29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ÎKİ iCUMHURtTET: 5 Şubat 1971 atıya toptan düşman oluuk simdi de. Yüz elli yüı askın bir süredir Batıya hayrandık, Batılı ohnaya özendik, oluyoruA hatta olduk dedik; derken şu son fiç beş yıl içinde çok keskin bazı düşünürlerimiz çıktı, sağ olsur.lar uyardılar bizi, Batıyı bir kalemde sildik attık! Sömürgecilikle suçladık B»tı uygarlığını. Batılılaşahm diye diye kendimize yabancılastığımızı, sömürgecilerin tmağına düştüğümüzü anladık. Sonuç? Dön dolaş ayni yerdeyiz. Çoktandır çözümlenmiş, karara bağlanmış sandıgunız bir somnu sil baştan tartışıyonız. Gerçi son yüz elli yılda Batının bizde ugradığı ilk saldırı değildir bu. Abdülhamidin Meclisi Mebusanı dağrtmasından 31 Mart olayına, Izmir suikasdinden Knbilâyın öldürülmesine, Tan gazeteainin yıtalmasından, Demokrat Partinin baeın • üniversite düşmanlığına, Kanlı Pazara kadar sayısız örnekleri var bu laldıniarm. Nedir lci bn keı Batı uygarhgına bıçak çeken, Brfitiis örneği «Sen de mi?» dedirtecek bir cl: Solun alafrangası. B SOLUN ALAFRAHGASI Necati CUMALI lidir, biç bir inanca bağlı olmadan ortalıfı bnlar.dırmaktır gerçekte yaptığı. ir alafranga sözü dolaşır agızlarda. Avrupalı utlımma gelir. Yüz elli yıllık deneylerimizle Batı uygarlığına yönelmekle alafrangalaşmanın aynlıklan iyice belinniştir toplumumuzda. Yüz elli yılcla gerçekte >apabildiğimiz Batüılaşmak değil alafrangalaşmaktır bizim. AlafTangalaşmak biçimdir çünkü. Yaşayışı, giyinişi, mutfağı ile aktanlabilir. Batılılaşmak ise o uygarhğın temel yapısındaki düşünceyi benimsemektir. B sözü aklıma geliyor: 27 Mayıs öncesi, 28 Nisan olaylarından söz ederken «Ne yanı, bu güniltu patırtı? Topu topu ölen üç kışi» demişti, donmu? kalmı?tım. Koestler, İspaoyada ölüm Güneesi'nin ba^ına Malraus'nun şu sözlerini almış: «Bir hayat hıç bir şey değildir. Ama hıç bır şey de bır hayat değ^ildır» Batı dflşüncesi, hiç bir şeyle ölçülemiyecek değerde eörSr insan hoyatını. Politikacının alafrangacı pözünde ise denize atılan bir çift palamut değerindedir insan. Dııygusal bakış u akımın önculeri Osmanlı geleneklerinl savunuyorlar. tçlerinde tttihatçılann Cumhuriyeti de babramadıklarına yanıp yakılanlar, alatnrka musikisiz, kasideaic gazelsis bu iş yürümez diyenler var. tiıtelik böyle dlyenlerin hepsi de solca. Herkes duyfusal bir yakınlık duyabilir kendi tarihine. Ama bir solcu tarihi, kendi tarihi de olsa, duygusallıkla degerlendirmeye kalktı mı akıllar durur. Marksizm, adıyla sanıvla, tarihsel olayları özdeksel (maddi) açıdan değerlendinnek demektir. «Solcuyum, Marksistim» diyen biri, toplumsal olayları, tarihte siz bis diye ayırır, işin içir.e duygu kanştınrsa daha söze başlarken şasılaşır, teorisindfm ayrılır. Ama Batı uygarlığıaa, uzatsa uzatsa »ncak Marksist'in, solcunun bn türlüsü dil uzatabilir. Burada sorun şu biçime dönüşüyor kendüiginden: Marksia, Engelsie, Leninie bu derecc içli dışlı görünen bu kimseler, nasıl oluyor da bu derece aakat bir jörüşü savunabiliyorlar? Nedeni açık bunun: Şa yüz elli yılda bizim Batılılaşma adına jririştiğimiz hangi işe baksak bir türlü Batı uygarlıgının temellerine inemediğimizi. sik sık yanılıp bocaladıgimızı görürüz. Bu tür solculardan bir takımının yanılmalan, bu tüm yanılmalann, bocalamalann paralelinde yer aiır. Bir takunı ise kötü niyet» B Bir örnek verelim: Medenî kanunu Batıdan aldık. Aldık ama kısa bir uygulanıa dönrmir.de hiylei şer'iye anlayışı ile bagdaştınverdik. Çelişmenin kökeni buradadır işte. Medenî kanunun Batıdan altnması birdenbire alafrançalık sınırlarını aşnerir. Sapka, giyim modası. çatal bıçak değildir medeni kanun. B*tı uyffarlığının töre anlayifi, insan anlayışı ile kurulmnş, bu anlayişlardan kopmaz bir hukuk düzenidir. Batının kadın ile erkeği e?it gören insan anlavışını, iyi niyete dayanan töre anlayışını benimsemeden, kannnunu alır, hiylei şer'iye ile uyjrularsanız «laturkaliktan kurtulamazsınız. Bu durumda suç ne Batıdadır, ne de kanunnnda, sadece aizm jerfekten uygar Batılı olamayışınızda!. Faşist bir ülkenin ceza kanunıınu alıp, zamar zamın daha da ağırlaştırmakla Batıhlaşamaz elbet bir toplum. Çünkü Avrupada da Batı düşüncesine karşıdır o kanun. Şunu hiç bir zaman unutmamak gerekir ki haritada yeri batı görünen her akım. her kunıluş Batı uyfarlıfının ürucü değildir. Alafranga edebiyatçılar debiyatımız, Tanzimat döneminde kendi geleneğinden koparak Batılı edebiyat anlayışma yönelirken sezinlfnen doğruydu. Insancıl bir edebiyat yaratmak ister.iyordu. İnsan \oktu eski edebiyatımiTda.Tanzimat edebivatçılan elbette ki ilk aşamada üstesinden içrlemezlerdi bu güç işin. Ama Fikret, Yahya Kemal, Nazım derken, öykünme tlönemini ay tı. insancıl bir edebiyatın özçün örnekleri çoğalmava başladı bizde. Çoğalraaya başladı da tümüyle batüılaşabildi mi edebiyatımız? Lâf ebeliğinden. söz oyunlanndan kurtulabildi mi? Hayir. Ozellikle atılı» hamlelerinin durgunlastığı dönemlerde, kökü geçmişte olan sairlerin yazarlarm eskiye özenmeleri yaygmlaşti durdu gcne. Son yıllarda her yönden Batıya çullananların sayısı «rttıkça, edebiyatı bu türlü anlayanlar daha açıkça savunuyorlar görüşlerini. Yazırada söz konusu olan solcnlarımız da bu türlü bizim: Hiylei şer'iye alışkanhfindan synlamıyan bazı hukukçuUnmız, kendilerinin benzeri şairler, yazarlanmız «astığı astık kestiği kestik» yöneticilerimiz gibi, tek kelime ile: Alafranga. Marks'ı, Engels'i, Lenin'i okusalar da, onları Marks, Engels. Lenin eden uygarüğın, düşüncenin dışında kalıyorlar. Onlan yetiştiren uygarlığm temellerine inmeden. onları kavrıyabildiklerini sanıyorlar. Boşlukta, temelsiz bir teori değildir Marksizm. Batı uygarlığmın bütününden ayrı olarak. a uygarlık içinde bir ywna>mış gibi ele alınamaz. Aksine, Batılı düşüncenin füçlü bir gelişme koludur. atı nygarhgının özu InsanSır. tnsanm doça içinde Tanrı karşısında değerlendirilmesi. insanın mutluluğunu aramakta bütün yetenekleriyle özgür kılınması ilkesine dayanır o uygarlık. Rönesansla yerleşen bu ileri görüşü, Marksizm kendi yör.temi ile tarihe, ekonomiye, tolpumbilime uygular. Anucı endüstri çağınm insanına mutluluk koşullannı sağlamak, bu yoldan insanı mutlu kılmaktır. Batı uygarlığına karşı çıkanların, bilerek ya da bilmiyerek karşı çıktıklan bu düşüncedir işte. Nedir ki Batı düşmanlığının bazı yan nedenleri de var bizde: Yüz elli yıldır gerçekten kendimizden koptuk biz. Yabancı dil bilenler bütün bütün boşladılar toplumumuzu. Ne tarihi, ne de edebiyatı ile ilgilendiler. Yabancı dil bilmiyenler de çeviriler yoluyla onlann tutumur.a uydu. Şimdi yavas yavaş tarihimizi, edebiyatımızı öğreniyoruz. öğrendikçe de «Aman aman, bizde neler varmış!» gibilerden gülönç durumlara düşüyornz. Oysa ki bir dönemiu «Hadi efendim, biz de adam mıyız?» diyen alafrangasının, güaümüzdeki temsilcisidir gerçekte böyle ölçüsüz davranan. Bir de şu var: Yüz elli yıl ileri geri bocalajıp da Batılı çizgisine ulaşamıyan bir toplumun düşümirleri, yazarlan arasından, yenemedikleri bir küçüklük duygusu>la öfkeye kıapılanlar çıkacaktı elbet. Batıya saldıranlann bir tasmı salt bu öfkeye kapılmı; görünüyorlar. Fakat içlerinde en affedilmiyecekleri kamuoyunnn duygusallığını bile bile sömürmeye kalkanlar, iyi niyet yoksunlan. Mim koyalım Devrim dergisinin son sayuında Siyasal Bilgiler Fakültesı • baskınında kız ögrencilere reva görülen davranışlarm ayrıntı. Ş lan var. SJB.F. öğrenei Yurdnnnn polis tarafından zaptı, Tür J kiye'de büyük bir gerçegi kamuoyunun gözleri önüne koyacak, ! ve k5r gözlere şifalı bir araeliyat yapacak olaydır. Cici demok J rasinin yapısında, fasist zulmün nasıl vürüdSgünü çörmek için • bn ameliyat da yetmezse. artık söylenecek ne var? Devrim dergisinin verdiji haberlerden parçalar derliyerek bu köşeden kamuoynna sunuy/oruz. Böylece bir görevi yerine getirdiğimiz kanısındayız. Çünkü ilerde buçün yapılanlann besabı, teker teker sorulacaktır. Şimdi olaylann diline bırakıyomz sözü... c.. Toplum Polisi Müdürü Yılmaz Sezgin, elindeki telsizi ile boy gösterdi : « Sizi pavyon kanlan sizi... Siz buraya okumaya değfl geldiniz^ S B.F ProfesSrler Kurulunun bildirisinde pek kibar deyimle «Tamamiyle savnnmasız durumdaki kıs ötrencilere vahşice, ahlâksızca saldtrı» diye nitelenen kudurganlıklar, bunun uzerine çığırmdan çıktı. Toplum Polısı Müdurü, olav yerinden ayrılır ayrılmaz, gözü dönmüş coplular «Hayatım, eanım s*n« feda» diye inlemeye, savunmasız kızlara arama yapacaklan gerekçesiyle soyunroalarını soylemeye kovultfular. Direnme ile karşılasınc» genç kızlann iç çamaşırlarını parçaladılar. Ellerindekı coplan göstererek : « Baeaklannızı açın «M.» Bir toplum polisi ufak tefek bir kız Sğreneiye yine şSyle sesleniyordu : « Gel a lan bnraya. Senl ben fBtürecegim » Polisler dediklerini yaptılar. Prof. Nermin Abadan, dört genç kızı, öteki arkadaşlanyla birlikte Tıp Fakültesi Nisaiye Servisine göturdü. Genç kızlar başlanndan geçenı büyuk bir hıcap duygusuyla hocalan Nenr.m Abadan'a anlatmıslaTdı. Fakat Nisaiye Servisi yetkılilerı. Prof Abadan'a «Acil Servisin havalesi olmadan kızlara bakaraavız» rfediler. Prof. Abadan, bu bürokratik engeli aşmak için Acil Servise yollanıncs, genç kız. lar haklı olarak muayene olmaktan kaçınarak Nisaiye Servisini terk etmişlerdi. îsmi bizde mahfuz bir başkent Bzel gazeteeilik okulu öğrenciti, «copçu» polislerin övünmelerini dlnledi. Polisler bu öğrenciyi nezarethanede bayıldı sandıklarından yanmda Berbestçe konuşmuşlardı. Bir polis sefr, baygın samlan genç için, yanındakllere : « 138 Necdet, bnnn hastaneye götürjfln. En iyi »damımız O.J « Isim kullanma !» « Bosver yahu BuTiun dOnyasından haberi yok !» Eavıldı sanılan genç, 35(lzmir) plâkah ve numarası 138 olan slyah Volkswagen> bindirilerek hastaneye götürüldü. Esmer, saçlan yan tarafından açılmıs ve ortadan dökülmüş olan 138 Necdet. arabanın şoförüydü. î^mt bizde mahfuz öğrencıyi «rabaya bindirirken 138 Necdet. kendisıne yardım eden toplum polıslerine kanlı bir cop göstererek övündü : « Ororpnnnn birlni bun'unla hallettira.» Erkek öğrencilerden de benzer hayvanlıklaria karçılasanlar oldu. TRT muhabiri Mehmet Bıcan, üç toplum polisinin bir genci köşeye sıkıştırdıklarını gördü tki polis, genç ögrencinin pantolonunu sıyırmaya uğraşıyor, üçüncüsü de elindeki copu Vahşetin hikâyesi üzundu. Fakat dehşet ve hıcap içindeki genç kızlar, olan bitenin pek azını anlatabildiler. Meral özgüler adlı öğrencl, TRT mikrofonlannda söyle konuşablldl : « Benim pantolon jrivdigimi ırördüler. Saçı da kıs», ba erkek mi, k » mı, belli degil. muavene edelim. dediler. Ve fiilen muayene ettiler. Can acmından batırdıra.» Rezillik, kız ögrenciler polis arebalanna blndirildiktra sonra devam etti. Polis arabada ışıklan söndürdü. Bir ara, ön sırada ıki toplum polisinin arasına oturtulan kıx 6grencınin çığlığı duyuldu : « Etegımi çekiyorlar, şortnm^ı . S.B.F. Ofrencl Surda, aratna karnn olmadan aranmıştır. S.B.F. öğretim fiyelerinden kuruln bir komisyon 140 radyo, 13 MÇ kurutma makinesi. 21 teyp, 120 tıraş makinesi, 15 ceket, 20 eaat, 25 gözlük, 5500 lira degerinde mücevher. 18.650 lira pars ve gfirafiş resim çerçevesi vurgnnnnu tesbit etmiştlr. Toplum polisleri, bu vahsetten sonra Ankara tokaklannda hadiseler çıkarmışlar. subaylara saldırmıslardır. Ve bütün bnnlar lekeli iktidarın örtülü faşizmini yürütmek için yapılmaktadır. B Sonuc yüz elli yılm en bilinçli batılısı oldngunu bile bile boy hedefi tutuyorlar Atatürkü. Gelgelelim sömürgecilik, yabancılaşma düşmanı görünen sözde Marksistlerin. bizde sömürgeciliğin yabancılaşmanm ilk bilinçli düşmanı Atatürke saldırmalan niye? lstediğiniz kadar kafa yorun, hiç bir dnşünce düzeni içinde açıklayamazsınız bunun nedenini. Sonunda bu neden döner dolaşır incir çekirdeğini doldurmıyan bir gerçeğe dayanır. Ya rubça dengesizdirler, ille de herkesin ak dediğine kara çalacak, olumJn bilinen her değeri kırıp dökerek, hiç bir şeye saygı duymadıktennı açığa vuran o yılışık gülüşleriyle sıntacaklardır. Ya da söz gelişi babalan eski bir tttihatçıdır. Atatürk düşmanlığı kendilerine Enver Paş» hayranı Bey Pederlerinden miras kalmıştır. Dogrusu tuhaf bir yaratıktir alafranga solcu. Ne babasının duygulanndan kopar, ne de •osyalizmi gerçek solculara bırakır. Ayıplamalıyız atılılaşmaya çalışırken aşinna kitaplara imza atan hilim adamlan yeti?tirdik. Batılı bir düşünürün aklından bile geçirmiyeceği bir a\ıp, töre dışı bir iştir bu. Ama biz ayıplamıyoruz bu türlü bilim adamlanmızı. Bizi yönetenlerin bizi insan yerine koymamalarını ayıplamıyoruz. Yalancüıklannı, i d V yüzlüluklerir.i ayıplamıyoruz. Liseden arkadafun bir Demokrat Parti milletvekilinio bir B Hayır Içeıdeki inanç... «Herkes. duşunce ve kanaat hurriyetine sahiptır; duşunce ve kanaatlerinı soz. yazı, resim ile veya başka yollarla tek ba. çına veya toplu olarak açıklayabılir veya yayabılır» diyor Anayasa'raız. «Herkes, bilim ve sanntı serbestçe oğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her turlu araştınna hakkına sahıptir» diyor Anayasa'mız. Anayasa 30. ve 21. maddelerinde böyle diyednrsun, şu anda bir yayıncı, bir yazar, bir çevirici arkadas bir kitabı çevirip ya. yınladıği için İS aylık hapis cezasını çekiyor Orta Anadolu'nnn bir tutuklar evinde Hani nerkes düsüneesini serbestçe yayar. dı.'bffiiHi ogrVnme ogretme öıgürlütü v'ardı ! Deıhek yok Syle sey: Bn özgfirlük garip bir şey. Kimi zaman ele avnea sifemı. jof, kimi zaman dört dnvar arasına sıkıstırılabiliyor. Biri kalkıp şeriat devletinin aşın propagandacısı kesiliyor. gazetelerde Anavasa düzenine karsı toplomn kışkırtan makaleler yaııyor, Atatürk ilkelerine, devrimlerine en iğrene saldırılan yapıyor, Snudî Arabistan yönetimini bu ülkede nygnlamak niyetini açı. fa vurnyor, meydanlarda bagınyor, seçimlere girivor, hatta oy bile alıyor ! ö t e yandan bir kitabı çevirip yayınlayan, biriki bilirkişinin raporuyla. aylarca tntnklanma cezasına çarptırıla. biliyor ! Remzi tnanç «Toplum Yaymları» nı yönetir. Hikiyeler yazar, çeviriler yapar. AtatürkçS, devrimci bir aydın Bagüne dek otuz . kırk kitap basmıs. Malaparte'nin «Kapnt» undan, Tütengil'in «Az Gf lismiş Ülkelerin Soıyolojisi» ne, Glaeser'in <19f2 Dogumlular» ından H. Laxnes'in «Atom Darağı* na dek, hepsi degerli, yararlı kitaplar, romanlar, incelemeler. tnanmış bir halkei, Halkevlerinde görev almış, halkı için çalışmıs, gerçek demokrasinin kurulraa» için çaba harcamıs bir kişi . Bir kitap çevirip yayınlamıs. Vietnara Oevlet Baskanı iken 1969da ölen Ho Şi Minh'in «Milli Kurtulns Savaşımız». Bir aydınsanız. cağınmn sorunlarını anlamak, öfrenmek istiyen bir kafaya sahipseniı Asya'nın uyanışmda en biiyük rolü oynamış bir politikacının bu konudaki düşüncelerini elbette ki oknmak isteyeceksiniz. Mao Çe Tung, Gandi, Nehru, Cinnah, Sokamo, Ho Şi Minh Bnnlar Asya ülkelerinin. A«ya uluslannın sömür. gecilere baskaldınşının önderleri. Hepsinin yöntemi ayrı, düsüncesi baska. Ama birlestikleri nokta ulusaİ kurtnlusn sağlamak. bu amaç için çarpısmak Ho Si Minh bir kitap yazmıs «Millî Knrtnlnş Savasımız» diye. Elinize geçse okumaz mısımz? Gazeteler, deTgilrr her gün Vietnam drammda Amerika'nın görüşürü yansıtıp durur. Oysa bir de Vietnam halkı var. Onlar ne der. ne dfisünür raerak edilmez mi? Üstelik söyle böyle çeyrek yüzyıldır sürüp giden bir savaş bu. Fransızıyla, Amerikalısıyla, iç ve dıs sömurgenlerle yapılan bir knrtuluş savası, destanlaşmış bir bagımnzlık, bilinçlenme çabası. Ho Si Minh basarmıs isini, zaferi kazamp yurdunnn yarısını kurtarmış, bağımsız bir devlet kurmus. Nasıl yapmıs bono. hançi temellere dayanarak, neler knrnp neler yıkarak? İşte «Milli Kurtulus Savaşımı» bnnlan anlatıyor. H» Si Minh'in jörüşunü yansıtıyor. Ben, bilim ve sanat deferi tasıyan kitaplarm su ya da bu nedenle suçlu sayılraasını anlamam. Hele kisiligini dünyaya kabul ettirmiş, yakın tarihte etkisini göstermis bir politika adamının, bir devlet başkanının kitabı belgesel bir nitelik tasır. ChurchiU'in dflnyaya bakışı, dünva sorunlanna efilisi nasıl kendine özgüyse, Hltler'inki de. Stalin'inki de, Salazar'ınki de övledir. Beğenmek befenmemek avrı konu. Ama belçesel nitelik taşıyan kitaplan okumak gereklidir. Onlarda yararlanacak pek çok sey vardır da ondan . Ho Si Minh'in «Millî Kurtulus Savaşımız» ı zararlı bulmak, suçlu görmek. mahkum etmek bir Tfrde kendimizi aldatmak değil midir? Bütün dönyada, kapitalist olsnn, sosyalist olsun bütün ülkelerde, hatta Vietnam'la savaş halindeki Amerika'd» bile satılıp okunan, övulen bir yapıtı biz mahkum edecegiz, okutmayacagız. çe\ireni, basanı cezalandıracagız da ne olacak? Hiç . Simdi Remzi İnanç «içerde»dir. Ho Si Minh'in görüslerinin, amlarının, yazdıklannın çevirenle, yayanla ilgisi nedir? Bakalım tnanç aynı görüşleri bölüsüvor mu? «Ho'nun dedikleri bakın ne kadar doŞru, okuyun anlayın» diye mi bastı bu kitabı, yoksa «Ho Şi Minh'in bu kitabı bir belgedir. Türk aydınları çaflannın sornnlarını ögrensüıler, bilsinler» diye mi? Bilebilir misiniz bunu? tki Anayass Huknku profesörü Aksoy ve Soysal •Bu temel eserin ders çalısraalannda knllanılmamıs olmasını biz büyük bir eksiklik sayarız» diyorlar. Anayasa, bilim özgürIüğü var der, Anavaga profesörleri «temel eser» sayar, ama bn kitsbı yayınlayan 18 ay hspiste yatar. Gelin de isin içinden çıkın. Sağduyu denen şeyi arayıp bulun. Yanlışlıg», haksızlığa karsı sesinizi yükseltmeyin çe Fluoresans Spektroskopi prensıbine dayanan ve maden cevherinin cinsini tesbit için yüksek randımanlı radyasyonlardan fav" dalanan bu araç, küçük bir römork üzerinde taşınabilmekte, yer altında veya üstünde çalıştınlabılmektedir. Araç dar dehlizlere soknlarak çalıştınlabilmektedir. Elektronlk olarak çaîışan clhaz asgari 30 saniye içinde buIunduğu mevkideki maden durumunu tesbit edebilmektedir. Bugüne kadar kullanılan metodlarla maden cevherinin tesbiti asgart bir kaç gün sürmekteydi. Bilim adamlan bu yeni ftletle tesbit masraflanıun geleneksel tahlil metodlannın yirmide biri kadar az olacagını 1leri sürmektedirler. Bu önemll buluşu gerçekleştlren firma halen bir prototip üzerinde denemeler yapmaktadır. * * * adencilik uzmanlan pek yakında kalay madenlerinin yer lerini bulmak için ye« ni bir cihazdan faydalanacaklardır. Jeoloğlar, bu aracuı ileride bakır, ktırşunçinko ve diğer madenlerin yerlerinin tespitine de yarayabileceffine inanmaktadırlar. N Maden yalaklan kolaylıkla bnlunuyor HAZIRLAYAN: Vecdi KIZILDEMÎR tem her çeşit el yazısım lşarete tahvil edebilmektedir. Mesaj, telefona raptedilmış özel bır ekrana ozel bir kalemle yazılmaktadır. Kalemin her işareti iki ayn voltaja tahvil edilmekte her biri ekrandaki dikey ve yatay koordinatlara tekabül etmekted:r. Bu voltajlar telefon hattı hayvanların duyma menzllinin çok uzagında bulunan sesten yararlanmayı düşünmüştür. Etkili bır nitelik tâşımakta olan bu sesten yararlanan ünlü bır kasa imalâtçısı ilk kez Londrada tertıplenen «1970 Uluslararası Sanayide Elektronık» sergısınde yeni buluşunu teşhir et icatlar îlk olarak oto sanayii lçln geliştirilmiş olmasına rağmen, bu cıhaz uçaklarda, hava veya sıvı kaçırmaması gereken cam kaplardaki ânzalan tesbit için de kullanılabilecektir. * * * Hayvanlar kâğılla beslenecek skoçyada yapılan araştırmalar sonucunda sığır yetiştiren çiftlik sahipleri, yem stoldanna bozuk ve atümış kâğıt parçalannı katmak suretiyle gıda masraflannda tasarruf yapacaklardır. Denemeleri idare eden Dr. Mtchael Kay bu konuda şunlan söylemiştir: «Sığırlarda arpa ile beslenmenin muayyen bir kiloya vannca ters tepld göstermesi üzerine bu denemelere başladık. Arpa yerine saman vermek «kl» geldi. ancak saman çok pahalıva mal olmaktadır. Artık k&grtlar İse tam istenilen elyafı temin eden ucuz bir kaynak teskü etmektedir.» Hayvan beslenmesinde kullanılan kâgıtlar normal olarak çöpe atılan cinsten kâğıtlarcUr. Bugün hayvanlara verilen geviş getirid maddenln ytizde 50 ile 55 ini kfiğıt teşMl etmektedir. Tecrübeler sırasmda Oçte Od r oranmda arpa ve üçte bir kftğıt katılmıştır. Bn suretle hayvan başına yemden <3 lira tasarruf sağlanmıstır. 9 •••*•«<••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••««««« JMIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIimimillllllMI'i | = TEŞEKKÜR Başanlı operasyonu ve candan alâkası dolayısiyle 1 İ = Sayın Prof. Dr. § Sağırlar felefonla I = E = TARIK MlNKÂRl'ye sonsuz minnetlerimi ifade ederken, HAYAT Hastanesi sahip ve pcrsoneline aılece teşekkür ederizSÜLETMAN ALTUNA | = E = konuşabiliyor 'ngilterede bir firma tarafından geliştirilen yeni bir cihaz sayesinde sağırlar telefonla konuşabilmektedirler. I Baska bir tngiliz firması tarafmdan geliştirilmiş «Electrowrıter» (elektrokaydedici) isml verilen cihaza dayanan yeni araç, telefonla el yarüı mesajlan şönderip alabilmektedir. Telefon üzerinde beliren ses işaretlerini kapanıp sönen ışıklara tahvi! eden bu cihaz sağırların telefonla konuşmadan fakat okvryarak anlaşmalarını sağlamaktadır. îngilterenin bir çok böigeslnde kullanıLmaya başlanan bu sis SIVI KRİSTAL LER Günümüze kadar mercek yapımında kullanılmakta olan cam'ın dışında, yeni bir metodia hazırlanmakta olan sıvı kristaller büyük bir başan ile kullanılmaya başlannuştır. Resimde sıvı kristalle yapümış bir mercek görüliiyor. niiıııııııııııııııııııuııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııın Cumhuriyet 1081 Aleksandrovic Bek'in Dev Romanı Moskova Önlermde (VOLOKOLAMSK ŞOSESt) Sovyetlerde 25 büyük eser arasma giren dev TOman... İkinci Dünya Savaşmda Moskova önlerindeki çarpışmalan ve Moskova'yı kurtaran tabur kumandam Türk'un öyküsünü anlatıjor. Savaş tekniği ve psikolojisi bakımmdan tüm askerlerin okuyacaklan bir roman, MAT Tayınlan, Kredi Han, Cağaloflu, İstanbul. Reklâmcılık: 330/1077 TEŞEKKÜR Geçırdığim kemik kırığınm amelıyat ve ttdavisinl yapan saym Prof. Dr ile sevkedilmekte ve aücı telefon cıhazma bağlı ayni üp ekrana naklolmaktadır. FETHtYE AYRAL'a ve Doç. Dr. Hırsızı haber veren pencere camlari miştir. Yeni cOıaz bir slgars palcetlnden daha büyük olmıyan ufak bir ultrasonık ahcıdan ibarettir. Ayni zamanda verici görevini de yapan cihaz bir otomobilin «rkasına konulmakta ve bir detektör gece bekçisinin omuzuna asılmaktadır. Bir çift kulakhk vasıtasiyle camlardan çıkan en ufak sesi tesbit edebilmektedir. DOETOB Tarık Z. Kırbakan Sayın akraba, dost meslektaş ve hastalannın Kurban ! Bayramlannı kutlar, neşeli günler diler. îstiklâl Cad Parmakkapı ] No. 66 Tel: 44 10 73 FAHRİ SEYHAN'a aile doktorumuz Dr. Zihnl KAVURTa, bızzat gelerek veya telefonla ilgilerini esirgemiyen akraba, dost ve yakınlarımıza, Guraba Hastahanesi ortopedl kliniğı mensupların» tesekkurlerimi sunarıra. TAKt KABABULUT Cnjnhnriyet ...... KEIMT OYUNCULARI P lin de bakalım. N'erde Anayasa özjürlükleri? diye sormayın'... ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ OKTAI encereleri kesip veya SJTmak suretlyle hırsızlık yapanlar tçin hayat bir hayli zorlaşmıştır. Cam yapışkan kflğıtla fcaplansa dahi, camı kırma olayı ültrasonik bir enerji meydana getirmektedir, bundan faydalanan bır fırma normal olarak insan ve MENKUL SATIŞ İLÂNI istanbul 2.ci İcra Memurluğundan 970/11378 Rehinll olup satılmasına karar verilmiş olan, cem'an 133.850. TL. lira kıymetinde aşağıda dbkümü yazılı menkı^l mallar 195.1971 cuma gunu saat 12 00 • 12 30 arasında tstanbul, Kasrmpaşa, Bahariye Cad. No. 253 de açık arttırma suretiyle satılacaktır. O gün muhammen kıymetinin % 75 i elde edilemedigi takdirde 22.2.1971 pazartesi saat 12 • 12.30 arasmda en çok arttırana peşin para ile ihale edilecektir. Satış şartnamesi dosyasmda olup isteyenin adresine göıiderilebileceği ve isteklilerin belli gün ve saatlerde satış mahallinde hazır buiunacak ilgili memunımuza müracaatları ilân olunur. MuhAmmeıı kıymeti Maltn cinsi Kilosu Kilo fiyatı 23.100.TL. Altenmgsschutsanittel MB 350 68.TL. Altemngsschutzmittel DOD 700 108.TL. 75.600.TL. Vulcacit ZM. 750 29.TL. 21.750.TL. Vulcastap 200 67.TL. 13.400.TL. eem'an \ 133.850.TL. (Basm: 721/1067) Keklâmcılık: 316/1072 NİMBÜS Üç kızkardeş Çarşamba Cuma 18,15 ve 21,15 de A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle