20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ı ı ı a uunı: ILLAR önce «Sarayburnu nutku» nu söylemiş, Cumhııriyetin Onuncu yıldönümü gibi bir giinde söylediği o ateş parçası nutkunda güzel sanat lann Türkiye'nin kalkınmasındaki görevi üzerinde önemle, ısrarla durmuş olan Ata türk'ün 1934 yüında teveccühüne mazhar ol muştum. Y NEREYE G1DIYDRUZ ? ADNAN SAYGUN SAYIN TALÂT S. HALMAN'A , V SON bir kaç ay içinde sanat ve kültür konularında söyLİenmiş bazı sozler ve bu sözlerin uygulaması, sayabılecegimiz bazı olaylar beni derin derin düşündürdü. Bundan otuz yıl önce «Musiki Dâvamız» diye bir dizi yazı yayınlamıştım; bunlardan bir kaç yıl sonra kaleme aldığım bir başka yazıyı da şöyle bitirmiştim: «... Nerdeyse «bir varmış, bir yokmuş» deyip gözlerimizi kırpar kırpmaz, yan karanlıkta yüz elli yıl süren bir yolculuğun berisinde, rahat uykularına varmış olanlann ikliminde «sayım suyum yok ..» uyanıvereceğiz. Ne de OIM ben, gene de o n « B M l 1 ' " 1 " 1 bu yana bir arpa boyu yol aldığmnzı sanıyordum.» mantığm kurallanna göre çizmişti. Değışen toplumsal koşullar elbette ki maddî ve manevî yaşamamızın her alanında yankılarını bulacaktır. Kıyafetimizden, oturup kalkmamızdan, duyuş ve duşunüsümüze, olayları değerlendirişimize kadar. okumamı rica etti, sonra o bü Uzun yıllar boyunca çeşitli senyük adam orada bulunanlara şu deleme, yalpalama ve sürçmesözleri söyledi: lere rağmen bu «boğnlmaktan kurtulma», bu «yeniden doğma» « Efendiler, «Bâ atıhmının bizi yavaş yavaş «Osdei vuslat içilsin» söz manhlık» tan gittikçe bilınçll bir «Türklük» e yönelttiğini leri Osmanlıca ve onun lemek yanlış olmayacaktır. söyHer musikisi Osmanlı mu yönü ile güzel sanatların böyle sikisidir. Bu sozler türk bir atılımın dışında kalması da, hiç kuşkusuz, düşünulemezdi. çe ve bu gecenin yap Bugünkü şiirimiz, dıl ve özeltığı musiki Türk mu likle kavram bakımından olduğu kadar deyim ve teknik basikisidir ve bizim mu kımından da divan edebiyatı sikide takip edeceği dediğimiz turden uzaklaşmıştır. Şunu söyliyebılimiz yol budur. Osman rız ki, da rahathklakimse yadırbu evrimi lüık devrini ikmal et gamamakta, hattâ pek doğal musikiye miştir. Artık yeni top bulmaktadır. Amazira duyuş gelınce iş değişir; ve • TARTTŞMA lum, yeni ruh!» duşüncelerımizdeki değişmeler istedikleri kadar toplum diriBüyiık önderin bize işaret et minin en doğal sonucu olsunlar, NtîNDE açılmış kitaplar, Kâmusiki ruhun öyle derınlıklezım Özalp'm önünde kâğıt tıği yol, Türk ruhunu yansıtan çağdaş bir sanat yolu idi. rinde tahtını kurmuştur ki, delar, elinde bir kalem. Bazı ğışiklıklerın kolay kolay etkisi sozler üzerinde tartışüıyor ve • KOŞULLAR aitında kalmaz. Işte bu yüzdensonra Kâzım Paşa, Atatürkün uydir ki, musiki, toplumlarda angun bulduğu sözleri yazıyor. Kolaşmazlıklara, öteki sanat dallanuyu hemen kavradun: «BâdeI ERÇEKTE Atatürk bu söz. vuslat içilsin kâsei fağfardan» rına göre daha çok yol açar. Bileri ile bir keşifte veya kediye başlayan bir şarkının sözlinç altma islemis alıskanlıklarhanette bulunmamış, toplu. leri öztürkçeye çevriliyordu. Bir mumuzda özellikle 19. yuzyıl dan daha kolay uzaklaşabilmişsüre sonra çevirme Isl tamam başlarından bu yana süregelen lerle uzaklaşamamış olanlar alandı. O zaman Atatürk bana dö oluşum ve evrim kımıldanmala rasındaki surtüşmeleri hiç yanerek bu öztürkçe sözleri bes rını ve atılımlanm çok iyi de dırgamamak gerekir; bu elbettelememi istedi. Kalktım, sakin ğerlendirerek gidüecek yolu bir köşede sözleri besteledim ve piyano ile kendime eşlik ederek besteml okudum. Büyük bir ciddiyetle beni dınleyen Atatürkün gözlerinde sanki bir tereddüt ve endişe vardı; fakat biraz sonra bu endisenin yerini huzurun aldığını farkettim. Bir kere daha Atatürk o yıl özellikle musikl :onusu üzerinde duruyor, bu yolla yerü ve ciddî eserlerin meylana getirilmesinl şiddetle arzu diyordu. Bütün imk&nsızlıklara ağmen onun ciddî bir Türk o•erası yazılmasını heyecanla isemiş olması bunun bir delilidir. *itekim o zaman kendilerinin •ermiş olduğu eski bir efsane Izerine yazdığım «öz Soy» adlı .ahne eserim Türk operasının >aslangıcı olmuş ve Atatürk, çağ iaş arüamda bir Türk musiki .anatmın gelişebilmesi için bir «lusıki ve Temsil Akademisi ku•ulması gerektiğine inanarak buIU ilgililere telkin etmiş, bunun izerine orkestralarımızın, operaanmızm, tiyatrolanmızın ve baelerimizin kaynağı olan Ankara Jevlet Konservatuan kurulmuşur. Gene o aylarda Atatürk beü bazan yalnız kabul eder, zanan zaman da musiki konusulun ele alındığı masa başı topantılanna çağırırdı. Bir akşam, ;ene beni Atatürkün istedıği hajerini aldım. Köşke gittiğimde. ızun yemek masasımn başında \tatürkü gördüm. Sağ yarunda Seneral Kâzım özalp oturuyoriu. öteki dâvetliler de masada, sağh sollu yerlerinl almışlardı: yalnız Ata'nın sol yanındaki sanialye boş duruyordu. Benl görünce «Niye geç kaldın? Beklettin» diye lâtife edasiyle karışık 5item ederek yanmdakl boş yere oturmamı emretti. Atatürk'ün işaret ettiği yol Türk ruhunu yansıtan sanat yoludur te olacaktır, ama zaman her şeyi yoluna koyacaktır. Elverir ki, yeniden doğma atılımını ister sanat adamı, ister eğitim ve kültür sorumlusu olarak yönetenler, yüklendikleri ağır görevin ciddiliğini bütün anlamıyla kavramış olsunlar. Devletin ve toplumun eğitim ve kültür sorunları ile doğrudan doğruya ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve toplumumuzda birbiriyle çelişki halinde yaşıyan eski ve yem zıhniyetlerin ortaya çıkardıgı sorunların çözümü sorumluluğunu özellikle yüklenmiş olan veya yüklenraesi gereken Kültür Bakanlığı gibi kuruluşların bu görevlerinl topluma en yararh bir surette yerine getirebilmeleri için çok dikkatli hareket etmeleri gerekir; zira, atacakları bir yanlış adım, toplumda yankılan yıllar yılı surecek sarsıntılara yol açar. musiki ile ilgili kitaplar yayınlamak ve eserlerin en iyi bir Türk müziğini olunılu bir yönde geliştirmek için bu konuya ber fırsatta ışık tutan; ilgluslupla icra edılıp tesbitine imHleri uyaran büyük önder Atatürk ve Kâzım Özalp kân hazırlamak ereğıne yönelmiş Konservatuara bağlı bir enstitunun kurulmasına gene o tarihte karar verılmiştl. Bu karar yürudü; çağın en değerli ustatları Bilim Heyeti'ni meydana getirdiler ve eski Türk sanat musikimize çok büyük hizmette bulundular. Eğer bu kuruluş sonradan ereğinden sapıp geriye doğru yöneltilmlş ise, vebali bu işe önayak olanlardadır. Drina'da Son Giin FAİK BAYSAL • ALTIN ÇAĞ O B 6 lZtM eski sanat muslkimlz de, gerçekte, Akdeniz havzası ile Ortao*oğuyu içine alan ve serpintileri daha da yaygm olan bir makamî musikl sistemi üzerine kurulmuş, Osmanh Türkiye'sinde geliştlrilerek erişilmez bir doruğa ulaştırılmış büyük bir sanattır. Bu büyük sanat altın çağını on yedinci, on sekizinci yüzyıllarda yaşamış, debdebesini nihayet on dokuzuncu yüzyılm ortalarına kadar sürdürebilmiştir. Ancak, bu sanatın değişen toplum koşullarına o haliyle uyamıyacağına göre duraklaması ve nefesinin yavaş yavaş kesilmesi olağan idi. Bu olaylarla aynı zaroanda, bundan en az yüz elli jfıl"önce, yeni aj|Milann da, ^* m • koş« Gene eski sanatımızı en iyi şekilde değerlendirme olanağını sağlamak ereğiyledir ki, Ankara Devlet Konservatuannın kom pozisyon bölümünde, eski Türk sanat musikisinin tarihin akısı içindekl yeri ve bütün özellikleri genişlemesıne ve derinlemesıne okutulagelmiştir. Bunun dışında, önce Îstanbul Konservatuan, sonra da Ankara Devlet Konservatuannda halk türkulerimizin büimsel yollarla derlenmesi ve değerlendirilmesi işine başlanmıs, ayrıca halk musikimiz, kompozisyon alanında yetişen gençlere bilim yollarından öğretılmistir. Tutulan bu yol geleneği inkâr değıl, belki yeni koşullar içinde geleneğimlzi en iyi şekilde değerlendırmedir. Yazan: 63 Bu Türkler'in serbest bırakılm»lannı sizden tekrar rica ediyorum. Kendilerine bir şey olduğu takdirde bu sefer Balkan'da bir de bizimle uğraşmak zorunda kalacaksımz. Ben kendinıi banşa ve iyiliğe adamış bir insanım. Size bunu bildirmekle görevimi yapmış bulunuyorum. Dışandan arasıra tank, kamyon ve uçak sesleri geliyordu. Alb»y sesinin titremesine engel olamayacak kadar sinirlenmişti. Bu sözlerinizi insanlığa mutlu bir gelecek sağlamak için kanını döken Alman ordusunu hedef alan bir tebdlt oUrak kabul ediyorum. Bur.unla birlikte bizi fauanlıfs karşı görevimizi yapmmktan hiç bir kuvvet ve tehdit alıkoyamıyacaktır. Bunu özellikle sizin bilmenizi isterim müftfi efendi. Bedroviç sakin görünmeye çalışıyordu. Haklı bir davayı savunduğundan emin olduğu için savaş dünyasmın kacun dışı davranıslannın başına getirebileceğl hiç bir şeyden korkmuyordu. însanlık görevin! bir din ad»mı olarak ben bdyle anlamıyorum. Size yine izninizle suçsuz insanlann kanını döktüğünüzü »öyleyeceğim. Her nekadar bizim düşmanımızlarsa da Sırplor, Hınatlar, Slavenler de insandır. Ben yalnız Türklerin değil, bjızayB onların da hakk ^ «^runmaya gefdiıÇ, tyl^foUJa yürümüyor• J r ^ ^ j J ^ n bir s«feçekte tfişv boşuns döktü. ğünüz bu Ivanların içinde boğulacaksmız. Bunu liitfen bir dostun uyarması olarak kabul etmenizi rica ederim. Albay bir eliye göğsündeki nişanlan okşadı. Dudaklan iki biçak afızı gibi birbirinin üstüne bir.mişti. Sol yumruğunu masaya dayayarak ayağa kalktı. Sizinle anlaşamıyacağız galiba müftü efendl. Sizden önce kesin ve açıkça konuşmanızı rica edeceğim. Biz askerler tazla süslü cümlelerden bir şey anlamayız. Bedroviç gulmeye çalıştı. Size anlaşılmıyacak bir şey söylemedim. Sizi tehdit de etmiş değilim. Almanlarla görfllecek her hangi bir hesabım da yok. Tekrar ediyorum, insanlara işkence etmekten vazgeçiniz. Yiiksek Komutanlığınız insanlık sevgisinin bütün silâhlanndan daha güçlü olduğunu bir an için kavrayabilirse uğruna çarpıştığınızı söylediğiniz evrensel mntluluğu dünyamıza getirebilirsiniz. Fakat ben bunu anlayabileceğini hiç sanmıyorum. Dünyanm ber tarafında olduğu gibi Yugoslavya'da da haksızlıklar ediyorsunuz. Eğer yaşarsanız bn söylediklerimin yanlış bir şey olmadığını bir gün göreceksiniz. Ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. Şu halde o gflnahsız insanlan bırakmamakta urar ediyorsunuz değil mi? Ben ısrar etmiyorum müftü efendi. Onların hepsi adil kanunlanmızın himayesindeler. Savaşta bulunmamua rağmen elimizden geldiği kadar insanlık hukukuna bağlı kalmaya çalışıyoruz. Ama pis komünistler bizi dünyaya başka türlü tanıtmak için kendi yaptıklan canavarlıkları bize yüklüyorlar. Size bir yardımda bulunamıyacağım için çok üzgünüm. Bedroviç de ayağa kalkmıştı. Bütün söyledikleriniz güzel şeyler. Ka. nnnlar ve hukuk, yüzyıllardan beri insanlık bunların savasını veriyor. Fakat bazıları hîlâ tarihten ders almak istemiyor gorünüyorlar. Su YARIN: Ezbere atılan her adımın sonu hüsran olacaktır. Adnan Saygun; bir konser sırasında dinleyicllerden yana dönmüş alkışlara tcşekkür ediyor da baçladığı bir tarih gerçeğidir. Aranış ve kımıldanışlar, bzellikle Cumhuriyet'ten beri daha bilinçli bir yeni «Türk Ses Sanatı» nm gelişmesine ve mey. valannı vermesine yol açmıstır. Imdi, eğitim ve kültür konularıyla uğraşan resmî kuruluslarımızın da bu konular üzerine ciddiyetle eğilmesi, toplumdaki gelişmeler ve değişmelerle izah olunabilen tarih içindeki olaylar akışından gereken dersleri alıp ileri doğru yollannı ona göre çizmeleri gerekmez mi? Nite. kım, vaktiyle böyle de olmu«tu. örneğin 1926'larda musiki oğretimi alanında ikillk kaldınlmış ve DârÜl Elhan'ın yerine îstanbul Konservatuan açılmıçtır. Eski kuruluşun yerini îstanbul Konservatuarımn alması, eski TCrk Sanat Musikimizi inkâr anlamına elbette ki gelmez; zira eski Türk sanat musikisi eserlerini derlemek, bu J RENKLI Memleket Manzaralarıyle Süslü TAKVIMI ULKU Duvar BOND • Namaı Saatları • Dini Bilqiler • Yemek Tarifleri • Makyaj Bılgileri • Görgü Kuralları • Ev Bilgıleri • Çocuklara Bilmeceler • Bılgi Soruları • Evinizin Avukatı • Sağlık Bilgileri • Tarih Bilgileri • Ganp Olaylar • Yavrunuza Isimler TAKVİMİNDE GÜVEN YAYINEVİ Renklî ULKU l ' s Bmlene Bilgi... ne derseniz deyiniı, gerçek zaferi bir gSn ingan. lık kazanacaktır. Şimdi gitmeden önce bir şey daha corabilir miyimî Buyurun ! Demin insanlık hnkuknndan söz ettiniz. Her halde bunu benim anladığım anlamda kullanmadınız. Eğer benlm anladığım anlamda kollandıysamı şn Magda Mitza'dan ne Utedini» öyleyse? Albay fena bozulmoştu. Magda'dan hiç bir şey istemedik müftü efendi. O her tarafta insanların kanını dökmekten hoslanan haydut Neniç'in metresiydi. Birçok cinayetlerde ona yataklık etmişti. Böyle birini kurtarmamı da benden isteyemezslniz her halde Neyiniz var? Tine inanmamış gibi bakıyorsnnuz, Bedroviç kapıya doğru iki adım yürfidü. Mitza'nuv suçu da belgelere mi dayanıyor? Alman adaleti belgelere dayanmadan hiı kimsenin hajatına son vermez. Bunu verdlğini! Taızlarınızda müslüraanlara bildirirseniz çoh se vinirim. Bildirmeyi çok Jsterdim. Mitz» mezardaı çıktıği gun bu dediğinizi yapacağun. Komutan gülmeye başladı. Mezardan çıktığı gün mü dediniz? , ,&!irovic albayın niçin güldü|üiıtt''%ıtllyaına pnıstı. Eve(, Mltza mezardan çıktıgı gün vamanm da hakkınızda yanıldığımı bütün müslömanlar söyleyeceğim. Bu sozünüzü unutmazsınız değil mi? Ben din adamıyım, istescm de yalan söy lemeyi beceremem. Ziyaretinizden çok memnun oldum müft efendi. Sizi tekrar görmekten memnun olacağım. Teşekkür ederim. Türklore selâmlarunı söyleyin. Soylerim, fakat Türkler selâm değil ada let bekliyor. Bütün Türkler arasında dolaşan bu konuşm burada bitmişti. Albay kapıyı açmış, yiiksek Tüı misafirini saygılarıyla uğurlamıştı. Hattâ daha d ileri giderek kendisini evine makam arabası\ göndermek istenıiş, fakat müftü teşekkür edere bunu kabul etmemişti. Aldatılmışlar ordusunu yüzbinlerinden biri olan Nazizmin bu mavi göz çocuğu ünlıı din adamıyla yaptığı karşılıklı kı nuşmada yenilgiye uğradığmı bilmcyecek kad aptal değildi. Fakat artık o da kendinin olmakt; çıkmış bir insandı. tstese de doğru olduğuna nandığı yola artık dönemezdi. Arkasında Hitler' yumruğn, önünde Çetniklerm namlusu varı Kazık gibi olduğu yerde kalmaya mahkumdu. günün geeesi sabaha kadar gözüne uyku girmemi ti ve o konuşmanın üstünden bir hafta geçtikt sonra bile kafası arasıra nğuldar gib! oluyord Müftü çittiktcn iki gün sonra askerî mahker Türkler"i de suçlu bularak haklannda Idam k rarı vermiş, fakat bunun çok kötü tepkiler uyan dıracağını düşünerek karann yerine getirilmesi ileri bir tarihe ertelemişti. Anladığına göre ha Bruno'yu anyordu ve kendisini hiç sevmediğ' de her fırsatta gözleriyle belH ediyordu. Bu r denle bir süre sonra kaymakamlık görevinden ke di kendini azletti ve yerine satımıış Sırplardan I rini getirdi. Türklerden hiç biri halk oyuna t yanmıyan böyle bir atamayı kabul etmemişti. F kat yeni kaymakamm da hayatı tehlikcdey Bruno'yu yere seren kurşunlarm yakın bir ! lecekte onun da hesabmı göreceği muhakkal CArkası TIFFANY JONES (Ankara Reklâm: 693) 10508 TELEFON DEGIŞIKLIGI Emekli Sandığı da mesken kredisi versin Sosyal Sigortaya bağlı olan memur ve hizmetliler 60000 liralık mesken kredisi alarak bunu yüzde dört faizle yirmı senede ödeyebilmektedirler. Emekli Sandığma tabi olanlar ise böyle bir haktan faydalanamamaktadırlar. Hattâ yan resmi bazı işyerlerinde aynı tahsü seviyesinde ve vasıfta personehn bir kısmı Sosyal Sigortalara, diğerleri Emekli Sandığına tâbi küınYeni imtihan maktadır. Emekli Sandığında da bir Erayönetmeliğine dair lâk Müdürlüğü ihdas edilerck, personele mesken kredisı lemıni Bu yıl devletleşen okulumuzsadtce bir organizasyon meselesida 1970 (özel okul) yönetmelidir ğine göre iki ve daha fazla ders Bu gibi eşitsizlikleri tamamen ten sınıfta kalan Sğrencilere ortadan kaldırmanın yolu ise ilerl Şubat döneminde imtihan hakkı Batı ülkelerinde olduğu gibi bütamnmayıp, tek dersten borçlu tün hizmetlüeri bir tek Sosyal Si olarak geçenlere bir Ust sınıfa gorta (güvenlik) sistemine bağladevam hakkı verümektedir. maktır. Halbuki Resml Eczacılık FaPersonel Kanunu gibl tatbikl kültesinde tek dersten borçlu çok daha zor bir kanunu çıkaran geçme olmayıp, her öğrenciye bir Meclisin bu kanunu çıkaraŞubat üntihan hakkı verilmekmaması için hiç bir sebep yoktedir. tur. Hazırlanacak yeni yönetmelikYapılacak iş, Emekli Sandığı ve te, öğrencinin bir yılına mal obenzeri kuruluşlan bütün varhk lan bu hususun, önemle göz> lan ile Sosyal Sigortalar bünyeönünde bulundurularak düzelsinde toplamaktır. Tatbikatm ko tilmesin! sayın ilgililerden saylaylaşması için de ilk adım olagılanmızla rica ederiz. rak işe yeni başlayan hizmetliler tstanbul Eczacılık Yüksek yeni sisteme dahil edilebilir. Okulj SğrencUerinden bir Tunç Agun Kırmızı Sokak No: 10 frup adına: Suadiye îstanbul. Kemal KARAKAŞ Cumhuriyel'ı mekhjploc GARTH BU OOTAVA MA»; ıYıS( Sentetik İplik Fabrikaları A.Ş. Bursa telefon santralındeki değişiklik nedeni ile 1.1.1972 tarihinden itibaren şirketimizin telefon numaraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. w Acaba neden? Geçen bayramda îstanbu gıtmiştim. Elımdeki adre (Nışantaşı Guzelbahçe Yenıyı bir ahbabı aradun. Bır aşagı bir yukan dolaşt durdum. Sokak başlannda, kağın adı yazıh olduğundan okuyup yazmam da olduğund sormaya da utandım. Bir bî aradıktan sonra, aradığım j bulabiîdim. Yalnız hayret mucip olan şey Bu soka başında (Sezaı Selekler) lev smın yer aldığıdır. «Olab dedım» Bu lsmi araştırdım. sokakta yeni yapılan bir apı manın sahibi veya apartma adı imiş. Sıraç ATDINTAŞE Emekli öğretmen ULJ ©UINETTA'Yt BUUUP ıKı VOM 18 5OO 18 5O1 18 5 O 2 18 5O3 . 5O4 l 33JB) İUOUİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle