29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA İKf« tÇUMHüllİTET: :19 Mayıs 1971 Cumhuriyeî * skl Partbinln E:'I rİBİnİktidar tıkracıları, bagi ve ırazeteleköse nihayet ülkedeki fcttfln kansıklık. gevfeklik, başıbojluk, yolsuzluk, hırsızlık, bölüciilük. eskiyalık ve kaçakçılıkUnn ve «lik, lık» ile biten daha bir sttrü uy. funsuzlnklann bas «onunlusunu mahkum etmek •lanağına kavustuklannı sanıyorlar ve şjmdi bunun sevinci kindedirler. Yıllardan beri bunun lçin nğnşıyorlardi. Srçim bildirgelerinin. başmakalelerinin, küçüklü biiyüklü (ıkra ve yorumlannm ana teması bu idi: «Hükümet iş göremiyor, çünkü eli kolu bağlıdır ve onu bağlayan da 1961 Anayasa'sıdır.» Bu temayı sürekll TC tertipli biçimde yülarea •ji« bir sahırla ve nstaca isledtler ve kullandılar kl, buna önce okumamış halkı. sonra da kimi gençlerin anarsik davranış ve eylemlerinl örnek vererek yavaj yava«, aydın geçinen bir kısım okumuşlan inandırdılar. Madem ki. J961 Anayasası 77 Mayı» İSM devriminin bir ürünü idi; her seydea önre onnn garantilerini ve en önemli kurallarını kaldırmak suretiyle ondan ve sonra da onn hazırlayan vc kabul edenlerden intikam »'• mak gerekiyordu. Halkın sosyal ve iktisadî soranlan. ülkenln çıkarları, bütün bunlar daha sonra düsünülecek Islerdendi. tktidarlan «üresince hep bu amaca doğru yflrüdüler. Şimdl 12 Mart Muhtırasından ve hele Sıkıyöaetifnden sonra eüretlerini büsbütün artırdılar: • «Anayasa'nın ve tüm yasalann şerre açık kapıları kapahlmadıkça huzur gelmez» 0 «1961 Anayasası, aralarında inanmadan görev alan profe*örlerin de bulunduğu heyetler tarafından hazvlandıfı için milletçe bu noktaya «eldik.. • «Türkiye'yi içinde bulunduğumaz kriz noktasına getirip buradan amaçlanna uygun sonuçlar almak isteyenler. Anayasa'nın sol'a nra lık kapılarmı ardına kadar açık tutmak niyetindedirler. Bunun için. sıkıyönetimin kaldırılmasını, eylemlere baslanmasını istiyorlar; Türkiye'yi bunalımdan kurtaracak tedbirler alinmanna. Anayasanıa milliyetci, gerçekçi bir yapıya kavujturulmasma. kanunlardaki boslukların kapatılmasına karşj çıkmak için yanıp tutı^uyorlar.» • «... Bazı profesörlerin tedhi«çi öğrenci fruplanndan korkmalarına, ve tâviz vermelerine lüzum yoktur. Onlar da tüm vatandaşlar ve sagduyu sahibi arkadajlan gibi cesur ve hür olmalıdırlar.» • «Lenin'in ?u sözlerini hiç hatırdan çıkarmamak komünistlerin nelerden, nasıl yararlanmak istediklerini açıklamak bakımmdan çok gereklidir: (Demokrasiler bize hürriyet verecekler, çünkü bu onların programlarında var: fakat biz onlara hürriyet vermeyeceğiz, çünkü hürriyet bi SUÇIU BİR ANAYASA! Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU rim progTamımızda yok....). Teter artık gafterten uyamnız.» Yukanda tırnak içine aldığımız satirlar, eski iktidar gazetesinin 15 Mayıs tarihli bajyazısından alınmıs ve biılm de sabrımızı taşınnıştır: Demek ki, 19C1 Anayasasını hazırlayan profesörler bu Anayasada komüniznne açık kapı bırakmıstar ve şimdi işte bu sebeple «milletçe bu noktaya» grlmişiz. Ve de onlar tedhişçi öğrenci gruplarından korkuyorlarmış! 1941 Anayasasının öntasansını hazırlayan profeçörleri, sonra esas tasanyı yapan ve kabul edeıı Kurucu Meclis'i böyle bir suçlama altuıda bırakabiimek için gerçek insanlığa yaraşan bütiin duygulan da bir yaııa bırakmak ve «adere ihtirasların, intikam duygularmın tutsağı olroak gerekir. Bir Anayasa profesörü «Ben Anayasa'nın değiştirümesini gerekli görmüyorum» demi« ve doğru söylerois. Bütiin yukanki suçlamalar iste hunun üzerine yapılıyor. Düşüneeye saygı yek, fikre saygı yok, insanhğa saygı yok. nün değU de, eli çabuk ve gözü açıklann özel çiftliği imişcesine, bir «ozel.lik ve birçok konularda da yabancılarla ortaklık tutkusu memlekette almıj jurümüstü. Hem de lKl'in Diilliyetçi, halkçı ve »of>»l Anayasasma rağmen. Biz bu konudaki dü«ünceleritniz) 1$62'den ve daha yoğun olarak da AP'nin tek bajına iktidara Kelmiş olduğu 1965'ten beri. her türlü alçakça iftiralara ve bayaği suçlamalara göğüs gererek bu sütunlarda yazdık durduk. .Anayasanın biçimsel olarak uygulanması ve dört yıldan dört yıla mâlum sandık oyunlariyle seçinı yapılması yetmez. Onun özünü uygulamak gerekir. Bu gidiş, gidi? değildir efendim» dedik. Kimse aldırmadı. Onlar bu kötü gidişten kendi ters ve kötü tutumlarını değil. ille de Anayasa'yı suçlamakla devam ettiler. Tıpkı Demokra,t Partinin son yıllannda. kötü gidişten hep CHP'yi suçlaması ve 1924 Anaya»asını bile yeterli görmeyerek tedbirler vasasın* getirmesi gibi. Yukanda belirtildiği leçhile. .hııkıimot i< f.»remivormuş çünkü Anayasa onun ellerini bağlıyormus.» Belki hükümet bir iş görmedi fakat hükümete vakın kisilerin ve çevrelerin pek çok • iş. gördüğünü gazeteler uzun süre yazdı durdu. Bu işjere Anayasa engel olmadı. Yolsuz krcdilere engel olmayan etken yoksa Anayasa mı?. Doğunun silâhlandığını. memlekette büyük öloüdc silâh kaçakçılıği olduğunu yıllardan beri gazetcler yazıp duruyordu. Bunların önlenmesina engel olan Anayasa mıydı? Ülkenin her yanmda. ekonomik kalkınma İçin gerekli olan sanat okulları ve çesitli meslek okul ları yerine. geni; ölçüde imam hatip okullan açılmasını emreden kııral acaba Anayasa'nın içinde yer almı« mıydı? Yurdun her yanını kaplayan ve bir kanser metastası gibi körpe rocuklarm kafalarını küflendiren eski yazı ve Kur'an kurslarının önlenmesine acaba Anayasa'nın hangi hiikmü engel oldu? Ödenek konusunda hemen birlesiveren partller. Parlamentoda niçin gereği gibi çalışmadılar? Anayasa'nın emrettiği reformlar neden yapılmadı? Bütün bunlara hep Anayasa mı engel oldu? Sağ ve sol eğilimli gençler arastnda ilk çatifmalar ve öldürmeler bajladıgi zaman neden derhal tedbir almmadı? Neden kaatffler balvnmadı? Devletii) P«liı gücünün, İktidar partiıinln müitanlan durumuna sokulmak Istenmeslnl Anayasa mı emrediyordu? Biz o zamanlar haykırdık: Aman tedbir alınız, kaatilleri bulunuz. Tanrı esirgesin, bunun arkası siyasî dnayetlere kadaf gider, dedik. Bölücülere karşı cephe aldık. Bu memlekette «Türk halkları. değil, Türk halkı» vardır dedik. Yine aldınş eden olmadı. Ve şimdi onlar. kendiierini sıkıyönetimin himayesine sığınmıs göstererek, vatan kurtarıcıs» ve milliyetçilik havarisi oluyorlar, Anayasa'yı hazırlayanlar ise •komünizme bu Anayasa'da açık kapı bırakmak» suçlamasına ugruyorlar! 12 Mart muhtırasından önce de bir yandan bo suçlamaları yaparken. öte yandan şimdiki sıkıyönetimi göklere çıkaranlar memleketi tam hir seniş yüreklilikle anarsiye birakıyorlardı. Araba o zaman Anayasa Sıkıyönetim ilânını önJüyor mu id!7. Hastaşı kim denet/eyecek? 1969 yılı Araiık ayında Hastaş Halk Ticaret A.Ş. nin gazetelerdeki «mesken y»pm«» vaadlerıne kapılcüm va ev yaptırmalt için şart olan «hisse nenedi alma gereği» ni de yenne getırerelc 4.000. TL. hisse senedi için ve 10.000, TL. da mesken için T.C. Ziraat Bankası Çankaya İzmir Şubesine yatırdjm. Bılindiği gibi, meskenler yapılamadı. (1911 de teslim edilecekti) Arsalar dahl alınmış degil. Kanm bir yıl önce kalbinden hastalandı, devamlı tedavisi gerelcmekte. Ayrıca banka kredisı ile ve borçlanarak aldığınuz IcüçUk bir apsrtaman dairesine «satın alma vergisi» ni ödeyemediğimiz,den 2 aydır oturma iznini alamadık. MaddJ ve mânevi bakımlardan çok zor durumdayız. Hastas'tan 1.5 yıldır bütün rica ve yalvarnıalanmıza ragmen mesken ve hisse senedi için yatırdığımız toplam 14.000, TL. vı alamadık. ( 1 ^ yıldır hisse senedi beklrdik onu da rermediler). 1971 yılı başından beri bir kaç mektup göndererek paranın yalnız 10 bınıni «su» tarihte ödeyecegiz diyorlar ve «o» tarih gelince yenı bir melctupla ödeme tarihini erteliyorlar. Yani iyi niyetli vatandaşla «kedinin fareyle oynadığı gibi» oynuyorlar. Çok zor dummdayiî, maJıkeme açsak yıllarca sürecek (Mah keme masraflan bile bid dBsündürüyor). Bu memlekette bu şirketi tcontrol edecek. nesap soracak bir merci yok mudur? Bizlere kim yardıın edecek? Ta«ar BÜRSALIOGLC Hatar Caddesi Karde? Ap. 341/9 İZMİR Nihayet * ihayet. nasıl kl DP'nin hatalı tutumıın' da direnisinin sonunda Î7 Mayıs 1960 devrimi geldiyse, AP'nin sakat ve zararlı gidişinin ve ı226 oy) hecabında yanılmaıının sonucunda da 1? Mart 1971 Muhrırası geldi. Bu muhtıranın ruhunu ve gerekçesini açık seçik ortaya koyan birinci maddesi harfi harfine söyledir: •Parlamento ve hükümet. süregelen tutum, görii? ve icraatı ile yurdumuzu anarşi. karde» kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş. Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamu oyunda yitirmis ve Anayasa'nın öngördüiü reformları tahakkuk ettirememis olup. Türkiye Cumhurivetinin geleceği ağır bir tehlike içine düşiirülmüştür.» Bu maddede sözii edilen «hükümet» AP H0kümetidir. Ve buradaki suclamaların heps! ona yönelmİ5tir. Çünkü öbür partilerin hepsi blrlik nlsavdı bilp Tît'yı bulamadıklan İçin hükümcti düsiiremezler ve isteseler de Anayasa'nın öngördÜTÜ reformları gerçeklestiremezlerdi. Oittikçe aznnlasan yazıtariyie. bizleri Anayasa'da komünizme açık kanı bırakmakla suçlamağa yeltcnenler. her şeydrn önce kendiierini yukanki «uçlamalardan temizlemelidirler. Ve bütün Dünya dillerinde olduğu gibi. Türk dllinde de «utanma» diye bir kavTamın yer almıs olduğunu ve «tarih» denllen koca filotofnn gözlerinin kbr ve kulaklannın da sağır olmadiğını bilmelidirler. Suçlu olan. Anaya«a ve onu yapanlar değil. bu vatanı özel bir riftlik ve devlet güçlerini de •zel muhafız sananlardır. ^ Köyümüzde, halk öğretmen imam üclüsünü kurduk; okuma odası için yardım bekliyonız» Köyömüzde halk Sğretmen . imam üclüsünü kopmaz ba{larla kurtfuk Üç aydan beri Halk Okuma Odası Ideali ü* çalısıyoruz. Ancak Okuma Odamızın içini. arzuladığımı* Bibi kültür yuvası haline getiremedik. Şimdi: okulsut uygarlıgın tüm olanaklanndan uzak, Ç8Ü dısı yasama zincinni kırmak isteyen Anadolu köylerinden, bizi gözönünde canlandırıp acınacak halimizi düsünüp üzülen tüm toplumsever iyi niyetli Cumhuriyet okuyuculanna «esleniyoruz: Ülkemizin ve çagımızın gerçek olumlu kişilerı olmak Istlyoruz. O yüzden karanlık yasantımız içinde bir ümit ısığı olarak parlayacak (marfdl değer olmamak koşuluyla) her türlü vardıtnlarınız için şimdiden minnettarız.. Vell KOYUN Çamyayla knyB kitapliKi adına B Bozüyük Bizim diişüncemis ski iktidar takımının. bajmdan berl Anayasa'ya karsı kimi zaman sinsi, kimi zaman açık suçlamalarını yerinde bulmavan bizler şövle düşünüyorduk: «Anayasa uygulanmıyor Eğer o. ba«ınd»n beri. ekonomik ve sosyal amacınınm doğrultusunda gereği gibi uygulansa. ülkenin doğa] servetleri halk yaranna olarak dürüst ve namuslu bir biçimde devletçe işletilse. halkın. daha doğrusu yığıniarın ekonomik ve kültürel düzeyı «ittıkç* yükselir ve bu da çahşma şevki doğururdu. Yüzbinlerce kişinin iş gücü. dış ülkelerin degil. kendi fakir vatanımızın yükselmesinde kullanılmalıydı. Böylece kısa zamanda kalkınırdık.» Ne çare ki, derdimizi bir türlü anlatamadık. Bizim düsüncelerimiz. çesitli eıkarlann «utanç duvan>nı bir türlü asaıaadı. Her te'ebbUsiin «özeli. sermaye yatırımUnnın «özel»i. ithalât ve ihracatın «özel>i. okalların. dahası. adalet dafitmakla görevli kisilerl yetistiren hukuk fakültelerinin «özeNI, doğal servet kaynakları isietmelerinin «özel>i, ormanlann. plajlann, vatan kıyılarının «özel>i isteniyordu. Kısacası. tankl bu vatan, kendisi için kan dökea evlâtlannın tümü SON I Hayır Atatürkçü olmak Bugünlerde herkes Atatürkçü, herkes Kemaliıtr.. Ne iyi dlyeceksiniz, sen de bunu istcmlyor muydun? Evet, ama «ben Atatflrkçüyüm» diyenlerin geçmislerine bir baksamz, çok uzak degil bir kaç ay önceki yazılarına bir föz atsamr, kiUplarını karıstırsanız, eski söylevlerini okus>anız, yaptıkları işleri hatırlasamz gerçeği görürsünüz hemen: Bunlar, zoraki Atatürkçülerdir. Sıkışınca Atatürke cankurtaran simîdi gibi yapışanlardır. Yıllar yılı gerçek Atetürkçülüğü yıkmak, yok etmek için olanc» güçleriyle çalı». mjşlar, Atanın bütün yapıtlannı yıkmak bas amaclan olinnş, bütün devrimleri baltalarruşlar, AUtürkü yennek, kötülemek için demedikleri kalmamış, simdi kalkıp <biz Atatürkçüyüz» diyorlar •ıkılmadajn! tnsanoğlunnn bcllegi unutkandı; Mylelarife^ıSÖrc. BeIIek||r umıtsa da belgeler ortada. Eylemler ort«da. Yanlar, •otlfr tle kiğıtlarda, kitaplarda..,.^^^ <r, Şimdl Atatürkü dinleyelim: «Taptığunız ye yapmakta olduğumuz devrimlerin »nuvcı. TUrMye Cumhuriyeti halkınu tamamen çağdas ve bütün anlam ve blçimleriyle uygar bir toplurn haline getirmektir. DevrimlerimİHn başlıc» ilkesi budur. Bu gerçcği kabul edemiyen zihniyetleri t4rümar etmek zaruridir. Şimdiye kadar milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştıu". Her halde rinniyetlerde mevcut hurafeler bütühüyle tardolunaeaktır. Onlar çıkanlmadıkça, dimaga gerçek nurlan sokabilmek imkânaızdır.» Atatürkçü olabilmrk için önce şu satırları yürekten onaylamak, benhnsemek ve gerçekleştirmek için çaba harcamak gerekir. Törk halkını çağdas uygarlığa yakısır bir toplum haline getirmek lsteTfljyenler, nlusun dimağını hurafelerle paslandırmak hevesinde olanlar kimlerdi? Daha düne kadar Atatürk devrimlerinfn karaısına geçip Oonkisotlar gibi söylev çekenler, yanlar yazanlar defil ml* «Gözlerimizi kapayıp soyut yaşadığımıa farzedemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız. Tam tersine üerlemiş, uygarlaşmıs bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacagiz. Bu hayat ancak bikm ve fen ile plur. Bilim ve fen nerede ise oradan alacagız ve ulusun her ferdinin kafnmna koyacagız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur. Hiç bir mantıkl delile dayanmıyan bir takım geleneklerin, inan baglannın muhafazasında ısrar eden ulüslann ilerlemesi çok güç ohır, belki de hiç olmaz. İlerlemede kayıtlan ve şartları aşamıyan uluslar hayatı mantıklı ve pratik bir gözle goremez. Hayat felsefesi engin gören ulusların egemenliği altına ve tutsaklığa girmeye maJıkumdur.» Sahte Atatörkçfller «biz de bunlan istiyoraz» derler, yazarUr da belki, ama Atatürkün dedikleri uygulanM alanına ginnesin diye de yapmadıklannı koymazlar! Ulusun önüne en çfirflk geleaeklerl, kayıtlan şartları, dikrrler durmadan. Çafımızın bilim ve fen denen değerlerini benimseyelim diyenleri türlü suçlmmaterla lekelerler. İlle de hir takım geleneklerle, iman bağlariyle tophımu ktskiTrak ba^lamak isterler. Gfnis bir hayat felsefesinin ulnsça henimsenmfsinden korkarlar. Atatürk onlar için bu toplumu ileri bir aşamaya götörmek isteyen sürekli devrimlerin yaratıcisı, 5zleyicisi, nygulayıcısı bir büyük adam değildir. Atatürk yalntzca diUerinden dütürmedikleri bir addır, bir kalıptır, yanlış yonualarla yozlastırdıklarını sandıklan bir insandır. » Bir de Runlan okuyalım: «Henüz kurtulmus değiliz. atılan adımlar bundan sonra atılması gereken adtmların başlangıcıdır. Insan daha başlangıçta iken sonuca vardığını iddia ederse dünyanın en derin gafleti içinde dalıp gitmiş sayılır. Biz daha çok ftdımlar atmak zorundayız. Bu adımlar hem çok hızlı, hem de çok uzun olmalıdır. Bu vüzden de bu adımlan dofcra ve belirli bir yöne doğru atabilmek için kendi mukadderatımıza kendimiz aahip olmak zorundayız.» Atatürk hızlı, sürekl], nzun adımlarla ilerive. nygarlığa, ça|daş kflltüre, bilime. ardayışa ulaşmak istiyordu. Bütün konuşm»lan, bütün sözleri, bütün söylevleri ulusuna bu ülküyü benimsetmek isteğiyle doludur. «Memleket beheraehal çağdas, uygar ve müreffeh olacaktır. Bizim için bu hayat dâvasıdır.v, «Biz daima dofudan batıya yürüdük». «Bugüne kadar elde ettiğimiz basanlar, bize ancak ilerilik ve uygarlığa doğru bir yol açmıştır. Yoksa ilerilik ve uygarlığa henüz ulaşmış değiliz. Bize ve torunlarımıza düsen bu yol üzerinde teredâütsüz ilerlemektir.», nMemleketler çeşitüdir, fakat uygarlık birdir. Bir milletin ilerlemesi için bu biricik uygarlığa katılması gereklidir.», «Biz her bakımdan insan olmalıyus. Acılar gördük, bunun sebebi dünyanın durumunu anlamadiğımıa içindir. Pikrimiz, zihniyetimiz uygar olacaktır. Şunun bunun sözüne önem vermiyeceğiz. Uygar olacağız. Artık duramayız. Muhakkak ileri gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitrneye mecburuz. Ulus açıkça bilmelidir. Uygarlık böyle kuvvetli bir ateştir ki ona kayıtsız kalanlan jakar ve mahveder.» tste çağdas uygarlıktan yana Atatürk. İşte sürekli devrimlerden yana Atatürk. İşte ulusuna gideceği yönü gösteren Atatürk. İşte gerçek AtatürkçüJerin ber.imsedikleri ilkeler. Zoraki Atatürkçülerin, dün aleyhinde demediklerini bırakmadıkları büyük Ata'ya bugun sıkışıncâ sanlmak zorunda kalanlann, Atatürkün buyrnğnnu gerçekleştirmek için her türlü savaşı verenlere hakaretler savuranların, şu ya da bu suçlar.dırmalarla lekelemek isteyenlerin korktukları Atatürk budur işte... Atatürkün sözleri, bnymkVarı bir balyoz gibi inecektir sahte Atatürkçülcrin başma. Gelin bu 19 Mayıs günü Ata'nın Kasım 1937 de söylediği an aözlerdeki derin anlamı duyntaya çalışalım: «îşaret ettiğim ilkeleri Türk gençliğinin dimağır.da ve Türk utusunun bilincinde daima canlı bir halde tutmak üniversitelerimize ve yüksek okuüanmıza eride bıraküğımu günlerin dikkate değer uluslararası olaylanndan biri, piyasa ekonomisine bağü sana\ile3mis ülkeler arasında patlak veren para buhranı olmuştur. Bu olayı gerektiği biçimde değerlendirebilmek i çin, önce, son günler içinde yer alan gelişmelerin incelenmesi, sonra da; bu gelisme • lerin gerisindeki ne denleri araştırmak zorunluğu vardır. G DOLflR MflRK çatışması ve gerisindekiler Yazan ı L BAŞAK r yerine getirebilecek durumda değildir. Uluslararasında tedavülde bulunan dolar hacmi A.B. D.'nin resmî altın stoklarını aşmaktadır. Oysa, GSMH'sı yaklaşık olarak 950 milyar dolar gi> cünde bir ekonominin 25 milyar dolarlık borcunu alacaklılanna ödemekten âciz olduğu ekonomik verılere dayanılarak iddia edilemez. Aneak, A.B.D.'nin dış ödemeler dengesindeki sürekli ve gitgide büyüyen açıklar sonucunda dolar cinsinden uluslararası ihtiyatlarm hızla artması, sermaye ya da cari ödemeler yolu ile fazla sağlayan Ülkelerde enflâsyoncu baskılar yaratmaktadır. Sanayileşmiş Batı ülkeleri, siyasal nitelikte gerefcçeler ve futarir "teabirler alinmasını lstemektedirler. Bir yandan, iç ekonomik politika hedefleri gereğince 1960 yıllarındftn beri uygulanan para ve maliye politikası, açıklann giderilmesine yardım etmemekte, öte yandan, önemli ölçüde dış ödemeleri zorunlu lolan Vietnam savaşı A.B.D.'den sermaye akımını önüne geçilemez bir hale sokmaktadır. irleşik Amerika'dan dış dünyaya akmakta olan ve altın karşılığı gitgide azalan, milyarlarca dolar, Batı Avrupa'nın önemli parasal merkezlerinde «Eurodolar» denilen çok güçlü bir piyasa yaratılmasını sağlamıştır. Bu piyasarun hacmi 1960 da 1 milyar dolar iken, 1970 de 50 milyar dolara varmıştır. Her ne kadar dünya ticaretinin hızlı gelişiminde ve de yatırımlara mall kaynak temininde bu piyasa, esnekliği ile büyük rol oynamış ise de, bu ve bundan önceki para bunalımlannda • Eurodolar» piyasası spekülâtörlere külliyetll miktarda mall olanak sağlamıştır. Gerçekten. bu kez bunu mümkün kılan, Amerikan bankalanmn «Eurodolar» piyasasından almış olduklan yüksek faizli ödünçlert geri ödemeleri ve yeni işlemlere girişmemeleri olmuştur. Geçen yüın ortslanndan beri, A.B.D.'de daha, düşük oranda uygulanmakta olan taiz haddi nedeniyle, «Eurodolar» pl yasası Amerikalı müsteriler İçin çekici değildir, ve Ekim 1970 ile Nisan 1971 armsındaki altı ay içinde geri ödenen miktar 7 mil yar dolan aşmaktadır. Büyük "bir ihtimalle, son haftalar içtnde bütün bu dolarlar, enflâsyona karşı koymak amacı ile taiz oranı yüksek tutulan ve de ellndeM uluslararası ihtiyatları rekor seviyede (16^ milyar dolan aşkm) olan Almanya'ya akmakta ve marka çevrilmekte ldl. An cak, bütün bu işlemlere ek Olarak, bir anda çok yoğunlaşan spekülâtil sermaye hareketi kar şısmda, bunlann yaratacağı ciddl enflâsyoncu baskıyı gözönünde tutan Alman yetkili makamlan. dolan destekleme alımlanm durdurmuşlardır. 1 Hüflolık Naber Dergisi I S ^ N K I d b hofla a u Yakup Kadri Karaosmanoglu ATATÜRK'ün milli hakimiyet vederaokrasi anlayışını açıkladı. »Adalet Partisindeki gelişmeler.. r h fo i A N K J o u u u ot kynz P.K, 161 Bakonlıkkır ANKAR HACETTEPE ÜNlVERSlTESl EKONOMİ BÖLÜMÜ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ de bir rayiç farkından büyülc kârlar elde etme pejinde olan «pekülâtörleri aeferber etmeğe yetmiştir. Buraya kadar özetlediğimiz pa ra bunalımı. son yıllarda bir çok kez karşı laşmış olduğumuz olaylardandir ve kesinlikle. sonuncusu olmaktan çok uzaktır. 1968 ve 19P9 yıllannda, bu seferkine benzer buîıran dönemler: olmuş, tngiliz, Fransız ve A V man iıükümetlerımn altın ve döviz borsalarını kapattıkları görülmüştür. Düzeydeki bu gelişmelerin gerisindeki temel nedenler nelerdir? Avrupa ülkelerinden malzeme karşılığı olarak elde ettniş oıduğu altınlarla birlikte, A.B.D. 1945 yıllannda bu gereği tam olarak yerine getirmekteydi. Kaldı ki, bu dönemde A.B.D. bu olanağı sağlayan tek ülkedir. Uluslararası alıın stoklannın A. B.D.'de merkezıieşmesi, A.B.D.' nin bu dönemde diğer ülkelerin ihtiyaç duydukları mal ve hizmetterin tek sağlayıcısı durumunda bulunması, Altın Kambiyo Sisteminin başarısı için gerekli olan itimat ve güvenlik havasmı gerçekleştirmiştir. Bu durum Avrupa ülkelerinin dolar sıkıntısı devam ettiği sürece olaysız sürdürülmüştür. Görünürde Alman markı İle Amerikan dolannı karşı karşıya getiren son buhran, Alman Iktisat Enstitülerinin yayınladıklan ortak bir rapor iie başlamıştır. 19«9 yılında markm dış değerini yüksettmek gerektiğinı savunmuş olan bu Enstitüler. bu kez Alman markına değişken kambiyo haddi uygulanmasım önermektedirler. Spekülâtörterin gözünden kaçraayan bu öneri, Alman resmî çevrelerinin kararsızlığı diyebileceğimiz, bir değer yükseltme ya da değişken kambiyo haddi uygulanması ihtimallerini yalanlamaması sonucu, büyük ölçüde bir sermaye akımını Almanya'ya doğru harekete geçirmiştir. Gerçekten. raporun yayınlandığmm ertesi günü olan Sah günü, Alman Merkez Bankası 1,4 milyar dolar karşı hğında mark satmak dunımunda kalmıştır. Alman Merkez Bankasının bu çabasına rağmen dolar, taban rayicinden • 2,5 orarunda düşük seviyede ' » işlem görmüstür. Yapılan toplam işlem hacmi ve hızı, 1969 para buhranının en çetin günlerini hatırlatmaktadır. Bunun üzerine, Çarşamba günü Alman hükümeti döviz borsalarmı kapatmak suretiyle, Ulkeye akan dolarlann .narka çevrilme işlemini durdurmuştur. Bu karann ilânını izleyen saatler içinde, Isviçre. Avusturya.» Hollânda ve Belçika Merkes Bankalan da döviz alım satım işlemlerini tatil ettiklerini bildirmişlerdlr. Ellerinde dolar bulunan, ya da piyasadan kısa • vadeü kredi yolu ile dolar sağlayan kişiler ve kurumlar, dolarlan değiştirmek üzere bu Ülkelerde de geniş çapta işlemlere girişmişlerdi. ukarda sözü edilen raporun yayınlanması ve getirdiği öneriye karşı Alman hükümet çevrelerinin tepki göstermemiş olmasına eklenecek başka bir nokta vardır. Son bunalımın ortaya çıkışından çok kısa bir süre önce. Ortak Pazar Maliye Bakanlarının Hamburg'ta yaptıkları toplantı ile ilgili bazı haberler kamu oyuna sızdınlmı$tı. Bunlara göre, Alman hükümetinin, dolar sorunu karşısında Altı'lann ortak bir tutum izlemelerini ve bunu gerçekieştirmek üzere paralannın dış değerini yükseltmelerini önerdiği Uen sürülmüştür. Ancak, bundan iki yıldan az bir süre önce, bu önermin aksl yönünde bir işleme başvuran Fransa'nın buna karşı çıktığı ve ortadaki sorunun, A.B.D. tarafından dolann altm değerini düşürmekle çözülebileceğini savunduğu da bilinmektedir. Almanya ve Fran sa arasında bu konuda çıkan anlaşmazlık karşısında Başbakan Brandt, AET bir bütün Olarak davranmadığı takdirde, Almanya'nın, durumun gerektirdîği tedbirleri alacağını bildlrmiştir. Gün ışığına çıkan bu tartışma ve aynı sıralarda Alman Merkez Bankası tarafmdan açıklanan. vadeli dolar satın alınmayacağına iiişkin karar, kısa gün ooıtoı Tarık 2. Kırbakan Uen, Saç n «flhren Hast» Uüan MOtehaans latikiâl Cad Karmakkapı Noı « VKL* M 10 f ER5EN ile Hv. Tgm. OKAN TOPALOĞLl) Evlendiler. Beyoflu 17.5.1871 TÜLAT t • B Cumhuriyet 4169 T E Ş E K KV R Temel nedenler nelerdir? Dolar soranu dönemine yaklaşırken ve özellikle bu dönemyeni bir durum ortaya çıkmıştır: Avrupa ülkeleri dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta ve merkez bankalannda biriken dolarlar büyük ölçülere varmaktadır. Bu birikimi sağlayan ve de hızlandıran nedenlerden biri, A.B.D. ödemeler dengesinde daha 1950 yıllarından itibaren görülen açıklardır. Bu açıklar, A.B.D.'den dış dünyaya yönelen sermaye akynlarının, cari ödemelerdekl fazlajı aşması ile meydana gelmistir. Bretton • Woods aisteminde. uygulanması zorunlu, bir ödeme dengesizliği düzeltme mekanizmasmm bulunmayışı, A.B. D.'ne, kendi ulusal ihtiyaçları oranmda bir dış ödeme açığını, kendi ulusal • uluslararası parası sayesinde sürdürme olanagını ister istemez vermis bulunmaktadır. Bunun bir yan etkisi, altın madenlerinin, 1934 yılından beri değişmeyen fiat üzerinden, dünya likidite hacmine sağlaması mümkün olmayan artışı, gerçekleştirmek olmuştur. Oysa, bunu yaparken, sistemin temelinde bulunması gereken itimat ve güvenlik duygularım şiddetle sarsmıştır. Sanayileşmiş Batı ülkelerinde biriken resmî ve özel dolar alacaJc haklarınm, altına değişimi konusunda kuşkular yaygınlaşınca, dolar ilk ciddi buhranla karşılasmıstır. Gerçekten, dolann güç duruma düşmesi ilk kez 1960 yılına rastlar. 1950'den itibaren A.B.D.' nin dış dünyaya olan borçlan, başka bir deyimle, dış ödemeler açığı (likidito yaratma olayı) aralıksıa her yıl artarken, bunun tam tersine olarak, eltnde bulundurduğu uluslararası ihtiyatlar (altjn stoku) eksilmlştir. Şöyle ki, lhtiyatlann dış dünyanın dolar alacaklanna oranı 1959 yılında •• 273 iken, ilk ket / 1960 da, •• 100'ün altına düşmUş/ tür. 1960 da bu oran •/. 92 olup 1967 de • 45'e, 1969 da •• 40°a » / düşmüştür. u durumun tasıdığı anlam şudur: 1960 yılından beri A. B.D. Altın Kambiyo Sisteminin gereğini, yani ellerinde dolar alacak hâkları bulunan merkez bankalarının Bu dolarları altma degistiıme taJepIerinl Prof. Dr. Burhan URlS'un Aramızdan ebediyen ayrılışı doıayısıyla bizzat gelmes, çelenK ; göndermek suretiyle veyahut mektup, telgraf ve teleîonıa büyük acımızı paylaşmak lutfunda oulunan akraba, dost ve ajkadaşlarma, bana daima destek olan Prot. Dr. Nevzat öke'ye, kısa süren rahatsızlığı sırasında hayatını Kur'artnaK ve onu tekrar sıhhate kavuşturmak için hiçbir ledaKâriıktan Kaçınma yan, başta Guraba Hastanesı Profesörlerinden Prot Dr. Rem zi özcazı, Prof. Dr. Cüıat Abaoğlu, Prof. Dr. Atımet Çalışkan Dr. Karabet Arman olmak üzere bütün II. tç Hastalıklan Kıiniği personeline candan teşekkürü borç bilirim. • KlZl ÖMl'R URUS (Cumhuriyet: 4145) Sevgili Babam Y dusen başlıca görevdir.» B D görev hepinizin, lin... hepımi OKTİIlY /HfcBAr* ünya para piyasalarında zaman zaman tanık olduğumuz bunalımlar, hâlen yürürlükte bulunan uluslararası para sistemine özgü bir takım sakatlıklardan ileri gelmektedir. Burada uluslararası sözcüğünden anlaşılması gereken. Uluslararası Para Fonu üyesi ülkelerdir. Hâlen 115 üyesi bulunan bu örgütün dışında kalan ülkeler Sovyetler Birliği, Doğu Avrupa ülkeleri ve Kıta Çin'idir. Bugünkü sistemin esası, 1944 yılmda Bretton • Woods kentinde toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Maliye Konferansınaa kabul edilmiş olan Altm Kambiyo Sistemidir. Uluslararası ıfctiyat niteUğinde olan altının dünya ticareti ve merkez bankası ihtiyat ihtiyaçlarım karşılama bakımından yeter miktarda bulunmaması, oraya dek uygulanan altın sisteminden uzaklaşmayı gerektiriyordu. Böylece, altm yerine ikame edilen, ve altına değişimi garanti edilen bir ulusal paranın uluslararası ihtiyat olarak kabulü bu sistem tarafmdan öngörülmüştür. Bu görevi yerine getirecek ulusal paralar, dolar ve sterling olarak kararlaştırıldığı halde, Ingiltere'nin karşılaştığı ekonomik güç lükler nedeniyle, bu imtiyazlı durum, gerçekte dolann lehine gelişmiştir. u önemli öreliik yanmda, ondan daha az önemli olmayan şöyle bir davranışsal kural yer almaktadır: Her ülke parasını. belirli bir altın ağırlığı esasına göre tammlayacak ve bu oran sabit tutulacaktır. Kam biyo rayicinde değişmezlik, bu sistemin temel ilkesidir. Herhangi bir değişiklik, ancak temel dengesizlik halinde, ve belirli kosuUar altında mümkündür. Sistem gereğince, uluslararası ödeme aracı niteliğinde olan ulusal paralsnn, bu paralan res mî ihtiyatları arasında bulunduran merkez bankalarının, gerektiğinde dolar ya da sterling kar şılığında altm taleplerini yerine getirebilmek üzere, önemli miktarda altın stokları ile desteklen mesı kaçınilmaz bir zorunluktur. 2 nci Dünya Savaşı içinde D Gayrimenkul açık artırma satış ilânı İstanbul Dokuzuncu İcra Memurluğuna Dosya No. 910/3ffJ Bir borçtan dolayı paraya çevrilmesine karar venlen Beyojlu Berekerzade mahallesınin Galıp Dede caddesınde kâin 542, 560 kapı NoJu 149 ada 1 parsel «ayılı 917 M2. miktanndakı arsa ipotek «ebebiyle açık arttırtna suretiyle satılacaktır. Gayrimenkalün imar durnmn : 12/11/1970 tarih ve 7834 t a . yılı imar krokisinde yapı yerini Şehircilik tâyin edecektir Krokide gösterilen tretuvar hattı ıçinde avan proje ile teklif yapılacaktır. îrtifaı 6.50 metredir. Kit alınacak nokta ve ka. tfelendirme avan proje tasdikinde tetkik edilecektir. Denilmekteriir. Gayrimenknlfin bali hazır evsafı : Gayrimenkul Yüksek. kaldırımda Galata Kulesinin civarında hafriyat yapılmış arsadır. Dört tarafı yol ile çevrilidir. Sokak hudutları eski kârgir taş duvarlıdır. Vasati olarak arsada 3 metre derinliğinde kazılmış olduğu gibi bırakılmıştır. Beyoğlu Istiklal Caddesi ile Karaköy'e yakm mesafcfe bulunmaktadır Gayrımenkulün tamamına 1.500.000 TL. kıymet takdir olunmuştur. Ihaleye iştırak etmek isteyenlerin muhammen kıymetin •» 10'u nisbetin. / de teminat akçesi veya milll bir banka teminat mektubu vermeleri icap eder. Delliliye resmi ihale pulu, tapu harç ve m a t . rafları alıcıya aittir. İlk açık arttırması 5/7/1971 Pazartesi günü saat 10'dan ll'e kadar İstanbul Sultanahmet Adalet Sarayı 9 uncu İcra M e . murluğunda yapılacaktır. Artırma sartnamesi herkesin göre. bilmeıi için 13/5/1971 gününden îtibaren dairede açıktır İlk açık arttırmada teklif edilen bedel muhammen lcıymetln Vo75'ini bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü bâki kalmak üzere arttırma 10 gün daha uzatılarak onuncu 15/7/1971 Perşembe günü saat 10'dan ll'e kadar İstanbul 9 uncu İcra M e . murluğunda yapılacak açık arttırmada en çok arttırana ihale edilecektir. İpotek u h i b i alacaklılarla diğer ılgililerin ve ır. tifak hakkı sahiplerinin haklan faiz ve masrafa daır olan i d . dialannı dayanağı belgelerle onbeş gün içinde tcra Dairesine bildirmeleri icap ecfer. Aksı halde haklan tapu stcilı ile sabıt olmadıkça satıs bedelinin paylaşmasmdan harıç kalırlar. talep edildiği ve 100 kr. posta pulu gönderildiğınde fartnamenin bir örneği gonderilebîİTr. Daha fazla bilgi edinmek lsteyenierın 970/367 sayıh doıya numarası ile memuriyetimize müracaatlan Uln olunur. SONUÇ B S B on para bunalımı nin çünş nedenlerlni özetleyecek olursak: Bu gibi buhranlar, A. B.D. ödemeler dengesinde yülardır ve hiçbir müeyyide olmaksızın sürdürülen açıklardan ötürü meydana gelmektedir. Açıklann sonucu olarak, büyük kir peşinde koşan, önemli miktarda takat kararsız bir sermaye, bu âni patlamaları gerçekleştiren araç olmaktadır. Kendi ülkeeindekl işsizliğe çare olarak gelişmeye yatkm bir para. kredl ve maliye politikası İzleyen A.B.D., dış dünyaya büyük miktarda dolar akımını önlemediği sürece, spekülisyon amacı ile hareket eden dolar yığınlan, kambiyo rayicmin yükseltllmesl beklenebilecek bir ülkenin merkea bankasuu yeniden, çok kua bir «Ure içinde lstill edebilecek ve uluslararası Dara sıstemlnl yeni buıuiuıUara vt S O N .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle