard Orhan Yüksel ) 64 Bahur M Necati Sepetçıoflu ) 65 Hamdullah Suphı'den Seçmeler 66 Malazgirt Zaferınden tstanbnl'un Fethine Behçet Kemal Çağlar ) Fiyatı I H I 1 E S E R L E R Dr Selâhattın îansel 25.Osmanlı Kavnaklanna Gore Patıb • Sultan Mehmed'in Sivasî ve Askeri Faaliyetleri Farsça Gramerı (3 Ba = kıı Ahmet Ateı AbdülvehJp Tarzl 30, Condorcet . Osman Hortsanlı 11,50 Milli Egitim Tzerine tncelemeler Andr< Hodeır tlhan Usmanb»} 6, Müzikte Türler ve Biçiroler Tnrk Ansiklopedist Ps 150 Komisyon 10.1 Turk Ansıklopedısl'nın halen nesredılmekte olan 19. cıldinın fasıküllerinm abon» bedelı 64. lıradır. (Bır cilt B fasıkul olup. fasıkuilerın Derakende fiyatı 10. lıradır ) 2 Pullu ve ödemelı «ati';ımız voktur • 3 Bakanlığımızın ılm! ve kla«sıh e.'erlerı. " " B M.M üvelerı, memur. subay, ö^retmen, fikir tşçıleri, Bankaiırın daimT me. murları ve devlet teklorunde çalısan daım ıssılere taksitlr 12 ay vadelı olarak satılır Taksıtll satı;)anmuda '«15 tndınm DEVLfeTI KİTAPLARI MCDÜRLÜGO yapılır. Saltanahraet . trtanbal Tel : Ö38 03 ) AYSEL ALPSAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle