Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA DÖRT: ECUMHURİ : 30 Mayıs 1971 ĞER Emyr hayatınm bu döneminde «Sahtecüik» ijine son verseydi bugün tabloları hâli rnüze duvarlannı süsleyecekti. Ve kimse de onların gerçekliğinden füphe etmeyecekti. Ama bir raslantı Elmyr'iıı bütün hayatmı değiştirecekti. Meksika'dan New York'a döndüğünde kiraladığı apartmana yer. leîmesini kutladığı bir îiradaydı. Olayı kutlaraak için müthif bir parti vermişti. Davetiüer arasında Marilyn Monroe bile vardu Derken, birdenbire genç bir adam belirdi ortalıkta: •En azından fiç günden bu yana traj olmamı;tı, diye anlatıyordu Elmvr. Dökülmeye yâz tntmuş simsiyah saçlan ve koeaman bir bıçak gibi burnu hemen göze çarpıyordu. Son birkaç fteceyi, tıpkı yersiz yurtsuz serseriler gibi bir park sandalyasında geçirdiği duygusunu uyandınyordu.» Adı Fernand Legros idi. Ve bu ndam o andan itibaren artüc yaşlanraaya yüz tutan bıkkm sahtecu yi dokuz yü boyunca istismar ederek muazzam bir servetin «ahibi olacaktı. Elmyr böylece, onuç yıllık bir •ynlıktan «onra yeniden Avrupanın yolunu tutmustu. 1959 Ey'.ülü başmda, çok iyi tanıdığı Paris'e döndü. Bir süre dolaşıp durdu Paris'i. En çok Montpamasse'ı otuz yıl önce Deraine'ler, Picassolar ve Van Dongen'le birlikte oturduğu «bistro»ları özlemi$ti. Elmyr'in Paris'e vanşından bir hafta geçraeden ortaklan Fernand E Legros ve Real Lesard'da sSkün ettiler. Fernand Legros Mısır'da, Isnailiye kentinde doğmuştu. Babası Süveyı Kanalı Şirketinde çalı?ıyordu. Eskiden tanıdıklarından bi. ri onun, Pigalle ya da Picadilly Arms'te aylak dolasan ve çoğunca karanlık i?ler çeviren serseri takamından olduğumı söylüyordu. Elmyr'in Fernand hakkındald ilk izlenimleri ise şöyleydi: «Onu tanıdıjpmda bir raluboya resml guajtan, bir Cezanne'ı Matisse'ten ayırdedeeek durumda değildi. Re. sim konusundaki cchaletini iliskilerimizin sonuna dck sürdürdıi. Ne var Id büyiik bir ustalıkla bu eehaletini gizlemeyi basariyordu» Elmyr Femand'ın ortağı Lessard'ı da Miami'de tanımıştı. Real Lessard uzun saçlı, oldukça yakışıklı 19 yaglannda bir genç adamdı. Ne çok akıllı ne de çok aptaldı. Bütün zunanınj güncşte yatmak, ya da "Artık sen de bir SAHTE TASİOLAR Wlaslow oteli emanetine bıraktnn onları» diye cevaplamııtı eski ortağınu Femand, oteline döner dönmez telefonla New York, Winslow otelini aramış, kendisinin Elmyr Hory olduğunu söyleyerek vali? hakkında bilgi edinmek istediğim belirtmişti. Valizin emrinde olduğunu öğrenince de otel müdürivetine sekiz gün içinde Fernand Legros adında genç bir arkadaşınm kendi imzasını havi bir mektupla New York'a gelerek valizi aiacağını bildirmi^ti. Legros, ertesi gün cebinde bir arkadaşından borç olarak aldığı yüz dolar, uçağa atlamı?, New York'un yolunu tutmuştu bile. Otelden valizi alması güç olmayacakü. Artık Fran. »ız ustalarının suluboya ve desenlerinden mürekkep küçük bir hazinenin sahibiydi. Fernand Legros'a ya o anda sanat tarihinin en verimli sahteciliğinin kapUarı »rdınj kadar açümiîü. Ve Legros. bu alanda, kısa sürede başarı kazanacak. expre5sionistler sonrası Fransız ustaları konusunda uzmanlaşmış bir tablo taciri kimliğini herkese kabul ettirecekti. Eteıvr Dufy hiç yapmadım diye diretmişti. Ama boşuna. Bir ustasın» Rastlantı arasına çirecekti. Yandaki fotoğrafta, Raoul Dufy'nin «Trouville'de afi?ler» adlı tablosıı görülüjor. Madrid'teyim. otostop yapmakla geçiriyordu. Resim yaptyor BIUSUBT Ama Lessard da kısa sürede duru. Hayır, kat'iyen. ma uyraayı başaracaktı. «Üç yıl Hele bele.. Kim inanır bu ya. geçmeden usta terzilerin elinden lana.» giyinen şık bir adam olup çıkmiîtı.» Fernand bunun üzerine masaya Uiçmiç ve Elmyr'e teklifini yapmıştı. Ona göre Avrupa bakir bir LMYR Fernand Legros'ya Sa. pazardı. Bütün mesele elde birkaç tablo bulunmasıydı. intLazare garı kahvesinde Amcrika dönü;ü elinde kalan raslamıjtı. Adam yüı«arak bir iki tabloyla yine koyulabiliriz yaklaşmıştı yanına: işe. O harikulâde küçük Cezaıuı» •Sevgili dostum Elmyr, nerelertneselâ.. diyordu. desin? Elmyr ise samimiyeüe: Macar yalan söyleyerek cevap• Bir valize koyup New York'fa ladı soruyu: •lllllt E M u a ı ı e z Tahsin BERKAND hiş kazayı Anccla böyle anlatmıştı ama kendlsini bir ana gibi sevdiğim bu tatlı, bu müşfik kadın, çok aiçak gönüllü ve asil ruhlu olduğu için. bana vaptıklarını da böyle kısa cümlelerle özetlemisti. Ancak, olaylann benim bâtıramdald veri bambaşkadir ve o eski günler, en eskileri kadar silik değildir. Niçin? Sebebi bence açıktır, Gunscli, güzel bir yaz akşamı Sarıyerde, Alberto da benim fikrimde: tstanbuldan ayrılbir cay babçesinde, o korkunç giinden beri» dıktan sonra orasını bir daha görmedifim için görmediği adamla karjılajır. Müthi; heyeoraya ait bütün hâtıralar ve resimler yavas yacanlanmıştır. Güzcl bir kadınla birlikte olan vas büsbütün silindi. Halbuki burada yaşıyonım, adam da onu görmüştür. Bir süre sonra yaÇocukluğunıu geçirdiğim yerler burada hâlâ aynına gelir ve küstah bir tavırla ondan adre. sinl ister. Günseli onu çöriip görmemek ara. ni hastahane çevresindeyim doktor Alberto'yu sında bocalamaktadır. Adam otoriter bir «•»hep klinikte görüyorum ve kazadan sonra yatle «Yann seleceğim» der ve gider. Güntığım yatak verinde dunıyor. Orada her zaman seli bir süre sonra evine döner ve küyatan hasta çocuklar var. Onlann viiT'eri defiçüklüğünden beri yazdıfı hatıra defterinl çiyor ama yatak yerli verinde, doktor da beyaa okumaya başlar ttalyanm Vareze sehringömleğiyle. Utb vüzüyle o hasta çocuklann basde çeçirdifi çocuklnk jrünlerini hatırlaucunda bulunuyor. tşte bu sebepten buraya «it miştır. Bir ara aklına o müthiş kaza gelir. hâtıralanm ber.de canlı olarak kaldı. Bir uça$a binmiştir. meydandakilere rl «Doktor Alberto Monsani özel Sağlıkevi» V*> salJamaktadır. Sonrasını aylar sonra Mon. rezer.in en tamnmış bastahanesidir. Vareze Misani'lerden ötrfnmistir. Bindiği urak dÖ5. lanoya yakın. ttalyan RÖIlerine hâfcim, şipşirin müs ve kendifini bir ıfacın dallanndan bir şehirdir ve ben burasını pek seviyorum. Dr. Alberto (llonsani ve karısı knrtarmısÇocukken. tatil ve bayram günleri pzmeve tır. Monsani'nin hastanesinde bayfin y a . çıktığımız zaman Alberto arabayi çok defa göltışı ise tam iki ay sürmüstür. lerden birinin kıyısma doğru sürcrdi. Yemeğimizi açık havada verdik. Her halde denizi pek seviyor olmalı idim ki bu Rezintileri aynca isterdioı. Meğer İstanbulun sulan şuurumun altınAlberto oldukça Fransızca bilir. Ben bn dili da vasıyormuş .. anlıyor ama konus*mıyoruın. Bu sebepten ilk Sonradan, Türkiye haritasını çok Inceledim. zamaniar sen bep onunla konuştun ve onun soözellikle tstanbulu öğrenmeye yeltendim ama nılarına cevap verdin. Bu suretle senin bir Türk doçduğnm veri haritada bittabi bulamadnn. tsçocuğıı olduğunu, tahmin ettiğimiz cibi uçakta tanbulun dört tarafı deniz olduguna göre her annrnle, babanla beraber oldugunu. tstanbnld«n halde ben de deniz kenannda vaşamışımdır. Beltngiltereye çitmekte olduğuııuzu filân öğrendik. ki de suyu sevîşim de bundan... Fakat cöl deSen gerçi doktorla konuşuyordun ama bana daniz demek değildir. Biliyorum. Nitekim iki scne ha yakındın. Elini elimden ayirmıyor, çok geceevvel Napoliye eittiğimiz zaman açık denizi çok ler haşını füğsüme tlavavarak uyuyordun. sevmistim. Gfıller güzel, çok çüıel ve etrafm Aylar böylece geçti. Sen Italyancavi. unıdujh£; manzacası Jıarfkulâde. TalnB ufuk 4»r. Ben • > muzdan daha çabuk öğrendin ve bizim hayıtımıçıkiık. trni^lik anyonım. zı benimsedin, yalnız, hazı geceler, jizüden gizZihnim kanstı. başka seyler yazdım. Çocukliye ve içini çekerek ağladıfını duyar. hemen *eluğıımu yaşıyordum. ni bağrıma basarak avutmaya çalısırdım. BUv Evet, tstanbul günlerine ait hâtıraianımn flsbütün iyileştiğinden emin oldutnmuz zaraan setünde koyıı bir perde eerili oldngu halde, hemni herkese uzakta vaşıyan hir akrabamızın k ı n beyaz kaıyolah bir ortada, bembeyaz Srrfller alolarak tanıttıktan sonra okula razdırmak için tında vattığımı ve cözlerimi açmca karsımda yaAlberto bfnim aclayamadığim bir takım resml bancılan gördüiHimü çok iyi biliyomm. Aeı acı muameleler yaptı ve adın Lili, soyadm da Esenioimi çekerek ağlamıştım. Sonra, tatlı bir se» Monsani olarak kaldı. Ancak böyüdiijnin taman bana *>ansırc«: sana hakikati söyliyecek ve karar vcrmekte seni serbest bırakacaktık. Biziro için sen gerçekten Kızım. senin adın nedir? mclcklerin cökten indirdiği bir saadet kaynafı Diye sormuştu. olmuştun. Kocam da, ben de artık en nfak bir Günseli. demiştim. Gflnseli Esen. üzüntü duymuyor, ömrümüze nese tftiren bir Sen uçakla nereye gidiyordun çocu&nm? yavruya sahip olduğnmuz için Mlaha sfilrrediyor Londraya. duk. Cidden neşeli. zeki. cana vakın bir vavru Vamnda seninle beraber kim vardı? idin. Herkes seni seviyordu. Az zamanda tam bir Bu soruya çok şasmıstım. ttalvan kızı olmuştun. Hiç bir seyin eksik de Annemle babam. Silrti. Öz kızım olsaydın seninle ancak bu kadar Ve tekrar bir hıçkink. iftihar edebilirdim. Derslerin, fidişin, nalin. her Ben annemle babamı îstiyornm. Annecişeyin bir çok arkadaşlarıhı kıskandınnakta idi. ğinı. babacığım. Asil bir ailenin çocuğu olduğunu her halinle belli Müsfik gözler vüzüme daha yaklaşmıştı. etmekte idin. Gelecekler yavrum. Ben seni onlara götüreceğün. Şimdi hastasın. tyileştiğin vakit oray» tşte böylece seneler geçti Lili. Bra seni segideceğiz. Yalnız sen çabuk iyileşmek Istiyorsan riyoruz sen de bizi ve.. beraber tnutln bir öağlama ve benim suallerime dikkatle cevap ver. mür sürüyoruz.» Peki Mösyö. Siz doktor musunnz? İşte. beni rurduradan, kökümden ayiran miit(Arkası ••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Mcıllcoc^oğlu Konu ve resim: AYHAN BAşoĞLul TUNADAK1HAYAIET E C S : . AM4 PuvAec*0s» Femand'ın Işleri geliştirdiği bir sıracia Elmyr, kendi besabma ban küçük teşebbüslerle vakit geçiriyordu. Çıkan kısmın özeti Elmyr kapana giriyor İR T1L sonra, 1961 in Ekim ayında Paris'te Fernand'a yeniden rasladığında ElmjT ken disinl iyice yalnız ve umutsuz his sediyordu. Kent'ten kent'e koşmaktan müthiş yorulmuştu. Evsiz barksız. oradan oraya »avrulmaîj tan bıkmışt:. Üstelik 55 e dayanan yaşmı da artık hesaba katması ?erekiyordu. Sakin bir köce bularaJc yerleşmek, mutevazı bir hayat sürmpk tstiyordu. Sonunda küçük bir villm kiralayarak İbiza'ya yerleşti Buna karşılık Fernand tamamen defişmişti. O kadar ki, Elmyr bile ona rasladığında şaşkına dönmüçtü. Koyu renkli şık elbiseler, kadillak araba ve genç Kanadah ile birlikte paylaştığı bir apartman. Fernand ciddî bir tavırl» ElmvT'e şöy)e diyordu: «Artık sen de bir ustasın. Taptığın tablolan piyasavm bizzat siir me tehlikesini pöze »lmamahsın. Rral ve ben sanat çerrelerinde tanınmaya başladık. Bütün tehlikelerî hiz nzeritnize alacağız. Sen bn küçük ve rürel oda'da otur keyfine bak. Mer ay üç beif yiiz dolarltk düzenli jtelirin olacak. Aynca her önemli satışlan payını da alacaksın. ö r l e sanıyornm ki ije DufT'nin bir serî suluboyası ile girİ5fcefiz.» E'.myr karşı çikarak Ama ben Dufy Tapmadım hiç havatımda. l'sta elierin var: ba$aracağın dan süphrm yok. DtıfT'den sonra Vatissc re Derain'in bir iki küçük raglıbOTa» ile sürdfireceğiz i?i... R ŞEVTANCA BlE. İ AHLATİMulÜZ «Faust» aibiyim LMTR kapana iyice girdiğini farkediyordu. Ama karşı k o yacak gürtl bulamıvordu kpndisinde. Artık jteri dönemezdi. Bununla birlikte Fernand'ı uyar maktan geri durmadı. YaŞHboyalann iyice kurumalan İçin uzun süreler gerekliydi. Sataşa çıkarıl madan 8nee en anndan iki yıl beklemeliydiler. Ama Fernand oralı defni«li. Hemen işe ko.vulman İçin bir neden daha. diTordu. Diger taraftan Elmyr, Fernand' in Matisse'in büyük boy yağlıboyaları hevesini de tehlikeli görüyordu. Ünlü ustanın kızı madam Duüıuit'nin hayatta oldugu süreceki sabşlarda onun tab lonun gerçekliğini onaylaması ?arttı Matisseleri piyasaya sürmek son derece tehlikeliydi. Elmyr daha sonra, o günlerl şöyle anlatacaktı: «Her şey » kadar çabnk olnp bitmişti ki, krndimi ruhinra sev tana satan Fanst fribi hissediyordum. Bir yandan da seviniyordam. Hiç rtejpise bn i?. şn ya da bu biçimde. bitmiş. karara hağlanmîstı. Oysa yanılıyordnm. Tam teronıe her şer yeni başlamıştı. E TİFFANY JONES auy ç.on. uzoü>l NÜM SA\!A UEf?. ı ,ŞEVİ AMLACAĞiM^ 79 Jackie'nin dairesi üçüncü feattaydı. Merdiveni yürüyerek çıktık. Kapıyı gürültü yapmamağa çalışarak açtı. Girer eirmez, tek rardan kilitleyerek demir sürgü yü de çekti. durumu sağlama bağladı. «Ben l ç ö tçmedigim için evde alkollü öteberi bulundurmu yorum... Sana güzel bir kahva yapabilirim Aleks..» «Hiç zahmet etme... tçra»sem de olur.» «Zahmetie ne llglsl var bunun... İkimiz de fcuvvetü bir kahveye muhtacız şn anda... Sen otur... Ben şimdi gelirim...» Kıvrak adımlarla mutfağa yö neldı Fincan tabak tıkırtıları, musluktan akan suyun sesi bana kadar geliyordu. Küçük salonda bir aşağı bir yukan dolaşmağa başladım. Mobilyaiar pek yenl sayılmazdı, ha lılar da enlkonu aşınmıştı. Fakat yine de zevkli bir hava bakimdi her taraia. Huzur ve sükun duyuyordu lnsan burada. Pencereye yaklaştım. Pencere siz bir duvar görünüyordu karşı da. Buna ragmen perdeyi Indirmeyl daha uygun buldum. O aralık Jackie odaya girmlşti: «Su kaynıyor... Kahvemi be ğenecek misln bakalım?..» «Hiç şüphen olmasın...» «Kremalı mı şekerll mi?..» «Ben kendi hesabımB sade kahveyt tercih ederün..» «Sen de benim gibisin demek... Hem ben ne yapıyorum biliyor musun?.. Fincana bir parça da buz atıyorum içmeden önce... Sıcak kahve hoşuma git miyor nedense. Denemek İster misin?.. Çok gürel oluyor.» cEvet. Teşekkür ederim». Biraz sonra elimizde fincanlarla yanyana divana oturmuştuk Anlatrnafa başladı: «Oç senedir burada orur^ yorum. Evtme glren İlk erkelc sensin. En tor durumlarda bile OLUM CIKMAZI Yazan: l . BLOCK böyle bir sey yapmamıştım.. Biliyorsun zaman zaman oteller bi zim gibüen Kabul etmeme fconusunda geçicı kararlar alıyor.. Böyle zamanlarda eve müşteri alrnaktansa çalışmamayı tercih ediyorum. Hiç tanımadıgım bir takım adamlan eve sokrnaga ce saret edemiyorum aedense.» «Bana vaptıgın özel muame!*den ötüril tekrar tekrar teşekkür ederim sana Jackie..» «Senin. sokaklarda elinı kolunu sallayarak dolasman niç doğru değil.. Gerçi üniforma güzel bir Gkir ama. dikkatle bakan biri seni vine de tanıyabilir. Gazetelerde bir sürü fotografm yayınlandı.. Televizyonda da Fakat burada, seni benden başkası göremez, tanıyamaz. iki sigara yakarak birinl ona uzattım. «TehllkeH bir durumda olduğunu hattrdan çıkarmamahsın.. Polis bir kere yakana yapışti mı kendini gaz odasından kurtaramazsın..> «Haklısin.» «Sana faydalı olmak, seni bu dertten kurtarmak için ne yapacagımı bilemiyorum.. Meselâ o gece sen Robin'le giderken birinin siz) takip ettigini söylemefc ısterdim.. Fakat ne vazılı.. Ben seni ne Robinie ko nusurken gordüm, ne de onu alıp giderken Çalışıyordum o aralık.. Sadece Razetelerde yayınlanan fotoğTafından tarudım seni..» «Evet, bunu daha Once de söyleoıiştin..» «Söylemi» olabiUrtm.. O zaman scdece bu işe bulaşmarnak, pollse de ifadt vermek zorunlugundan kurtulmak için gelişigüzel bir lâfü Ama şimdl üzülerek söylüyorum.. Keşk» Körmüş olsaydım da bir faydam dofcunsaydı sana diyorum. Kim işlemiş olabilir bu cinayetleri?.. Hiçbir fikrin yok mu? Şüpheye benzer bir şeyler...> «Peb az..> «Bana her şeyi anlat.. Başından sonuna kadar..» Bu defa en küçük tefemıatını bile ihmal etmeksizin olayı başından sonuna kadar anlattım ona. N'ihayet içimi rahat rahat dökmek tmkânını bulduğum için kendimı gerçekten mutiu hissediyordum Hem de tnanarak dinleyen birine. Bazı noktalan daha İyi ve etraflıca savramak amaa ile arasıra sualler soruyor. dediklerimi büyük bir dikkatle tzliyorciu. Hayretler içinde kaldıgı mu hakkaktı. Sıra Linda faslına gelcUginde vüzünü eözünü nefretle buruşturdu. MacEwan'm davranışı hiç boşuna gitmedi. Gwen'in tutumuna da akul er» diremedi bir türiU. K2ranlık noktalara ışık tutma ümidiyle benim fahişeler» den medet ummak gibi bir üayaie kapılmış olmamın yers»ligini şöyle özetledi: Hiçbin konuşmayacaktır» Içlerinde bir şey bilen ya da sören olsa bile en kestirme yoldan kaçacaklardır.» «Fakat sen kaçmadın..» «Diyorum ya AMımı ojk natmış olmam lâzım böyle bir sey vapmak için..» Kısa bir süre dusündUkten sonra ılâve etti: «tşin paribl. sana b e m e » ceclk inandım..» «Ben d9 sana lnanıyorum Jackie..» T« GARTH "DBBAkTAUM, y£LKE.MLEB.I TOPLM Yarın: ARSENİKLİ ÇİKOLATALAR AYLÂK MUSA nygalaması Danısma : EVRt.M Dersevi Tel: 44 31 31 . isüklâl Cad. ) J 421/2 Tünel / Galatasaray K ı n sonnnda genel test ÜNtVERSlTE HftZIRLIK KÜRSLflRI İSTANBÜL TEKNtK ÜNİVERSITESİ ELEMANLAB1 YÖ.NETtMtNDE Cumhuriyet 4527 DOKTOR Op. Üroloğ \ t Süreyya ATAMAL ] Sınwlriler J9/J T I L : H (7 K T A K * tM (Arkaa rar)