Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA İKİ sCUMHURÎYET: :9 Nisan 19*1 PT* ¥ 3 rw* nin ilk kez 1970'de uyguladığı A * m . 1 Kültm Sanat • Bilim ödülleri, radvo ve TV javınlarında, yerli yaratmalara daha geniş oranda >er verebilme, bu »ayınlan ülkemiz gerçeklerine daha çok yoneltebilme ve bövlece kurumun yasal gdrevlerinı tam anlamıvla ycrine iretirebilme gereklerın den doğmuştur. TRT, Turkhe'nın tek radvo TV" kurulusudur. Bu nedenle Anavasa ve 359 savıü vasa ile verilmiş gorevlerden «kültur l e eğitime vardımcı olmaM» \e «programların fıkir,' sanat. milli egıtim, halk eğitimı, toplum kalkınması bakımiâruıdan veterli olmasını» gozrtebılmek için. çeşitli çahşmalannın vanısıra, Turkive'nin bütün bir kültürel potansivelini de yavınlarında kullanmak, genis kıtlelere iletmek zorunluğundadır. TRT'nın bu gorevinin özel bir anlamı vardır ve bu, Anavasamızın 121. maddesinde her türlü olumlu loruma elverişli bıcimde belirlenmişlir \itekim bu gorev valnızca Anavasada kalmamış. 359 savılı vasanın 2 l e 5. maddelerinde de «laha avrıntılı biçımde ver almıştır. TRT. yukumlendiği bu gorev ı nasıl verine getirecektir? Kuskusuz, Kurumun kuruluşundan bu vana surdurdüğu olumlu çalışmalar. zaman içinde veni perspektifier kazanarak, veni girişimlerle kendini venileverek gelisecekti. Işte K.S B. odüllerini de, Kurumun bu kendini \enileme, gelişme, genis kitlelerle ve avdın çevrelerle butunlesme çabalarının bir bo. lümü olarak düsânmek gerekir. TRT bu çabalarınıl.i halkıtnızın kulturel birikimini, # Yalnızca kendı olanaklarıvla, # Durağan bir tutumla valnız «mevcut» bilim ı e sanat eserlerivle vetinerek \erme donemini aşmalıydı. O zaman. 0 Yeni eserlerin varatılmasını özendıre* cek, ortava çıkmamış değerlere destek ve olanak sağlajacak dinamik bir tutum gerekıvordu. Türkive'nin ozel koşullarının, organizasvon eksikliği >a da bozuklukları nedenivIe, sanat ve bilim adamlarımızın çalışmalarının veterince değerlendırilempmesine vol açtığı, çalışma isteğini korelttiği, bu gibi çalışmaların umursamadıkla karşılamp halka mal edilemediği oteden beri vavgın bir yakınma konusudıır. ö t e vandan TRT de, vukarda belirtilen rorevleri dolayısile, çok çeşitli yavın alanlarında kullanılacak aynı çesitlilik \e zenginlikte sanat ve bilim varatmalarına gereksin me duvan bir kıırumdur Yavın suresini, konu çrşitliğini dusunursek. TRT'nin her turlu kavnağı nasıl bir hızla tuketeceğinı de hemen kavnvabıliriz. TRT. gerekseme duMilan hu ka>naklan sağlavacak vollardan biri olarak sanat ve bilim adamlarımm harekete geçirecrk odullu varışmalar açma. ısmarlaraa gibi vdntemler duşunmus ve bunu sistemleştirmiştir. Böylece TRT valnızca varatılmıslan kullanan. tüketen bir kıırum olarak kendini ulusun riuşunur \e sanatçılarından sovutlamıvacak, bunun verine ulusun butun dusunur ve Bir kültür horekefi olarak TRT ödülleri Murat KATOĞLU sanatçılannı yeni eserler varatmaya yönelterek rukümlendiği goreve: vanı kültürel birıkımimızı halkuı gundelık vaşamına aktarma gorevine etkin biçimde katümaya ortak edecektir. 1970 uygulaması , ' T * ¥ 3 r T ^ 1970 K S.B. bdulleri yanşmala* * ^ * rma 350O'e vakın eser gdnderildı. Bunlardan şartlara uvgun 20% eeer seçici kurulların ıncclemesıne sunuldu. Mnzik alamnda 282, Tivatro'da 233. Edebivat'ta 2116, T\ filimlerinde 30, ResımHe>kelde 362, Ri limsel Araştırmalarda 67 eser incelendi. Bu ^arışmalar için konulan bir mihon lira tutarındaki 280 odülun, 613 bın lira tutan 146 sı kullanıldı Muzik, Tivatro Filım >e Edebi^at dallarmda odul kazanan eserler 5 vıl sure^le, avrıca telıf hakkı odenmeksizin TRT vavınlarında kullanılabilecektir. Plâstik sanatlar dalında ndul kazanan eserler Kurumun malı olacak, Kurum yapılannın onemli bir eksiğinı tamamlayacak, Kurumun basılı vavinlannda kullanılabilecektir. Bilimsel Araştırma dalının 7 konusunda ödul kazanan eserlerden TRT ProgTam Plânlarnası calışmalarında \e ilgili konudaki programlarda \ararlanılacak, bu araştırmalar Kurum yavınlarını bilimsel açıdan daha vüksek niteliğe ulaştıracaktır. Bovlece TRT ödülleri sistemi voluvla: • Rad\o \e TV yavınJan için yeni ve özgün eserler sağlanmış olmakta. • Tiirk külturünun. san&ttnın ve bilim dağarcığının veni eserlerle zenginleçtirilmesine \ardımcı olunmakta, • Kültür. sanat ve bılım adamlarımız ciddî bir teş\ik olanağina ka\uşturulmuş bulunmaktadır. maddesine gore « her \ıl, kültür, sanat ve bılım alanlarımn hangi dallarında ve kolların da odullendirme ve satın alma yarışmaları açılacağı; ısmarlama yapılaeağı; bu amaçla butçeve konulan ödeneğin tutan \e kollar arasındakı dasılımı Tönetim Kurulunca kararlastırılır • örneğin 1971 >arışmalarının sonuçları. 1972 Subatının bitiminde alınmıs olacak, kamuya du\iırulacaktır. Bu. her wl tekrarlanacak, sistemin surekliliği saçlanmıs olacaktır. A KAPSAM GEVİSLtCıt: TRT ödülleri sistemi, bemen bütün sanat \e sosval bilim dallarını içine alabilır olması bakımından, ül kemizde bugüne kadar benzeri gerçekleştirilmemiş geniş kapsamlı hir kültür hareketi u\gulamasıdır. 1970 vılında \arışma konusu olmuj 26 kol bundan sonraki vı 1larda olanaklara gore eksiltilse de. çoğaltılsa da, Genel Esaslar'da getırilen hükumler kapsam genışliğini koru\acak nitcliktedir. 1970 u>gulaması, cizgi filimleri, çocuk masalları. TRT program konulan gibi kollarda yeni gereksemeler ortaya çıksrmıştır. O YARARI.ILIK: TRT ödülleri sistemi, bir landan TRT yavınlannın çe^itliliğini ve niteliğini yükseltmek. nitelikli eserleri ödüllendirerek. halka sunarak butun kültür alanlarında çalışantan daha çok eser \erme\e tevşik etmek, obur vandan nitelikli eserleri halk kitlelerinin gunluk yasamına katmağa ça lışarak yaratıcılarla halk arasında daha sıkı bir kültür ahş>erisinin kurulmasına vardımcı olmak. bövlelikle Türk kültür hayatınm gelişmesinı hızlandırmağa vardımcı olmak bakimlarından son derece vararlı bir sistem olarak gorıinmektedir. Bu sistemin oygulannıası volu\la kazanılan eserlerin sağlıvacağt mane\i >arar bu eserlen \aratanlara verilen odullerin maddi tutarıvla nlçulemhecek kadar bu\uk olacaktır. O DERECELENDtRMEDE YENÎLİK: TRT ödülleri sistemi. değerlendirme bakımın dan da özellikler taçımaktadır. Bugune kadar alışılagelmiş birincilik. ıkincilik, üçuncülük gıbi derecelendirmelere bu sistemde ver verilmemis, bunun verine birden çok Büvük ödul \e Başarı ödulu konularak çok savıda eserin değerlendirilebilmesi esası gozetilmiş tir 4vnca bir kisinin çok savıda eserle vanş m a u katılabılmesı \e birden çok eserının odullendjrilmesı olanagı da sağlanmıştır. 0 GtZLtLtK (Deçerlendirmede objektıfbk) Gonderilen eserlerin objektif olçulerIe değerlendirilmesine vardımcı olmak amacnla varışma kollarının pek çoğunda gizlı]ık esas alınmış. varatıcılar >arışmalara rumuz usulö\le katılmişlardır. l'zun zaman ısteven bazı dallarda şartnamelerin geç ilân edilmesı nedeni\le bu vıl için çizlilik esası mgulanamamıştır. Yine objektifliği sağlamada vardımcı olur duşüncesivle seçicı kurullardan gerekçeli raporlar istenmiştir. Bu raporlar kamu ovuna acıklanacaktır TRT ödülleri 1970 uygulamasının ortava çıkardığı ıki netice ödul sisteminın bir onem lı sonucu, kendıliğinden va>gın bir soruşturma halini alması ve bir belgelik oluşturmasıdır. Herhalde bugüne kadar hiçbir detlet kuruluşu nitelık ^e nicelik \onundcn bu denlı ^avgın hir sorusturma verisi toplavamamıştır. Üstelik bu %eriler valnızca hazır soruşturnıa \e sozlemleme formlanna davanan kuru hir araştırmanın sonucu olmavıp doğrudan doğruva eser halinde somutlaşan verilerle donanmış bir belçelik oluşturnıuştur. Bu belgelik dil araştırmalarından cesitli sosvolojik incelejnelere kadar çeşitli bilimsel çalışmalara eherişli zengin ve orijinal bir öz taşımaktadır. Değerlendırmeler sonunda birçok tanınmış sanatçı ve >azarla birlikte çok savıda veni isim orta>a tıkmış, hatta bazan daha önde ver almış olması da, 1970 uygulamasının ortava çıkardığı bir başka mutlu sonuçtur Bunun saM ile kabaca ifadesi şövledir: Kesin olmamakla birlikte 4550 arasi veni isım va da kazandıkları konuda ilk denemelerinı verrn kimse odul kazanmıştır. Kazananlann en genci 21, en ya>lwı 58 yaşındadır. Demirel'in istediği subaylar Sülevman Demirel'in 6 Nisan günü Adalet Partısı Meclis Grubunda vaptığı konusma çok onemlıdir. Bu konusmanın Silâhlı Kuvvetleri ilgılendırcn onemli bır parçasında Demırel dijor ki : c Ordunun ıdareve el ko\ma=ı kevfıveti 27 Mayıs 1960 ıle ba*lamıstır. Ordular dunyarın herhnneı bır memleketınde ıriare\e el kovmava kalktıkları zaman ne vapılabılır 9 Her halde mıhs teskılatı ıle orduların karşı na çıkılmaz Bılakıs ordular mılı* te=kılatı kurmamak icın teskıl olunurlar Ordular mılletın korku. ku<=ku ka\sı kavnağı degıl guvenlık kavnağıdırlar "Darbe hareketının kar«ısına halk çıkarsa ba»arıva ula=amaz çıkmazsa hareket haklıdır ve b a ş a m a ulaşır" seklınde goru?e hlçbır «ekılde katılamayız Olan olmustur Ordu ıle mılletı karsı k^r=na hıçbır sekı'de getırmemek lâzımdır Turk Ordusu millivetçı ve hurmetçıd'r Ve ç^re kı ko! verınrfen çıkmıstir StMDI BÜYÜK MESELE KOLU YERIVE OTURTM\K VE AYVI ZAMANDA DEMOKRATİK REJİMİ ORDU MÜDAHALEStNDEN MASUN HALE GETİRECEK SUBAYLARLA TEÇHİZ ETMEKTİR » Sınıdı vatansever guçler. Sülevman Demirel'ın vukandakı sozlerıni dikkatle incelemelıdırler. Yalnız bu ıncelemevı vapmadan once Demirel kimdir sorusuna cevap vermek gerekir. Demirel, bir avagı Hacı Ali'de. bir avagı Sellefvan'da, hir avaeı Tunagür'de bulunan çıkarcı düzenın tipık bır temsilcisidir. Menderes gider. verine Demirel gelir. Dcmirel gıder baskası gelir Bunun önemi voktur. Hurrıvet ve Itılâf. Serbest Fırka. Demokrat Partı ve Adalet Partm çizgisinde gelisen bir mırasın milhvetçi ve devrimci ordu hareketlerine düsmanlıgı çesıtlı ın. sanlarda somutlasabilir. Demırel. bu gidisın en belirgin ovuncularından birivdi. 12 Mart Muhtırasından sonra verine bir baska adavın hazırlanmakta oldujunu simdiden haher vermek gerekir. Tutucu ve gerici çevrelerin yeni planlar içinde bulunduğu açıktır. Nelerdir bu planlar? Iste Demirel'in 6 Nisan günü Adalet Partisl Meclis Grubunda vaptıgı konusma bu bakımdan önemlidir. Konusma incelendigi zaman görülür ki : 1 Ordunun idareve el kovması «kevfıvetı» 27 Mavısia baslamıstır. Bovlece ordu, milletle karsı karşıva gelmıstır. Mıllet için bu davranış. korku. kavgı, knsku kaynaçıdır. Turk Ordusu millivetçı ve hürrivetçidir. Ne vazık ki, olan olmustur. En sonra 12 Mart'ta kol yerinden çıkmıstır. Kolu verine oturtmak lâzımdır. 2 Ordu idareve el kovmava karar verdi mi, karsısına halk çıkamaz. Ru tehlikelı bır fıkırdir. Ve basarıva ulasamaz. Orduva karsı mılis teskılatı ıle cıkmak dusuncesı de gerçekçi değıldir. cBlâkı.» orduvu ele gecırmelıdır. 3 ŞtMDl Bt'YÜK MESELE KOLC YFRtNE OTVRTM \K VE AYNI Z 4 M 4 N D 4 RFJİMt ORDl' MÜDAHALEStNDEN MASUN HALE GETİRECEK SUBAYLARLA TEÇHİZ ETMEK planında toplanmaktadır. Hiç kimse çıkarcılar çevresinin eelecege aıt planlannı bu kadar kesınlıkle ortava kovamazdı. ttıraf etmek gerekir kı. Demırel. gerçekçi ve sojukkanlı bir lıderdır. Amerıka boşuna Demırel'e vatırım vapmamıstır. AskoUun ! Madde madde sovlediklerıne gelınce : 1 Ordunun idareve el kovması kevfivetı 27 Mavıs'la baslamamıstır. Orduda millivetçı hareketler 20'ncı vuzvılda sııreklı olarak vardır. «Hareket Ordusu» hunun örneğidır. lstıklâl Harbınde ve sonrasında Mustafa Kemal ve arkadaslan yönetımi ellerıne almışlardır; 27 Mavıs bunun devamıdır. 2 «Ordu idareve el kovmava karar verdi mi. karsısına halk cıkama/» fıkrını sımdı savunan Demırel, bundan birkaç vıl once sıiâhlanmıs 200 000 kisılik milıs kuvvetinden soz açıvordu. Anlasılan strateıı ve taktık değistırdı. Ya da CIA uzmanları kulağına hir srvlrr üfledıler. Demirel ve muttefikleri şımdı orduvu ıtınden ele geoırmek planlannı dıısıınuvorlar 3 Demırel ve muttefikleri (hıç kuskusuz tum çıkar çevreleri dahil) orduvu kendı fıkirlerine uvgun subavlarla «teçhız etmek» ıstivorlar. Nıtekim Sulevman Demırel $ellefvan Hacı Alı düzeni kesımınden ortava çıkanlan sövlenti sudur : « Bır vandan reform kabıne=ı ortalığı uvuturken bır vandan da orduda veni bır tasfıve planı hazırlanmaktadır Bundan sonra orriu Demırel'ın ısteriıcı gıbı bır ordu vaifını kazanacaktır REJİMİ ORDU MÜDAHALEStNDEN MASUN HALE GETİRECEK SUBAYLAR bır veni 27 Mavıs'a veva 12 Mart Muhtırasının 3'uncu maddesıne ımkân vermıveceklerı gıbı 27 Ma. vıs'ın demokratik rejıme bır ıharet ve mudahale olduğu da bövlelikle tescil edılmış olacakJır Zaten 12 Mart Muhtırasının esas sebebı, Ismet Paça ile blrfıkte bu amaca yonelmektır » Iste Demırel'in çizdigi tab'lo ve bu tabiova f*nk vetiiı «8vlentiler Bizden duvurmak ve uvarmak gorevl, devrimci juçlerden dıkkat gdrevi .. Sonuç bu sistemi kurmasa\dı. sanırım kimse çıkıp «Siz niçin şu işi ^apmıvorsunuz?» di>e Kurumdan hesap sormazdı. Ne \ar ki bu mpıılamadan sonra kamuoyu bu olumlu davranısın anlamım katramış, \azar ve sanatçılar bd>rük olçüde hareketin vanında ver almışlardır. TRT odulleri ilk açıklandığı günlerde \eterince anlasılamadı. Birçoklan bu sistemi ülkemizde obur odullendırmelerle knaslamak istedıler Edebi%atçılar valnız edebivat. muzikdler yalnız muzık. ressamlar valnız resim ilh açısından alıp eleştirdiler. Sistemin kültür vaşamımız açısından hutuncü bir eleştirisi ise vapılmadı denebilır. Ancak zaman sistemin özelliklerinı, «herhangi bir* ödüllu varışma olarak dusunulmedığini ortaya kovabilecektır. Bu arada aksavan vonleri, eksiklıkleri belırmKtır Bunlar, giderilmesi oldukça kolav teknık avrıntılardır. TRT ödüllerhıin taşıdığı özpllikler A SÜREKLtLÎK: TRT ödülleri sistemi, Tonetim Kurulu kararıvla 13 maddelik bir temel şartnameve davanan sürekli bir sıstera olarak kurulmuştur. Genel Esaslar'ın 2. Hayır Kim ağır basacak? «Ataturk devnmlerının en onemlıleri, la\ıkhk ve egıtımde buhk tereddude yer vermıvecek şekılde uygulanacaktır», «Hıç bır suçu ortmek ve gızlemek konusunda sozum yoktur. Hıç bır suçun ortbas edılmesme razı olamayız» Başbakan Nıhat Erim ın son konu>nıalaonılin aldmv hıı satırları. JBakaJjin dçdiklerinı ne denli gerçekleştırecek, uvgulavacak? Şimdilik Meclisten 321 güven oyu alarak işbaşına "ğeçen Erim kabinesine reformculuk \olunda basarılar dilemek gerekir. «Programımızdakı Ukelerden ve reformlardan herhangi bır tâvız vermeve ne nıvetımız, ne de ımkânımız vardır» demiş bazı eleştirilere karşılık olarak Bu da sevindirici bir sev. Çünkü Erım'in Mecliste vaptığı konuşma, hemşerilerini kabul ettiği sırada sovledıklerı. tâvizcilıpn başlar fibi oldugu sanısını vermistı. Ivi. demek Başbakan programından tâviz vermiyecek, laviklik ve eğitimde birlik ilkelerini uvgulavacak, sorulması ve alınması gereken hesaplan ortbas ettirmivecek' . Yalr.ız karanlıkta kalan bir nokta var O da Erim kabinesinin butün bu işleri. kendini hâlâ iktidar partisi savan bir \.P. nin desteği. kontrolu ile gerçekleştirmek istemesi Erim, Demirel'sız hıç bir iş vapmıvacağını sdvlüvor açıkça. Nezaket sozleri mi bunlar. voksa demokratik yöntemin gerekleri mi? Savın Erim «sabah akşam Demirel'i aravacak. soracak, düşuncesini tartışacak» mış Nitekım beş on gün önce Çağlavangil'in evindeki zivafette Demirel'le uzun uzun görüşmüş, avrılırken de gazetecilere şövle demişti: «Benım çalışma tarzım boyle Butun partılerın lıderlemle ıcabedınce sık sık ıstışareler yapacağım. Boyle \Tiruteceğız bu ışı Memleket hepımızın Bu yükü yalnız başıma kaldıramam onlar vardım etmezlerse Onlann yardımı lâzım.» Demirel'ın baskanlığında bir \.P.. «\nayasanm öngördüfü reformları Ataturkçu bir göryşle» ele alacağına söz veren bir reform kabinesini nasıl destekler" Destekler mi bir kere? Niye dcsteklesin" Bovle bir şevi istese kendisi yapardı daha önce . Yaptı mı? Nivetlendi mi vapmava? Yoksa. o Anayasanın tepeden tırr.ağa değismesi > > didinen. çırpınan \.P. değil de başkası mı? Çn Ataturk ilkeleri, Anavasa reformları. ktsacası devrimci cephenin yıllardır ozlemle beklediği davranışlar. düşunceler \.P. nîn «felsefesi» ne tümuvle avkırıdır. \.P de. 27 Mavis devriminin vıktığı D.P. gibi \tatürk devrimlerinin karşısındadır. Bir «karşıdevrim» topluluğudur. bunlar Terakkiperver Fırkadan, Serbest Fırkadan Demokrat Partive. Adalet Partisine dek. bütün muhalefet partileri \tatürk devrımlerine karşı çıkan. karşı kovan, Ataturk ilkelerini kökunden vıkmak. vok etmek için umutsuz bir çaba harcavan topluluklardır Bunu hepimiz bilivoruz. Çok partili düzene geçtiğimizden ben «karsıdevrim» ovlesine guçler.dı. övlesine etkisını arttırdı kı bu eğilım Vtaturkün kurduğu C.H.P. ye hıle verlcştı Dogal çorunmeve basladı halkla ozdeş olmak. halkla kavnasmak gibi formullerle Ataturkcu devrimlerden tâvizler verılmesı goze batmamava basladı Ecevit'in unlü ortamn solu polıtıkasının, Ecevıtçı llııs'ta cıkan vazılaıın ar.lamı hep bu «karşıdevrım» e avak uvduraras halkın destesmi kazanmak ıstegıne davanıvordu C.H.P si bovle olursa \ P si, G.P nasıl olabilirdı artık'. Demek ıstediğım «karsı devrımle ısbırliğı edılerek, karşı devrımle el ele, kucak kucaga devrım vapılamaz. Hattâ hattâ devrım vonunde ufak tefek reformlar bıle gerçeklestirilemez. Bakıyorum Erim'in vapacağına soz verdıçi isler, çığırından çıkmış, saptırılmış bır takım bozuklukların duzeltilmesidır ImamHatıp okulları bırer çericılık vuvası halıne çetirılmıs. bunları duzpltecek. Düzeltmesin mı? Bu okulları ortadan kaldırmıvor, devrımci bır anlavışa kavuşturtnuvor: valnız orta oğretim duzenine Nokmavı vaadedıvor Ovle olması gerekirdi zaten!. Kuran kursları da surup gıdecek. valnız ızinsız acılan kursları kapatacak. Bıında da bir devrimcilik, reformculuk vok. eldeki yasaları uvgulamak var! Erim, «Onlann yardımı lâzım. Boyle yurüteceğız bu ışı» demekte dırenirse 12 Mart atılımı havava ucmus bir davranış olur. Demirel vönetiminden sorulacak vığınla hesap var. Demirel'ın kendisinden sorulacak hesaplar, dosvalar dolusu! Simdi kabineve ov verdi dive o hesaplar hasıraltı edılebilır mi? 12 Mart devrimcileri karşıdevrimcilerle anlaşa uvuşa, güle konuşa. Anayasa reformlarmı, Ataturk ilkelerır.i nasıl uvgularlar? Bunca çelişmeden, bunca uvusmazlıktan nasıl bir şey çıkacak? Ortaya çıkan da neve benzevecek? Bekleviş gunlerı çabuk çeçer. Karşı devrım mi ağır ba Yazan: Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU 789 Fransız devrîminden başlayarak İkinci Dünya Savaşı nın bitimine değin, klâ sik demokrasi ile yö • netilen ülkelerde hukuk devleti, kaba çizgileriyle «yurttaşın hak ve özgürlüklerini ve dokunulmazlığını saçlayan devlet» olarak niteleniyordu. Bu nıtelemede bir vandan devlet otorıtesını sınırlamak ve bu otorıtevı yasa kurallarına bağlamak ote vandan da, bunun doğal bır sonucu olarak. yurttaşların sıyasî ıktıdar karşısında hak ve ozgürluklerınl temınat altına almak düşuncesi yatıvordu Bu Fransız devTimınm yarat tığı «ozgur ve eşit insan» kavramından doğmuştu. Hukuk devletını gerçekleştırmenm en uvgun volunun ıse «demokrasi yönetimi» olması dogaldı. 1 Teknokrasi ve hukuk devleti rımınden sonrakı ıktıdar duşuncesının kımısı sıvasal, kımısı ekonomık olmak uzere, dayandınl mak ıstendığı temellerı gostermektedır. de. istemese de, toplumun iktisadl yonetımınde teknokratık oluşum teknolojı çağı geregi olarak kendı kendıne meydana gelmektedır. . • Bu oluşum karşısında Almanya uzesel fhukuki) bakımdan çok ılgınç olan bu olusum karşısında, bır hukuk fakultesi oğretim Uvesı ıçın pasıf kalmak elbette mümkun değıldı 1965 te bilimsel araştırma yapmak üzere altı av memleket dı şında ozellıkle İtal\a ve tsvıç rede kalmış Roma, Floransa Cenevre, Lausanne Neuchâtel, Frıbourg unıversıtelennden aldığım dâvetler üzenne, oralarda konferanslar vermiştım Işte o sırada Mevnaud'un (not 1 de adı geçeni La Technoeratie adlı eserını CenevTede inceleme fırsatını buldum •••••••••••••••••0 T DOĞAN YAYINEVİ YENİ KİTAPLARINI SUNAR BITIKLAR KONÜŞLYOR 1250 Hasan Hüseyın Korkmazgıl 2. K I Z I L K U Ğ Ü Şıırın Uyanışı 7.50 1970 TRT Şıır Ödülü 3. TIRK DE\RIMI VE SOVR\SI 15. 1919 1946 Taner Tımur 4. MARX'IN TOPLUM KURAMI 12.50 Çevıren Özer Ozankava DOĞ4N Y4YINEVÎ Cemal Gürsel Cad. 51 'B Tel: 19 27 *2 Cebeci AVKARA Kongresıne katılmıştım. Kongre, sorulu • cevaplı «kollök» bıçı mınde vapıldı 39 ülkeden 89 delegenın katıîdıgı bu kongrenın ilk gunü başkanlığına seçılmıştım ve gbruşmelen ybnetıvordum Teblıgınl okuma sırası ken dısme gelen Sovyet delegesı Kolhoz ve Sovkoz'lan ve buralarda çalısanlann devlete karşı olan odevlerini anlatrvor ve b'r Rus kızı bunu cumie cumle Fransızcava çevırlyordu. Teblıgım oku van, teknik bilgıye sahıp bır Drofesordu. O bıtırdıkten sonra soru sormak ist«yen delegelere soz verdim. Onlar cevaplannı alınca en son olarak, ben de kendı sıne şu soruvu vonelttım: «tlginç tebliğinizden çok şevler öğrendiğim için kişisel olarak ben de teşekkür ederim. Yalnız bir noktada aydmlanmak istiyorum: Hep Kolhoz ve Sovkoz'larda çalısanlann ödevlerinden soz ettiniz. Bunlar bir zarara uğrarlarsa devietten tazmlnat istiyebilirler mi?» Bu sorumu tercüman kız Rusçava çevırdıkten sonra Profesor onun gozunün içıne baktı. Dmleyenleri tatmın etmiyen bir takım cevaplar verdi Delegeler gülumsedi. Ben de üstelemedım Gordum ki, o Profesor, yetkılı bır teknokrat değıl, bir teknısyendi ve politikanın emnnde ve terciıman kızın da kontrolunda bulunuyordu Acaba bızde de bovle mi isteniyordu kı bır kaç yıl önce D.P.T. hallaç pamuğu gıbi atıldı!? Teknokrasi ve karma sistem S Siyasal ve ekonomik eşitlik akat çok geçmeden gorüldü kı, ıktısadı unsur hesaba katümadan, sadece soyut «hak ve ozgurluk» kavramı vurttaşların çok geniş bır çoğunluğunu dovurmuyor, hak ve ozgurlukler bu çoğunluk ıçın, yasa maddelerıne hapsedılmış olarak, kâğıt üzerınde kalıyordu Iktısadi eşıthk olma^nca. hak eşıthğı bır anlam taşınnyordu Bunun uzerme, başta sosjalızm olmak uzere yeni teorıler \e ıdeolojıler doğdu Sosyahzm devlet vonetımmde uretıcı halk nğınlarının refahını on plânda tutuvor ve ekonomımn temelmı «sermayeden» alıp «emek» ala nma aktarıyordu Sosyalızmm onculerınden savılan SaintSımon'a gore «Herkes milli gelırden kendi veteneğine ve mevdana getirdiğı esere göre pav almalı, siiasi yaban arıları ile emekçi bal arıları bir olmamalı, toplumdaki birevler bir derecelendirmeye bağlı tutulmalı» idı. Bu duşuneede pohtıkanın ve polıtıkacılığın kuçumsendığı ve daha o zamanlar (vani 19 vuzvılın başlannda) haUm refah ve mutluluğu ıçm demok rası ve hukuk devleti ve hattâ eşıtlık kavramlarının bır kenara bırakıldığı gorulüvordu F lmdı 20 yuzyıhn sonuna yaklaşırken, teknolojının ışıtılmedık biçımde ılerlemesı sonunda, valnız bılım ve teknık alamnda değıl. devlet vonetımınde vanı polıtıka alamnda yeni bır sorun ortava çıktı Bu sonınu çozumlemek ıçın ılen surulen duşuncelere gore, memle ket vonetımı teknık ılerlemeîere avak uydurmalı ve bunun ıçın de ulkeyi teknokratlar vonetmeh ya da yonetıme katılmahdır Bu teorinın amaçladığı duzen, ne doğrudan doğruya sosyalizm, ne de dofrudan doğruva klâsık demokrasi ıdı Bu, bır «teknok rası duzenıvdı » eknokratlar yonetımınden doğan sakıncalar, kımı bılgınlerce şoyle ozetlenmektedır: • Politikacı, parlamentoda, sadece teknisvenin faalıvetlerine paravana görevi yapacaktır. • Teknokratlar, plânları bir çizlilik içinde vaparlar ve buna politikacıyı kanştırmazlar; çunku onlar kendı uzmanlıklanna tnivendikleri için. dışarıdan hiç kimsenin bu uzmanlık alamna mudahale etmesini istemezler. • Bunun somıcunda «teknokra t otoriterliği» ve «teknokratlar diktatorvası» doğar. • Teknokratlar. sosval gerçekleri bilmezler: hattâ bazan bunlara sırt çevirebilirler. Onlar hukuraet merkezinde, masa basında, teknik verilere gore plân hazırladıklanndan, merkez dışındaki bölgelerin gereksinmesini gereği gibi değerlendiremezler (1). T 1. <' ı * Hukuk devletıni esas alan parlamenter «demokrasi vonetimı» halk egemenhğme ve seçıme davanıyordu «Teknokrasi vonetımı» nereve davanarak gucunü nereden alacaktı? Bu sorunun cevabı. bır «gerekırcıhk» esasma dayandınlabilır, bu da, «dünvanın hugünkü teknolojik caçında, teknik sridıse avak uvduramıvan ülkelerin vok olma tehlikesi ve bu tehlikeve karşı milleti koruma ihtivacı» olarak devımlendarılebılırdı Ne var kı, «tehlike» ve «ihtivaç» bir sıvasal ıktıdarı ayakta tutacak madaesel guç!erden voksundu Teknısvenlenn 1se, bır drgüt halinde bırle=erek ulkede bır seçımle iktıdara gelme olanaklan yoktu Şu halde tam bır teknokrasi idare^i hayalden baska bir şev olamazdı. Yukankı soruna bir çözum volu olmak uzere bır de teknokratların ulke vonetımme doğrudan doğruva hâkım olmavıp, öteki oo'ıtıkacılarla bır!ık f e katılması alternatıf: dusünülebılirdr Bır plânlama daıresı kurulur, ülkenın tarım sanavn ve kültür kalkmması o daıredekı teknokratlafın hazırlavacaklan plâna go re vurutülürdU Bu karma bır sistem oluvor, baska bir deyımle. «demokrasi ıçmde teknokra si» anlamına gelıvordu Çunkü vonetımde planlı bır ıktisat ss teml uygulanacağina ve polıtı kacı tekmsvenlerce hazırlanacak Dlânlann kılına bıle doktınamıva caŞına gore onun devlet vönetımındekı rolü ne olacaktı? tste bu noktada vıne polıtika daha doğrusu «klâsık demokras'« ıle «teknokrası» karşı karşıva gp'ivor ve çatışma durumuna düşuyordu. Bu iddıalarda gerçek payı bulunabılır. Fakat bir ölumkalım savaşının sessız olarak venldıgi bugunku teknolojik çağda, bu sıbı sakmcalann' sıvn taraflannı törpüleverek gerçefı kabul etmek. bır zorunluktur. Zaten bu gerçek, Batı memleketlermde gerek devlet sektoni, gerek ozel sektor burolannda kendı kendıne oluşan bır teknokratık gelışme halinde surüp gıtmektedır Jean Meynaud*un bır kaç mcelemesme önemle yollama vaoan ve zengın bır bıblıvoğrafv a ' eren Doç. Dr. Esat Çam. «Batı Demokrasisinde Sivasî tktidar Ile Tktisadi tktidar» adh ılgınç esennde, Mevnaud'un 1964 te çıkmı« olan ve aşağıda 1 No. lı aıp notunda adı geçen «La Technocratie» adlı mukemmel esennden hıç soz etmemekle birlikte, Frıedmann ve Ch. Bettelheım'ın f 19491 da çıkmış olan etüdlerlnden (2) ozetlemek suretıyle, yukarıda sozunü ettiğimiz oluşumu şu satırlar içinde pek güzel anlatmaktadır «•Modern tekniğin varattıçı asırı iş bölünıiı ve sanavi temerkuzü sonucunda mevdana çelen, özel ve kamuva ait dev tesebbüsler, faalivet kontrolu vapabiimek ve prodüktivitevı arttırabilmek icin büroteknokrasi şeklinde teşkilâtlanmakladır Bu buroteknokratlar grubu dığer asırlara nazaran zamanınıızda çok daha kuvvetli bir şekilde ortava çıkmış bulunmaktadır Bu grubun içinde ild nevi büroteknokrat bulunduğunu kabul etmek gerekir: Birinci nevi dnğrudan doğruva istihsale iştirak eden teknisvenlerden müteşekkildir: 7iraat mühendisi Idmvager, fizikçi. bilimsel alanlards çalışan lar v s gibi ikinci nevi ise Burnham'ın «Manaeers» dpdiçı yrineticileri kapsamaktadm (3). Gorulüyor kı, politikacı istese 1970 yaz aylarında İse bır yıl önce geçırilmış bir amehvatın kontrolu içm Almanvava gıttığım zaman. orada anavasa ve sıyaset bılımi profe^orlerıvle iktısatçı ve teknısvenlerın plânla. ma ve teknokrası üzennde TOğun olarak çalıstıklarını gordüm. Freıburg Br Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku ve sıyaset bıhmı profesörü Joseph H. Kaiser başkanlığındakı bır bılım kunılu (Planung I Planung II v d ) genel başlığı altında bır seri değerli eser vavımlamava baslamı^tı (4) Bir gazete makalesmın dar çerçevesı içmde bunlardan soz etmeye olanak yoktur. Yalnız Prof. Joseph H. Kaiser'm (Planung I) dekı bir yazısmdan, hukuk devletindeki teknokrasi ve plânlama ilişklsine değınen şu satırlan burava aktarmak istiyorunr «Bir hukuk devletinde, plânlama. hukuk düzeni içinde yürumelidir. Xe var ki, (sovut olarak) plânlama demek. hnkuku uvçulama demek değildir. Eğer plânlamaya vasaların avnntılı olarak izahmdan baska bir anlam verilmezse. o zaman onun huknk devleti içinde kurumlaşması ve vönetimine eöre düzenlenmesi daha az gilclük doğurur. Plânlama, çoğn kez «hukukun yaratılması» kavramını kansan tjter var olanla ufrassavdı bövle olmazdı. (Kaiser burada plânın mevcut olan durumn değil, gelecekteld durumn dfizenlediğine lşaret etmek istivor). Plânlama işi eeniş kapsamlıdır ve huknka bağlı bir toplumun temellerini etkiler . Plânlamanın en bas görevi. insanın ve eşvanm doğasına nvgun olam arayıp bulmaktır (5). zuru bu umuda bağlıdır. Yanm ve çelmeli işlere değil! (1) Jean Mevnaud. «La Technocratıe» (Pans 1964) s 55 vd. (2) G. Friedmann, Les Technocraties et la Cıvıhsatıon Techracıenne, Industrialısatıon et Technocratie, (Paris 1949); Ch. Bettelheım, Les Technıciens cons»'tuentils une classe' tndustnalısation et Technocratie A. Colın (Paris 1949). (3) Dr. E<»t Çam. Batı Demokrasısinde Sıvasl tktidar ve tktısadi tktidar. (tstanhul X96«), s 114 • 115 (4) Planung 1, Recht und polıMk der Planung tn Wirtschaft und Gesellschaft. Nomos Verlags sesellschaft Baden Baden (1965); Planung II, Begriff und tnstıtut des Plans (1966); Planung, III, Mıttel ünd Methoden Planender Verwalrung (1968> Planung IV, Planung înternatıonal (19701. Bu kıtap serisinin vayımı devam edıvor. (5) Joseph H. Kaiser. Erpo"«i emer praematlsehen The one der Planung Planung I, (1965) s. 19 v d S O N TEŞEKKÜR Hayat Hastahanesinde geçırdıfım amelıvatımı üstün bır başarı ıle vaparak bana sağhğımı kazandıran sayin Prof Dr. Muzarfer Akkılıç ile Doç Dr Ali Havdar Taspmar ve Narkozitör Dr. Vahide Akkılıç'a, hastalığımı ısabetle ve zamanında teşhıs eden saym Prof. Dr. Celâl öker. Doç. Dr. Nazif Bagnaçık, Dr. H. Hüsrev HatemiVe, Havat Hastahanesmın değer U idareci ve personelıne, hastalıgım esnasmda gerek bızzat gelerek, gerekse çıçek ve telgraf göndermek ve telefon etmek suretıvle sevgi ve sefkatlennı esırgemeyen saym dost. arkadaş, hemsehrî ve akrabalanma en denn mınnet ve sukranlanmı arzederim. Ecz. Âdil Karaağaç sar. voksa \taturk devrimcıleri OKTÜY AKBAL mi bir kez daha güçlü seslermi duvururlar. Göreceğiz. ı ^ H I H ^ H i H H M H a B i M i SONUÇ Nibat Erim kabinesi. bugünkü şartlann eerektirdiği biçimde bir nevi politikacıteknokrat koalisvonu niteliğindedir. Tani ortaUma yoldadır. Parlamentodan güven oyu almakla hukukl dayanağını Te bürokratik • askerî güçlerde de desteğini bulmuştur Teknokratik idare devlet içinde ilk kez yer almıştır. tlk vazınm 3. «iitununda 1 numara altında belirttigim «Danişma Kurulu» bir uımanlar ve teknisvenler ku ruln olarak. alt kurul niteliğin de. vardımcı olacaktır Şimdı bütün mesele kabinenin hemen reformlara girisme«îi ve Parlamentonnn da bilime ve uzmanli fa saygi eöstererek. bu teknokratik kabinevi desteklemesinde toplanıyor. Gelecek günlerin hn İlânen Tebligat Kararı Sıvas 59 Tümen Askerî Mahkemesının 31/12 1969 gun ve 969/6424 sayılı karan ile üste fulen taamız suçundan kamu dâyasının ortadan kaldırümasma daır hukmu ile Bozkır İlcesıAkçapınar koyunden Mustafa oğlu, 1943 D. lu, AHMET TUGAY ın bugune kadür yapılan aramalara rağmen ele gecırüememış \e hükumlunün ıkametgâh adresı de tesbıt edılememıştır İzı bulunamayan sanıga 7201 saydı kanunun 28 ve 29 uncu maddelerı geregınce gıyabı hukmun gazete ıle neşrıne ve bu suretle tebligat aynı kanunun 31 mcı maddesı mucıbınce ılân \apıldıgı tarıhten 15 gun sonra teblığatın yapılmış savılmasına karar venlmıştır. <S&vı 175 Basın 13186'3117) Daha sonralan sosyahzml btlımsellestırerek toplum yasamını ı ıktısadi ve sosval vasalannı bulup ortava çıkaran Manc'a gore de sosvahzmın amacı, sınıfsız bır toplum yaratmaktı; bu amaca e m m e k ıçın ilk aşama, ısçı dıktatorhığünü kurmalt ve burjuvazıvı ve onun davanagı olan tuzesel Chukukı^ kunımlan tasfıye etmektı Bu da yıne ancak klâsık anlanundakl hukuk devleti ve demokrasi vonetımınm bır kenara Itılmesi ile olanak içme sırebılirdı Bu şematık bılgı, Fransız dev Politikanın emrindeki leknisven B ir de Sovvetlerde politikacı ıle teknisven arasmdald ilıs. ki konusunda esldden tamk olduğum bir olavı. anlatavım1955 de <sayın meslekdaşım Prnf Dr Bulent Keprülü ile birlikfe Panste toplanan Toprak Hukuku