20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LYFA İKİ rCUMHTTRÎYET: 28 Mart 1971 emokrasinin D re Kratos'un anlamı.vebilindifi fibi. sözcü£ün kemli içindedir v« Yunanca Demoa (halk fktidar) tîr. Sözîükîerrîeki tânımlanma.«ıına gnrR de, hir îiîkeJe iktidarm, doğrudan do^ruya veya d». layısiyle balk tarafından uyculîinmftSina de. ripfur: Modern şekli !Ic, tajnamhia seçîmîere davanan bir yönetimdir, vatandaşlar, kanunlar önünde, soydan, insnıştan reya âdctlcrden gelme hiç bir farfc ve imtiyaz tamnmaksızm eşittirler, Dpylet îflçrine, ülkcnin yönriim ve fikir havatına, mümkün okiugru oranda kstıhr ve hu vnnetimi etkîlemç hakkından fnvdalanırlar, Bütün sozJukler dpmokrasivi bç.nzer şekilde tanımladıktan snnra şu kavdı kovmftktadır; «Bundaıı htürüdiır ki demnkrasi ile yönetilpn ülkelerdp halkın pçîtim VP nçrptimi, hu alanda fir'Sât p.şitligî bîrinei plânds nnpm kazandı^t fribî demnkrasilerde esas nlan virdan özgür» İÜ/HÎ JİP Sftz n7£İirlÜ£İine pknnnnıik ozgürlüğün eŞİik etnieSİ dp çarJtır, eünkîi ekonomik bajnmllllk VatandaŞİarın üzerînrie baskı nlarak lcullanıidıjn zaman oya dayanan demokrasi aevTİ kökiindPn nomluT.» Ülkrmiz W46 dan itibamı çok partili n\rasî fravata prmiş olııp dcmokrasi anlayışınm buffün, ycnidcn bir tartışma konusu olmaşı npdpnine çğiipbîlmek için. demokrasinin dnkunulmaylıçını bir «oh«k için ksldinp, C C saretlç gerçeklrre bak.mnk sinden mevdana gelip halkm iktidan DENOKR Jale CANDAN çunkü kanuniara göre, ilçe yönetim kurullarının muhtarlık bolgelerinde yapılacak dele. ge seçimleri için hir temsilci görevlendirîp, delege seçiminin çün ve yçrini, en 8S6 bir haft» önee, o mahallede nturan bütün partüüere duyurmaları gerekir ki bu partlara çok »z u > yulmakta, rielegç seçiitfleri genelliklç jmasa başmda, bîr tür tâyînle yapıîmaktadır. Sonuç olarak, müynnluk şehirlerrie bile adaylan Seçecek nlan deleçe lîstelerine. daha çok bir kâç ilçe yöneticisi hâkîmdir, fşfn sonufa ba^lanması ıçltt şart koşmuştu. Sij'asî partilerin, işçilerin oylarım alrrtak için bir çok fabrikalardaki işverenle anlaşmaları ypierlidîr. Çiinkü işveren, sandlkların sîlme, ısmarlama oyla, dolmasmı sağlayaeak ekonnmik güee sahiptir. KIIMIP toprak ağasma bağh ırgat onun siyasî nyıma da bagIıdır. Tutsak Türk kadjmnın köyde vp küçük merkerlprdeki toplumsal yeri ve kültür dunımu, oyunu, bagımsız nîarak kullanmasını saglıyacak niteükte degildîr, Seçimlerdc duydugıımuı B usesşartlar nltındadcğil, onun sahibinin sehalkın sesi «Sahibinin sesiy> tfitmak. yetkll! politikarıİR« «oy baSlan» lîe kıs kıvrak bağlamaktır. Esasen her tür politikacıbasarısı bu oy kıskacından geçtiâi için, pom n litika arardarı, istcklerindo, kolavlıkla başarı saglar. parlampnterlcri, halkçılik yerînc halk dal kavukluğuna yöneltirler. Onlar icin dcgîşmeye rek kanun, yapılmayacak iş yoktur. Politikacının görevi her şeyden önce halkm gonlimü kaKanmak, şirinlik muskası takarak bol, bol sn? Vermektir Sonuç itibariylc, oy mekanizmasmı kontrol altmda tutan «çcmen başlarınm» dediği ohır? «Müsterl her /aman hHklıdır» örneğ'i, seçmen başı» her /aman hnkhdır. Sanat Okulu yerine İmam Ilnlip Okulu istediffi zaman hnklıdır ögretmeni kovdurup ycrine hocayı koyduğu zahakljdır, kooperatifcîliği, iiirlii şekillerde zlaştırıp yok ettijn zaman hakhdır. irticayj düzenlpdiğ! zamart istor vatandaşm kulağmı kcs tirtsin. İ5ter ha?ka türlü düşünrn başlan duvara dayatıp. taşla vura vura parçalatsm, istrr Atatürkçü öğretmenin boynuna yular taktirıp sokaklarda süıükletsin. hakli sarılmassa bilc, a?m sol'a teoki şcklinde çıktığı için hiç olmassa, mazurdur!, Sallanan Yuvarlanır Erim'in kabinesi açıklandı. Kabine birbirine zıt bîrtakım insanları bir araya toplamıştır. Birisinin sap dedifine, öteki saman diyecek kadar ayr» dünyadan kimseler bir araya geldikleri zaman ne yaparlar? Bir îhsan Topalo^la : Millî petrol davası.. derken, yanındaki sandalyede oturan hir A.P.'li Bakan yahancı kumpanyaların borusunu öttürmeye kalkmıyacak mıdır? Bu soruva cevap verenler divorlar ki : B« kabine güdümlü bir kabinedir: gerçekte bir !ç kabine duruma bâkim olaeak, öteki Bakanlar sadece hınk diyeceklerdir.. Ta parlamento? Parlamento ilerici ve reformcn bir prog:rama beyaz oy verecek midir? Frim, Amerikanea bir devimi Tiirkçeye «beyin takımı» diyr çevirmistir, Kabinenin beyin takımı, kabinenin içîndekİ tuttı^ cuları hir yana itip kararİara varacak. parlamentodaki tntucular da suspus oturacak. ve Tiirkiye devrimci yola çireeek? tlk bakısta mantıâa oturmavan bir tablo karsısındayız. Daha başka zorluklar da vardır. Vaktiyle PlânÎ3ma Tefkiiâtınm basmda bnlunan birtakım ffenç ve de&erli nzmanlar. hükümetin 5nemli noktalanna Reçirilmislcrdir. Bu çenç tızmanların politik tecrübesi yoktnr. Milletlrrarası kuruhıslarda nzmanlık yapmıslardır; ama bir yürütme organı toplumdaki çesitli karsısrüçlcri hesaha katmadan, davandıgı kııvvetleri ivi saptamadan harekete Reçtigi zaman hüvük hatalar yapahilir. Kalkınma denen ohıs. salt masaba«;ı hrsaplarındîi basJavıp bitmez. nevrimri heyeoanıyla kitlelerı kımıidatmak, ilerive atıîımın desteklerinî nlîiR katlarında harekete çeçirmek çerekir. Sovutla somtıt arasında yıkılmayan hir köprünün dençp^îni tutturmak sarttır. ftvlevse Erim hukümeti han:ri kuvvrtlere dayanmaktadır? Bu soruva ivi cevap vermek bevin takımtnm eclcccgini sap. tar. Gövdesiz bevin olamıyaeagma çöre, eller. avaklar. barak!ar. kollar neredodir? Fçer beyin takım? parlamentova ve siva<u partilere cövde olarak bakıvorsa çelecek los görünmcktedir. Gerçi N'ihat Erim hükümeti hir «ordu kararı» ile kurulmustur. P»u realitfdir. Orduların, toplum vönetimindeki aŞırlıklan ve £ö«ter«:e eücü söz çötürmez. Türkive'nin su döneminde oldu&u ffibi sîvaeî partilerin cürüdüSü bir ortamda, en saglam VP orsani7e kuvvet olarak ordu avaktavsa, iradesinîn doÇmltusnnda bir vönetimin ilk sajlatn de<5teji olabilir. Ancak bn. bir süre icin çeceriidir. Ordu darbesivle baslayan yönetim, halk katlarında kendi do&riıltusunıın çürlerini yaratamazsa. aSırlıklar karsı tarafta bîrikmeye ha«lar. îste o zaman. va daha ilerici veva daha srericf veni darbe'ere olanak hazırlanır. Basarısız iktidarlar, silâh çücüyle de ayakta duramazlar. övlevse ilk sart: Basarı kazanmaktır. Erim hükümetinin basarısı veya hasansızlıÇı ordnnun sevan veva hatası sayılacaktır. Bıınun icindir ki, tavîzsiz ve kararî) davranmak arerekir. Geriei knvvctlcrle ilerîci kuvvetler arasında salıncak kurarak Türkive'yi yönctmek tsmet Pasa usulüdiir lHfil'den 19fi5'e kadar dcnenen bu usul, nemirel iktidarına yatınm yapmıstır. Kısır devrimeilik, karsıdevrime 7emin hazirlar: idarei maslahat politikası, devrimei göriinüp de bu mesleklc ilçisi olmıvanların kuvnsnnu kazar. Ta devrimci atılımlarla halk ve vönctim arasında divalos knrulacak, va da halkîa yönetim arasında huçiin hüvük bir cngcl olarak duran siyasî partilere ve parlamentoruluÇa. veniden teslim olunacak... Bu hiibir tarihî sınavdır. SgTftirienlerİ, İKrileri. köyliileri, hir kelime ile Türkive'nin ilcrivc dönük Atatürkçü ve çagdaş güçlerini, doçrultusunda toparhvamıvan, kfndine bağiıramıyan, ve desteksİ7 kalan hir yönetim, boslnkta demektir, Frim, kabinesi tutucu çüçlerle, siyasî isbirlîkci çcvrelerlc. komprador, mütesrallibe takımıyla isi idare ederek bir yerlere varahileceğini düşünüyorsa, baslançıçta oyunu kaybetmiş demektir. G Halkın iradesi skS devirlfrde, Tunanlstanda halk m r y danlardâ töplanarak kararlar ahr, höy, yönetimde, do£rudan dfığrııya etken olurdn. Modern şekli iip demokrasilerrie, bugün halk. keno'i adiıia karar alacak olan temsilrilerini seçtttekle yetinir. Bn mpkanizmanın, demokrasinîn özüne dokunmiyacak şekilde, seçmenin hiç bir baskı altında kaimadan biIfnçlî bir şekilde, oy kullanması ilkesine davandıçını unutmamak fferekir. rikemizde, halk temsilcilerini. doğrudan do|ruya seçpmemekte. ancak partili delepclcrin seçtikleri adaylara, nnlarm sıralannı bilc deffiştirme yetkisinp sahip nlmaksızın, SİVRJÛ parti tprcihi yaparak, pözü kapalı, oyunu verme durumun. da bırakılmaktadır. Bu dpleçe sayısı, ilçe ve mprke?, ilçe çrvrplprinde bulunan köv ve mahalle muhtarlık bölgesinde en son Renel millctvekili scçiminde partinin Aldı&i oy sayısma hakarak. kanuna fföre tesbit edilir. Orneğin bir buyük sivasî partinin milyonluk bir büyük şphirde 2, 3 bin kadar, bilcmedin 4 bin kadar dplpgpsi vardır. Asıl seçme hakkım ktıllanan işte ttüfusun hu çnk küçük oramdlf. Ne V&r kl dert burada da bitmemektedir. örülüyor ki halkın kendi temsilcisinİ Htçebilme, hâkkı snn derecede kısıtlanrtMŞ, politikayi kolaylıkla £pçim araeı haline. sokabilecrk dar bir partili kadrosuna devredilmiş olup htı sistrnı türlü kötü knllanmalara açıktır. Ne var ki serbf st seçimleri engelleyen başlıca faktör seçim sistemi defildir. Gerçi bugüne dek tam anlamı ile. kusursuı bir seçim sîstemi veryüzünde hnlunmuş değiidir ama bbdekindcn daha iyisini bulmak ve bu sakmeah durumu, büyük çapta düzeltmek olanağı vardır. Fkonomik yör.drn jreri kalmış bir toplumda asıl sorun halkm. spçme tercihini yaparken, e^emen sımflarm baskısı altında bulunması ve demokrasinin, vicdan ve söz özgürlüçii yanında şart koştuğu ekonomik özgürlükten yoksun oluşudur. İşte Türkiyenin ve ekonomik vönden geri kalmış toplumlarm demokrasî çıkmazında karşılaştı£ı en büyük sorun budur. Kövlerde hattâ sehirlerde, bir çok kurumlarda, iş verleri ve fabrikalarda ov sandiklarına atılan oyların sahipleri belli olduğiı için «gİ7İi oy» sözden ibaret kalmakta, ekonomik baskı bu durumda son derecede etken olabilmektedir. 1 6 secimlerir.de, An9U karanm bir ilcesi olan Elmadajhnda. bir iş yerinde, muhalîf partiye oy veren üç işçi derhal işlerînden uzaklaştırılmışlar ve bunlardan bir tanesinîn eşi, aç kalan çolulc çocuçunu toplıyarak, saçını başını yola yola, muhalif parti başkanından hesap sormaya gitmişti. Balıkesirin Gönen ilçesinde, muhtar, Pelediyeden istimlâk alacağ:ı olan bir ailenin, tüm fertlerine, seçmen kartlanm vermemiş, muhalif oldtıklarım bildiği için, ailenin oy kullanmamasmı Sİdİr. Aynca cehalctin karanlıklarmdnn hrnüz kurtulamamiş, demokrasinin şart koştuuu eğitim ve oğretim olanaklnrmdan, ftrsat esitliffİHden yoksun halkın, #erS eğilimlerf. dcvrimci «ilimlerine daima baskındjr çünkü halkı snmurpnler, onun sırtından yaşamaya alışmış olanlar, bu pferi eğilimlerden faydaianlnanın, J'ü/. yillar boj'unca. e^itimin! görmüş. bunu sınıfsal çıkar açıiîindan, adeta bir insiyak halîne «ctirmişlerdir. Bütün olanaklan Hc bu geri egîlimleri bpslerlcr, tıpkı emppryali'it idkplerin, sömür£;plerde yaptı£ı Ribi Halkın rrhaîeti ve fferi kalmışlığı bu kimselerin en büyük sermayeleridir. Bir yandar yoksul halkı. bir yandan oy istiyen politikacıyi cl lerinde tuttukları için de geri kalmif ülkelerde, yalni7ra halka dayanarak ve ondan oy alarak köklıi reformlar yapmak tatlı bir hayalden iba rcttir ve zaman reform taraftarlarmm lehinde değil, aksine hızla aleyhinde işlcmektcdir. Sonuc şında kalan bir oy Tnekanizması, muntazam nrnlıklarla uygulansa bilp. dpmokrnsiııin anfak, bir yönünü, hiçimsel yönünü yansıtır ki ulaşılacak amaç. elhette ki. bu dcîrildir. Amac, dcmokrasi aracı ile ulkenin, bütiinlü^ünü ve bagımsızlığını koruyarak, kalkınmayı, refab VP mutluluğu snğlamaktır. Eğpr. birimsel yohın nrunda ıstirap ve sefaletten. kan ve kaverndan haşka hir çey yoksa. kim ne dcrse desin. bu yol. yol dcğüdir. Tıırkiyedpki dcnıokrasi hugiinc dok, özünden feda kâriık ederek, tersine işlcmiş \e bizi, ulus olarak. bugünkü ıstıraplı duruma g;etirmiştir. Politi kacılar ıjeri ejrilimlere set cekerek ülkoyi endiistrileşme ve caffdaş uygarhk düzevine kavuşturmak üzere halkın önüne düşpcck yerde, kudreti elinde tutan egemen sımflarm peşine takılıp süriiklenmeyi hugüne dek, yeğ tutmuşlnrdır. Biçimsel demokrasivi sosyal demokrasiye dönüştürerek. onu demokratik öze kavuşturarak reformlara yönelin, effemen sınıfların oyunlarına son verecek tedbirleri almadıkca, seçimle, yeni bir parlamento kurma hevesi demokrasivi kurtarmak için elde edilen son fırsatı da kacırmak olacaktır. Atatürk devrimlerini karşı devrimcilere teslim eden, 1961 Anayasasmı ve getirdiklerini hiçe sayan, gençlerîmize, işgnl kuvvetlorînin yapamıyacaği zulmü hak piiren, iilkemizi ortaçağ düzeyiııe geri ceviren hir gidişata dur demeyen ve bir ^Tillî Nizam Partisine Parlamentoda söz hakkt tanırken. nıillî %nrlı^ımi7in beka sından sorumlu Silâhh Knvvetlere. hu söz hakkım çok gören bir zihniyrt demokratik olamıyacağl gihi ulusçu da dr>*ildir. ve özdon mevdana D emokrasi hiçimden kontrol vc bilinel srelir. Halkm kendi dı Politika aracısı Massachusette Teknoloji Enstitüsünün. 1962 yılında Türkiyede yaptırdığı bir bilimsel araştırmaya gbre, köy nüfusunun yüzde 34'ü hiç hir siyasi partinin adım bile bümezken. ailelerin yüzde 65'inin yıllık nakdi geliri 5 bin liranm çok altında iken yoksul halkımız için yeni bir geçim kapısı açılmiştir: Politika aracılığı. Mahallelerdeki «sruzcllcştirme dcrneklcrindcn, Bclediye ve T.B.M.M. koridorlarına kadar uzanan yeni tür aracı. çatık kaşlı dp^let otoritesi îie halk arasında güleryüzlü bir arabulucudur, Görevi, halkm kısa vadeli ihliyaçlannı uzun vâdeli çıkarlarına yeğ bıraktırdmış ülkemizde G erisinden fazlası okuryazar halkm yüzde 50 bile olmayıp, Umudu yaşatmak Oarip insanları?! Hiç bir şey memnun ctmcz bizi! Sevindirıek şovle dıırsun, umutlandırmaz bilc. Hep bir kuşku, hep bir üvensi7İjk... Hiç bir olayı, hiç bir davramşı. konuşmayı, atılımı ivp yormayjz. Dünü hemen unuturuz, önceki günü ise çok daha nceî Bir kiiçümseme. bir kötümserlik, bir kayıtsızllk... n'lmuş, n'olacakmış sanki! Hepimirin kafasında apayri bir ülkü ar, apayri bir dünya, apayrı bir toplum düzeni özlemi... Kenimiz için kuruvoruz dünyayı her sabah uyanır uyanmaz. Bizden aşkası yok, olamaz, olmamalı! Yalnız bizim düşüncemiz doğııdur, yalnız bizim düşüncemiz uygulanmah, yalnız biz, yalnız iz! «Biz» derken bir topluluk da yok hani, «hen» dememek için iyoriız bunu. Biz'in ben'den daha etkîli olduğunu bellemişiz bir ez! «Biz» böyle düşünmüyoruz. «Biz» falaneayı tutmuyoruz. «Biz» urumu bcğenmivoruz. «Biz» gidişi iyi görmüyoruz... Hiç bir aman hoşnut olmamak, hiç bir zaman yarına umutla bakmalak! Kim çıkarsa karşımıza hor görmek, aşağılamak. hep bir enişp, hir korku, hir güvensizlik beslemek... Ne istpdiğimizi, neyi zlediğimizi bilmemektpn gelen bir dııygu bu. Önce düsünsek a, bİ7İ ne sevindirir, bİ7İ nasıl bir durum mııtlu kılar? Yok övle şev, valnız ne olmuşsa be&enmemek. kim ortaya atılmışsa urıın kıvırmak! Hattâ hattâ giirünpnin ardında göıiinmiyen şey• kurmak, dü^lemek, bunları ona buna söyliverek kendimizi r e inandırmak. «O var ya o. Amerikanm adamıdır! Olaylar senin andığm gihi ripğ'" Bir çıkma/dan başka çıkmazdır bu gidiş. [pm nc clemek rievrimcilik kardeşim. Atatürkçülük diye bir şey nk ki hem. Krim, şalcıdır ıınutmayın. Kabinede denenmiş devimciler var diyorsun, ama gitmişler yabanların hizmetine girlişler.» Bunlar ancak bir kaçı son günlerde duyduklarımın. Yola. kahvede. otobüste, lokantada, işyerinde. evde, kapı önünde, »lefonria, bilmem nerde... Şöyle yüzii ışıltılı, aydınlık, umutlu rk bir kişi yok ortalıkta . Kn umutlusu bile. yirmi dört saat onriisından kuş'fulu, ürkek. Bir yerde, gene de umutsuz... Haıu hen çok ınıı unıııtluyıım? Untutlu Olmak çabasindayim eıı. l'mııdıı yaşatmak isliynrıım. Umutsuzlugu yenmek, kendini oşa aldatmak değildir. Tam tersine bir ülkede, bir toplumda mutsuzlugu yenmek inancında ne çok kişi varsa umut öylesine üçlenir, öylesine somutlaşır, sonunda gerçekleşir, var olur. İnınlardır umudu ıımutsuzluğu yaratan, besleyen, yaşatan. Bilinçli larak sarıldık mı bir ülküye, bir inanca engeller yenik düşer arşımızda ,. ^"rim hukümeti kurdu. Genç. Bakanları topladı çevresine. iirkiye tarilıinin belki pn RPHÇ, en devrimci, e,n kültürlü, en laııçlı insanları bir araya gpldi. Arkalarında Silâhlı Kuvvetler .. Larşılannda guvenilmez, içtensizlik şampiyonu politikacılardan urulu bir parlanjento olmasına ragmen Atatürkçü reformlar deilen bir takım temcl dcvrimleri uygulamak, yürürlüğe koymak ararında görünüyorlar Erim'e önyargıyla güven duymamak •İn neden yok, Karaosıtianoğlu, Çilingiroğlu, Orel, Olcay, Koçaş. ay, Derbil, Topaloğlu, Akyol, Özgün«qıt Babüroğlu vb. toplumınnı scven aydmlardan kuşkulanmak için de,.. Bir, önceki kainede yer alanlaıı düşünün: bir, bunları! Bir demagoji ustası »emirel'i, bif de olgun. ağırbaşlı Erim'i... Bütün Bakanları tek ck kıyaslayın öncekilerle Sonuç, göründüğünden çok daha o4ITIİU çıkacaktır» Bu hükümet onun bunun kuklası olamaz. Dışiç sömürücülerin leti durumuna iııemez. Oy almak endişesiyle gericiliğe ödün veemcz. 1^ Mart Htılımının çizdiği amaca yürümemezlik edemez. ktatürk rcformlarını. yasalarını, 27 Mayıs Anayasasmı uygulamakmı kaçinamaz. Atatürkçü aydınlara, öğretmenlere, yazarlar», biınçli halka karşı düşmanlık duyguları besliyenlere desteklik göevini yapamaz. Öylcyse. daha ne istiyoruz? Daha haşka "eyi ı/lüyoruz? ^imdilik yetmez mi bu kadajı? Niye öyleyse güvenizlik, durmadan yaıatılan kuşkular, büyütülen söylentiler? Çok şpyi bilen kişilcr gülecekler gene. SaHık sayaoaklar bun»rı d». «Sen bilmiyorsun arkadaş» diye gülümseyecekler. Bilmiorum, bilmt'k de islemijorum o kuşkuları, o endişeleri, o gizli iyetleti . Açık olmakta yarar görüyorum, açık kouuşmakta, yık açık yazmakta ., 12 Mart atılımından yanayım. Eksikmiş, olıın. Yarıda luzını yitircbiUrmiş. olsun. Hattâ yüzde yüz ters nnuçlar yaratahilirmiş, bilmem neler neler olabilirmiş... Öyle e olsa tarihimizde, bir 12 Mart atılımını, bir muhtıra üzerine ç saatle koskoca bir iktidar partisinin teslim bayrakları çekişi layı, « i devrimci genç aydmlardan bir kabine kurulması, AtaM ürkçülüğün cn umutsuz anda şahlamşı, Türk toplumunda bir ımut ısıgı yakmıştir. Olaylar değişse de, tersine dönse de, bekpnen sonuçları vermese de... Hiç ummadığınız bir anda Ataürkçü güçlerin birleşip karşıdevrimcilere sarsıcı bir yumruk tıdirebilcceği bir kez daha ispatlanmıştır. Bu yeter... Hem hiç sanmıyorutn 12 Mart atılımı nın olumsuz sonuçlar aratacağına, Atatürkçü yoldan döneceğine, çirkin politikacüan, ;arşıdevrimcileri yeniden işhaşına getirtip bir öç alma çağının laşlatılacağina . Tam tersine inanıyorum ben, istediginiz kadar lüşsever dcyiniz benim için, şu oyunu, bu oyunu, falancanın d»likodusunu, hilmem kimin bilmem kimden duyarak kulağınıza ısıldadığı öyküleri, masallan bilmiyor, inanmıyor diye gülüp ;eçinîz; 12 IVIart atılımmın yararlı sonuçlar vereceğine inanıyoum ben. Tiirkiye tarihinde «yeni bir dönem» in ilk günlerini aşadığimıza, yarının daha iyi olacağma... Umutla umutsuzluktan )irini seçmek gerekirse ben umudu seçerim. Hele umutlu davanmamak için ortada inanılır tek bir neden yoksa Umut, büün canhhgj. bütün «rüzelliğiyle A | f T l V /1IT11Mİ ÜRKTYE ekonomisinde, işletmeler yönünden son yıllarda önemli değişiklikler ve gelişmeler mevdana gel miştir. Aile ortaklığı ha linden Halka Açık Ortaklıklar şekline donüşen Anonim Ortaklıklar, gerek bu bakımdan, ^erekse finansman yönünden ciddî değişiklikler göstcrmişîerdir... T Tahvil piyasası ve bunda yardımcı olacaktır. (2) Bu değişime neden teşkil etmesinden dolayı Devlet tahvillerinin faiz oranlarınm paralel olarak yükseltilmesi beklenmemelidir. Böylece özel tahvillerin satılma şansı arttınlmaya çalışılacaktır. Q Ancak. para piyasalanm elin de bulunduranların da vadeli mevduat için uygulanan faiz oranlarınm yükseltilmesi için gayret gösterecekleri beklenebilir. Böylece tasarruflar; devlet tahvillerine gitmese bile, para piyasalarına aktarılmaya çalışılacaktır (7) Süphe yok ki bu gidişten en çok eikilenen sermaye piyasası olacaktır. layların birbirınl Izlemelerindeki sonuçlar ekonomimizin kısır dongü içinde bulunduğunu göstermektedir. Bu itibarla ekonominin yapısmda radikal değişiklikler getirmedikçe mal ve hizmetler piyasasmda oldugu gibi tahvil piyasasındaki istikrar sağlayıcı tedbirler etkili olmaktan uzak kalacaktır. yana dolaşabildiği, ülkemlzin kalkınması ve kurtuluşu için canını dişine takanların komünist diye damgalanıp, şeriatçıların baş köşeye oturtulduğu bir ülkede; kimi kimden soruyorsunuz? Kabaklı denpn kafatasçı, yıllardır aktif politikanın tam ortasında at oynatır, fakat bir tek sorumlu kişi çıkıp da sen necisin demez. Ama diğer yanda 100 bin öğretmenin haklarınm çiğnenmemesi ve de halkımızın içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulması için üç satırlık beyanat veren T.Ö.S. yöneticileri ve devrimci öğretmenler, ya Bakanlık emrine alınır, ya da sürîrün edilir. Evet bütün bunlar rahatlıkla yapılabilir ülkemizde. Oysa paşasal demokrasi deniyor bunun adına... îsmet Paşaya sorarsanız, tüm bunlar cici demokrasinin Paşasal cilveleridir. înce demokrasi diyorlar buna. Uzun süreli borçlanma reya tahvil sermayesi ile finansman bu ortaklıkların fazla itibar gösterdikleıi bir finansman şekll olmtıştur. Bunda hem işletme sahiplerinin hem de tasarruf sahip lerlnin avantajlan vardır. Enflâs jronlst baskı altında bulunan ekonomide sabit maliyetli (faizli) sermaye; geli^en iş hacminden yararlanmak suretiyle iş çevrelprınin işine geldiği aibi, geri ödenmesi kanunlarla önemli oranda garanti altına almmış bulunması yönünden de tasarruf sahiplerinin lehine yorumlanmaktadır. Nitekim, özel kuruluşlann son yıllarda tahvil çıkarma konusunda yanş halinde olmaları ve faiz oranının °o 15'e kadar yükselerek / yetkilileroe de bu seviyede dondunılması, bu pelişimin seyrini ifade etmektedir. lk baluşta tasarruf sahiplerinin o/o 15 faizli özel sektor tahvillerini satın alacağı, Devlet tahvillerinm itibar görmeyeceği ifade edilebilir. Ancak konuyu biraz daha derinlemesine inceledikten sonra, bunun tam tersi bir durumla karşılasılabileeeğini sörmek de mümkiin olabilecektir. 100 TL. hk özel sektör tahvili satm alan tasarruf sahibi, % 15 faiz üzerinden, e/o 20 stopajdan sonra, 15 (10.20) = 12 TL. faiz elde edecektir. Olasıhkları üzerinde tartışma yapılmakla beraber tasarruf sahibi, risk bakımından özel sektör kuruluşu ile Devlet kuruluşu arasında bir aynm yapmak durumundadır. özel kuruluşun tasfiyeye uğraması ve buna benzer nedenlerle tahvil karşılıklarınm geri ahnamaması, Devlet sektörüne kıyasla bu kesimin daha riskli olması kanısmı dogumr. Bu itibarla 12 TL. lık tahvil gelirini % 90 olasıhkla tahsil edebileceğini, % 10 olasılıkla da tahsil edemeyeceğini hesaplayan bir tasarruf sahibi için, bu yatırımın (tahvil satın alma) parasal değeri 9.60 TL. olacaktır Böylece tasarruf sahibi, vergiden bağışık (muaf) ve riskl olmayan Dfivlet tahvili ile Özel sektör tahvilinl değerlendirecek ve büyük bir olasılıkla Devlet tahvili satın almayı tercih edecektir. Rumeli Rojay eşrafmdan ve Ze^nelzade ahfadın dan merhum Hacı Abdülkerim Bora'nın muhterem zevcesi, îsmet, Nusret; İfakat ve İsmail Bora'nın bu ricik anneleri; Bedriye, Kızılay ve Hatice Bora'nın kıvmetli kaymvalideleri, Engin; Berna; Banu ve Kerim Bora'nm sev^ili babaanneleri VEFAT VE TEŞEKKÜR MAHÎYE BORA SONUÇ evrimci öğretmenin başma yular takılarak sokaklarda sürüklenmesi, sayıları 20 ye yaklaşan dal gibi yiğitlerin kim vurduya getirilerek kurşunlanması, dün Paşanın Uşakta başına ufak bir taş atılması kadar yankı yapmıyor artık!.. Başıma taş atıldı, Kayseride yolum kesildi diye bir baştan öbür başa tüm ülkeyl ayağa kaldıran Paşanın, 20 devrimcinin ölümü karşısında kılı bile kıpırdamıyor. Sayın Akbal, görülüyor ki devrimcinin yozlaşması hiç bir şeye benzemiyor. Şurası bir gerçektir ki «idareyi maslahatçılar gerçek devrimci olamazlar.» Yusuf MÜDERRtSLt ANKARA D Hanımefendi 19 Mart 1971 Cuma günü" vefat etmİ5j ve cenazesi aynı gün kaldırılarak Edirnekapı Asn Mezarlığna defnedilmiştir. Gerek cenaze merasimine işt^rak eden serekse mektup, tel^raf ve telefonla tâziyette bulunan ve çelenk göndrren Sayın Devlet rıcali, Sefaret ve Konsolosluklar erkânma; Dış Memleketlerden s;elen temsilcilere, Bankalar müntesipleIerine, değerli akraba ve dostlarımıza derin minnet vr tesekkürlerimizin gazeteniz vasıtasiyle iblâğını borç biliriz, Merhumeye Tann rahmet eyleye. RORA AtLESİ Cumhuriyet 2672 ••••••••••••«••••••••••••••••••••((••aıg r TEŞEKKÜR Allemlzln degerH btiyüğü ve yori doldurulmaz varlığı vefatı dolayısiyle cenaze törenlnc iştirak eden,, çelenk cönderen, telgraf, telefon, mek tupla ve bizzat gelerek başsağlığı dileyen acımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlanmıza tegekkür ederlz. AİLESt Delta: C29/2671 EVLIT Blzlprl sonstız aeılarla bırakan eçim, annem vefakâr, fedakar ve müçfik Insan T. C. Merkez Bankası tstanbul Çubesl Şeflerinden O ALİ FAİK AKAN'm »>oç. Dr. Cençiz PINAR Ege Üniversitesi îktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi Politikacı mı, öğrelmen mi? BANKA ELEMANLARINA Bir Bankanın İstanbul ve Taşradaki Şubeleri için her kademede tecrübeli elemana ihtiyaç vardır. Tahsil ve lisan durumu tercih sebebidir. Tamamiyle mahrem tutulacak müracaatlarm P.K. 823 Karaköy «BANKA» rümuzuna ilgililerin hayat hikâyeleriyle birilkte yapılması rica olunur. Cumhuriyet 2676 Mukadder Yücesan'm topraga verilişlnln 40 mcı gun()ne tesadüf eden 30 Mart 1971 pünü Kocamustafapasa'da Sümbül Efendi cami) serlfinde ikindl namazmı miiteakip ta nınmış Mevlidhanların istira kiyie aziz ruhuna Mevllt okunacaktır. Mııkadderimi tanıyan, seven akraba, dost ve arkadaslarının teşriflerlni rlca ederiz. D î Ş TABtBİ \ Orhan TÜZÜN Saat: 13.30 Samatya Cad. Na400 T E L t « 75 82 Rçi: Orhan YÜCESAN Ogln: Kemâl YÜCESAN Cumhuriyet 2674 özümüzün önündeysc. elimizin OllTAlf AH.0AL1 ayın Oktay Akbal, 3 Şubatta, koşesinde, şeriatçı bir gazetenin Atatürk düşmanı fıkra yazan Kabakh'ya değinerek, «Politikacı mı, öğretmen mi?» diye için için yakmarak böyle bir kişiye nasıl öğretmenlik yaptırıldığma şaşıyordu. Sayın Akbal, bunda şaşılacak ne var? Dedik ya burası Tiirkiye. burada olmaz olmaz yok, her şey olabilir. Oysa, vatandaşm mal ve can emniyetini koruması gereken polis, önce O.D.T.Ü. ne, sonra S.B.F. yurduna müstemleke askerlerinin kiniyle girebildikten ve yurtlarda kız ve erkek önüTasarruf sahiplerinin bu davne gelene aklın almıyacağı, daranışlarmı bir de vadeli mevduat yönünden değerlendirelim: Tahası var akla durgunluk veren sarruf sahibi, Devlet tahvili sadavramşları fütursuzca yapabiltm âldığı takdirde yatırımmın dikten sonra, kendisini bir avuç belki de 7 yıl sonra fakat vadeli sömürücünün emrinde ve hizmevduat şeklinde tuttuğunda da metinde gören zavallı bir şe13 ay sonra geri alabilecek ve riatçi yazarın. aktif politikanın daha avantajlı bir alana yatınm batağmda devTimcilere çamur yapabilecektir. O halde tasarruatarak öğretmenlik yapmasında funun zaman içindeki değerini şaşılacak ne var?. tesbit eden tasarruf sahibi vadeli Gerçekten bu ülkede, devrim mevduatı tercih edebilecektir. yasalan oldugunca uygulansa, İbırakahm basit bir şerlatçmm S O N üÇ devrimcilere çamur atmasmı, Utün bunlardan sonra faiz bu denli yaymlar yapılabilinir oranlan ve tahvil piyasası mi? öyle bir ortama girmişiz yönünden ekonomide aşağıdaki, Kabakhnm kabaklan solda Kt değişiklikler olabilecektir: sıfır kahyor. Evet siz önerinizde baştan sonâ haklısınız. Fakat soO özel sektör, •• 15 tahvil fa/ ranm size, hak ve adaleti kim ızini tasarruflan kendine çekmevitirdi de siz anyorsunuz? Hakye yeterli görmedjğinden, bu sesızlıklann ve adaletsizliklerin ay viyede dondurulmuş olan faiz oranlarmı vükseltmek konusunda vuka C'kti&i. başkent sokaklann îîükiimefi ikna etmeve çahşacakda devrimcilprin kim vurduya S Parça Bez Telef ve Hurda Satılacaktır 7/4/1971 Çaşamba günü saat 9.00 da pamuk telefleri, üstübüler. temiz ve hatalı hambezler, dez asorti ve düşük kaliteli mamuller parça bezlerle muhteHf hurdalar, pazarlık suretiyle şartnamedeki esaslar dahilinde satılacaktır. Bu satışa ait şartname ve listeler îstanbul'da Sümerbank Alım ve Satım Müessesesinde, Tzmir'de Sümerbank Tzmir Basma Sanavii Müessesesi ile Nazilli'deki Müessesemizde görülebilir. Müessesemiz satışı vapıp yapmamakta ve dilediğine satmakta serbesttir. SÜMERBANK NAZtLLt BASMA SANATtt MÜESSESESt (Basm: 12683/2681) AGIR MAKİNA İMONTÖRLERÎ AL1NACAK Şahsen müracaat. Mutlu Akü Fabrikası Kartal Tunus (Basın Organizasyon: 7186/2661) MİLLÎ PİYANGO toplam olarak 8 MİLYON 404 bin lira dağıtıyor. Bol şanslar diliyoruz. (Basın: 12283/2666) Yarınki Çekilisi Unulmayınız. Yann bir kişiye 1MİLYON lira, 5590 sayılı Odalar Kanunu peregince 1971 yılı aidatımn Mart ayı sonuna kadar ödenme?i gerekmektedir. 31/3/1971 tarihine kadar odenmiyen aidatm % 5ü fazlasiyle tediyesi gerektiginden, üyelerimizin buna mevdan vermemesi rica olunur. (Basm: 12282/2665) İstanbul Sanayi Odasından: m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle