25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA DÖRT. ! CUMHÜRtYET: 25 \isan 1971 ı Meclislen tflblolar f • Liderlik gücü, iktidar ve halk j L K TÜRKtYE Büyük Mıttet İMeclisinde hder iktidar • halk iliskisi tarihsel ve sosyal bakımdan aynntıh olarak incelen. raeye değer öaemli bir konudur. Biz burada bu konuya, ömekler vererek, sadece değineceğiz. Buyük ve aydın Türk kahramanlarradan Fatih Sultan Mehmet: Padisah babadan doğmus olmaklığım bir raslantıdır: fakat padişah (yani iktidar sahibD olmaklığım bir raslantı değildir» demiştir. Bu bize padişah olmada Tannsal gerekircilik anlayışının, 'iktidar sahibi» olmada ise kişiliğin ve kişisel buyurma gücünür. so mut ve çok güzel bir ömeğini veriyor. Yalnız eski çağlarda güçlü bir padişah, ya da kral olmak için de. ğıl, bugünkü demokrasilerde de güçlü bir lider olmanın koşulu, bu küjısel buyurma, derleyip topsrlama ve yürütme gucünde toplanır. Yetijtikleri ortam, bilgi, görgıi, taşıdıklan zihniyet bakımından bırbınnden büsbütün başka nitelikte olan mebuslardan ohışmuş bulunan birinci Türkiye Büyük Millet Meclisini, vatanı kurtarma ve tam istiklâl kazanma amacına doğru hiç çatlak vermeden yürüten sihir ve kerâmet, ijte Mustafa Kemal Paşa'daki bu liderlik gucündedir. Bununla birlikte Mustafa Kem»l Pasa, liderlik otoritesini hiç bir zaman, iyma yoluyle de olss, Büyük Millet Meclisi Toplantılarmda ortaya koymamıs, tersine, ajağıda görüleceği gibi, her zaman: «Ben bu milletin bir menrumyuin» diyerek halkuı emrinde olduğunu *öy lemistir. NtSAN 1920 Cumartesi gü. nu, yani Mecüsın toplandı gmm ertesi günu, sibah saat 10.00'da yeniden toplanan Meclis'te. önce mebuslarm tu tanaklannı inceleyen komisyon raporları okunup kabul edildı Sonra söz alan Mustafa Kemal Paşa, öğleden önce ve sonra bırısi gizli yapılan dört oturumda. 1918 silâh bırakısmasından başlayarak, Meclisin açümasına değın geçen zaman arahğındaki olaylara ilişkin olarak, yer yer çok alkışlanan, uzun ve ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Antalya mebusu Hamdullah Sup hi bey de, bütün hatiplık gücü> le, Meclisi coşturan bir nutuk söy ledi. O gün Meclisin beşinci oturumunda hemen yasama çalışmalarına ve hükümet kurulması ışınin görüşülmesine başlandı. Mustafa Kemal Paşa Meclisin Birinci Hıfzı Veldet VEÜDEDEOĞLU M Başkanlığma, îîtanbul'da tngilızler tarafından baiilıp kapatılan Mebuslar Meclisinin Birinci Baş kanı Erzurum Mebusu Celâlettır Arif Bey ise, Ikinci Başkanlığa se çıldı. Meclisin sonraki günlerinde, yu dun her yanından gelen ve muta sarrıf, kaymakam, belediye başka nı ve eşrafm imzalarını ta^ıyan çe şitli telgraflar ve başarı dilekleri Meclis'te mebuslara okunuyor ve halkm bu Meclisi desteklediği böv lece gösterılerek, mebuslara moral enjeksiyonu yapıhyordu. Bununla birlikte mebuslardan ço 2 U Padışaha karşı başkaldırmı^ T, durumunda olmanın veya böyle •a » vılmanın ve Anadolu'da halk tara fından anlaşılmamanın kuşkusu içinde bulunuyordu. Bağımsızhk Savaşı ancak halkm dâvaya ınanması, can ve yürekten katılması ile başarılabilirdi. Halk arasmda, çeşitli yollardan çok olumsuz ve za rarlı bir propaganda rüzgân estirılıyordu. tlk Meclisin açümasından sonraki süre içinde Mustafs Kemslin siril kıyafette çekilmis fotoğraflaruıdan biri yukanda förülüyor çuk bir memuru olarak, ben de din ledım ve (şiddetli> alkıslara tanık oldum. Bilindiği gibi. Atatürk yenı Türkçe akımım ve Türkçe'nin an laştırüması ilkesini başlatıncaya değin, Büyük Nutkunda bile, çok ko\u Osmanlıca konuşmustur. Onun özelliğini bormamak için, o zaman soylediklerini, ağzından çık tığı ve tutanağa geçirildiği biçim de buraya aktardım. Ufak bir çaba ıle bunu herkes anlayabilir. Bu sozlerin yalmz son cümlesini bu•••NI günkü dile çevirmek isterim: •Ulusu temel olarak alınea, onnn bireylerinden herbirindeki potansiyelden en genis ölçüde yararlan mak pek doğajdır.» Yukarıdaki alçak gönüllü deyim lerden sonra, konuşmayı bağlayan bu kısacık cümlede Mustafa Kemal'in liderlik niteliğinin özü yat maktadır. O, ünvanma, ününe, apo letme ve rütbesine değil, halka da. yanmış, Kurtuluş Savaşınt ve on. dan sonraki bütün de\Timlerini bu halkın bireylerinden herbirindeki potansiyelden en genis ölçüde rarlanarak baiarmıstır. B.M. Meclisinin llk bildirist yukanda, o devirde çekilrais trir fotogTafı görnlen Hamdnllsh Suphl tarafından kaJeme alınmıstı. YARIN İLK T.B.M.M'DE HALKÇILIK (1) T.B.M.M. Zabıt Ceridesl Devre I, Cüt 1, s. 60 (2) T.B.M.M. Zabıt Ceridesl, Devre I, Cilt 1, s. 33 mıııııı BAşoGLu[ıTUNADAKIHAYA1ET İlk bildiri ' Ş T E BÖYLE propagandaları etkisız kümak için Meclis ılk bildirisini yayımladı. Antalya Mebusu Hamdullah Suphi Bey ta rafmdan kaleme almdıgı anlaşılan bu bildiri. günümüzün Turkçesiyle şoyledır: •Büyük Millet Meclisinin Memleketine bildirİM: Anadoln'nun her kö^stnden g* len vekillerinizin kurduğu Büyük Millet Meclisi, olanı bitenl dinleyip anladıktan sonra ulusa srerçeği söylemeyi gerekli gordü. Insrilizlfr tarafından satra alman ve ulusu birbirine düjürtnek u n ı . «nı güden kimi hainler sizi aldat mak için türlıi türlü yalanlar sov luvorlar. Irmir ilinin, .\ntalya'nın. Adana'nm. Antep'in ve Mara? ve Vrfa yöresinin düşmanlarca işgali üzerine silâhuıa sanlan milletdaş ve dindaşlannızı yine size yok ettirmek için Padişah ve Halifeye is yan söziinü ortaya atıyorlar. Millet Meclisi. Halife ve Padisahımızı düsman baskısından kurtarmak, Anadoln'nun sunan bunun elinde parça parça kalmasına engel olmak. devlet merkeıimiri yine ana vatana bağlamak için çalışıyor. Biz vekilleriniz ulu Tanrı ve yuce Peyçamberi adına yemin ederiı ki. Padisaha ve Halifeye isyan so7iı bir yalandan başka bir şey değildir vc bunun amacı vatanı sa\~u nan güçleri. aldatılan Müslümanlann eilerlyle yok etmek ve ulkeyi sahipsiz ve savumnasız bıraka* rak. elde etmektir. Hint'in, Mısır'ın basına gelen durumdan kutsal vatanımızı kurtarmak için İngiliz ca. suslarının sizi aldarmak üzere uy durdukları yalana inanmayın! tzmir'ini, Adana'sını, Urfa ve Maras'mı. kısacası düşman salgmına uğramış bolgelerini savunanlan, din ve uluslarının serefi icin kan doken kardeşlerinizi arkadan size vnrdurmak isteyen alçaklan dinle. meyin \e onlan Millet Meclisfaün kararı üzerine cezalandıracak o »••••••••«•••••••••••••«•••••••••••lllllllllllllll I 71 EFSANESİ *•' ' Isıktan gölgeler uçuşuyor. Kırmııt, reşil, mavi, turuncu ışıklar. Işığa da benzemez, öyle bir şeyler. Bu şehn ısıklarla döşemişler. Yıldızlar, ışıklı pencereler, kapılar. dağ gibi yapılar. Mustafa Kemal Paşanm turbesi... Sabaha kadar ışığa batıp" çıkıyor. Bir tepenin üstünde, öyle durup duruyor, kıpırtısız. Işıklar, ışıklann, iri, dev yapılann gölgeleri... Gölgeler, ışıklar bıribirlerine girmiçler kovalaşıyorlar, sarmasıp dolaşıp açıhyorlar. Otomo. bıller, otobüsler, kamyonlar, ışıklar, ışıkları uçup gıden, inleyen, konuşan, ça?ıran... Ankara, büyük ışıklı... GHtikçerfeher gece başını ahp gıdıyor. Tekmil Ankara ovasına yayıhyor. Yuk »ek yapılar biribirine geçıyorlar, geçıyor, aynhyor, kavuşuyorlar... Işıklar .. Işıklar, Ulu golgeler, kırmızılar pul pul olup dağılıyor, serpiliyor, »on ra tortop oluyor, kavusuyorlar. Sonra gene bır fiskede darmadağın. Sonra gene ışıklar kırmızı, mavi, ak, yeşıl, turuncu, göğe savrulup pul pul düşü az önce kalaballkta yittrdigi yolculuk arkadası delikanlıyı gordü, sonra hemencecik de gozden yitirdi. Vay ocağını bucaginı Ankara! Bir insan seli ki, bir anda kişlyi yntuveriyor.» Burada böyle dura dura ne olacak? Bu aksara tsmetin e\ine gitmeli mi? Obadan çıkahberi aradan ne kadar, ne kadar bir süre geçti? Şimdiye ka. dar fıkaralan o alçak Çukurovalılar perişan evlemislerdir. Ceren kııı da beiki o yüısüze, meymenetsize, elleri avrat elleri eibi pembeye, kel kafalıya da vermislerdir. Gözleri dört olmus da yolumn bekliyorlardır. Fıkaralan otnz yıl kan. dırdım. Bu kılıç bitsin de, vereyim de paşaiara. size bir kıslak slayım, diye. Fıkaralan otuı yıl çocnk gibi avnttum. Otaz yıl bir umnt olnp benim kılıcı beklediler. Kılıcın bir kıslak getirip tetirmiyecejini otuz yıl tartıstılar. tnandılar, inanmadılar »ma, otnz yıl bir tek nmnt olnp ba kılıcı beklediler. Simdi de dört rö* olnp kılıcın yolunu gözlüyorlar. Ta tsmet de bos çıkarsa? İsmet. yavnı tstnet, Yunanın ^öıünü çıkaran, eli tor sahinli tsmet, akıllı. ferasetli, komaz, ardında bin tilkivle dolasıp binine de knrnazlık, akıl öfreten tsmet .. DİŞİ BOND WILUE SIUlE XuP. ' UKJUTAUJŞ SIZ SuyuEMEVİM ÇLJMOJ UZULÜVÛE TİFFANY JONES lanlara yardım edin. Taa ki din son yurdunu kaybetmesin! Taa ki ulusumuz tutsak olmasuı!. Biz birlik oldukca dıışman üzerimize eel meyeceğini kamusal olarak (resmenl arıkladı. Onun candan özle diği. aramızda a>rı;ıklık çıkması ve birbirimize düşmemizdir. Tannnın lâneti dusmana yardım eden hainlerin üzerine olsnn ve kutsal yardımı. Halife \e Padisahımızı. ulusu ve vatanı kurtarmak için ça lısanların üzerinden eksik olmasın . (1). Bu bildirinin okundugu 25 Nisan 1920 Pazar günkü üçüncü toplantınm altmcı otunımunda, Mec. lis tarafından ilk Bakanlar Kunılu seçimi devam ediyordu. Bildiri bu arada okundu; mebuslar taraf'ndan hav hav. münasırı. tabedilsm. Vakit geçmeden matbaaya ve. relim. bassınlar» sesleriyle karşılandı ve birçok mebus, «Her tara fa telgrafla teblii edelim. diye ba ğırdı. Başkanlık Kürsüsünde bulunan Celalettin Arif bey «Bunlan tab ve tevzi edeceğiz» dedi (2>. Gorülüyor ki Meclis, halkı uyar ma bakımından kararlı. fakat hal. ka dayanma noktasında az çok kuşkulu. hattâ telâşlı ve tedirein idi. Sarsumayan yalnız Mustafa Ke. maldi. Çünkü O, ne vapacagını bi. lıyordu. yorlar. Kurşun gibi agır. H»yd»r VsU bir »kgamüstn Ankaraya oto. büsten yorgnn indi. Yanınd», yol boynnc» konusup geldiği gfiler yüzlfi delikanh ds v»rdı. Bir şey soracaktı, sağına döndü, delikanlı yitip Rİtmisti. Bir süre dordn, kalabalığın içinde gözleriyle delikanlıyı »radı bulamsdı. «Bn teresler de hep biribirine benzivor,» dedi. «Hık demişler biribirlerinin bnrnnndan düsmüsler. Soluk yüzlüler. Kansıılar. yüzleri gülmezler.» Kalabalığın aktığı yone doğrn aktı, geni?. alan gibi yapmın içinden dışarıya cıktı. Oisarda otomobiller üstüsteydi. Haydaı Usta başuıda turuncu, ışılayan borkü, kızıltılar uçuşan heybetll sakalı, çarıklan, iri, uzun gövdesi, elinde bir kutsal emanet gtbi, yeni dogmus bir bebe gibi nazlayarak, incitmekten korkarcana tutruğu kılıcı, uzun parmaklı elleri, püskül püskül, gözlerini örten kaslarıyla elektrik direğinin altında durmug daha da heybetleniyor. onun bu duruşu, küığı gelip geçenin gözünden kaçmıyordu. Haydar L'sta da onların kendisine bir ho; baktıklarını hiliyordu. Biliyor. öfkeleniyordu. Zaten günlerden berl öfkeliydi. Öfkesi bumundan çıkıyordu. «Teresler, teres. ler, bak hele gözlerini nasıl açmıslar da bakıyorlar. Bak hele. Aç kurtlar gibi, yiyeceklermiş gibi, L'lan sizi, ulan adam olmazlar. siz adam olsaydınız, biı böyle olmazdık.» Sağına soluna böyle öfkeli. kızgm baktnırken ••••I tnansalar da, inanmasalar da Havdar t'sta Karaçnllu obasının son nmudnydu. tnansa da, Inanmasa da tsmet Pas» da onnn »on umndnv. iu. tsmet Pasadan 5te köy yoktn. Bir de Men. deres. O da kim? tsmet Pasaya haber veriyorlar. eski adam, eski toprak, Ramazanotlun» benzemez, bozul. mamış, yüx yasındakl bir konugnn. hem de kendisine niyaı eden bir konnfcnn, masasının arkasına saklanıp. aval aval yüzüne bakmaz. O eski adam harp görmüs. Ynnanı kırmıs. Gözünün önünden ölümler. kırımlır teçmis. tsmet Pasa Ramazanoilnna benzemez. tsmet Pasa ulu sanlı Muhammed Mustafanın makamında oturuyor. Ramazano^loysa tsmetin makamında oturuvor, lsmet Pasay» haber verdiler. YSrük kocası, Demirciler Ocafı piri Haydar Csta otuz yıldır senin için dö^düfeü kılıcı bitirmis. diye haber verdiler. Çok sevindi tsmet. sevincinden kır bıyıklan vızıladı. Bir ocak, Demirciler Ocafeı piri, en son, ocak söniip giderken, on bin, yüz bin yıl sonra, Pir Haydar, son pir ona bir kılıç yapıyor, on bin yıllık ellerin hünerinden sonra Bu kılıç otuz vılda defil. on bin. yüz bin vılda dögüldü. Bir daha da döüilmeyecek. Demir demir oldnğnndan bu yana bn kılıcı biz lsmet için döğeriz. Bn son kılıç da ona nasip oluynr. Daha ne ister! Kerem kılıç döitmeyecek, Kerem kılıç döçmeyecek. bunn böylece bilesiniz. Kerem kı. lıç döfmeyecek! Tepeden tırnaSa. eti çekilerek, bütün bedeni an sokmuş gibi sızıla>arak. dokulerek titredi. • • a ı ıı • u uaıı (Arkan »ar) 54 Her bakımdan güveoecek ve bo salacak kadar yakuı arkadaşlan olmadığına göre bu amansız zorunluğu nasıl çözümlemisti acaba?... Tamam .. Bulmuştum... Böyle biri vardı... Gwen'in ablası I i n da... Daha önce de beUd lâzım olur diye aramı; taramıştım ama bu kadınm ismini telefon rehberinde bulamamıştım. Gwen'in ablası normal bir yaratık da değildi ayrıca . A?ın derecede sinirli hurursuz, sivri dilli. hiç bir seyi beğenmeyen .. Kaç defa evlenip boşandiemı simdi hatırlayamıyorum . Fakat en azmdan sekiz on defa întihara tesebbüs ettiğini unutmus değilim. Kısacası nefret ettiğim tiplerden biriydi . Onun da bana karsı aynı duygulan beslediğinden emin dim. Vakit henüz erken sayılırdı tx> kalin duvanndaki saate baktım .. Sekiz ve otuz. Kahvemin geri ka lamnı ufak yudumlarla içtim... Telefon kulübesinde saçlan omuzlarına dökülen bir delikanlı vardu O çıktıktan sonra hemen daldım .. Ve Doug'un numarasını çevirdim Aksi gibi kansı Kay eevap verdi: « Buyurun?...» Sesimi mümkün olduğu kadar boğuklaştırmağa çalışarak mister MacEvan'ın evde olup olmadığını sordum. Fakat sökmedi Genç kadm kısa bir sükuttan sonra: « Aleks... Aleks...» diye baâırdı. NTormal sesimle konusmak zor \mda kaldım: • Doug evde mi Kay? . » Kadın birden çığhk çığliğa 5 aâırmağa basladı: « Bizi rahat bîrakmalısın Aleks. Anlıvor musun? . Kendi meselelenne bizi de kanstırmağa hîc mi hic hakVın vrtlç OLUM CIKMAZI Yazan: L BLOCK gelmek hevesıne de kapılma bır daha... Telefonla aramaktan da menediyorum seni... Aradan bun ca yıl ve bunca olay geçti .. Anlıyorsun değil mi? . » « Kay . Ben sadece...» « Boşuna yorma kendini t s tediğinin ne olduğunu bilmiyorum ama dinlemeğe de niyetım yok . Biz her şeyi unuttuk . Seni de unuttuk SUdik seni .. Ta nımıyonız artık . • Konuşmanın bu noktasında biri telefonu onun elinden aldı .. Birbirine kanşan birtakım sesler duydum... Arkasmdan Doug konuştu: « Sen misin Aleks .» • Evet .. Karm Kay bana çıl gıncasına âsık galiba? Bağırıp çağırmasmdan da belli...> « Sadece fazla sinirli Alınma sakm Aleks ..» « Alinacak ne var bunda?... « Hepimiz aynı durumdayız netice itibarivle Yeni bir şey mi var Aleks?...» « Gwen'in ablasını hatırlarsın... Onun adresi lâzım bana...» < Ablası mı? ..» < E\et ablası Adresini » • Anladun ne dediğini... Fskat . Hay Allah kahretsın . Pek tanımam o kadını . tki üç defa ya gördüm ya görmedim » « tster görmüş ol. Ister görmemi? Vız gelir bana ..» « Anlayamadım • • Lindayı üç defa mı öç bin dçfa mı cördüeun veva görmediğın beni iİEÜendirmiyor ..• Ava? a\T7 ba§ırmamak için ikı sanıye suMum: • Bana, o kannın adresi ISzım . Hepsi hu kadar Bir iki yere telefon ermek zahmetine kat edemiyorum artık Sununla va da bununla konusmak cehennem azabmdan farksız oluyor benım için... Kimseye de vaklaşamıyorum... Gwen'e telefon et sor.. Sa na numarasını vereyim ..» « Sakanın hiç de sırası dejil şimdi Nereden buldun esk: kannın telefon numarasını? » « Saçma suallerle vakn kay betmeyelim . Kay'e soyle O te lefon etsın Daha \vı olur Gayet basıt Linda ile temas kurmak istediğinizi fakat nerede olduğunu bilmediğinizı sbvlerfinız.. Karınm simdiki sovadını bulmak imkânsız Kimbılir onuncu kocasmdan da aynlmıştır belki... Fakat Gwen'e sorarsanız. o bılecektir nerede olduğunu Sı? hemen esk! karımı arayın Ben varım saat sonrs size tekraı tele fon edeceŞim.» • Benden bır şev ıstıvorsun ama ne istediğinin farkında mısın Aleks? . » Pinirlerim fens eprilmi'fi Bil disim küfürlerin en korkunçlarmı sıralamak üzere aŞ2im; soy le bir açtım Faksl dçrha! vazseçtim . Mevcut sartlar çerçeve sinde sövüp saymanm zerre kadar faydası olmavaeaktı Dislerimi kıra>ca5tns «karak'an «oojmi kı>;tırn tplpfnnu kapadım kulübeden cıktim Adeta dııvarlara ve masnz? vit rinlerine vaoı?arak \nirijdum vu riidüm haşka hır mahalleve aeç tim ve bir telefon kıılühpsinden vine Doue*u ararlım Bu dpfa kansı değil kendisi cevap verdi. GARTH Alçakgönüllülük ve otorite USTAFA Kemal Paşa 24 Nisan 1920 Cumartesi günü akşa. ma kadar siiren konujmasından sonra kürsüden inince, o zamana kadarki eyletnleri dolayısiy le kendisine teşekkür edildiği ı s man. harfi harfine şöyle konusmuştur: «Benim için Dünya'da en büyük mükâfat. Milletin en ufak bir tak dir ve iltitatıdır. Meclisi Âlinizi teşkil eden Âzayı Kiram bütün mil letin mümessili olmak itibariyle. tevecciihatmı umum milletin tevec cühatı gibi telâkki ederim. Binaen aleyh, bu dakikada hissettijnm sa. adetin azametini tarif edemem Yalni2 hayatunda en zevkli bir an yaşadığımı arzetmekle kesbl mübahât eylerim. Tesekküratımı tkmal icin şunu ilâve etmeliyim ki ben diitr milletdaşlanmdan fazla hu \atana ve ba millete medvun oirt ıım vazifeden daha fazla bir =c\ ' >"mı« değilinı Eğer mütezahır h rnuhassala varsa bunu vinc milletin bana müteveccih olan en7an itımadına med>Tjnum ve millet esas olduktan sonra heT fer dlnin azami muhassalasından tstlfaHe rdilmek pek tahliHlr. f2i Bu sözlerı o tarihte Meclisin kfl. N UAVDf ŞU IŞI 6fTİ12 SON evf DE AYLÂK MUSA •2Z6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle