26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA DÖRT: : CÜMHURtYET: sa Fahri Belentn 19 bsşma getiıüeceğini söylemi»... :18 Nisan 1971 sonra ordu fk* n hiç memnun degildi. Bunda «çıkladıklanmızdan başka nedenler de vardı. Faiat bütün bunlan bir üri sohbete sığthnnak çok güçtür. Ben o zaman Milli Savunma Komigyonu Başkanı olsttüc viedanî görevimi yapmak istedim. Hükümeti uyarma. görevini yerine getiree«Jrtim. lç tüzüğe göre komisyonlar, Meclis Başkanlıgından grJnderiTen işlerle meşgul olurlar. k o misyona htvale edilen is hafckmda ilgiU Bakan veya t«msilcist katıhrdı. Millt Savunma Bakanı Etem Menderes daima kotm ile ilglli daireden bir general veya subay gönderirdi. Yalnız Cumhurbaskanının arzusu ile LUbnan'a bir topçu bataryası hedıve edilmesine ilişkin kammun görtiçülmesinde buhmdu. Başbakan ve Milli Sarunma. Bakaranı, Millt Sarunma Komisyonu ile karjı karsıya getirmek için Orduevinde blr nyafet vermeyi, yemekten sonra da salonda gürüsmeyi tasarladım. Başbakan T» Bakan daveti kabul ettiler. Fakat sofraya otunılacagı arada Menderes. önemii bir i*i çıktığuu bildirerek özür diledi. Yemekten sonım yukandaJri ösel salona çıkıldı. Kahveler içildikten sonra garsonlara içerı girmemelerini söyleyerek asıl tnaksadı açıklarken Savunma Bakanırun, Komisyonla biç tev masta bulunmamasından dm jttidard y Uyarma kayet ettim. Bu sikâyetim ttzerine söz alan rahmetli Ali Fuat Paşa, «Blzim zamammızda Ali Çetinkaya'nın başansı, Komisyon üyeleri ile arkadaşlık kurmasmdan ileri gelmişti» diyerek bazı hâtıralannı da anlattıgını natırlıyorum. Bu toplantıda her şey konusuldu. Bunlann üzerinde durmayacagım. Yalnız Kastamonu Milletvekili Muzaffer Beyin konuşmasmdan aşağıdaki özeti ver mekle yetinecegim: «Ben orduda yedek teğmen iken, yüzbaşıdan yukarisı Ue hususi konnşmak fırsatını bulamadım. Bu alışkanlığın etkisi ile de hâlâ küçük riitbeli subaylarla görüşmekteyim. Bunlardan hiç birtnin hükümetten memnun olmadıffını kesin olarak söyleyebilirim.» Şiddet politikası Ben de bu sozlere şunu efclemek isterim: O sırada Ankara' daki küçük rütbeli subaylar, apartmanlann bodrum katlannda otururlar, bunlardan gece şo förlük edenler de bulunurdu. Her yönden ordunun tedirgin olduğunu belirten bu toplantıda yalnız albaylar ve sivil uyeler konuştukları halde generaller ses çıkarmadılar. Bunlardan Yassıada'ya gidenler de olacaktı.. btr subay toplulugu iktldan yıkacaktı. Once de belirttigim gibi, takati dışında kuvvet besliyen bir hükümet, orduyu memnun edemez. Buna siyasai ve sosyal hatalar da eklenirse, uyanık bir orduda huzursuzluk başlar. C tHBAR ÖVEMLt İdi. Fa kat ben kontrol altında bulunuyordum. Politika ile de ugraşmayarak tarafsız bir hayat geçirdiğim de biliniyordu. Evinde inzivaya çekilen bir adamın tekrar sahneye çıkarılması da uygun olamazdı. B lddin yerl kaîmadı. Nagmeni dinleyecek kulak bulunmayan yerde nefes tüketme çekil, diyerek 1956 yılmda D.P.'den istifaya karar verdik. D.P/den islifa fONGRELERDE ve Meclis , Grubunda iktidan uyarrnaya • çahşmakla gorevımi yaptıgımı sanıyorum. Bir kere Kabineri yanm yamalak düşürmeyi sağladık. Bir takım antidemokratik tasarılan da önledik. Fakat Menderes, çeşitli tedbirlerle Demokrat Parti Grubunun çoğunlugunu avucunun içine aldıktan sonra hiçbir söz ve ten Toplantıdaki görüşmelerin ne etki bıraktığını bilmiyorum. Fakat gün geçtikçe yanlış adımlar atılmakta idi. Yüksek makamlara sadık komutanlar getirildi Rütbe ihsanı başladı. Abdülhamit devrinde oldugu gibi sadık bendelere dayanmak yolu tutuldu. îçinde tek general bulunan K! Nedense Menderes istifamdan memnun olmadı. Geri aldırmak için birkaç kere adamlarını gönderdi. Son gelenlerden Hüseyin Ortakçıoğlu, benden bahsederken Menderes'in gözlerinden yaş geldiğini söyledi. Ben bu söze şöyle karşılık verdim: «Ben Menderes"i sizden ivi tanırım. Belki Menderes, ben istifa ettikten sonra ortalıpı karıştıracağımı sanmıştır. Şerefim üzerine söı veriyorum ki seçimlere kadar istifamı açıklamavacafım. Hiçbir siyasî partiye Kİrmcyeceğim.» Bundan sonra ses kesildi Asıl hayret edilecek sey, bu istifanın umumi efkârdan gizli kalmasidır. Hükümet, Dokuz Sub«y Olayı Uzerine egilmiş, fakat öte yanda olanlardan habersiz görülüyordu. Onun tek hedefi Halk Partisi idi. Bu partiyi yıkmakla her şeyin düzelecegıni sanıyordu. Hükümetin daha ziyade memleket sorunlan üzerine efilmesi gerekirdi. Hayat pahalılığı artmış, dar ve sabit gelirli vatandaşlar sıkıntı içinde, devlet gırtlağma kadar borca dalmış, iktisadî spekülâsyonlar, suiistimaller artmıştı. Ordu tedirgin. üniversiteler dargın, basın da çogunlukla hükümete karşı idi Adalet cihazı da baskı altında idi. Radyoda yalnız iktidann sesi işitiliyordu. îktidar, durumunu düzeltmekten ziyade şiddet politikasına başvurdu. Muhalefet lideri birkaç kere ölüm tehlikesi karşısında bırakıldı. Politikadan çekildiğim halde meslekî yazılanmı bırakarak 1959 yılında «Demokrasimiz Nereye Gidiyor?» adındaki kitabı yazdım. Kıraıdan ziyade kıral taraftan olan tstanbul Valisl, kitaba el koymıışsa da Menderes, kitabın yayınlanmasına müsaade etmiştir. Fahri Belen, D.P. dcn istifa ettiktcn sonra, C.H.P.'li iki milletvekili tarafından «Eski Komutanı»nı ziyaret için tnönü'nün Tajlık'takl eviiM götürülmüstü. Fotoğrafta İnönü görülüyor. Bu kitap, iktidan hem eleştiriyor, hem de uyarmaya çalışıyordu. Onun saJuncah tarafı, iktidann son günlerinin geldiğini haber vermesi idi. Halktan, ünlversite gençliginden birçok teşekkür mektupları aJdıgımı, kitabın önemii kısımlarının gazeteler tarafmdan da söylemeliyim. yayınlandığım YARIN: ORDUYU İHTİLÂLE ZORLAYANLAR ••••••a BAŞOGLU TUNAD&KI HAYALET İnöntt'yü ziyaret fAEl^" sonraki olaylsr 111*1 f hâtıralanmızda yaşadı• M l f f gı için bunlar üzerinde durmak istemiyorum. Amı bazı olaylann bilinmeyen tarallarına biraz ışık tutrnak faydal'dır. Partiler beni saflanna al mak istiyorlardı. Bu gayretlerir. birinde Sayın tnönü'ye karşı çok mahçup durumda kaldım. İki Halk Partili mıUetvekili evime geldi. Bunlar Uşak'ta Inönü'nün başının taşla yanlması karşısında bu olayı kmadıgım için daha önce bana teşekklir etmişterdi. Saidi Nursl'nin itibar eördügü bir devirde Halk Partisinin iktidara gelmesine taraftar oldugumu büiyorlardı înönü'nün hasta olduğunu söy| e ye r p^ «Bu eski komutanınızı ziyaret etmez misiniz?» dediler Hay hay dedim ve biraz sonra Büyükdere'den otomobile binerek Taşlık'taki evin yolunu tuttuk Yolda bana, Partiye kaydedilmekligim için her şeyin hazırlandığını, ll Kurulunun ve gazetecilerin de hazır olduSunu söylediler. Gerçi bu tantanah tertip, Prusva Ordusuna, dijer Alman memleke'lerinden adam kaçırmaya benzemiyordu Fakat hayrete lâyıktı. tnönü'yü ziyaretimizde durumu acıkladım. O da bana hak verdi. Beni getirenler de vavaşça odadan ayrıldılar. Menderes de öteden beri benîmle ternâs Sttrmaya çalışıyordu. Bir gün evime ge^n Başbakanhk yaveri emrime bir otomo bil tahsis edileceğini. fa'.an numaradan istenilen otomobilin derha) «elece£ir,i söyledi. Masadaki yazıları bahcede başladı ğım çok kücük ölçüde fenni tavukçuluğu da gösterdim. Bun lar beni o kadar çok meşgııl ediyor ki, bir aydan beri sokaga çıkmadım. Otomobilinize ihtiyacım yoktur. ilşnnize teşekkür ederim, dedim. Bunlan söylemekten maksadım, poütikadan sıyrılmak için birçok çarelere başvurduğum halde onun pençesinden kurtulamadıgımı göstermek içindir. Do kuz Subay Olayana da adım karıştınlmıştır. ••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•aa! DİŞİ BOND TİFFANY JONES LİVOBDUB SfMPİ İCİHİ DÖ GARTH UVA&NOGl/M, PÜİN&LB BU ÛLKE İİ BLE ÛEÇBMBi İSTEYEH /KCup'A SMİTU İDU ICADIHLA İ5RİBLİSI UMJN AYLÂK MUSA . , 1015 se seni bir daha, hiç bir daha gece sabahlara kadar. ulu göklcr altında, şıkır şıkır sular basında bekle•Yarın." dedi, «yarın uçuralım şahinimizl. Tamez. Bunu böylece bilesin. Seni şu koca dunyaya M J rın daha iyi, yarın çok güzel. Biliyor musun, babam zünde durmaz, istekleri vermez, verirse de bir yodedi ki yarın çok kuş (telecek buraya... Ibibik, gur. lunu bulup geri alan bir adam ilan ederim. Tokuşan rıık kuşu. iiveyik, sanasma. ne kadar kuj varsa ge. yıldızlarını görmedim mi. Rördüm. Sağlam ışiklalecck burava. Bugün bırakırsak bir iki kuş ancak rın gözlerimi kamaştırmadı mı, gün gibi, kamajtır. nlır şahinimiz. Yarın bırakırsak bire bir dolu kuş dı. tşte ben, hemen o anda senden şahini istemepctirir. Sabahtan akşama kadar bize kuş taşır gök. dim mi. istedim. Ver o zaman, ver o zaman şahini* lcıı .. Biz dc • Dudaklarını şapırdattı, yaladı... mi. Şahinimi senden şimdi, hemen, şu anda isterim. •Biz de bir kocaman ateş yakıp kuşları közde pi«iAl, al. al getir şahinimi.» rir yeriz. Bak, bugün kuşları tuzlayacak tuz da alBir anda, koskocaman. korkuyla hüyümüş hit ıııadık yaııımıza. yiyerek ekmeğimiz de yok. Bir de çift göz gördıi. Bu yandaki çociığun gözleriydi. Alçok çocuk var. İki kuş hangimize yeter. Yarın ikidırmadı. Hızırla kavgasım siırdürup götürdü. «Al. al, miz birlikte çıkanz.» al gftir!» N'erdeyse Hızıra açacaktı ağzını, yumacak. Hasan bütün bu sözlere kanıyor, doKruluğunu tı güzünü. Bu sozünde durmaz adama... Ama Hıbiliyor, bir an kurdukları tuzaktan vazgeçip, sonra zırdan korkuyordu da... Kercm aklına düşünce durup kalıyordu. Hasanın Öteki çocuklar uzakta. kamışlığm kıymnda dur vüzündeki bu değişmeler, ikircikler, yumşamalar muşlar Selahattinle Hasanm konuşmasmm bitmesi. Selabattinin gözünden kaçmıyor. onu kandırmak ni bekliyorlar, onlartn ne konuştuklannı da merak için dil döküyordu. . ediyorlardı. Kamış kökünün İçinde Kerem de oturmuj, bü«Yarın da uçururuz. Sahin yanna hemen ölmezülmüş onları izliyor, Hasan vazgeçmesin diye Alyecek ya. Bak. çocuklar da bizi dört göz olmuş bek laha, Ilızıra yalvanyordu. «Adı güzel, sanı güzel, liyorlar. Bugün uçurmazsak olmaz. Çocuklar bizt deryalar yiizünde boz atıyla gezen Hızır Beyim, düdüğe koyarlar da çalarlar. Bir daha da ne hirim, diyordu, sen verdin bu şahini bana. Elinle yakalane de şahinin yüzüne bakmazlar.» yıp verdin. Kimbilir, bu şahini sarp kayalarda >a• Y a kaçarsa,> diye boyun büküp sızlandı Selâkalamak için başına neler gelmistir. Ellerini kayahattin. .Ya kaçarsa... Babam beni öldilrür.» lar yemiş, dizlcrini ayaklarını kayalar parçnlaBlr an Hasan Stlahattinin şu yıkkm haline Kemıştır. Salt verdiğin sözü yerine getiresin diye bü remden de çok acıdı. Sonra hemen toparlandı tuıı bu cetalara katlanan sen değil misin? Koca Al•Kacmaz. Şahlnler kaçmazlar, kaçamazlar. Bak, lahımız da sana yardım etmedi mi?.. Yoksa bu şaEÖkyüzü de kuşlan dopdolu.» Havada uçan bir kuhin yavrusu kolay kolay yakalanır mı? Senin başu gösterdi. İştç, şimdiye, şu kuşu almış getirmişna bunca cefayla yakalayıp verdiğin şahini elimti. Burada dunıp böyle konuşacağımıza şimdiye deıı aldılar. Aldılar da beni şahinsiz bıraktılar. Bir kocaman bir kuşumuz olur. şahinin de ne guzel uçkere olsuıı uçuramadım, onun güzel gözlerine doya tuğunu görürdiik.» Acelcyle kamışlığa yürüdü. Se» doya hakamadım. Bak, sana söyleyim, anamı, baInhattin de büyiilenmiş gibi onun ardınca sürükbamı. demirciler piri dedemi de yaktılar Obamızı lendi. da yaktılar kül ettiler... Bir şahinimiz kaldı, bir de Çocuklar kamışlığa daldılar, Hasanla Selahatben. Senin verdiğin şahini aldılar. aldılar l?te.» Hu tin de daldı. zıra ofkelendi Ver şahinimi,. dedi. «Şahini bana verdin ama, onu elimden aldırdın. Sözünü sanki ye. Hasan bağırdı: rinc ml getirdin? O kadar puıar başı, yıldız çatış•İşte. işte, ver şahini. Aman çabuk, çabuk. Kuj ması bckledim. Scnden fazla bir şey istemedim. Top. gidiyor, kaçıyor.» rak bile istemedim de herkes benim yüzümden yan Ötekl çocuklar da bağrıştılar: dı kül oldu. Kcşkiii şahin yerine kışlak isteseydim. «Gidiyor, kaçıyor!» Aaah. aaah, ah eşek kafa.» Şahin Selahattinin ellnden Hasanm eline eeçGozleri yaş içinde kaldı. Yanındaki çocuk göztl. onun elinden en yakın çocuğa... Ondan ona, onlerini görmesin diye de başını öbür yana çevirdi. dan ona... Acaba çocuk onun Hızırla yaptığı ağız dalaşuıı duHasan gökyüzünO gösterdi: yuyor muydu' Mırıl mınl, elini kolunu sallayarak, •Bakın bakın. bakın ulan... Bakın şahin kuşn öfkelonerek, bir ayağa kalkıp bir oturarak... nasıl kovalıyor!» • hte fırsat bu fırsat. Selahattini. Hasanı kandır, Bağnşmalar, çiğlıklar, el çırpmalar.. şahinimi al hana ver. Yoksa seni kıyamete kadar •Bakın, yaklaştı... Yakaladı, yakaladı. Tüy. • sözsüz ilân ederim, Herkesler de sana inamp, kim lerini tozuttu. Vay anasını, ne sahin!» •••HTİLÂLİN îçıüzü. kita(Arkan var) | | l b ı n d a , bu olay hakkında • • • M l l IIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIINIIimiminiHIUHUIHHUIIII " • geni? bilgi verilmiştir. Burada kısaca tekrarlamakta (ayda vardır. Orduda kaynaşmalar 1956 yıhnda başladı. 1957 seçimlerinden sonra alev bacayı sardı. «Dokuz Subay Olayı» bu kaynaşma zincirinin bir halkası 47 dır. Içlerinden birinin haber vermesi üzerine de vüzeye çık «Ilk fırsatta iade edecemıştır. ğimden emin olabilirsin...» Bunlar dokuz subaydan ibaret «önemi yok... Sana itimakaldık!arına göre, digerîeriyle dım var...» ilişki kuramamalannın nedenleBana itimadı olduğunu söyrini bilmiyorum. Beüd de içlelüyordu ama, ses tonundan ve Warren Hayden... Küçük R o rım evini terkedip gitmiştir. rinde 1950den önce ihtilâl hatakındığı tavırlardan kanaatlebin'in gırtlağını kesmek için PeBu şartlar çerçevesinde onun zırlayanların bulunmasının da rinin aksi yönde geliştiğini seru'dan uçağa binerek New borçlanndan sorumlu değilim » etkisi vardır. Onlar aşağı yu'sazinlemekte güçlük çekmiyorYorka gelemez, sonra diğer bir Böyle ya da buna benzer bir rı bilindikleri için yeni örgütledum. En yakın arkadaşlarımın uçağa binerek aynı yere döneilân işte... Allahın günü bu tür rin onlardan çekindiklerini tahbaşmda geleniydi... Buna rağmezdi Bu inkâr edilmez bir min ediyorum. açıklamalar çıkıyor gazetelermen dediklerime inanmadığı gerçektı. Fakat kesin karara var de... Kimse ne demek istediğiîhbar üzerine tutuklanan bu besbelliydi... Güvenemiyordu madan önce sahiden Penı'da nin farkına bile varmayacaksubayîar. işkenceye ugradılar, ta bana... Hoş ben de güvenemibulunup bulunmadığını kontrol tır... Şayet benim sana duyukat sır vermediler. Askeri mahyordum ona... Hazin bir geretmeliydim. keme muhbiri (Samet Kuşçuyu) racak bir şeyim olursa tele. çekti bu... Aynı nispette de Peter Landls... Şimdilik liste cezalandırdı. Son görüşmede bir fon ederim...» pis... dışı kalması imkânsız şüpheliler şeyler hisseden subaylar, Samet «İlân diyorsun ama, böyle «Şayet gerekirse nerede dendi. Onunla ilgıli olarak edinKuşçu açıkça ihtilâlden bahsebir konuda gerçek adımı kulbulabilirim seni?..» diye tam diğirn bilgilerden hiçbiri onu saf dince kendisi eleştirilmiş, teyp lanırsam Kay alınır, aramız aayrılacağımız sırada sordu. dışı bırakmağa yeterli değildi. Samet Kuşçu'nun suçlu olduğuçılır...» «Hiçbir yerde...» diye keDoug, kendisini tanımadjğı için nu belirtmiştir. Samet Kuşçu •Bak bunu akıl etmemişsinlikle cevap verdim. «Kuybu konuda suâl sormağa lüzura da kendi kurdugu tuzagın içine tim... Haklmn şüphesiz... Yergörmemiştim. tu köşelerde, duvar diplerinde düşmüş. askerî mahkeme diğerden göğe kadar... Bir isim bufilân gizlenerek vaziyeti idare Don Fischer... Bir gün önca lerini beraet ettirmiştir. lalım sana öyle ise... Peter naediyorum.» düzenledigim listede bu ısme Dokuz subayla askerî ihtilâ! sıl?.. Peter Porter?.. "TCarım Pe de rastlayınca niçin kaydettiğimi olmaz. Bu bakımdan Celâl Ba Kimsenin dikkatinl çekmitunia evini terketmiştir...'» kestiremedim bir türlü. Ne işi yar, «Biz »lava o kadar önem yeceğine inanıyor musun bu «Peter Porter ve kansı Pe vardı diğerlerinin yanında?. Onvermedik» demekte haklıdır. Bir şekilde?..» tunia...» dan vaktiyle iki adet sigorta po askerî darbenin başan ile so «Doğrusunu lstersen ha «Tamam... Bu isimleri u« liçesi almıştım. Tipini, şöyle bir nuçlanması içirı ortamın hazır yır... Şimdl cebimde para olnutmayacak kadar hafızan canlandjrma çabası ile gözleriolması gerekir ki, Demokrat duğuna göre rabıtalı bir otel kuvvetlidir senin...» mi yumdum. Cinayetle ne ilişiği Parti îktidan bu ortamı hazırbulup yerleşebilirim... Belki «Madem başka çare yok...» olabilirdi?.. Genç ve sevimli bir layacaktır. Jersey'de... Nehrin öbür yakaAsansöre kadar benimle beadamdı. Gür kaşlan vardı.. KaBu olayın beni ilgilendiren tasında... Uzun süre aynı yerde raber geldi... Nihayet ayrıldık... lın camh gözlükler takıyordu. rafı da şöyle oldu: Bir gün sokalmak niyetinde değilim... PoInerken bir yandan da düşüKonuşurken ellerini kollarını ruşturmayı idare edenlerden bllis peşimde... Beni bir an önnüyordum... Dogrudan doğruoynatıyor, boyuna da alnını buri evime gelerek, «Paşam, sizin ce yakalamak için tedbirlerin ya kaldığım otelin adresini ver ruşturuyordu. Kanmın sevgilisi de isminiz geçiyor. Hazırhklı daha da arttırılacağı muhakseydim ne olurdu yani?.. Hiçbir olabilir miydi acaba?... Yoksa bulunun. sorgvya çekilmeniz ihkak... Durmaksızın muhit deşey olmazdı aslında... Ama gübana karşı bir düşmanlık mı timali vardır» dedi. Benim bu ğiştirmek, izleri silmek zorunvenememiştim bir vakitlerin duyuyordu?. Mantık dışı sorular haberi sükunetle karşıladığımı dayım... Ufak bir ipucu verirdı bunlar... Bu çeşit ihtimaller en yakın arkadaşına... Kimsegörünce de hayret etti. Bu arsem şayet yandığım gündür... onun bakımından söz konusu bi ye, kimseye itimadım yoktu. kadaslann hepsini tanıyordum, Bu konudaki aynntılann en le olamazdı. Kendime bile... maiyetimde bulunmuşlardı. Faufağını bile hesaplamakta faykat bir yıldan beri hiç biri ile Tereddütun zerresını bile duy d'a var tabit...» ONÜNCO BÖLÜM görüşmek nasip olmamıştı. Hâmaksızın adını listeden sildim. Israr ediyordu : kim arkadaş bir hafta sonra Aynı yollardan tekrar otele Bir yandan da srülüvordum bu tekrar evime gele^k sevinçle şu «însan hali bu Aleks... Ya döndüğümde oturup yenl listeisi yaparken. Şüpheli kişiler üshaberi verdi: Millt Savunma sana her ne pahasına olursa ler hazırlamağa başladım. tünde durmaga başladıgımdan Bakanı Etem Menderes, tutaolsun duyurulması gereken bir J. Russell Stone... Bu adam beri nazanmda temize çıkan ilk naklarda geçen Fahri Belen adı durum çıkarsa ortaya nasıl yahakkında geniş bilgi edinmenin adam Don Fischer oluyordu Ka nm çıkanlmasını emretmiş... pabilirim bu işi?» bir takım yollan bulunmalıydı... famı çalıştırmağa, şartları dikHalk Partisinin veya yüksek «Gayet basit... Times gaze. Fakat bu yollar neydi?... Nasıl kate almağa lürum görmek.'üzin rütbeli bir subayın olayla ilpsi tesinin kişisel ilânlar sütununbulabilirdim?.. Her ne ise... Bu buncağızın ismini de diğerlerinin olup olmadıgırj mevdana çıka da iki «atırlık bîr açıkiama yanoktayı daha soıtraya bırakarak arasına sıkıstırmıştım demek... rılmak lsterdlirken Samet Kuşyınlatırsın... Meselâ şöyle: «Ka ötekilera geçtim. Komik bir gayretti doğrusu ya.. CU, iiıtliâi ba$an Ue sonuslamr• (Aıkaa var) 64 EFSANESi Dokuz subay OLUM CIKMAZI Yazan: t. BIOCK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle